Evet çünkü onlar mükemmel insanlar ve bu yüzden en ufak bir harf hatasına dahi tahammülleri yokKızcağız derdini anlatmış takilan şey "asgari " kelimesi olmuş ne tuhaf .
Sanki hepimiz her şeyi mükemmel yazıp , mükemmel konuşuyoruz.
Dertlerinize çare bulamadım ama dilerim atanirsiniz ve bu durumdan kurtulursunuz.
İsmini tam hatırlamıyorum.bende dersanede bi dönem çalıştım 2250 alıyordum gecen yılHangi dershaneymiş o 7 yıllık öğretmenim dershneden para kazanan bırını görmedim . Üstelikte tarıh!!!!
Gereksiz uyarı, gereksiz insanlardan gelir arkadaşım. Toplaşıp bana Türkçe Dil Bilgisi dersi veremeyeceksiniz uyarı da yapmayın. Uyaracaksanız toplaşıp bana Türkçe Dil Bilgisi dersi verin de bir faydanız olsun. Bende sizin konuma çok yardımcı olabileceğinizi düşünmüyorum zaten o yüzden dil dökmemeniz ikimizinde hayrına olmuş. Teşekkürler.Şu edit olarak eklediğinizi okuduktan sonra gerçekten konuya da yardımcı olma amacıyla dil dökme gereği dahi duymuyorum. Hata olmuş olabilir, insanlar da uyarabilir, bu yazılan nedir? Zaten depresyonda olduğunuzu düşünüyorsunuz, bence de öylesiniz, geçmiş olsun.
Gerçekten bu forumdakilerin TDK üyeliğine bu kadar olan ilgilerini anlamiyorum biz derdimizi paylaşıyoruz onlar imla hatalarına takmış burası türkçeyi en güzel kullanma kulübü mü..
Evet malesef gerçekten salak salak işler de napalım işte cevap verip banlanıyoruz birdeÖfff hakkaten iki sayfa asgari yazdın askeri yazdın salak salak işler ya.
Neyse konu sahibi ben seni depresyonda değil aşırı stres altında gördüm. Hakkın da var anlattıklarından zor bir dönem geçirdiğin belli.
15 sayfa boyunca yazılmıştır belki, senin kpss çalışmandan eşinin de başka iş aramasından başka çıkar yol göremedim ben. Allah gönlünüze göre versin feraha eriştirsin inşallah.
Sizin durumunuz benimkinden de zormuş anlaşılan.. Benim her derdime rağmen sevdiğim insanla birlikte olmak gibi bir lüksüm var şuan.. Siz gerçekten zor bir durumdasınız. Allah yardımcınız olsun.. Branşınız nedir onu merak ettim ben..Bende ayni durumda sayilirim atanamiyorum. Atanmak icin ders calisamiyorum ailede yiginla problem. Dersaneye gidemiyorum para yok. Evlenemiyorum adaybadayi bile yok. Zaten atanamadigim icin istedigim gibi bi aday beni almaz. Diger turlude ben evlenmek istemiyorum istemedigim biriyle mutsuz olmak istemiyorum. Es dost akraba hepsinin cani cehenneme nebyapsan yaranamazsin.
Evde kalmis olmakda berbat birsey.
Ucretli bile almadilar yasadigim sebirde norm fazlasi cok ve torpil diye bir bela var,
Dersaneler 3 kurus para veriyor siglrta bile yapmiyo verdikleri yola gidiyo.
Onca okudukdan sonra sifirdan baska sektorde baslamak zor. Insanlarin Okudunda ne oldun bakisindan biktim.
atanan arkadaslarimi gorunce sinirim zipliyo torpilliler. Sinifin en gerizekalilari atandi ne hikmetse.
Ne bileyim kardesim sansi bahti acik olanin horozu bile altin yumurtlarmis diyorlar.
Bense dogdum dogali sikinti cekiyorum tek okuyayim kurtulayim bu talihsizlikden dedim o da olmadi.
Cok caresisim isin kotusu artuk bu caresizlige alistimda. Ufak tefek market islerine gidiyodum onuda birakdim uste kalmadi basta kalmadi babam evi terkedeli 3 yil oldu.
Herkesin beni ve ailemi hor gormesindende nefret ediyorum. Bilmiyorum beni seven kimsede yok esasinda bi annem bide yegen var.kardeslerim bile sirtini dondu el oldu.
Zirt pirt bide fitneciler cikiyor ogullarina varmayonca biz almadik diye dedikodu cikariyolar.
Devlete kredi borcum var.
Sevdigim cocuk okuldan biri vardi atandi bide sevgili yaptu netten bakip bakip catliyorum.
Olmusumde aglayanim yok anliyacagin.
Allah de ötesini bırak kitabını bende okuyorum ve herkese şiddetle tavsiye ederim. İnşirah suresini de.. Bende şu sıralar kendimi ibadete vermiş durumdayım..ozelden san yazdim canim. belli kitap adim yok. makaleler okudum arstirdim ama ilk okudugum kitap allah de otesini birakti. hadisi serifler okudum bol bol. kuranin aciklamasini. en cok insirah suresinin kini mesela canim sikildikca onu okudum. cemalnur hocanin kitaplari su anda ilgi alanima giriyor. buradan bir rkadasimin tavsiyesiyle bir dilek dile gercek olsun safia hussein in kitabivda ikincisidir. ben aydinlandim demiyorum tovbehasa sadece icime dondum. daha huzur buldum. kendimi duzeltmek icin cabaladim cabaliyorum. iyi insan olmaya calisiyorum. kuranin tefsirini yillar once youtubedan dinlemistim o sekilde basladi aslinda hersey. bazi seyler imtihan iste. dilerim hepimiz imtihanimizi basariyla veririz.
İştahsızlık, mide yanması, uyuyamama var. Kızarıklık konusunda birşey diyemem çünkü sürekli alerji çıkaran bir insanım anormal bir kızarıklık olsa da farketmem. Bunlar depresyonun belirtileri midir ?depresyonda değilsin stres altındasın. vücudunda değişimler var mı. iştahsızlık, uyuyamama, kızarıklık, mide yanması vs
Canım benim tatlış yorumun için teşekkür ederim öncelikle.. Bende senin yorumunu gülümseyerek okudum. Ban yedim çünkü gerekenlere ağzının payını verdim diye. Bu başıma sık gelen bir durum. En çok ban yiyen üye benimdir sanırım, tabi bunda site yöneticilerinin tahrik edene değil tahrik olana cezayı basmasıda etkili ama olsun ben ağızlarının payını vereyimde alnımın akıyla 2 gün yatar çıkarımYazını sanki blog ya da köşe yazısı okuyormusum gibi okudum. Uzun ama çok keyif aldım okurken. Yani yanlış anlama sıkıntılarından değil tabii ki, anlatış tarzından ve tespitlerinden.. kendini ifade edebilmenden.. en çokta alintiladigim tespitini sevdim. Öyle doğru ki.. adaletsiz hayat, adaletsiz insanlar..
Pek bilgim yok ama dersanede öğretmenlik yapamaz misin? Hem ağustos gibi açılıyor dersaneler, sınavlara hazırlığa başlıyorlar. Belki de daha erken bilemiyorum ben giderken böyleydi.
Bir de internetten para kazanmak zor ama güzel bi dilin var, blog açsan belli bir kitleye ulaşınca para kazanma fırsatı elde ediyorsun. Bunun dışında özel ders verebilirsin. ilan as ya da sosyal hesaplarından duyur. Eşe dosta söyle bilgileri olsun, yönlendirme yapsinlar. Ücreti çok yüksek tutma ki daha fazla talep gelsin. Benim aklıma gelenler bunlar. Neden ban yedin bilmiyorum, yorumları okumadım tartışma çıkmış olabilir :) geldiğinde onerilerime bi göz at bence.
Eşine de fazla yüklenme.. çalışmayan evde yatan tiplerden olsa haklısın derim de adamcağızın ne suçu var :)
Bir de işe evini temizleyerek başla, emin ol iyi geliyor insana, sanki ruhunu temizliyor gibi oluyorsun. Dağınık çöp ev seni daha çok bunaltir..
Bu arada tdk görevlisi gibi yorum yapanlara ya da tartışma ve igneleme amaçlı yorum yapanlara cevap bile verme bence. Bi bitmediler
Of bu sorunlarin arasinda ben de yigildim kaldim.Yardim edecek arkadaslara basarilar sana kolayliklar diliyorum Queen Bee.
Ayy Elmasscımmm seni yeniden görmek ne güzelQueen' cigim Merhaba
Ayy senin yazını görünce uslubunu sevdigimi hatirladim.:) Çok uzun zamandır buralarda yoktum. biara konuşmuştuk sevgilin vardı evlilik düşündüğün cok seviyordun hatirliyorum sen hatirlar misin beni bilmiyorum. Sonunda evlenmissiniz cok sevindim.
Lakin böyle depresyon falan duyunca olmadı ama..
Önce asil sorunun atanamamak olduğunu görüyorum ve bu konuda kelin melhemi olsa diyebilirim bende senin gibi atamasi zor bi öğretmenlik bölümündeyim seni o kadar iyi anlıyorum ki.. bu süreç insanı çok yipratiyor. Sen sanırım ciddi bi çalışma içine girmemişsin henüz ama bu sene eğer durumunuz el verirse çocukta yokken sıkı bi çalışma yapmani tavsiye ederim nasibimizi kovalamaliyiz. Eger kitap vs önerisi istersende yazabilirsin artık bu işin piri olmus biriyimelimden geldiğince yardimci olurum
Esinin durumunun zamanla düzeleceğini düşündüm ben yeni olduğu için sanırım böyle..
Depresyona neyim girme topla kendini
Eger ciddilestigini duaunursen psikologa da görülebilirsin tabi daha profesyonel birinden yardım almak iyi gelir. hazircevap ve aşık bi kiz olarak kalmissin hafizamda vallah.Allah bozmasin
Çok çok teşekkür ederim, öncelikle konuma değer verip hayat hikayeni paylaştığın için.. Aynı yollardan geçmişiz, aynı duyguları yaşamışız o yüzden de beni çok iyi anlamışsın. Bende şehir dışına gidememe ihtimaline karşı, çocuk fikrine aşırı derecede uzağım.. Çünkü çocuğum olursa gidemem, hayallerimin bittiğini anlamına gelir gibi geliyor bana. Çünkü il içi atanmak gerçekten zor. Ama sen doğuya kadar atanacak puanı almışsan il içi içinde alırsın. İnşallah ikimizde bir gün atandığımızı mutlulukla duyururuz burada. Rabbim yardımcımız olsunBu atanamamış öğretmenlerin derdi ve hikayesi aşağı yukarı aynı oluyor galiba. Benzer duyguları yaşamışız.
Henüz yeni evlisin, ve daha çok başındasın bana göre. 8 yıldır evliyim, depresyona pas vermeyip, sütün içindeki kurbağa gibi devamlı çırpınmayı ve çıkış kapısı aramayı şiar edindim kendime aylar süren ağlama nöbetleri ve değersizlik, tükenmişlik hissinin ardından. Akıllı, mantıklı bir kızsın ve senin de başarabileceğine inanıyorum.
Anlattıklarında kendimle benzer yönler bulduğum için ben de paylaşmak istedim hikayemi, inşallah biraz yardımcı olur.
Üniversiteme dereceyle girdim, dereceyle mezun oldum, ki türkiyedeki en iyi ünilerden biri. Başarısızlık hissiyşe hiç karşılaşmadım yani, hep parmakla gösterildim.
Sonra evlendim, çocuğumuz oldu, eşim iflas etti, özel ders verdim, evin geçimini sağladım. 4 senelik fukaralığın ardından eşim iş kurdu, artık çalışmama gerek kalmadı, oğlum da kreşe başladı. Ben hemen kpss ye girdim o sene, önceden tek bir kpss sorusu çözmeden. 73 aldım, doğuya atanabiliyordum, o zaman terör yoktu, barış süreci filan, oğlumu alıp gidecektim. Eşim istemedi. Ben yanında kimse olmadan genç bir kadın ve 5 yaşında bir oğlanı Doğuya göndermem, bak daha çalışmadın bile, bu sene çalış, 10 puan daha alsan istanbul a atanırsın dedi.
Çok büyük pişmanlığımdır, allah hayırlara vesile eylesin inşallah diyeyim, eşimi dinledim ve o sene şehir dışı tercih etmedim. Dersaneye başladım, hep koşuşturmaca, çok hevesliyim filan derken fakirlik zamanında halin nicedir, bir yardım edelim demeyen ailem, dersaneye başladığım sene kardeşim sözlenince bütün düğün işlerini bana bıraktı. Annem, babam ameliyat oluyorlar, ben hep yanlarında. Ders çalışma filan hak getire, eskiden bir baltaya sap olamadın derken, bundan sonra zaten kocan artık kazanıyor, boşver sen bu hayalleri, bizim işlerimiz için lazımsın dediler.
E ben bunca sene bunun için emek vermiştim, sıkıntılı zamanlarda, bir tek allah ın yardımıyla bunun hayaliyle kendimde güç bulup çırpınmışım. Çocuğum 6 yaşına gelmiş, ona ilk oyuncağını ancak 3 yaşındayken alabildiğim için bunca zaman ikinci çocuğu ertelemişim, hem para kazanıp, hem ders çalışmışım, hem evimi çekip çevirmişim.yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişim. Ne bileyim işte, bir sürü şey..
Şimdi bir de kadın doğumla uğraşıyorum, bu kadar sene korunduğum için rahmin florası bozulmuş, tüp bebek bile tutmayabilir diyor gittiğim doktor. Yazın kardeşimin düğününden sonra tam teşekküllü bir hastaneye gidip tedavilere başlayacağım. Bu sırada da olduğu kadar çalışıp bulduğum her kpss ye gireceğim, bakalım mevlam neyler, neylerse güzel eyler.
Bu da böyle bir yorum oldu, içimi döktüm biraz da galiba bu sahur vaktinde, kusuruma bakma olur mu? Görünce duramadım, çünkü biliyorum ben bu duygu durumlarını, bam telime dokundu gibi. Anlatmak istedim. Çok şeyler yaşanıyor, ama atlatılıyor bir şekilde. Güçlü durup mücadele edersen, hedeflediğin şey olmasa da ama ondan başka pek çok yetenek kazanırsın. Ben bundan sonra çok daha ümitliyim atanmak konusunda, ama tek çıkış kapısı olarak da görmüyorum artık. Başarılar diliyorum sana da.
Vuuuu tebrikleeerr çatal bıçak seti kazandiniz
Ooo hem meslektaş, hem branşdaş, hemde atanamamışdaş'ız anlaşılan.. Ha tabi ikimizde kafayı sıyırmışdaş'ız bir de onu atlamamak lazımBi tarihci olarak ne ozelde ne de ücretli de is bulamadim bende kafayi siyirdim :)
ucretlı ogretmenlıgı bırakıp bir sene kpss ye yogunlassan hatta suandan baslasanMerhaba arkadaşlar. Başlığımdan sorunumu az çok anlamışsınızdır.Tabi "depresyon" benim kendi kendime koyduğum bir teşhis. Müsadenizle belirtilerimi, düşüncelerimi ve kendimi size anlatıp sizinde fikir ve önerilerinizi almak istiyorum. Uzun olacak muhtemelen ama okuyun yani, ilk emir deki gibi sesleniyorum size "Oku". (Tansiyonu ve kalbi olanlar ve kalbi olmayan klavye delikanlısı sosyopatlar okumasın!)
Öncelikle; bendeniz öğretmenim; şu atanamamışlardan ve sanırım asla da atanamayacak olanlardan. 4 yıl üniversite okudum, neredeyse 1000 sayfaya varan Tarih kitapları ezberledim, tezlerin, ansiklopedilerin, fotokopilerin arasında sıyırmanın eşiğinden dönerek okuması gerçekten zor olan bir bölümden mezun oldum ve da da da dammmm Tarih öğretmen oldum. Yada öyle olacağımı sandım... Ama öyle olmuyormuş. Atamıyormuş devlet bizi, atadığı da Cem Yılmaz'dan komik rakamlar. Askeri ücretten düşük bir maaşa ve yarım gün sigortaya sırf kendi mesleğimi yapmak için ve öğrencilerimden kopamadığım için razı oluyor ve ücretli öğretmenlik (bkz. ücretli kölelik) yapıyorum. Ücretli öğretmenlik zor. Aşağılanır, aşağılanırsın. Önce devlet seni aşağılar "Sen sus, sen ücretlisin hiçbir hakkın yok, para da yok, çaliiiişş çalişşş!" devletin üvey evladısındır. Sonra seni kadrolu burnu büyükler aşağılar; sanki zamanında kendi de bu yollardan geçmemiş gibi, sanki kendide ücretli öğretmenlik yapmamış yada Kpss'nin zorluğunu hiç tatmamış, hiç tökezlememiş gibi sanki sende eğitim fakültesi mezunu değilmişsin gibi seni en çok anlaması gereken oyken birde o aşağılar. Aşağıladıkça kendini üstün görür. Ardından veliler aşağılar; "Ayol bu ücretli, ne bilir bu öğretmenliği daha atanamamış bile, ay gitsin bu kadrolu gelsin!".. Ve sen onlara asla alan bilgisindeki yetersizliğinden dolayı değil; sözel zekanla matematik çözemediğin için ve devletin sırf seni atamamak için saçma sapan çocukların bile güleceği sorularla seni sınadığı için atanamadığını anlatamazsın. Kadrolu öğretmenden kat be kat fazla çalışıp, kat kat fazla derse girip ama 3 kat az maaş almanın ne demek olduğunu anlatamazsın. Ardından çevrendekiler ve toplum seni aşağılar; "Yavrum, sen hala atanamadın mı?" diyen teyzeler, "Öğretmenmiş ama ÜCRETLİ yani tam olarak öğretmen değil" diye arkanızdan yorum yapan amcalar... Neticede bayram ve eş dost ziyaretleri kabusunuz haline gelir. Aklınızda "E kızım yapma o zaman ücretli mücretli" gibi düşünceler oluştuysa eğer atlamamanız gereken bir nokta var. Her olumsuzluğa değen birşey var ona da"Öğretmenim diye size koşan sevgi pıtırcıkları öğrenciler" deniyor. Onlarla o bağı bir kez kurduğunuzda onlar için her zorluğa katlanır buluyorsunuz kendinizi. Kopamıyorsunuz, keşke kopulsa ama yok şimdiden özledim bile onları.. Çileye devam..
Gelelim eşime;3 yıllık flört döneminin ardından 6 aylık evliyim, eşimi çok ama çok seviyorum ama iş temposunu hiç ama hiç sevmiyorum. Öyle ağır bir tempoda çalışıyor ki...Erken gidiyor, geç geliyor. Geldiğinde de hep yorgun ve uykusuz geliyor. Bir plazanın idari departmanında (gelin görün ki idari departmanında ama istasyonda pompacılık mı yaptırmıyorlar, restaurantta kasiyerlik mi yaptırtmıyorlar, muhasebe mi yaptırmıyorlar, başka şirketlerde satış mı yaptırtmıyorlar ama yani "idari departmanda" kusura bakmayında bir tarafıma doğru...) ve işe yeni başladığı için (neredeyse 1 sene falan olacak ) asgari ücretten sadece biraz fazla alıyor. Neymiş artacakmış zamanla ücreti, öyle diyormuş müdürü. İyi de adamda pestil mi bırakıyorsunuz ? Maaşı artsa ne olacak adamdan hayır mı gelecek yakında. İşten geliyor direkt koltuğa yığılıyor, yarım saat dil döküyorum kalkıp üstünü değiştirsin diye son gayretiyle kalkıp değiştiriyor yeniden yığılıyor. Bu seferde yarım saat elini yüzünü yıkasın diye dil döküyorum, kalkıp elini yüzünü yıkayıp yeniden yığılıyor. Son gayretiyle yemeğini yiyor, gene yığılıyor. Un çuvalına döndü adam dik durduğunu göremez oldum. Sağından çeksem soluna yığılıyor, solundan çeksem sağına yığılıyor. Bendeniz de; yaz tatili başladığından beri son derece işsiz ve son derece ev hanımı falan olduğumdan tüm gün evde sıkıntıdan patlıyor oluyorum. Akşama kadar eşimi bekliyorum ama iş temposu mutlu bir evliliğe müsade etmiyor. Ne adam akıllı vakit geçirebiliyoruz, ne bir film izleyebiliyoruz, ne de adamakıllı muhabbet edebiliyoruz.. Düğün iznini 3 gün verdiler, adam 4. gün işteydi. Balayı bile yapamadık çünkü izin vermiyorlar. Tek tatil günüde pazar. Onda da yorgunluktan akşama kadar uyuduğu için birlikte anca kısa bir gün geçirebiliyoruz. 3 kuruş paraya şanslı yaratılmışları daha da zengin etmek için tüm ömrünü iş temposunda geçiren, tüketen ve bitiren herkese de burdan selam olsun.. Aynı deneyin fareleriyiz.
Ha bir de değinmeden edemeyeceğim; ailevi problemlerim had safhada. Annem babamı terketti, babam kafayı sıyırdı, onunla uğraşıyoruz. Bu kısım çok değinmek istediğim bir kısım değil lakin bende yarattığı sıkıntıyı tahayyül edebilmeniz açısından bahsetmek istedim.
Ha bide bide, kaynanamdan nefret ediyorum. Kaynanama boşanma davası açmak istiyorum. O resmen bir huzursavar. Düğün sürecimizde hiçbirşeye yardım etmediği gibi hayatımda 1 defa yaşayacağım ne varsa hepsini mahfetti. Her lafı, her adımı, her kararı bencilce. Düğünde yardım etmedim bari yeni evlilere yardım edeyim kafası yok üstelik neredeyse bizi sömürecek. Gram evlat sevgisi yok. Annelik hormonları salgılanmamış tek varlık. İsviçreli bilim adamlarının incelemesi gereken tıbbi vaka. Buna ek olarak "Sevmek zorunda değilsin, saygı duymak zorundasın" klişesini ve bunu çıkaranlarında canı cehenneme. Kim çıkarmışsa bu sloganı Allah onu bildiği gibi yapsın, evine ateşler salsın. Sokaktaki yanımdan geçen herhangi tanımadığım biri bile daha çok sevgi ve saygıya layıkken sırf eşimi doğurduğu için zarardan başka yararı olmayan bir kadına saygı maskemi takınmak zorunda kalıyorum bu lafı çıkaran kişilik yüzünden.
Gelelim sonuca; Sonuç makul, sonuç ortada.. Atanamamışgillerden, ücretli köle yaz tatili dolayısıyla işsiz ve 5 kuruşsuz. Dönemlikte işe alan bir yer henüz bulamadı. Eşinin maaşı da yeterli değil.. Kredi ödemesi, düğün borçları, faturalar, ihtarnameler arasında sıkıştım kaldım. Eşimin suratını günde 3 saat görebilirsem şükretmekden bıktım usandım. Hayatımda hiç böyle dibi görmemiştim. Artık dayanamıyorum hiç suçu olmamasına rağmen ona da dünyayı dar etmeye başladım. Kendimi sürekli onu suçlar buluyorum. Onu üzüyorum, sonra pişman oluyorum, özür diliyorum ama tekrar üzüyorum. Kendimi değersiz ve hiçbir işe yaramaz hissediyorum. 4 duvar arasında hapiste gibiyim. Kalkıp iş yapmak, yemek yapmak istemiyorum. Ev işleri aldı başını gitti. Artık bir çöp evde yaşıyorum ve tifo virüsü kaparak ölmek istiyorum. Ağlamaktan gözlerim şişti, yemek yiyemiyorum mideme kramplar girdi. Sadece uyumak istiyorum, sonsuza dek uyumak.. Ama oda olmuyor. 2-3 saatlik uykuyla sabah 8'de ayaktayım. Demin internette hangi psikolojik rahatsızlığa sahipsiniz testi çözdüm "Depresyonda olabilirsiniz" çıktı. Sonra depresyonda mıyım testi çözdüm "Depresyondasınız" çıktı. Sonra ne kadar depresyondayım testi çözdüm "Ağır şiddette depresyondasınız" çıktı.
Öyle mi sizcede. Depresyonda mıyım yoksa Allah benim belamı mı vermiş ? Şayet depresyondaysam nasıl çıkılır bu depresyondan? Daha önce depresyondan çıkmayı başarmış madurgillerin önerilerini bekliyorum ve size de depresyon bulaştırmadan buradan çekip gidiyorum.
Kalın sağlıcakla
EDİT: Konumda 2 kez asgari kelimesi geçiyor. Ve evet bunların birinde "asgari" diğerinde yanlışlıkla "askeri" yazmışım. İnsanların derdini önemsemek ve yardımcı olmaya çalışmak yerine konuyu mana bulmak için okuyorsan ve bir el sürçmeliğine takılıp TDK onur üyeliği yapacak parlak beyne sahipsen parlaklığınla kal ve konuma rica ediyorum yazma. Sonra cevap verince "Eleştiriye açık değölsünn aamaa" oluyor. Değilim kardeşim. Beyinden gelmeyen mantık dışı eleştiriye açık değilim. Net.
İşte bende o hikayelere yeni bir tane kazandırmak için bu kadar diretiyorum. Henüz 5 yılım dolmadı daha çok var dolmasına. Birkaç sene daha denemeye değer, yeter ki sonu güzel olsun :) Çok teşekkür ederim yorumunuz için..Her kışın bir baharı var diye söze başlamak istiyorum. Asıl amaç atanmak evet ama bu aradaki bilinmez süreyi de az çok demeden mesleğinizle ilgili işlerde geçirmekte fayda var.
Ücretli öğretmenlik aslen gerekli ancak verilen ücret gerçekten az. Aynı sürede çalışıp aynı şeylerden sorumlu olup az bir ücret almak hoş değil. Bu ücret size yetmiyorsa özel ders de düşünebilirsiniz. Nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama büyük şehirlerde ilkokul seviyesinde grup dersleri çok yaygın. Yine dershaneler ve özel okullara başvuruları kaçırmamalısınız. Tabi branş gereği zorlanacaksınız ama nereden ne çıkacağı hiç belli olmaz. Bu süre içerisinde kpssye gimeyi hiç ihmal etmeyin. "Benim bir arkadaş vardı, aynı kaynım..." örneklerini vermeyi hiç sevmiyorum ama seneler sonra atanan insanların başarı hikayeleriyle dolu etraf. Hepsinin ortak noktası 5 sene de geçse vazgeçmemiş olmaları
Ezmeye calisan grupdan degilim hatta ogrencilerin ogretmenin kadrolu ya da ucretli olup olmadigini bilmesi taraftari da degilim. Ama arad bizim de dogum gunumuzu kutlasalar fena olmaz. :) Ha bu arada dogum gunu kutlanan arkadasin da gunu cok iyi bitmedi okul sorusturma acti. Ben kendi bransimdanhe len ucretli ogretmeni gondermesinler diye az ders almaya bile razi olmustum. Hic ucretli yapmadim. Ama kimsenin zorda kalmadikca haketmedigi konumda calismayak istemeyecegini dusunuyorum.Cümlelerinizden aldığım samimiyetten anladığım kadarıyla ücretlileri ezmeye çalışan burnu büyük kadrolulardan değilsiniz. Ücretli bir öğretmene yapılan bu hoş muameleyi bile ne kadar güzel karşılayarak anlatıyorsunuz. Hatta bu yüzden önce sizi ücretli öğretmen sandımNe kadar güzelsiniz ya, keşke her kadrolu sizin gibi olsa.. O zaman işimiz çok daha kolay olurdu