Evlilikte değişen kişilikler yüzünden boşanılır mı?

Allah aşkına hiç lise mezunu insanla doktoralı insan bir olur mu? Başlı başına saçmalık yani nasıl ortak noktada buluşacaksınız? Birini küçük görüp birini yüceltmek için söylemiyorum bunu, ama olacak iş değil. Siz bir şekilde eşinizin ortamına girersiniz ( ki onda da eğreti duruyorsunuz çok belli) ama eşiniz nasıl sizin ortamınıza girecek? Adama da eziyet size de eziyet. Farklı kafalarda insanların sağlıklı bir evlilik yürütebilmesi çok zor, sizinki ise imkansız.
 
Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Şimdi anlıyorumki eşiniz ile evlenmeden öncede bu çizgideymiş. Siz o zamanlar kendisine ayak uydurup, mevcut durumda yaş aldıkça, olgunlaştıkça kişiliğinizi keşfedip aynı şeyleri yapmaktan keyif almamaya başladınız sanıyorum. Kaç yaşında evlendiniz diye sorsam? Gerçi kendini bulmanın yaşla da ilgisi yokta.
Hiçbir çift %100 uyumlu değildir. Benim sevdiğimi o sevmez, onun sevmediğini ben sevmem vs. her ilişkide olur. Ancak tolerans gösterebildiğimiz ve gösteremediğimiz konuları tartmak lazım. Sırf o seviyor diye sevmediğiniz bir şeyi yaptınız mı? O da aynı şekilde sizin sevip kendi sevmediği ama sırf siz mutlu oluyorsunuz diye bunu yaptığı oldu mu? Eğer bu konuda bir anlaşmazlık yok ise bence bitirmeyin derim. Katlanması zor bir durumdaysanız da çocuk yapmayın ve oturup iki kişi detaylıca düşünün, eteğinizdeki taşları bir dökün ve ikiniz içinde en doğru olan kararı vermeye çalışın bence.
 
Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim

Neden siz üniversite mezunusunuz diye size köle olsunlar ve mutlu olsunlar anlamadım? O nasıl saçma bi bakış açısı.
Bana sanki siz insanlara biraz yüksekten bakıyorsunuz gibi geldi.
 
Lise mezunu bir insanla doktoralı bir insanın evlenmesi başlı başına yanlış . İnsan zamanla değişir ve gelişir . Muhafazakar insan ise zaten bu değişime kapalı kültürünü ve inancını muhafaza edecek kişidir . Size de kızamadim çok uzun yıllardır devam eden bir ilişkide değişip gelişmişsiniz bende aynı süreçlerden geçtim . 29 olacağım asla 25 ile aynı kişi değilim. Bilemiyorum bu durumda pek çözüm yok
 
Hayat herkesi farklı değiştiriyor, dönüştürüyor tabi ki yollarinız ve hayatlarinız ayrılabilir. Ben suraya takıldim 10yılda bir insan nasıl değişmez, hayat herkese iyi kötü bir şeyler öğretiyor, bir seyler katıyor. Konuya geleyim olmuyorsa da olmuyor ben olsam zorlamazdım boşanırdim
Oluyor maalesef.
Kendini bir fanusa kapatıyor.Oradan hiç çıkmaya çalışmayan dolu insan var.
Bende önce inanmazdim ama oluyor.
 
Öyle geliştirseymiş keşke ama kadın bu adamı böyle beğenmiş sevmiş. Yani parayı bulunca ya da 2-3 kademe iş pozisyonu atlayınca ev hanımı karısını beğenmeyen erko tipi gibi. Ona nasıl kızacaksak bu da kızılacak bir konu bence. Pozitif ayrımcılığa gerek yok
Hiç böyle düşünmüyorum Mery ya. İnsanın yanindaki eşinin de kendiyle gelişim göstermesi gerekir . Babam biz büyürken iki üniversite okudu şimdi önemli bir mevkide . Annem de ortaokuldan başlayıp bildiğin üniversite kazandı . Şimdi bir işte çalışıyor . Eğitmen/öğretmen gibi . Hayat belirli bir yerde sabit durmuyor . Okuyan , dinleyen , araştıran insan değişir . O yüzden burada da kadınlara hep aynı şeyi söylüyorum çalışın , geliştirin diye. Evli iki insan birbirini taşıyabilmeli bence . İkisi de birbirini ekonomik ve kültürel olarak geliştirmeli. Yoksa aynı yataga girdiğin kişiyle aynı dili konuşamıyorsan bir manası kalmaz ki
 
Hayat herkesi farklı değiştiriyor, dönüştürüyor tabi ki yollarinız ve hayatlarinız ayrılabilir. Ben suraya takıldim 10yılda bir insan nasıl değişmez, hayat herkese iyi kötü bir şeyler öğretiyor, bir seyler katıyor. Konuya geleyim olmuyorsa da olmuyor ben olsam zorlamazdım boşanırdim
İnan bazilari daha da geriye gidiyor . Çevremde örneği çok
 
İnsan değişim ve gelişime açık bir canlı. Kim yerinde sayıyor ki?
15 yaşımızla 20 aynı değil.
20'yle de 30 aynı değil.
Fikirlerimiz,isteklerimiz düşüncelerimiz devamlı değişecek. Bu değişimi birlikte yaşayıp,ayak uydurabiliyorsak evlilik gider.Fakat ben gelişip diğer taraf hep aynı yerde sayıyorsa olmaz o iş.
Giyimine bile müdahale eden ve bunun için boşanmayı düşünen biriyle ortak çocuk çok zor.
Devam ettikçe gerileyip, ayak uydurur büyük ihtimalle mutsuz ve ağır depresyon içinde yaşarsın.
Bu kadar farklılıkla gitmez.
 
İnsanlar sürekli değişir değişir ve bu değişim ve uyumsuzluk artık dayanılmayacak noktaya geldiğinde ayrılık olur zaten. Çok normal bir şey bu problem yok bence.
 
Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Doktora yapmış bir kadın ile lise mezunu bir erkeğin aynı frekansi yakalaması zor. Yeni evlisiniz. Seks vs. bunlarin heyecanıyla yürür gider. Bir zaman sonra bunun heyecanı geçince yavas yavas sorgulamaya başlayacaksınız. Sizi çok iyi anlıyorum. Çünkü ben de doktora yaptım. Yeni de docent oldum. Eşim de hekim. Şimdi düşünüyorum. Yapabilir miydim lise mezunu bir beyle diye. Sanırım yapamam. O zamanla kendini eksik hissedecek. Eksik hissettikce de size yaptığı baskılar artacak. Sakın çocuk yapmayın. Sakın ama sakın. Çocuk olduktan sonra boşanmak 10 kat zor. Hatta şort bile giymenizi istemeyen biri boşanmak da istemeyecektir.
Cahil insanlar eğitimli birine karşı çok hadsiz olabiliyor. Güya şaka yapıyor ama alttan alttan baksana doktora yapmış kızı nasıl calistiriyorum diyorlardir içlerinden. Ben kayinvalidemlere gidince herseyi yaparim. Ayni apartmanda 2 geliniyle yaşıyor. Ama ben mesleğimi kariyerimi kapı önüne koyuyorum adım attığımda oraya. Beraber pisiriyoruz, yemek yapıyoruz, şakalaşıyoruz. Bunu baştan yakalamak lazım. Eşinizin ailesi bunu anlayacak türden değil. Size en önemli tavsiyem çocuk yapmayın demek olur.
 
Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Aşağılık kompleksleri var çünkü. Benzerlerini ben yaşadım evet eşim tahsilli görmüş geçirmiş insan ama akrabaları makyaj, cafe, bar vs işlerle pek haşır neşir olmaktan okuyup kendi emeklerini ortaya dökememişler. Bakın mali güç olmaz ya da zeka gücü yetersiz kalır vs anlarım ama sizin kayın ormanları da benimkiler gibi ( birkaçı hariç yine de ) ego tatmini derdindeler. Bana da sen bize gelinlik ne yaptın demişti teyzesi 🤣
 
Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Bu ilişkinin sonu eninde sonunda boşanmak.Siz gelismissiniz, o geride kalmış.Zaten bu saatten sonra onun fikirleri size komik gelecek.Ve saygı duymaya başlayacaksınız.Sevgi de aşka da adı herneyse bitecek.Cocuk yapmayın sakın.Cok mantıklı söylediğiniz şeyler.
 
Hiç böyle düşünmüyorum Mery ya. İnsanın yanindaki eşinin de kendiyle gelişim göstermesi gerekir . Babam biz büyürken iki üniversite okudu şimdi önemli bir mevkide . Annem de ortaokuldan başlayıp bildiğin üniversite kazandı . Şimdi bir işte çalışıyor . Eğitmen/öğretmen gibi . Hayat belirli bir yerde sabit durmuyor . Okuyan , dinleyen , araştıran insan değişir . O yüzden burada da kadınlara hep aynı şeyi söylüyorum çalışın , geliştirin diye. Evli iki insan birbirini taşıyabilmeli bence . İkisi de birbirini ekonomik ve kültürel olarak geliştirmeli. Yoksa aynı yataga girdiğin kişiyle aynı dili konuşamıyorsan bir manası kalmaz ki
Ya elbette öyle. Ama hayattaki tek gelişim yolumuz akademik yol mu? Yoo. Yani tabii ki adam hödük gibi bomboş yaşayan bir tipse konu sahibi de haklı ama adamın da illa ki geliştiği ilerlediği bi nokta vardır zaten. Belki de akademik olarak tercih etmemiştir sadece. Kim 10 yıl öncesiyle aynı kalıyor ki? Akıntıya karşı yüzmediyse zaten mecburen zaman değiştiriyor insanı.
 
Ya elbette öyle. Ama hayattaki tek gelişim yolumuz akademik yol mu? Yoo. Yani tabii ki adam hödük gibi bomboş yaşayan bir tipse konu sahibi de haklı ama adamın da illa ki geliştiği ilerlediği bi nokta vardır zaten. Belki de akademik olarak tercih etmemiştir sadece. Kim 10 yıl öncesiyle aynı kalıyor ki? Akıntıya karşı yüzmediyse zaten mecburen zaman değiştiriyor insanı.
Şort giyersen seni boşarım diyen adam sence herhangi bir alanda kendini geliştirmiş olabilir mi?
 
En baştan fazla duygusal davranmış olabilir misiniz? "Aşk varsa gerisi hallolur." gibi düşünerek? Dediğiniz gibi akademi ve kariyerin de verdiği vizyonla bulunduğunuz ortamın sizi rahatsız etmesi çok normal. Ezmek için demiyorum ama siz makale yazarsınız, konferans kovalarsınız, evde uğraştığınız kafa "Şort giyersen boşanırız."
Bu sizin ne kadar tahammül edebileceğinize bağlı. Benim de argör olup çok basic hayat yaşayan arkadaşlarım da var ama Türkiye'nin en iyi üniversitesinde de olsa beğenmeyip Amerika'ya postdos için gideni de var. Yani sizi günün sonunda eşinizle çocuk sahibi olup, usturuplu giyinip mangal yakmak, kayınvalideye çay koyup çocuğunuza pişen köfteyi yedirmek mi mutlu eder yoksa aynı eğitim seviyesinde konuşabileceğiniz, paylaşımınızın da o minvalde olacağı bir ilişki mi?

Benim eşim kendi mesleğimden (2 kere evlendim, ikisi de öyle) Benim iş sorunlarımı ya da kariyer hedeflerimi paylaşabileceğim, İngilizce içerik diye bir şeyi okurken/izlerken tek kalmayacağım ya da kendi minimal arkadaş çevremle uyumlu (hepsi mühendis, çoğu yurt dışında zaten) birini bulmam önemliydi. Başkası için belki komiktir ama ben bunlar olmazsa mutsuz olurdum, kendimi biliyorum. 2 yıl platonik aşık olduğum (yaş 18), aşkından "ölüp bittiğim" çocuk SMS atarken hal eki olmayan "-de, -da" yıl ayıramadığı için ondan soğumuştum (ciddi) :confused: Şimdi 33 yaşındayım hala aynı iritasyona sahibim. Kaç yıl geçmiş ama kafam değişmiyor. Aşk da bir yere kadardır bana göre.

O yüzden iyice geç olmadan ne istediğinize, nasıl bir hayat yaşamak istediğinize karar verin. Kendinizden de bu kadar ödün vermeyin.
 
Hatali sizsiniz ve bosanarak hatanizi duzeltebilirsiniz ancak. Kendinizi tanimadan, kisiliginizi oturrmadan evlenerek hata etmissiniz. Degismeniz cok normal ve saglikli olan. Ama karsinizda sabit duran, degisime kapali bir adam varken niye evlendiniz?

Bir de sort giymenize katlanamayip sizi bosanmakla tehdit etmesi zaten bosanmak icin cok gecerli bir neden. Siz niye onun sizin kizlarla iceceginiz bir kadeh ickiye karismasina katlaniyorsunuz? Kendinize sorun. Sahsen ben katlanmazdim.
 
X