- 28 Şubat 2009
- 1.870
- 3.042
Ara ara yazarım. Zaten buralardayım.
Şuan fırtına öncesi sessizlik
Süreç güzel olmazsa da sonucunun güzel olacağına inanıyorum.
Onlar düşünsün...
Benim düşüncem eşinizi hala seviyorsunuz. pişman olmadısını ailesini bırakıp size dönmesini istiyorsunuz .bağzı zamanlarda size yaptıkları için öfkelenip canını yakmak istiyorsunuz. çok normal değilmi koca bi zamanınızı onunla getirmişsiniz insan evcil hayranının ayrılırken üzülüyo özlüyo ama bu kangren olmuş bi kolu kesmemekle eş değer .kurtulun ondan hiçbirşey düşünmeyin onla alakalı geçmişte güzel olan şeylerde. bunlara katlanın emin olun daha mutlu olacaksınız size değer veren birsürü insanla tanışacaksınız belki annede olursunuz o gidip evlense yine mutlu olamaz hangi kadın öyle birini isterGüncelleme:
Adam ararım süreci konuşuruz demişti ama aramadı, muhtemelen aramayacak. Zaten şu saatten sonra kendisiyle ve ailesiyle asla ama asla karşılaşmak istemiyorum.
Bir avukatla anlaştım. Hastalık nedeniyle bu süreçte bu işe girişmeleri, benim evime gelmemi engellemeleri, attıkları sesli ve yazılı mesajlar, dava süreci için beni haklı ve sağlam bir yere koyuyor.
Araba ve evle ilgili meseleler ayrı davalar olsa bile kp kişisi ile olan borç alacak meseleleri biraz sıkıntılı olsa bile aile hukuku göz önüne alınarak ele alınır dedi.
Ayrıca maddi ve manevi tazminat davası açıyorum, maaşına göre en yüksekten...
Ev, arabaya tedbir konulacak, tedbir nafakası başvurusu yapacağız.
Avukatın söylediğine göre bu davayı gördüklerinde re yapıp anlaşma yoluna geleceklerdir dedi.
Sen şimdiden kafanda ne isteyeceğine karar ver dedi.
Ancak ben pek öyle sanmıyorum.
Aslında doktorlar bazı şeyleri netleştirsinler, radyoterapi ve diğer ne tedavi varsa İstanbul'a gidebilirim veya nafaka durumuna göre artık bu ev dışında başka ev tutup yine İzmir'de devam edebilirim bakacağım.
Çünkü annesinin tikim var bahanesiyle zamanında bıçağı neredeyse geçireceğini göz önünde bulundurursak, kp evde bir kaç tane av tüfeği olduğunu, boşandığım adamı hiç tanımadığımı fark etmem beni ve ailemi şuan çok endişelendiriyor.
Senin derdin kocan olacak adam demeyin.
Katkısından dolayı annesine çok kızgınım bu nedenle, onu da hakim karşısına çıkartacağım için mutluyum. (Şahit yazdıracağız)
Ekmek almaya gidince ekmek istiyorum diyemeyen kadının hakim karşısına geçeceği ve belki de kendini tutamayıp abuk sabuk konuşup ekmeğime yağ sürecek olması fikri beni keyiflendirdi.
Ayrıca ben yine kendisinden tehdit ve hakaret mesajları alabilme ihtimalini değerlendiriyorum.
Yaparsa ona da ayrıca dava açacağım.
Kısacası onlara neyin çarptığını anlamayacaklar bile. Avukat bir aksilik olmazsa, karşı tarafta boşanmak istediği sürece dava çok uzun sürmez dedi.
Şuan ben hiç var olmamışım gibi yokmuşum gibi davranıyorlar. Devam etsinler. Yakında kapıda bitecekler. :)
-----------------------------------------------------------------------------------------
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bu gece bana uyku yok. Yazayım dedim.
Çok karmaşığım. Aynı anda bir sürü duygu hissediyorum.
En iyisi hikayenin başından başlamak.
11 yıl önce eşimle tanıştım. 6 yıldır evliyiz.
5 yıllık ilişkimiz süresince pek kavga etmedik. Bugün ayrılık aşamasındayız ama hala uyumlu olarak tanımlayabiliyorum ikimizi.
Ailelerimiz arasında kültür farkı, siyasi görüş, dini yaşama noktasında taban tabana zıttık. Fakat ben eşimi tanıdığımda bütün yaşantısı benimle aynıydı.
Çünkü orta okulda evden ayrılmış tatilden tatile köyüne giden, aile ve ortamına göre kendisi asimile olmuş bir adamdı veya öyle görünüyordu bilmiyorum.
Evlenince aileleri idare edebileceğimize karar verdik ve 5 yılın ardından kısa bir nişanlılık dönemini takiben evlendik.
Öte yandan eşim hiç bir şey çaktırmadı bana dersem doğru olur.
Ailesinden başka bir şehirde yaşıyordu. 5 yılda annesinin geldiği 3 kereyi geçmedi.
Arada bana annesinin, kendisini aramaması sebebiyle fırça attığını söylerdi.
Bunlar bana hep anneye veya aileye "bağımlı olmayı" geç pek "bağlı bile değil" mesajı veriyordu.
Gelelim kendi aileme,
Ben klişe bir şekilde ''baba sorunlu bir kızdım''
Ailem sıkıntılıydı, ben yansıtmazsam bile hayatıma girecek insanın bunu anlamaması pek mümkün değildi o zamanlar.
Eşim benim için en kötü günlerimde sığınağımdı. Aramızdaki uyum sanki hayatımda bir daha yakalayamayacağım bir şeydi.
Hep böyle hissettim.
Öte yandan hiç bir zaman evleneyim, ailemden kurtulayım gibi bir düşüncem olmadı. Evlilik benim için tabu gibi bir şeydi.
--------
Neyse ne olduysa evlendikten sonra oldu.
Ben istanbulluyum. İzmir'e geldim. Eşim buralı. (biz sevgiliyken eşim benim olduğum yerdeydi)
Benim için sorun yoktu şehir değiştirme konusunda.
Ailesiyle tanışınca (çok kısa bir nişanlılık ve il farkından tanıma fırsatım olmadı) eşimin ailesine hayır diyemediğini keşfettim.
1,5-2 yıl boyunca yok ya anneci değil, ben yanlış anlıyorumlarla geçti.
Sonra ben depresyona girdim.
Annesinin sözleri, benim o zamanlar sağlıklı tepkiler verememem falan derken sıkıntılı bir hale geldik.
Sonrasında ben sindiremedim. Eşimle tek kavgamız annesiydi.
Ben kendimi savunmaya başlayınca yüzüme konuşamayan bir kayınvalidem oldu.
Böyle en boş bulunduğum anlarda gelen abuk subuk mesajlar, benim kaale almamam, ben kaale almadıkça, mesafe koydukça içerleyen bir adam oldu eşim.
Belki de hep böyleydi ama benim evlenmeden önce tanıdığım adama benzemiyor.
Neyse sonrasında kavgalarımız başladı işte annesi yüzünden. Ben konuşuyorum ama havaya tepki yok. Duvara konuşur gibi olunca agresifleşmem ve kızgınlıkla büyük büyük konuşmak benim bu evlilikteki tek hatam.
Annesinin bana dediklerinin küçük bir kısmını benim ailem eşime derse kendisi ailemle konuşmayacağını dile getirecek kadar bana hak verip geç verdiği tepki anlamsız oldu.
Çokta uzatmaya gerek yok. Benim eşim de bir çeşit aile bağımlısı çıktı. Ben mesafe koyarken ses etmedi. Bu yüzden düzeliyoruz zannediyordum.
Kendisi de bana ayak uydurdu ama kayınvalidemin ramazanda attığı tehdit mesajından sonra eşim beni harcamayı tercih etti.
Tehdit mesajıda " sen bizim kurallara uymuyorsun bak oğlum bizi kaybedecek" kurallar dediği namaz kılmak, baş örtüsü vs meselesi. Ayrıca bu aileye torun vermiyor oluşum.
Orada bile evlenmeden önce manipüle edildiğimi daha yeni anlıyorum ya. Duygusal açlığımdan, zaafımdan, sevilme ihtiyacımdan faydalanmış eşim. Aslında o kadar melek değilmiş.
Hepsini bir kenara bırakalım.
Ben zaten yamuk yumuk giden bu evliliğe çocuk katmayarak aklımda acabalar vardı.
Bu acabalar düzelir mi, düzelmez mi derken benim başka bir derdim oldu. Hayat maalesef planladığımız gibi gitmiyor.
Hastalandım. Keşke hastalanmadan önce aklımı kurcalayan boşanma düşüncesini gerçeğe dökseymişim.
Eşim yanımdaymış gibi yapmış.
Benim en zayıf anımda beni biraz daha zayıflattı.
Kanser öntanısı aldım, testler devam ediyor. Geçen seneden beri canımla uğraşıyorum.
2 kere ameliyat oldum. Daha radyoterapi, kemoterapi vs tedavi durumları var.
Hatta yanımda olmak istiyor diye istanbula gitmedim, burada kaldım.
Zor doktor buldum. Çok zor ameliyat oldum. Sıkıntılı bir ameliyattı.
Şimdi tedavinin devamı var ama bir an önce evi boşaltıp gitmemi istiyor.
Tedavini hızlandır diyor bana. Sonra sıkıntı olmasın diye istediğin kadar kalabilirsin diyor.
Bir de maddiyat konusu var.
Şuan İşe girmek istersem giremem. 5 kuruş param yokken yaptı bunu.
Evlilik ya güveniyorsun. Ben eşime güveniyordum.
Parasal konularda ortaktık sözde. Şimdi para pul konusunda yan çizmeye çalışıyor.
Bazı konularda dezavantajlı durumdayım.
Şimdi kötü ayrılmayalım falan diyor. Bu adam ve ailesiyle iyi ayrılsam ne olacak?
Başka zaman olsaydı benden ayrılmayı isteseydi hay hay derdim. Nafaka vs bile düşünmezdim. Mesleğim var parasına mı kaldım derdim.
Şimdi inadına süreci uzatmak istiyorum. Çünkü kayınvalidem beni ekstra tahrik etti. Oğluşuna hemen birini bulmak için dualar ediyor.
Eşimin de annesinin ailesinin ağzıyla iş yapması öyle sinirimi bozdu ki anlatamam. Önceden de öyleymiş niye şimdi bozuluyorsun demeyin.
Mesele ilk defa ailesi etkilemiyormuş gibi davranıp benim kararım onlar bir şey demiyor demesi.
Benim hakkım helal değil.
Belki hata yapıyorumdur ama şuan aklımdaki tek şey süründürmek istemek. Bu boşanma meselesini ortaya atmak için bir sürü zaman ve an varken şimdi yaptı. Zamanlama beni çok öfkelendiriyor. Ben hastalığımla uğraşıp bu kadar üzülürken, hayatıma o kadar kolay devam edemeyecekken,
ona da ailesini de ben bir tokat atmak; uğraştırmak istiyorum. Hemen hayatlarına devam edemesinler istiyorum.
Şuan yaşadığım hissettiğim öfke, gelecek kaygısı, bir daha sevilmemekten korkmak.
Yas sürecinde gibi hissediyorum.
Son sözü söyleyen ben olmadığım için kendime kızıyorum.
Birileri bana her şey güzel olacak desin! İnandırın beni lütfen...
Ben henüz 21 yaşıma yeni girdim 1 ay sonra düğünüm var ve bugün haberim oldu kayınvalidem bize sormadan düğün günü almış hem de kurban bayramında benim ailem kurban kesecek ilk gün 10 saatlik yol için de düğüne gidecekler gecesinden bunları kabul ettik kavga çıkarmadık annem uzak yer biz de burada düğün yapalım dedi zar zor salon bulduk vay efendim biz niye haftaiçinw tutmuşuz iptal edin diye kavga çıkardı bu sefer eşim alttan aldırtıyor hep bana annesi şekeri tansiyonu ve psikolojik sorunları olan bir kadın ve eşim de tek çocuk :) sevgili olduğumuzdan beri ayırmak için her şeyi yaptı bana ne hakaretler saydı eşim hiç yanımda olmadı kayınvalidem annem telefon açıp bunlar geçinmezler deyip annemi de arayıp sürekli moralini bozuyor ben bir köşede ağlıyorum sürekli rahatsızlandı artık ortada ne ev tutuldu ne eşya alındı düğün tarihini de koydu kayınvalidem doktor annen böyle giderse çok yaşamaz demiş eşime o da ona ağlıyor hep onu alttan aldırıyor ama onu alttan alırken sürekli de artık ben ve annem hastalandık rahatsızlandık beni istemediğini ben burada oğluma başka kız bulurum anlıyor musun yavrum diye açıkça belirtti artık o günleri bıraktı geride eşimin yanında canım kızım seni çok seviyorum diye bana sarılıyor eşime hep o kızı üzersen seni eve bile almam analık hakkım helal değil diyor eşim olmayınca da hem bana hem aileme hakaret ediyor artık çok üzülüyorum gelecekti halimi sizin gibi gördüm uykularım yok hep ağlıyorum Allah hepimize sabırlık versinRabbim size şifa versin , eşiniz iğrenç bur insan inşallah hemen kurtulursunuz, kanser hastası bir kadına tedavini hızlandır git ne demek ya , artık bu dünyadan ve insanlardan çok korkuyorum, kimseye güvenimiz kalmadı♀
Merhaba , konu sahibi ben değilim, ama durumunuz böyleyse bu evliliğe devam etmeyin derim ..Ben henüz 21 yaşıma yeni girdim 1 ay sonra düğünüm var ve bugün haberim oldu kayınvalidem bize sormadan düğün günü almış hem de kurban bayramında benim ailem kurban kesecek ilk gün 10 saatlik yol için de düğüne gidecekler gecesinden bunları kabul ettik kavga çıkarmadık annem uzak yer biz de burada düğün yapalım dedi zar zor salon bulduk vay efendim biz niye haftaiçinw tutmuşuz iptal edin diye kavga çıkardı bu sefer eşim alttan aldırtıyor hep bana annesi şekeri tansiyonu ve psikolojik sorunları olan bir kadın ve eşim de tek çocuk :) sevgili olduğumuzdan beri ayırmak için her şeyi yaptı bana ne hakaretler saydı eşim hiç yanımda olmadı kayınvalidem annem telefon açıp bunlar geçinmezler deyip annemi de arayıp sürekli moralini bozuyor ben bir köşede ağlıyorum sürekli rahatsızlandı artık ortada ne ev tutuldu ne eşya alındı düğün tarihini de koydu kayınvalidem doktor annen böyle giderse çok yaşamaz demiş eşime o da ona ağlıyor hep onu alttan aldırıyor ama onu alttan alırken sürekli de artık ben ve annem hastalandık rahatsızlandık beni istemediğini ben burada oğluma başka kız bulurum anlıyor musun yavrum diye açıkça belirtti artık o günleri bıraktı geride eşimin yanında canım kızım seni çok seviyorum diye bana sarılıyor eşime hep o kızı üzersen seni eve bile almam analık hakkım helal değil diyor eşim olmayınca da hem bana hem aileme hakaret ediyor artık çok üzülüyorum gelecekti halimi sizin gibi gördüm uykularım yok hep ağlıyorum Allah hepimize sabırlık versin
Daha evlenmemiş ki 1 ay sonra evlenecekmiş. Eşim, eşim, eşim... 21 yaşında böyle sorunlar varken evcilik sanıyor heralde...Merhaba , konu sahibi ben değilim, ama durumunuz böyleyse bu evliliğe devam etmeyin derim ..
Ay öyle miii, eşim falan deyince evlendi sandım, Allah akıl fikir versin ne diyeyim , yaşayacaklarını biliyor buna rağmen devam etme peşinde...Daha evlenmemiş ki 1 ay sonra evlenecekmiş. Eşim, eşim, eşim... 21 yaşında böyle sorunlar varken evcilik sanıyor heralde...
Kendin için bir konu açarsan güzel tavsiyeler alırsın bence . Yazık etme kendine iyi düşünBen henüz 21 yaşıma yeni girdim 1 ay sonra düğünüm var ve bugün haberim oldu kayınvalidem bize sormadan düğün günü almış hem de kurban bayramında benim ailem kurban kesecek ilk gün 10 saatlik yol için de düğüne gidecekler gecesinden bunları kabul ettik kavga çıkarmadık annem uzak yer biz de burada düğün yapalım dedi zar zor salon bulduk vay efendim biz niye haftaiçinw tutmuşuz iptal edin diye kavga çıkardı bu sefer eşim alttan aldırtıyor hep bana annesi şekeri tansiyonu ve psikolojik sorunları olan bir kadın ve eşim de tek çocuk :) sevgili olduğumuzdan beri ayırmak için her şeyi yaptı bana ne hakaretler saydı eşim hiç yanımda olmadı kayınvalidem annem telefon açıp bunlar geçinmezler deyip annemi de arayıp sürekli moralini bozuyor ben bir köşede ağlıyorum sürekli rahatsızlandı artık ortada ne ev tutuldu ne eşya alındı düğün tarihini de koydu kayınvalidem doktor annen böyle giderse çok yaşamaz demiş eşime o da ona ağlıyor hep onu alttan aldırıyor ama onu alttan alırken sürekli de artık ben ve annem hastalandık rahatsızlandık beni istemediğini ben burada oğluma başka kız bulurum anlıyor musun yavrum diye açıkça belirtti artık o günleri bıraktı geride eşimin yanında canım kızım seni çok seviyorum diye bana sarılıyor eşime hep o kızı üzersen seni eve bile almam analık hakkım helal değil diyor eşim olmayınca da hem bana hem aileme hakaret ediyor artık çok üzülüyorum gelecekti halimi sizin gibi gördüm uykularım yok hep ağlıyorum Allah hepimize sabırlık versin
Her şey senin için çok çok güzel olacak. Bu kor kuyudan çıkıp ferahliga ereceksin. İçimden geçen bu ve genelde hislerimde yanılmam. Vakti geldiğinde böyle bir bela atlattım ama çok şükür her halime diyecegin günler olacak. Elimden sana dua etmekten başka bir şey şuan için gelmiyor. İnşallah iyilesirsin. Rabbim seni de görsün..Güncelleme:
Adam ararım süreci konuşuruz demişti ama aramadı, muhtemelen aramayacak. Zaten şu saatten sonra kendisiyle ve ailesiyle asla ama asla karşılaşmak istemiyorum.
Bir avukatla anlaştım. Hastalık nedeniyle bu süreçte bu işe girişmeleri, benim evime gelmemi engellemeleri, attıkları sesli ve yazılı mesajlar, dava süreci için beni haklı ve sağlam bir yere koyuyor.
Araba ve evle ilgili meseleler ayrı davalar olsa bile kp kişisi ile olan borç alacak meseleleri biraz sıkıntılı olsa bile aile hukuku göz önüne alınarak ele alınır dedi.
Ayrıca maddi ve manevi tazminat davası açıyorum, maaşına göre en yüksekten...
Ev, arabaya tedbir konulacak, tedbir nafakası başvurusu yapacağız.
Avukatın söylediğine göre bu davayı gördüklerinde re yapıp anlaşma yoluna geleceklerdir dedi.
Sen şimdiden kafanda ne isteyeceğine karar ver dedi.
Ancak ben pek öyle sanmıyorum.
Aslında doktorlar bazı şeyleri netleştirsinler, radyoterapi ve diğer ne tedavi varsa İstanbul'a gidebilirim veya nafaka durumuna göre artık bu ev dışında başka ev tutup yine İzmir'de devam edebilirim bakacağım.
Çünkü annesinin tikim var bahanesiyle zamanında bıçağı neredeyse geçireceğini göz önünde bulundurursak, kp evde bir kaç tane av tüfeği olduğunu, boşandığım adamı hiç tanımadığımı fark etmem beni ve ailemi şuan çok endişelendiriyor.
Senin derdin kocan olacak adam demeyin.
Katkısından dolayı annesine çok kızgınım bu nedenle, onu da hakim karşısına çıkartacağım için mutluyum. (Şahit yazdıracağız)
Ekmek almaya gidince ekmek istiyorum diyemeyen kadının hakim karşısına geçeceği ve belki de kendini tutamayıp abuk sabuk konuşup ekmeğime yağ sürecek olması fikri beni keyiflendirdi.
Ayrıca ben yine kendisinden tehdit ve hakaret mesajları alabilme ihtimalini değerlendiriyorum.
Yaparsa ona da ayrıca dava açacağım.
Kısacası onlara neyin çarptığını anlamayacaklar bile. Avukat bir aksilik olmazsa, karşı tarafta boşanmak istediği sürece dava çok uzun sürmez dedi.
Şuan ben hiç var olmamışım gibi yokmuşum gibi davranıyorlar. Devam etsinler. Yakında kapıda bitecekler. :)
-----------------------------------------------------------------------------------------
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bu gece bana uyku yok. Yazayım dedim.
Çok karmaşığım. Aynı anda bir sürü duygu hissediyorum.
En iyisi hikayenin başından başlamak.
11 yıl önce eşimle tanıştım. 6 yıldır evliyiz.
5 yıllık ilişkimiz süresince pek kavga etmedik. Bugün ayrılık aşamasındayız ama hala uyumlu olarak tanımlayabiliyorum ikimizi.
Ailelerimiz arasında kültür farkı, siyasi görüş, dini yaşama noktasında taban tabana zıttık. Fakat ben eşimi tanıdığımda bütün yaşantısı benimle aynıydı.
Çünkü orta okulda evden ayrılmış tatilden tatile köyüne giden, aile ve ortamına göre kendisi asimile olmuş bir adamdı veya öyle görünüyordu bilmiyorum.
Evlenince aileleri idare edebileceğimize karar verdik ve 5 yılın ardından kısa bir nişanlılık dönemini takiben evlendik.
Öte yandan eşim hiç bir şey çaktırmadı bana dersem doğru olur.
Ailesinden başka bir şehirde yaşıyordu. 5 yılda annesinin geldiği 3 kereyi geçmedi.
Arada bana annesinin, kendisini aramaması sebebiyle fırça attığını söylerdi.
Bunlar bana hep anneye veya aileye "bağımlı olmayı" geç pek "bağlı bile değil" mesajı veriyordu.
Gelelim kendi aileme,
Ben klişe bir şekilde ''baba sorunlu bir kızdım''
Ailem sıkıntılıydı, ben yansıtmazsam bile hayatıma girecek insanın bunu anlamaması pek mümkün değildi o zamanlar.
Eşim benim için en kötü günlerimde sığınağımdı. Aramızdaki uyum sanki hayatımda bir daha yakalayamayacağım bir şeydi.
Hep böyle hissettim.
Öte yandan hiç bir zaman evleneyim, ailemden kurtulayım gibi bir düşüncem olmadı. Evlilik benim için tabu gibi bir şeydi.
--------
Neyse ne olduysa evlendikten sonra oldu.
Ben istanbulluyum. İzmir'e geldim. Eşim buralı. (biz sevgiliyken eşim benim olduğum yerdeydi)
Benim için sorun yoktu şehir değiştirme konusunda.
Ailesiyle tanışınca (çok kısa bir nişanlılık ve il farkından tanıma fırsatım olmadı) eşimin ailesine hayır diyemediğini keşfettim.
1,5-2 yıl boyunca yok ya anneci değil, ben yanlış anlıyorumlarla geçti.
Sonra ben depresyona girdim.
Annesinin sözleri, benim o zamanlar sağlıklı tepkiler verememem falan derken sıkıntılı bir hale geldik.
Sonrasında ben sindiremedim. Eşimle tek kavgamız annesiydi.
Ben kendimi savunmaya başlayınca yüzüme konuşamayan bir kayınvalidem oldu.
Böyle en boş bulunduğum anlarda gelen abuk subuk mesajlar, benim kaale almamam, ben kaale almadıkça, mesafe koydukça içerleyen bir adam oldu eşim.
Belki de hep böyleydi ama benim evlenmeden önce tanıdığım adama benzemiyor.
Neyse sonrasında kavgalarımız başladı işte annesi yüzünden. Ben konuşuyorum ama havaya tepki yok. Duvara konuşur gibi olunca agresifleşmem ve kızgınlıkla büyük büyük konuşmak benim bu evlilikteki tek hatam.
Annesinin bana dediklerinin küçük bir kısmını benim ailem eşime derse kendisi ailemle konuşmayacağını dile getirecek kadar bana hak verip geç verdiği tepki anlamsız oldu.
Çokta uzatmaya gerek yok. Benim eşim de bir çeşit aile bağımlısı çıktı. Ben mesafe koyarken ses etmedi. Bu yüzden düzeliyoruz zannediyordum.
Kendisi de bana ayak uydurdu ama kayınvalidemin ramazanda attığı tehdit mesajından sonra eşim beni harcamayı tercih etti.
Tehdit mesajıda " sen bizim kurallara uymuyorsun bak oğlum bizi kaybedecek" kurallar dediği namaz kılmak, baş örtüsü vs meselesi. Ayrıca bu aileye torun vermiyor oluşum.
Orada bile evlenmeden önce manipüle edildiğimi daha yeni anlıyorum ya. Duygusal açlığımdan, zaafımdan, sevilme ihtiyacımdan faydalanmış eşim. Aslında o kadar melek değilmiş.
Hepsini bir kenara bırakalım.
Ben zaten yamuk yumuk giden bu evliliğe çocuk katmayarak aklımda acabalar vardı.
Bu acabalar düzelir mi, düzelmez mi derken benim başka bir derdim oldu. Hayat maalesef planladığımız gibi gitmiyor.
Hastalandım. Keşke hastalanmadan önce aklımı kurcalayan boşanma düşüncesini gerçeğe dökseymişim.
Eşim yanımdaymış gibi yapmış.
Benim en zayıf anımda beni biraz daha zayıflattı.
Kanser öntanısı aldım, testler devam ediyor. Geçen seneden beri canımla uğraşıyorum.
2 kere ameliyat oldum. Daha radyoterapi, kemoterapi vs tedavi durumları var.
Hatta yanımda olmak istiyor diye istanbula gitmedim, burada kaldım.
Zor doktor buldum. Çok zor ameliyat oldum. Sıkıntılı bir ameliyattı.
Şimdi tedavinin devamı var ama bir an önce evi boşaltıp gitmemi istiyor.
Tedavini hızlandır diyor bana. Sonra sıkıntı olmasın diye istediğin kadar kalabilirsin diyor.
Bir de maddiyat konusu var.
Şuan İşe girmek istersem giremem. 5 kuruş param yokken yaptı bunu.
Evlilik ya güveniyorsun. Ben eşime güveniyordum.
Parasal konularda ortaktık sözde. Şimdi para pul konusunda yan çizmeye çalışıyor.
Bazı konularda dezavantajlı durumdayım.
Şimdi kötü ayrılmayalım falan diyor. Bu adam ve ailesiyle iyi ayrılsam ne olacak?
Başka zaman olsaydı benden ayrılmayı isteseydi hay hay derdim. Nafaka vs bile düşünmezdim. Mesleğim var parasına mı kaldım derdim.
Şimdi inadına süreci uzatmak istiyorum. Çünkü kayınvalidem beni ekstra tahrik etti. Oğluşuna hemen birini bulmak için dualar ediyor.
Eşimin de annesinin ailesinin ağzıyla iş yapması öyle sinirimi bozdu ki anlatamam. Önceden de öyleymiş niye şimdi bozuluyorsun demeyin.
Mesele ilk defa ailesi etkilemiyormuş gibi davranıp benim kararım onlar bir şey demiyor demesi.
Benim hakkım helal değil.
Belki hata yapıyorumdur ama şuan aklımdaki tek şey süründürmek istemek. Bu boşanma meselesini ortaya atmak için bir sürü zaman ve an varken şimdi yaptı. Zamanlama beni çok öfkelendiriyor. Ben hastalığımla uğraşıp bu kadar üzülürken, hayatıma o kadar kolay devam edemeyecekken,
ona da ailesini de ben bir tokat atmak; uğraştırmak istiyorum. Hemen hayatlarına devam edemesinler istiyorum.
Şuan yaşadığım hissettiğim öfke, gelecek kaygısı, bir daha sevilmemekten korkmak.
Yas sürecinde gibi hissediyorum.
Son sözü söyleyen ben olmadığım için kendime kızıyorum.
Birileri bana her şey güzel olacak desin! İnandırın beni lütfen...
Boşandınız mı siz ?Güncelleme:
Adam ararım süreci konuşuruz demişti ama aramadı, muhtemelen aramayacak. Zaten şu saatten sonra kendisiyle ve ailesiyle asla ama asla karşılaşmak istemiyorum.
Bir avukatla anlaştım. Hastalık nedeniyle bu süreçte bu işe girişmeleri, benim evime gelmemi engellemeleri, attıkları sesli ve yazılı mesajlar, dava süreci için beni haklı ve sağlam bir yere koyuyor.
Araba ve evle ilgili meseleler ayrı davalar olsa bile kp kişisi ile olan borç alacak meseleleri biraz sıkıntılı olsa bile aile hukuku göz önüne alınarak ele alınır dedi.
Ayrıca maddi ve manevi tazminat davası açıyorum, maaşına göre en yüksekten...
Ev, arabaya tedbir konulacak, tedbir nafakası başvurusu yapacağız.
Avukatın söylediğine göre bu davayı gördüklerinde re yapıp anlaşma yoluna geleceklerdir dedi.
Sen şimdiden kafanda ne isteyeceğine karar ver dedi.
Ancak ben pek öyle sanmıyorum.
Aslında doktorlar bazı şeyleri netleştirsinler, radyoterapi ve diğer ne tedavi varsa İstanbul'a gidebilirim veya nafaka durumuna göre artık bu ev dışında başka ev tutup yine İzmir'de devam edebilirim bakacağım.
Çünkü annesinin tikim var bahanesiyle zamanında bıçağı neredeyse geçireceğini göz önünde bulundurursak, kp evde bir kaç tane av tüfeği olduğunu, boşandığım adamı hiç tanımadığımı fark etmem beni ve ailemi şuan çok endişelendiriyor.
Senin derdin kocan olacak adam demeyin.
Katkısından dolayı annesine çok kızgınım bu nedenle, onu da hakim karşısına çıkartacağım için mutluyum. (Şahit yazdıracağız)
Ekmek almaya gidince ekmek istiyorum diyemeyen kadının hakim karşısına geçeceği ve belki de kendini tutamayıp abuk sabuk konuşup ekmeğime yağ sürecek olması fikri beni keyiflendirdi.
Ayrıca ben yine kendisinden tehdit ve hakaret mesajları alabilme ihtimalini değerlendiriyorum.
Yaparsa ona da ayrıca dava açacağım.
Kısacası onlara neyin çarptığını anlamayacaklar bile. Avukat bir aksilik olmazsa, karşı tarafta boşanmak istediği sürece dava çok uzun sürmez dedi.
Şuan ben hiç var olmamışım gibi yokmuşum gibi davranıyorlar. Devam etsinler. Yakında kapıda bitecekler. :)
-----------------------------------------------------------------------------------------
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bu gece bana uyku yok. Yazayım dedim.
Çok karmaşığım. Aynı anda bir sürü duygu hissediyorum.
En iyisi hikayenin başından başlamak.
11 yıl önce eşimle tanıştım. 6 yıldır evliyiz.
5 yıllık ilişkimiz süresince pek kavga etmedik. Bugün ayrılık aşamasındayız ama hala uyumlu olarak tanımlayabiliyorum ikimizi.
Ailelerimiz arasında kültür farkı, siyasi görüş, dini yaşama noktasında taban tabana zıttık. Fakat ben eşimi tanıdığımda bütün yaşantısı benimle aynıydı.
Çünkü orta okulda evden ayrılmış tatilden tatile köyüne giden, aile ve ortamına göre kendisi asimile olmuş bir adamdı veya öyle görünüyordu bilmiyorum.
Evlenince aileleri idare edebileceğimize karar verdik ve 5 yılın ardından kısa bir nişanlılık dönemini takiben evlendik.
Öte yandan eşim hiç bir şey çaktırmadı bana dersem doğru olur.
Ailesinden başka bir şehirde yaşıyordu. 5 yılda annesinin geldiği 3 kereyi geçmedi.
Arada bana annesinin, kendisini aramaması sebebiyle fırça attığını söylerdi.
Bunlar bana hep anneye veya aileye "bağımlı olmayı" geç pek "bağlı bile değil" mesajı veriyordu.
Gelelim kendi aileme,
Ben klişe bir şekilde ''baba sorunlu bir kızdım''
Ailem sıkıntılıydı, ben yansıtmazsam bile hayatıma girecek insanın bunu anlamaması pek mümkün değildi o zamanlar.
Eşim benim için en kötü günlerimde sığınağımdı. Aramızdaki uyum sanki hayatımda bir daha yakalayamayacağım bir şeydi.
Hep böyle hissettim.
Öte yandan hiç bir zaman evleneyim, ailemden kurtulayım gibi bir düşüncem olmadı. Evlilik benim için tabu gibi bir şeydi.
--------
Neyse ne olduysa evlendikten sonra oldu.
Ben istanbulluyum. İzmir'e geldim. Eşim buralı. (biz sevgiliyken eşim benim olduğum yerdeydi)
Benim için sorun yoktu şehir değiştirme konusunda.
Ailesiyle tanışınca (çok kısa bir nişanlılık ve il farkından tanıma fırsatım olmadı) eşimin ailesine hayır diyemediğini keşfettim.
1,5-2 yıl boyunca yok ya anneci değil, ben yanlış anlıyorumlarla geçti.
Sonra ben depresyona girdim.
Annesinin sözleri, benim o zamanlar sağlıklı tepkiler verememem falan derken sıkıntılı bir hale geldik.
Sonrasında ben sindiremedim. Eşimle tek kavgamız annesiydi.
Ben kendimi savunmaya başlayınca yüzüme konuşamayan bir kayınvalidem oldu.
Böyle en boş bulunduğum anlarda gelen abuk subuk mesajlar, benim kaale almamam, ben kaale almadıkça, mesafe koydukça içerleyen bir adam oldu eşim.
Belki de hep böyleydi ama benim evlenmeden önce tanıdığım adama benzemiyor.
Neyse sonrasında kavgalarımız başladı işte annesi yüzünden. Ben konuşuyorum ama havaya tepki yok. Duvara konuşur gibi olunca agresifleşmem ve kızgınlıkla büyük büyük konuşmak benim bu evlilikteki tek hatam.
Annesinin bana dediklerinin küçük bir kısmını benim ailem eşime derse kendisi ailemle konuşmayacağını dile getirecek kadar bana hak verip geç verdiği tepki anlamsız oldu.
Çokta uzatmaya gerek yok. Benim eşim de bir çeşit aile bağımlısı çıktı. Ben mesafe koyarken ses etmedi. Bu yüzden düzeliyoruz zannediyordum.
Kendisi de bana ayak uydurdu ama kayınvalidemin ramazanda attığı tehdit mesajından sonra eşim beni harcamayı tercih etti.
Tehdit mesajıda " sen bizim kurallara uymuyorsun bak oğlum bizi kaybedecek" kurallar dediği namaz kılmak, baş örtüsü vs meselesi. Ayrıca bu aileye torun vermiyor oluşum.
Orada bile evlenmeden önce manipüle edildiğimi daha yeni anlıyorum ya. Duygusal açlığımdan, zaafımdan, sevilme ihtiyacımdan faydalanmış eşim. Aslında o kadar melek değilmiş.
Hepsini bir kenara bırakalım.
Ben zaten yamuk yumuk giden bu evliliğe çocuk katmayarak aklımda acabalar vardı.
Bu acabalar düzelir mi, düzelmez mi derken benim başka bir derdim oldu. Hayat maalesef planladığımız gibi gitmiyor.
Hastalandım. Keşke hastalanmadan önce aklımı kurcalayan boşanma düşüncesini gerçeğe dökseymişim.
Eşim yanımdaymış gibi yapmış.
Benim en zayıf anımda beni biraz daha zayıflattı.
Kanser öntanısı aldım, testler devam ediyor. Geçen seneden beri canımla uğraşıyorum.
2 kere ameliyat oldum. Daha radyoterapi, kemoterapi vs tedavi durumları var.
Hatta yanımda olmak istiyor diye istanbula gitmedim, burada kaldım.
Zor doktor buldum. Çok zor ameliyat oldum. Sıkıntılı bir ameliyattı.
Şimdi tedavinin devamı var ama bir an önce evi boşaltıp gitmemi istiyor.
Tedavini hızlandır diyor bana. Sonra sıkıntı olmasın diye istediğin kadar kalabilirsin diyor.
Bir de maddiyat konusu var.
Şuan İşe girmek istersem giremem. 5 kuruş param yokken yaptı bunu.
Evlilik ya güveniyorsun. Ben eşime güveniyordum.
Parasal konularda ortaktık sözde. Şimdi para pul konusunda yan çizmeye çalışıyor.
Bazı konularda dezavantajlı durumdayım.
Şimdi kötü ayrılmayalım falan diyor. Bu adam ve ailesiyle iyi ayrılsam ne olacak?
Başka zaman olsaydı benden ayrılmayı isteseydi hay hay derdim. Nafaka vs bile düşünmezdim. Mesleğim var parasına mı kaldım derdim.
Şimdi inadına süreci uzatmak istiyorum. Çünkü kayınvalidem beni ekstra tahrik etti. Oğluşuna hemen birini bulmak için dualar ediyor.
Eşimin de annesinin ailesinin ağzıyla iş yapması öyle sinirimi bozdu ki anlatamam. Önceden de öyleymiş niye şimdi bozuluyorsun demeyin.
Mesele ilk defa ailesi etkilemiyormuş gibi davranıp benim kararım onlar bir şey demiyor demesi.
Benim hakkım helal değil.
Belki hata yapıyorumdur ama şuan aklımdaki tek şey süründürmek istemek. Bu boşanma meselesini ortaya atmak için bir sürü zaman ve an varken şimdi yaptı. Zamanlama beni çok öfkelendiriyor. Ben hastalığımla uğraşıp bu kadar üzülürken, hayatıma o kadar kolay devam edemeyecekken,
ona da ailesini de ben bir tokat atmak; uğraştırmak istiyorum. Hemen hayatlarına devam edemesinler istiyorum.
Şuan yaşadığım hissettiğim öfke, gelecek kaygısı, bir daha sevilmemekten korkmak.
Yas sürecinde gibi hissediyorum.
Son sözü söyleyen ben olmadığım için kendime kızıyorum.
Birileri bana her şey güzel olacak desin! İnandırın beni lütfen...