- 7 Aralık 2018
- 6.788
- 17.690
- 27
150 yıl önce anne babanın 10 çocuğa rahat rahat bakabildigi ! dönemlerde , 10 evlat da ana babaya bakabiliyordu bu söz söylendiğinde.... Bugün çocuk büyütmenin ırgat beslemekten farklı anlamları olduğunu biliyoruz ve ona göre davranıyoruz artık çok şükür.çok merak ettiğim için soruyorum. böyle bir durumda evlat anne babasını evine getirmeyecekse ne zaman getirecekanne baba bu. boşuna dememişler bir anne baba 10 evlada bakar da 10 evlat bir anne babaya bakamaz diye. eşimin annesine pek bayılmam mesela. duracağı yeri pek bilmez. her şeye burnunu sokma potansiyeli vardır vs. ama onun bile böyle bir durumda 2 ay evimde kalmasını problem etmem. etmemeliyim bence
Ben de yazacaktım da konuyla çok alakası da yok diye üşendim. 10 çocuğa “bakmakta” ne var? Birini büyüt, diğerleri birbirine baksın, hepsini de sokağa sal. Sanki fransiz mürebbiyelerle büyütüyorlar.150 yıl önce anne babanın 10 çocuğa rahat rahat bakabildigi ! dönemlerde , 10 evlat da ana babaya bakabiliyordu bu söz söylendiğinde. Bugün çocuk büyütmenin ırgat beslemekten farklı anlamları olduğunu biliyoruz artık. Benzer durumlarda bulundum, teklif ettim, ne kv. ne annem kabul etmedi, elimiz ayağımız tutuyor, sağolun evladım ama ev gibisi olmaz deyip 3 gün sonra gittiler. Ben de şimdi evladima bakıyorum, ileride bırakın yas geçirmeyi, felç bile olsam yük olmak istemem, bir tanecik hayatı var kuzumun, kıyamam... Yarın ne getirir bilinmez ama ileride ona yük olmamak için de şimdiden alabileceğim her türlü tedbiri alıyorum. Hem bir evlat hem de bir anne olarak öyle beylik sozler de beni hiç huzunlendirmiyor şahsen.
en iğrenç bulduğum şeylerden biri evladının hayatına ambargo koymak ve ilerde bana bakar diye çocuk büyütmek. direkt hayatına ipotek koymuş oluyor anne baba ve çok bencilce bence. fakat nurda durum çok farklı diye düşünüyorum. herkesin düşüncesi farklı tabi150 yıl önce anne babanın 10 çocuğa rahat rahat bakabildigi ! dönemlerde , 10 evlat da ana babaya bakabiliyordu bu söz söylendiğinde.... Bugün çocuk büyütmenin ırgat beslemekten farklı anlamları olduğunu biliyoruz ve ona göre davranıyoruz artık çok şükür.
Benzer durumlarda bulundum, teklif ettim, ne kv. ne annem kabul etmedi, elimiz ayağımız tutuyor, sağolun evladım ama ev gibisi olmaz deyip 3 gün sonra gittiler.
Ben de şimdi evladima bakıyorum, ileride bırakın yas geçirmeyi, felç bile olsam yük olmak istemem, bir tanecik hayatı var kuzumun, kıyamam... Yarın ne getirir bilinmez ama ileride ona yük olmamak için de şimdiden alabileceğim her türlü tedbiri alıyorum. Bu yüzden hem bir evlat hem de bir anne olarak öyle beylik sozler de beni hiç huzunlendirmiyor şahsen.
o sadece alışılagelmiş anne baba hakkını anlatmak amacıyla söylendi. hani atasözlerimiz deyimlerimiz hikayelerimiz olayları az sözle çok şey anlatabilmek adına zenginleştirmek için kullanılır ya. o manadaBen de yazacaktım da konuyla çok alakası da yok diye üşendim. 10 çocuğa “bakmakta” ne var? Birini büyüt, diğerleri birbirine baksın, hepsini de sokağa sal. Sanki fransiz mürebbiyelerle büyütüyorlar.
Benim en antipati beslediğim sözümüzdür. Toplumdaki çocuğa bakış açısı benim kabul edemeyeceğim düzeyde ve bu söz de onun örneklerinden.o sadece alışılagelmiş anne baba hakkını anlatmak amacıyla söylendi. hani atasözlerimiz deyimlerimiz hikayelerimiz olayları az sözle çok şey anlatabilmek adına zenginleştirmek için kullanılır ya. o manada
Burda durum bir tuhaf zaten. Annenin olaydan haberi bile yok...konu sahibi kendi kendine bir plan yapmış, uygulamaya koymuş, öncesinde ne anneye ne eşe danışmamış gibi anladım. Anne belki istemeyecekti, belki kızınin hatri için bir iki hafta kalıp gidecekti, belki önceden 1 buçuk 2 ay gibi belirsiz uzun bir süre dayatilmasaydi eş kişisi anlayış gosterecekti.... boşanmaya gitmeyecek 40 farklı usül varken , önce restleşmeye sonra blöfe sonra da çok saçma yerlere gitmiş olay... Bilemiyorum...en iğrenç bulduğum şeylerden biri evladının hayatına ambargo koymak ve ilerde bana bakar diye çocuk büyütmek. direkt hayatına ipotek koymuş oluyor anne baba ve çok bencilce bence. fakat nurda durum çok farklı diye düşünüyorum. herkesin düşüncesi farklı tabi
Bence konu sahibi çok fedakar bir eş görmek istedi. Belki kendisi eşine karşı fedakardı, karşılığını istedi bilemiyorum. Ama birbirlerine uygun değillermiş. Böyle olaylarda anlaşılıyor gerçekler maalesef.Burda durum bir tuhaf zaten. Annenin olaydan haberi bile yok...konu sahibi kendi kendine bir plan yapmış, uygulamaya koymuş, öncesinde ne anneye ne eşe danışmış gibi anladım. Anne belki istemeyecekti, belki kızınin hatri için bir iki hafta kalıp gidecekti, belki önceden 1 buçuk 2 ay gibi bir süre dayatilmasaydi eş kişisi anlayış gosterecekti.... boşanmaya gitmeyecek 40 farklı usül varken , çok saçma yerlere gitmiş olay... Bilmiyorum...
150 yıl önce anne babanın 10 çocuğa rahat rahat bakabildigi ! dönemlerde , 10 evlat da ana babaya bakabiliyordu bu söz söylendiğinde.... Bugün çocuk büyütmenin ırgat beslemekten farklı anlamları olduğunu biliyoruz ve ona göre davranıyoruz artık çok şükür.
Benzer durumlarda bulundum, teklif ettim, ısrar ettim, ne kv. ne annem kabul etmedi, elimiz ayağımız tutuyor, sağolun evladım ama ev gibisi olmaz deyip 3 gün sonra gittiler. O zaman şaşırmıştım....
Ben de şimdi evladima bakıyorum, ileride bırakın yas geçirmeyi, felç bile olsam yük olmak istemem, bir tanecik hayatı var kuzumun, kıyamam... Yarın ne getirir bilinmez ama ileride ona yük olmamak için de şimdiden alabileceğim her türlü tedbiri alıyorum. Bu yüzden hem bir evlat hem de bir anne olarak öyle beylik sozler de beni hiç huzunlendirmiyor şahsen.
Bu durumlarda büyüklere çok iş düşüyor. Kızım ben rahat edemem, biraz kalayım sen gel demek lazım. Zaten konudaki annenin haberi bile yok. Belki de kadıncağız gerçekten istemeyecekti.Çocuğunuz "anne yanımda olmana ihtiyacım var" dese "amaan alt tarafı baban ölmüş çocuk musun sen? eşinin rahatı bozulur gelemem" mi diyeceksiniz?
10 aylık evlilikte yapılan fedakarlığın karşılığını hemen alamadığı için eşten ayrılmak da, ne bileyim? Tuhaf bir konu...Bence konu sahibi çok fedakar bir eş görmek istedi. Belki kendisi eşine karşı fedakardı, karşılığını istedi bilemiyorum. Ama birbirlerine uygun değillermiş. Böyle olaylarda anlaşılıyor gerçekler maalesef.
Evet çilekçim 45 yaşındayım , 20 yıllık evliyim ve beni veya eşimi direkt etkileyen hiçbir kayıp yaşamadımÇocuğunuz "anne yanımda olmana ihtiyacım var" dese "amaan alt tarafı baban ölmüş çocuk musun sen? eşinin rahatı bozulur gelemem" mi diyeceksiniz?
Benzer durumlarda bulundum dediğimiz durumların sizi direkt etkileyen kayıplar olduğunu da hiç sanmıyorum.
Doğru, fedakarlık büyük bir sözcük oldu. Ama bu olay sayesinde hayata farklı noktalardan baktıklarını görmüş oldular. Evlilikteki beklentileri örtüşmüyor belli ki. Boşanmaya gitmesinin sebebi de bence iletişim kazası. Eş kendisini kötü ifade etmiş.10 aylık evlilikte yapılan fedakarlığın karşılığını hemen alamadığı için eşten ayrılmak da, ne bileyim? Tuhaf bir konu...
Bu durumlarda büyüklere çok iş düşüyor. Kızım ben rahat edemem, biraz kalayım sen gel demek lazım. Zaten konudaki annenin haberi bile yok. Belki de kadıncağız gerçekten istemeyecekti.
Olur mu, anne ya da babamız vefat ettiğinde eşimizin neyi ne kadar isteyeceğini, rahatının ne kadar bozulup bozulmayacağını düşüneceğiz ilk önce.Siz ısrarla konu sahibinin annesine yardım etmek istediğini varsayıyorsunuz. Ben de diyorum ki konu sahibinin annesine ihtiyacı var.
Çok iş düşen büyük de çocuğunun ihtiyacı varken onun yanında olur.
Belki konu sahibine babasının hatıraları arasında olmak zor gelecekti, belki annesine ortam değişikliği iyi gelecekti. Bunu annesiyle istediği zaman konuşup ayarlardı kendisi.
Kimin neyi nasıl atlatması gerektiğine eşi karar veremez yani.
Böyle bir durumda eşine düşen sadece "neye ihtiyacınız var" diye sormaktır, başka bir şey değil.
Evet çilekçim 45 yaşındayım , 20 yıllık evliyim ve beni veya eşimi direkt etkileyen hiçbir kayıp yaşamadımyakaladin valla bravo
2 ay kendi evinde ihtiyacını gidermek zorunda değil işte. 10 gün kendi evinde kalırlardı sonrasında annesinin evine geçebilirlerdi. İşte “illa 2 ay bu evde kalacağız”ın karşılığı “asla istemiyorum” oluyor ve sonucu da boşanma. Böylesi daha hayırlıdır belki de. Her iki taraf da sonraki ilişkilerinde köşeli yerlerini törpüler.Siz ısrarla konu sahibinin annesine yardım etmek istediğini varsayıyorsunuz. Ben de diyorum ki konu sahibinin annesine ihtiyacı var.
Çok iş düşen büyük de çocuğunun ihtiyacı varken onun yanında olur.
Belki konu sahibine babasının hatıraları arasında olmak zor gelecekti, belki annesine ortam değişikliği iyi gelecekti. Bunu annesiyle istediği zaman konuşup ayarlardı kendisi.
Kimin neyi nasıl atlatması gerektiğine eşi karar veremez yani.
Böyle bir durumda eşine düşen sadece "neye ihtiyacınız var" diye sormaktır, başka bir şey değil.
Merak etmeyin en agirlarindan 2 baba bir kardeş kaybı yaşadık. İletişim ve destek süreçleri konusunda da uzman sayılırım. Konu sahibinin önceki konularından ve bu konudan yola çıkarak iletişim ve ilişkide kullanılan yöntemde konu sahibinin de çok doğru davranmadigini düşünmek , beni ne merhametsiz ne de duyarsız kılmaz. Sizi de olayı sadece ebeveyn kaybında verilen duyarlı destegin mahrumiyeti olarak gördüğünüz için haklı çikarmaz . Ayrıca son cümleye katildigimi yorumlarımı okusaydiniz anlardiniz , evet bitmesi ikisi için de hayırlı olmuş.Ben anne baba kaybından bahsediyorum.
Yas sürecini gece 10 dk ağlayıp pijamaları giydikten sonra göz altı kremini sürüp huzurla uyuduğun, sabah kahvaltıdan sonra saat 8 sularında bir 10 dk ağlayıp hayatına devam ettiğin bir şey sanıyorsunuz çünkü.
Bir insan kendi yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz bir hale gelmişken "ama yeni evliyim ihihi" deyip eşinin rahatını dert edinemiyor kendine.
Yaşadıysanız ve buna rağmen bunları yazıyorsanız ailenizle güzel bir ilişkiniz yokmuş demek ki, ona da bir şey diyemem.
Ama babasını kaybettiği için annesine ihtiyaç duyması konu sahibini çocuk ya da ana kuzusu ya da garip yapmıyor. Ortadaki evlilik gayet de bitmesi gereken bir evlilik.