Annemle delirmeceler sezonunu açtık

Benim annem de öyle.
Zaten yaşım gitmiş, ne düşüneceğim deyip canı ne isterse onu yapıyor.
 
Annen gibi "amaan anne, şakaydı kız" dersin rahatça.

Annen konuştuğunuz şeyler için "çocuğa kim bakacak sahi?" diyebilecek kadar alaycı ve rahat.

Rahatça olmaz işte... Üzüntüye fazla gelemez diyabeti var. Hani öyle insülin kullanmak zorunda filan değil, belki bazen abartır kullanır bunu ama bilmiyorum, riske giremem. Ya kadının şekeri filan düşüverse yollarda endişeden?
Hani lafı sakınmam söylerim yeri gelir de, ama benim aynı hastalığı "Ağır yaşıyorum" şeklinde dillendirmem onu çok pis korkutur.
Ama benim üzüntüden hastalığım ciddi ciddi nükseder mi o umursanmaz. Çünkü unutturdum resmen hasta olduğumu, kendim de direnirim koyvermem.
Böyle yaz yaz bitmez Grill, bi düzenin içine sıkışmış gibiyim, çocuk oldu ve annem istediği zincire tamamen kavuştu gibi.
Benim kendimi (Yine) değiştirip, kararlı durmaktan ve "İşim var" deyip gerisini umursamamaktan başka çarem yok aile dengelerimiz konusunda.
 
Seni anlıyorum.
Çünkü anneme olmaz dediğimizde 1 saat içinde tansiyonu 20 ye fırlar ama hep 20 dir, ne yukarı ne aşağı.
Her defasında acile gider, dilaltı hapı verirler, düşer.
O istediği olduğu ve bize vicdan azabı çektirdiği için mutludur.
Ben 3 kez sezaryen oldum, hiç umrunda bile olmadı.
 
Ben de başa çıkamadığım için önce semt değiştirdim.
Yine olmadı, il değiştirdim huzur için.

Annemden ayrı kalınca resmen nefes aldığımı hissetmeye başladım.

Anamdır, canımdır ama ruhumdaki en büyük baskı da onun eseri.

Şimdi telefonla baskı kurmaya çalışıyor her şey için ama umursamıyorum. Çünkü teli kapatınca baskı da bitiyor.
 

Teşekkür ederim, yazmadım.

İnşallah...
Ya annem hep böyleydi Daydream.
Nasıl anlatsam, sorumsuzluk değil de; kadın kendi hayatından zerre ödün vermez ve herkesi kendi hayatına çeker. Ailesindeki kişiler için kafasında tasarladığı hayatlar, giyimler, sözler, meslekler, okuyacağı şehirler ve hatta kişilikler vardır, onları yönetmek ister. Annemin bi lafını söyleyeyim sana "Ev hanımı olmasaydım, siyasi lider olurdum" ki Allah korumuş da olmamış diyorum.
Fedakardır (Ki kendi ister zaten bayılır fedakar anneliğe, istenmediği halde serer ki sonradan başa kakabilsin), bilgilidir, anne gibi annedir ok ama şartlıdır, şartlara bağlıdır, sana da vicdani olarak çok güzel yüklenir, kendini sana, aslında hiçbir suçun olmadığı halde salt ondan farklı bir noktaya ilerlemek istiyorsun diye suçlu hissettirecek, kendini sorgulatacak manipülatif hale getirir.

Aşırı anaç ve korumacıdır. Bu konuda ciddi bilgili ve çok incedir de. Senelerce oku oku bir çocuğa hazırlan... Böyle bir kafa.
8 sene çocuğu olmamış, uzun tedavi süreçleri, vazgeçiş ve ardından ben gelmişim. Ben onun hasretle beklediği, 8 sene boyunca en az 30 yaşına kadar hayal edip planladığı, her adımı tasarlanmış oyuncak evladıyım. Anlatabildim mi bilmiyorum.
Annem sonradan böyle olmadı, annem hep böyleydi, git gide daha çoğaldı, olmadıkça daha yüklendi ve artık hayatımdan çalacak hale geldi.

Ben annemin bir hafta evde oturduğuna ömrümde şahit olmadım. Yani öyle kendi hayatımı yaşayamadım olayı yok, o hayatını planlı yaşar zaten, çocuklarının eşinin de full ona uymasını bekler. Hırsı o.
 

İl değiştiremem eşimin işi sebebiyle, ben de şu an çalışmıyorum bu riske çocukla girmek zor da; şehirde kendisinden en uzağına gidip oturacağım zaten bu gidişle herhalde.
 
Ya şöyle bi baktım da, benim annem Firdevs Yöreoğlu'na ne kadar benziyormuş ya, onun ortadirek tek eşli versiyonu ahahabdj
Tövbe yarebbim asabım bozuldu.
 
Bu arada Daydream_ yukarıdaki yazıma ilave edeyim, annemin dişi bi bana geçer, çünkü zaaflarımı, söz konusu aile olunca nasıl düşündüğümü bilir. Bu yüzden kendi istediği yere gelmem için ya babamı sürer araya ya kardeşimi. Ben "Kardeşine örnek ol" lafı ile çok tek ayak üstünde sektirildim; onun vicdanını da çok güzel yükledi. Çünkü sert görünüm altında bir tahammül denizim var aileye karşı vicdan yüklü, oraya nereden, hangi kelimeler ile gireceğini bilir.

Oğlumdan için bana "Yarın bir gün sana, şu giyimine, çevrene, peşinde koştuğun boş heveslere baktığında, bir baltaya sap olamadığını görünce, neleri elinin tersiyle ittiğini idrak edince senden utanacak çocuğun, sana saygı duymayacak biliyor musun" demiş kadın annem. Ve ben dışarıdan salt incitmek için "Benim senden utandığım kadar utanmayacağı kesin!" dediğim halde, tek başıma oturdum hüngür hüngür ağladım gecenin bir vakti "Çocuğum için bu resimdi şuydu buydu bırakmalı mıyım? Hakikaten sonu nereye bu işin? İşime mi döneyim" diye kendimi sorgulayıp. Oysa "Çocuğumun ileride gururla anacağı bi annesi olsun, bi sergi açayım, aileme ithaf edeyim; çok güzel hazırlanayım" diye kendime hırs vermeye çalışıyor, böyle düşünüyordum.

Böyle bi kadın işte annem.
"Yap kızım, ben varken ne duruyorsun, ben varım arkanda kapı gibi; senin üzülmene dayanamam" der.
Sonra da gelir en edilmeyecek lafı eder, heves kırar, hayal yıkar, işi çoğalıverir, bi şey çıkarır, taşını da koyar.
Kendi yolumda başarılı olmadan da onun saygısını kazanamayacağım-benim ciddiyetimi anlayamayacak zaten, bariz.
 
Son düzenleme:
cok değişik ve zor bir karakter gerçekten.
hani hep suçlasa vicdan yaptırsa uzak durursun ama bir öyle bir böyle ruh hali fena bocalatir insanı.
Allah yardımcın olsun.
ancak anladığım şu ki kendi yolunda başarılı olsan da onun saygısını kazanamazsın çünkü onun istediği şekilde yapmamış olursun.
mutlu olmaya bak, hayatı kendimiz için yaşıyoruz
fazla yük alıyorsun gibi hissettim
biraz bencil olmaya çalış
 
Son düzenleme:

Açıktan da suçlamaz, kıymet verdiğin bir şey üzerinden gider ki vicdana/suçluluk duyguna oynasın, tam cephe alamayasın "Böyle kırarcasına söylüyor ama haklı mı ya?" diye düşünesin. Sonra kendini berbat hissettiğin anda sokulsun, gözünden alsın canının sıkkınlığını, bir güven -destek ortamı oluştursun, moral ve sözlerle ayağa kaldırsın, sürdürsün, ikna etsin, sonra en ihtiyacın olduğu anda çaat, bi bakmışsın yok. Başarısız mı oldun, her şey birbirine mi girdi?Senin başarısızlığın, sen yapamadın, sen olduramadın. Olduramayınca da "Bak, olmuyor işte boşa kürek çekiyorsun kızım, çok vakit kaybediyorsun; oysa şöyle şöye olsaydı bak nerelerdeydin şimdi"lerdan girsin bi yıkasın beynini. Sonra "Yok öyle de böyle de olduğu yere kadar" tarzı asılmaya çalış; ilk hatada parmakla göstersin, başkaları yanında üstü kapalı yersin, kendi kafasına uyan ideal hayattakileri örneklendirsin için için kırsın seni, sonra alsın oradan çevirsin çocuk üzerinden yine bir suçluluk duygusu...
Nasıl?
Güzel delirtme çalışması değil mi?
Bu farklı konularda-farklı kişiler üzerinden, babam-kardeşim vb. paslayarak senelerce annemin bana yaptığı şey. Oturdum, bir bir bu mekanizmayı, nasıl işlediğini çözmek için uğraştım, destek de aldım. Eşim (Biz arkadaşken teyze olarak dışarıdan tanır acayip hayranlık beslerdi anneme, ki anneme Gangsta sizin yarınız kadar bile olsa zaten daha ne olsun demiş. ) annemle resmen takımdı, çok severdi annemi ki hala sever. Beni anneme karşı fazla asabi-haksız suçlayıcı bulurdu.
Geldi ailemize girdi, annemi yakından tanıdı, birlikte daha bol zaman geçirdiler, el perdesi kalkınca bana dediği şey: Sen buna nasıl dayanıyorsun?

Fazla yük alıyorum evet. Gereksiz alıyorum.
 
gerek yok :)
seni okadar haksız eleştirmiş ve özgüvenini yaralamis ki sanırım sende ona karşı bir savunma mekanizması oluşmuş ve kendini ispatlamaya çalışıyorsun gibi geldi bana.
bunun muhtemelen taa ergenlikten gelen etkileri vardır sende.
en güzeli bence onun bir süre senden uzaklaşması, bırak gitsin sen de kendine gelirsin. ilişkinizi gözlemlersin, belki o da sana haksızlık ettiğini anlar, anlamasa da sen kendi yolunda ne kadar mutlu olduğunu hissettirirsin ona.
bir de gerçekten yapabildiğin kadar yap, modern cağın kadınları herşeyi mükemmel yapayım derken kendini dibe çekiyor aslında.
oğlun her halükarda gurur duyacaktır seninle emin ol
 

Benim kendimde tespit ettiğim şey "Onun beni gerçekten takdir ettiğini görmek istiyorum. Kendi yolumda bir onay" hali evet. İspat, saygısını kazanma. Annemle ilgili daha önce de bi konu açtım ve bunu net gördüm. Hep aynı yere çıkıyorum. Buradan geçemedim hala ama geçeceğim kademe kademe biliyorum, çoğu gitti azı kaldı. Bir anda olmuyor senelerin programlamasını sıfırlamak.

Bizim zaten çok travmatik olaylarımız var ergenlikte. Hatta unutamam, psikoloğumla konuşuyoruz, kendisi zaten arkadaşım oldu dışarıda da görüşürüz. Birinde bi olay anlattım ilk zamanlarıydı tanışıklığımızın, kadın gayri ihtiyari "Hiiih" dedi kendini tutamayıp. :)) ve psikologun kendini tutamayıp tepki verdiği, benim için travma halini alan olayı annem o kadar basit o kadar önemsiz gördü ve haklı olduğunu savundu ki anlatamam sana.
Anlar gibi yapar, anlamaz. Kabul ettim böyle. Niye anlamıyorsun beni halinde değilim bayadır.
Yine iyi geldim bu günlere diyorum. Arada takılırım hatta "Valla annem elinden gene sağlam çıkmışım, yerime başka biri olsa ya annem yoluna girer finosu olurdu ya da komple beyninin şalterini filan indirir kayışı koparırdı. " :))

İnşallah duyar.
Yapabileceğim şeyleri hissediyor ve mevcut halden dolayı yapamıyor olduğum düşüncesi sıkıyor. Mükemmeliyetçilik olayı da hastalıklı halde konu resim olunca karşıma çıkan huzursuz eden, karşısında durmaya çalıştığım düşünce biçimi.

Kendi kendimi de yoruyorum aptalca bunu da görüyorum. Annem bi yandan böyle oynak balina gibi, babam bi yandan garibim derdi bahçesi, kardeşim gitmiş yavrum en iyisini yaptı kurtardı kendini. Eşim bi yandan destek bi yandan köstek o da şaşar arada ne yapacağını... Aslında evi mevi "Hadi bay bay" deyip ötelere taşıyıp, annemden tam kopsam ne güzel olacak. Diğer konumda da bu söylendi, sokulma ananın dibine bırak dinleme dendi de. Niye dinliyorsam? Dinleme, görme, duyma, dahil etme, dahil olma... Kabulleneceğim böyle kıvrana kıvrana ne yapayım. Zoruma da gitse hepsini bir gün tam sindirmiş olurum inşallah. Ve gardımı yeniden almış.
 

Bence çok az tepki vermişsiniz. Ben olsam “bana verdiğin sözü tutmuyorsun” derdim birkaç kez. Bunu çok net vurgulardım. Ondan sonra da her gördüğümde veya konuştuğumda “bana verdiğin sözü tutmadın” derdim. Babanıza bakma konusunda da “ben ilgilenemem. Bana güvenip gitme. Ben sana söz verdim mi ki bana güvenip gidiyorsun? Sen hem verdiğin sözü tutmuyorsun hem de ben söz vermediğim halde bana emrivaki yapmaya çalışıyorsun. Teşekkürler, almayayım” derdim.
 
Yokuspokus az kaldi ha gayret ban konusunda bana yetiscen:))

Bazi seyler kaliplasmistir ailede.. o isini kendi gorur, o kirilmaz, onun isini iptal ederiz, o yapar, o eder:)) seninkide ole bence
 
konu sahibi tavsiye istemiş söylenenlerede kulak asmıyor ozman devam edin böyle memnunsanzı
 
bunun adı vicdan karartmak degil annenin gitmesini engellemek

konu sahibi tavsiye istemiş söylenenlerede kulak asmıyor ozman devam edin böyle memnunsanzı

Yoo, her öneriyi irdeledim ve neyi ne kadar yapabilirim tarttım.
Babamı kırıp geçirerek annemi geri döndürme yolunu tercih etmiyorum sadece. Neden illa babamı köşeye atarak başlayayım? Babam ve ben arasındaki iletişimi biliyor musunuz?

Ve neden taktınız illa da bu yolu tercih etmem konusuna? Bu öneriyi sadece siz getirdiğiniz ve karşılığında bu cevabı aldığınız için mi? Ve sizinle sadece ben de değil, birkaç üye de aynı fikirde olmadı. İlla neden bu yol?
 
Yokuspokus az kaldi ha gayret ban konusunda bana yetiscen:))

Bazi seyler kaliplasmistir ailede.. o isini kendi gorur, o kirilmaz, onun isini iptal ederiz, o yapar, o eder:)) seninkide ole bence

Görmemişim cevabını Totriko ya, kusura bakma.
Öyle muhtemelen, kalıplaşmış halde bir işleyişi var, her aile gibi; bizim ailede de benim görev tabanda çöken yerin altına duruvermek.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…