- 17 Ocak 2020
- 27.246
- 39.331
-
- Konu Sahibi ocfngk
- #241
Ağzına saglikKonu seneler önce açılmış ve üye burada değil, eski konuları çıkarmayın ortaya.
Neye üzüldünüz ? Evli olduğunu öğrendikten sonra hala ayrılmayı beceremeyen insanlar insan değildir , hepsi bu.
Kimisi çok dramatik anlatarak yol arar kendine kimisi başka bir şekilde.
Hepsinin adı sonuçta metres oluyor iste. Aldatan şeref yoksunu , haysiyetsizde başrolde geziyor.
Umarım ayrilmislardir.Adam kizin varlığından dolayi esini iyice silmistir.Kiz olmasa belki her sey daha farkli olurdu.Ama onu geçtim karisina cocugunun annesine bunu yapan adam (kiii onu da başta kandirmis)nasil guvenmis bu kizCidden ne oldu acaba.ayrılmıslardır muhtemele
Allahim hortlamaya basladi fosil olmus konular. insanlar konunun tarihine bakip da cevap yazacak kadar dikkat etmiyor. keske alttan eski konular cikmasa..
site yenilenince alttan benzer konu cikarma ayari da getirmisler. herkes tarihine bakip ya da uye aktif mi degil mi diye bakma ve cevap yazma bilincinde degil.Bunu KK’nın dipsiz kuyusundan bulup çıkarmayı nasıl başardınız ya?
Yapma, senin ona koyacağın mesafeden sonra bir başkasıyla da aynı duyguyu yaşayabilecek bir insan. Bir çocuğun, kadının , kadının ailesinin , anne babası , herkesin hayatı boyunca arkandan beddua edeceği bir insan olma!Bir gün bir seminere katılacaktım. Seminerin başlamasını beklerken bankaya uğradım. Bankada bi çocukla gözgöze geldik ve gözlerimizi anında kaçırdık. Ama içimde bişiler aktı gitti o bir saniyeden bile kısa bakışmada. Daha sonra seminer salonunun önünde tekrar karşılaştık. Onun beklediği tarafa doğru yaklaştım. O da bana seminerin saat kaçta başlıyacağını sordu. Nerde çalışıyorsunuzlar, nerelisinizler... Aynı memleketli çıkmıştık. Şehrimizden km.lerce uzakta bulmuştuk birbirimizi. Kartımı verdim. Farklı şehirlerde ama rakip şirketlerde çalışıyorduk. Seminerde farklı yerlerde oturdk.Seminerden sonra tekrar karşılaştık. Vaktiniz varsa bi kahve içelim, konuyu tartışırız dedi. Ben de "biraz işlerim var, zannetmiyorum" dedim. İlk anda atlamak istemedim. Ama onu tekrar görebilmeyi de istedim. Hani biz bayanların "hayır" demesi aslında "evet" anlamına gelir ya ...Ayrıldıktan sonra gözüm hep telefondaydı. Dayanamıyacaktım. Yarım saat geçmişti ve dayanamadım, ben arıyacaktım.. Tam o sırada telim çaldı. İşiniz bittiyse kahve içelim mi, dedi. Karşı koyamadım. Benimle aynı şehirde yaşamıyormuş. Benim seçtiğim bir yere gittik. O kadar iyiydi ki.. Kendimi prensesler gibi hissediyordum. Aşık olmamıştım ama çok etkilenmiştim. Onunla kahve içip işyerime döndüm. İşçıkışı beni aldı. Çok güzel bir yere yemeğe gittik. Sonra da beni evime bıraktı. Gitmeni istemiyorum, hadi bi yerlere gidelim eğlenmeye dedi. Güvenemedim yeni tanıştığımız için. Hayır dedim; içim EVET derken. Eve çıktım. Aşağıda bekliyorum dedi. Hazırlandım gece için, ama kararsızdım. En sonunda kalbim mantığımı yendi ve o gece onunla çıktım. Çok güzel bi club'a gittik. Dans etmeyi çok seviyordu, ben tedirgin olduğumdan dolayı dans etmedim. İçki içmedi. Ben bir kadeh şarap içtim. Bana "banka-seminer bir tesadüf, bu seminerde olmam, seni görmem çok büyük bir şans"dedi. Beni tanımadığını ama ilk gördüğü anda hoşlandığını söyledi. Kız arkadaşı olmamı istediğini çok güzel cümlelerle söyledi. Clubdan eve doğru gelirken elimi tuttu... İzin verdim tutmasına. Evin önüne geldiğimizde saat çok geç olmuştu. O saatte otele gitmesini istemedim. Eve davet ettim. Ona misafir odamdaki yatakta yatabileceğini söyledim. Ben de odama çekildim. Gece uyandığımda üstü açık soğuktan büzüşmüş bir şekilde uyuyordu. Dayanamadım saçını okşadım yanağından öptüm. Uyandı ve sarıldı.. O gün sarılarak uyuduk.
Ertesi gün vazgeçmiştim herşeyden. Kendime çok kızmıştım tanımadığım birini evime aldığım için. Çünki şu yaşıma kadar kalbim hiç konuşmamıştı. Kalbimin dili yoktu. Mantığımın çenesi çok düşmüştü ve dominant olandı...
Sabah beni işe bıraktığında devam etmesini istemediğimi söyledim. Ayrıldık. Ama o gün tesadüfen tekrar karşılaştık.Kader bi şekilde karşılaştırıyordu koca şehirde.
Ayrılamadım.. Devam ettik. Çok güzel 2,5 ay geçirdik. Bu şehirde yaşamadığı için 10 gün kalıyor 3-4 gün gidiyor ve tekrar geliyordu. Prensesler gibiydim. Kapris yaparsam çekiyor, gezmekten eğlenmekten zevk alıyordu. Her haftasonu başka şehirleri gezmeye görmeye gittik. Arkadaşlarımla tanışmak istiyordu, tanıştırdım. Herkes onu çok sevdi.
Mükemmel giden bu ilişkide bir gariplik vardı..
Bazen telefonları çalıyor, benden uzaklaşıp konuşuyordu. Sıkıcı bunaltıcı sevgili olmak istemedim: Kimdi arayan hım? Çabuk söyle, diyen biri olmak istemedim...
Ama bir gün dayanamadım? Başka biri mi var, diye sordum. Hayır,işimle ilgili konuşmalar dedi.
Yine bigün arabada giderken telefonu çaldı. Arabayı sağa çekti, indi ve konuşmaya başladı. ben de müziği kıstım ve camı açtım konuşmalarını dinledim. İşle ilgiliydi gerçekten de. Rakip şirketlerde çalıştığımız için bu davranışını normal karşıladım.
Aşık olmuştum. Gülüşüne, konuşmasına, temizliğine, çatalı tutuşuna, peçeteyle ağzını silişine, sinirlenişine, öpüşüne, sevişmesine..Herşeyine..O kadar anlayışlıydı ki...Ah keşke sevgilim şöyle olsa böyle olsa dediğim özelliklerin 1000 kat fazlası vardı onda...
Ben bakireyim ve erkeklere güvensiz yaşamış bir kız olduğum için kimsenin bana dokunmasına izin vermemiştim. Daha önce 3 yıl süren bir ilişkim olmuştu ama o ilişkide bile arkadaş gibi davranmasına izin vermiştim. Ama yeni sevgilimin bana dokunması, sarılması, beni öpmesi o kadar çok hoşuma gidiyordu ki. 10 gün bizi yatağa bağlasalar öylece sarılıp kalabilirdik. İkimiz de bu düşüncedeydik. O işlerini uzaktan hallediyordu. Ama mutlaka her sabah kalkıp beni işime bırakıyordu. Akşam alıyordu.. Evde yemek yapmamı kesinlikle istemiyordu-zaten beceremiyorum da :)
Bi kere gereksiz bir sebepten dolayı benden ayrılmak istedi. Herşeyden vazgeçerim ama gururumdan asla diyen ben; yalvardım ayrılmasın diye..Çok seviyorum seni ama ayrılalım dedi.. Yalvardım.. Ayrılmadık....Gereksiz bir sebepten dolayı ruh ikizimden ayrılamazdım..Harcayamazdım bu ilişkiyi bu kadar kolay.. O farklıydı. Herkesten farklı,benimle aynı. Espri anlayışı, yaratıcı fikirli olması, eğlenmeyi gezmeyi sevmesi...
2,5 ay sonra bir haftasonu şehirdısı gezimizden dönüyorduk. O hafta bende kalacaktı. Ama dönüş yolunda yine o telefonlardan geldi. İndi konuşmaya başladı.. Çok uzaklara gitti...
Döndüğünde: İşlerde terslik olmuş, benim gitmem gerekiyor dedi.
Başka biri vardı anlamıştım...
Peki, dedim...
Eve bıraktı. Mahvolmuş, yıkılmıştım. İnternetten adını soyadını yazdım. Bir araba satış sitesinde adı vardı. Mail adresi de adının yanında bir bayan ismiyleydi. Şimdi isim yazamıyorum ama: ÖR: aliayse@hotmail.com gibi... ilan 2005te verilmişti. Acaba eski sevgilisi miydi. Yoksa evli miydi....
Aradı..
-Kusura bakma nolur, İşleri yoluna koyar koymaz gelicem dedi.
-Evlisin diil mi? (Zarf attım)
Tamamen bir zarftı. Hayır demesini bekliyordum.
-Evet dedi...
Düşüp bayılacaktım sanki...Aşık olduğum, günlerini benimle geçiren çocuk evliydi.
-1.5 yaşında da bir çocuğum var...
Yıkılmıştım... Mahvolmuştum. O benim bebeğimdi, onun nasıl bir bebeği olabilirdi?? Şaka mıydı?
-Evet ne kadar kızsan haklısın. Çok söylemek istedim, ayrılacağını bildiğim için söyleyemedim. Ayrılmak istedim, gerçek sebebi bilmediğin için sen istemedin.Ben de senden vazgeçemedim dedi....
Ayrıldık...
Böğüre böğüre ağladım.. Yastıkları ısırdım... İnanamadım.. Uyuyım, uyanıyım rüya olsun istedim... Uyuyamadım .. Günlerce ağladım..
Oysa gitmemişti. Arıyordu sürekli. İşyerimi gören bir otele yerleşmişti. Beni izliyordu. Bana ne kadar aşık olduğunu anlatıyordu...Konuşmak istiyordu.. Ama bitmişti... O, benim bebeğim, aslında başkasınınmış...
Bir gün iş çıkışı konuştuk.
Daha 22 yaşındayken, üniversite biter bitmez, babasına inat, artık büyüdüğünü, erkek olduğunu, koca adam olduğunu ispatlamak için o zamanki kız arkadaşıyla evlenmiş.İlk başlarda seviyormuş eşini. Ama çocuk olduktan sonra 4 ay yurtdışına çıkması gerekmiş. Ve geri döndüğünde eşini kendini tamamen dine vermiş, sohbetlere giderken bulmuş. O ise inançlıdır ama kapalı biriyle yapabilicek yapıda diildir. Ama kapanmak isteyen eşine "sen bilirsin" demiş. Eşi kapandıktan sonra ne sevdiği clublara gidebilmişler, ne denize girebilmişler. Evde sürekli ilahiler çalmaya başlamış. Eve alınan gazete değişmiş. İzlenen kanallar değişmiş. Yatak değişmiş...
Hayata bakışları değişmiş. Tek ortak noktaları çocukları olmuş. Eşi de artık onu eskisi kadar umursamıyormuş. Sevgileri bitmiş, saygıları kalmış.
Dayanamadım ve nolcaksa olsun dedim.. Benim hayatımın tek anlamı oydu..En iyi arkadaşım, süpermenim, üzüntümde sevincimde ilk aradığım oydu.En umutsuz anlarımda, en çıkmaz zamanlarımda inanılmaz çözümler sunan, yardımcı olan oydu.. Aşıktım..
Daha önce laf olsun diye "seni seviyorum" dediğim, terkettiğim çocuklar bana beddua etmişlerdi sanırım... "umarım bir gün aşık olursun" demişlerdi... VE AŞIKTIM.HEM DE EVLİ ÇOCUKLU BİR ERKEĞE....
1 yılı geçti. Hala aşığım. Üstelik eskisinden de çok. Boşan demedim, ama ayrılalım diye çok dedim. Ayrılamıyoruz, yapamıyoruz. Hele ben hiç yapamıyorum, mahvoluyorum.
Çok denedim...
Unutamadım...
İçkiye vurdum kendimi. Uyumak, ağlamamak için.. Çözüm değildi onun aşkını unutmama... Yeniden barıştık...
Çivi çiviyi söker dedim. Başka sevgili buldum. Yenii sevgilimle tatile gittim. Gittiğimiz yerde bi kaç saat içinde daraldım. Yeni sevgilimi sürekli onunla kıyaslıyordum O'nun gibi diildi işte..
O aradı. nerdesin? dedi. Hayatımda yeni bir var dedim. Olamaz dedi, izin veremem buna dedi. Olduğum şehre anında atladı geldi kaç km uzaktan. Kaçak gelin gibi; kaçtık ordan..Kaçırdı beni..Evime getirdi..Sen başkasının olursan ben her gün ölürüm dedi.
O başkasınındı ve ben de hergün ölüyordum...
Belki 500 kez ayrıldım. Her telefon görüşmemizde: Beni özledin mi, seviyor musun? dediğinde HAYIR dedim. Ama karşıma çıkmaktan vazgeçmedi. Benden vazgeçmedi. Ben de ondan vazgeçemedim.
Karına dön, onunla konuş, mutlu olmaya çalış dedim. Yapmadı. Eşiyle yaptığı telefon görüşmlerini yanımda yapmasını söyledim. Günde 1 veya 2 kere araşıyorlardı.Birbirleriyle nasılsın dışında bişiy konuşmuyorlardı.Çocuğuyla konuşuyordu; her gün yeni bir kelime öğrenmeye başlayan bebeğiyle ..
Eşine boşanmak istediğini söylemişti. İnanamadım, beni kandırma dedim. Yanımdan eşini aradı. Boşanma isteğinde kararlı olduğunu söyledi. Kadın: İntihar ederim bu çocuk babasız büyürse dedi. Yurtdışına kaçırırım dedi.. Ayrılmayalım benimle hiç konuşma ama boşanmış aile çocuğu olmasın çocuğumuz dedi.
Bana: Boşanırsam benimle evlenirmisin? dedi. Hayır, benim için boşanma sakın dedim.
Senin için boşanmıyorum, ben bu şekilde yaşayamam, onunla sevgimiz bitti, düşüncelerimiz farklılaştı, eve sadece çocuğumu görmek için gidiyorum, sürekli kavga var dedi.Çocuğun kavga ortamında büyümesi, sevgisiz ortamda büyümesini de istemiyorum dedi.
Eğer boşanacaksanız bu aşamada benimle olmanı istemiyorum,, dedim. Benim için yıkma yuvanı, o düşüncelere kapılmayalım, boşan, ondan sonra görüşelim dedim...
Ama eşi tehditlere , çocuğu kaçırırım, intihar ederimlere devam ediyor. O da çocuğunu görmemeye dayanamıyacağını söylüyor. Ayrılamıyor...Ne benden.. ne de eşinden...
Bense ona hergün bitti artık diyorum. Ayrıldık arama diyorum. Ama kalbim hala onun hala ona aşık...
Başka birisini nasıl sevicem bilemiyorum. Herkeste onu arıyorum.
Evlilikten korkuyorum.. Ya benim eşim de beni aldatırsa diye... Çünki evli bir erkeğin söyliyebileceği yalanları biliyorum artık. Anlarım evlenip de aldatılırsam.
Empati kurmaya çalışıyorum...
Eşinin yerinde olsam diyorum.. Bu kadar başıboş bırakmazdım.Aldatıldığımı anlar ona göre davranırdım. Ayda bi kaçgün eve giden bir eşim olsun istemezdim...
Aşkımın yerinde olsam...Bir orta yol bulur ayrılırdım...
Dışardan bakan biri olsam.. Bana çok kızardım
Kendi yerimde olsam...Hayata bir kez geliyorum, bir daha gelsem yine ona aşık olurdum.Ve elimde olsa her anımı ona sarılarak geçirirdim...
Ayrıyız tabi ki de yine...Arama beni dedim. Ama ayrılık içimizi acıtıyor. Canımızı yakıyor..Ben aramadan dursam da, o duramıyor. Merak ediyor, nerdeyim, nasılım. Yine yeni biri mi var hayatımda, diye...
Hala ilk öğrendiğim günki gibiyim...Böğüre böğüre ağlıyorum... Ve uyusam uyansam rüya olsa diyorum....
Belkıde anlattıgı gıbı degıldır.Çift taraflı dınlemek gerekır.Bir gün bir seminere katılacaktım. Seminerin başlamasını beklerken bankaya uğradım. Bankada bi çocukla gözgöze geldik ve gözlerimizi anında kaçırdık. Ama içimde bişiler aktı gitti o bir saniyeden bile kısa bakışmada. Daha sonra seminer salonunun önünde tekrar karşılaştık. Onun beklediği tarafa doğru yaklaştım. O da bana seminerin saat kaçta başlıyacağını sordu. Nerde çalışıyorsunuzlar, nerelisinizler... Aynı memleketli çıkmıştık. Şehrimizden km.lerce uzakta bulmuştuk birbirimizi. Kartımı verdim. Farklı şehirlerde ama rakip şirketlerde çalışıyorduk. Seminerde farklı yerlerde oturdk.Seminerden sonra tekrar karşılaştık. Vaktiniz varsa bi kahve içelim, konuyu tartışırız dedi. Ben de "biraz işlerim var, zannetmiyorum" dedim. İlk anda atlamak istemedim. Ama onu tekrar görebilmeyi de istedim. Hani biz bayanların "hayır" demesi aslında "evet" anlamına gelir ya ...Ayrıldıktan sonra gözüm hep telefondaydı. Dayanamıyacaktım. Yarım saat geçmişti ve dayanamadım, ben arıyacaktım.. Tam o sırada telim çaldı. İşiniz bittiyse kahve içelim mi, dedi. Karşı koyamadım. Benimle aynı şehirde yaşamıyormuş. Benim seçtiğim bir yere gittik. O kadar iyiydi ki.. Kendimi prensesler gibi hissediyordum. Aşık olmamıştım ama çok etkilenmiştim. Onunla kahve içip işyerime döndüm. İşçıkışı beni aldı. Çok güzel bir yere yemeğe gittik. Sonra da beni evime bıraktı. Gitmeni istemiyorum, hadi bi yerlere gidelim eğlenmeye dedi. Güvenemedim yeni tanıştığımız için. Hayır dedim; içim EVET derken. Eve çıktım. Aşağıda bekliyorum dedi. Hazırlandım gece için, ama kararsızdım. En sonunda kalbim mantığımı yendi ve o gece onunla çıktım. Çok güzel bi club'a gittik. Dans etmeyi çok seviyordu, ben tedirgin olduğumdan dolayı dans etmedim. İçki içmedi. Ben bir kadeh şarap içtim. Bana "banka-seminer bir tesadüf, bu seminerde olmam, seni görmem çok büyük bir şans"dedi. Beni tanımadığını ama ilk gördüğü anda hoşlandığını söyledi. Kız arkadaşı olmamı istediğini çok güzel cümlelerle söyledi. Clubdan eve doğru gelirken elimi tuttu... İzin verdim tutmasına. Evin önüne geldiğimizde saat çok geç olmuştu. O saatte otele gitmesini istemedim. Eve davet ettim. Ona misafir odamdaki yatakta yatabileceğini söyledim. Ben de odama çekildim. Gece uyandığımda üstü açık soğuktan büzüşmüş bir şekilde uyuyordu. Dayanamadım saçını okşadım yanağından öptüm. Uyandı ve sarıldı.. O gün sarılarak uyuduk.
Ertesi gün vazgeçmiştim herşeyden. Kendime çok kızmıştım tanımadığım birini evime aldığım için. Çünki şu yaşıma kadar kalbim hiç konuşmamıştı. Kalbimin dili yoktu. Mantığımın çenesi çok düşmüştü ve dominant olandı...
Sabah beni işe bıraktığında devam etmesini istemediğimi söyledim. Ayrıldık. Ama o gün tesadüfen tekrar karşılaştık.Kader bi şekilde karşılaştırıyordu koca şehirde.
Ayrılamadım.. Devam ettik. Çok güzel 2,5 ay geçirdik. Bu şehirde yaşamadığı için 10 gün kalıyor 3-4 gün gidiyor ve tekrar geliyordu. Prensesler gibiydim. Kapris yaparsam çekiyor, gezmekten eğlenmekten zevk alıyordu. Her haftasonu başka şehirleri gezmeye görmeye gittik. Arkadaşlarımla tanışmak istiyordu, tanıştırdım. Herkes onu çok sevdi.
Mükemmel giden bu ilişkide bir gariplik vardı..
Bazen telefonları çalıyor, benden uzaklaşıp konuşuyordu. Sıkıcı bunaltıcı sevgili olmak istemedim: Kimdi arayan hım? Çabuk söyle, diyen biri olmak istemedim...
Ama bir gün dayanamadım? Başka biri mi var, diye sordum. Hayır,işimle ilgili konuşmalar dedi.
Yine bigün arabada giderken telefonu çaldı. Arabayı sağa çekti, indi ve konuşmaya başladı. ben de müziği kıstım ve camı açtım konuşmalarını dinledim. İşle ilgiliydi gerçekten de. Rakip şirketlerde çalıştığımız için bu davranışını normal karşıladım.
Aşık olmuştum. Gülüşüne, konuşmasına, temizliğine, çatalı tutuşuna, peçeteyle ağzını silişine, sinirlenişine, öpüşüne, sevişmesine..Herşeyine..O kadar anlayışlıydı ki...Ah keşke sevgilim şöyle olsa böyle olsa dediğim özelliklerin 1000 kat fazlası vardı onda...
Ben bakireyim ve erkeklere güvensiz yaşamış bir kız olduğum için kimsenin bana dokunmasına izin vermemiştim. Daha önce 3 yıl süren bir ilişkim olmuştu ama o ilişkide bile arkadaş gibi davranmasına izin vermiştim. Ama yeni sevgilimin bana dokunması, sarılması, beni öpmesi o kadar çok hoşuma gidiyordu ki. 10 gün bizi yatağa bağlasalar öylece sarılıp kalabilirdik. İkimiz de bu düşüncedeydik. O işlerini uzaktan hallediyordu. Ama mutlaka her sabah kalkıp beni işime bırakıyordu. Akşam alıyordu.. Evde yemek yapmamı kesinlikle istemiyordu-zaten beceremiyorum da :)
Bi kere gereksiz bir sebepten dolayı benden ayrılmak istedi. Herşeyden vazgeçerim ama gururumdan asla diyen ben; yalvardım ayrılmasın diye..Çok seviyorum seni ama ayrılalım dedi.. Yalvardım.. Ayrılmadık....Gereksiz bir sebepten dolayı ruh ikizimden ayrılamazdım..Harcayamazdım bu ilişkiyi bu kadar kolay.. O farklıydı. Herkesten farklı,benimle aynı. Espri anlayışı, yaratıcı fikirli olması, eğlenmeyi gezmeyi sevmesi...
2,5 ay sonra bir haftasonu şehirdısı gezimizden dönüyorduk. O hafta bende kalacaktı. Ama dönüş yolunda yine o telefonlardan geldi. İndi konuşmaya başladı.. Çok uzaklara gitti...
Döndüğünde: İşlerde terslik olmuş, benim gitmem gerekiyor dedi.
Başka biri vardı anlamıştım...
Peki, dedim...
Eve bıraktı. Mahvolmuş, yıkılmıştım. İnternetten adını soyadını yazdım. Bir araba satış sitesinde adı vardı. Mail adresi de adının yanında bir bayan ismiyleydi. Şimdi isim yazamıyorum ama: ÖR: aliayse@hotmail.com gibi... ilan 2005te verilmişti. Acaba eski sevgilisi miydi. Yoksa evli miydi....
Aradı..
-Kusura bakma nolur, İşleri yoluna koyar koymaz gelicem dedi.
-Evlisin diil mi? (Zarf attım)
Tamamen bir zarftı. Hayır demesini bekliyordum.
-Evet dedi...
Düşüp bayılacaktım sanki...Aşık olduğum, günlerini benimle geçiren çocuk evliydi.
-1.5 yaşında da bir çocuğum var...
Yıkılmıştım... Mahvolmuştum. O benim bebeğimdi, onun nasıl bir bebeği olabilirdi?? Şaka mıydı?
-Evet ne kadar kızsan haklısın. Çok söylemek istedim, ayrılacağını bildiğim için söyleyemedim. Ayrılmak istedim, gerçek sebebi bilmediğin için sen istemedin.Ben de senden vazgeçemedim dedi....
Ayrıldık...
Böğüre böğüre ağladım.. Yastıkları ısırdım... İnanamadım.. Uyuyım, uyanıyım rüya olsun istedim... Uyuyamadım .. Günlerce ağladım..
Oysa gitmemişti. Arıyordu sürekli. İşyerimi gören bir otele yerleşmişti. Beni izliyordu. Bana ne kadar aşık olduğunu anlatıyordu...Konuşmak istiyordu.. Ama bitmişti... O, benim bebeğim, aslında başkasınınmış...
Bir gün iş çıkışı konuştuk.
Daha 22 yaşındayken, üniversite biter bitmez, babasına inat, artık büyüdüğünü, erkek olduğunu, koca adam olduğunu ispatlamak için o zamanki kız arkadaşıyla evlenmiş.İlk başlarda seviyormuş eşini. Ama çocuk olduktan sonra 4 ay yurtdışına çıkması gerekmiş. Ve geri döndüğünde eşini kendini tamamen dine vermiş, sohbetlere giderken bulmuş. O ise inançlıdır ama kapalı biriyle yapabilicek yapıda diildir. Ama kapanmak isteyen eşine "sen bilirsin" demiş. Eşi kapandıktan sonra ne sevdiği clublara gidebilmişler, ne denize girebilmişler. Evde sürekli ilahiler çalmaya başlamış. Eve alınan gazete değişmiş. İzlenen kanallar değişmiş. Yatak değişmiş...
Hayata bakışları değişmiş. Tek ortak noktaları çocukları olmuş. Eşi de artık onu eskisi kadar umursamıyormuş. Sevgileri bitmiş, saygıları kalmış.
Dayanamadım ve nolcaksa olsun dedim.. Benim hayatımın tek anlamı oydu..En iyi arkadaşım, süpermenim, üzüntümde sevincimde ilk aradığım oydu.En umutsuz anlarımda, en çıkmaz zamanlarımda inanılmaz çözümler sunan, yardımcı olan oydu.. Aşıktım..
Daha önce laf olsun diye "seni seviyorum" dediğim, terkettiğim çocuklar bana beddua etmişlerdi sanırım... "umarım bir gün aşık olursun" demişlerdi... VE AŞIKTIM.HEM DE EVLİ ÇOCUKLU BİR ERKEĞE....
1 yılı geçti. Hala aşığım. Üstelik eskisinden de çok. Boşan demedim, ama ayrılalım diye çok dedim. Ayrılamıyoruz, yapamıyoruz. Hele ben hiç yapamıyorum, mahvoluyorum.
Çok denedim...
Unutamadım...
İçkiye vurdum kendimi. Uyumak, ağlamamak için.. Çözüm değildi onun aşkını unutmama... Yeniden barıştık...
Çivi çiviyi söker dedim. Başka sevgili buldum. Yenii sevgilimle tatile gittim. Gittiğimiz yerde bi kaç saat içinde daraldım. Yeni sevgilimi sürekli onunla kıyaslıyordum O'nun gibi diildi işte..
O aradı. nerdesin? dedi. Hayatımda yeni bir var dedim. Olamaz dedi, izin veremem buna dedi. Olduğum şehre anında atladı geldi kaç km uzaktan. Kaçak gelin gibi; kaçtık ordan..Kaçırdı beni..Evime getirdi..Sen başkasının olursan ben her gün ölürüm dedi.
O başkasınındı ve ben de hergün ölüyordum...
Belki 500 kez ayrıldım. Her telefon görüşmemizde: Beni özledin mi, seviyor musun? dediğinde HAYIR dedim. Ama karşıma çıkmaktan vazgeçmedi. Benden vazgeçmedi. Ben de ondan vazgeçemedim.
Karına dön, onunla konuş, mutlu olmaya çalış dedim. Yapmadı. Eşiyle yaptığı telefon görüşmlerini yanımda yapmasını söyledim. Günde 1 veya 2 kere araşıyorlardı.Birbirleriyle nasılsın dışında bişiy konuşmuyorlardı.Çocuğuyla konuşuyordu; her gün yeni bir kelime öğrenmeye başlayan bebeğiyle ..
Eşine boşanmak istediğini söylemişti. İnanamadım, beni kandırma dedim. Yanımdan eşini aradı. Boşanma isteğinde kararlı olduğunu söyledi. Kadın: İntihar ederim bu çocuk babasız büyürse dedi. Yurtdışına kaçırırım dedi.. Ayrılmayalım benimle hiç konuşma ama boşanmış aile çocuğu olmasın çocuğumuz dedi.
Bana: Boşanırsam benimle evlenirmisin? dedi. Hayır, benim için boşanma sakın dedim.
Senin için boşanmıyorum, ben bu şekilde yaşayamam, onunla sevgimiz bitti, düşüncelerimiz farklılaştı, eve sadece çocuğumu görmek için gidiyorum, sürekli kavga var dedi.Çocuğun kavga ortamında büyümesi, sevgisiz ortamda büyümesini de istemiyorum dedi.
Eğer boşanacaksanız bu aşamada benimle olmanı istemiyorum,, dedim. Benim için yıkma yuvanı, o düşüncelere kapılmayalım, boşan, ondan sonra görüşelim dedim...
Ama eşi tehditlere , çocuğu kaçırırım, intihar ederimlere devam ediyor. O da çocuğunu görmemeye dayanamıyacağını söylüyor. Ayrılamıyor...Ne benden.. ne de eşinden...
Bense ona hergün bitti artık diyorum. Ayrıldık arama diyorum. Ama kalbim hala onun hala ona aşık...
Başka birisini nasıl sevicem bilemiyorum. Herkeste onu arıyorum.
Evlilikten korkuyorum.. Ya benim eşim de beni aldatırsa diye... Çünki evli bir erkeğin söyliyebileceği yalanları biliyorum artık. Anlarım evlenip de aldatılırsam.
Empati kurmaya çalışıyorum...
Eşinin yerinde olsam diyorum.. Bu kadar başıboş bırakmazdım.Aldatıldığımı anlar ona göre davranırdım. Ayda bi kaçgün eve giden bir eşim olsun istemezdim...
Aşkımın yerinde olsam...Bir orta yol bulur ayrılırdım...
Dışardan bakan biri olsam.. Bana çok kızardım
Kendi yerimde olsam...Hayata bir kez geliyorum, bir daha gelsem yine ona aşık olurdum.Ve elimde olsa her anımı ona sarılarak geçirirdim...
Ayrıyız tabi ki de yine...Arama beni dedim. Ama ayrılık içimizi acıtıyor. Canımızı yakıyor..Ben aramadan dursam da, o duramıyor. Merak ediyor, nerdeyim, nasılım. Yine yeni biri mi var hayatımda, diye...
Hala ilk öğrendiğim günki gibiyim...Böğüre böğüre ağlıyorum... Ve uyusam uyansam rüya olsa diyorum....
Offfffff hepte yorumu gonderınce goruyorummm konu sahıbı yazsa keske naptılar acaba hala mımemmelmı o adamKonunun 10 yıllık olduğunu farketmeyip yorum yapanları böyle okuyorum
Ben başka şeye değindim o yüzden ogretmenimKonunun 10 yıllık olduğunu farketmeyip yorum yapanları böyle okuyorum
kiza degil zaten kucuk cocuga annesine uzuldum sanane ayrica cikaririm cikarmam eski konuyu eski konu uzerinden cok konusan var yani sen gormek istemiyirsan eski konuyu okuma cevap da yazma sikah mi dayadim kafana yaz diyeKonu seneler önce açılmış ve üye burada değil, eski konuları çıkarmayın ortaya.
Neye üzüldünüz ? Evli olduğunu öğrendikten sonra hala ayrılmayı beceremeyen insanlar insan değildir , hepsi bu.
Kimisi çok dramatik anlatarak yol arar kendine kimisi başka bir şekilde.
Hepsinin adı sonuçta metres oluyor iste. Aldatan şeref yoksunu , haysiyetsizde başrolde geziyor.
Ayy bosyere mi uzun uzun cevap yazdim ben?Ben başka şeye değindim o yüzden ogretmenim
Eski konuymuşÇok haklısınız. Ben de hep benim taraf için kötü sözler söylerdim. Büyük konuştum. Şimdi bu taraftayım işte...
Eşi keşke dese,eşi sitem etse.. O eşine dönse.. Ben de "demek ki eşini seviyormuş, benimle oynamış, eğlenmiş" desem.. Bu durumu atlatsam
Eşi benimle ilgilenmiyorsun, eve gelmiyorsun, beni aldatıyor musun dese..keşke dese.. Hiç bir şey söylemiyor. Çoğu zaman nerdesin bile demiyor...
Ben ona her zaman evine git, eşinle anlaş, düzelt, kurtar evliliğini diyorum. O da, eşim ilk evlendiğimiz zamankinden çok farklı, bambaşka biri, ben orda olmak istesem olurdum diyor. Ama eşi herşeye günah diyormuş, dini sohbetlere gidiyormuş, annesinin evinden çıkmıyormuş, annesi ve ablasıyla ayrı yapamıyormuş.
Ben de bunları beni kandırmak için söylüyor zannediyordum.Ama hepsini ispatladı. İspatla dedim eskiden nasıldınız şimdi nasılsınız ispatla, dedim. Telefon görüşmeleri yaptı ispatlamak için. Çok değiştin, inadına gittin kapandın dedi. Eşi "hiç bişi değişmedi" dedi. O da: "Şimdi istesem seninle denize girebilecek miyim? Bir yere gidip dansedebilecek miyim? Karşılıklı içkimizi içebilecek miyiz eskisi gibi?" dedi. Kadın da haşemayla girerim denize dedi.
Güldü sadece güldü... Yanında haşemalı biriyle denize girecek görüşte biri diil. Haşemalıları kınamıyorum kesinlikle... Ama yaşam tarzları değişmiş ...
Dediğim gibi, bakireyim. Eşini sırf aldatmak için aldatan bi erkek 1 yılı geçkin bi süredir kapımda neden dolaşıyor? Neden telefonlarını açmadığım zaman deli oluyor? Tüm arkadaşlarımı arıyor.. "Bişi mi oldu? Açsın telefonunu nolur söyleyin "diyor...Bir bakıyorum iş çıkışı ofisin önünde bekliyor, bir bakıyorum sabah apartmanın otoparkında bekliyor, bir bakıyorum mesaj atıyor, kırmızı kazak yakışmış diyor.. Uzaktan da olsa izlediğini anlıyorum....
Benim onun aşkından şüphem yok... Evet başlarda vardı ama... AŞIĞIZ işte.. şu an ayrı da olsak başka çatı altlarında kalplerimiz birbirimiz için acı çekiyor...