Neler katmadı ki canım yavrum. Onunla ben ağaç oldum, sonunda bir toprağa kök saldım. En güçsüz anlarda bile rüzgarlara direnen bir çınar ağacı gibiyim. Eğilip bükülüyor dallarım ama kırılmıyor, biliyorum ki ben kırılırsam o fidan hayata tutunup ağaç olamaz.
Doğumdan sonra enfeksiyon kaptım. Pıhtılaşma değerim çok yükseldi, kan oturması olduğu için ne uzun süre yatabildim ne oturtabildim. Bir saatten fazla emen on dakika sonra yeniden emmek isteyen kolik, alerjik bir bebekti. Kan oturması canımı çok yaktığı için ağlayarak emzirdim. Toparlanmam iki ayı buldu. Bebeğimin toparlanması dört ayı. İlk dört ay durmadan ağladı. Karnı hep sertti alerjidenmis meğer
anne olmak böyle bir şey miydi sevemiyordum bile teselli etmeye calısmaktan. Yine de teselli olmuyordu hiçbir şeyle.
Kimseyle görüşemedim, görüşmek istemedim. İki yakın arkadaşım beni dinlemeyerek çıkıp evime geldiler, insanı tanıdım. İnsanları tanıdım.
Oğlum benim öğretmenim, fidanım, yol göstericim. Şimdi sekiz aylık yerinde duramayan bir zıpır. Hala kucak bebeği. Anneliğin şanından olan sırt, bel, boyun ağrılarıyla yaşıyor olsam da kollarıma sığdığı güne kadar kucağımda
Annelikte bunalmakta çok insani ayrıca. Sınırsız istekleri olan bebeğe karşı siz sınırlısınız.