Bir anneci erkek, bir boşanma hikayesi de benden gelsin.

Ailen varmı gideceğin baba sıkıntı peki annen sen iyileşene kadar destek olacak kimsen varsa hiç uğraşma bu dönemi stres daha kötü etkiler çık git ne yaparsa yapsın
 
Ailen varmı gideceğin baba sıkıntı peki annen sen iyileşene kadar destek olacak kimsen varsa hiç uğraşma bu dönemi stres daha kötü etkiler çık git ne yaparsa yapsın

Ailem var hatta şuan yanımdalar, destekler.
Fakat ben aylarca ameliyat sırası bekledim. Tümörüm öyle bir büyüdü ki 1 kilo olmuş.
Onlarca doktorun kapısından döndüm. Kimi genel cerrahi yerinden dolayı Beyin ve sinir cerrahisi yapmalı deyip gönderdi. Beyin ve Sinir cerrahi doktorların bazıları ben bu ameliyatı yapamam, daha nitelikli bir beyin ve sinir cerrahisine gitmelisin dedi.
Kimisi tümör beyninde değil deyip randevu bile vermedi.
Kimisi başkasının hastasına bakmam dedi.
Diyeceğim o ki ben beni kabul edecek, özel hastanede olmayan bir doktoru zor buldum.
Aynı süreci tekrar yaşayamam.
Süreç kötü etkileyebilir ama doktorsuzluk beni daha kötü etkiler. Daha çok üzer.
O nedenle şuan gidemem.
Onun ne yaptığıyla hiç ilgilenmiyorum artık. Kalmam onunla ilgili değil.
 
Ailem var hatta şuan yanımdalar, destekler.
Fakat ben aylarca ameliyat sırası bekledim. Tümörüm öyle bir büyüdü ki 1 kilo olmuş.
Onlarca doktorun kapısından döndüm. Kimi genel cerrahi yerinden dolayı Beyin ve sinir cerrahisi yapmalı deyip gönderdi. Beyin ve Sinir cerrahi doktorların bazıları ben bu ameliyatı yapamam, daha nitelikli bir beyin ve sinir cerrahisine gitmelisin dedi.
Kimisi tümör beyninde değil deyip randevu bile vermedi.
Kimisi başkasının hastasına bakmam dedi.
Diyeceğim o ki ben beni kabul edecek, özel hastanede olmayan bir doktoru zor buldum.
Aynı süreci tekrar yaşayamam.
Süreç kötü etkileyebilir ama doktorsuzluk beni daha kötü etkiler. Daha çok üzer.
O nedenle şuan gidemem.
Onun ne yaptığıyla hiç ilgilenmiyorum artık. Kalmam onunla ilgili değil.
Kesinlikle tabiki tedavin önemli boşanma avukatı yazınca öyle dedim önemli olan tedavin çok geçmiş olsun 🤲
 
Canım merak ettim son gelişmeleri yazarmısın
Merhaba :KK3:

Bir avukatla anlaştım. Dava dosyam hazırlandı.
Bir kaç güne tebliğ olur muhtemelen.
Benim hazırlanmam uzun sürdü.
Çünkü haftaiçi hergün hastanelerdeyim. Akşam doktorlarla beraber çıkıp eve gidiyorum. Hala bitmiş değil, hala koşturuyorum. Bu haftada böyle.
Neyse...

Bayramda gelmeyeceğim dedikten 2 hafta sonra aradı. Açmadım.
Mesaj attı buluşalım dışarda nasıl yapacağız konuşalım dedi.
Ben de kendisine konuşacak hiç bir şey olmadığını dava açmasını söyledim.
Ben dava açtım demedim, sürpriz olsun.
Bu konuşalım demelerinde bir kere bile nasılsın nasıl oldun hastane işleri ne alemde diye bile sormadı.
Evlenmeden önce bir kere bana bir maddi desteği olmuştu. Evlendikten sonra da eğitim ve işle ilgili yaptığımız harcamalardan dem vurdu.
Tek derdi para meselesi.
Utanmazsa yediğim içtiğimi hesaplayıp adisyon yollayacak.
İşte bana medenice konuşalım, eğitimli tahsilli insanlarız mahkemede çıkacak sonucu biliyoruz gibi şeyler söyleyerek beni manipüle etmeye çalışıyor.
Hedefi bir an önce az para kaybıyla boşanmak...
Bir kere nasılsın diye sormaması, umursamaması bu olayların zamanlamasını dahi planladığını hissettiriyor.
Bu arada ön teşhisin kesinleşti kanserim.
Yakında kemoterapiye başlayacağım. Bir kaç ek tetkik yapılıyor, yapılmaya çalışıyor.
Ben artık saldım onu. Minimum konuşma ile mahkemede ne olacaksa olsun.
Öncelikli ve tek derdim hastalığım şuan.
Onları düşünecek zamanım bile olmuyor diyebilirim.
Yaptığı şey içimi öyle bir soğuttu ki üzülemiyorum...
Sadece alışkanlıklar yüzünden hatırlıyorum, yeni olaylar oldukça hatırlayacağım.
Fark ettim ki zaten ben uzun zamandır yalnızmışım bir hayal görüyormuşum.
Psikiyatristim bana bunu aslında sen fark etmiştin dedi.
Evet bende farkındaydım ama bununla uğraşılacak zaman değildi...

Mahkeme celbi gittiğinde yüzünün ifadesini görmek isterdim.
Fakat işleri çok çirkinleştireceklerinden korkuyorum.
Şuan dava açtım bile demedim haberi yok ama o seviye çoktan düşmeye başladı.
Hastalığım yüzünden yaptığı yoğun masrafları falan konuşmaya başladı.
Dedim ya neredeyse yediğimi içtiğimi sayacak...

Bende kendisine çok hoş bir sürpriz daha yapıyorum :)
Avukatın tavsiyesiyle annesini tanık yazdık.
Bu durum beni zevkten dört köşe yapıyor resmen.
Elimdeki mesajlar, ses kayıtları delil olarak dosyaya kondu. Mahkemede reddetmesi ya da aynı fikirleri savunması benim davamı her türlü güçlendirecek.
Zaten o kadının oraya çıkacak olması, konuşacak olması bile onların istemeyeceği bir şey.
Bakalım sonuçları göreceğiz.
 
Size şifa dilemek için geldim. Bir an önce sağlığınıza kavuşmanızı diliyorum. Karşı taraftaki kötü aile ise ettiklerini bulsun umarım
 
bu hafta tebliğ yapılır o zaman.
keşke suratını görebilseydik ya anasıyla ikisinin🙈
Evet c. Tesi dosya numarası çıkacak demişti. Hafta sonu diye aramadım tekrar adamı.

Suratını görmeyi bende çok istiyorum ancak hayal edebiliriz :KK53:

Kadının kendini sağa sola atışını, hasta olup kendini hastanelere taşıttıracağını, yalandan ağlamaları falan. Bak ses kayıtlarından hatırla gözünde canlanır :)

Ya da tacizci gibi beni arayıp tehditler, hakaretler edecek.

İki ihtimal bu. Sakin durabilir mi emin değilim.
İkincisi olursa, bir de ona dava açacağım 😇
 
Evet c. Tesi dosya numarası çıkacak demişti. Hafta sonu diye aramadım tekrar adamı.

Suratını görmeyi bende çok istiyorum ancak hayal edebiliriz :KK53:

Kadının kendini sağa sola atışını, hasta olup kendini hastanelere taşıttıracağını, yalandan ağlamaları falan. Bak ses kayıtlarından hatırla gözünde canlanır :)

Ya da tacizci gibi beni arayıp tehditler, hakaretler edecek.

İki ihtimal bu. Sakin durabilir mi emin değilim.
İkincisi olursa, bir de ona dava açacağım 😇

seni ararsada ses kaydı al mutlaka.
ben oyumu illaki arayacaktan yana kullanıyorum👍
 
seni ararsada ses kaydı al mutlaka.
ben oyumu illaki arayacaktan yana kullanıyorum👍
İlk aşamada arasa bile açmayı düşünmüyorum.
Çünkü kendime güvenmiyorum. Tepkisel olmaktan, soğuk kanlılığımı kaybetmekten çekiniyorum.
Zaten bir parçam öfkeli ve hastane süreçleri beni yoruyor. Bir de onlarla uğraşmak gerçekten istemiyorum. Zorlarlarsa kardeşim konuşacak.
Ne diyecekse mesaj atmasından yanayım.
 
22 yaşındayım evlendiğimde 19 ayrılik kararı aldiğimda 20 asla pişman değilim son sozum 30 yaşında kendi sorumluluğunu alamayan annesinin eteğinin altına saklanan hala beş yaşında biri gibi davranan doğruyu yanlışı ayırt edemeyecek erkekler evlenmesin ailem de ailem diyecek insanlar elalemin başını yakmasın oldu ve o sözün üzerine kararım dan ne kadar kapıma gelirlerse gelsinler dönmedim kendi kendimize ediyoruz bazen çünkü Nisanliyken bize biraz ipucu veriyorlar lütfen kendinize saygınız olsun ve asla asla bu siniri kimseye aştirtmayin sizden bir tane var bu hayatı bir kez yaşayacaksınız
Güncelleme:
Adam ararım süreci konuşuruz demişti ama aramadı, muhtemelen aramayacak. Zaten şu saatten sonra kendisiyle ve ailesiyle asla ama asla karşılaşmak istemiyorum.
Bir avukatla anlaştım. Hastalık nedeniyle bu süreçte bu işe girişmeleri, benim evime gelmemi engellemeleri, attıkları sesli ve yazılı mesajlar, dava süreci için beni haklı ve sağlam bir yere koyuyor.
Araba ve evle ilgili meseleler ayrı davalar olsa bile kp kişisi ile olan borç alacak meseleleri biraz sıkıntılı olsa bile aile hukuku göz önüne alınarak ele alınır dedi.
Ayrıca maddi ve manevi tazminat davası açıyorum, maaşına göre en yüksekten...
Ev, arabaya tedbir konulacak, tedbir nafakası başvurusu yapacağız.
Avukatın söylediğine göre bu davayı gördüklerinde re yapıp anlaşma yoluna geleceklerdir dedi.
Sen şimdiden kafanda ne isteyeceğine karar ver dedi.
Ancak ben pek öyle sanmıyorum.

Aslında doktorlar bazı şeyleri netleştirsinler, radyoterapi ve diğer ne tedavi varsa İstanbul'a gidebilirim veya nafaka durumuna göre artık bu ev dışında başka ev tutup yine İzmir'de devam edebilirim bakacağım.
Çünkü annesinin tikim var bahanesiyle zamanında bıçağı neredeyse geçireceğini göz önünde bulundurursak, kp evde bir kaç tane av tüfeği olduğunu, boşandığım adamı hiç tanımadığımı fark etmem beni ve ailemi şuan çok endişelendiriyor.
Senin derdin kocan olacak adam demeyin.
Katkısından dolayı annesine çok kızgınım bu nedenle, onu da hakim karşısına çıkartacağım için mutluyum. (Şahit yazdıracağız)
Ekmek almaya gidince ekmek istiyorum diyemeyen kadının hakim karşısına geçeceği ve belki de kendini tutamayıp abuk sabuk konuşup ekmeğime yağ sürecek olması fikri beni keyiflendirdi.
Ayrıca ben yine kendisinden tehdit ve hakaret mesajları alabilme ihtimalini değerlendiriyorum.
Yaparsa ona da ayrıca dava açacağım.
Kısacası onlara neyin çarptığını anlamayacaklar bile. Avukat bir aksilik olmazsa, karşı tarafta boşanmak istediği sürece dava çok uzun sürmez dedi.
Şuan ben hiç var olmamışım gibi yokmuşum gibi davranıyorlar. Devam etsinler. Yakında kapıda bitecekler. :)

-----------------------------------------------------------------------------------------
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bu gece bana uyku yok. Yazayım dedim.
Çok karmaşığım. Aynı anda bir sürü duygu hissediyorum.

En iyisi hikayenin başından başlamak.
11 yıl önce eşimle tanıştım. 6 yıldır evliyiz.
5 yıllık ilişkimiz süresince pek kavga etmedik. Bugün ayrılık aşamasındayız ama hala uyumlu olarak tanımlayabiliyorum ikimizi.
Ailelerimiz arasında kültür farkı, siyasi görüş, dini yaşama noktasında taban tabana zıttık. Fakat ben eşimi tanıdığımda bütün yaşantısı benimle aynıydı.
Çünkü orta okulda evden ayrılmış tatilden tatile köyüne giden, aile ve ortamına göre kendisi asimile olmuş bir adamdı veya öyle görünüyordu bilmiyorum.
Evlenince aileleri idare edebileceğimize karar verdik ve 5 yılın ardından kısa bir nişanlılık dönemini takiben evlendik.

Öte yandan eşim hiç bir şey çaktırmadı bana dersem doğru olur.
Ailesinden başka bir şehirde yaşıyordu. 5 yılda annesinin geldiği 3 kereyi geçmedi.
Arada bana annesinin, kendisini aramaması sebebiyle fırça attığını söylerdi.
Bunlar bana hep anneye veya aileye "bağımlı olmayı" geç pek "bağlı bile değil" mesajı veriyordu.

Gelelim kendi aileme,
Ben klişe bir şekilde ''baba sorunlu bir kızdım''
Ailem sıkıntılıydı, ben yansıtmazsam bile hayatıma girecek insanın bunu anlamaması pek mümkün değildi o zamanlar.
Eşim benim için en kötü günlerimde sığınağımdı. Aramızdaki uyum sanki hayatımda bir daha yakalayamayacağım bir şeydi.
Hep böyle hissettim.
Öte yandan hiç bir zaman evleneyim, ailemden kurtulayım gibi bir düşüncem olmadı. Evlilik benim için tabu gibi bir şeydi.

--------
Neyse ne olduysa evlendikten sonra oldu.
Ben istanbulluyum. İzmir'e geldim. Eşim buralı. (biz sevgiliyken eşim benim olduğum yerdeydi)
Benim için sorun yoktu şehir değiştirme konusunda.
Ailesiyle tanışınca (çok kısa bir nişanlılık ve il farkından tanıma fırsatım olmadı) eşimin ailesine hayır diyemediğini keşfettim.
1,5-2 yıl boyunca yok ya anneci değil, ben yanlış anlıyorumlarla geçti.
Sonra ben depresyona girdim.
Annesinin sözleri, benim o zamanlar sağlıklı tepkiler verememem falan derken sıkıntılı bir hale geldik.
Sonrasında ben sindiremedim. Eşimle tek kavgamız annesiydi.
Ben kendimi savunmaya başlayınca yüzüme konuşamayan bir kayınvalidem oldu.
Böyle en boş bulunduğum anlarda gelen abuk subuk mesajlar, benim kaale almamam, ben kaale almadıkça, mesafe koydukça içerleyen bir adam oldu eşim.
Belki de hep böyleydi ama benim evlenmeden önce tanıdığım adama benzemiyor.
Neyse sonrasında kavgalarımız başladı işte annesi yüzünden. Ben konuşuyorum ama havaya tepki yok. Duvara konuşur gibi olunca agresifleşmem ve kızgınlıkla büyük büyük konuşmak benim bu evlilikteki tek hatam.
Annesinin bana dediklerinin küçük bir kısmını benim ailem eşime derse kendisi ailemle konuşmayacağını dile getirecek kadar bana hak verip geç verdiği tepki anlamsız oldu.

Çokta uzatmaya gerek yok. Benim eşim de bir çeşit aile bağımlısı çıktı. Ben mesafe koyarken ses etmedi. Bu yüzden düzeliyoruz zannediyordum.
Kendisi de bana ayak uydurdu ama kayınvalidemin ramazanda attığı tehdit mesajından sonra eşim beni harcamayı tercih etti.
Tehdit mesajıda " sen bizim kurallara uymuyorsun bak oğlum bizi kaybedecek" kurallar dediği namaz kılmak, baş örtüsü vs meselesi. Ayrıca bu aileye torun vermiyor oluşum.
Orada bile evlenmeden önce manipüle edildiğimi daha yeni anlıyorum ya. Duygusal açlığımdan, zaafımdan, sevilme ihtiyacımdan faydalanmış eşim. Aslında o kadar melek değilmiş.

Hepsini bir kenara bırakalım.
Ben zaten yamuk yumuk giden bu evliliğe çocuk katmayarak aklımda acabalar vardı.
Bu acabalar düzelir mi, düzelmez mi derken benim başka bir derdim oldu. Hayat maalesef planladığımız gibi gitmiyor.
Hastalandım. Keşke hastalanmadan önce aklımı kurcalayan boşanma düşüncesini gerçeğe dökseymişim.
Eşim yanımdaymış gibi yapmış.
Benim en zayıf anımda beni biraz daha zayıflattı.
Kanser öntanısı aldım, testler devam ediyor. Geçen seneden beri canımla uğraşıyorum.
2 kere ameliyat oldum. Daha radyoterapi, kemoterapi vs tedavi durumları var.
Hatta yanımda olmak istiyor diye istanbula gitmedim, burada kaldım.
Zor doktor buldum. Çok zor ameliyat oldum. Sıkıntılı bir ameliyattı.
Şimdi tedavinin devamı var ama bir an önce evi boşaltıp gitmemi istiyor.
Tedavini hızlandır diyor bana. Sonra sıkıntı olmasın diye istediğin kadar kalabilirsin diyor.
Bir de maddiyat konusu var.
Şuan İşe girmek istersem giremem. 5 kuruş param yokken yaptı bunu.
Evlilik ya güveniyorsun. Ben eşime güveniyordum.
Parasal konularda ortaktık sözde. Şimdi para pul konusunda yan çizmeye çalışıyor.
Bazı konularda dezavantajlı durumdayım.
Şimdi kötü ayrılmayalım falan diyor. Bu adam ve ailesiyle iyi ayrılsam ne olacak?
Başka zaman olsaydı benden ayrılmayı isteseydi hay hay derdim. Nafaka vs bile düşünmezdim. Mesleğim var parasına mı kaldım derdim.
Şimdi inadına süreci uzatmak istiyorum. Çünkü kayınvalidem beni ekstra tahrik etti. Oğluşuna hemen birini bulmak için dualar ediyor.
Eşimin de annesinin ailesinin ağzıyla iş yapması öyle sinirimi bozdu ki anlatamam. Önceden de öyleymiş niye şimdi bozuluyorsun demeyin.
Mesele ilk defa ailesi etkilemiyormuş gibi davranıp benim kararım onlar bir şey demiyor demesi.
Benim hakkım helal değil.
Belki hata yapıyorumdur ama şuan aklımdaki tek şey süründürmek istemek. Bu boşanma meselesini ortaya atmak için bir sürü zaman ve an varken şimdi yaptı. Zamanlama beni çok öfkelendiriyor. Ben hastalığımla uğraşıp bu kadar üzülürken, hayatıma o kadar kolay devam edemeyecekken,
ona da ailesini de ben bir tokat atmak; uğraştırmak istiyorum. Hemen hayatlarına devam edemesinler istiyorum.
Şuan yaşadığım hissettiğim öfke, gelecek kaygısı, bir daha sevilmemekten korkmak.
Yas sürecinde gibi hissediyorum.
Son sözü söyleyen ben olmadığım için kendime kızıyorum.
Birileri bana her şey güzel olacak desin! İnandırın beni lütfen...
 
Güncelleme:
Adam ararım süreci konuşuruz demişti ama aramadı, muhtemelen aramayacak. Zaten şu saatten sonra kendisiyle ve ailesiyle asla ama asla karşılaşmak istemiyorum.
Bir avukatla anlaştım. Hastalık nedeniyle bu süreçte bu işe girişmeleri, benim evime gelmemi engellemeleri, attıkları sesli ve yazılı mesajlar, dava süreci için beni haklı ve sağlam bir yere koyuyor.
Araba ve evle ilgili meseleler ayrı davalar olsa bile kp kişisi ile olan borç alacak meseleleri biraz sıkıntılı olsa bile aile hukuku göz önüne alınarak ele alınır dedi.
Ayrıca maddi ve manevi tazminat davası açıyorum, maaşına göre en yüksekten...
Ev, arabaya tedbir konulacak, tedbir nafakası başvurusu yapacağız.
Avukatın söylediğine göre bu davayı gördüklerinde re yapıp anlaşma yoluna geleceklerdir dedi.
Sen şimdiden kafanda ne isteyeceğine karar ver dedi.
Ancak ben pek öyle sanmıyorum.

Aslında doktorlar bazı şeyleri netleştirsinler, radyoterapi ve diğer ne tedavi varsa İstanbul'a gidebilirim veya nafaka durumuna göre artık bu ev dışında başka ev tutup yine İzmir'de devam edebilirim bakacağım.
Çünkü annesinin tikim var bahanesiyle zamanında bıçağı neredeyse geçireceğini göz önünde bulundurursak, kp evde bir kaç tane av tüfeği olduğunu, boşandığım adamı hiç tanımadığımı fark etmem beni ve ailemi şuan çok endişelendiriyor.
Senin derdin kocan olacak adam demeyin.
Katkısından dolayı annesine çok kızgınım bu nedenle, onu da hakim karşısına çıkartacağım için mutluyum. (Şahit yazdıracağız)
Ekmek almaya gidince ekmek istiyorum diyemeyen kadının hakim karşısına geçeceği ve belki de kendini tutamayıp abuk sabuk konuşup ekmeğime yağ sürecek olması fikri beni keyiflendirdi.
Ayrıca ben yine kendisinden tehdit ve hakaret mesajları alabilme ihtimalini değerlendiriyorum.
Yaparsa ona da ayrıca dava açacağım.
Kısacası onlara neyin çarptığını anlamayacaklar bile. Avukat bir aksilik olmazsa, karşı tarafta boşanmak istediği sürece dava çok uzun sürmez dedi.
Şuan ben hiç var olmamışım gibi yokmuşum gibi davranıyorlar. Devam etsinler. Yakında kapıda bitecekler. :)

-----------------------------------------------------------------------------------------
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bu gece bana uyku yok. Yazayım dedim.
Çok karmaşığım. Aynı anda bir sürü duygu hissediyorum.

En iyisi hikayenin başından başlamak.
11 yıl önce eşimle tanıştım. 6 yıldır evliyiz.
5 yıllık ilişkimiz süresince pek kavga etmedik. Bugün ayrılık aşamasındayız ama hala uyumlu olarak tanımlayabiliyorum ikimizi.
Ailelerimiz arasında kültür farkı, siyasi görüş, dini yaşama noktasında taban tabana zıttık. Fakat ben eşimi tanıdığımda bütün yaşantısı benimle aynıydı.
Çünkü orta okulda evden ayrılmış tatilden tatile köyüne giden, aile ve ortamına göre kendisi asimile olmuş bir adamdı veya öyle görünüyordu bilmiyorum.
Evlenince aileleri idare edebileceğimize karar verdik ve 5 yılın ardından kısa bir nişanlılık dönemini takiben evlendik.

Öte yandan eşim hiç bir şey çaktırmadı bana dersem doğru olur.
Ailesinden başka bir şehirde yaşıyordu. 5 yılda annesinin geldiği 3 kereyi geçmedi.
Arada bana annesinin, kendisini aramaması sebebiyle fırça attığını söylerdi.
Bunlar bana hep anneye veya aileye "bağımlı olmayı" geç pek "bağlı bile değil" mesajı veriyordu.

Gelelim kendi aileme,
Ben klişe bir şekilde ''baba sorunlu bir kızdım''
Ailem sıkıntılıydı, ben yansıtmazsam bile hayatıma girecek insanın bunu anlamaması pek mümkün değildi o zamanlar.
Eşim benim için en kötü günlerimde sığınağımdı. Aramızdaki uyum sanki hayatımda bir daha yakalayamayacağım bir şeydi.
Hep böyle hissettim.
Öte yandan hiç bir zaman evleneyim, ailemden kurtulayım gibi bir düşüncem olmadı. Evlilik benim için tabu gibi bir şeydi.

--------
Neyse ne olduysa evlendikten sonra oldu.
Ben istanbulluyum. İzmir'e geldim. Eşim buralı. (biz sevgiliyken eşim benim olduğum yerdeydi)
Benim için sorun yoktu şehir değiştirme konusunda.
Ailesiyle tanışınca (çok kısa bir nişanlılık ve il farkından tanıma fırsatım olmadı) eşimin ailesine hayır diyemediğini keşfettim.
1,5-2 yıl boyunca yok ya anneci değil, ben yanlış anlıyorumlarla geçti.
Sonra ben depresyona girdim.
Annesinin sözleri, benim o zamanlar sağlıklı tepkiler verememem falan derken sıkıntılı bir hale geldik.
Sonrasında ben sindiremedim. Eşimle tek kavgamız annesiydi.
Ben kendimi savunmaya başlayınca yüzüme konuşamayan bir kayınvalidem oldu.
Böyle en boş bulunduğum anlarda gelen abuk subuk mesajlar, benim kaale almamam, ben kaale almadıkça, mesafe koydukça içerleyen bir adam oldu eşim.
Belki de hep böyleydi ama benim evlenmeden önce tanıdığım adama benzemiyor.
Neyse sonrasında kavgalarımız başladı işte annesi yüzünden. Ben konuşuyorum ama havaya tepki yok. Duvara konuşur gibi olunca agresifleşmem ve kızgınlıkla büyük büyük konuşmak benim bu evlilikteki tek hatam.
Annesinin bana dediklerinin küçük bir kısmını benim ailem eşime derse kendisi ailemle konuşmayacağını dile getirecek kadar bana hak verip geç verdiği tepki anlamsız oldu.

Çokta uzatmaya gerek yok. Benim eşim de bir çeşit aile bağımlısı çıktı. Ben mesafe koyarken ses etmedi. Bu yüzden düzeliyoruz zannediyordum.
Kendisi de bana ayak uydurdu ama kayınvalidemin ramazanda attığı tehdit mesajından sonra eşim beni harcamayı tercih etti.
Tehdit mesajıda " sen bizim kurallara uymuyorsun bak oğlum bizi kaybedecek" kurallar dediği namaz kılmak, baş örtüsü vs meselesi. Ayrıca bu aileye torun vermiyor oluşum.
Orada bile evlenmeden önce manipüle edildiğimi daha yeni anlıyorum ya. Duygusal açlığımdan, zaafımdan, sevilme ihtiyacımdan faydalanmış eşim. Aslında o kadar melek değilmiş.

Hepsini bir kenara bırakalım.
Ben zaten yamuk yumuk giden bu evliliğe çocuk katmayarak aklımda acabalar vardı.
Bu acabalar düzelir mi, düzelmez mi derken benim başka bir derdim oldu. Hayat maalesef planladığımız gibi gitmiyor.
Hastalandım. Keşke hastalanmadan önce aklımı kurcalayan boşanma düşüncesini gerçeğe dökseymişim.
Eşim yanımdaymış gibi yapmış.
Benim en zayıf anımda beni biraz daha zayıflattı.
Kanser öntanısı aldım, testler devam ediyor. Geçen seneden beri canımla uğraşıyorum.
2 kere ameliyat oldum. Daha radyoterapi, kemoterapi vs tedavi durumları var.
Hatta yanımda olmak istiyor diye istanbula gitmedim, burada kaldım.
Zor doktor buldum. Çok zor ameliyat oldum. Sıkıntılı bir ameliyattı.
Şimdi tedavinin devamı var ama bir an önce evi boşaltıp gitmemi istiyor.
Tedavini hızlandır diyor bana. Sonra sıkıntı olmasın diye istediğin kadar kalabilirsin diyor.
Bir de maddiyat konusu var.
Şuan İşe girmek istersem giremem. 5 kuruş param yokken yaptı bunu.
Evlilik ya güveniyorsun. Ben eşime güveniyordum.
Parasal konularda ortaktık sözde. Şimdi para pul konusunda yan çizmeye çalışıyor.
Bazı konularda dezavantajlı durumdayım.
Şimdi kötü ayrılmayalım falan diyor. Bu adam ve ailesiyle iyi ayrılsam ne olacak?
Başka zaman olsaydı benden ayrılmayı isteseydi hay hay derdim. Nafaka vs bile düşünmezdim. Mesleğim var parasına mı kaldım derdim.
Şimdi inadına süreci uzatmak istiyorum. Çünkü kayınvalidem beni ekstra tahrik etti. Oğluşuna hemen birini bulmak için dualar ediyor.
Eşimin de annesinin ailesinin ağzıyla iş yapması öyle sinirimi bozdu ki anlatamam. Önceden de öyleymiş niye şimdi bozuluyorsun demeyin.
Mesele ilk defa ailesi etkilemiyormuş gibi davranıp benim kararım onlar bir şey demiyor demesi.
Benim hakkım helal değil.
Belki hata yapıyorumdur ama şuan aklımdaki tek şey süründürmek istemek. Bu boşanma meselesini ortaya atmak için bir sürü zaman ve an varken şimdi yaptı. Zamanlama beni çok öfkelendiriyor. Ben hastalığımla uğraşıp bu kadar üzülürken, hayatıma o kadar kolay devam edemeyecekken,
ona da ailesini de ben bir tokat atmak; uğraştırmak istiyorum. Hemen hayatlarına devam edemesinler istiyorum.
Şuan yaşadığım hissettiğim öfke, gelecek kaygısı, bir daha sevilmemekten korkmak.
Yas sürecinde gibi hissediyorum.
Son sözü söyleyen ben olmadığım için kendime kızıyorum.
Birileri bana her şey güzel olacak desin! İnandırın beni lütfen...
Ben allahvyardımvın olsun deneye geldim. Ama hastalıkla uğraşırkem strese gırmek senı 1 adım öteye götürmez. Dava acılsın ama hakıme ben şu an hastayım ve bana bunu hastalıkta yaptı de. Hani hastalıkta ve saglıktaydı?
 
Güncelleme:
Adam ararım süreci konuşuruz demişti ama aramadı, muhtemelen aramayacak. Zaten şu saatten sonra kendisiyle ve ailesiyle asla ama asla karşılaşmak istemiyorum.
Bir avukatla anlaştım. Hastalık nedeniyle bu süreçte bu işe girişmeleri, benim evime gelmemi engellemeleri, attıkları sesli ve yazılı mesajlar, dava süreci için beni haklı ve sağlam bir yere koyuyor.
Araba ve evle ilgili meseleler ayrı davalar olsa bile kp kişisi ile olan borç alacak meseleleri biraz sıkıntılı olsa bile aile hukuku göz önüne alınarak ele alınır dedi.
Ayrıca maddi ve manevi tazminat davası açıyorum, maaşına göre en yüksekten...
Ev, arabaya tedbir konulacak, tedbir nafakası başvurusu yapacağız.
Avukatın söylediğine göre bu davayı gördüklerinde re yapıp anlaşma yoluna geleceklerdir dedi.
Sen şimdiden kafanda ne isteyeceğine karar ver dedi.
Ancak ben pek öyle sanmıyorum.

Aslında doktorlar bazı şeyleri netleştirsinler, radyoterapi ve diğer ne tedavi varsa İstanbul'a gidebilirim veya nafaka durumuna göre artık bu ev dışında başka ev tutup yine İzmir'de devam edebilirim bakacağım.
Çünkü annesinin tikim var bahanesiyle zamanında bıçağı neredeyse geçireceğini göz önünde bulundurursak, kp evde bir kaç tane av tüfeği olduğunu, boşandığım adamı hiç tanımadığımı fark etmem beni ve ailemi şuan çok endişelendiriyor.
Senin derdin kocan olacak adam demeyin.
Katkısından dolayı annesine çok kızgınım bu nedenle, onu da hakim karşısına çıkartacağım için mutluyum. (Şahit yazdıracağız)
Ekmek almaya gidince ekmek istiyorum diyemeyen kadının hakim karşısına geçeceği ve belki de kendini tutamayıp abuk sabuk konuşup ekmeğime yağ sürecek olması fikri beni keyiflendirdi.
Ayrıca ben yine kendisinden tehdit ve hakaret mesajları alabilme ihtimalini değerlendiriyorum.
Yaparsa ona da ayrıca dava açacağım.
Kısacası onlara neyin çarptığını anlamayacaklar bile. Avukat bir aksilik olmazsa, karşı tarafta boşanmak istediği sürece dava çok uzun sürmez dedi.
Şuan ben hiç var olmamışım gibi yokmuşum gibi davranıyorlar. Devam etsinler. Yakında kapıda bitecekler. :)

-----------------------------------------------------------------------------------------
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bu gece bana uyku yok. Yazayım dedim.
Çok karmaşığım. Aynı anda bir sürü duygu hissediyorum.

En iyisi hikayenin başından başlamak.
11 yıl önce eşimle tanıştım. 6 yıldır evliyiz.
5 yıllık ilişkimiz süresince pek kavga etmedik. Bugün ayrılık aşamasındayız ama hala uyumlu olarak tanımlayabiliyorum ikimizi.
Ailelerimiz arasında kültür farkı, siyasi görüş, dini yaşama noktasında taban tabana zıttık. Fakat ben eşimi tanıdığımda bütün yaşantısı benimle aynıydı.
Çünkü orta okulda evden ayrılmış tatilden tatile köyüne giden, aile ve ortamına göre kendisi asimile olmuş bir adamdı veya öyle görünüyordu bilmiyorum.
Evlenince aileleri idare edebileceğimize karar verdik ve 5 yılın ardından kısa bir nişanlılık dönemini takiben evlendik.

Öte yandan eşim hiç bir şey çaktırmadı bana dersem doğru olur.
Ailesinden başka bir şehirde yaşıyordu. 5 yılda annesinin geldiği 3 kereyi geçmedi.
Arada bana annesinin, kendisini aramaması sebebiyle fırça attığını söylerdi.
Bunlar bana hep anneye veya aileye "bağımlı olmayı" geç pek "bağlı bile değil" mesajı veriyordu.

Gelelim kendi aileme,
Ben klişe bir şekilde ''baba sorunlu bir kızdım''
Ailem sıkıntılıydı, ben yansıtmazsam bile hayatıma girecek insanın bunu anlamaması pek mümkün değildi o zamanlar.
Eşim benim için en kötü günlerimde sığınağımdı. Aramızdaki uyum sanki hayatımda bir daha yakalayamayacağım bir şeydi.
Hep böyle hissettim.
Öte yandan hiç bir zaman evleneyim, ailemden kurtulayım gibi bir düşüncem olmadı. Evlilik benim için tabu gibi bir şeydi.

--------
Neyse ne olduysa evlendikten sonra oldu.
Ben istanbulluyum. İzmir'e geldim. Eşim buralı. (biz sevgiliyken eşim benim olduğum yerdeydi)
Benim için sorun yoktu şehir değiştirme konusunda.
Ailesiyle tanışınca (çok kısa bir nişanlılık ve il farkından tanıma fırsatım olmadı) eşimin ailesine hayır diyemediğini keşfettim.
1,5-2 yıl boyunca yok ya anneci değil, ben yanlış anlıyorumlarla geçti.
Sonra ben depresyona girdim.
Annesinin sözleri, benim o zamanlar sağlıklı tepkiler verememem falan derken sıkıntılı bir hale geldik.
Sonrasında ben sindiremedim. Eşimle tek kavgamız annesiydi.
Ben kendimi savunmaya başlayınca yüzüme konuşamayan bir kayınvalidem oldu.
Böyle en boş bulunduğum anlarda gelen abuk subuk mesajlar, benim kaale almamam, ben kaale almadıkça, mesafe koydukça içerleyen bir adam oldu eşim.
Belki de hep böyleydi ama benim evlenmeden önce tanıdığım adama benzemiyor.
Neyse sonrasında kavgalarımız başladı işte annesi yüzünden. Ben konuşuyorum ama havaya tepki yok. Duvara konuşur gibi olunca agresifleşmem ve kızgınlıkla büyük büyük konuşmak benim bu evlilikteki tek hatam.
Annesinin bana dediklerinin küçük bir kısmını benim ailem eşime derse kendisi ailemle konuşmayacağını dile getirecek kadar bana hak verip geç verdiği tepki anlamsız oldu.

Çokta uzatmaya gerek yok. Benim eşim de bir çeşit aile bağımlısı çıktı. Ben mesafe koyarken ses etmedi. Bu yüzden düzeliyoruz zannediyordum.
Kendisi de bana ayak uydurdu ama kayınvalidemin ramazanda attığı tehdit mesajından sonra eşim beni harcamayı tercih etti.
Tehdit mesajıda " sen bizim kurallara uymuyorsun bak oğlum bizi kaybedecek" kurallar dediği namaz kılmak, baş örtüsü vs meselesi. Ayrıca bu aileye torun vermiyor oluşum.
Orada bile evlenmeden önce manipüle edildiğimi daha yeni anlıyorum ya. Duygusal açlığımdan, zaafımdan, sevilme ihtiyacımdan faydalanmış eşim. Aslında o kadar melek değilmiş.

Hepsini bir kenara bırakalım.
Ben zaten yamuk yumuk giden bu evliliğe çocuk katmayarak aklımda acabalar vardı.
Bu acabalar düzelir mi, düzelmez mi derken benim başka bir derdim oldu. Hayat maalesef planladığımız gibi gitmiyor.
Hastalandım. Keşke hastalanmadan önce aklımı kurcalayan boşanma düşüncesini gerçeğe dökseymişim.
Eşim yanımdaymış gibi yapmış.
Benim en zayıf anımda beni biraz daha zayıflattı.
Kanser öntanısı aldım, testler devam ediyor. Geçen seneden beri canımla uğraşıyorum.
2 kere ameliyat oldum. Daha radyoterapi, kemoterapi vs tedavi durumları var.
Hatta yanımda olmak istiyor diye istanbula gitmedim, burada kaldım.
Zor doktor buldum. Çok zor ameliyat oldum. Sıkıntılı bir ameliyattı.
Şimdi tedavinin devamı var ama bir an önce evi boşaltıp gitmemi istiyor.
Tedavini hızlandır diyor bana. Sonra sıkıntı olmasın diye istediğin kadar kalabilirsin diyor.
Bir de maddiyat konusu var.
Şuan İşe girmek istersem giremem. 5 kuruş param yokken yaptı bunu.
Evlilik ya güveniyorsun. Ben eşime güveniyordum.
Parasal konularda ortaktık sözde. Şimdi para pul konusunda yan çizmeye çalışıyor.
Bazı konularda dezavantajlı durumdayım.
Şimdi kötü ayrılmayalım falan diyor. Bu adam ve ailesiyle iyi ayrılsam ne olacak?
Başka zaman olsaydı benden ayrılmayı isteseydi hay hay derdim. Nafaka vs bile düşünmezdim. Mesleğim var parasına mı kaldım derdim.
Şimdi inadına süreci uzatmak istiyorum. Çünkü kayınvalidem beni ekstra tahrik etti. Oğluşuna hemen birini bulmak için dualar ediyor.
Eşimin de annesinin ailesinin ağzıyla iş yapması öyle sinirimi bozdu ki anlatamam. Önceden de öyleymiş niye şimdi bozuluyorsun demeyin.
Mesele ilk defa ailesi etkilemiyormuş gibi davranıp benim kararım onlar bir şey demiyor demesi.
Benim hakkım helal değil.
Belki hata yapıyorumdur ama şuan aklımdaki tek şey süründürmek istemek. Bu boşanma meselesini ortaya atmak için bir sürü zaman ve an varken şimdi yaptı. Zamanlama beni çok öfkelendiriyor. Ben hastalığımla uğraşıp bu kadar üzülürken, hayatıma o kadar kolay devam edemeyecekken,
ona da ailesini de ben bir tokat atmak; uğraştırmak istiyorum. Hemen hayatlarına devam edemesinler istiyorum.
Şuan yaşadığım hissettiğim öfke, gelecek kaygısı, bir daha sevilmemekten korkmak.
Yas sürecinde gibi hissediyorum.
Son sözü söyleyen ben olmadığım için kendime kızıyorum.
Birileri bana her şey güzel olacak desin! İnandırın beni lütfen...
Birşeylerin düzelme umudu varsa boşanmayin.Ama egerki sevgi saygı bittiyse intikam boş iş hemen bosanin derim.
 
Güncelleme:
Adam ararım süreci konuşuruz demişti ama aramadı, muhtemelen aramayacak. Zaten şu saatten sonra kendisiyle ve ailesiyle asla ama asla karşılaşmak istemiyorum.
Bir avukatla anlaştım. Hastalık nedeniyle bu süreçte bu işe girişmeleri, benim evime gelmemi engellemeleri, attıkları sesli ve yazılı mesajlar, dava süreci için beni haklı ve sağlam bir yere koyuyor.
Araba ve evle ilgili meseleler ayrı davalar olsa bile kp kişisi ile olan borç alacak meseleleri biraz sıkıntılı olsa bile aile hukuku göz önüne alınarak ele alınır dedi.
Ayrıca maddi ve manevi tazminat davası açıyorum, maaşına göre en yüksekten...
Ev, arabaya tedbir konulacak, tedbir nafakası başvurusu yapacağız.
Avukatın söylediğine göre bu davayı gördüklerinde re yapıp anlaşma yoluna geleceklerdir dedi.
Sen şimdiden kafanda ne isteyeceğine karar ver dedi.
Ancak ben pek öyle sanmıyorum.

Aslında doktorlar bazı şeyleri netleştirsinler, radyoterapi ve diğer ne tedavi varsa İstanbul'a gidebilirim veya nafaka durumuna göre artık bu ev dışında başka ev tutup yine İzmir'de devam edebilirim bakacağım.
Çünkü annesinin tikim var bahanesiyle zamanında bıçağı neredeyse geçireceğini göz önünde bulundurursak, kp evde bir kaç tane av tüfeği olduğunu, boşandığım adamı hiç tanımadığımı fark etmem beni ve ailemi şuan çok endişelendiriyor.
Senin derdin kocan olacak adam demeyin.
Katkısından dolayı annesine çok kızgınım bu nedenle, onu da hakim karşısına çıkartacağım için mutluyum. (Şahit yazdıracağız)
Ekmek almaya gidince ekmek istiyorum diyemeyen kadının hakim karşısına geçeceği ve belki de kendini tutamayıp abuk sabuk konuşup ekmeğime yağ sürecek olması fikri beni keyiflendirdi.
Ayrıca ben yine kendisinden tehdit ve hakaret mesajları alabilme ihtimalini değerlendiriyorum.
Yaparsa ona da ayrıca dava açacağım.
Kısacası onlara neyin çarptığını anlamayacaklar bile. Avukat bir aksilik olmazsa, karşı tarafta boşanmak istediği sürece dava çok uzun sürmez dedi.
Şuan ben hiç var olmamışım gibi yokmuşum gibi davranıyorlar. Devam etsinler. Yakında kapıda bitecekler. :)

-----------------------------------------------------------------------------------------
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bu gece bana uyku yok. Yazayım dedim.
Çok karmaşığım. Aynı anda bir sürü duygu hissediyorum.

En iyisi hikayenin başından başlamak.
11 yıl önce eşimle tanıştım. 6 yıldır evliyiz.
5 yıllık ilişkimiz süresince pek kavga etmedik. Bugün ayrılık aşamasındayız ama hala uyumlu olarak tanımlayabiliyorum ikimizi.
Ailelerimiz arasında kültür farkı, siyasi görüş, dini yaşama noktasında taban tabana zıttık. Fakat ben eşimi tanıdığımda bütün yaşantısı benimle aynıydı.
Çünkü orta okulda evden ayrılmış tatilden tatile köyüne giden, aile ve ortamına göre kendisi asimile olmuş bir adamdı veya öyle görünüyordu bilmiyorum.
Evlenince aileleri idare edebileceğimize karar verdik ve 5 yılın ardından kısa bir nişanlılık dönemini takiben evlendik.

Öte yandan eşim hiç bir şey çaktırmadı bana dersem doğru olur.
Ailesinden başka bir şehirde yaşıyordu. 5 yılda annesinin geldiği 3 kereyi geçmedi.
Arada bana annesinin, kendisini aramaması sebebiyle fırça attığını söylerdi.
Bunlar bana hep anneye veya aileye "bağımlı olmayı" geç pek "bağlı bile değil" mesajı veriyordu.

Gelelim kendi aileme,
Ben klişe bir şekilde ''baba sorunlu bir kızdım''
Ailem sıkıntılıydı, ben yansıtmazsam bile hayatıma girecek insanın bunu anlamaması pek mümkün değildi o zamanlar.
Eşim benim için en kötü günlerimde sığınağımdı. Aramızdaki uyum sanki hayatımda bir daha yakalayamayacağım bir şeydi.
Hep böyle hissettim.
Öte yandan hiç bir zaman evleneyim, ailemden kurtulayım gibi bir düşüncem olmadı. Evlilik benim için tabu gibi bir şeydi.

--------
Neyse ne olduysa evlendikten sonra oldu.
Ben istanbulluyum. İzmir'e geldim. Eşim buralı. (biz sevgiliyken eşim benim olduğum yerdeydi)
Benim için sorun yoktu şehir değiştirme konusunda.
Ailesiyle tanışınca (çok kısa bir nişanlılık ve il farkından tanıma fırsatım olmadı) eşimin ailesine hayır diyemediğini keşfettim.
1,5-2 yıl boyunca yok ya anneci değil, ben yanlış anlıyorumlarla geçti.
Sonra ben depresyona girdim.
Annesinin sözleri, benim o zamanlar sağlıklı tepkiler verememem falan derken sıkıntılı bir hale geldik.
Sonrasında ben sindiremedim. Eşimle tek kavgamız annesiydi.
Ben kendimi savunmaya başlayınca yüzüme konuşamayan bir kayınvalidem oldu.
Böyle en boş bulunduğum anlarda gelen abuk subuk mesajlar, benim kaale almamam, ben kaale almadıkça, mesafe koydukça içerleyen bir adam oldu eşim.
Belki de hep böyleydi ama benim evlenmeden önce tanıdığım adama benzemiyor.
Neyse sonrasında kavgalarımız başladı işte annesi yüzünden. Ben konuşuyorum ama havaya tepki yok. Duvara konuşur gibi olunca agresifleşmem ve kızgınlıkla büyük büyük konuşmak benim bu evlilikteki tek hatam.
Annesinin bana dediklerinin küçük bir kısmını benim ailem eşime derse kendisi ailemle konuşmayacağını dile getirecek kadar bana hak verip geç verdiği tepki anlamsız oldu.

Çokta uzatmaya gerek yok. Benim eşim de bir çeşit aile bağımlısı çıktı. Ben mesafe koyarken ses etmedi. Bu yüzden düzeliyoruz zannediyordum.
Kendisi de bana ayak uydurdu ama kayınvalidemin ramazanda attığı tehdit mesajından sonra eşim beni harcamayı tercih etti.
Tehdit mesajıda " sen bizim kurallara uymuyorsun bak oğlum bizi kaybedecek" kurallar dediği namaz kılmak, baş örtüsü vs meselesi. Ayrıca bu aileye torun vermiyor oluşum.
Orada bile evlenmeden önce manipüle edildiğimi daha yeni anlıyorum ya. Duygusal açlığımdan, zaafımdan, sevilme ihtiyacımdan faydalanmış eşim. Aslında o kadar melek değilmiş.

Hepsini bir kenara bırakalım.
Ben zaten yamuk yumuk giden bu evliliğe çocuk katmayarak aklımda acabalar vardı.
Bu acabalar düzelir mi, düzelmez mi derken benim başka bir derdim oldu. Hayat maalesef planladığımız gibi gitmiyor.
Hastalandım. Keşke hastalanmadan önce aklımı kurcalayan boşanma düşüncesini gerçeğe dökseymişim.
Eşim yanımdaymış gibi yapmış.
Benim en zayıf anımda beni biraz daha zayıflattı.
Kanser öntanısı aldım, testler devam ediyor. Geçen seneden beri canımla uğraşıyorum.
2 kere ameliyat oldum. Daha radyoterapi, kemoterapi vs tedavi durumları var.
Hatta yanımda olmak istiyor diye istanbula gitmedim, burada kaldım.
Zor doktor buldum. Çok zor ameliyat oldum. Sıkıntılı bir ameliyattı.
Şimdi tedavinin devamı var ama bir an önce evi boşaltıp gitmemi istiyor.
Tedavini hızlandır diyor bana. Sonra sıkıntı olmasın diye istediğin kadar kalabilirsin diyor.
Bir de maddiyat konusu var.
Şuan İşe girmek istersem giremem. 5 kuruş param yokken yaptı bunu.
Evlilik ya güveniyorsun. Ben eşime güveniyordum.
Parasal konularda ortaktık sözde. Şimdi para pul konusunda yan çizmeye çalışıyor.
Bazı konularda dezavantajlı durumdayım.
Şimdi kötü ayrılmayalım falan diyor. Bu adam ve ailesiyle iyi ayrılsam ne olacak?
Başka zaman olsaydı benden ayrılmayı isteseydi hay hay derdim. Nafaka vs bile düşünmezdim. Mesleğim var parasına mı kaldım derdim.
Şimdi inadına süreci uzatmak istiyorum. Çünkü kayınvalidem beni ekstra tahrik etti. Oğluşuna hemen birini bulmak için dualar ediyor.
Eşimin de annesinin ailesinin ağzıyla iş yapması öyle sinirimi bozdu ki anlatamam. Önceden de öyleymiş niye şimdi bozuluyorsun demeyin.
Mesele ilk defa ailesi etkilemiyormuş gibi davranıp benim kararım onlar bir şey demiyor demesi.
Benim hakkım helal değil.
Belki hata yapıyorumdur ama şuan aklımdaki tek şey süründürmek istemek. Bu boşanma meselesini ortaya atmak için bir sürü zaman ve an varken şimdi yaptı. Zamanlama beni çok öfkelendiriyor. Ben hastalığımla uğraşıp bu kadar üzülürken, hayatıma o kadar kolay devam edemeyecekken,
ona da ailesini de ben bir tokat atmak; uğraştırmak istiyorum. Hemen hayatlarına devam edemesinler istiyorum.
Şuan yaşadığım hissettiğim öfke, gelecek kaygısı, bir daha sevilmemekten korkmak.
Yas sürecinde gibi hissediyorum.
Son sözü söyleyen ben olmadığım için kendime kızıyorum.
Birileri bana her şey güzel olacak desin! İnandırın beni lütfen...
Süründür kız süründür. Eline ayagına sağlık. Hep biz kadınlara mı olacak olan.
 
Su anacı adamlar ve oğluyla göbek bağı kesilmemis gibi davranan analar bu kızların ahını nasıl öderler acaba
Özellikle de esin suçlu dengeyi o kurmalıydi ama kuramadım
Bu arada geçmiş olsun size lazım olan en önemli şey moral ama onu da koymamışlar elbette çıkar onlardan
 
X