- 19 Eylül 2013
- 4.878
- 9.356
İşte bazilarina yaka silktirir bazilarina şükrettirirEvet ben bunu tecrübe ettim gerçekten aynı evde yaşamak çok farklı . Biz sevgili olduğumuz süre boyunca senelerimizi dip dibe de geçirmedik. Hep bi özlem, hasret vardı. Belki bu yüzden o zamanlar problemler daha kolay aşılabiliyordu. Sürekli dip dibe didişip durmak ciddi zarar veriyor iki tarafa da. Çareyi o evden kaçıp kurtulmakta buldum annemin yanına geldim. Aynı ev içine girmek davranış bakımından bi anlamda özensizliğe sebep oluyor o cicim ayları geçtikten sonra özellikle. Çok zormuş gerçekten . Bana evlilik kolay değil derlerdi geçinmek zor derlerdi ne diyor bunlar derdim sevdiğinle berabersin bundan güzel ne olabilir derdim ama şimdi ne demek istediklerini çok iyi anlıyorum. Başaramadım, bulamadım çaresini
hanımefendi sıradanlaştığınızı söyleyen sizsini bir insan nasıl sıradanlaşır eşinizden bahsetmiyorum genel konuşuyorum şimdi insan tanımadan evlenmeyin insan tanımak nedir senin tavrına verdiği tepkiler ben bardak kırdım geldi bağırdı 10 kere kırdım bağırdı en sonunda su istedi ben su vermem bardak kırılır kızarsınız diyeBizi karşı koltuktan izliyordunuz heralde. Bu kadar ayrıntı, “sürekli” bir de . Tebrikler
Anlıyorum ne demek istediğinizi. Siz de haklısınız. Kendimi savunamıyorum bu anlamda hatalarım oldu. Hatta şu bardak kırılma meselesine benzer bişey de yaşadık. Yemeği yere döktü yerleri de yeni silmiştim adamın bütün gününü mahvettim bağırmadım tabi ama çok söylendim kızdım. Ne kadar saçmaymış, gereksizmiş. Tekrar silsem elime mi yapışırdı sanki. Bu tür küçük şeyler zamanla daha büyük bi yıkıma sebep oldu belki de . Onun da hataları vardı tabiki hatalar tek taraflı değil ama benim adıma konuşursak evet benim de çöktü.hanımefendi sıradanlaştığınızı söyleyen sizsini bir insan nasıl sıradanlaşır eşinizden bahsetmiyorum genel konuşuyorum şimdi insan tanımadan evlenmeyin insan tanımak nedir senin tavrına verdiği tepkiler ben bardak kırdım geldi bağırdı 10 kere kırdım bağırdı en sonunda su istedi ben su vermem bardak kırılır kızarsınız diye
Ne guzel soyledin.Senin tarif ettiğin aşk biter. Yani hergün beraber olduğun birini görünce kalbin çarpmaz . Evlilikte aşk, başka türlü bişey.
Gördüğünde kalbini çarptırmaz tabi ama onu bir daha göremeyeceğini düşünmek korku veriyorsa o zaman evlilik aşkı vardır aranızda.
Bu mesajınıza yönelik yazıyorum, biz de eşimle nisanliyken evimizi daha yeni yerlestiriyorduk ve benim ceyizlerim tencere tava vs. Hala memleketten gelmemişti, ayni sehirde yaşıyorduk ben nöbetten çıktım sabah yeni eve gittim uyudum, uyaninca temizlik yapcaktim ama aşırı yorgundum , eşim de gitmiş alış veriş yapmış evde hiç birşey yoktu küçük bir tava da almış yumurta kırmak için özenmiş kahvaltı hazırlamış beni uyandırdı, ben salak tabi uyandım suratım 5 karış yorgun olunca öyle olurum, söyledim neden gittin böyle bir tava aldın güzel biirsey alsaydın diyeAnlıyorum ne demek istediğinizi. Siz de haklısınız. Kendimi savunamıyorum bu anlamda hatalarım oldu. Hatta şu bardak kırılma meselesine benzer bişey de yaşadık. Yemeği yere döktü yerleri de yeni silmiştim adamın bütün gününü mahvettim bağırmadım tabi ama çok söylendim kızdım. Ne kadar saçmaymış, gereksizmiş. Tekrar silsem elime mi yapışırdı sanki. Bu tür küçük şeyler zamanla daha büyük bi yıkıma sebep oldu belki de . Onun da hataları vardı tabiki hatalar tek taraflı değil ama benim adıma konuşursak evet benim de çöktü.
Başlarda öyle dediginiz bana sevgililik ve evliliğin ilk dönemleri gibi geldi yani belki 4-5 sene. Zaten sevgiliyken dağ ayısı olsa evlenmezdiniz çünkü çok aşık değildim diyorsunuz. Yani yine diyorum bence sorunuz size uymuyor.Haklısınız başlarda öyleydi asla kendimi savunmuyorum. Şımartılmış sürekli avutulmayı bekleyen bi çocuk gibiydim açıkçası. Fakat hatalarımdan hiç ders almadım, kendimi törpülemeyi beceremedim de diyemiyorum. Bu konuda kendime haksızlık edemeyeceğim. İşte bu noktadan sonra karşı taraf tamamen farklı bi kişiliğe büründü. Nasıl desem ben verdikçe o alan taraf oldu. Ben yapıcı davranmaya özen gösterdikçe o yıkıcı oldu. Elbette mükemmel değiliz hiçbirimiz dört dörtlük değiliz fakat siz nerden tutunabilirim diye çabaladıkça karşı tarafın iyice boşlaması veya sürekli geçmişte yaptığınız hatalarınızı yüzünüze vurması bi yerde boşa kürek çekiyorum hissi yaratıyor , bi yere varamıyorum , varamayacağım hissine sebep oluyor ve tıkanıyorsunuz .
Birdaha göremeyeceğim diye korkmaktan ziyade canı sağolsun diyebiliyorum sadece. Biraz da hem onun adına hem kendi adıma birbirimize daha fazla zarar vermeden, yormadan, yıpratmadan çekilelim istiyorum. Herkesin iyiliği için bu gerekli diye düşünüyorum. Şuan Allah korusun canına bi zarar gelse tabiki yıkılırım fakat bensiz daha mutlu olabileceğini düşününce de vazgeçmek en doğrusu. Mutlu olmasa da huzurlu olacak en azından artık. Bi zaman sonra mutluluğu da tekrar bulacak o hoş olmayan boşanma sonrasındaki o bunalımlı süreç geçtikten sonra. Keza benim için de öyle. Keşke yürütebilseydik ama olmadı.Senin tarif ettiğin aşk biter. Yani hergün beraber olduğun birini görünce kalbin çarpmaz . Evlilikte aşk, başka türlü bişey.
Gördüğünde kalbini çarptırmaz tabi ama onu bir daha göremeyeceğini düşünmek korku veriyorsa o zaman evlilik aşkı vardır aranızda.
Bu kadar farkındaysan neden değiştirmiyorsun bazı şeyleri?Birdaha göremeyeceğim diye korkmaktan ziyade canı sağolsun diyebiliyorum sadece. Biraz da hem onun adına hem kendi adıma birbirimize daha fazla zarar vermeden, yormadan, yıpratmadan çekilelim istiyorum. Herkesin iyiliği için bu gerekli diye düşünüyorum. Şuan Allah korusun canına bi zarar gelse tabiki yıkılırım fakat bensiz daha mutlu olabileceğini düşününce de vazgeçmek en doğrusu. Mutlu olmasa da huzurlu olacak en azından artık. Bi zaman sonra mutluluğu da tekrar bulacak o hoş olmayan boşanma sonrasındaki o bunalımlı süreç geçtikten sonra. Keza benim için de öyle. Keşke yürütebilseydik ama olmadı.
İkiniz için de hayırlısı olsun. Umarım bundan sonra mutluluğu yakalarsınız.Haklısınız böyle örnekler de çok var. Aşk herşeye yetecek diye bi kaide yok çünkü dediğiniz gibi sonsuz birşey değil elbet yitirilecek bir yerde bitecek. Sevgi gerçekten kolay kolay bitmiyor. Fakat en önemlisi saygıymış. Saygıyı yitirmek sevgiyi ciddi anlamda zedeliyor, bazen bitiriyor bile. Saygıyı da bi kere kaybettikten sonra toparlanmak artık imkansız gibi bişey. Çok mücadele ettim bu konuda kendimi çok törpülemeye çalıştım . Hakaret , aşağılayıcı, iğneleyici sözlerden kaçınmaya çalıştım ki bunu çok yapardım. Fakat siz kaçındıkça karşı taraf daha çok üstünüze biniyor bu sefer de. Hep bi alt etme çabası, üstün gelme çabası.
Bir insan olarak sevdiğime katılıyorum. Heyecan gerçekten hiç duymadım diyebilirim bu 6 sene boyunca. Fakat gerçekten çok sevdim. Dediğiniz gibi bu yeterli değilmiş ama. Doğru söylüyorsunuz gerçekten de bana olan sevgisini, ilgisini, hayranlığını sevdim. Bunları artık kaybettiğini , yitirdiğini , onun için artık sıradan , önemsiz biri olduğumu farkettiğim an da onu terkettim.. Bir anlamda o başlattı, o bitirdi işte..
Hanımefendi erkekleri tanımıyor musunuz? Evlendikten sonra deyim yerindeyse köprüyü geçtikten sonra salıyor çoğu kendiniBaşlarda öyle dediginiz bana sevgililik ve evliliğin ilk dönemleri gibi geldi yani belki 4-5 sene. Zaten sevgiliyken dağ ayısı olsa evlenmezdiniz çünkü çok aşık değildim diyorsunuz. Yani yine diyorum bence sorunuz size uymuyor.
Nasıl olsa benim, bosayamaz da başkasında sevemez diyor sanirimHanımefendi erkekleri tanımıyor musunuz? Evlendikten sonra deyim yerindeyse köprüyü geçtikten sonra salıyor çoğu kendiniSevgiliyken, daha doğrusu evlendiğim güne kadar çok iyiydi, mükemmeldi. Evlilik biraz sıradanlaştırdı beni onun gözünde . Evet benim hatalarım da buna sebep olmuş olabilir ama üzülerek söylüyorum “artık benim” kafasına da büründü evlendikten sonra . Cesaret geldi adama.
Malesef o son şansı kaybettik biz artık. Bizden geçti. 2 aydır annemin evindeyim ben. Ara ara tabiki iletişime geçti ben yüz vermedim. Bu süreçte babamı kaybettim bi süre yanımda oldu bana destek oldu ama sonuç yine hüsrandı . Tabi ben ayrılık kararını babam ölmeden önce çoktan almıştım zaten. Yine de kendisinin hala ciddiyetimin farkında olduğunu sanmıyorum. Kendisini o mahkeme kapısınının önünde bulduğunda anlayacak ancak. Bilmiyorum çok yorulduk yıprandık aynı şeyleri tekrar yaşamaya tahammülüm yok göze alamıyorum. Ona da güvenemiyorum bu konuda. Eminim o da bana güvenmiyor. Bir de o oturaklı, lafı sözü bir adam gitti farklı bi kişiliğe büründü. En ufak bişeyde boşanmakla tehdit etmeye başlamıştı son zamanlarda. Siniri geçince sinirle söyledim diyip tam bi aşk pıtırcığına bürünürdü. Sonra en ufak bişeyde yine tekrar aynı boşanma tehditleri, hakaretler.. işi gücü de rast gitmedi battı. Canı çok sıkkındı kafası bozuktu bi kaç aydır. İyice dengesizleşmişti. İşe gir dedim emir altında çalışmam tekrar iş kuracağım dedi. O sıra maddi sıkıntı benim canıma tak etti. Ailesiyle de aram iyice açıldı bu arada. Onlar da bana düşman oldular. Artık aşılamayacak kadar büyüdü problemler. En ufak bi umut ışığı olsa ‘seviyorum ben o yeter’ diyeceğim ama göremiyorum. Daha evliliğimin ilk yılı yeni doldu iş kuracağım diye bileziklerime göz dikti mesela. Gönlüm razı olmadı ben onları daha zor günler için veya mesela bi ev satın almak için tutmak istiyordum. Siz olsanız verir miydiniz kuracağı işten hiç ümidiniz olmadığı halde? Kusura bakmayın çok uzattım ama sorunlar büyüdü büyüdü bitmek bilmedi. Ya biz aşmayı bilemedik, o kadar beceriksizdik ya da gerçekten aşılamayacak durumda ve geriye boşanmaktan başka çare kalmadı…Bu kadar farkındaysan neden değiştirmiyorsun bazı şeyleri?
Bir yıl ayrılık kararı için çok kısa değil mi?
Evet evet kesinlikleNasıl olsa benim, bosayamaz da başkasında sevemez diyor sanirim
Ne doğru söylediniz. Sabır da çok önemli. Biz onu da yitirdik. Birbirimize tahammülümüz kalmadı hiç. Ben açıkçası oldum olası hep sabırsız, tahammülünü çok çabuk kaybeden, çok çabuk sıkılan bi insan olmuşumdur. Ki bu evliliğine doğasına aykırı. Bu yüzden çok zorlandım açıkçası. Eşim bana karşı hep sabırlıydı ve bana hep derdi ki ben aslında bu kadar sabırlı, anlayışlı bir insan değilim. Sadece sana karşı böyleyim. Sen farklısın derdi. Ki zamanla gördüm gerçekten anne babasına karşı bile tahammülsüz onlarla bile zor anlaşan bir insan. Birgün bi baktım bende “herkes” gibi olmuşum artık onun için. Bu noktada çok üzüldüm kırıldım zaten. Yine vazgeçmedim , hatayı kendimde aradım , kendimi değiştirmeye çalıştım , onu tekrar kazanmaya çalıştım fakat ben verdikçe o aldı, ben yapıcı olmaya çalıştıkça o yıktı. Ben alttan almaya çalıştıkça o git gide daha da üstüne gelme çabası içine girdi. Onun yaptığı saygısızlıklar benimkini aştı. O noktada bıraktım artık.Bana göre evliliğin temel maddeleri sevgi saygı ve sabırdır. En önemlisi sabırdır hatta. İnsana sabretmek hele de evlilikte sabretmek çok zordur. Bazı şeyleri görmezden gelmek lazım. Olabilir insanız tabi ki hata yapacağız demek lazım ve kabullenmek lazım. Bizim en büyük sorunumuz bu bence tahammülsüzlük. Tabi bazı şeyler karşılıklı olunca anlamlı. Sizin birbirinize tahammülünüz kalmamış gibi ben öyle anladım
Sorunlar üst üste gelmiş haklısın. Hayırlısı olsun dünyanın sonu değil elbette , hayat devam edecek. Umarım çok daha mutlu olursun. Mantıklı davranabildiğin ve dirayetli olduğun için kutluyorum seni.Malesef o son şansı kaybettik biz artık. Bizden geçti. 2 aydır annemin evindeyim ben. Ara ara tabiki iletişime geçti ben yüz vermedim. Bu süreçte babamı kaybettim bi süre yanımda oldu bana destek oldu ama sonuç yine hüsrandı . Tabi ben ayrılık kararını babam ölmeden önce çoktan almıştım zaten. Yine de kendisinin hala ciddiyetimin farkında olduğunu sanmıyorum. Kendisini o mahkeme kapısınının önünde bulduğunda anlayacak ancak. Bilmiyorum çok yorulduk yıprandık aynı şeyleri tekrar yaşamaya tahammülüm yok göze alamıyorum. Ona da güvenemiyorum bu konuda. Eminim o da bana güvenmiyor. Bir de o oturaklı, lafı sözü bir adam gitti farklı bi kişiliğe büründü. En ufak bişeyde boşanmakla tehdit etmeye başlamıştı son zamanlarda. Siniri geçince sinirle söyledim diyip tam bi aşk pıtırcığına bürünürdü. Sonra en ufak bişeyde yine tekrar aynı boşanma tehditleri, hakaretler.. işi gücü de rast gitmedi battı. Canı çok sıkkındı kafası bozuktu bi kaç aydır. İyice dengesizleşmişti. İşe gir dedim emir altında çalışmam tekrar iş kuracağım dedi. O sıra maddi sıkıntı benim canıma tak etti. Ailesiyle de aram iyice açıldı bu arada. Onlar da bana düşman oldular. Artık aşılamayacak kadar büyüdü problemler. En ufak bi umut ışığı olsa ‘seviyorum ben o yeter’ diyeceğim ama göremiyorum. Daha evliliğimin ilk yılı yeni doldu iş kuracağım diye bileziklerime göz dikti mesela. Gönlüm razı olmadı ben onları daha zor günler için veya mesela bi ev satın almak için tutmak istiyordum. Siz olsanız verir miydiniz kuracağı işten hiç ümidiniz olmadığı halde? Kusura bakmayın çok uzattım ama sorunlar büyüdü büyüdü bitmek bilmedi. Ya biz aşmayı bilemedik, o kadar beceriksizdik ya da gerçekten aşılamayacak durumda ve geriye boşanmaktan başka çare kalmadı…
Evet benim anlattığım olay da bi süre içimden çıkmadı üzüldüm. Dediğiniz gibi yapıyoruz böyle şeyler inanın bende bidaha yapmadım ama başka bi sebepten başka bi tartışmada alakasız yere sürekli yüzüme vuruldu bu olay “sen eften püften sebepten bile huzursuzluk çıkarıyordun” diye. Yapmaya çalıştığımı çabamı görmedi ne yazık ki. Hiç takdir etmedi. Hep hatalarımı yüzüme vurdu durdu. Kapanan konular sürekli tekrar açıldı bu da çok yordu yıprattı evliliğimizi.Bu mesajınıza yönelik yazıyorum, biz de eşimle nisanliyken evimizi daha yeni yerlestiriyorduk ve benim ceyizlerim tencere tava vs. Hala memleketten gelmemişti, ayni sehirde yaşıyorduk ben nöbetten çıktım sabah yeni eve gittim uyudum, uyaninca temizlik yapcaktim ama aşırı yorgundum , eşim de gitmiş alış veriş yapmış evde hiç birşey yoktu küçük bir tava da almış yumurta kırmak için özenmiş kahvaltı hazırlamış beni uyandırdı, ben salak tabi uyandım suratım 5 karış yorgun olunca öyle olurum, söyledim neden gittin böyle bir tava aldın güzel biirsey alsaydın diyetabi sonra morali bozuldu aşırı pişman oldum,inan kaç yıl geçti içimden çıkmıyor o gün .....bazen biz kadınlar böyle şeyler yapabiliyoruz artık yapmıyorum mesela çoğu şeye takilmam, birşey mi dokulmus kırılmış hiç umursamam