• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bir adam düşünün...

Bir kere yapmayan adamdan ben bir daha bi şey beklemem. Israrla istemek ve yapmamak kadar saçma bir şey yok. Hayat kısa böyle saçma sapan beklentiler yüzünden tüm güzel anlarınız ölüp gidiyor. Ruh sağlığınız beden sağlığınız da ölüyor.
Yazık değil mi?
Birbirinizi olduğunuz gibi kabul edin. Doğum gününe çok önem veriyorsanız “canım yarın Doğum gümümü şurda kutlayalım” diye siz ayarlayın.
Siz dedikten sonra gidip hediye alsa o hediyeden de memnun olmayacaksınız.
Bakın sonu gerçekten boşanmaya gelmiş. Yazık değil mi?
Mutlu olmak, aşkla yaşamak, beklentiler olmuyorsa oldurmak için zorlamamak neden bu kadar zor?
İnsanoğlu kavga edip hayatını zindan etmek için neden bu kadar uğraşır anlamam.
Aldığımız nefese bin şükür, yemişim hediyesini. Bi öpücük yetmeli insana. Bunu da karşılıklı birbirinize aşılamalısınız.
Olmuyorsa da zorlamayın. Özensiz kitap almış diyorsunuz. İyi de gitmiş almış. Demekki düşünüyor. Ya da sırf siz laf etmeyin diye alıyor ama siz yine de laf edince bıkmış.
Eşinizi savunmuyorum ama sizi de savunmuyorum. 2 yıllık evlilikte bu sorununuz devam ediyorsa bi bakın bakalım bu duruma sizi getiren nedir?
Doğduğunuz günü kutlamamış, sevgililer gününü kutlamamış? E siz de kutlamayın ve böyle mutlu olmaya bakın.
Bu sorunlar dışında evliliğinizde bir sorun yoksa boşuna şu noktaya gelmiş. Yazık olmuş.
 
Bile isteye almışsın evlenmişsin başta tercihlerin kriterlerin ona göre olmalıydı adamın yapısı bu birşey yapamazsın benim kardeşimde öyle gerçekten saçma buluyor böyle şeyleri karısısndakini sevmediğinden değil
 
Eşiniz haklı önemsemiyorsa önemsemiyordur özel günleri. Ama siz de haklısınız önemsiyorsanız önemsiyorsunuzdur :) Ben yerinizde olsam, eşimi olduğu gibi kabul ederdim. Özel günlerimi de kutlamaya devam ederdim. Kendime hediye alırdım. Arkadaşlarımla pastamı keserdim. O da mı yetmedi tek başıma bir günlüğüne de olsa şehirden kaçar spa-hamam vs. Olan bir otelde kalır kendimi şımartırdım. Durumum yerinde değilse, o bir gün için kendime kumbara yapardım kendi Doğum günü kaçamağım için ufak ufak para biriktirirdim. Eşiniz gıkını çıkaramaz, çünkü bu sizin Doğum gününüz, sizin özel gününüz, sizden başka sizi anlayan yoksa müdehale de edemez. Sefa'm olsun derdim
 
Bence eşinizi ısrarla değiştirmeye çalışmakla hata etmişsiniz.

Her kalıp herkese uymaz. Benim eşim de asla özel gün kutlamayan bir insandı. Ben de sevgililer günü olmasa da doğumgününü önemserim. Eşim ilk sene kutlamadı. Ben üzülünce her sene kutlamaya ve hediye almaya başladı. Ama şu an bana çok da önemli gelmiyor açıkçası. Kutlasa da olur kutlamasa da.

Yani illa her şey istediğimiz kalıpta olmuyor, olsa da bazen sıkılabiliyoruz ya da o zaman başka bir eksikliğe takıp onun olmasını istiyoruz.

Birbirinizi olduğu gibi kabul etmeniz en güzeli bence..
 
S

Aslında benim Tepkim sevgililer gününe değil. Doğum günüme. Sevgiler günüyle ilgili bir kavga dönmüyor aranızda. Sevgililer günü olsa da olur olmasa da biraz bonus gibi. Ama doğum günüm olmalıydı. Ona üzülüyorum ben. Çok mu zor sevdiğin insan için birşeyler yapmak.
Ben olayı hemen kavga boyutuna getirmedim. İlk başta çok güzel bir şekilde de konuştum ama ısrarla böyle devam edince bende ipler koptu
Demek ki sevmiyor ..sen de onunkini kutlama ,hatta o gün bireysel plan yap ..
Bu kutlamamalar dışında bir problem yoksa çok sıkıntı yapma .
 
Bir yıli tamamlamak üzere olduğum bı ir ilişkim var. Sevgilim aynı sizin gibi. Bense dunya gorusumden dolayı özel günlere inanmıyorum. Çoğu zaman o bana hediyeler aldi. Doğum gununde pasta bile almadım cunku toktuk. Bi cafedeydik. Elektrikler kesildi. Onumuze garson mum koydu. Ona bircok dilek dilettim defalarca sondurup yeniden yaktik. Ona bisiyler almaktansa güzellikler yaşatmanın derdine düştüm. O bana hiçbir zaman kırılmadi. Belki de içten içe farklı düşünüyordur ama bana hissettirmedi. Evlilik kararı aldık ama hiçbir zaman teklif etmesini istemedim.(sonuçta bu yoldaki niyetlerimizi biliyoduk) gönlü el vermedi evlenme teklifi etti. Ama benim için değişen hiç birşey olmadı. Sevgim bu sebepten ne arttı ne eksildi. Üşüyorum dedi bu kış için kalın bı kazak almalıyım dedi. Kazak alana kadar hastalanmasindan korktum. kazağını aldım. Bana kek yapar mısın dedi mutfağa korka korka girdim. Bana hep sarıl dedi. Hep sarıldım. O benden bunları istemeseydi ben bunların hiçbirini yapmazdım. Hediyeler saçmalık. Ben ona bicok şey vermek istiyorum bunlar evine koyabilicegi bir biblo ya da tenine güzel bi parfüm olmiycak. Bence eşinizin nasıl bir insan olduğunu daha çok umursamalisiniz. İlla hediye istiyorsanız somut olarak isteklerinizi söyleyin o da yapsın. "Sevmese uğraşmazdi" diye düşünürsünüz en azindan
 
Bir adam düşünün...

Tanışmışsınız çok sevmişsiniz. Evlenme teklifi etmemiş. Ama siz sevdiğiniz için o sıralar teklif falan gözünüz görmemiş. Nişanlanmışsınız.

Zaman geçmiş sevgililer günü gelmiş. Beraber ilk sevgililer günü... "Sevgililer gününü anlamsız buluyorum" demiş. o öyle dedi diye öyledir demişsiniz. Geçmiş gitmiş o gün...

Sonra evlenmişsiniz. Hemen sonrasında doğum gününüz. Sadece bir pasta almış hatta onu da başkasına aldırmış. Kırılmışsınız ama ses çıkarmamışsınız...

Aylar geçmiş yine sevgililer günü gelmiş. Bu sefer demişsiniz ki" ben kendi kendime üzülüyorum onun haberi yok. Bilse üzüldüğümü böyle yapmaz. Konuşayım derdimi anlatayım" konuşmuşsunuz da... O gün anlaşıldığınızı sanıp güzel günler hayal ederek kapatmışsınız konuyu...

Üzerinden aylar geçmiş yine doğum gününüz gelmiş. O adam bu sefer doğum gününden bir gün önce gitmiş kitapçıdan rastgele bir kitap almış getirmiş. Siz kitapları çok sevseniz de bu özensizliğe kırılmışsınız. Tepkinizi, siteminizi dile getirmişsiniz. O adam duvar gibi durmuş karşınızda. Tek bir adım atmamış. Üstüne size gösteriş meraklısı vs. Bir sürü şey söylemiş. Günlerce konuşmamış sizinle. Üzüldüğümü bilse yapmaz demişsiniz ama üzüldüğünüzü bile bile yapmış. Hiç pişmanlık da duymamış daha da üzmüş sizi...

Ara ara gelmiş bu konu gündeme. O inat etmiş. O inat ettikçe siz inat etmişsiniz. Siz "beklentim normal birşey, elinde imkanın da var. Neden üzüleceğimi bile bile ısrarla yapmıyorsun?" Dedikçe o saçma sapan açıklama yapmış ama kendinde hiç hata görmemiş beklentiniz için hep sizi suçlamış.

Tekrar sevgililer günü gelmiş. Tekrar hayal kırıklığı... Siz ne yapsanız da içinizden atamamışsınız bu kırgınlığı zaten o da bunun için bir çaba göstermemiş...

Ve doğum gününüze iki ay kala evlilik danışmanı "tekrarlanmasın endişe duyduğunuz probleminiz?" Diye sorunca bu konuyu açmışsınız. Her şey yolunda gibiyken, o adam her fırsatta sizi sevdiğini söylerken bu konu açılınca yine sizi suçlamış. Yine doğru olanı yaptığından emin geri adım atmamış. Sorunlu olan tarafın siz olduğunuzu vurgulamış ısrarla. Ve bu sefer işler iyice sarpa sarmış...

Evet hanımlar... Durum böyle. Ben böyle şeylere önem veren biriyken eşimin de ısrarla en ufak bir yumuşama göstermemesi, benim kırılmamı üzülmemi önemsememesi, bir gün olsun bana bir sürpriz yapmanın, hediye almanın içinden gelmemesi ve bundan en ufak bir pişmanlık duymadan ısrarla sürdürmesi... Bunlar mahvetti artık beni. Tahammülüm kalmadı. Altı üstü hediye diyorum ne olacak diyorum ama o hediye çok farklı anlamlara büründü artık. Kendimi tutmaya çalışıyorum ama olmuyor. Çoğu zaman bu konuyu düşündüğümde bile göz yaşlarıma hakim olamıyorum.

Geçmişte de benzer konularım var. Konu öyle ki artık boşanma lafı bile edilir oldu. Kavga ettik eşim ağır laflar söyledi. Normalde karım şöyle tatlı böyle iyi güzel diyen adam "hayatımı s.ktin" dedi. Hatta üzerime yürüdü biraz. Berbat haldeyiz. Ne yapıcam bilmiyorum. Yuvam yıkılsın istemem ama ille devam etsin ne olursa olsun gibi bir çabam yok.

Dertleşmeye ihtiyacım var....

Not: tanışalı yaklaşık olarak 3 yıl oldu. Evleneli de 2 yıl olmak üzere
Başlarında benim eşimi anlattınız sanki :)) o da öyledir ne bir evlenme teklifi ne bi başka kutlama. Ben de ona sordum. Hatta istiyorum dedim. “Benim hoşuma gitmiyor öyle şeyler. He sen trip atsan bende yapsam belki bi ihtimal senin hoşuna gidebilir ama bu benim umrumda olmaz içimden gelmediği sürece bi değeri yok böyle şeylerin” demişti. Bende ağlamıştım hatta. Çünkü nişanlısınız ve böyle şeylere o zamanlarda çok takılıyor insan. Ben evlendikten sonra doğum günümde ve yıldönümümüzde balonlar masa süslemeler pastalar vs bunları hep kendim yaptım. Bazı şeyleri sorun olarak görürsek elbetteki sorun olarak yansır bize.
Eşinizin size karşı son tutumu cidden çok yanlış. Ama onu da düşünürsek (sürekli yap diyen birisi, ısrar eden birisi varsa karşısında o da haliyle bu durumdan daralmıştır. Kendinizi baz alın. Biri size zorla istemediğiniz birşeyi yaptırsa yaptırmak istese nasıl hissederdiniz?
Bence güzel anlarınızı düşünün. Bu kutlamalar hayatınızda yoksa, eşiniz sizin için ne ifade ediyor? Herşey bu anlardan mı ibaret. Olmasa ne olur? Bence eşiniz sizi seviyor. Karakteri bu demekki. Aynı şey bizdede var bende koy verdim. Olmadı da ne oldu? Bi yerim mi eksildi diyorum.
Biz insanlar malesef böyle şeylere çok takılıyoruz. Ama iş ciddiye binmiş gibiyse fedakarlık zamanı gelmiştir. Nenelerimiz dedelerimiz kutlamamı yapıyordu sanki diye düşünüp, kendimizi avutabiliriz.
 
Sevgililer gununu bizde kutlamayiz bencede sacma birgun
Dogum gununuze gelince adam pasta almis kitap almis hicbisey yok gibi degil sanki
Bazi erkekler boyle seylerden utaniyolar ellerinde cicek vs tasimak onlar icin zor olabiliyor o yuzden
Bir de belki siz israr etmeseniz o da yapacak olabilir
Benim esim mesela soylenmesini hic sevmez sen soyleyince yapasim varsa da kaciyor der :))
 
Sevgililer gununu bizde kutlamayiz bencede sacma birgun
Dogum gununuze gelince adam pasta almis kitap almis hicbisey yok gibi degil sanki
Bazi erkekler boyle seylerden utaniyolar ellerinde cicek vs tasimak onlar icin zor olabiliyor o yuzden
Bir de belki siz israr etmeseniz o da yapacak olabilir
Benim esim mesela soylenmesini hic sevmez sen soyleyince yapasim varsa da kaciyor der :))
O kadar zaman söylemedim yapmadı.
Benim söyleme kavga etme vs kısmı bir yıllık bir geçmişe dayanıyor. Öncesinde söylemedim yapmadı. Söyledim yine yapmadı. Benim açımdan değişen birşey olmadı :)
 
Bence eşinizi ısrarla değiştirmeye çalışmakla hata etmişsiniz.

Her kalıp herkese uymaz. Benim eşim de asla özel gün kutlamayan bir insandı. Ben de sevgililer günü olmasa da doğumgününü önemserim. Eşim ilk sene kutlamadı. Ben üzülünce her sene kutlamaya ve hediye almaya başladı. Ama şu an bana çok da önemli gelmiyor açıkçası. Kutlasa da olur kutlamasa da.

Yani illa her şey istediğimiz kalıpta olmuyor, olsa da bazen sıkılabiliyoruz ya da o zaman başka bir eksikliğe takıp onun olmasını istiyoruz.

Birbirinizi olduğu gibi kabul etmeniz en güzeli bence..

Belki bir iki sefer birşeyler yapsaydı biz de sizin durumda olacaktık. Ben de öyle aşırı romantik biri değilimdir. Bir sefer iki sefer özenirdi hevesimi alırdım kapanırdı konu. Öyle ömrünün sonuna kadar hediye sürpriz falan beklemiyordum yani.
 
Bakın ben de bu tip günleri kutlamıyorum ve saçmalık olduğunu düşünüyorum. Erkek arkadaşım beni hediye almaya, o günü kutlamaya zorlasaydı acayip gıcık olurdum. Yazık değil mi evliliğinizi bu hale getiren sebebe bakın.
 
Ondan sizi anlamasını beklerken neden aynını siz yapmaya gayret etmiyorsunuz? Eşinizin kadın versiyonuyum resmen. Allahtan erkekler sallamıyor da eşimle uyumsuzluk yaşamıyoruz bu konuda. Daha geçtiğimiz haftalarda evlilik yıl dönümümüz sessiz sedasız geçti gitti . Eşim hatırlatmasa -geçtikten birkaç gün sonra- hatırlamazdım herhalde. Evliliğimde hiçbir sorun yok çok şükür.

Fakat arkadaşlarımla sizin eşinizle yaşadığınız benzer şeyleri yaşamıştım. Benim için özel gün takibi ve bir hediye stresi içinden çıkılmana bir labirente benziyor. Takip edemiyorum. Takip etmek istemiyorum. Sen Mutlu olacaksın diye ruhumu sıkan bir aktiviteye girmek istiyorum. Sen bu günleri ne kadar gerekli görüyorsan ben de o kadar gereksiz görüyorum. Şu durumda senin için bir hediye alsa ne çıkar beni Mutlu etmek istemiyor diye düşünürken ve bunu bir hak olarak görürken; benim de bir hediye paketi almasından daha mı mühim benim duygularım, saygı gösterip sussa ya, diye düşünmem neden bencilce?
Ben bunları arkadaşlarımla yaşarken düşünür ve anlam veremezdim.
Bugün beni kessen birinin özel günlerini takip ettiremezsin -misal eşim- yapamıyorum, boğuluyorum, anlam veremiyorum.
Ve bunu anlamak sizi için ne kadar güç ise eşinizin de sizianlaması bir bu kadar güç. Ve sizin anlayış bekleme Hakkınız olduğu kadar onun da aynını sizden bekleme hakkı var.
Üzgünüm, haksızsınız.
O da haklıyken söyledikleriyle falan haksız konumuna düşmüş.
 
Bence gayet haklısınız. Konu sadece hediye değil siz de bunu biliyorsunuz. Bu konu dışında adam sizi sevdiğini, değer verdiğini gösterecek ne yapıyor? Ben cevap vereyim : hiçbir şey. Siz de buna takılıyorsunuz. Adam başka şekilde sizi sevdiğini hissettirse amaan hediye de eksik kalsın derdiniz. Siz sevgi diliniz hediyeleşmek diye bunu arıyorsunuz, çünkü adam herhangi bir şekilde göstermiyor. Kitap konusunda da haklısınız. Ben sadece alınmak için alınan, zerre zevkim olmayan hediyeleri hakaret olarak algılıyorum. Kaç yıllik karısını bir kez olsun mutlu etmeye çalışmayan, kendinden azcık taviz vermeyen, fedakarlık etmeyen, hatta karısının hangi tür kitapları sevdiğini bile bilmeyen adam kendine koca demesin. Siz zaten eviniz için yeterince çaba harcıyor görünüyorsunuz, onu alttan al, bu isteğinden vazgeç, şunu görmezden gel. Ee niye tüm fedakarlıkları kadın yapıyor, niye hep kadın vazgeçiyor isteklerinden? Bir demet çiçek almak, yıllarca özel günleri inada bindirip kutlamamak, hakaret etmek, üstüne yürümekten çok daha kolay bir iş ve makul bir fedakarlık bence .
Yalnız şu saatten sonra adam sinirinden almaz, alası gelmez. Alsa bile siz mutlu olmazsınız içinden gelmediğini bildiğiniz için. Bence orta yol şöyle bulunur. Ikiniz de oturup konuşacak, en çok neden mutlu olduğunuzu, birlikte yapmayı en çok sevdiğiniz şeyi bulacaksınız, sonra da tarafsız bir gün belirleyip, evlilik yıl dönümü olur başka bir şey olur, o gün birlikte onu yapacaksınız, bu gelenek haline gelecek ilişkinizde. Mesela her mevsimin ilk günü başbaşa yemeğe çıkacaksınız. Kutlama yok, özel gün yok, adamı zora sokan hiçbir şey yok. O sizin sevgi geleneğinize dönüşecek. Karısıyla yemek yemeği bile kabul etmeyecek bir adamsa onu boşayıp bostan korkuluğuyla evlenin en azından sinirinizi bozmaz.
 
Konuşurken derdiniz rahat anlatamayabilirsiniz, yada gerginlik vs olabilir. Bu yüzden derdinizi, kisa ve oz olarak ,yazarak anlatmanizi tavsiye ediyorum.
Eşinizle derdinizin hediyeden ziyade , hatırlanmak ve önemsenmek olduğunu belirtin. Hatta sırf bunu bile yazsanız olur . Kendi adınıza özür dileyen , bir hatam varsa deyin, ve yeniden başlamayı teklif edin.
Yani sorun sadece buysa boşanilacak bir konu değil . Ama üzücü bir durum tabi .
Sunuda ekliyim, beklentiletilerinizi karşılıklı açık açık konusun.
 
Normalde gayet uyumlu biri olmama rağmen bu tarz düşüncesizliklere ben de hiç gelemiyorum doğrusu. O yüzden de nişanlıma sınırları çizmişimdir hep bu konuda. Yani yılda altı üstü bikaç gün ufak da olsa hediyeleşip birbirimize jest yapmayacaksak ne anladım ben bu işten. Hayat dediğimiz ne ki zaten böyle ufak güzel anlardan ibaret.

Hani derler ya benimle geçinmeye gönlün var mı diye.. İkiniz de olaya bu empatiyle yaklaşıp ortada buluşmalısınız artık. İnatlaşmanın anlamı yok.
 
Benim için özel gün diye birşey yoktur beraber olduğumuz her an değerlidir içimden geldiği zaman hediye alırım eşime. Sırf düzen böyle diye sevgililer günü dogumgunu virt günü zirt gunu diye hediye almayı sevmiyorum Allah'tan eşim beni bosamayi dusunmuyor bu yüzden.
 
Back