Babamı kaybettim, eşim üzerinden 1 hafta geçmeden beni ağlattı, boşanma aşamasına geldim. Siz olsanız ne yapardınız?

Eşim aylarca babasının kanser sürecine şahit olacak sonra babasını kaybedecek ve annesi 1 aylığına bizde kalacak olsa böyle acı bir durumda rahatımı düşünmem bile. Eşimin canı ne kadar yanıyorsa benim de o kadar yanar. Bir ay sonra diğer çocuğuna gidecekmiş zaten. Kanser kolay bir şey değil muhtemelen annesi de psikolojik olarak çok yıpranmıştır bu süreçte. Bir anda boşluğa düşmemesi için çocuklarıyla kalması kadar doğal bir şey yok. Aylarca yıllarca kalmayacakmış ki. Biriyle evleniyorsak bu ortalama 50 yıllık bir süreç. İnsanların başına ne geleceği belli olmaz. Kök aile ile yaşanmaya zorlanamaz ama her şeyi de genelleyemeyiz bazı durumlarda rahatımızdan feragat etmeyeceksek bir zahmet evlenmemek lazım ya.
 
150 yıl önce anne babanın 10 çocuğa rahat rahat bakabildigi ! dönemlerde , 10 evlat da ana babaya bakabiliyordu bu söz söylendiğinde.... Bugün çocuk büyütmenin ırgat beslemekten farklı anlamları olduğunu biliyoruz ve ona göre davranıyoruz artık çok şükür.

Benzer durumlarda bulundum, teklif ettim, ısrar ettim, ne kv. ne annem kabul etmedi, elimiz ayağımız tutuyor, sağolun evladım ama ev gibisi olmaz deyip 3 gün sonra gittiler. O zaman şaşırmıştım....

Ben de şimdi evladima bakıyorum, ileride bırakın yas geçirmeyi, felç bile olsam yük olmak istemem, bir tanecik hayatı var kuzumun, kıyamam... Yarın ne getirir bilinmez ama ileride ona yük olmamak için de şimdiden alabileceğim her türlü tedbiri alıyorum. Bu yüzden hem bir evlat hem de bir anne olarak öyle beylik sozler de beni hiç huzunlendirmiyor şahsen.
 
Ben de yazacaktım da konuyla çok alakası da yok diye üşendim. 10 çocuğa “bakmakta” ne var? Birini büyüt, diğerleri birbirine baksın, hepsini de sokağa sal. Sanki fransiz mürebbiyelerle büyütüyorlar.
 
en iğrenç bulduğum şeylerden biri evladının hayatına ambargo koymak ve ilerde bana bakar diye çocuk büyütmek. direkt hayatına ipotek koymuş oluyor anne baba ve çok bencilce bence. fakat nurda durum çok farklı diye düşünüyorum. herkesin düşüncesi farklı tabi
 
o sadece alışılagelmiş anne baba hakkını anlatmak amacıyla söylendi. hani atasözlerimiz deyimlerimiz hikayelerimiz olayları az sözle çok şey anlatabilmek adına zenginleştirmek için kullanılır ya. o manada
 
Benim en antipati beslediğim sözümüzdür. Toplumdaki çocuğa bakış açısı benim kabul edemeyeceğim düzeyde ve bu söz de onun örneklerinden.
 
Burda durum bir tuhaf zaten. Annenin olaydan haberi bile yok...konu sahibi kendi kendine bir plan yapmış, uygulamaya koymuş, öncesinde ne anneye ne eşe danışmamış gibi anladım. Anne belki istemeyecekti, belki kızınin hatri için bir iki hafta kalıp gidecekti, belki önceden 1 buçuk 2 ay gibi belirsiz uzun bir süre dayatilmasaydi eş kişisi anlayış gosterecekti.... boşanmaya gitmeyecek 40 farklı usül varken , önce restleşmeye sonra blöfe sonra da çok saçma yerlere gitmiş olay... Bilemiyorum...
 
Son düzenleme:
Bence konu sahibi çok fedakar bir eş görmek istedi. Belki kendisi eşine karşı fedakardı, karşılığını istedi bilemiyorum. Ama birbirlerine uygun değillermiş. Böyle olaylarda anlaşılıyor gerçekler maalesef.
 

Çocuğunuz "anne yanımda olmana ihtiyacım var" dese "amaan alt tarafı baban ölmüş çocuk musun sen? eşinin rahatı bozulur gelemem" mi diyeceksiniz?

Benzer durumlarda bulundum dediğimiz durumların sizi direkt etkileyen kayıplar olduğunu da hiç sanmıyorum.
 
Çocuğunuz "anne yanımda olmana ihtiyacım var" dese "amaan alt tarafı baban ölmüş çocuk musun sen? eşinin rahatı bozulur gelemem" mi diyeceksiniz?
Bu durumlarda büyüklere çok iş düşüyor. Kızım ben rahat edemem, biraz kalayım sen gel demek lazım. Zaten konudaki annenin haberi bile yok. Belki de kadıncağız gerçekten istemeyecekti.
 
10 aylık evlilikte yapılan fedakarlığın karşılığını hemen alamadığı için eşten ayrılmak da, ne bileyim? Tuhaf bir konu...
 
Evet çilekçim 45 yaşındayım , 20 yıllık evliyim ve beni veya eşimi direkt etkileyen hiçbir kayıp yaşamadımyakaladin valla bravo
 
10 aylık evlilikte yapılan fedakarlığın karşılığını hemen alamadığı için eşten ayrılmak da, ne bileyim? Tuhaf bir konu...
Doğru, fedakarlık büyük bir sözcük oldu. Ama bu olay sayesinde hayata farklı noktalardan baktıklarını görmüş oldular. Evlilikteki beklentileri örtüşmüyor belli ki. Boşanmaya gitmesinin sebebi de bence iletişim kazası. Eş kendisini kötü ifade etmiş.
 
Babamı 9 ay önce kaybettik
3 kız kardeşiz üçümüzde evliyiz
Annemizi 6 ay yanlız bırakmadık kah o bizdeydi kah biz ondaydık
Şimdi yalnızlığa alıştı demiyeyimde kabullendi
Dahada babamla yattığı yatakta yatmaz mesela
Üçümüzünde eşleri yanımızdaydı bu süreçte
Ki bu durumda yanımızda olmalıydılar zaten
Bence sen haklısın
Asla geri dönmemelisin
Kayıp konusunda evlatlar anne babaya
Eşlerde o anne babanın evladına ellerinden geldiğince destek olmalılar
Başın sağ olsun
 
Ne samimiyetsiz insanlar var ya. Yakın arkadaşlarım bile böyle bir durumda aylarca destek olur bana kaldı ki eşten bahsediyoruz. Hayatı teorilerde yaşıyorsunuz. İlişkilerde sınır çizmek, mesafeyi bilmek vs böyle bir şey değil. Hastalıkta sağlıkta bir arada olmak demek eşi grip olunca portakal suyu sıkmak demek değil. Asıl böyle büyük durumlarda ne derece samimi olduğunuzla, göğüs gerebildiğinizle alakalı. İnsanların mizaçları kişilikleri farklıdır olaylara bakış açımız değişkendir ama bu kadarı da şok geçirtti bana.
 
Bu durumlarda büyüklere çok iş düşüyor. Kızım ben rahat edemem, biraz kalayım sen gel demek lazım. Zaten konudaki annenin haberi bile yok. Belki de kadıncağız gerçekten istemeyecekti.

Siz ısrarla konu sahibinin annesine yardım etmek istediğini varsayıyorsunuz. Ben de diyorum ki konu sahibinin annesine ihtiyacı var.
Çok iş düşen büyük de çocuğunun ihtiyacı varken onun yanında olur.
Belki konu sahibine babasının hatıraları arasında olmak zor gelecekti, belki annesine ortam değişikliği iyi gelecekti. Bunu annesiyle istediği zaman konuşup ayarlardı kendisi.
Kimin neyi nasıl atlatması gerektiğine eşi karar veremez yani.
Böyle bir durumda eşine düşen sadece "neye ihtiyacınız var" diye sormaktır, başka bir şey değil.
 
Olur mu, anne ya da babamız vefat ettiğinde eşimizin neyi ne kadar isteyeceğini, rahatının ne kadar bozulup bozulmayacağını düşüneceğiz ilk önce.

Eşin izni ölçüsünde de, acımızı yaşayacağız. Fazlası çocukluk, düşüncesizlik olur.
 
Son düzenleme:
Evet çilekçim 45 yaşındayım , 20 yıllık evliyim ve beni veya eşimi direkt etkileyen hiçbir kayıp yaşamadımyakaladin valla bravo

Ben anne baba kaybından bahsediyorum.
Yas sürecini gece 10 dk ağlayıp pijamaları giydikten sonra göz altı kremini sürüp huzurla uyuduğun, sabah kahvaltıdan sonra saat 8 sularında bir 10 dk ağlayıp hayatına devam ettiğin bir şey sanıyorsunuz çünkü.
Bir insan kendi yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz bir hale gelmişken "ama yeni evliyim ihihi" deyip eşinin rahatını dert edinemiyor kendine.
Yaşadıysanız ve buna rağmen bunları yazıyorsanız ailenizle güzel bir ilişkiniz yokmuş demek ki, ona da bir şey diyemem.
Ama babasını kaybettiği için annesine ihtiyaç duyması konu sahibini çocuk ya da ana kuzusu ya da garip yapmıyor. Ortadaki evlilik gayet de bitmesi gereken bir evlilik.
 
2 ay kendi evinde ihtiyacını gidermek zorunda değil işte. 10 gün kendi evinde kalırlardı sonrasında annesinin evine geçebilirlerdi. İşte “illa 2 ay bu evde kalacağız”ın karşılığı “asla istemiyorum” oluyor ve sonucu da boşanma. Böylesi daha hayırlıdır belki de. Her iki taraf da sonraki ilişkilerinde köşeli yerlerini törpüler.
 
Merak etmeyin en agirlarindan 2 baba bir kardeş kaybı yaşadık. İletişim ve destek süreçleri konusunda da uzman sayılırım. Konu sahibinin önceki konularından ve bu konudan yola çıkarak iletişim ve ilişkide kullanılan yöntemde konu sahibinin de çok doğru davranmadigini düşünmek , beni ne merhametsiz ne de duyarsız kılmaz. Sizi de olayı sadece ebeveyn kaybında verilen duyarlı destegin mahrumiyeti olarak gördüğünüz için haklı çikarmaz . Ayrıca son cümleye katildigimi yorumlarımı okusaydiniz anlardiniz , evet bitmesi ikisi için de hayırlı olmuş.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…