• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bir adam düşünün...

Nişanlı iken adam zaten demiş size sevgililer gününü anlamsız buluyorum diye o zaman dönüp adama ben böyle günlere önem veriyorum diyerek belirtseydiniz demek ki adam özel günleri pek kaale alan biri değil ki zorla da birşey yaptiramazsiniz ki adam öyleymiş zaten degismemis...
Belli etmiş de ben görmek istememişim. Aslında nişanlılık döneminde doğum günüm yoktu. Kutlamayacağını aklımın ucunda bile getirmedim. Sevgililer günü falan olmasa da olurdu. İlk büyük hayal kırıklığımı ilk doğum günümde yaşadım.
İçinden gelmese bile sırf benim mutlu etmek için bile birşeyler yapamaz mıydı ?
 
Üzücü bir durum biliyorum, çok iyi anlıyorum sizi.
Bende çok önem veririm özel günlere.
Fakat şöyle söyleyeyim emin olun çoğu erkek sevgililer gününü saçma bulur.
Doğum günüdür, yıl dönümüdür tamam ama sevgililer günü bana da saçma geliyor açıkçası.
Hediye beklentisi içine girmiyorum, kendim de almıyorum.
Sevgilimle doğum günlerimizde hediyeleşiriz.
Yıl dönümümüzde sözel olarak kutlarız sadece.
Sosyal medyada çok abartanlar var bu günleri.
Bir arkadaşım var her ay kocasının hediyeleriyle doldurur tüm sayfasını, yetmez hikayeler atar :KK53:
Ay yeter diyorum bazen midem almıyor.
Laçka olmuş ilişkiler, çok abartı.
Ayda yılda eve bir çiçekle gelse dahi sizin gönlünüzü hoş etmeye yeter aslında :)
Hiç mi küçük sürprizler yapmaz?
Sevgililer günü benim için de o kadar önemli değil. onu detay olsun diye yazdım. Doğum günümü kutlamamasına kırıldım sevgiler günü yanında promosyon oldu.
İşte adam ayda yılda da olsa elinde bir çiçekle gekmiyor. Sıkıntı orda patlak veriyor.
Öyle ufak teker düşünce falan yok hiç.
Öyle sırf beni düşünün şunu aldım sen seversin aklıma geldin vs. Hiçbirsey yok. Doğum günümde yapmasa da herhangi bir zamanda yapsa ben ona da razıydım
 
Boşanma sebebi olmamalı bu..eşim unutur hiç hatırlamaz herhangi birsey de yapmaz bende tam tersi inanılmaz önem veririm hediye alırım ama yapacak bir şey yok bunun için kendimi uzmeye değmez .benim esim de evden ise isten eve geliyirum kotu huyum yok daha ne kafasındaben kabullendim
Eşim için boşanma sebebi olabilirmiş ama. Yani gidip bir hediye almak zor geliyor adama ama çözümü boşanmak da buluyor
 
Belli etmiş de ben görmek istememişim. Aslında nişanlılık döneminde doğum günüm yoktu. Kutlamayacağını aklımın ucunda bile getirmedim. Sevgililer günü falan olmasa da olurdu. İlk büyük hayal kırıklığımı ilk doğum günümde yaşadım.
İçinden gelmese bile sırf benim mutlu etmek için bile birşeyler yapamaz mıydı ?

Tabi ki yapabilirdi ama adam böyleymiş yani size de onu böyle kabul etmek düşer başta size hediye alıp sonralar almasaydi siz bu sefer önceden boyleydin evlenince değiştin derdiniz adam demek ki hediye almayı sevmiyor yada alışkanlığı yok zaten belli sonra dan da sizin demenizle zaten olmaz
 
Sen hediye gelmiyor diye sinirlisin
Eşin yetemiyor diye öfkeli.

Bence artık hediye konusunun tadı kaçmış.
Bu saatten sonra ne o gönlünce getirir
Ne sen hediye gelince havalara uçarsın.

Eşinle oturup düzgünce konuşman gerektiğini düşünüyorum.
Evliliğiniz yolunda giden bir evlilikmiş
Böyle bir sebepten bitmeyi haketmiyor.

Ben senin beni mutlu etmeye çalışmanı somut olarak görmek istiyorum sadece ama
Artık seni anlıyorum, istemiyorsan hediye falan getirme
Ben de beklentiye girmeyeceğim de ve gerçekten kafana takmayı bırak.

Taktik değiştir.
Getirdiği ekmeğe
Aldığı suya falan teşekkür et.
Ne güzel evinle ilgilisin
İhtiyaçları anında karşılıyorsun falan de sık sık.

Seni mutlu edebildiğini gördükçe bence daha da çok mutlu etmek isteyecektir.
Ve zaten daha çok nasıl mutlu olacağını artık ezberlemiştir.
İşin sonunda zafere ulaşacağına inanıyorum :KK48:

Olmazsa da zaten o vakte kadar sen beklentiyi kesmeyi öğrenmiş olacaksın:KK53:
Evlilikle ilgili bir kitap okuyorum sanki :) çok gzile anlatmışsınız. Ama bazen teoriyle pratik birbirine uymuyor. Takmamayı çok isterdim. Keşke bunu başarabilsem
 
Meseleyi ne kadar da dramatize etmişsiniz. Doğum gününüzde beklentiye girmeniz normal ama Kabotaj Bayramı bile sevgililer gününden daha anlamlı ve kutlamaya değer bir gün. Keşke eşiniz çoğu erkek gibi zoraki de olsa incelikli düşünebilseydi...
Sevgililer gününü detay olsun diye yazdım. Ona takılmıyorum aslında. Aşık takıldığım doğum günüm ya da başka herhangi bir günde de birşey yapmaması
 
Sirf evleneyim diye herseye "olur" demek bir marifetmis, fedakarlikmis gibi "ona ses cikartmadim buna ses cikartmadim... "
Evlenince niye cikariyorsun ozaman??

Bende boyle seylere onem veririm ama evlenene kadar farkli, imzayi atinca farkli tavir alan insana anlam veremem. Bosanmaya gidecek bir konusuysa basta evlenmeyecektin.
 
Sirf evleneyim diye herseye "olur" demek bir marifetmis, fedakarlikmis gibi "ona ses cikartmadim buna ses cikartmadim... "
Evlenince niye cikariyorsun ozaman??

Bende boyle seylere onem veririm ama evlenene kadar farkli, imzayi atinca farkli tavir alan insana anlam veremem. Bosanmaya gidecek bir konusuysa basta evlenmeyecektin.
Sırf evlenmek gibi bir derdim olmadı hiçbir zaman. Ses çıkarmama sebebim o zaman ben de ikinci plana atabiliyordum.ama adam doğum günümü bile kutlamayınca ve benim üzüldüğümü bile bile bunu tekrarlayınca payladım ben de. Onun dışında sevgililer günü benim için de ikinci planda ona fazla anlam yüklemem. Ama doğum günüm önemliydi.
Pişmanlık duydum. Eşinin böyle biri olduğunu bilseydim o zamanlar da tepkim farklı olurdu. Ama beni bile bile böyle ısrarla uzecegini duygularımın onun için bu kadar önemsiz olduğunu tahmin edemedim
 
Bir adam düşünün...

Tanışmışsınız çok sevmişsiniz. Evlenme teklifi etmemiş. Ama siz sevdiğiniz için o sıralar teklif falan gözünüz görmemiş. Nişanlanmışsınız.

Zaman geçmiş sevgililer günü gelmiş. Beraber ilk sevgililer günü... "Sevgililer gününü anlamsız buluyorum" demiş. o öyle dedi diye öyledir demişsiniz. Geçmiş gitmiş o gün...

Sonra evlenmişsiniz. Hemen sonrasında doğum gününüz. Sadece bir pasta almış hatta onu da başkasına aldırmış. Kırılmışsınız ama ses çıkarmamışsınız...

Aylar geçmiş yine sevgililer günü gelmiş. Bu sefer demişsiniz ki" ben kendi kendime üzülüyorum onun haberi yok. Bilse üzüldüğümü böyle yapmaz. Konuşayım derdimi anlatayım" konuşmuşsunuz da... O gün anlaşıldığınızı sanıp güzel günler hayal ederek kapatmışsınız konuyu...

Üzerinden aylar geçmiş yine doğum gününüz gelmiş. O adam bu sefer doğum gününden bir gün önce gitmiş kitapçıdan rastgele bir kitap almış getirmiş. Siz kitapları çok sevseniz de bu özensizliğe kırılmışsınız. Tepkinizi, siteminizi dile getirmişsiniz. O adam duvar gibi durmuş karşınızda. Tek bir adım atmamış. Üstüne size gösteriş meraklısı vs. Bir sürü şey söylemiş. Günlerce konuşmamış sizinle. Üzüldüğümü bilse yapmaz demişsiniz ama üzüldüğünüzü bile bile yapmış. Hiç pişmanlık da duymamış daha da üzmüş sizi...

Ara ara gelmiş bu konu gündeme. O inat etmiş. O inat ettikçe siz inat etmişsiniz. Siz "beklentim normal birşey, elinde imkanın da var. Neden üzüleceğimi bile bile ısrarla yapmıyorsun?" Dedikçe o saçma sapan açıklama yapmış ama kendinde hiç hata görmemiş beklentiniz için hep sizi suçlamış.

Tekrar sevgililer günü gelmiş. Tekrar hayal kırıklığı... Siz ne yapsanız da içinizden atamamışsınız bu kırgınlığı zaten o da bunun için bir çaba göstermemiş...

Ve doğum gününüze iki ay kala evlilik danışmanı "tekrarlanmasın endişe duyduğunuz probleminiz?" Diye sorunca bu konuyu açmışsınız. Her şey yolunda gibiyken, o adam her fırsatta sizi sevdiğini söylerken bu konu açılınca yine sizi suçlamış. Yine doğru olanı yaptığından emin geri adım atmamış. Sorunlu olan tarafın siz olduğunuzu vurgulamış ısrarla. Ve bu sefer işler iyice sarpa sarmış...

Evet hanımlar... Durum böyle. Ben böyle şeylere önem veren biriyken eşimin de ısrarla en ufak bir yumuşama göstermemesi, benim kırılmamı üzülmemi önemsememesi, bir gün olsun bana bir sürpriz yapmanın, hediye almanın içinden gelmemesi ve bundan en ufak bir pişmanlık duymadan ısrarla sürdürmesi... Bunlar mahvetti artık beni. Tahammülüm kalmadı. Altı üstü hediye diyorum ne olacak diyorum ama o hediye çok farklı anlamlara büründü artık. Kendimi tutmaya çalışıyorum ama olmuyor. Çoğu zaman bu konuyu düşündüğümde bile göz yaşlarıma hakim olamıyorum.

Geçmişte de benzer konularım var. Konu öyle ki artık boşanma lafı bile edilir oldu. Kavga ettik eşim ağır laflar söyledi. Normalde karım şöyle tatlı böyle iyi güzel diyen adam "hayatımı s.ktin" dedi. Hatta üzerime yürüdü biraz. Berbat haldeyiz. Ne yapıcam bilmiyorum. Yuvam yıkılsın istemem ama ille devam etsin ne olursa olsun gibi bir çabam yok.

Dertleşmeye ihtiyacım var....

Not: tanışalı yaklaşık olarak 3 yıl oldu. Evleneli de 2 yıl olmak üzere






kendimi okudum sanki aynı aynı şeyler evet bu konularda ruhun yaralanıyor ama adam degişmez
 
bence sadece eşiniz değil sizinkide inada girmiş. sizde inat ediyorsunuz artık. altta kalmama durumuna dönmüş.
demekki bu tarz şeyleri sevmiyor. bir iki ısrarla yapıyorsa bir anlamı yok ki. benim eşimde sevmez. ama ben pasta alda pasta yiyeyim bari diyorum. olayı artık gırgıra döktüm. böyle şeyleri sevmiyorlarsa yapacak bişey yok. bunu sevmiyor diye mahvolmak nedir. dünyanın sonu değilki. sizde uzatmayın artık bence. kabullenin artık
 
Kusura bakmayın ama bunu dert olarak düşünmeniz bile ilginç. Her insan bir olmak zorunda degil ki. Ya kimi erkek her gün çiçekle gelir kimi de 3 yıl evliliği boyunca hiç almamıştır ama eşini deli gibi sever ve sadıktır. Bu zaten en büyük hediye değil mi zaten? Bence fazla kaprislisiniz. Eşinizi olduğu gibi sevin.
 
merak ettim, özel günler dışında size kendinizi değerli hissettirecek ne yapıyor, nasıl davranıyor? tamam doğumgununuzde incelik göstermemiş, hem de kırgınlığınızı kaç kere dile getirmenize rağmen, ama genel anlamda nasıldır size karşı? bence büyük resme bakmak gerek. atıyorum, siz sahilde yürümeyi seviyorsunuzdur ya da sevdiğiniz bir yer vardır, hadi bu akşam oraya gidelim der. ya da siz dondurma seviyorsunuzdur, bazı akşamlar eve gelirken alır. ya da ne bileyim, o gün çok yorulmuşsunuzdur, erken yat bu akşam makinaya ben koyarım bulaşıkları der vs vs. ben değer vermeyi daha ziyade bu tarz ufak inceliklerde arıyorum.
 
Canım onu şaşırt. Mesela sevgililer gününde ya da doğum gününde hiç birşey bekleme. O gün yokmuş gibi çok mutlu çok ilgili davran sevdiği yemekleri yap mesela ama bu konuyu hiç gündeme getirme kendisi getirince teşekkür et ya da canın sağolsun vs de gülümseyerek. İçinden noluyo ya bu kadına diyip sorgulayacaktır kendini. sizde inatlaşma görmeyince geri adım atacaktır hatta önceki yaptıklarına pişman dahi olacaktır. Tecrübe ile sabittir.
 
Bir adam düşünün...

Tanışmışsınız çok sevmişsiniz. Evlenme teklifi etmemiş. Ama siz sevdiğiniz için o sıralar teklif falan gözünüz görmemiş. Nişanlanmışsınız.

Zaman geçmiş sevgililer günü gelmiş. Beraber ilk sevgililer günü... "Sevgililer gününü anlamsız buluyorum" demiş. o öyle dedi diye öyledir demişsiniz. Geçmiş gitmiş o gün...

Sonra evlenmişsiniz. Hemen sonrasında doğum gününüz. Sadece bir pasta almış hatta onu da başkasına aldırmış. Kırılmışsınız ama ses çıkarmamışsınız...

Aylar geçmiş yine sevgililer günü gelmiş. Bu sefer demişsiniz ki" ben kendi kendime üzülüyorum onun haberi yok. Bilse üzüldüğümü böyle yapmaz. Konuşayım derdimi anlatayım" konuşmuşsunuz da... O gün anlaşıldığınızı sanıp güzel günler hayal ederek kapatmışsınız konuyu...

Üzerinden aylar geçmiş yine doğum gününüz gelmiş. O adam bu sefer doğum gününden bir gün önce gitmiş kitapçıdan rastgele bir kitap almış getirmiş. Siz kitapları çok sevseniz de bu özensizliğe kırılmışsınız. Tepkinizi, siteminizi dile getirmişsiniz. O adam duvar gibi durmuş karşınızda. Tek bir adım atmamış. Üstüne size gösteriş meraklısı vs. Bir sürü şey söylemiş. Günlerce konuşmamış sizinle. Üzüldüğümü bilse yapmaz demişsiniz ama üzüldüğünüzü bile bile yapmış. Hiç pişmanlık da duymamış daha da üzmüş sizi...

Ara ara gelmiş bu konu gündeme. O inat etmiş. O inat ettikçe siz inat etmişsiniz. Siz "beklentim normal birşey, elinde imkanın da var. Neden üzüleceğimi bile bile ısrarla yapmıyorsun?" Dedikçe o saçma sapan açıklama yapmış ama kendinde hiç hata görmemiş beklentiniz için hep sizi suçlamış.

Tekrar sevgililer günü gelmiş. Tekrar hayal kırıklığı... Siz ne yapsanız da içinizden atamamışsınız bu kırgınlığı zaten o da bunun için bir çaba göstermemiş...

Ve doğum gününüze iki ay kala evlilik danışmanı "tekrarlanmasın endişe duyduğunuz probleminiz?" Diye sorunca bu konuyu açmışsınız. Her şey yolunda gibiyken, o adam her fırsatta sizi sevdiğini söylerken bu konu açılınca yine sizi suçlamış. Yine doğru olanı yaptığından emin geri adım atmamış. Sorunlu olan tarafın siz olduğunuzu vurgulamış ısrarla. Ve bu sefer işler iyice sarpa sarmış...

Evet hanımlar... Durum böyle. Ben böyle şeylere önem veren biriyken eşimin de ısrarla en ufak bir yumuşama göstermemesi, benim kırılmamı üzülmemi önemsememesi, bir gün olsun bana bir sürpriz yapmanın, hediye almanın içinden gelmemesi ve bundan en ufak bir pişmanlık duymadan ısrarla sürdürmesi... Bunlar mahvetti artık beni. Tahammülüm kalmadı. Altı üstü hediye diyorum ne olacak diyorum ama o hediye çok farklı anlamlara büründü artık. Kendimi tutmaya çalışıyorum ama olmuyor. Çoğu zaman bu konuyu düşündüğümde bile göz yaşlarıma hakim olamıyorum.

Geçmişte de benzer konularım var. Konu öyle ki artık boşanma lafı bile edilir oldu. Kavga ettik eşim ağır laflar söyledi. Normalde karım şöyle tatlı böyle iyi güzel diyen adam "hayatımı s.ktin" dedi. Hatta üzerime yürüdü biraz. Berbat haldeyiz. Ne yapıcam bilmiyorum. Yuvam yıkılsın istemem ama ille devam etsin ne olursa olsun gibi bir çabam yok.

Dertleşmeye ihtiyacım var....

Not: tanışalı yaklaşık olarak 3 yıl oldu. Evleneli de 2 yıl olmak üzere


ben ozel gunlere cok onem yuklerim. esimle evlenmeden once de ona ogretmistim. kendince buyuk kucuk kutlardi ozel gunleri...

evlendik, cocuklar vs derken ozel ne varsa hali ardi edildi.

sorumluluklarin getirdigi bir kayip ne yazik ki bu.

ben de sizin gibi konusurum. anladi sanarim, bu arada anlama problemi de yok yani kendisi profesor, aha gene bir ozel gun gelir adam pijamasiyla e hadi kek getir de yiyelim modunda.

bizde de gecen yil dogum gunumde boyle bir gerilim yuksek dozda ilk kez yasandi. en nihayetinde sen istersen annenin evine don, gelme dedi. o esnada baska bir ulkeye tasinacaktik.

diyecegim su ki, yasaniyor. bunu da hepimiz yasiyoruz. tepkiler saygiyi kaybetmeden, uysalca verilirse bir umit... sonunda ogretebiliriz belki.
 
Benim eşim önem vermez, bende takmam özel günleri. En baştan kural koyduk doğumgünlerinde yemek yapmam diye o kadar. Dışarı yemeğe çıkıyoruz, o günlere denk gelen ihtiyaçlarımız varsa alıyoruz falan.
Biz sorun yaşamıyoruz çünkü aynı bakış açısına sahibiz. Özel bir kutlama olmasada olur ama hatırlamalı diye düşünüyorum ben. Hatırlamadığı zamanlar unuttun yine diye bi söylüyorum geçiyorum. Çünkü uzatırsam doğum günümü o değil ben mahvetmiş olurum.
Bakış açılarınız farklı bu yetmezmiş gibi ikinizde inatçısınız. İkiniZde karşı tarafı bastırmaya çalışıyor. Tamam siz kutlasa ne olur sanki diyorsunuz ama adam da sizin gibi inada bindirmiş işi. Çok saçma bir sebepten birbirinizi ve evliliğinizi yıpratıyorsunuz. Bu özel gün kutlama olayı hariç sorunlarınız var mı?
 
Neden olduğu gibi kabul etmiyorsunuz?
Bence esinizin problemi hediye alma değil sizin hediye olayını evliliğinizin merkezine koymanız..
Ben esinizi daha çok haklı buldum
Madem hediye istiyorsun subatın basın da aşkım ben şunu beğendim alırsın 14 subatta dersin o da kurtulur sen de
 
Eşim evlenmeden önce özel günleri geçtim çıkmaya başladığımız tarihlerde atıyorum her ayın 6 sında, ve çıkmaya başladığımız saatte imkanı varsa gecenin yarısı evimizin önüne gelir,ertesi günki buluşmada ise mutlaka Gül yaptırırdı benim için..
Doğum günü,sevgililer günü zaten imkanları el verdikçe ufak tefek bir şeyler yapardı..
Evlendik şimdi ise, her ayın 6 sı gelir geçer,çiçek böcek yok,başlarda bekledim,baktım ki üzülüyorum .. artık beklemiyorum.. sadece tanışalı 50. Ay, 60.ay diye söylüyor.. yetiniyorum bununla ,sıkıntı çıkarmıyorum..
Doğum günümü, evlilik yıl dönümünü yine boş geçirmez hala..
Size demek istediğim , eşim evlenmeden önce bunları yapan bir adamken bile şimdilerde yapmamasını ben sorun etmiyorum.. bence siz bile bile evlenmişsiniz ki sorun etmeniz çok yersiz..
 
Back