- 19 Kasım 2013
- 18.659
- 33.644
-
- Konu Sahibi marilyn monroe
- #81
yazık yavrular öyle. korkmuyorlar ki hiçbir şeyden. o yavru da muhtemelen insana alışkındı, her gören alıp mıncırdıysa korkmuyorlar insandan.Bi kac ay once yavru kedi karsidan yanima geldi sanki taniyomus gibi bi sırnaşık ki sormayin:))aldim kucagima seviyorum tam esime gotururken kucagimdaydi arabaya gotururken yolun ortasinda ayagim burkuldu ve dustum...ama hic dusunmedim kendimi gozum kucagimdaki kedide...Allahtan bi zarar gelmemisti... eve alalim dememe ragmen esim istemedi cunku kaynvalidemde yillarca besledigi icin onda bi soguma olmus ona da anlam veremiyorum ya neyse...agaclik olan tarafa koydum yola cikamayacagi yerler aramama ragmen bulamadim...15 dkligina ordan ayrildik arabayla geri geldigimizde ezilmisti yolun kenarina konmustu...icime oyle bi sknti oturdu ki anlatamam...keske dedim esimi dinlemeyip alsaydim...ya da daha uzak bi yere goturseydim...bazen kopeklerin karnina tekme vurup buna gulen gencleri goruyorum sadece genc de degil okuz gibi adamlar bu hareketi bi de espri konusu yapip guluyolar o hayvancigin cigliklari nasil icimi acitiyo...ama suratlarina bakip gerizekali demekten oteye gecemiyo...bu hassasiyetini cok iyi anliyorum sevmek deger vermek ne olursa olsun yasamasi nefes almasi farketmez...icinde Allahin yarattigina merhameti olmayandan hicbisey beklenemez....
marilyn monroe ,
inan aynı hisleri taşıyorum, maalesef ama maalesef insanoğlu kendinden başka hiçbirşeyi sevmiyor, hee birde ilave edeyim zira ben çok işittiğimden biliyorum, doğa sevgisini, hayvan sevgisini delilik olarak görenlerde var.
Bu taş atma, tekme atmalara teşvik eden ana babaları da kınıyorum, benzer bir duruma şahit oldum, pazardayız kadının biri köpüşüyle alışveriş yapıyor, bir çocuk kalktı köpüşe tekme attı, köpüşün sahibi niye vuruyorsun deyince çocuğun annesi yırttı ortalığı efendim Köpeğin ne işi varmış ya çocuğunu ısırırsaymış, çocuğu kıymetliymiş, köpüşün sahibi aynen şunu dedi: - Senin çocuğun sana kıymetliyse, köpeğimde benim kıymetlim, o da benim çocuğum.
Tabii çocuklu kadın bunu komik buldu, kadına deli mi ne bakışı attı, o başka.
Canlıları kedi, köpek, kuş diye ayırt etmeden sevmek Akli meleke yoksunluğu sayılıyorsa bize çıldırmış muamelesi yapabilirler.
Bir canlıyı sevmek, onu koruyup kollamak insana çok şey kazandırıyor bunu bilmiyorlar.
Karakterinize bile yansıyor, daha dingin, daha iç huzurunu yakalamış, daha sevgi dolu, daha hoşgörülü oluyorsunuz halbuki.
Sevmemeyi de korkmayı anlayabiliyorum ama zarar vermeyi anlamam mümkün değil, onların ağzı var dili yok ve koşulsuzca seviyorlar bizi, içlerinde hiçbir kötülük yok onlarınmenfaat nedir, haset nedir bilmezler, terk dertleri sıcak bir yuva bir lokma yemek, hepsi bu.
Sizinde dediğiniz gibi hayvanları sevmek veya doğaya üzülmek açlık, yoksulluk çeken insanlara, çocuklara üzülmemek değildir ki, buna hepimiz üzülüyoruz, konu çocuklar olunca kimin ne yaptığını, ne adımlar attığını kimse bilemez.
ahhh kıyamam.Şazimenti görmüştüm fotoğrafta kuzum çok sevili.Böyle insanlar beni çileden çıkarıyor biliyorsun.kışın benimde bi kedi maceram olmuştu ve ben evdeki cahillere karşı gelip kediyi eve almıştım
Baya tartışmışlardı benimle.Böyle insanları sokakta görmeye tahammül edemezken bide benim halimi düşün evde var bir sürü. her neyse ben bu konuyu halletim bi köpek aldık şimdi hepimiz ölüp bitiyoruz ona ve bu kış bana yaptıklarına bin pişman oldular.ben sorunu hallettim çok şükür ama bu cahil insanlar nasıl başa çıkılır tabikide diyolog kurup gerekirse tartışıcaz,bu rezillik bi son bulmalı...
ahhh ben de çok istiyorum bir çocuğum olursa hayvanla büyüsün. hayvan sevsin.3 senedir Batmandayım kedi tek tük görüyorum köpek hiç yok, bigün laf arasında biz şafi olduğunuzdan kedi köpek bize haram gibilerinden bir laf etmişti bir iş arkadaşım, o gün bugün acaba belediye mi yok ediyo bu hayvanları diye düşünüyorum, çünkü belediye alıp zehirlese ses edecek umursayacak hiç kimse yok
arada yemeğe gittiğimiz bahçeli bir mekan var, yemekler gelince kokusuna kediler geliyo hemen, mete mama sandalyesinden yemek atıyo el sallıyo pisi pisi falan diyo çok hoşuma gidiyor, ne yazık ki başka hayvan tanımadı oğlum, 1 ay sonra memlekete gidiyoruz inek tavuk kuzu keçi kedi köpek kaz bir dolu hayvan tanıcak sırf bu sebepten bile gidilir yani başka şehre
halam da hep söyler, Hz. Muhammed kedileri çok severmiş.Peygamberimizin en sevdiklerindendir kediler bilir misiniz?onlar necis değildirler....farkeder mi rabbim verdiği canı insanın almaya çalışması...oysaki insandan daha güzel bir varlıktır hayvan..sonra insanları sevin bok var insan sevecem baksana hallerine...kendini savunamayan bir varlığa eziyet etmek nedir..ben kat be kat fazla iğreniyorum ...insandan o kadar çok korkuyorum ki anlatamam..evet yanlış duymadınız ben insanlardan aşırı korkuyorum.
bizim burada da çocuklar bir "oyun" geliştirmişti. çocuklar 12-15 yaşlarındaBen normalde pek kucağıma falan alamam kedidir, kopektir, nasıl tutulur bilmem bir yerini acitmaktan korkarım. Ama icim gider sokakta kedi, kopek gordugum zaman..
Gecen gun kayinvalidemin evindeyken kedilerini besledim, yavrular o kadar küçük ki, 4 taneymis 1 tanesini mahalledeki çocuklar almış götürmüş, besleyip büyütmek için olsa keşke ama değil, kopegimiz vardı 1 tane, baglamisti kayinvalidem işe giderken, onu da aldılar geçen sene sonra mahallede pek iyi görünmeyen cesetini bulduk..
Anne, babalar çocuklarını niye böyle yetistirir anlayamıyorum.. 10, 11 yaşında ki cocuklar hayvanlara türlü türlü işkenceler yapıyor oyun adı altinda, insanların bahcelerinden bir canlıyı çalıp götürüyorlar.. Kediden, köpekten korkabilir bir cocuk buna lafım yok, ama anne baba zararsız olduklarını anlatmalı, sen yine uzak durur çekiniyorsan denilebilir çocuğa mesela ama taş atmak, tekme atmak.. Bunların mantığını anlayamıyorum.
Evet peygamber efendimiz kedi cubbesinde uyumus diye cubbeyi kedinin oldugu kisimdan kesmis onu uyandirmamistir...yol kenarinda kopek olusu goren sahabe kokusundan rahaysiz olmus ama peygamberimiz disleri ne kadar da guzel degilmi demis...O'nun hayvanlara merhameti bambaska...ama gunumuz insanlari ne dini ne de insanlik adina peygamberi kadar muntazam olamiyo?yazık yavrular öyle. korkmuyorlar ki hiçbir şeyden. o yavru da muhtemelen insana alışkındı, her gören alıp mıncırdıysa korkmuyorlar insandan.
hayır, bir canlının acı çekmesi nasıl hoşlarına gidebiliyor ben bunu anlamıyorum. benim çocuğum yapsa dehşete düşerim ben şahsen. ben nasıl yetiştirdim bu caniyi diye.
bizimkiler mama açıldı mı 2 gün sonra yemezler, biz de aşağıdaki kedilere veriyoruz, onlar da sebepleniyor. dün ben indirdim. ayağına taş atılan değil, diğeri Fitnat beni kedileri beslerken gördü, atladı balkondan miyavlaya miyavlaya yanıma geldi, kendini sevdirdi, benimle birlikte yukarı çıktı, gece de benim yanımda yattı.
böyle bir canlıya hangi insan zarar verebilir aklım almıyor.
annesinin başka çocuk sevdiğini gören bir çocuk gibi, benim senin çocuğun, beni sev dedi resmen, hayvan aklıyla.
evet benim çocuğum yok. daha birkaç saatlikti bunlar ben ilk kez sevdiğimde.
benim çocuğum gibiler, gece rüyamda Şazimenti korudum hep, yavrum gibi işte. kıymetlim benim.
tamam anne olmak mükemmel bir duygudur elbette, ona asla lafım yok, ama bu kediler de benim çocuğum. sonra biri geliyor, sırf hayvan sevmiyor diye benim çocuğumun canını yakıyor.
sokakta gördüğüm hayvanı bile böyle düşünüyorsam elbette masum bir çocuğun sefalet içinde yaşaması canımı yakıyor. ikisine de üzülebiliyorum çok şükür, kalbim ikisini de alacak kadar büyük.
isteyen deli desin vallaha umurumda değil. hayvana zarar verip akıllı olmaktansa onu koruyup kollayıp deli olmayı tercih ederim, ben.
ahhh kıyamam.
çok sevindim. işte hayvan sevmek bir kere yerleşti mi içe gitmiyor bir daha. onlara da geç olmuş ama zaferi sen kazanmışsın, canım.
ahhh ben de çok istiyorum bir çocuğum olursa hayvanla büyüsün. hayvan sevsin.
hayvanla büyüyen çocuğun empati duygusu daha gelişiyor, daha mutlu oluyor, daha paylaşımcı oluyor. hayvan seven çocuk çok komik bir kere.
metroya biniyorum bir seferinde çocuk daha minnoş, annesinin kucağında etrafına bakınıyor, metronun girişinde de yavru köpek var.
ufak kız ortalığı ayağa kaldırdı "anne! bebik köpük, bebik köpük" diye. o kadar sevimliydi kiilla indi, başını okşadı hayvanın, kendi köpekten minik.
halam da hep söyler, Hz. Muhammed kedileri çok severmiş.
ben de insanlardan çok korkuyorum. şahsen hiç bana kasten zarar vermeye çalışan, kuyumu kazan bir hayvan görmedim ama insan çok gördüm.
Aynen canım :)yazık yavrular öyle. korkmuyorlar ki hiçbir şeyden. o yavru da muhtemelen insana alışkındı, her gören alıp mıncırdıysa korkmuyorlar insandan.
hayır, bir canlının acı çekmesi nasıl hoşlarına gidebiliyor ben bunu anlamıyorum. benim çocuğum yapsa dehşete düşerim ben şahsen. ben nasıl yetiştirdim bu caniyi diye.
bizimkiler mama açıldı mı 2 gün sonra yemezler, biz de aşağıdaki kedilere veriyoruz, onlar da sebepleniyor. dün ben indirdim. ayağına taş atılan değil, diğeri Fitnat beni kedileri beslerken gördü, atladı balkondan miyavlaya miyavlaya yanıma geldi, kendini sevdirdi, benimle birlikte yukarı çıktı, gece de benim yanımda yattı.
böyle bir canlıya hangi insan zarar verebilir aklım almıyor.
annesinin başka çocuk sevdiğini gören bir çocuk gibi, benim senin çocuğun, beni sev dedi resmen, hayvan aklıyla.
evet benim çocuğum yok. daha birkaç saatlikti bunlar ben ilk kez sevdiğimde.
benim çocuğum gibiler, gece rüyamda Şazimenti korudum hep, yavrum gibi işte. kıymetlim benim.
tamam anne olmak mükemmel bir duygudur elbette, ona asla lafım yok, ama bu kediler de benim çocuğum. sonra biri geliyor, sırf hayvan sevmiyor diye benim çocuğumun canını yakıyor.
sokakta gördüğüm hayvanı bile böyle düşünüyorsam elbette masum bir çocuğun sefalet içinde yaşaması canımı yakıyor. ikisine de üzülebiliyorum çok şükür, kalbim ikisini de alacak kadar büyük.
isteyen deli desin vallaha umurumda değil. hayvana zarar verip akıllı olmaktansa onu koruyup kollayıp deli olmayı tercih ederim, ben.
ahhh kıyamam.
çok sevindim. işte hayvan sevmek bir kere yerleşti mi içe gitmiyor bir daha. onlara da geç olmuş ama zaferi sen kazanmışsın, canım.
ahhh ben de çok istiyorum bir çocuğum olursa hayvanla büyüsün. hayvan sevsin.
hayvanla büyüyen çocuğun empati duygusu daha gelişiyor, daha mutlu oluyor, daha paylaşımcı oluyor. hayvan seven çocuk çok komik bir kere.
metroya biniyorum bir seferinde çocuk daha minnoş, annesinin kucağında etrafına bakınıyor, metronun girişinde de yavru köpek var.
ufak kız ortalığı ayağa kaldırdı "anne! bebik köpük, bebik köpük" diye. o kadar sevimliydi kiilla indi, başını okşadı hayvanın, kendi köpekten minik.
halam da hep söyler, Hz. Muhammed kedileri çok severmiş.
ben de insanlardan çok korkuyorum. şahsen hiç bana kasten zarar vermeye çalışan, kuyumu kazan bir hayvan görmedim ama insan çok gördüm.
Haklı da olursun. Çocukta hayvanlara işkence varsa ileride sosyopat olmasından endişe edip izlemeye alıyorlar. Nasıl oldu Şaziment?yazık yavrular öyle. korkmuyorlar ki hiçbir şeyden. o yavru da muhtemelen insana alışkındı, her gören alıp mıncırdıysa korkmuyorlar insandan.
hayır, bir canlının acı çekmesi nasıl hoşlarına gidebiliyor ben bunu anlamıyorum. benim çocuğum yapsa dehşete düşerim ben şahsen. ben nasıl yetiştirdim bu caniyi diye.
iyi oldu, patisini yalayıp duruyor sürekli,hafifçe sekiyor ama vet, demişti, birkaç gün sürer topallaması diye, bugün çocuklar yaklaştı yanına kaçtı, istemiyor yanında yabancı çok korkmuş.Haklı da olursun. Çocukta hayvanlara işkence varsa ileride sosyopat olmasından endişe edip izlemeye alıyorlar. Nasıl oldu Şaziment?
nasıl guzel konustun her harfıne katılıyorumHayvanları sevmek zorunda değil kimse peki tamam ama hayvanlara merhamet duymak zorunda bir insan eğer insanım diyorsa. Nefret ediyorum o merhametsiz insan görünümlü yaratıklardan.
Bizim de burada var öyle manyak komşular neler çektim neler. Seni öyle iyi anlıyorum ki..
Annesiz kalan sokaktan aldığımda yirmi günlük olan yavrum vardı benim. Elimde büyümüştü koynumda uyumuştu. Bensiz bir gece kalamazdı. Tuvalete girsem kapımı zıplar açar kucağıma otururdu yine. Hiç sokak görmemişti. Anne görmediğinde yavrucuğum şu meşhur kabartma hareketini bile bilmezdi. Dört yıl beraber yaşadık böyle mutlu mesut. Kızım kızgınlığa iki kere girdi. İlkinde küçük diye kısırlaştırmamıştık. Yani apartmanı başına giydi komşuların duymaması mümkün değildi. Bir gün annem eve geliyor akşam ve ne yazık ki kızımızın apartmana çıktığını fark edemiyor. Ama yemiş nerede niye karşılamadı diye on dakikada fark ettik ve kızı aramaya apartmana çıktık. Apartman kapısı şifrelilerden ve kimse giremez dışardan. Kömürlük yok altta dükkan yok. Sokaktan kedi gelme ihtimali yokken ve kızım kızgınken geceleri canhıraş miyavladığı halde beş adım ötedeki kapı komşumuz (ki hapşursa sesi gelir sesler geçiyor kağıt gibi duvarlar. duymaması mümkün değil) benim kedim olduğunu bilmediği için benim yemişimi sokağa tekme tokat zorla atmış oğluyla. Ben o gece bağırdım çağırdım beddua okudum. Nasıl bilmezsin kedim olduğunu alt kat yada üst kat komşum değilsin duvarlarımız bir dedim. Ama adam nerden bileyim tekir kediydi girdi bi delikten sandım, tasma taksaydın dedi. O gün bugündür yüzüne bakmam ve hala da affetmem. Merhametsiz insanlar benim sokak bilmez kedimi öldürdüler. Üç gün kapıda sabahladık battaniyelerle bekledik sabaha kadar. Mamasıyla yollarda seslenip gezdik, kum abını koydum ki kokusunu bulsun gelsin diye dönmedi yavrum. Eminim öldü ve günahı bu merhametsiz komşu bozuntularında.
Alt kat komşumuzla girişte kedi beslerdik bir dönem ona da yönetici ve bu karşıı komşu pislik oluyor diye izin vermemeye çalışıyor. Benim kedimi attı yetmedi şimdi sokaktaki üç beş kedimize düşmanlar...
Çok yakın bir hayvansever dostum var. Ona öyle ömründe bir lira sadaka vermeyen cimri bir arkadaş der hep, kedi köpeğe mama parası dökene kadar bir çocuk doyur diye. Bir gün dayanamadı çocuk ben böyle yardım ediyorum. Sende benim yardımıma yön vereceğine, benim sevabıma karışacağna kendin bir çocuk doyur senin sevabın olsun dedi. Haklı.
Kendi kimseye yardım etmez insan, hayvan kimseye. Ama hayvansever birinin yaptığına karışma hakkını bulur kendine, sevabına günahına karışır.
Çocukları, bebekleri, insanları düşünmek güzel. Hayvanseverler onlarada elinden geleni yapar siz merak etmeyin. Ama başkasının yaptığına karışmak yerine, çocukları düşünüyorsanız biraz da siz yardım eli uzatın başkasına karışmak yerine.
Bunu da yapamıyorsanız bari hayvanlara da merhamet gösterin en azından zarar vermeyin yeter.
Ya ben mi yanlış anlıyorum? Niye kimse birşey dememiş buna? Hayvana taş atan zaten karaktersizdir, düşüncesizdir... Ama onun attığı taş ayağını topallatmış, senin yaptığın kısırlaştırma onun hayatını etkiliyor! Açıklamanda ömrü 2 yılken kısırlaşınca 4 yıl oluyor? Buna göre yaratılmış hayvan, buna göre yavrusu oluyor. Olması gereken ömrü de oymuş demekki! Senin yaptığın taş atmaktan çok daha beter bence!!!
Kendi söylediğinle çelişiyorsun, hayvanlar insanlar gibi değil, içgüdüsel olarak çiftleşir bizim gibi değiller diyorsun. Hemen altında şu kadar bu kadar doğum yapar, şöyle olmalı hesabı yapıyorsun. Madem insandan farkı yok, müdahale etmek bize mi düşer? Yanlış anlama arkadaşım.. Gerçekten mantıklı gelmedi. Tabiki taş atmakla bir tutulamaz.. dediğim gibi taş atanın kendi cahilliği.. Ancak onların tabiatı buymuş demekki, korunmaları gerekseydi buna uygun ya akılları yada korunabilecek bir vücutları olurdu. Bu şekilde yaratılırlardı..Hayvanlar içgüdüsel olarak çiftleşirler. Bizim gibi planlı ve isteyerek hamile kalmazlar. Dolayısıyla taş atmakla bir tutulamaz.
Bir kedi genelde 2-3 doğum yapıyor. Yılda en az iki kez doğum yapıyor. Her yıl tek bir kediden altı bebek geliyor. Ve bu altı kedi sokakta kafasına taş yiyor, eziliyor, aç kalıyor, perişan oluyor.
Nasıl biz doğum kontrol uyguluyorsak onlara da uygulanmalı. Biz her yıl altı bebek doğursak sırf içgüdüden dolayı o kadar çocuk sokaklarda sefil olsa yine de olsun doğurun der misiniz?
Ha insan yavrusu ha hayvan yavrusu, kontrolsüz çoğalınca yine o sefil olan bebeklere yazı oluyor.
Sokaklarda sefil olacak bebekler daha büyük günahtır.
Kendi söylediğinle çelişiyorsun, hayvanlar insanlar gibi değil, içgüdüsel olarak çiftleşir bizim gibi değiller diyorsun. Hemen altında şu kadar bu kadar doğum yapar, şöyle olmalı hesabı yapıyorsun. Madem insandan farkı yok, müdahale etmek bize mi düşer? Yanlış anlama arkadaşım.. Gerçekten mantıklı gelmedi. Tabiki taş atmakla bir tutulamaz.. dediğim gibi taş atanın kendi cahilliği.. Ancak onların tabiatı buymuş demekki, korunmaları gerekseydi buna uygun ya akılları yada korunabilecek bir vücutları olurdu. Bu şekilde yaratılırlardı..
Tabiatlarını onlara bırakırsanız evet müdahale etmek doğru değil ama doğanın dengesini bozup bir de her sene bilmem kaç kedi-köpeği kaldırım taşlarına eziyete mahkum etmek de akıl karı değil. İnsanların %90ı yemek artıklarını bile layık görmezken ne demek kısırlaştırmayın?Kendi söylediğinle çelişiyorsun, hayvanlar insanlar gibi değil, içgüdüsel olarak çiftleşir bizim gibi değiller diyorsun. Hemen altında şu kadar bu kadar doğum yapar, şöyle olmalı hesabı yapıyorsun. Madem insandan farkı yok, müdahale etmek bize mi düşer? Yanlış anlama arkadaşım.. Gerçekten mantıklı gelmedi. Tabiki taş atmakla bir tutulamaz.. dediğim gibi taş atanın kendi cahilliği.. Ancak onların tabiatı buymuş demekki, korunmaları gerekseydi buna uygun ya akılları yada korunabilecek bir vücutları olurdu. Bu şekilde yaratılırlardı..
Birincisi, çelişkiden kastım; arkadaşın hem hayvanlar bizim gibi değil, hemde ha insan ha hayvan yavrusu demesi,Onların dünyasını biz işgal ettik. Sokaklarda caddelerde güvenli yaşayamıyorlar. Ve demek ki çoğalmaları gerekiyor diye sokakta bir sürü kedi ve köpek olunca sizce ne oluyor? Çoğu zaman şikayetlerle barınaklara toplanıyorlar ve bir kısmı ne yazık ki uyutuluyor. Sokaktakilere her gün araba çarpıyor, çoğu sakat kalıyor, bir kısmı bakımsızlıktan daha bebekken gözleri herpesten kapanmış geziyor, çöpleri eşeliyorlar bir lokma için. Tüm bunlar bizim yüzümüzden zaten, dünyalarını biz işgal ettik şimdi ama onların doğası diyerek kenara çekilemeyiz. Çünkü doğal ortamda değiller ve sokakta sefil olan, hasta olan, sakat kalan, acı içinde ölen her bebek doğa gereği ölmüyor, bizim işgalimizden dolayı ölüyor. Kısırlaştırmak o sefil olacak, sakat kalacak, acı içinde ölecek yavrular için iyilik oluyor. Onlar şu an doğanın dengesinde yaşamıyorlar, biz doğanın işine karışamayız üresinler diyemeyiz.
Çelişki diyorsunuz cevap vermiyorsunuz ama. Siz de doğa dengesi gereği korunmayın o zaman, her sene bir çocuk dünyaya getirin. Bizde dünya ilk kurulduğunda doğum kontrolü bilmiyorduk. Neden dengeyi bozuyoruz?
Biz nasıl sokakta aç susuz perişan gezen çocuk istemediğimiz için doğum kontrolü diyorsak hayvanlarda da kontrolsüz üreme olmamalı. Kimse doğadaki kediye köpeğe karışmıyor, şehirdeki kedi köpekler zaten doğal dengede değiller. Çelişki yok burada.
Kaç hayvan besliyorsunuz? Mesele diğer insanların bencilliği değil.. Onların bencilliğiyle kendi yaptığınızı örtpas etmek..Tabiatlarını onlara bırakırsanız evet müdahale etmek doğru değil ama doğanın dengesini bozup bir de her sene bilmem kaç kedi-köpeği kaldırım taşlarına eziyete mahkum etmek de akıl karı değil. İnsanların %90ı yemek artıklarını bile layık görmezken ne demek kısırlaştırmayın?