Dava uzamasın diye tazminat isteyip istememekte kararsızım bir an önce bitsin istiyorum
Nasil bir manyakla karsi karsiyasin sen farkinda misin???O adamin yuzune bakarsan aklina şaşarım.Madem kendini ailesine adamış ok adasin ama sen buna ortak olmak zorunda değilsin.Barismak isteyen adam hatalarini anlar neden bu duruma geldiginizi düşünür sana sart koymazzz.Hadi diyelim koydu seni sagacak biri gibi görmez.Bahaneyr bakk kendine güvenme yani bana muhtac ol.Allah askina dönme sana sart koşarsa onaa topunu al sektir gittt deMerhaba. Boşanmak üzere olan 29 yaşında bir bayanım. Eşimle şiddetli geçimsizlik nedeniyle bosaniyorum. Ancak eşim sürekli pişman olacaksın neyi kaybettiğini göreceksin kıymetimi anlayacaksın keşke keşke diyeceksin gibi cümlelerle bana suçluluk duygusu hissettirmeye çalışıyor. Düşünceleriniz benim için çok önemli.
Nereden başlayacağımı bilemiyorum eşimin ailesi ile çok büyük kültürel farklılıklarımız vardı. Bunu tanışma döneminde fark etmiştim. Annem çok uyardı beni bu aile ile yapamazsın yapma etme diye ama eşim onlar gibi değil diye düşündüm ben üstesinden geleceğimi sandım.Nisan sürecinde zaman zaman olmayacağını anlasamda maalesef devam ettim. Eşimin ozellikle annesi çok tuhaf davranışları olan bir kadındı. Bana arkadaşlarım kayinvaliden terelelli bir kadın der dururdu. Bir örnek verecek olursam bize ilk tanışmak için gelişinde mutfağa düzenli mi temiz mi diye kontrole girmişti. İkinci gelişinde ise herkesin içinde ayaklarını ikiye ayırıp uzatarak 3 yaşındaki yeğenim ile kumanda savaşı yapıp çocuğun elinden kumandayı çekmişti ver ver diye. Aile ortamında hele hele çocuklar varken izlenmesini asla tasvip etmediğim sahnelerin yaşandığı dizi izlemisti sanki kendi evinde gibi. Bizim onlara ilk gidisimizde de sofraya Pet şişelerle su koymuştu bardak yerine. Kısacası görgü ve kültür nezaket anlamında asla tahammül edemeyeceğim bir aileydi. Düğün sürecinde asla manevi veya maddi anlamda bir katkıları olmadı. Sürekli benim ailem bisiler yapmak istedi onuda eşim kabul etmedi nedenini şuan anlıyorum. Zaten eşimin elinden iki sene boyunca maaş kartını almış babası doğru düzgün birikimide olmamış evin tüm giderlerini babası iyi bir pozisyondan emekli olmasına rağmen eşim karşılamış. Nikahta ise yine bana herhangi bir düğün hediyesi takılmaz iken eşime küçük altın takmislardi. Kardeşlerinden şehir dışında olanlar çeşitli mazeretlerle düğüne gelmedi. Ama eşimin tek cümlesi canları sagolsun. Kızlar buraya kadar inanın umrumda değil olanlar sadece eşimin bunca saçmalığa rağmen ailesine kendini feda etmişcesine tavırları artık sinirlerimi yıprattı. Herşeye canları sagolsun yapmak zorunda değiller deyip duruyor. Ama kendisi sürekli onlar için birseyler yapma derdinde. 4 erkek kardeşler fakat herseylerine sanki eşim gitmek zorundaymış gibi bir algı var. Anne babası yaşlı değiller ama pazara markete her türlü ihtiyaçlarına eşim gidiyor. Biz sivasta yaşıyoruz. Tatilden dönüyorlar uçakları kayseriye iniyor diye eşim bana rapor alalım işe gitmeyelim annemleri kayseriden almaya gidelim buraya kadar in bin zahmet cekmesinler diyor. Ben evleneli 1 ay olmuş tatile bile gidememisim. Bana böyle teklifler yapıyor. Ben es kaza bugün annemlere beni sen bırak dediğim zaman ise atın var araban var kendin git diyor. Terminale eşim bırakıyor terminalden eşim alıyor. Dışarıdan yemeklerini eşim alıyor yorgun gelmişlerdir diye. Aynı binada oturan abisi kılını kıpırdatmıyor. Nisan ve düğün döneminde maddi olarak eşime kıyamadığım için o kadar çok şeyden feragat ettim ki eşim üzülmesin diye neredeyse herseyi kendim aldım. Nişanda alınacak ne varsa kendim aldım. Düğün istemedim.1 hafta boyunca inşaattan çıkma evi tek başıma temizledim kimse yardıma gelmedi sırf temizlikciye ayrıca eşim para vermesin sıkışmasın diye. Bütün bunlar olurken eşim abimin canı sıkılıyor muş eve İnternet baglatacagim dedi düğüne 1 hafta kala. Bende kendi evimizin İnterneti yok hem bir hafta sonra evleniyoruz diye kabul etmedim. Sonradan öğrendim ki esim annesinin evine İnternet baglatiyor aylık 200 TL fatura ödüyor Bizim kendi oturduğumuz eve ise çok pahalı diye sınırlı İnternet baglatiyor. Bunu sorguladigimda ise sen karışamazsin diye cevap verdi bana tartışma büyüyünce de seni vurup sinek gibi duvara yapıştırırım cevabı aldım. Her fırsatta beni azarlayacak bir bahane bulurdu. Bir yemeği iki kez yer misin diye sorsam 2. De azar gelirdi. Veya kavga ettiğimiz gün yemek yapmak istemesem kendine dışarıdan tek kişilik yemek söylerdi benim içime sönmez o üzgünken yemek ağzıma sürmem ama o böyleydi en son tartışmamızda evi terkettim gece 1 gibi ailemi aradım valizimi hazirladiktan sonra beni alın diye gelip beni aldılar ama içeri girmediler. Aylardır aileme düşman oldu evimi bastılar seni götürdüler diye. Oysa ben evden çıkarken sırtı dönük biçimde gidersen git demişti bana. Barışmak istiyor ama şart olarak ta maaş kartını bana vereceksin. Seni bir yere bırakmami istiyorsan arabanin anahtarlarını bırakacaksın gibi şartlar öne sürüyor. Buna da gerekçesi ben bunlara güvenip kendi kendime yeterim düşüncesi ile evi terk etmişim evliliğini kurtarmak için bunları istiyormus. Sen evi terk edemezsin seni dovmedim aldatmadım ne derdin vardida gittin diye suçluyor beni. İlla dayak yemek aldatılmak mi lazım. Evet iyi tarafları da var eşimin ama yukarıdaki durumlara tahammül edemiyorum artık lütfen akıl verin. Daha o kadar çok saçmalık var ki konu uzamasın diye yazamadım
Evlilik bu degilMerhaba. Boşanmak üzere olan 29 yaşında bir bayanım. Eşimle şiddetli geçimsizlik nedeniyle bosaniyorum. Ancak eşim sürekli pişman olacaksın neyi kaybettiğini göreceksin kıymetimi anlayacaksın keşke keşke diyeceksin gibi cümlelerle bana suçluluk duygusu hissettirmeye çalışıyor. Düşünceleriniz benim için çok önemli.
Nereden başlayacağımı bilemiyorum eşimin ailesi ile çok büyük kültürel farklılıklarımız vardı. Bunu tanışma döneminde fark etmiştim. Annem çok uyardı beni bu aile ile yapamazsın yapma etme diye ama eşim onlar gibi değil diye düşündüm ben üstesinden geleceğimi sandım.Nisan sürecinde zaman zaman olmayacağını anlasamda maalesef devam ettim. Eşimin ozellikle annesi çok tuhaf davranışları olan bir kadındı. Bana arkadaşlarım kayinvaliden terelelli bir kadın der dururdu. Bir örnek verecek olursam bize ilk tanışmak için gelişinde mutfağa düzenli mi temiz mi diye kontrole girmişti. İkinci gelişinde ise herkesin içinde ayaklarını ikiye ayırıp uzatarak 3 yaşındaki yeğenim ile kumanda savaşı yapıp çocuğun elinden kumandayı çekmişti ver ver diye. Aile ortamında hele hele çocuklar varken izlenmesini asla tasvip etmediğim sahnelerin yaşandığı dizi izlemisti sanki kendi evinde gibi. Bizim onlara ilk gidisimizde de sofraya Pet şişelerle su koymuştu bardak yerine. Kısacası görgü ve kültür nezaket anlamında asla tahammül edemeyeceğim bir aileydi. Düğün sürecinde asla manevi veya maddi anlamda bir katkıları olmadı. Sürekli benim ailem bisiler yapmak istedi onuda eşim kabul etmedi nedenini şuan anlıyorum. Zaten eşimin elinden iki sene boyunca maaş kartını almış babası doğru düzgün birikimide olmamış evin tüm giderlerini babası iyi bir pozisyondan emekli olmasına rağmen eşim karşılamış. Nikahta ise yine bana herhangi bir düğün hediyesi takılmaz iken eşime küçük altın takmislardi. Kardeşlerinden şehir dışında olanlar çeşitli mazeretlerle düğüne gelmedi. Ama eşimin tek cümlesi canları sagolsun. Kızlar buraya kadar inanın umrumda değil olanlar sadece eşimin bunca saçmalığa rağmen ailesine kendini feda etmişcesine tavırları artık sinirlerimi yıprattı. Herşeye canları sagolsun yapmak zorunda değiller deyip duruyor. Ama kendisi sürekli onlar için birseyler yapma derdinde. 4 erkek kardeşler fakat herseylerine sanki eşim gitmek zorundaymış gibi bir algı var. Anne babası yaşlı değiller ama pazara markete her türlü ihtiyaçlarına eşim gidiyor. Biz sivasta yaşıyoruz. Tatilden dönüyorlar uçakları kayseriye iniyor diye eşim bana rapor alalım işe gitmeyelim annemleri kayseriden almaya gidelim buraya kadar in bin zahmet cekmesinler diyor. Ben evleneli 1 ay olmuş tatile bile gidememisim. Bana böyle teklifler yapıyor. Ben es kaza bugün annemlere beni sen bırak dediğim zaman ise atın var araban var kendin git diyor. Terminale eşim bırakıyor terminalden eşim alıyor. Dışarıdan yemeklerini eşim alıyor yorgun gelmişlerdir diye. Aynı binada oturan abisi kılını kıpırdatmıyor. Nisan ve düğün döneminde maddi olarak eşime kıyamadığım için o kadar çok şeyden feragat ettim ki eşim üzülmesin diye neredeyse herseyi kendim aldım. Nişanda alınacak ne varsa kendim aldım. Düğün istemedim.1 hafta boyunca inşaattan çıkma evi tek başıma temizledim kimse yardıma gelmedi sırf temizlikciye ayrıca eşim para vermesin sıkışmasın diye. Bütün bunlar olurken eşim abimin canı sıkılıyor muş eve İnternet baglatacagim dedi düğüne 1 hafta kala. Bende kendi evimizin İnterneti yok hem bir hafta sonra evleniyoruz diye kabul etmedim. Sonradan öğrendim ki esim annesinin evine İnternet baglatiyor aylık 200 TL fatura ödüyor Bizim kendi oturduğumuz eve ise çok pahalı diye sınırlı İnternet baglatiyor. Bunu sorguladigimda ise sen karışamazsin diye cevap verdi bana tartışma büyüyünce de seni vurup sinek gibi duvara yapıştırırım cevabı aldım. Her fırsatta beni azarlayacak bir bahane bulurdu. Bir yemeği iki kez yer misin diye sorsam 2. De azar gelirdi. Veya kavga ettiğimiz gün yemek yapmak istemesem kendine dışarıdan tek kişilik yemek söylerdi benim içime sönmez o üzgünken yemek ağzıma sürmem ama o böyleydi en son tartışmamızda evi terkettim gece 1 gibi ailemi aradım valizimi hazirladiktan sonra beni alın diye gelip beni aldılar ama içeri girmediler. Aylardır aileme düşman oldu evimi bastılar seni götürdüler diye. Oysa ben evden çıkarken sırtı dönük biçimde gidersen git demişti bana. Barışmak istiyor ama şart olarak ta maaş kartını bana vereceksin. Seni bir yere bırakmami istiyorsan arabanin anahtarlarını bırakacaksın gibi şartlar öne sürüyor. Buna da gerekçesi ben bunlara güvenip kendi kendime yeterim düşüncesi ile evi terk etmişim evliliğini kurtarmak için bunları istiyormus. Sen evi terk edemezsin seni dovmedim aldatmadım ne derdin vardida gittin diye suçluyor beni. İlla dayak yemek aldatılmak mi lazım. Evet iyi tarafları da var eşimin ama yukarıdaki durumlara tahammül edemiyorum artık lütfen akıl verin. Daha o kadar çok saçmalık var ki konu uzamasın diye yazamadım
Keşke düzelse yuvan dağılmasa diyeceğim ama. Kendi bile birdahaki yapmayacağım demiyormuş ki. Böyle bir evlilikte devam etmes için tek yol kurallarını koyacaksın ve başka şehirde yaşayacaksın. Uzak olacaksın istese de yapamayacak. Yoksa çok zor bence.Malesef aileye aşırı bağımlı eşim. Gerçekten ihtiyaçları olsa gider ben bile yardım ederim merhametsiz değilim. Ailesi tatilden dönüyor uçak sivasa değil direkt kayseriye iniş yapıyor oradan otobüse binip sivasa gelecekler. hava alanından taksiye binip terminale geçebilirler. Ama eşim yaşlılar hastalar nasıl hava alanından terminale gitsinler diyor.Bizim ise gitmemek icin rapor alıp sivastan kayseriye gidip onları almamızı isteyecek kadar bencil hepsi. Ama yaşlı insanlar tatile antalyaya gidebiliyor diyorum hep bir cevap buluyor bana. Ben açken dışarıdan kendine yemek söyleyip yiyen adam ailesine gelince yoldan geldiler acıkmislardir diye yemek götürüyor. Tahammül edemiyorum bu ayrımcılığa. ben evlatlık görevimi yapıyorum ölene kadar yapacağım diyor bişey deyince cebinde kirayı ödeyecek parası yok ama iyilikseverlik hat safa. Kocalik görevi desen yok yani. Ve zerre sorumluluk duymuyorlar bu bosanmadan bende anne olsam kendimi affedemezdim ama çok benciller.
Evet çok pişmanım annemi dinlemediğim için. Ailenin bir evliliği bu kadar etkileyeceğine inanmazdım ama en büyük kavgaların sebebi ailesi oldu. Şuan bosaniyoruz ve kimsenin umurunda değil ailesi hicbir şekilde neden diye bile sormuyor. Evi terk edeli ben 5 ay oldu kimse arayıp sormadı ailesinden. Bu durum da bana çok ilginç geliyor. Büyük abisi Bi tartışmamız benim eşim ailemden daha önemli dedi kendi kardeşine. O bana 2 çocuk verdi hayat boyu yanımda olacak kişi o dedi. Buna rağmen eşimin gözü açılmadı. Hepsi eşini almış köşeye çekilmiş bizimki dışında.
Karısının maaş kartını isteyen adamlar bana çok itici geliyor. Bu benim için evlenmem nedeni. Benim de eşim anne babasına, abisine abisinin hanımına çok hizmet ederdi. Benzer şeyler yaşadım. Ailenin hizmetçisi gibiydik. Eşim evliliğe zor adapte oldu. Adam oldu. Eşinizin maaş kartı istemesi, kendine yemek söyleyip tek başına yemesi çok itici geldi.
kaç bacım kaç
sonra daha geç olur kaç bir an önce kendi ruh sağlığın için kaç.
bırak burnu sürtsün o farkina varsin..sonra şartları sen belirlersen uyarsa da belki yuvan kurtulur.
Keşke düzelse yuvan dağılmasa diyeceğim ama. Kendi bile birdahaki yapmayacağım demiyormuş ki. Böyle bir evlilikte devam etmes için tek yol kurallarını koyacaksın ve başka şehirde yaşayacaksın. Uzak olacaksın istese de yapamayacak. Yoksa çok zor bence.
İlla annenizi dinlemeyip gene koşa koşa evlenmişsiniz.cunku eşiniz dünyadaki tek erkek bulunmaz hint kumasiydi.esinizi ezmizler, ailenin hizmetçisi muamelesi görüyor,eşinin sırtından geçiyorlar. Bu hep böyle gidecek, düzelme olmayacak.
Sizi kırmak istemedim. O kadar çok aynı konuyu okudum ki kardeşimin başına gelse ona dersem bazen burada da aynısını yapıyorum. Arkadaşımsiniz, kardeşimsiniz gibi düşünüp o kızgınlıkla yazıyorum. Aslında evlenmeden önce birçok belirti oluyor, ya aileden huylaniyorsunuz ya anneniz istemiyor ya da içinizden emin olamiyorsuniz, yada düzelir diye düşünüp devam ediyorsunuz. Kendinizi üzmeyin. Hayat sadece eşiniz ve ailesinden oluşmuyor. Eğer evlilik Birliği aile birliği için eşiniz adım atmaya, evliliği kurtarmaya niyetliyse evlilik terapistine gidin. Mutlaka işe yarar. Ama eşiniz sürekli ailem diye sayıklıyorsa yapacak birsey yokHaklılık payınız var annemi dinlememem hususunda ama ben evliliğe hemen atlamadım düşündüğünüz gibi 29 yaşındayım ve hep ince eleyip sık dokurdum. Ben sadece ailesinin cezasını bir insan neden çeksinki diye düşündüm. Eşim öyle gözükmedi başlarsa. Ailemin rahatsızlığı eşimden çok ailesine karşıydı evliliğimi etkileyeceğini düşündüler eşim iyi olsa bile. Eşim kendini o kadar farklı tanıttık ki ailem de bir süre sonra onun iyi biri olduğunu düşündü. Malesef kalitesiz aileden kaliteli bir adam çıkmayacağıni tecrübe edindim
Sizi kırmak istemedim. O kadar çok aynı konuyu okudum ki kardeşimin başına gelse ona dersem bazen burada da aynısını yapıyorum. Arkadaşımsiniz, kardeşimsiniz gibi düşünüp o kızgınlıkla yazıyorum. Aslında evlenmeden önce birçok belirti oluyor, ya aileden huylaniyorsunuz ya anneniz istemiyor ya da içinizden emin olamiyorsuniz, yada düzelir diye düşünüp devam ediyorsunuz. Kendinizi üzmeyin. Hayat sadece eşiniz ve ailesinden oluşmuyor. Eğer evlilik Birliği aile birliği için eşiniz adım atmaya, evliliği kurtarmaya niyetliyse evlilik terapistine gidin. Mutlaka işe yarar. Ama eşiniz sürekli ailem diye sayıklıyorsa yapacak birsey yok