Kesinlikle kızmıyorum çok haklısınız. Saygıyı yitirdikten sonra tekrar toparlamak baştan inşa etmekte imkansız sanırım. Gitti mi gidiyor..O kadar ince bi çizgi ki. İlla kötü söz söylemek hakaret etmek gerekmiyor bunu bitirmek için. Kapı çarpmak mesela. Bunu çok yapardım . Bu da saygısızlıkmış aslında insan şimdi farkına varıyor. Veya arabayla bir yere giderken surat asıyorum diye yoldan geri dönüp eve bırakılmıştım mesela . Bu da onun yaptığı bi saygısızlıktı. Bişeye küsünce suratta mı asamayacağız ? Çok güzel geçebilecek bir günümüz mahvolmuştu o gün. Ki haksız olduğum bi durumda yoktu ortada trip atmasına kızıp surat yapmıştım. Böyle örnekler çoğalır gider..Yazıp yazıp sildim ne yazık ki.
Burda bazen bir yorum yapiyorum,bana kızıyorlar.Ama oyle iste.Saygi! Gerçekten cok onemli,bunun yaninda devamli herseye trip atmak söylenmek ayni zamanda bunlarda.Ben kendimde yasadigim icin söylüyorum.Yipratiyor arkadas.Karsi taraf aşkından olse de,geberse de isin icine saygisizlik girince konu hakarete varinca,olur olmadik şeylere soylenince aşk maşk kalmıyor.Bir ilişkiye aşkla da baslasaniz bu iki taraf icinde gecerli elbette,zamanla bunlari yapiyorsaniz bir seyler tükeniyor.Eskisi gibi olmuyor.
Umarim bundan sonra hersey gonlunuzce olur.
Neden ayrıldınız?Herkes aşık olarak evlenmıyor bence .Ama bazıları var aşık olan .Mesela benım cevremde 10 kişiden 2 si çok aşıktır .Bende merak ettım zamanla sevmıssınızde .Neden bıttı ?Kızlar boşanma aşamasındayım biliyorsunuz. Aslında biraz gereksiz bi konu olabilir ama bu süreçte evliliğimi başından itibaren düşünerek sorgulamaya başladım.
Hep doğru bi evlilik yaptığımı düşünürdüm kızlar çünkü karşımda beni çok seven değer veren biri vardı. Doğru insandı. Hayatıma girip çıkanların hiçbirine benzemiyordu. Eşim bana çok aşıktı. 6 sene önce tanıdım onu. Hayran hayran bakardı ve daha birçok şey. Çok şımartırdı beni sürekli hediyeler alırdı, çok romantikti. (Sonradan bi dağ ayısına dönüştü o ayrı mesele)
Fakat aslında kendi adıma sanki biraz eksik başlamış bişeyler. Eşime aşık olmadım ben yalan söylemeyeceğim . Aşk nedir ki? Bunu evet bi kere yaşadım. Çok güzeldi . Yanından ayrılmak istemiyordum, yüzüne bakmaya doyamıyordum, kokusunu özlüyordum, adını duyunca bile mutlu oluyordum. Kalbim ölesiye çarpıyordu . Sonrasında terkedildim ve uzun yıllar unutamadım o kişiyi.
Eşimde bunların çoğunu yaşamadım ben. Kalbim hiç çarpmadı mesela. Uzun süre ayrı kaldıktan sonra bile evet çoook özlerdim ama yanına giderken hiç heyecanlanmazdım ama onun kalbinin atışlarını duyardım… Gerçi eşimle tanıştığımda artık o tarz deli dolu duyguların gelip geçici bi gençlik hevesi olduğuna inanır hale gelmiştim, olgunlaşmıştım.
Eşimi kırmaktan, üzmekten pek çekinmezdim. Onu kaybetmekten korkmazdım çünkü. Fakat diyorum ya çokta sevdim zamanla. Hâlâ severek boşanıyorum. Kaybetme korkum da zamanla oluştu. Yine de bu sevgi yetersiz miydi acaba? Bu yüzden mi bu kadar kısa sürdü 1 senede bitti.. Gerçi onun aşkı o kadar büyüktü de ne oldu sanki.. Yine bitti..
Eşime karşı en yoğun duygum merhametti başlarda. Mutlu olmayı hakediyordu çünkü sevilmeyi hakediyordu. O beni seviyor diye bende onu sevdim. Ve ikincisi çok güven duydum. Güvenimi bir kez olsun zedelemedi o anlamda beni hiç yormadı bu ilişkide. Keza bende öyle..
Bütün bunlar yetersiz miydi acaba? İlla aşk mı lazımdı? Bu mutlu olan çiftler birbirine çok aşık olup evlenen çiftler mi? Bi tarafın duyguları yoğun değilse karşı tarafın hislerini de yıpratıyor mu acaba zamanla ? Sizin tecrübeleriniz nedir?
Çok ayrıntı var özelden yazdım size.Neden ayrıldınız?Herkes aşık olarak evlenmıyor bence .Ama bazıları var aşık olan .Mesela benım cevremde 10 kişiden 2 si çok aşıktır .Bende merak ettım zamanla sevmıssınızde .Neden bıttı ?
Kırmaktan korkmadiginiz için oda sizi kirmaktan korkmamis olabilir mi?Kızlar boşanma aşamasındayım biliyorsunuz. Aslında biraz gereksiz bi konu olabilir ama bu süreçte evliliğimi başından itibaren düşünerek sorgulamaya başladım.
Hep doğru bi evlilik yaptığımı düşünürdüm kızlar çünkü karşımda beni çok seven değer veren biri vardı. Doğru insandı. Hayatıma girip çıkanların hiçbirine benzemiyordu. Eşim bana çok aşıktı. 6 sene önce tanıdım onu. Hayran hayran bakardı ve daha birçok şey. Çok şımartırdı beni sürekli hediyeler alırdı, çok romantikti. (Sonradan bi dağ ayısına dönüştü o ayrı mesele)
Fakat aslında kendi adıma sanki biraz eksik başlamış bişeyler. Eşime aşık olmadım ben yalan söylemeyeceğim . Aşk nedir ki? Bunu evet bi kere yaşadım. Çok güzeldi . Yanından ayrılmak istemiyordum, yüzüne bakmaya doyamıyordum, kokusunu özlüyordum, adını duyunca bile mutlu oluyordum. Kalbim ölesiye çarpıyordu . Sonrasında terkedildim ve uzun yıllar unutamadım o kişiyi.
Eşimde bunların çoğunu yaşamadım ben. Kalbim hiç çarpmadı mesela. Uzun süre ayrı kaldıktan sonra bile evet çoook özlerdim ama yanına giderken hiç heyecanlanmazdım ama onun kalbinin atışlarını duyardım… Gerçi eşimle tanıştığımda artık o tarz deli dolu duyguların gelip geçici bi gençlik hevesi olduğuna inanır hale gelmiştim, olgunlaşmıştım.
Eşimi kırmaktan, üzmekten pek çekinmezdim. Onu kaybetmekten korkmazdım çünkü. Fakat diyorum ya çokta sevdim zamanla. Hâlâ severek boşanıyorum. Kaybetme korkum da zamanla oluştu. Yine de bu sevgi yetersiz miydi acaba? Bu yüzden mi bu kadar kısa sürdü 1 senede bitti.. Gerçi onun aşkı o kadar büyüktü de ne oldu sanki.. Yine bitti..
Eşime karşı en yoğun duygum merhametti başlarda. Mutlu olmayı hakediyordu çünkü sevilmeyi hakediyordu. O beni seviyor diye bende onu sevdim. Ve ikincisi çok güven duydum. Güvenimi bir kez olsun zedelemedi o anlamda beni hiç yormadı bu ilişkide. Keza bende öyle..
Bütün bunlar yetersiz miydi acaba? İlla aşk mı lazımdı? Bu mutlu olan çiftler birbirine çok aşık olup evlenen çiftler mi? Bi tarafın duyguları yoğun değilse karşı tarafın hislerini de yıpratıyor mu acaba zamanla ? Sizin tecrübeleriniz nedir?
Evet hepimizin hatası olur, burda size çok yuklendik ama sonrasında cabalamissiniz keşke eskileri yüzünüze vurmak yerine eşiniz d cabanizi gorebilseydi,sonuçta evlilikte hepimizin hatası oluyor, çekilmez olduğu dönemler oluyor eşim de ben de geçmişi yüzümüze vurmayiz bu şekilde ilerlemez zaten...bence eşinizin en büyük hatası bu geçmişe sünger çekip cabanizi gormemisEvet benim anlattığım olay da bi süre içimden çıkmadı üzüldüm. Dediğiniz gibi yapıyoruz böyle şeyler inanın bende bidaha yapmadım ama başka bi sebepten başka bi tartışmada alakasız yere sürekli yüzüme vuruldu bu olay “sen eften püften sebepten bile huzursuzluk çıkarıyordun” diye. Yapmaya çalıştığımı çabamı görmedi ne yazık ki. Hiç takdir etmedi. Hep hatalarımı yüzüme vurdu durdu. Kapanan konular sürekli tekrar açıldı bu da çok yordu yıprattı evliliğimizi.
Çünkü iliskide denge kurulmamış hiç. Siz karşı tarafın sınırlarını çok ihlal etmişsiniz en son o da size karşı kötü davranarak savunma mekanizması geliştirmiş hepsi buHaklısınız başlarda öyleydi asla kendimi savunmuyorum. Şımartılmış sürekli avutulmayı bekleyen bi çocuk gibiydim açıkçası. Fakat hatalarımdan hiç ders almadım, kendimi törpülemeyi beceremedim de diyemiyorum. Bu konuda kendime haksızlık edemeyeceğim. İşte bu noktadan sonra karşı taraf tamamen farklı bi kişiliğe büründü. Nasıl desem ben verdikçe o alan taraf oldu. Ben yapıcı davranmaya özen gösterdikçe o yıkıcı oldu. Elbette mükemmel değiliz hiçbirimiz dört dörtlük değiliz fakat siz nerden tutunabilirim diye çabaladıkça karşı tarafın iyice boşlaması veya sürekli geçmişte yaptığınız hatalarınızı yüzünüze vurması bi yerde boşa kürek çekiyorum hissi yaratıyor , bi yere varamıyorum , varamayacağım hissine sebep oluyor ve tıkanıyorsunuz .
Evet haklısınız böyle de olunda bir türlü toparlayamadık en sonunda bitti.Çünkü iliskide denge kurulmamış hiç. Siz karşı tarafın sınırlarını çok ihlal etmişsiniz en son o da size karşı kötü davranarak savunma mekanizması geliştirmiş hepsi bu
Herşey gönlünüzce olsun inşaAllah ama üzüldüm durumunuzaNe doğru söylediniz. Sabır da çok önemli. Biz onu da yitirdik. Birbirimize tahammülümüz kalmadı hiç. Ben açıkçası oldum olası hep sabırsız, tahammülünü çok çabuk kaybeden, çok çabuk sıkılan bi insan olmuşumdur. Ki bu evliliğine doğasına aykırı. Bu yüzden çok zorlandım açıkçası. Eşim bana karşı hep sabırlıydı ve bana hep derdi ki ben aslında bu kadar sabırlı, anlayışlı bir insan değilim. Sadece sana karşı böyleyim. Sen farklısın derdi. Ki zamanla gördüm gerçekten anne babasına karşı bile tahammülsüz onlarla bile zor anlaşan bir insan. Birgün bi baktım bende “herkes” gibi olmuşum artık onun için. Bu noktada çok üzüldüm kırıldım zaten. Yine vazgeçmedim , hatayı kendimde aradım , kendimi değiştirmeye çalıştım , onu tekrar kazanmaya çalıştım fakat ben verdikçe o aldı, ben yapıcı olmaya çalıştıkça o yıktı. Ben alttan almaya çalıştıkça o git gide daha da üstüne gelme çabası içine girdi. Onun yaptığı saygısızlıklar benimkini aştı. O noktada bıraktım artık.
Aşk, hoşgörü ve güven. Güven derken aldatma ile alakalı değil en zor gününde yanında olacağına dair güven. Bunlar olmazsa evlilik eninde sonunda bitiyor bence
Evlilik = mutluluk mu.. bu dışardan görüntü. Rahmetli bi akrabamiza ne guzel 60 yil evli kaldiniz deyince, evet defalarca aldatilmaya maruz kalarak demisti..kimse kimsenin evinde ne yasaniyor bilmiyor...Kızlar boşanma aşamasındayım biliyorsunuz. Aslında biraz gereksiz bi konu olabilir ama bu süreçte evliliğimi başından itibaren düşünerek sorgulamaya başladım.
Hep doğru bi evlilik yaptığımı düşünürdüm kızlar çünkü karşımda beni çok seven değer veren biri vardı. Doğru insandı. Hayatıma girip çıkanların hiçbirine benzemiyordu. Eşim bana çok aşıktı. 6 sene önce tanıdım onu. Hayran hayran bakardı ve daha birçok şey. Çok şımartırdı beni sürekli hediyeler alırdı, çok romantikti. (Sonradan bi dağ ayısına dönüştü o ayrı mesele)
Fakat aslında kendi adıma sanki biraz eksik başlamış bişeyler. Eşime aşık olmadım ben yalan söylemeyeceğim . Aşk nedir ki? Bunu evet bi kere yaşadım. Çok güzeldi . Yanından ayrılmak istemiyordum, yüzüne bakmaya doyamıyordum, kokusunu özlüyordum, adını duyunca bile mutlu oluyordum. Kalbim ölesiye çarpıyordu . Sonrasında terkedildim ve uzun yıllar unutamadım o kişiyi.
Eşimde bunların çoğunu yaşamadım ben. Kalbim hiç çarpmadı mesela. Uzun süre ayrı kaldıktan sonra bile evet çoook özlerdim ama yanına giderken hiç heyecanlanmazdım ama onun kalbinin atışlarını duyardım… Gerçi eşimle tanıştığımda artık o tarz deli dolu duyguların gelip geçici bi gençlik hevesi olduğuna inanır hale gelmiştim, olgunlaşmıştım.
Eşimi kırmaktan, üzmekten pek çekinmezdim. Onu kaybetmekten korkmazdım çünkü. Fakat diyorum ya çokta sevdim zamanla. Hâlâ severek boşanıyorum. Kaybetme korkum da zamanla oluştu. Yine de bu sevgi yetersiz miydi acaba? Bu yüzden mi bu kadar kısa sürdü 1 senede bitti.. Gerçi onun aşkı o kadar büyüktü de ne oldu sanki.. Yine bitti..
Eşime karşı en yoğun duygum merhametti başlarda. Mutlu olmayı hakediyordu çünkü sevilmeyi hakediyordu. O beni seviyor diye bende onu sevdim. Ve ikincisi çok güven duydum. Güvenimi bir kez olsun zedelemedi o anlamda beni hiç yormadı bu ilişkide. Keza bende öyle..
Bütün bunlar yetersiz miydi acaba? İlla aşk mı lazımdı? Bu mutlu olan çiftler birbirine çok aşık olup evlenen çiftler mi? Bi tarafın duyguları yoğun değilse karşı tarafın hislerini de yıpratıyor mu acaba zamanla ? Sizin tecrübeleriniz nedir?
Siddet ihanet yoksa hatalardan ders alındıysa tekrar deneseniz.. aile terapistinden destek alsaniz..yanlislari cozseniz..Kızlar boşanma aşamasındayım biliyorsunuz. Aslında biraz gereksiz bi konu olabilir ama bu süreçte evliliğimi başından itibaren düşünerek sorgulamaya başladım.
Hep doğru bi evlilik yaptığımı düşünürdüm kızlar çünkü karşımda beni çok seven değer veren biri vardı. Doğru insandı. Hayatıma girip çıkanların hiçbirine benzemiyordu. Eşim bana çok aşıktı. 6 sene önce tanıdım onu. Hayran hayran bakardı ve daha birçok şey. Çok şımartırdı beni sürekli hediyeler alırdı, çok romantikti. (Sonradan bi dağ ayısına dönüştü o ayrı mesele)
Fakat aslında kendi adıma sanki biraz eksik başlamış bişeyler. Eşime aşık olmadım ben yalan söylemeyeceğim . Aşk nedir ki? Bunu evet bi kere yaşadım. Çok güzeldi . Yanından ayrılmak istemiyordum, yüzüne bakmaya doyamıyordum, kokusunu özlüyordum, adını duyunca bile mutlu oluyordum. Kalbim ölesiye çarpıyordu . Sonrasında terkedildim ve uzun yıllar unutamadım o kişiyi.
Eşimde bunların çoğunu yaşamadım ben. Kalbim hiç çarpmadı mesela. Uzun süre ayrı kaldıktan sonra bile evet çoook özlerdim ama yanına giderken hiç heyecanlanmazdım ama onun kalbinin atışlarını duyardım… Gerçi eşimle tanıştığımda artık o tarz deli dolu duyguların gelip geçici bi gençlik hevesi olduğuna inanır hale gelmiştim, olgunlaşmıştım.
Eşimi kırmaktan, üzmekten pek çekinmezdim. Onu kaybetmekten korkmazdım çünkü. Fakat diyorum ya çokta sevdim zamanla. Hâlâ severek boşanıyorum. Kaybetme korkum da zamanla oluştu. Yine de bu sevgi yetersiz miydi acaba? Bu yüzden mi bu kadar kısa sürdü 1 senede bitti.. Gerçi onun aşkı o kadar büyüktü de ne oldu sanki.. Yine bitti..
Eşime karşı en yoğun duygum merhametti başlarda. Mutlu olmayı hakediyordu çünkü sevilmeyi hakediyordu. O beni seviyor diye bende onu sevdim. Ve ikincisi çok güven duydum. Güvenimi bir kez olsun zedelemedi o anlamda beni hiç yormadı bu ilişkide. Keza bende öyle..
Bütün bunlar yetersiz miydi acaba? İlla aşk mı lazımdı? Bu mutlu olan çiftler birbirine çok aşık olup evlenen çiftler mi? Bi tarafın duyguları yoğun değilse karşı tarafın hislerini de yıpratıyor mu acaba zamanla ? Sizin tecrübeleriniz nedir?
Çok teşekkür ederimHerşey gönlünüzce olsun inşaAllah ama üzüldüm durumunuzaçok dua edin kendinize bende ederim inşaAllah
İhanet hiç olmadı yani sevgiliyken de benim güvenimi bu konuda asla sarsmadı kör kütük aşıktı bağlıydı bana. Dönüp başkasına bakmazdı. Bende onu çok sevdim dünyayı önüme serseler ondan başkasını görmezdi gözüm. Psikolojik şiddet yoğun olarak vardı inkar edemeyeceğim. Bir kere de böyle tartışma esnasında benim bileğimden tutup sıkmıştı bileğim morarmıştı. Annem o olaydan sonra eşime cephe aldı zaten. Allah var 6 senenin bir günü bile böyle bişey yaşamadım hiç ondan fiziksel anlamda bi zarar görmedim ama evlenince bunu yaptı. Bir iki kere çenemden tutmuştu çenem morarmıştı. Fakat tokat, dayak, yerde tekmelenme boyutunda bişey yaşamadım. Ne olursa olsun yaşadığım şiddette bana ağır gelmişti ki o zaman da evi terkedip annemin yanıma gelmiştim 1 hafta kalıp dönmüştüm aileler devreye girince barıştırmışlardı.Siddet ihanet yoksa hatalardan ders alındıysa tekrar deneseniz.. aile terapistinden destek alsaniz..yanlislari cozseniz..
Evet eski evliliklerde hep bu durum var zaten. Çok şey yaşamışlar , herşeyi, her zulmü, eziyeti , ihaneti, şiddeti dibine kadar yaşamışlar ama katlanmışlar . Bu anlamda çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum şimdiki nesil olarak.Evlilik = mutluluk mu.. bu dışardan görüntü. Rahmetli bi akrabamiza ne guzel 60 yil evli kaldiniz deyince, evet defalarca aldatilmaya maruz kalarak demisti..kimse kimsenin evinde ne yasaniyor bilmiyor...
Sanıyorum ki güven duygusu beni terketti ne yazık kiAşk, hoşgörü ve güven. Güven derken aldatma ile alakalı değil en zor gününde yanında olacağına dair güven. Bunlar olmazsa evlilik eninde sonunda bitiyor bence
Eğer adim atarsa deneyin son kez. Arkadas akraba arabulmak icin devreye giriyor mu?Evet eski evliliklerde hep bu durum var zaten. Çok şey yaşamışlar , herşeyi, her zulmü, eziyeti , ihaneti, şiddeti dibine kadar yaşamışlar ama katlanmışlar . Bu anlamda çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum şimdiki nesil olarak.
YaaaaÇok teşekkür ederimhayırlısını diliyorum Allahtan, hep dua ediyorum zaten. Böyle bir sürece denk gelmesi de çok yıprattı beni aslında. Babamı daha yeni kaybettim. 1 ay teselli etti beni sonra yine birbirimize girdik. Bu yüzden bu aralar hep kararımın ne kadar yerinde bi karar olduğunu tekrar tekrar yineleyip duruyorum kendime. Ne diyim onun da hakkında hayırlısı olsun inşallah mutlu olur. Birbirimizi sürekli paramparça etmektense , üzüp, kırmaktansa , bu evlilik böyle ite kalka devam edecekse hayır gelmez zaten. İnsanoğlu her acıya dayanıyor, alışıyor. Ölüm varken ayrılık acısı vız gelir.