Çok haklısınız.Umarım iyi geçer. Artık atanmak da bir işe girip tek başına geçinmek de çok zor maalesef.
Ben de bir yere kadar yardımcı olabildiklerini düşünüyorum. Çünkü esas sorunu çözmek yerine (çözmeleri mümkün değil anlayabiliyorum) senin o sorunla mücadele etmen, kabullenmen için emek harcıyorlar. Ama sorun mevcut bir şekilde orada duruyor, kaybolmuyor. Dolayısıyla tam iyileşme mümkün olmuyor.Yaa çok üzüldüm okurken. Umarım güzel yarınların olur. Aileni sevmediğin için içten içe kendini rahatsız hissetmen normal. Ama kimseyi zorla sevemezsin. Kimseyi sevmek zorunda değilsin. Sırf annen baban olması bu gerçeği değiştirmez. Anne baba olmuşlar ama sorumluluk sahibi ebeveyn olamamışlar. Aranızda sevgi bağı oluşmamış. Ben anne olarak bugün kızımla az sohbet ettim temizliğe daha çok vakit ayırdım diye içim içimi yedi. Kök ailenden uzaklaş, geçmişi düşünme, nefrette etme. İçini öfkeyle doldurma, enerjini daha güzel günlerin için sakla. Geriye bakarak ileri gidemezsin. Küsme konuş ama oldukça mesafeli.. çünkü yaşadıkların senin gerçeklerin ve sadece gerçekleri geride bırakmak iyileştirir. Psikolog, psikiyatrist bir yere kadar yardımcı olabilir bize.. içinden çıkamadığımız konularda uzman desteği almak güzel ama sen hasta değilsin ki. Asıl ruh hastalarının içindesin. Onlar tedavi olsun. Dövmek, baskılamak, engellemek annelik babalık değil ki. Bu da onların cahilliği. Güzel günlerini de okuruz umarım.
Okudum daHaftalar önce bir konu açmıştım (Becerebilirsem buraya eklerim, hatırlayan olursa diye) . Okuduğum mesajlarınız bana iyi geldi. Şimdi bu konuyu açıyorum çünkü çok bunaldım ve sanırım paylaşım yaptıktan sonra aşağıda "Evet, haklısın." yazılarını görmeye ihtiyaç duyuyorum.
Yaptığım paylaşım buydu. Sorunum şu ki şimdilerde sürekli annem ile kavga ediyorum. Çünkü zaman geçtikçe sanıyorum daha tahammülsüz oldum ve çocukken sinip sustuğum ne varsa bugün bağırmak ihtiyacındaymışım gibi hissediyorum. Ona açık açık onu sevmediğimi ve bundan sonra onu görmezsem çok mutlu olacağımı söylüyorum. Karşılığında saatlerce ne kadar saygısız, nankör, hayırsız olduğumu dinliyorum. Hayatında benim gibi annesine düşman başka bir kız çocuğu daha görmemiş. Onun değerini, o öldükten sonra anlayacakmışım ama çok geç olacakmış. Peki hangi değeri?
Ben şiddet görürken neden hep sustuğunu ve izlediğini soruyorum mesela. Başta bu şiddet olayını tamamen inkar ediyor. Sanırım onun için de babam kişisi için de şiddet bir insanı ağaca asıp kırbaçlamak galiba. Daha hafifleri şiddet tanımına girmiyor. Sonra beş on büyük olayı hatırlatıyorum. Herkesin çocuğunu dövdüğünden falan bahsediyor, bilmem hangi çocukların anne baba tarafından nasıl dövüldüğünü anlatıyor. Bu şiddeti normal karşılamam gerektiği yaklaşımı karşısında daha çok çıldırıyorum. Şiddet normal değil. Sağlıklı insan davranışı değil. Bunun bilincinde olmak için çok muhteşem bir zekaya sahip olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Daha da zorladığımda saçma sapan onlarca şey daha duyuyorum. "Ben sana hiç el kaldırdım mı, sinirlenince babanla beni bir kefeye koyuyorsun sadece onu suçla." diyor bir. Bir huzurumuz bozulmasın istedim diyor, bir benim söz hakkım yoktu diyor, bir bilmem ne diyor. Anne olunca beni de görecekmiş. Pardon ama neyi görecekmiş? Farz edelim ki ben anne oldum yıllar sonra ve ondan bile daha beter bir anne oldum, bu onun da kötü anne olduğu gerçeğini değiştirecek mi?
Babam dünyanın görüp görebileceği en pislik yaratık. O da çok hoş zamanlar geçirmedi, bunu inkar etmiyorum. Ama bir kere bile bana kendini siper etmedi hiçbir şey için. Bir zamanlar bir kedi beslemiştik. Kedinin hamile olduğunu aylar sonra fark ettim. Sonra birden değişti, doğum sancısı çekiyor olduğunu fark ettik. Yavrularına nasıl sahip çıktığını, koca koca insanların karşısında nasıl panter kesildiğini anımsıyorum.
Sonra benim neden istediğim okula gidemediğimi sorguluyorum. Okuduğum okullar en iyi okullarmış. Böyle hep nereye gittiysem kazanmamışım da şansa gitmişim, nankörlük yapmamalıymışım gibi anlatıyor.
Geçen kardeşim "Tüm kadınlar çalışıyor. Sen neden çalışmıyorsun?" diye sordu ve "Bu yaşta (46) çalışmamı mı istiyorsunuz, sizde namus yok mu?" yanıtını aldı. Evlendiğinden beri çok iğrenç bir evliliği olmasına rağmen çalışmak fikri aklından hiç geçmedi. Bundan on yıl öncesinde de ben tarafından çalış ve boşan, kurtulalım fikri her çıktığında sanki küfretmişim gibi davranırdı yani şu an ki yaşına özel değil. Her zaman bize bir maaşı olsa baba kişisini anında kapının önüne koyacağını falan söyler. İyi dd kimin durup dururken bir maaşı oluyor ki? Burada benim iki üç katım yaşında olan çalışan kadınlar var ve belki bu yazdıklarımı okuyanı vardır. Allah aşkına emeklilik yaşı belli, zaten bu yaşlar hepimizin çalışması gereken normal yaşlar, şu an çalışan kadınlar çalışıyor diye çocukları namussuzluk mu yapmış oluyor?
Bir de çok mutsuzsam neden her dışarı çıktığımda, geçen yıllarda okula staja gittiğimde saatlerce kendimi süslediğimi soruyor. Evet, kendimle uğraşmayı seviyorum. Gittiğim her yerde de hep çok dikkat çektim, hep tonla iltifat aldım. Çünkü kendimden başka sevdiğim değer verdiğim kimsem yok. Üzgün ve mutsuz olduğumu ifade etmek için okula geceliğimle mi gitmeliydim mesela?
Bunlar gibi yüzlerce şey sayabilirim. "Sınava odaklanman gerekiyor, niye böyle tartışmalara giriyorsun? Her şey belli zaten. " diyor iç sesim. Ama elimde değil. Gerçekten elimde değil yani o kadar çok sustum ki nefretimi biraz daha içimde taşıyamıyorum.
Aklım " Sadece sen haklısın. Ne desen haklısın." diyor. Ama bazen çok zorladığımda ağlayıp sızlanmaya başlıyor. Acaba çok mu katı davranıyorum diye de içimde bir yer bir miktar sızlıyor ama bu inanılmaz kısa sürüyor.
Çevrede de "Kızın çalışmaya başlayınca sana da yardım eder, rahatlarsınız." diyenler var. Onlar beni daha da çok cinnetlik moda getiriyor. Bana kim yardım etti? Benim için kim fedakarlık yaptı? Üstelik çok iyi anne babaların bile çocukları yaşlılıkları için yatırım olarak gördükleri bir gençlik projesi değil, olmamalı. Kaldı ki bunlar...
Babamı soracak olursanız, onunla geçmişte çok şiddetli kavgalarımız oldu. Artık onun suratına bakmak bile içimden gelmiyor.
Yüksek ihtimal bu satırlara kadar dayanıp inen olmadı. Ama olsun, en azından içimi dökmüş oldum.
Bu yaşadıklarının farkına varıp sorguya çekmen çok iyi birde annen ile hesaplaşmak da iyi herkes merhametli ebeveyn olmak zorunda , yoksa toplum iyi ,mutlu,huzurlu insanı bulamayacak ,Haftalar önce bir konu açmıştım (Becerebilirsem buraya eklerim, hatırlayan olursa diye) . Okuduğum mesajlarınız bana iyi geldi. Şimdi bu konuyu açıyorum çünkü çok bunaldım ve sanırım paylaşım yaptıktan sonra aşağıda "Evet, haklısın." yazılarını görmeye ihtiyaç duyuyorum.
Yaptığım paylaşım buydu. Sorunum şu ki şimdilerde sürekli annem ile kavga ediyorum. Çünkü zaman geçtikçe sanıyorum daha tahammülsüz oldum ve çocukken sinip sustuğum ne varsa bugün bağırmak ihtiyacındaymışım gibi hissediyorum. Ona açık açık onu sevmediğimi ve bundan sonra onu görmezsem çok mutlu olacağımı söylüyorum. Karşılığında saatlerce ne kadar saygısız, nankör, hayırsız olduğumu dinliyorum. Hayatında benim gibi annesine düşman başka bir kız çocuğu daha görmemiş. Onun değerini, o öldükten sonra anlayacakmışım ama çok geç olacakmış. Peki hangi değeri?
Ben şiddet görürken neden hep sustuğunu ve izlediğini soruyorum mesela. Başta bu şiddet olayını tamamen inkar ediyor. Sanırım onun için de babam kişisi için de şiddet bir insanı ağaca asıp kırbaçlamak galiba. Daha hafifleri şiddet tanımına girmiyor. Sonra beş on büyük olayı hatırlatıyorum. Herkesin çocuğunu dövdüğünden falan bahsediyor, bilmem hangi çocukların anne baba tarafından nasıl dövüldüğünü anlatıyor. Bu şiddeti normal karşılamam gerektiği yaklaşımı karşısında daha çok çıldırıyorum. Şiddet normal değil. Sağlıklı insan davranışı değil. Bunun bilincinde olmak için çok muhteşem bir zekaya sahip olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Daha da zorladığımda saçma sapan onlarca şey daha duyuyorum. "Ben sana hiç el kaldırdım mı, sinirlenince babanla beni bir kefeye koyuyorsun sadece onu suçla." diyor bir. Bir huzurumuz bozulmasın istedim diyor, bir benim söz hakkım yoktu diyor, bir bilmem ne diyor. Anne olunca beni de görecekmiş. Pardon ama neyi görecekmiş? Farz edelim ki ben anne oldum yıllar sonra ve ondan bile daha beter bir anne oldum, bu onun da kötü anne olduğu gerçeğini değiştirecek mi?
Babam dünyanın görüp görebileceği en pislik yaratık. O da çok hoş zamanlar geçirmedi, bunu inkar etmiyorum. Ama bir kere bile bana kendini siper etmedi hiçbir şey için. Bir zamanlar bir kedi beslemiştik. Kedinin hamile olduğunu aylar sonra fark ettim. Sonra birden değişti, doğum sancısı çekiyor olduğunu fark ettik. Yavrularına nasıl sahip çıktığını, koca koca insanların karşısında nasıl panter kesildiğini anımsıyorum.
Sonra benim neden istediğim okula gidemediğimi sorguluyorum. Okuduğum okullar en iyi okullarmış. Böyle hep nereye gittiysem kazanmamışım da şansa gitmişim, nankörlük yapmamalıymışım gibi anlatıyor.
Geçen kardeşim "Tüm kadınlar çalışıyor. Sen neden çalışmıyorsun?" diye sordu ve "Bu yaşta (46) çalışmamı mı istiyorsunuz, sizde namus yok mu?" yanıtını aldı. Evlendiğinden beri çok iğrenç bir evliliği olmasına rağmen çalışmak fikri aklından hiç geçmedi. Bundan on yıl öncesinde de ben tarafından çalış ve boşan, kurtulalım fikri her çıktığında sanki küfretmişim gibi davranırdı yani şu an ki yaşına özel değil. Her zaman bize bir maaşı olsa baba kişisini anında kapının önüne koyacağını falan söyler. İyi dd kimin durup dururken bir maaşı oluyor ki? Burada benim iki üç katım yaşında olan çalışan kadınlar var ve belki bu yazdıklarımı okuyanı vardır. Allah aşkına emeklilik yaşı belli, zaten bu yaşlar hepimizin çalışması gereken normal yaşlar, şu an çalışan kadınlar çalışıyor diye çocukları namussuzluk mu yapmış oluyor?
Bir de çok mutsuzsam neden her dışarı çıktığımda, geçen yıllarda okula staja gittiğimde saatlerce kendimi süslediğimi soruyor. Evet, kendimle uğraşmayı seviyorum. Gittiğim her yerde de hep çok dikkat çektim, hep tonla iltifat aldım. Çünkü kendimden başka sevdiğim değer verdiğim kimsem yok. Üzgün ve mutsuz olduğumu ifade etmek için okula geceliğimle mi gitmeliydim mesela?
Bunlar gibi yüzlerce şey sayabilirim. "Sınava odaklanman gerekiyor, niye böyle tartışmalara giriyorsun? Her şey belli zaten. " diyor iç sesim. Ama elimde değil. Gerçekten elimde değil yani o kadar çok sustum ki nefretimi biraz daha içimde taşıyamıyorum.
Aklım " Sadece sen haklısın. Ne desen haklısın." diyor. Ama bazen çok zorladığımda ağlayıp sızlanmaya başlıyor. Acaba çok mu katı davranıyorum diye de içimde bir yer bir miktar sızlıyor ama bu inanılmaz kısa sürüyor.
Çevrede de "Kızın çalışmaya başlayınca sana da yardım eder, rahatlarsınız." diyenler var. Onlar beni daha da çok cinnetlik moda getiriyor. Bana kim yardım etti? Benim için kim fedakarlık yaptı? Üstelik çok iyi anne babaların bile çocukları yaşlılıkları için yatırım olarak gördükleri bir gençlik projesi değil, olmamalı. Kaldı ki bunlar...
Babamı soracak olursanız, onunla geçmişte çok şiddetli kavgalarımız oldu. Artık onun suratına bakmak bile içimden gelmiyor.
Yüksek ihtimal bu satırlara kadar dayanıp inen olmadı. Ama olsun, en azından içimi dökmüş oldum.
hepsini okudum sonuna kadar..size kocaman sarılmak istedim sadece..Haftalar önce bir konu açmıştım (Becerebilirsem buraya eklerim, hatırlayan olursa diye) . Okuduğum mesajlarınız bana iyi geldi. Şimdi bu konuyu açıyorum çünkü çok bunaldım ve sanırım paylaşım yaptıktan sonra aşağıda "Evet, haklısın." yazılarını görmeye ihtiyaç duyuyorum.
Yaptığım paylaşım buydu. Sorunum şu ki şimdilerde sürekli annem ile kavga ediyorum. Çünkü zaman geçtikçe sanıyorum daha tahammülsüz oldum ve çocukken sinip sustuğum ne varsa bugün bağırmak ihtiyacındaymışım gibi hissediyorum. Ona açık açık onu sevmediğimi ve bundan sonra onu görmezsem çok mutlu olacağımı söylüyorum. Karşılığında saatlerce ne kadar saygısız, nankör, hayırsız olduğumu dinliyorum. Hayatında benim gibi annesine düşman başka bir kız çocuğu daha görmemiş. Onun değerini, o öldükten sonra anlayacakmışım ama çok geç olacakmış. Peki hangi değeri?
Ben şiddet görürken neden hep sustuğunu ve izlediğini soruyorum mesela. Başta bu şiddet olayını tamamen inkar ediyor. Sanırım onun için de babam kişisi için de şiddet bir insanı ağaca asıp kırbaçlamak galiba. Daha hafifleri şiddet tanımına girmiyor. Sonra beş on büyük olayı hatırlatıyorum. Herkesin çocuğunu dövdüğünden falan bahsediyor, bilmem hangi çocukların anne baba tarafından nasıl dövüldüğünü anlatıyor. Bu şiddeti normal karşılamam gerektiği yaklaşımı karşısında daha çok çıldırıyorum. Şiddet normal değil. Sağlıklı insan davranışı değil. Bunun bilincinde olmak için çok muhteşem bir zekaya sahip olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Daha da zorladığımda saçma sapan onlarca şey daha duyuyorum. "Ben sana hiç el kaldırdım mı, sinirlenince babanla beni bir kefeye koyuyorsun sadece onu suçla." diyor bir. Bir huzurumuz bozulmasın istedim diyor, bir benim söz hakkım yoktu diyor, bir bilmem ne diyor. Anne olunca beni de görecekmiş. Pardon ama neyi görecekmiş? Farz edelim ki ben anne oldum yıllar sonra ve ondan bile daha beter bir anne oldum, bu onun da kötü anne olduğu gerçeğini değiştirecek mi?
Babam dünyanın görüp görebileceği en pislik yaratık. O da çok hoş zamanlar geçirmedi, bunu inkar etmiyorum. Ama bir kere bile bana kendini siper etmedi hiçbir şey için. Bir zamanlar bir kedi beslemiştik. Kedinin hamile olduğunu aylar sonra fark ettim. Sonra birden değişti, doğum sancısı çekiyor olduğunu fark ettik. Yavrularına nasıl sahip çıktığını, koca koca insanların karşısında nasıl panter kesildiğini anımsıyorum.
Sonra benim neden istediğim okula gidemediğimi sorguluyorum. Okuduğum okullar en iyi okullarmış. Böyle hep nereye gittiysem kazanmamışım da şansa gitmişim, nankörlük yapmamalıymışım gibi anlatıyor.
Geçen kardeşim "Tüm kadınlar çalışıyor. Sen neden çalışmıyorsun?" diye sordu ve "Bu yaşta (46) çalışmamı mı istiyorsunuz, sizde namus yok mu?" yanıtını aldı. Evlendiğinden beri çok iğrenç bir evliliği olmasına rağmen çalışmak fikri aklından hiç geçmedi. Bundan on yıl öncesinde de ben tarafından çalış ve boşan, kurtulalım fikri her çıktığında sanki küfretmişim gibi davranırdı yani şu an ki yaşına özel değil. Her zaman bize bir maaşı olsa baba kişisini anında kapının önüne koyacağını falan söyler. İyi dd kimin durup dururken bir maaşı oluyor ki? Burada benim iki üç katım yaşında olan çalışan kadınlar var ve belki bu yazdıklarımı okuyanı vardır. Allah aşkına emeklilik yaşı belli, zaten bu yaşlar hepimizin çalışması gereken normal yaşlar, şu an çalışan kadınlar çalışıyor diye çocukları namussuzluk mu yapmış oluyor?
Bir de çok mutsuzsam neden her dışarı çıktığımda, geçen yıllarda okula staja gittiğimde saatlerce kendimi süslediğimi soruyor. Evet, kendimle uğraşmayı seviyorum. Gittiğim her yerde de hep çok dikkat çektim, hep tonla iltifat aldım. Çünkü kendimden başka sevdiğim değer verdiğim kimsem yok. Üzgün ve mutsuz olduğumu ifade etmek için okula geceliğimle mi gitmeliydim mesela?
Bunlar gibi yüzlerce şey sayabilirim. "Sınava odaklanman gerekiyor, niye böyle tartışmalara giriyorsun? Her şey belli zaten. " diyor iç sesim. Ama elimde değil. Gerçekten elimde değil yani o kadar çok sustum ki nefretimi biraz daha içimde taşıyamıyorum.
Aklım " Sadece sen haklısın. Ne desen haklısın." diyor. Ama bazen çok zorladığımda ağlayıp sızlanmaya başlıyor. Acaba çok mu katı davranıyorum diye de içimde bir yer bir miktar sızlıyor ama bu inanılmaz kısa sürüyor.
Çevrede de "Kızın çalışmaya başlayınca sana da yardım eder, rahatlarsınız." diyenler var. Onlar beni daha da çok cinnetlik moda getiriyor. Bana kim yardım etti? Benim için kim fedakarlık yaptı? Üstelik çok iyi anne babaların bile çocukları yaşlılıkları için yatırım olarak gördükleri bir gençlik projesi değil, olmamalı. Kaldı ki bunlar...
Babamı soracak olursanız, onunla geçmişte çok şiddetli kavgalarımız oldu. Artık onun suratına bakmak bile içimden gelmiyor.
Yüksek ihtimal bu satırlara kadar dayanıp inen olmadı. Ama olsun, en azından içimi dökmüş oldum.
Sarılalımhepsini okudum sonuna kadar..size kocaman sarılmak istedim sadece..
Ben bu konuyu açtıktan sonra o kadar çok olay oldu kiHaklısınız elbette şiddeti normalleştirdiğin sürece şiddetin asla sonu gelmez. Özellikle bunu anne babanın söylemesi insanı daha çok kırıyor. Fakat size tavsiyem sürekli kin nefret ile onlarla yaşamaktansa mümkün olduğunca uzaklaşmaya ayrı eve çıkmaya çalışın. En azından o zaman bu düşünce yapılarıyla, kırıcı sözleriyle yaşamak zorunda kalmıyorsunuz. İnsan maalesef her ne kadar cahil, yobaz dese de söz konusu anne olunca çok vicdan yapıyor. Ben annemle arkadaş gibi büyüsemde onunda beni akrabalarıma karşı korumaması ezdirmesi ile ilgili büyük kavgalarımız olmuştu ama ikimizde birbirimizi kaybetmekten korkarız o yüzden eskisi gibi susmaz ama yinede o dönemin kadını yani eş dost yanında olsun ne derse desin kafasında zaman zaman. Ben anneme deli gibi öfkelensemde ondan başka kimsemin olmadığı aklıma geliyor ve daha çok canım yanıyor sonra bu söylediklerime pişman olacağımı onsuz nefes bile alamayacağımı düşünüyorum. Düşüncesi bile beni kahrediyor açıkçası. Bende o yüzden sadece o olduğu için hayatımda yanında kaldım bunca zaman ama açıkçası artık iş için yine gitmeyi düşünüyorum hem kariyer anlamında ilerleyemiyorum yaşadığım şehirde hemde annemle olan ilişkim sağlıksız oluyor beraberken. O yüzden bence aile mükemmelde olsa 18 inde ayrılacaksın ailenden ki hem yalnızlığa alışır hemde zorluklarla başa çıkmayı öğrenirsin böylece ailenin derdi ile uğraşmazsın.
Keşke geçmişi silmek için bedenimizde bir tuş falan olsa. Ama yok. Düşünmek istemiyorum. Bunun bana zarar verdiğini de biliyorum. Ama engel olamıyorum.Haklısınız ama sizin destek almanız da gerekiyor bence çok fazla takıntı var bu sizi çok yıpratır annenizin yaptığı yanlış ama o nasıl yetişti ki belki oda baskıda büyüdü ozguvensiz bunlar için bu kadar sorgulamak ve nefreti doğru bulmuyorum açıkçası kendiniz bir iyilik yapın geçmişi unutup bugünü yasayin
Çok iyi veya çok kötü değil.mahh nasıl geçti sınavınız sormayı unutmuşum
Kötüymüş daha doğrusu. : ( 75 almışım.mahh nasıl geçti sınavınız sormayı unutmuşum
hayırlısı olsun.. bazı alanlarda 70 baraj yeterdi eskiden amaÇok iyi veya çok kötü değil.
Hemşirelik mezunuyum ve 2020 puanı ile yapılan alımlarda 69-70 civarında kapattı o da. Hayırlısı artık, yapılacak alım sayılarına, açıklanacak branş sıralamalarına göre şekillenecek süreç sanırım.hayırlısı olsun.. bazı alanlarda 70 baraj yeterdi eskiden ama
Teşekkür ederim.davanızda haklısınız, mesleğiniziz alın ve kendi ayakları üzüzeründe durun