Evlilikte değişen kişilikler yüzünden boşanılır mı?

Hatali sizsiniz ve bosanarak hatanizi duzeltebilirsiniz ancak. Kendinizi tanimadan, kisiliginizi oturrmadan evlenerek hata etmissiniz. Degismeniz cok normal ve saglikli olan. Ama karsinizda sabit duran, degisime kapali bir adam varken niye evlendiniz?

Bir de sort giymenize katlanamayip sizi bosanmakla tehdit etmesi zaten bosanmak icin cok gecerli bir neden. Siz niye onun sizin kizlarla iceceginiz bir kadeh ickiye karismasina katlaniyorsunuz? Kendinize sorun. Sahsen ben katlanmazdim.
Adam baştan şort giyen kadın istemediğini belirttiyse yada içki içmeyen eş kriteri varsa soylemesi gayet normal.
Ben sigara alkol kullanmam.
Eşim de kullanmaz.
Başta eşime sordum içmiyorum dedi şimdi ben alkole başladım dese normal karşılamam tabiki de.
 
Şimdi linç yicem ama, sen kendini geliştirmişsin o yerinde saymış. Üstüne saygısız, ailesi de cahil cühela belli ki.
Olmaz bu iş hayat uzun.
Yarın öbür gün çocuk sahibi olsalar annenin vermek isteyeceği alışkanlık, kurallarla dede babaneden öğreneceklerini düşünün mesela bir de. O zaman da eşiyle papaz olacak, asıl cümbüş orası.
 
Adam baştan şort giyen kadın istemediğini belirttiyse yada içki içmeyen eş kriteri varsa soylemesi gayet normal.
Ben sigara alkol kullanmam.
Eşim de kullanmaz.
Başta eşime sordum içmiyorum dedi şimdi ben alkole başladım dese normal karşılamam tabiki de.
Sorun o zaten. Kendini de esini de tanimadan evlenmis konu sahibi hatali.
 
Ya elbette öyle. Ama hayattaki tek gelişim yolumuz akademik yol mu? Yoo. Yani tabii ki adam hödük gibi bomboş yaşayan bir tipse konu sahibi de haklı ama adamın da illa ki geliştiği ilerlediği bi nokta vardır zaten. Belki de akademik olarak tercih etmemiştir sadece. Kim 10 yıl öncesiyle aynı kalıyor ki? Akıntıya karşı yüzmediyse zaten mecburen zaman değiştiriyor insanı.
Aslında tam olarak öyle değil ama akademi insana araştırmayı kendini geliştirmeyi öğretir. Yani on yıl öncesiyle aynısını bırakın sosyal medya ve diğer iletişim ağlarının güçlenmesiyle birlikte iyice radikalleşen insanlar da var . Malesef benim çevremde de var. Zaman iyi veya kötü değiştiriyor. İyi ve kötünün tanımı da hepimize göre farklı malum . İki insan günün sonunda aynı noktada olmayabilir bu normaldir . Ama ikisi sürekli diğer yola gidiyorsa mesafeler artar bence ayrılık kaçınılmazdır. Ben konudaki iki kişiyi de suçlayamıyorum
 
Aslında tam olarak öyle değil ama akademi insana araştırmayı kendini geliştirmeyi öğretir. Yani on yıl öncesiyle aynısını bırakın sosyal medya ve diğer iletişim ağlarının güçlenmesiyle birlikte iyice radikalleşen insanlar da var . Malesef benim çevremde de var. Zaman iyi veya kötü değiştiriyor. İyi ve kötünün tanımı da hepimize göre farklı malum . İki insan günün sonunda aynı noktada olmayabilir bu normaldir . Ama ikisi sürekli diğer yola gidiyorsa mesafeler artar bence ayrılık kaçınılmazdır. Ben konudaki iki kişiyi de suçlayamıyorum
Evet bence de. Aradaki o açılanma arttıkça ayrılık kaçınılmaz, aslında kimsenin suçu değil
 
Şort giymemek ya da alkol almamak benim için tolere edilebilir şeyler. Eşim içmiyor diye onunla tanıştıktan sonra hiç alkol almadım, alkol alınan bir yere gidince başka bir şey içiyorum, sorun olarak bile görmüyorum. Bence bunlar küçük şeyler ama sizin için önemli anlaşılan. Bence asıl mesele ailenin tavrı. Neden cevap vermiyorsunuz. Bu şekilde söylenmeden kendi rızamla destek olabilirim, kırıcı olmanıza gerek yok diyemiyor musunuz? Bu zorbalığa izin vermeniz sizin suçunuz.

Bu hayattan mutsuzsanız boşanın ama iyi düşünüp doğru karar verin. Eşinizden ayrıldığınızda aynı sevgiyle size kucak açan bir başkası kapıda hazır beklemeyecek, pişman olursanız da dönüşünüz olmayacak. Anladığım kadarıyla terapi alacaksınız, alın, kendinizden emin olup öyle karar verin. Tabi ki istediğiniz hayatı yaşamaya hakkınız var ama isteklerinizden emin olun. Sadece şort ya da iki kadeh mi mesele, ya daha derindir ya da size rahat batıyordur. Durumu doğru değerlendirin.
 
Şort giymemek ya da alkol almamak benim için tolere edilebilir şeyler. Eşim içmiyor diye onunla tanıştıktan sonra hiç alkol almadım, alkol alınan bir yere gidince başka bir şey içiyorum, sorun olarak bile görmüyorum. Bence bunlar küçük şeyler ama sizin için önemli anlaşılan. Bence asıl mesele ailenin tavrı. Neden cevap vermiyorsunuz. Bu şekilde söylenmeden kendi rızamla destek olabilirim, kırıcı olmanıza gerek yok diyemiyor musunuz? Bu zorbalığa izin vermeniz sizin suçunuz.

Bu hayattan mutsuzsanız boşanın ama iyi düşünüp doğru karar verin. Eşinizden ayrıldığınızda aynı sevgiyle size kucak açan bir başkası kapıda hazır beklemeyecek, pişman olursanız da dönüşünüz olmayacak. Anladığım kadarıyla terapi alacaksınız, alın, kendinizden emin olup öyle karar verin. Tabi ki istediğiniz hayatı yaşamaya hakkınız var ama isteklerinizden emin olun. Sadece şort ya da iki kadeh mi mesele, ya daha derindir ya da size rahat batıyordur. Durumu doğru değerlendirin.
Şort ya da iki kadeh meselesi değil bu.
Kadın ya da erkek farketmez, isteyebilir ve yanındaki ona ‘eşlik’ etmek zorunda değil.
Bu gayet anlaşılır lakin yapmayacaksın diye baskı kuruyor, kendi doğrusunu diretiyor ve bunun aksini reddediyorsa işte en büyük sorun orada başlar.

Kişi kendi tercihi ile bu duruma uyar veyahut uymaz, karar mercii başkası olduğu an sorun çıkar, çıkmalı da.
Bugün şortla başlar, yarın dışarısı iş hayatı arkadaşı olur vs vs.
Sonu yok ki!
 
Bence bosanmalisiniz, boyle mutlu olabileceginizi sanmiyorum. Erken yaslarda baslayan iliskilerin sikintisi bu bence. Daha kendinizi kesfetmeden bir insanla birliktelik yasiyorsunuz ve hayat sonrasinda kisileri farkli noktalara savuruyor, arada uyum kalmiyor. Sansliysaniz ayni sekilde bir vizyonla devam ediyorsunuz hayatiniza ama sizin esinizle o sekilde olmamis. Onun liseden sonra okula devam etmemesinden belliymis aslinda ayni kafada olmadiginiz.
Biraz arkadas ayriliklarina da benziyor bu durum. Benim cok fazla arkadasim var onceden iyi anlastigim ama belli bir noktadan sonra cok farkli hayat gorusleri edinip iletisimde kalmadigim.
Sizin hataniz aranizdaki farki anca 10 yilda anlamis ya da kabullenmis olmaniz. Baya konfor alaninizdan cikmak istememissiniz.

Mangal mevzusu yanlis anlasilmis bu konuda bence. Eminim konu sahibi de mangal yapmayi seviyordur. Ama kocasinin tek aktivitesinin bu ve benzeri seyler olmasindan rahatsiz.
 
Doktora yapıyorum eşim üniversitesini bitirmemis maddi sorunlar yüzünden
Biz tanıştığımız zaman bir giyim firmasının müdürüydü
Okuyup araştıran beni de dinleyen saygılı bir adam
Biz istisna olabiliriz ama egitim uçurumu varmış gibi hissetmiyorum eğer çok akademik bir konu yoksa konuşulan
 
Aslında şunu da belirtmek isterim eğitim farkından çok hayata bakış açınız farkli olduğu için zorlaniyorsunuz. Doktora yapan bir arkadaşım da bayağı muhafazakar hayata sahip. Bunun eğitimle değil hayat tarzı ile ilgisi var... anası getiriyor kizi okula bayağı hastalar kafadan.

Benim giyimime karışmaz eşim birlikte clup a da gideriz meyhaneye de. Dün gece 12 gibi geldim eve kız arkadaşımla sahilde kahveye çıktım. Bir kısıtlama yok aramızda.
Ortak olan zevklerimiz de var ayrı olan da.
Futboldan nefret ederim o sever
Ama müzik zevkimiz ve film zevkimiz aynı
Ortak hayat görüşüne ve inanca sahibiz. Deizm.
doktora yapıyor olmam onun hoşuna gidiyor herkese söylüyor. Bence sorun çok farklı insanlar olmanızdan kaynakli
 
Biz eşimle aynı üniversiteden mezunuz. İş hayatına ilk başladığımız zaman ben ondan çok kazaniyordum, şimdi o beni epey geçti.
Eşimle ben benzer aile yapılarına sahibiz. 15 yıldır birlikteyiz ve 9 yıldır evliyiz.
Bu süreçte benim dini, siyasi, hayat görüşüm oldukça değişti. Aynı şekilde arkadaş çevrem de oldukça sekülerdir.
Eşim bu konularda aynı kaldı. O da mesela çok çekingen bir insanken daha sosyal daha girişken bir insan oldu.
Ama eşim ilişkimizin en başından beri herhangi bir konuda bana direktif vermedi, karışmadı, tehdit etmedi. İlk tanıştığımız, hatta evlendiğimiz döneme göre daha rahat giyiniyorum. Alkollü mekanlarda bir etkinliğe katılmak istediysem katılıyorum konser, arkadaş buluşması vs. Eşim tercih etmez ama beni kısıtlamaz. Gittiğim yerlerde iki kadeh içecek olsam olay boşanmaya gitmez diye düşünüyorum.
Yani evet kızılcık şerbeti nursema ve umut gibiyseniz sıkıntı ama tolere edilebilir farklılıklar da normal. İnsanlar bire bir nasıl aynı olsun 10-20-30 sene boyunca.

Esas sorun ne biliyor musunuz ikiniz de birbirinize saygı göstermiyorsunuz.
Hele ki ailesinin size iş yaptırmakla övünmesi başlı başına kıyametin kopması yeterli sebep bence. Aynı şekilde sizin de kariyeriniz, maaşınız gibi şeyler için el üstünde tutulmayı beklemeniz saçma. Herkes birbirine dümdüz saygılı davranır olur biter.

Eltim lise mezunu, ev hanımı, günlere gitmeyi vs çok sever, tesettürlü, namazında niyazında biri. Ben üniversite mezunuyum, çalışıyorum, tesettürlü değilim, onun kadar ibadet eden biri de değilim. Kayinvalidem ikimizi de sever, saygı gösterir, yardımcı olur.
Birimizi üstün tutmaz doğal olarak.

Burası Türkiye, çok çok farklı yaşam şekilleri var. Evet çok radikal insanlar da var hem dindar hem seküler kesimden.
Ama grilerde takılan insanlar daha fazla. Aynı ailede üstelik bunlar. Benim çok sayıda kız kardeşim var. Yarımız tesettürlü yarımız değiliz. Yarımız daha rahatız yarımız daha tutucu. Aynı anne babadan doğduk, beraber büyüdük.

Eğer eşinizle çok büyük problemlerinizi yoksa ailesiyle ve akrabalarıyla aranıza sınır koyun. Benim de asla aynı kafada olamayacağım eşimin tarafından ve çok daha fazla kendi tarafımdan akrabalar var. Senede bir bile görmüyorum.

Siz zaten aileden beri çok seküler, şehirli, iki üç kuşaktır üniversiteli olsaydınız baştan beri bu adamla beraber olup üstüne evlenmezdiniz diye düşünüyorum. Eğer öyle olsaydı yorumum farklı olurdu.
 
10 yilda siz egitimden egitime kosarken yerinde sayan adama sayginizi nasil korudunuz yahu? Helal olsun.

Neyse ki gozunuz acilmis.


Esimle egitim duzeylerimiz bir degil ama en azindan universite mezunu, iyi geliri olan sabit bir isi var, ben de sizin gibi doktoraliyim.

Egitim konusunda ezilmek sizin es ailenize ozgu bir durum degil kadim Anadolu gelenegi okumus insani ezerek kendini tatmin edip yuksek gormeyi marifet sayiyor ki konjonkturde zaten bu sahane ideayi destekliyor.

Yani bizler icin cidden zor zamanlar, cok sey katabilecegim bir firmadan sizin egitim seviyeniz bize fazla cumlesini duymuslugum var ya da cevremdeki insanlarin bu kadar okudun, artik seni kaldirabilecek erkek sayisi giderek azaliyor dedikten sonra mesela serbest meslek sahibi diye dangalagin birini gorucu yollamislardi, cocuk iki kelimeyi biraraya getiremiyordu.

Hepimiz yaşıyoruz ama esinizin yerinde saymasi benim icin red flag, kimse kusura bakmasin.
 
Ben sizin farklı dünyaların insanı olduğunuzu ya da daha modern olduğunuzu falan düşünmüyorum. Bunca senedir berabermişsiniz. Demek ki çok da farklı değilsiniz.
Muhafazakar bir sevgilim olmuştu. 1 seneyi zor devirdik.
Hâlen sevdiğinizi ve takıntılı olduğunuzu söylüyorsanız sizi çeken bir şey var demek ki.
 
Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
ben de sizin gibi ilk evliliğimde değiştim ama ben 25 yaşında evlenmiştim, ama farklılıklarımız, bir sürü ayrılığa neden olan bir hal aldı. aynı sizin gibi ve ben üstelik tek başıma bunları yapmayı sever hale gelince evli kalmanın ne anlamı var diye düşünüp boşandım

ya da Atatürkden nefret eden biri ile aile boyu Atatürkçü olan ben... ikimizin cocugu nasıl olacak vs bunları da düşündüm. ben yurtdışına gitme hayali, yeni yerler görmek isterken; o hacca umreye gitmek isterken...

yani hep dediğim bir şey vardır, benzer yaşamlara ve görüşlere sahip insanlar, hayat arkadaşı olmalı. çünkü aksi durumda, iki yabancının ya da ev arkadaşının bir hayatı oluyor, o evlilik.
 
Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
Sosyal statünüzü artırdıkça eşinizi küçük görmeye başlamışsınız. Eşiniz kendince haklı o sonradan değişmemiş hep aynıymış.
Sadece kıyafet üzerinden boşanma konuşması yapan biriyle ben de yapamazdım ama bunu evlenmeden önce düşünmüştüm çok şükür ki.
Mutlu olabilmek biraz da insanın kendi elinde , kibirinizi bir kenara bırakabilirseniz neden olmasın.
 
Ben çok sevdiğim çok alıştığım beraber bir yuva kurduğum adamdan vazgeçmek istemezdim. Ama aslında her sey boşanma sebebi olabilir. Sonuçta bir ömür beraber geçireceksiniz. Siz sanırım.yasam tarzınızı değiştirmek istiyorsunuz bu durumda bu evlilikte sıkışmış hissedeceksiniz.
 
Merhaba, yakınlarımın şımarıklık olarak düşündüğü bir konuyu beni hiç tanımayan sizlere sormak istiyorum..
10yıllık bir ilişkim var, 3 yıllık evliyiz. Bu süreçte ben üniversite bitirdim doktora yaptım. Güçlü bir mesleğim var. Eşim lise mezunu. Bunu uzunca bir zaman sorun olarak görmedim ta ki evlendikten sonrasına kadar. Eşim ve ailesi ise beni mesleğimden ötürü onları ezmemin önüne geçmek istercesine zorbalığa maruz bıraktılar. Bence ben onların el üstünde tutması gereken biriyken(mesleğim+kişiliğim+maddi olanaklarım oğullarının yararına olan şeyler) sen okudum diye iş yapmayacağını sanıyosan yanılıyosun kalk şunu getir bunu götür gibi saçma sapan anadolu adetlerine maruz kaldım.(yardım etmeyi, benden büyüklere hizmet etmeyi, insanlara sevdikleri yemekleri pişirmeyi vs severim ama kalk, getir, yap gibi zorbalıklar olunca istemeyerek de olsa yaptım, artık yapmak istemiyorum) Tanıştığımızda aynı görüşte aynı inançta insanlardık fakat artık öyle değiliz. Bu ilişki başladığında nelerden hoşlanırım, nasıl biriyim, gerçekten neye inanırım bilmiyordum. Ben kendimi keşfettikçe onunla hayat görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. O nasıl bir ortamda doğduysa öyle ölmeyi düşünen, evinde mutlu huzurlu günler yaşamak isteyen, ailesiyle arkadaşlarıyla mangal keyfi ardından çay keyfi yapmak isteyen biriyken ben bunlardan hiç hoşlanmamaya, hayatın bu kadar anlamsız olmaması gerektiğini düşünmeye başladım. Onun değer verdiği şeylerle benimkiler çatışmaya başladı. Ben arkadaşlarımla yılda 1 kez de olsa edebimle 2 bardak alkol alıp keyif yapmak isterken o bunu asla istemedi, bize yakışmaz, günah vb nedenlerle. Onu anlıyorum, sonuçta en başında nasıl biriyse öyle kaldı, sorun bende, benim değişimimde. Ama bu engel olabileceğim bir şey değildi.
Birbirimizi çok seviyoruz, özellikle ben garip bir şekilde o yanımda olmayınca mutlu dahi olamıyorum, ya aşktan ya alışkanlıktan. Takıntılıyım ona karşı. Ama sevgi yeter mi? Yakın zamanda çocuk istiyor, ama ben bu çocuğu nasıl büyütücem? Benim hayat görüşümle onunki farklı. Çocuğum olsa neyi giyip giymeyeceği konusunda bile kavga etmekten korkuyorum. Çoğu zaman bana doğru gelen şeyler ona yanlış geliyor, ortada bir çocuk olsa kimin doğrusunu öğrenecek? Bu gibi sebeplerle şuan çocuk düşünmesem de ilerisini düşünerek hata mı yapıyorum diyorum. İlerde bu ilişki her iki tarafın da beklentisini karşılayamazsa birbirimize harcadığımız emeklere yazık olmaz mı? Kısacası şimdi olmasa ilerde boşanırız diye korkuyorum. Evet bundan korkuyorum ama kendimi de değiştirmek istemiyorum hayata 1 kez geliyoruz. Bana bir keresinde bi daha şort giyersen boşanırız buna katlanamam dedi. Daha önce 1kere bile ayrılığı dile getirmemişti. Bence bir evlilik ne giydi ne içti gibi sebeplerle sallantıya girecekse yıkılsın gitsin. Bu sözü duyduktan sonra her gün boşanmayı düşünür oldum. İlerde benim kişiliğim yüzünden boşanacaksak şimdiden neden birbirimize emek harcıyoruz diye sordum. ‘Ben seni sıkmamaya çabalıyorum, değişen kişi sensin, sen de biraz eskisi gibi olmaya çalış’ dedi.
Şimdi size soruyorum: kendimi iyi hissettiğim kişiliğimi baskılayıp, onun istediği gibi biri olmayı başarırsam, evliliğimde mutlu olabilir miyim?
Buraya kadar okuyanınız varsa teşekkür ederim..:) daha o kadar fazla yazmak istediğim şey var ki.. ama onları terapi seanslarımda dile getireceğim
kadınlar duyguları ıle es secıyor, mantıgını kenara bırakıyor. genelde yasadıgımız durum bu aslında.

yanı egıtımı, maddıyatı, ısı, karakterı, ınancı, sosyal alıskanları, aıle yapısı... evlılıge cok etkı edecek en temel seylerı o kadar dıkkate almıyoruz sanki, ya da ne yasta olursak olalım polyannacılık mı yapıyoruz bılmıyorum ama maalesef yasadıgımız bu.

ılk esım degısmedı mesela ama sızın desgıstıgınız ve arayıslarınız ve tıpkı cocuk konusundakı sorularını bıle yasadım. ya da şu anki eşim , evet degişimler oldu mesela ama temel bazı şeyleri yine görememiş ve razı olmayan taraf da yine ben oldum

evet sadece kariyer, maddiyat, tip için evlilikler yapan kadınlar da çoğaldı günümüzde. ama ben halen romantik seçimler yapıp, ve acele seçimler yaptığımıza inanıyorum.
 
Soruna cevap veriyorum; olamazsın.

Siz farklı dünyaların insanısınız 🙄
tam bu aslında olan

farklı dünyaların insanı olmak

bunu anlamamak, ya da anlasa da olur ya alışırız anlaşırız yanılgısı ile yapılan bir evlilik daha.

kimseyi değiştireceğinizi sanmayın, değiştirmek için de yola çıkmayın, çünkü özellikle erkek değişmez. bu bir uzmanın sözü ve çok doğru.

sizin şort giydiğinizi ya da giyme isteğinizi bilmiyormuydu mesela eşiniz, daha önceden... ha bilse de sonradan bunu istemeyen kocalara da dönüşüyor, bu erkekler. ve bizler de en başta herşeyi kabul eden kadınlar olarak, isteklerimizi geç farkediyoruz. ve daha da özgür bir ruha kavuşuyoruz, yaş geçtikçe. kısıtlanmak istemiyoruz, kendi sınırlarımıza göre değişten sınırlar içerisinde ama özgürlüğünü isteyen kadınlar oluyoruz. çatışma da burda işte.

ve hep dediğim bir şey var, en yakın dostun niye en yakın... çünkü seni anladığı için, çünkü ortak noktan çok olduğu için... o yüzden zıt kutuplar hikaye, benzerlikler bir ilişkiyi kalıcı ve huzurlu ilerletiyor.
 
X