- 22 Eylül 2017
- 2.605
- 2.746
- 133
- Konu Sahibi Cokopremses
-
- #61
Belli etmiş de ben görmek istememişim. Aslında nişanlılık döneminde doğum günüm yoktu. Kutlamayacağını aklımın ucunda bile getirmedim. Sevgililer günü falan olmasa da olurdu. İlk büyük hayal kırıklığımı ilk doğum günümde yaşadım.Nişanlı iken adam zaten demiş size sevgililer gününü anlamsız buluyorum diye o zaman dönüp adama ben böyle günlere önem veriyorum diyerek belirtseydiniz demek ki adam özel günleri pek kaale alan biri değil ki zorla da birşey yaptiramazsiniz ki adam öyleymiş zaten degismemis...
Çok düşündüm ama yapamadımBiraz yüzsüz olup kendini şımartmak için istediğin hediyeyi kendine kendin al. Mesela kartı ile al yada parasını al, denin yerine kendime hediye aldım de. Sipariş ver yada şubu istiyorum diye.
Sevgililer günü benim için de o kadar önemli değil. onu detay olsun diye yazdım. Doğum günümü kutlamamasına kırıldım sevgiler günü yanında promosyon oldu.Üzücü bir durum biliyorum, çok iyi anlıyorum sizi.
Bende çok önem veririm özel günlere.
Fakat şöyle söyleyeyim emin olun çoğu erkek sevgililer gününü saçma bulur.
Doğum günüdür, yıl dönümüdür tamam ama sevgililer günü bana da saçma geliyor açıkçası.
Hediye beklentisi içine girmiyorum, kendim de almıyorum.
Sevgilimle doğum günlerimizde hediyeleşiriz.
Yıl dönümümüzde sözel olarak kutlarız sadece.
Sosyal medyada çok abartanlar var bu günleri.
Bir arkadaşım var her ay kocasının hediyeleriyle doldurur tüm sayfasını, yetmez hikayeler atar
Ay yeter diyorum bazen midem almıyor.
Laçka olmuş ilişkiler, çok abartı.
Ayda yılda eve bir çiçekle gelse dahi sizin gönlünüzü hoş etmeye yeter aslında :)
Hiç mi küçük sürprizler yapmaz?
Eşim için boşanma sebebi olabilirmiş ama. Yani gidip bir hediye almak zor geliyor adama ama çözümü boşanmak da buluyorBoşanma sebebi olmamalı bu..eşim unutur hiç hatırlamaz herhangi birsey de yapmaz bende tam tersi inanılmaz önem veririm hediye alırım ama yapacak bir şey yok bunun için kendimi uzmeye değmez .benim esim de evden ise isten eve geliyirum kotu huyum yok daha ne kafasındaben kabullendim
Yav yap kuzum yap inan eşime kızdığımda alışverişin gözüne vuruyorum. Çokta kıymetli oluyorumÇok düşündüm ama yapamadım
Belli etmiş de ben görmek istememişim. Aslında nişanlılık döneminde doğum günüm yoktu. Kutlamayacağını aklımın ucunda bile getirmedim. Sevgililer günü falan olmasa da olurdu. İlk büyük hayal kırıklığımı ilk doğum günümde yaşadım.
İçinden gelmese bile sırf benim mutlu etmek için bile birşeyler yapamaz mıydı ?
Evlilikle ilgili bir kitap okuyorum sanki :) çok gzile anlatmışsınız. Ama bazen teoriyle pratik birbirine uymuyor. Takmamayı çok isterdim. Keşke bunu başarabilsemSen hediye gelmiyor diye sinirlisin
Eşin yetemiyor diye öfkeli.
Bence artık hediye konusunun tadı kaçmış.
Bu saatten sonra ne o gönlünce getirir
Ne sen hediye gelince havalara uçarsın.
Eşinle oturup düzgünce konuşman gerektiğini düşünüyorum.
Evliliğiniz yolunda giden bir evlilikmiş
Böyle bir sebepten bitmeyi haketmiyor.
Ben senin beni mutlu etmeye çalışmanı somut olarak görmek istiyorum sadece ama
Artık seni anlıyorum, istemiyorsan hediye falan getirme
Ben de beklentiye girmeyeceğim de ve gerçekten kafana takmayı bırak.
Taktik değiştir.
Getirdiği ekmeğe
Aldığı suya falan teşekkür et.
Ne güzel evinle ilgilisin
İhtiyaçları anında karşılıyorsun falan de sık sık.
Seni mutlu edebildiğini gördükçe bence daha da çok mutlu etmek isteyecektir.
Ve zaten daha çok nasıl mutlu olacağını artık ezberlemiştir.
İşin sonunda zafere ulaşacağına inanıyorum
Olmazsa da zaten o vakte kadar sen beklentiyi kesmeyi öğrenmiş olacaksın
Sevgililer gününü detay olsun diye yazdım. Ona takılmıyorum aslında. Aşık takıldığım doğum günüm ya da başka herhangi bir günde de birşey yapmamasıMeseleyi ne kadar da dramatize etmişsiniz. Doğum gününüzde beklentiye girmeniz normal ama Kabotaj Bayramı bile sevgililer gününden daha anlamlı ve kutlamaya değer bir gün. Keşke eşiniz çoğu erkek gibi zoraki de olsa incelikli düşünebilseydi...
Sırf evlenmek gibi bir derdim olmadı hiçbir zaman. Ses çıkarmama sebebim o zaman ben de ikinci plana atabiliyordum.ama adam doğum günümü bile kutlamayınca ve benim üzüldüğümü bile bile bunu tekrarlayınca payladım ben de. Onun dışında sevgililer günü benim için de ikinci planda ona fazla anlam yüklemem. Ama doğum günüm önemliydi.Sirf evleneyim diye herseye "olur" demek bir marifetmis, fedakarlikmis gibi "ona ses cikartmadim buna ses cikartmadim... "
Evlenince niye cikariyorsun ozaman??
Bende boyle seylere onem veririm ama evlenene kadar farkli, imzayi atinca farkli tavir alan insana anlam veremem. Bosanmaya gidecek bir konusuysa basta evlenmeyecektin.
Bir adam düşünün...
Tanışmışsınız çok sevmişsiniz. Evlenme teklifi etmemiş. Ama siz sevdiğiniz için o sıralar teklif falan gözünüz görmemiş. Nişanlanmışsınız.
Zaman geçmiş sevgililer günü gelmiş. Beraber ilk sevgililer günü... "Sevgililer gününü anlamsız buluyorum" demiş. o öyle dedi diye öyledir demişsiniz. Geçmiş gitmiş o gün...
Sonra evlenmişsiniz. Hemen sonrasında doğum gününüz. Sadece bir pasta almış hatta onu da başkasına aldırmış. Kırılmışsınız ama ses çıkarmamışsınız...
Aylar geçmiş yine sevgililer günü gelmiş. Bu sefer demişsiniz ki" ben kendi kendime üzülüyorum onun haberi yok. Bilse üzüldüğümü böyle yapmaz. Konuşayım derdimi anlatayım" konuşmuşsunuz da... O gün anlaşıldığınızı sanıp güzel günler hayal ederek kapatmışsınız konuyu...
Üzerinden aylar geçmiş yine doğum gününüz gelmiş. O adam bu sefer doğum gününden bir gün önce gitmiş kitapçıdan rastgele bir kitap almış getirmiş. Siz kitapları çok sevseniz de bu özensizliğe kırılmışsınız. Tepkinizi, siteminizi dile getirmişsiniz. O adam duvar gibi durmuş karşınızda. Tek bir adım atmamış. Üstüne size gösteriş meraklısı vs. Bir sürü şey söylemiş. Günlerce konuşmamış sizinle. Üzüldüğümü bilse yapmaz demişsiniz ama üzüldüğünüzü bile bile yapmış. Hiç pişmanlık da duymamış daha da üzmüş sizi...
Ara ara gelmiş bu konu gündeme. O inat etmiş. O inat ettikçe siz inat etmişsiniz. Siz "beklentim normal birşey, elinde imkanın da var. Neden üzüleceğimi bile bile ısrarla yapmıyorsun?" Dedikçe o saçma sapan açıklama yapmış ama kendinde hiç hata görmemiş beklentiniz için hep sizi suçlamış.
Tekrar sevgililer günü gelmiş. Tekrar hayal kırıklığı... Siz ne yapsanız da içinizden atamamışsınız bu kırgınlığı zaten o da bunun için bir çaba göstermemiş...
Ve doğum gününüze iki ay kala evlilik danışmanı "tekrarlanmasın endişe duyduğunuz probleminiz?" Diye sorunca bu konuyu açmışsınız. Her şey yolunda gibiyken, o adam her fırsatta sizi sevdiğini söylerken bu konu açılınca yine sizi suçlamış. Yine doğru olanı yaptığından emin geri adım atmamış. Sorunlu olan tarafın siz olduğunuzu vurgulamış ısrarla. Ve bu sefer işler iyice sarpa sarmış...
Evet hanımlar... Durum böyle. Ben böyle şeylere önem veren biriyken eşimin de ısrarla en ufak bir yumuşama göstermemesi, benim kırılmamı üzülmemi önemsememesi, bir gün olsun bana bir sürpriz yapmanın, hediye almanın içinden gelmemesi ve bundan en ufak bir pişmanlık duymadan ısrarla sürdürmesi... Bunlar mahvetti artık beni. Tahammülüm kalmadı. Altı üstü hediye diyorum ne olacak diyorum ama o hediye çok farklı anlamlara büründü artık. Kendimi tutmaya çalışıyorum ama olmuyor. Çoğu zaman bu konuyu düşündüğümde bile göz yaşlarıma hakim olamıyorum.
Geçmişte de benzer konularım var. Konu öyle ki artık boşanma lafı bile edilir oldu. Kavga ettik eşim ağır laflar söyledi. Normalde karım şöyle tatlı böyle iyi güzel diyen adam "hayatımı s.ktin" dedi. Hatta üzerime yürüdü biraz. Berbat haldeyiz. Ne yapıcam bilmiyorum. Yuvam yıkılsın istemem ama ille devam etsin ne olursa olsun gibi bir çabam yok.
Dertleşmeye ihtiyacım var....
Not: tanışalı yaklaşık olarak 3 yıl oldu. Evleneli de 2 yıl olmak üzere
Bir adam düşünün...
Tanışmışsınız çok sevmişsiniz. Evlenme teklifi etmemiş. Ama siz sevdiğiniz için o sıralar teklif falan gözünüz görmemiş. Nişanlanmışsınız.
Zaman geçmiş sevgililer günü gelmiş. Beraber ilk sevgililer günü... "Sevgililer gününü anlamsız buluyorum" demiş. o öyle dedi diye öyledir demişsiniz. Geçmiş gitmiş o gün...
Sonra evlenmişsiniz. Hemen sonrasında doğum gününüz. Sadece bir pasta almış hatta onu da başkasına aldırmış. Kırılmışsınız ama ses çıkarmamışsınız...
Aylar geçmiş yine sevgililer günü gelmiş. Bu sefer demişsiniz ki" ben kendi kendime üzülüyorum onun haberi yok. Bilse üzüldüğümü böyle yapmaz. Konuşayım derdimi anlatayım" konuşmuşsunuz da... O gün anlaşıldığınızı sanıp güzel günler hayal ederek kapatmışsınız konuyu...
Üzerinden aylar geçmiş yine doğum gününüz gelmiş. O adam bu sefer doğum gününden bir gün önce gitmiş kitapçıdan rastgele bir kitap almış getirmiş. Siz kitapları çok sevseniz de bu özensizliğe kırılmışsınız. Tepkinizi, siteminizi dile getirmişsiniz. O adam duvar gibi durmuş karşınızda. Tek bir adım atmamış. Üstüne size gösteriş meraklısı vs. Bir sürü şey söylemiş. Günlerce konuşmamış sizinle. Üzüldüğümü bilse yapmaz demişsiniz ama üzüldüğünüzü bile bile yapmış. Hiç pişmanlık da duymamış daha da üzmüş sizi...
Ara ara gelmiş bu konu gündeme. O inat etmiş. O inat ettikçe siz inat etmişsiniz. Siz "beklentim normal birşey, elinde imkanın da var. Neden üzüleceğimi bile bile ısrarla yapmıyorsun?" Dedikçe o saçma sapan açıklama yapmış ama kendinde hiç hata görmemiş beklentiniz için hep sizi suçlamış.
Tekrar sevgililer günü gelmiş. Tekrar hayal kırıklığı... Siz ne yapsanız da içinizden atamamışsınız bu kırgınlığı zaten o da bunun için bir çaba göstermemiş...
Ve doğum gününüze iki ay kala evlilik danışmanı "tekrarlanmasın endişe duyduğunuz probleminiz?" Diye sorunca bu konuyu açmışsınız. Her şey yolunda gibiyken, o adam her fırsatta sizi sevdiğini söylerken bu konu açılınca yine sizi suçlamış. Yine doğru olanı yaptığından emin geri adım atmamış. Sorunlu olan tarafın siz olduğunuzu vurgulamış ısrarla. Ve bu sefer işler iyice sarpa sarmış...
Evet hanımlar... Durum böyle. Ben böyle şeylere önem veren biriyken eşimin de ısrarla en ufak bir yumuşama göstermemesi, benim kırılmamı üzülmemi önemsememesi, bir gün olsun bana bir sürpriz yapmanın, hediye almanın içinden gelmemesi ve bundan en ufak bir pişmanlık duymadan ısrarla sürdürmesi... Bunlar mahvetti artık beni. Tahammülüm kalmadı. Altı üstü hediye diyorum ne olacak diyorum ama o hediye çok farklı anlamlara büründü artık. Kendimi tutmaya çalışıyorum ama olmuyor. Çoğu zaman bu konuyu düşündüğümde bile göz yaşlarıma hakim olamıyorum.
Geçmişte de benzer konularım var. Konu öyle ki artık boşanma lafı bile edilir oldu. Kavga ettik eşim ağır laflar söyledi. Normalde karım şöyle tatlı böyle iyi güzel diyen adam "hayatımı s.ktin" dedi. Hatta üzerime yürüdü biraz. Berbat haldeyiz. Ne yapıcam bilmiyorum. Yuvam yıkılsın istemem ama ille devam etsin ne olursa olsun gibi bir çabam yok.
Dertleşmeye ihtiyacım var....
Not: tanışalı yaklaşık olarak 3 yıl oldu. Evleneli de 2 yıl olmak üzere
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?