- 10 Ekim 2014
- 31.845
- 142.593
- 798
- Konu Sahibi Cokopremses
-
- #81
Sırf evlenmek gibi bir derdim olmadı hiçbir zaman. Ses çıkarmama sebebim o zaman ben de ikinci plana atabiliyordum.ama adam doğum günümü bile kutlamayınca ve benim üzüldüğümü bile bile bunu tekrarlayınca payladım ben de. Onun dışında sevgililer günü benim için de ikinci planda ona fazla anlam yüklemem. Ama doğum günüm önemliydi.
Pişmanlık duydum. Eşinin böyle biri olduğunu bilseydim o zamanlar da tepkim farklı olurdu. Ama beni bile bile böyle ısrarla uzecegini duygularımın onun için bu kadar önemsiz olduğunu tahmin edemedim
Tek sorun özel günlerde hediye alınmaması, kutlama yapılmaması ise bu nedenle huzursuzluk çıkartılmaz evlilik bitirilmez. Tabi bu benim şahsi fikrim. Hoş bende bir bayan olarak özel günlere önem veririm eşim saçma bulmasına rağmen sadece ben mutlu oluyorum diye hediye alır, sürpriz yapar. Yapmasaydı bu yüzden boşanırmıydım tabiyki hayır. Eşinizin yapısı böyle demek ki, özel günlere geriğinden fazla anlam yüklemek ve bu nedenle mutsuz olmak bana çok saçma geliyor. Eğer her şey yolundaysa ve tek probleminiz buysa orta yolu bulabilirsiniz. Hediye almak sevgi göstergesi değildir ki.Bir adam düşünün...
Tanışmışsınız çok sevmişsiniz. Evlenme teklifi etmemiş. Ama siz sevdiğiniz için o sıralar teklif falan gözünüz görmemiş. Nişanlanmışsınız.
Zaman geçmiş sevgililer günü gelmiş. Beraber ilk sevgililer günü... "Sevgililer gününü anlamsız buluyorum" demiş. o öyle dedi diye öyledir demişsiniz. Geçmiş gitmiş o gün...
Sonra evlenmişsiniz. Hemen sonrasında doğum gününüz. Sadece bir pasta almış hatta onu da başkasına aldırmış. Kırılmışsınız ama ses çıkarmamışsınız...
Aylar geçmiş yine sevgililer günü gelmiş. Bu sefer demişsiniz ki" ben kendi kendime üzülüyorum onun haberi yok. Bilse üzüldüğümü böyle yapmaz. Konuşayım derdimi anlatayım" konuşmuşsunuz da... O gün anlaşıldığınızı sanıp güzel günler hayal ederek kapatmışsınız konuyu...
Üzerinden aylar geçmiş yine doğum gününüz gelmiş. O adam bu sefer doğum gününden bir gün önce gitmiş kitapçıdan rastgele bir kitap almış getirmiş. Siz kitapları çok sevseniz de bu özensizliğe kırılmışsınız. Tepkinizi, siteminizi dile getirmişsiniz. O adam duvar gibi durmuş karşınızda. Tek bir adım atmamış. Üstüne size gösteriş meraklısı vs. Bir sürü şey söylemiş. Günlerce konuşmamış sizinle. Üzüldüğümü bilse yapmaz demişsiniz ama üzüldüğünüzü bile bile yapmış. Hiç pişmanlık da duymamış daha da üzmüş sizi...
Ara ara gelmiş bu konu gündeme. O inat etmiş. O inat ettikçe siz inat etmişsiniz. Siz "beklentim normal birşey, elinde imkanın da var. Neden üzüleceğimi bile bile ısrarla yapmıyorsun?" Dedikçe o saçma sapan açıklama yapmış ama kendinde hiç hata görmemiş beklentiniz için hep sizi suçlamış.
Tekrar sevgililer günü gelmiş. Tekrar hayal kırıklığı... Siz ne yapsanız da içinizden atamamışsınız bu kırgınlığı zaten o da bunun için bir çaba göstermemiş...
Ve doğum gününüze iki ay kala evlilik danışmanı "tekrarlanmasın endişe duyduğunuz probleminiz?" Diye sorunca bu konuyu açmışsınız. Her şey yolunda gibiyken, o adam her fırsatta sizi sevdiğini söylerken bu konu açılınca yine sizi suçlamış. Yine doğru olanı yaptığından emin geri adım atmamış. Sorunlu olan tarafın siz olduğunuzu vurgulamış ısrarla. Ve bu sefer işler iyice sarpa sarmış...
Evet hanımlar... Durum böyle. Ben böyle şeylere önem veren biriyken eşimin de ısrarla en ufak bir yumuşama göstermemesi, benim kırılmamı üzülmemi önemsememesi, bir gün olsun bana bir sürpriz yapmanın, hediye almanın içinden gelmemesi ve bundan en ufak bir pişmanlık duymadan ısrarla sürdürmesi... Bunlar mahvetti artık beni. Tahammülüm kalmadı. Altı üstü hediye diyorum ne olacak diyorum ama o hediye çok farklı anlamlara büründü artık. Kendimi tutmaya çalışıyorum ama olmuyor. Çoğu zaman bu konuyu düşündüğümde bile göz yaşlarıma hakim olamıyorum.
Geçmişte de benzer konularım var. Konu öyle ki artık boşanma lafı bile edilir oldu. Kavga ettik eşim ağır laflar söyledi. Normalde karım şöyle tatlı böyle iyi güzel diyen adam "hayatımı s.ktin" dedi. Hatta üzerime yürüdü biraz. Berbat haldeyiz. Ne yapıcam bilmiyorum. Yuvam yıkılsın istemem ama ille devam etsin ne olursa olsun gibi bir çabam yok.
Dertleşmeye ihtiyacım var....
Not: tanışalı yaklaşık olarak 3 yıl oldu. Evleneli de 2 yıl olmak üzere
Bir adam dusundum ve onunla ayni evde yasiyorum 10 senedir :) onu yine de seviyorum..oyle kabul ettim..Bosanacak degilim bu yuzden calisip cabalayip parasini eve getiren gelecegimiz icin ugrasanBir adam düşünün...
Tanışmışsınız çok sevmişsiniz. Evlenme teklifi etmemiş. Ama siz sevdiğiniz için o sıralar teklif falan gözünüz görmemiş. Nişanlanmışsınız.
Zaman geçmiş sevgililer günü gelmiş. Beraber ilk sevgililer günü... "Sevgililer gününü anlamsız buluyorum" demiş. o öyle dedi diye öyledir demişsiniz. Geçmiş gitmiş o gün...
Sonra evlenmişsiniz. Hemen sonrasında doğum gününüz. Sadece bir pasta almış hatta onu da başkasına aldırmış. Kırılmışsınız ama ses çıkarmamışsınız...
Aylar geçmiş yine sevgililer günü gelmiş. Bu sefer demişsiniz ki" ben kendi kendime üzülüyorum onun haberi yok. Bilse üzüldüğümü böyle yapmaz. Konuşayım derdimi anlatayım" konuşmuşsunuz da... O gün anlaşıldığınızı sanıp güzel günler hayal ederek kapatmışsınız konuyu...
Üzerinden aylar geçmiş yine doğum gününüz gelmiş. O adam bu sefer doğum gününden bir gün önce gitmiş kitapçıdan rastgele bir kitap almış getirmiş. Siz kitapları çok sevseniz de bu özensizliğe kırılmışsınız. Tepkinizi, siteminizi dile getirmişsiniz. O adam duvar gibi durmuş karşınızda. Tek bir adım atmamış. Üstüne size gösteriş meraklısı vs. Bir sürü şey söylemiş. Günlerce konuşmamış sizinle. Üzüldüğümü bilse yapmaz demişsiniz ama üzüldüğünüzü bile bile yapmış. Hiç pişmanlık da duymamış daha da üzmüş sizi...
Ara ara gelmiş bu konu gündeme. O inat etmiş. O inat ettikçe siz inat etmişsiniz. Siz "beklentim normal birşey, elinde imkanın da var. Neden üzüleceğimi bile bile ısrarla yapmıyorsun?" Dedikçe o saçma sapan açıklama yapmış ama kendinde hiç hata görmemiş beklentiniz için hep sizi suçlamış.
Tekrar sevgililer günü gelmiş. Tekrar hayal kırıklığı... Siz ne yapsanız da içinizden atamamışsınız bu kırgınlığı zaten o da bunun için bir çaba göstermemiş...
Ve doğum gününüze iki ay kala evlilik danışmanı "tekrarlanmasın endişe duyduğunuz probleminiz?" Diye sorunca bu konuyu açmışsınız. Her şey yolunda gibiyken, o adam her fırsatta sizi sevdiğini söylerken bu konu açılınca yine sizi suçlamış. Yine doğru olanı yaptığından emin geri adım atmamış. Sorunlu olan tarafın siz olduğunuzu vurgulamış ısrarla. Ve bu sefer işler iyice sarpa sarmış...
Evet hanımlar... Durum böyle. Ben böyle şeylere önem veren biriyken eşimin de ısrarla en ufak bir yumuşama göstermemesi, benim kırılmamı üzülmemi önemsememesi, bir gün olsun bana bir sürpriz yapmanın, hediye almanın içinden gelmemesi ve bundan en ufak bir pişmanlık duymadan ısrarla sürdürmesi... Bunlar mahvetti artık beni. Tahammülüm kalmadı. Altı üstü hediye diyorum ne olacak diyorum ama o hediye çok farklı anlamlara büründü artık. Kendimi tutmaya çalışıyorum ama olmuyor. Çoğu zaman bu konuyu düşündüğümde bile göz yaşlarıma hakim olamıyorum.
Geçmişte de benzer konularım var. Konu öyle ki artık boşanma lafı bile edilir oldu. Kavga ettik eşim ağır laflar söyledi. Normalde karım şöyle tatlı böyle iyi güzel diyen adam "hayatımı s.ktin" dedi. Hatta üzerime yürüdü biraz. Berbat haldeyiz. Ne yapıcam bilmiyorum. Yuvam yıkılsın istemem ama ille devam etsin ne olursa olsun gibi bir çabam yok.
Dertleşmeye ihtiyacım var....
Not: tanışalı yaklaşık olarak 3 yıl oldu. Evleneli de 2 yıl olmak üzere
Evlilikle ilgili bir kitap okuyorum sanki :) çok gzile anlatmışsınız. Ama bazen teoriyle pratik birbirine uymuyor. Takmamayı çok isterdim. Keşke bunu başarabilsem
Dogum gunu kutlamasi icin bosanacaktiysaniz bunu onceden konussaydiniz ya da flort doneminizi dogum gununuze kadar uzatsaydiniz. Evlilik bitirecek sebeb olarak gordugunuz seyi yapiyor mu yapmiyor mu gormeden varsayarak nasil evleniyorsunuz?
Siz de hayret biseysiniz.
Benim sınavım da eşimin bu odunluğu galiba. Danışmana gidiyoruz. Bunları aşacağımızı söyledi ama umarım öyle olurSenin için önemli olduğunun farkındayım.
Bu zamana kadar kullandığın yöntem etki etmenin de ötesinde ters tepmiş belli ki.
Evliliğini de bitirmek istemediğine göre
Enerjini aynı davranışla harcamak yerine
Kendini zorlamalı ve kafana taksan da tepki vermemelisin diye düşünüyorum.
Bu işin sonunda ya eşin merhamete gelecek ve bir adım atacak
Ya sen takmıyormuş gibi yaparken gerçekten bi zaman sonra takmayacaksın.
İki türlüsü de senin için kazanç bence.
Senin çabanla aranızdaki gerginlik kalkmış olacak belki ama
Husumetiniz gittiğinde muhabbetiniz de artar ve tahminimce bu konu kafanı fazla kurcalamaz artık :)
Her evliliğin bir sınavı oluyor.
Her insanın olduğu gibi..
Allah mutluluğunuzu daim etsin
Vayyy mükemmel tespit nasıl da bildiğiniz. Hatta şimdi hazırlık yapıyorum yarın görümceme sunumsuz yakalanmamak için.Pembiş evlerinde üzeri kalp baskılı tişört hediyelikleriyle mutluluk tanımlayan birisi olduğunuzu bilememiş demek ki eşiniz. Aldığı kitaba bile alelade diyebiliyorsunuz. Ayrılın kendinize uygun birini bulun madem. Böyle çetele tutup biriktirmenin bir varmış bir yokmuşşşş şeklinde buralarda anlatmanın kimseye yararı yok.
Aslında benim derdim eşimin herhangi bir zamanda içinden gelerek herhangi bir şey yapmaması. Ufak bir şey alsa gelse senin için aldım sen seversin dese. Bu bana yeterdi ama artık benim sitememim "başka zaman yapmıyorsun bari doğum günümde yap " a döndü.7 yıldır birlikteyiz sevgililer günü kutlumayız imkanlarımız maaşlarımız çok iyi ama doğum günlerinde birbirimize pasta alır birbirimize sarılır kutlarız hediye almasını beklemem bende içimden gelmezse doğum günüde olsa almam bazen içimden gelir alırım oda bana içinden gelirse yada beğendiğim bişey olursa alır ama bu genellikle doğum günüm olmaz yada çiçek alır içinden gelirse ama ikimizde kutlamadın hediye almadın diye kavga etmeyiz hiçde küsmedim kavga etmedim hediye almadı yada kutlamadı diye sevgililer günü bence çok saçma
Not hiç süprizde yapmaz
Sevgilik nişanlılık döneminde veya herhangi bir zamanda hiç bir birşey almadı. Ufak da olsa bir hediye. Bir çiçek vs.Bir adam dusundum ve onunla ayni evde yasiyorum 10 senedir :) onu yine de seviyorum..oyle kabul ettim..Bosanacak degilim bu yuzden calisip cabalayip parasini eve getiren gelecegimiz icin ugrasan
iyi baba olan
beni seven sorumluluk sahibi bir adamdan 14 Şubat aptallıği icin mi ayrilicam
dogumgunumde bir pasta neyime yetmez ki cocuk muyum her sene parrtiler mi yapsin surprizlerle mi ugrassin 2 cocugum var benim calisiyorum zaman kiymetli biz saglikla yasayalim yeter..
Sadece evlilik yıldonumumuzde yemege cikariz kutlariz ..Dogumgunu minik bi pasta ...Anne veya babalar gununde de kitap aliriz birbirimize degiserek okuruz bu sekilde bizde..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?