Teşekkür ederim. Eklediğim önceki konuda da belirtmiştim. Normalde alıyordum fakat şu an alamıyorum.Major depresyon kriz doneminde gibisiniz, cok benzer bir surecten gectim oradan biliyorum.Kavganiz aslinda kendinizle, bir ic hesaplasma , yüzleşme. En kisa surede destek almalısınız. Geçiyor ama eski siz olmuyorsunuz artik
Yazdiklarinizi okurken üzüldüm. Biz kücükken cocuklarin dayak yemesi maalesef normal görünüyordu. Ben eskiden bunun neden böyle oldugunu hic anlamiyordum ama insan sorgulamaya baslayinca aslinda neyin deden oldugunu gayet cabuk anliyor. Size bir örnek verigim bir tanidigimdan. Adamin yasi baya büyük. Cocukken köyde kücük bir hatasi üzeri annesi onun boynundan bir iple tavana dogru yukari cekmis. Bildiginiz asmis yani biraz nefessiz birakip indirip tekrar yukari cekmis sirf cezalandirmak icin. Bir akrabagim var mesela. Cocukken amcasi onu odunla dövmüs. Onunda öyle suc sayacak birseyi de yoktu. Böyle yetistirilen ebeveynlerimiz var. Kimisi bu travmalarin üstünden gelip cocugunu siddetsiz yetistirir. Kimisi bu travmalari tekrar eder kendi cocuklarinda. Anneniz aslinda ne oldugunu gayet biliyor ve bunun icin hemen savunmaya geciyor, cünkü oda aslinda o davranislarin ne kadar yalnis oldugunu biliyor, ama onlarin cocuklugunda ebeveyn ne yaparsa yapsin cocuktan özür dilemezdi. O yüzden durumlari olmamis gibi göstermeye calisiyor. Bence siz önce kendiniz icin profesyonel destek alin. Belli bir noktadan sonra ebeveynlerin bizim ihtiyaclarimiza yetismeyeceklerini kabul etmemiz lazim. Ama soru su: Siz nasil iyileseceksiniz ve bundan sonra hayatinizi nasil yöneteceksiniz?
Öncelikle bu güzel paylaşımınız için çok teşekkür ediyorum.Haftalar önce bir konu açmıştım (Becerebilirsem buraya eklerim, hatırlayan olursa diye) . Okuduğum mesajlarınız bana iyi geldi. Şimdi bu konuyu açıyorum çünkü çok bunaldım ve sanırım paylaşım yaptıktan sonra aşağıda "Evet, haklısın." yazılarını görmeye ihtiyaç duyuyorum.
Yaptığım paylaşım buydu. Sorunum şu ki şimdilerde sürekli annem ile kavga ediyorum. Çünkü zaman geçtikçe sanıyorum daha tahammülsüz oldum ve çocukken sinip sustuğum ne varsa bugün bağırmak ihtiyacındaymışım gibi hissediyorum. Ona açık açık onu sevmediğimi ve bundan sonra onu görmezsem çok mutlu olacağımı söylüyorum. Karşılığında saatlerce ne kadar saygısız, nankör, hayırsız olduğumu dinliyorum. Hayatında benim gibi annesine düşman başka bir kız çocuğu daha görmemiş. Onun değerini, o öldükten sonra anlayacakmışım ama çok geç olacakmış. Peki hangi değeri?
Ben şiddet görürken neden hep sustuğunu ve izlediğini soruyorum mesela. Başta bu şiddet olayını tamamen inkar ediyor. Sanırım onun için de babam kişisi için de şiddet bir insanı ağaca asıp kırbaçlamak galiba. Daha hafifleri şiddet tanımına girmiyor. Sonra beş on büyük olayı hatırlatıyorum. Herkesin çocuğunu dövdüğünden falan bahsediyor, bilmem hangi çocukların anne baba tarafından nasıl dövüldüğünü anlatıyor. Bu şiddeti normal karşılamam gerektiği yaklaşımı karşısında daha çok çıldırıyorum. Şiddet normal değil. Sağlıklı insan davranışı değil. Bunun bilincinde olmak için çok muhteşem bir zekaya sahip olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Daha da zorladığımda saçma sapan onlarca şey daha duyuyorum. "Ben sana hiç el kaldırdım mı, sinirlenince babanla beni bir kefeye koyuyorsun sadece onu suçla." diyor bir. Bir huzurumuz bozulmasın istedim diyor, bir benim söz hakkım yoktu diyor, bir bilmem ne diyor. Anne olunca beni de görecekmiş. Pardon ama neyi görecekmiş? Farz edelim ki ben anne oldum yıllar sonra ve ondan bile daha beter bir anne oldum, bu onun da kötü anne olduğu gerçeğini değiştirecek mi?
Babam dünyanın görüp görebileceği en pislik yaratık. O da çok hoş zamanlar geçirmedi, bunu inkar etmiyorum. Ama bir kere bile bana kendini siper etmedi hiçbir şey için. Bir zamanlar bir kedi beslemiştik. Kedinin hamile olduğunu aylar sonra fark ettim. Sonra birden değişti, doğum sancısı çekiyor olduğunu fark ettik. Yavrularına nasıl sahip çıktığını, koca koca insanların karşısında nasıl panter kesildiğini anımsıyorum.
Sonra benim neden istediğim okula gidemediğimi sorguluyorum. Okuduğum okullar en iyi okullarmış. Böyle hep nereye gittiysem kazanmamışım da şansa gitmişim, nankörlük yapmamalıymışım gibi anlatıyor.
Geçen kardeşim "Tüm kadınlar çalışıyor. Sen neden çalışmıyorsun?" diye sordu ve "Bu yaşta (46) çalışmamı mı istiyorsunuz, sizde namus yok mu?" yanıtını aldı. Evlendiğinden beri çok iğrenç bir evliliği olmasına rağmen çalışmak fikri aklından hiç geçmedi. Bundan on yıl öncesinde de ben tarafından çalış ve boşan, kurtulalım fikri her çıktığında sanki küfretmişim gibi davranırdı yani şu an ki yaşına özel değil. Her zaman bize bir maaşı olsa baba kişisini anında kapının önüne koyacağını falan söyler. İyi dd kimin durup dururken bir maaşı oluyor ki? Burada benim iki üç katım yaşında olan çalışan kadınlar var ve belki bu yazdıklarımı okuyanı vardır. Allah aşkına emeklilik yaşı belli, zaten bu yaşlar hepimizin çalışması gereken normal yaşlar, şu an çalışan kadınlar çalışıyor diye çocukları namussuzluk mu yapmış oluyor?
Bir de çok mutsuzsam neden her dışarı çıktığımda, geçen yıllarda okula staja gittiğimde saatlerce kendimi süslediğimi soruyor. Evet, kendimle uğraşmayı seviyorum. Gittiğim her yerde de hep çok dikkat çektim, hep tonla iltifat aldım. Çünkü kendimden başka sevdiğim değer verdiğim kimsem yok. Üzgün ve mutsuz olduğumu ifade etmek için okula geceliğimle mi gitmeliydim mesela?
Bunlar gibi yüzlerce şey sayabilirim. "Sınava odaklanman gerekiyor, niye böyle tartışmalara giriyorsun? Her şey belli zaten. " diyor iç sesim. Ama elimde değil. Gerçekten elimde değil yani o kadar çok sustum ki nefretimi biraz daha içimde taşıyamıyorum.
Aklım " Sadece sen haklısın. Ne desen haklısın." diyor. Ama bazen çok zorladığımda ağlayıp sızlanmaya başlıyor. Acaba çok mu katı davranıyorum diye de içimde bir yer bir miktar sızlıyor ama bu inanılmaz kısa sürüyor.
Çevrede de "Kızın çalışmaya başlayınca sana da yardım eder, rahatlarsınız." diyenler var. Onlar beni daha da çok cinnetlik moda getiriyor. Bana kim yardım etti? Benim için kim fedakarlık yaptı? Üstelik çok iyi anne babaların bile çocukları yaşlılıkları için yatırım olarak gördükleri bir gençlik projesi değil, olmamalı. Kaldı ki bunlar...
Babamı soracak olursanız, onunla geçmişte çok şiddetli kavgalarımız oldu. Artık onun suratına bakmak bile içimden gelmiyor.
Yüksek ihtimal bu satırlara kadar dayanıp inen olmadı. Ama olsun, en azından içimi dökmüş oldum.
Sanırım önce ki konumu da okudunuz.
Aslında sorun şu ki büyük annelerim ve büyük babalarım evet çok cahiller, evet ataerkilliğin en büyük örnekleri ama şiddet yanlısı değiller. Bu söylediğinizi terapist de söylemişti. Onların da çocukluğuna insek kim bilir neden böyleler, her şey bir süreç dedi. Ama gerçekten onlar da şiddet yok. Mesela dedem, anneme sadece bir defa elinde ki değneği fırlatmış. Onun dışında fiske vurmamış. Kaldı ki ben mesela şiddet dolu bir ortamda büyüdüm. Ama gidip kardeşime vurmaya çalışmıyorum mesela. Onlar arınamamışlar da sanki daha da iğrenç bir kimliğe bürünmüşler. Ya da şöyle önce ki konuda bahsetmiştim. Dedem hacıdır ama babam kumar, kadın ticareti olayları, içki (alkolik boyutu tabi) , elinden ağzından her türlü pislik gelir. Zaten psikolojik bir hastalığı olduğuna da neredeyse eminim. Hiçbir şekilde normal değil.
Onları asla affetmem. Ama dediğinizi yine terapist söylemişti. "Bir gün ayrılacaksınız belki o evden ama bugüne bakalım. Onlarla yaşamak zorundasınız. Ve bunu en hasarsız nasıl yapabilirsiniz, buna bakmalıyız." demişti. Sanırım en çok savunma mekanizmaları sinirlerimi bozuyor.
Tekrardan teşekkür ederim. Geçmiş olsun size de.
Haftalar önce bir konu açmıştım (Becerebilirsem buraya eklerim, hatırlayan olursa diye) . Okuduğum mesajlarınız bana iyi geldi. Şimdi bu konuyu açıyorum çünkü çok bunaldım ve sanırım paylaşım yaptıktan sonra aşağıda "Evet, haklısın." yazılarını görmeye ihtiyaç duyuyorum.
Yaptığım paylaşım buydu. Sorunum şu ki şimdilerde sürekli annem ile kavga ediyorum. Çünkü zaman geçtikçe sanıyorum daha tahammülsüz oldum ve çocukken sinip sustuğum ne varsa bugün bağırmak ihtiyacındaymışım gibi hissediyorum. Ona açık açık onu sevmediğimi ve bundan sonra onu görmezsem çok mutlu olacağımı söylüyorum. Karşılığında saatlerce ne kadar saygısız, nankör, hayırsız olduğumu dinliyorum. Hayatında benim gibi annesine düşman başka bir kız çocuğu daha görmemiş. Onun değerini, o öldükten sonra anlayacakmışım ama çok geç olacakmış. Peki hangi değeri?
Ben şiddet görürken neden hep sustuğunu ve izlediğini soruyorum mesela. Başta bu şiddet olayını tamamen inkar ediyor. Sanırım onun için de babam kişisi için de şiddet bir insanı ağaca asıp kırbaçlamak galiba. Daha hafifleri şiddet tanımına girmiyor. Sonra beş on büyük olayı hatırlatıyorum. Herkesin çocuğunu dövdüğünden falan bahsediyor, bilmem hangi çocukların anne baba tarafından nasıl dövüldüğünü anlatıyor. Bu şiddeti normal karşılamam gerektiği yaklaşımı karşısında daha çok çıldırıyorum. Şiddet normal değil. Sağlıklı insan davranışı değil. Bunun bilincinde olmak için çok muhteşem bir zekaya sahip olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Daha da zorladığımda saçma sapan onlarca şey daha duyuyorum. "Ben sana hiç el kaldırdım mı, sinirlenince babanla beni bir kefeye koyuyorsun sadece onu suçla." diyor bir. Bir huzurumuz bozulmasın istedim diyor, bir benim söz hakkım yoktu diyor, bir bilmem ne diyor. Anne olunca beni de görecekmiş. Pardon ama neyi görecekmiş? Farz edelim ki ben anne oldum yıllar sonra ve ondan bile daha beter bir anne oldum, bu onun da kötü anne olduğu gerçeğini değiştirecek mi?
Babam dünyanın görüp görebileceği en pislik yaratık. O da çok hoş zamanlar geçirmedi, bunu inkar etmiyorum. Ama bir kere bile bana kendini siper etmedi hiçbir şey için. Bir zamanlar bir kedi beslemiştik. Kedinin hamile olduğunu aylar sonra fark ettim. Sonra birden değişti, doğum sancısı çekiyor olduğunu fark ettik. Yavrularına nasıl sahip çıktığını, koca koca insanların karşısında nasıl panter kesildiğini anımsıyorum.
Sonra benim neden istediğim okula gidemediğimi sorguluyorum. Okuduğum okullar en iyi okullarmış. Böyle hep nereye gittiysem kazanmamışım da şansa gitmişim, nankörlük yapmamalıymışım gibi anlatıyor.
Geçen kardeşim "Tüm kadınlar çalışıyor. Sen neden çalışmıyorsun?" diye sordu ve "Bu yaşta (46) çalışmamı mı istiyorsunuz, sizde namus yok mu?" yanıtını aldı. Evlendiğinden beri çok iğrenç bir evliliği olmasına rağmen çalışmak fikri aklından hiç geçmedi. Bundan on yıl öncesinde de ben tarafından çalış ve boşan, kurtulalım fikri her çıktığında sanki küfretmişim gibi davranırdı yani şu an ki yaşına özel değil. Her zaman bize bir maaşı olsa baba kişisini anında kapının önüne koyacağını falan söyler. İyi dd kimin durup dururken bir maaşı oluyor ki? Burada benim iki üç katım yaşında olan çalışan kadınlar var ve belki bu yazdıklarımı okuyanı vardır. Allah aşkına emeklilik yaşı belli, zaten bu yaşlar hepimizin çalışması gereken normal yaşlar, şu an çalışan kadınlar çalışıyor diye çocukları namussuzluk mu yapmış oluyor?
Bir de çok mutsuzsam neden her dışarı çıktığımda, geçen yıllarda okula staja gittiğimde saatlerce kendimi süslediğimi soruyor. Evet, kendimle uğraşmayı seviyorum. Gittiğim her yerde de hep çok dikkat çektim, hep tonla iltifat aldım. Çünkü kendimden başka sevdiğim değer verdiğim kimsem yok. Üzgün ve mutsuz olduğumu ifade etmek için okula geceliğimle mi gitmeliydim mesela?
Bunlar gibi yüzlerce şey sayabilirim. "Sınava odaklanman gerekiyor, niye böyle tartışmalara giriyorsun? Her şey belli zaten. " diyor iç sesim. Ama elimde değil. Gerçekten elimde değil yani o kadar çok sustum ki nefretimi biraz daha içimde taşıyamıyorum.
Aklım " Sadece sen haklısın. Ne desen haklısın." diyor. Ama bazen çok zorladığımda ağlayıp sızlanmaya başlıyor. Acaba çok mu katı davranıyorum diye de içimde bir yer bir miktar sızlıyor ama bu inanılmaz kısa sürüyor.
Çevrede de "Kızın çalışmaya başlayınca sana da yardım eder, rahatlarsınız." diyenler var. Onlar beni daha da çok cinnetlik moda getiriyor. Bana kim yardım etti? Benim için kim fedakarlık yaptı? Üstelik çok iyi anne babaların bile çocukları yaşlılıkları için yatırım olarak gördükleri bir gençlik projesi değil, olmamalı. Kaldı ki bunlar...
Babamı soracak olursanız, onunla geçmişte çok şiddetli kavgalarımız oldu. Artık onun suratına bakmak bile içimden gelmiyor.
Yüksek ihtimal bu satırlara kadar dayanıp inen olmadı. Ama olsun, en azından içimi dökmüş oldum.
"Bari kapıya sandalye alıp koyalım, ışıklar takalım dedim o bile yok" yazmışsınız, özellikle o kısma çok üzüldüm.Haklisiniz tabi O izler hiç.bitmiyor ama unutarak insan yaşamaya çalışıyor dönem dönem aklına geliyor yasanilanlar insan çıldırmış şekilde aglaliyiveriyor .benim çocukluk dönemimde çok sancılı geçti annem var ama anne sevgisi bilmiyorum sevmezdi sürekli baskı yapar eleştirir iletişim kesinlikle kurmaz konuşamazsın şimdi kaç yaşına geldim 35 yaş hala annemle konuşamam sıkıntım olsa tek başıma halletmeye çalışırım hayat çok zor neler yaşıyorsun ihtiyaç duyuyorsun toplum içine giriyorsun eleştiriliyosun bayan olmaktan bile utanıyorum benn adet olsam sancim olsa onu bile söylemem utanırım evlendim hamile kaldım ınsan sevinir degilmi ben ağlıyorum nasıl söyleyecem neyapcam diye zor süreçler. Evlenmem bile rast gele kına geçemde agladim hicbiyer tutulmadı bari kapıya sandalye alıp koyalım ışıklar takalım dedim yok o bile değersiz şekilde oldu ya neler var neler deler geçer
Konuda yazmıştım galiba, yaşım 23.Şimdiki duyarlılığınızla o zamanları sorgulamamanızı tavsiye ederim. Üstte bir arkadaş yazmış annesi çocuğu iple boğup nefessiz bıraktı diye. O zamanlar muhtemelen anneniz bunları görüp babanızın dayağını normal karşılıyordu. Ne var canım herkes atıyor bir iki tokattan bir şey olmaz diye diye çocuk büyütüyorlardı.
Annemin beni büyüttürken yaptığı şeyleri sıralasam şok olursunuz ama şu an kızımın üzerine titriyor, beni ne kadar görmezden geldiyse kızımı o kadar önemsiyor. Çocukluk travmalarıma sarılıp önüme bakıyorum. Keşke olmasaydı, keşke sevgi dolu bir ailede büyüseydik ama bunu da hayatta size nasıl anne olmamanız gerektiğini gösterecek bir yol gibi düşünün.
Babanızla görüşmemekte haklısınız. Yaşınız genç sanırım, zaman geçtikçe annene hak vermeye başlayacak ve onu anlayacaksın. Bir tarafın hep buruk kalacak o ayrı.
Şimdiki duyarlılığınızla o zamanları sorgulamamanızı tavsiye ederim. Üstte bir arkadaş yazmış annesi çocuğu iple boğup nefessiz bıraktı diye. O zamanlar muhtemelen anneniz bunları görüp babanızın dayağını normal karşılıyordu. Ne var canım herkes atıyor bir iki tokattan bir şey olmaz diye diye çocuk büyütüyorlardı.
Annemin beni büyüttürken yaptığı şeyleri sıralasam şok olursunuz ama şu an kızımın üzerine titriyor, beni ne kadar görmezden geldiyse kızımı o kadar önemsiyor. Çocukluk travmalarıma sarılıp önüme bakıyorum. Keşke olmasaydı, keşke sevgi dolu bir ailede büyüseydik ama bunu da hayatta size nasıl anne olmamanız gerektiğini gösterecek bir yol gibi düşünün.
Babanızla görüşmemekte haklısınız. Yaşınız genç sanırım, zaman geçtikçe annene hak vermeye başlayacak ve onu anlayacaksın. Bir tarafın hep buruk kalacak o ayrı.
haklısınız birçok çocuk sahibi olamayan aslında olsa mükemmel ebeveyn olacak insanlar varken böyle insanların neden anne baba olduğunu düşünmüşümdür hep. annenizin bu davranışları kendisinin de çocukluktan böyle gördüğünü ve sebebinin eğitimsizlik olduğunu düşünüyorum. keşke herşey farklı olsaydı, hepimiz için...Haftalar önce bir konu açmıştım (Becerebilirsem buraya eklerim, hatırlayan olursa diye) . Okuduğum mesajlarınız bana iyi geldi. Şimdi bu konuyu açıyorum çünkü çok bunaldım ve sanırım paylaşım yaptıktan sonra aşağıda "Evet, haklısın." yazılarını görmeye ihtiyaç duyuyorum.
Yaptığım paylaşım buydu. Sorunum şu ki şimdilerde sürekli annem ile kavga ediyorum. Çünkü zaman geçtikçe sanıyorum daha tahammülsüz oldum ve çocukken sinip sustuğum ne varsa bugün bağırmak ihtiyacındaymışım gibi hissediyorum. Ona açık açık onu sevmediğimi ve bundan sonra onu görmezsem çok mutlu olacağımı söylüyorum. Karşılığında saatlerce ne kadar saygısız, nankör, hayırsız olduğumu dinliyorum. Hayatında benim gibi annesine düşman başka bir kız çocuğu daha görmemiş. Onun değerini, o öldükten sonra anlayacakmışım ama çok geç olacakmış. Peki hangi değeri?
Ben şiddet görürken neden hep sustuğunu ve izlediğini soruyorum mesela. Başta bu şiddet olayını tamamen inkar ediyor. Sanırım onun için de babam kişisi için de şiddet bir insanı ağaca asıp kırbaçlamak galiba. Daha hafifleri şiddet tanımına girmiyor. Sonra beş on büyük olayı hatırlatıyorum. Herkesin çocuğunu dövdüğünden falan bahsediyor, bilmem hangi çocukların anne baba tarafından nasıl dövüldüğünü anlatıyor. Bu şiddeti normal karşılamam gerektiği yaklaşımı karşısında daha çok çıldırıyorum. Şiddet normal değil. Sağlıklı insan davranışı değil. Bunun bilincinde olmak için çok muhteşem bir zekaya sahip olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Daha da zorladığımda saçma sapan onlarca şey daha duyuyorum. "Ben sana hiç el kaldırdım mı, sinirlenince babanla beni bir kefeye koyuyorsun sadece onu suçla." diyor bir. Bir huzurumuz bozulmasın istedim diyor, bir benim söz hakkım yoktu diyor, bir bilmem ne diyor. Anne olunca beni de görecekmiş. Pardon ama neyi görecekmiş? Farz edelim ki ben anne oldum yıllar sonra ve ondan bile daha beter bir anne oldum, bu onun da kötü anne olduğu gerçeğini değiştirecek mi?
Babam dünyanın görüp görebileceği en pislik yaratık. O da çok hoş zamanlar geçirmedi, bunu inkar etmiyorum. Ama bir kere bile bana kendini siper etmedi hiçbir şey için. Bir zamanlar bir kedi beslemiştik. Kedinin hamile olduğunu aylar sonra fark ettim. Sonra birden değişti, doğum sancısı çekiyor olduğunu fark ettik. Yavrularına nasıl sahip çıktığını, koca koca insanların karşısında nasıl panter kesildiğini anımsıyorum.
Sonra benim neden istediğim okula gidemediğimi sorguluyorum. Okuduğum okullar en iyi okullarmış. Böyle hep nereye gittiysem kazanmamışım da şansa gitmişim, nankörlük yapmamalıymışım gibi anlatıyor.
Geçen kardeşim "Tüm kadınlar çalışıyor. Sen neden çalışmıyorsun?" diye sordu ve "Bu yaşta (46) çalışmamı mı istiyorsunuz, sizde namus yok mu?" yanıtını aldı. Evlendiğinden beri çok iğrenç bir evliliği olmasına rağmen çalışmak fikri aklından hiç geçmedi. Bundan on yıl öncesinde de ben tarafından çalış ve boşan, kurtulalım fikri her çıktığında sanki küfretmişim gibi davranırdı yani şu an ki yaşına özel değil. Her zaman bize bir maaşı olsa baba kişisini anında kapının önüne koyacağını falan söyler. İyi dd kimin durup dururken bir maaşı oluyor ki? Burada benim iki üç katım yaşında olan çalışan kadınlar var ve belki bu yazdıklarımı okuyanı vardır. Allah aşkına emeklilik yaşı belli, zaten bu yaşlar hepimizin çalışması gereken normal yaşlar, şu an çalışan kadınlar çalışıyor diye çocukları namussuzluk mu yapmış oluyor?
Bir de çok mutsuzsam neden her dışarı çıktığımda, geçen yıllarda okula staja gittiğimde saatlerce kendimi süslediğimi soruyor. Evet, kendimle uğraşmayı seviyorum. Gittiğim her yerde de hep çok dikkat çektim, hep tonla iltifat aldım. Çünkü kendimden başka sevdiğim değer verdiğim kimsem yok. Üzgün ve mutsuz olduğumu ifade etmek için okula geceliğimle mi gitmeliydim mesela?
Bunlar gibi yüzlerce şey sayabilirim. "Sınava odaklanman gerekiyor, niye böyle tartışmalara giriyorsun? Her şey belli zaten. " diyor iç sesim. Ama elimde değil. Gerçekten elimde değil yani o kadar çok sustum ki nefretimi biraz daha içimde taşıyamıyorum.
Aklım " Sadece sen haklısın. Ne desen haklısın." diyor. Ama bazen çok zorladığımda ağlayıp sızlanmaya başlıyor. Acaba çok mu katı davranıyorum diye de içimde bir yer bir miktar sızlıyor ama bu inanılmaz kısa sürüyor.
Çevrede de "Kızın çalışmaya başlayınca sana da yardım eder, rahatlarsınız." diyenler var. Onlar beni daha da çok cinnetlik moda getiriyor. Bana kim yardım etti? Benim için kim fedakarlık yaptı? Üstelik çok iyi anne babaların bile çocukları yaşlılıkları için yatırım olarak gördükleri bir gençlik projesi değil, olmamalı. Kaldı ki bunlar...
Babamı soracak olursanız, onunla geçmişte çok şiddetli kavgalarımız oldu. Artık onun suratına bakmak bile içimden gelmiyor.
Yüksek ihtimal bu satırlara kadar dayanıp inen olmadı. Ama olsun, en azından içimi dökmüş oldum.
Maalesef öyle. Ben de neredeyse çeyrek asır zamandır sorguluyorum dünyada o kadar iyi hatta iyiyi falan da bıraktım en azından normal insan varken neden bunların çocuğuyum diye... Dünyanın değişik bir düzeni ve adaletsiz bir sistemi var.haklısınız birçok çocuk sahibi olamayan aslında olsa mükemmel ebeveyn olacak insanlar varken böyle insanların neden anne baba olduğunu düşünmüşümdür hep. annenizin bu davranışları kendisinin de çocukluktan böyle gördüğünü ve sebebinin eğitimsizlik olduğunu düşünüyorum. keşke herşey farklı olsaydı, hepimiz için...
Butun hepsini okuyamadim yalan degilHaftalar önce bir konu açmıştım (Becerebilirsem buraya eklerim, hatırlayan olursa diye) . Okuduğum mesajlarınız bana iyi geldi. Şimdi bu konuyu açıyorum çünkü çok bunaldım ve sanırım paylaşım yaptıktan sonra aşağıda "Evet, haklısın." yazılarını görmeye ihtiyaç duyuyorum.
Yaptığım paylaşım buydu. Sorunum şu ki şimdilerde sürekli annem ile kavga ediyorum. Çünkü zaman geçtikçe sanıyorum daha tahammülsüz oldum ve çocukken sinip sustuğum ne varsa bugün bağırmak ihtiyacındaymışım gibi hissediyorum. Ona açık açık onu sevmediğimi ve bundan sonra onu görmezsem çok mutlu olacağımı söylüyorum. Karşılığında saatlerce ne kadar saygısız, nankör, hayırsız olduğumu dinliyorum. Hayatında benim gibi annesine düşman başka bir kız çocuğu daha görmemiş. Onun değerini, o öldükten sonra anlayacakmışım ama çok geç olacakmış. Peki hangi değeri?
Ben şiddet görürken neden hep sustuğunu ve izlediğini soruyorum mesela. Başta bu şiddet olayını tamamen inkar ediyor. Sanırım onun için de babam kişisi için de şiddet bir insanı ağaca asıp kırbaçlamak galiba. Daha hafifleri şiddet tanımına girmiyor. Sonra beş on büyük olayı hatırlatıyorum. Herkesin çocuğunu dövdüğünden falan bahsediyor, bilmem hangi çocukların anne baba tarafından nasıl dövüldüğünü anlatıyor. Bu şiddeti normal karşılamam gerektiği yaklaşımı karşısında daha çok çıldırıyorum. Şiddet normal değil. Sağlıklı insan davranışı değil. Bunun bilincinde olmak için çok muhteşem bir zekaya sahip olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Daha da zorladığımda saçma sapan onlarca şey daha duyuyorum. "Ben sana hiç el kaldırdım mı, sinirlenince babanla beni bir kefeye koyuyorsun sadece onu suçla." diyor bir. Bir huzurumuz bozulmasın istedim diyor, bir benim söz hakkım yoktu diyor, bir bilmem ne diyor. Anne olunca beni de görecekmiş. Pardon ama neyi görecekmiş? Farz edelim ki ben anne oldum yıllar sonra ve ondan bile daha beter bir anne oldum, bu onun da kötü anne olduğu gerçeğini değiştirecek mi?
Babam dünyanın görüp görebileceği en pislik yaratık. O da çok hoş zamanlar geçirmedi, bunu inkar etmiyorum. Ama bir kere bile bana kendini siper etmedi hiçbir şey için. Bir zamanlar bir kedi beslemiştik. Kedinin hamile olduğunu aylar sonra fark ettim. Sonra birden değişti, doğum sancısı çekiyor olduğunu fark ettik. Yavrularına nasıl sahip çıktığını, koca koca insanların karşısında nasıl panter kesildiğini anımsıyorum.
Sonra benim neden istediğim okula gidemediğimi sorguluyorum. Okuduğum okullar en iyi okullarmış. Böyle hep nereye gittiysem kazanmamışım da şansa gitmişim, nankörlük yapmamalıymışım gibi anlatıyor.
Geçen kardeşim "Tüm kadınlar çalışıyor. Sen neden çalışmıyorsun?" diye sordu ve "Bu yaşta (46) çalışmamı mı istiyorsunuz, sizde namus yok mu?" yanıtını aldı. Evlendiğinden beri çok iğrenç bir evliliği olmasına rağmen çalışmak fikri aklından hiç geçmedi. Bundan on yıl öncesinde de ben tarafından çalış ve boşan, kurtulalım fikri her çıktığında sanki küfretmişim gibi davranırdı yani şu an ki yaşına özel değil. Her zaman bize bir maaşı olsa baba kişisini anında kapının önüne koyacağını falan söyler. İyi dd kimin durup dururken bir maaşı oluyor ki? Burada benim iki üç katım yaşında olan çalışan kadınlar var ve belki bu yazdıklarımı okuyanı vardır. Allah aşkına emeklilik yaşı belli, zaten bu yaşlar hepimizin çalışması gereken normal yaşlar, şu an çalışan kadınlar çalışıyor diye çocukları namussuzluk mu yapmış oluyor?
Bir de çok mutsuzsam neden her dışarı çıktığımda, geçen yıllarda okula staja gittiğimde saatlerce kendimi süslediğimi soruyor. Evet, kendimle uğraşmayı seviyorum. Gittiğim her yerde de hep çok dikkat çektim, hep tonla iltifat aldım. Çünkü kendimden başka sevdiğim değer verdiğim kimsem yok. Üzgün ve mutsuz olduğumu ifade etmek için okula geceliğimle mi gitmeliydim mesela?
Bunlar gibi yüzlerce şey sayabilirim. "Sınava odaklanman gerekiyor, niye böyle tartışmalara giriyorsun? Her şey belli zaten. " diyor iç sesim. Ama elimde değil. Gerçekten elimde değil yani o kadar çok sustum ki nefretimi biraz daha içimde taşıyamıyorum.
Aklım " Sadece sen haklısın. Ne desen haklısın." diyor. Ama bazen çok zorladığımda ağlayıp sızlanmaya başlıyor. Acaba çok mu katı davranıyorum diye de içimde bir yer bir miktar sızlıyor ama bu inanılmaz kısa sürüyor.
Çevrede de "Kızın çalışmaya başlayınca sana da yardım eder, rahatlarsınız." diyenler var. Onlar beni daha da çok cinnetlik moda getiriyor. Bana kim yardım etti? Benim için kim fedakarlık yaptı? Üstelik çok iyi anne babaların bile çocukları yaşlılıkları için yatırım olarak gördükleri bir gençlik projesi değil, olmamalı. Kaldı ki bunlar...
Babamı soracak olursanız, onunla geçmişte çok şiddetli kavgalarımız oldu. Artık onun suratına bakmak bile içimden gelmiyor.
Yüksek ihtimal bu satırlara kadar dayanıp inen olmadı. Ama olsun, en azından içimi dökmüş oldum.
Yaşadıklarınız için üzgünüm. Şiddete her şekilde karşı olmamız gerekir ama ben hayvana şiddet, çocuğa şiddet vs. bunları hiç anlayamayacağım. Çünkü senden kuvvetsiz biri üzerinde güç gösterisi yapmak adilikten başka bir şey değil. Anı zamanda zavallılıktan... Mesela benim baba şahsının ortalama bir erkek çok rahat ağzını burnunu dağıtır. Çoluk çocuğa el kaldırınca kendini güçlü kuvvetli hissediyorlar galiba geçici bir yanılma yaşayıp mutlu oluyor .Butun hepsini okuyamadim yalan degil
Cevap bekledigin icin yorum yapiyorum bende annemden cok siddet gordum babami hep uzerime salan oydu bile bile bak benimki bile bile dovdururdu. Benim belime demirle vurup belimin komur karasi gibi curudugunu bilirim . Kafamda uzun sopa kirmistir mesela. Ya anlatsam sigmaz . Ne mi oldu si. olup gittim yani evlenerekk. Bagimi kestim mi kesmedim mecburum diye cunku ne kadar kocan olsada el . Ayriyeten vicdani olarak iyiyim cunku bag kesince daha cok kotu oluyorsun sevmesende. Ama ona karsi ne merhametim kaldi nede sevgim bunu da sorarsan. En azindan psikolojik olarak kendimi dusunuyorum artik . Zaten o kadar cok kavga ettimki buyudukce bana yaptiklarindan dolayi ne o benimle muhatap olunca mutlu ne de ben onunla. Anlayacgin cok muhatap olmuyoruz. Cok muhatap olmadigim icin suan umursamiyorum. Yani ondan uzagim ya onun yaptiklari aklima gelmiyir . Ama yaptiklarini unutur muyum hayir tersine atesle kazindi. Benim ona tek dedigim su, yuzune soyledim direk suan sen annem oldugun icin muhatabim seninle ama bana yaptiklarini Allah a havale ettim . Sana bu konuda hakkim helal degil. Unutmadim bunu sakin unutma dedim. Obur terafta bana yaptiklarin icin hazir ol. Sen nasil bana bu tarafta acimadin ben de sana obur tarafta acimayacagim dedim. Bunu yuzune soyledim ya bir nevi ondan rahatim.
Size de geçmiş olsun.Ahhh sizi okuyunca kendi yaşadıklarım geldi aklima ve hala yasamakta olduklarım. Sizin yasadiklarinizin daha fazlasini daha beterini yasadim ben anlatmaya kalksam kirmizi oda konusu cikar. Hatta daha önce gittigim unlu bir psikolog seni de yazmak istiyorum demişti. Benimle aglamisti. Eminim benim gibi hikayesi olan dunyada sayilidir anlatsam roman olur derler ya benim ki de aynen öyle. Gercekten bir gun hersey duzeldiginde kendi hayatimi psikologun kaleminden sinemaya donusmus bir film izlerken gormek isterdim. Ve tum turkiyenin de aynı Kirmizi oda daki meliha ya agladigi gibi bana da aglayacagina eminim. Ne kadar zordu anlatması.. Allah kimselere kaldiramayacagi yukten fazlasini vermesin. Size tavsiyem dini toplantilara katilin orda guzel agzi duali zat'ların duasini alin. Yukunuz hafifleyecektir. Bu arada sehriniz neresi sizinle ozeldende konusmak dertlesmek isterim
Sonuna kadar okudum haklısınHaftalar önce bir konu açmıştım (Becerebilirsem buraya eklerim, hatırlayan olursa diye) . Okuduğum mesajlarınız bana iyi geldi. Şimdi bu konuyu açıyorum çünkü çok bunaldım ve sanırım paylaşım yaptıktan sonra aşağıda "Evet, haklısın." yazılarını görmeye ihtiyaç duyuyorum.
Yaptığım paylaşım buydu. Sorunum şu ki şimdilerde sürekli annem ile kavga ediyorum. Çünkü zaman geçtikçe sanıyorum daha tahammülsüz oldum ve çocukken sinip sustuğum ne varsa bugün bağırmak ihtiyacındaymışım gibi hissediyorum. Ona açık açık onu sevmediğimi ve bundan sonra onu görmezsem çok mutlu olacağımı söylüyorum. Karşılığında saatlerce ne kadar saygısız, nankör, hayırsız olduğumu dinliyorum. Hayatında benim gibi annesine düşman başka bir kız çocuğu daha görmemiş. Onun değerini, o öldükten sonra anlayacakmışım ama çok geç olacakmış. Peki hangi değeri?
Ben şiddet görürken neden hep sustuğunu ve izlediğini soruyorum mesela. Başta bu şiddet olayını tamamen inkar ediyor. Sanırım onun için de babam kişisi için de şiddet bir insanı ağaca asıp kırbaçlamak galiba. Daha hafifleri şiddet tanımına girmiyor. Sonra beş on büyük olayı hatırlatıyorum. Herkesin çocuğunu dövdüğünden falan bahsediyor, bilmem hangi çocukların anne baba tarafından nasıl dövüldüğünü anlatıyor. Bu şiddeti normal karşılamam gerektiği yaklaşımı karşısında daha çok çıldırıyorum. Şiddet normal değil. Sağlıklı insan davranışı değil. Bunun bilincinde olmak için çok muhteşem bir zekaya sahip olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Daha da zorladığımda saçma sapan onlarca şey daha duyuyorum. "Ben sana hiç el kaldırdım mı, sinirlenince babanla beni bir kefeye koyuyorsun sadece onu suçla." diyor bir. Bir huzurumuz bozulmasın istedim diyor, bir benim söz hakkım yoktu diyor, bir bilmem ne diyor. Anne olunca beni de görecekmiş. Pardon ama neyi görecekmiş? Farz edelim ki ben anne oldum yıllar sonra ve ondan bile daha beter bir anne oldum, bu onun da kötü anne olduğu gerçeğini değiştirecek mi?
Babam dünyanın görüp görebileceği en pislik yaratık. O da çok hoş zamanlar geçirmedi, bunu inkar etmiyorum. Ama bir kere bile bana kendini siper etmedi hiçbir şey için. Bir zamanlar bir kedi beslemiştik. Kedinin hamile olduğunu aylar sonra fark ettim. Sonra birden değişti, doğum sancısı çekiyor olduğunu fark ettik. Yavrularına nasıl sahip çıktığını, koca koca insanların karşısında nasıl panter kesildiğini anımsıyorum.
Sonra benim neden istediğim okula gidemediğimi sorguluyorum. Okuduğum okullar en iyi okullarmış. Böyle hep nereye gittiysem kazanmamışım da şansa gitmişim, nankörlük yapmamalıymışım gibi anlatıyor.
Geçen kardeşim "Tüm kadınlar çalışıyor. Sen neden çalışmıyorsun?" diye sordu ve "Bu yaşta (46) çalışmamı mı istiyorsunuz, sizde namus yok mu?" yanıtını aldı. Evlendiğinden beri çok iğrenç bir evliliği olmasına rağmen çalışmak fikri aklından hiç geçmedi. Bundan on yıl öncesinde de ben tarafından çalış ve boşan, kurtulalım fikri her çıktığında sanki küfretmişim gibi davranırdı yani şu an ki yaşına özel değil. Her zaman bize bir maaşı olsa baba kişisini anında kapının önüne koyacağını falan söyler. İyi dd kimin durup dururken bir maaşı oluyor ki? Burada benim iki üç katım yaşında olan çalışan kadınlar var ve belki bu yazdıklarımı okuyanı vardır. Allah aşkına emeklilik yaşı belli, zaten bu yaşlar hepimizin çalışması gereken normal yaşlar, şu an çalışan kadınlar çalışıyor diye çocukları namussuzluk mu yapmış oluyor?
Bir de çok mutsuzsam neden her dışarı çıktığımda, geçen yıllarda okula staja gittiğimde saatlerce kendimi süslediğimi soruyor. Evet, kendimle uğraşmayı seviyorum. Gittiğim her yerde de hep çok dikkat çektim, hep tonla iltifat aldım. Çünkü kendimden başka sevdiğim değer verdiğim kimsem yok. Üzgün ve mutsuz olduğumu ifade etmek için okula geceliğimle mi gitmeliydim mesela?
Bunlar gibi yüzlerce şey sayabilirim. "Sınava odaklanman gerekiyor, niye böyle tartışmalara giriyorsun? Her şey belli zaten. " diyor iç sesim. Ama elimde değil. Gerçekten elimde değil yani o kadar çok sustum ki nefretimi biraz daha içimde taşıyamıyorum.
Aklım " Sadece sen haklısın. Ne desen haklısın." diyor. Ama bazen çok zorladığımda ağlayıp sızlanmaya başlıyor. Acaba çok mu katı davranıyorum diye de içimde bir yer bir miktar sızlıyor ama bu inanılmaz kısa sürüyor.
Çevrede de "Kızın çalışmaya başlayınca sana da yardım eder, rahatlarsınız." diyenler var. Onlar beni daha da çok cinnetlik moda getiriyor. Bana kim yardım etti? Benim için kim fedakarlık yaptı? Üstelik çok iyi anne babaların bile çocukları yaşlılıkları için yatırım olarak gördükleri bir gençlik projesi değil, olmamalı. Kaldı ki bunlar...
Babamı soracak olursanız, onunla geçmişte çok şiddetli kavgalarımız oldu. Artık onun suratına bakmak bile içimden gelmiyor.
Yüksek ihtimal bu satırlara kadar dayanıp inen olmadı. Ama olsun, en azından içimi dökmüş oldum.
Haklısınız. Anneniz her ne kadar cahilliğinden yapmış olsa da bunu kabullenmek ve affetmek sizin için çok zor olur. Umarım atanırsınız ve kurtulursunuz, en azından sürekli onları görmek zorunda kalmazsınız.
Bu aradalailerra konu sahibinin babası herhalde
Merhabalar, güzel dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum. Çok sağ olun. Birilerine Anlatmazsam Çatlayıp Öleceğim Artık Lütfen Akıl Verebilir Misiniz? Burada ki konuda bahsetmiştim. Maalesef ki üniversite sınavında istediğim sıralama olmadı. Lojmana da kabul edilmiyorum. Hafta sonu sınav var. Umarım o iyi geçer. Her şeyin kötü gitmesinden yıldım artık.Sonuna kadar okudum haklısınAnneden de babadan da nefret etmekle... Dilerim istediğin bölümü kazanıp mezun olursun. Maddi durumun el veriyor ise bence o evde de durmamalısın ayır evini rahatına bak.
Umarım iyi geçer. Artık atanmak da bir işe girip tek başına geçinmek de çok zor maalesef.Merhabalar, güzel dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum. Çok sağ olun. Birilerine Anlatmazsam Çatlayıp Öleceğim Artık Lütfen Akıl Verebilir Misiniz? Burada ki konuda bahsetmiştim. Maalesef ki üniversite sınavında istediğim sıralama olmadı. Lojmana da kabul edilmiyorum. Hafta sonu sınav var. Umarım o iyi geçer. Her şeyin kötü gitmesinden yıldım artık.