- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.558
- 598
- Konu Sahibi Yokuspokus
-
- #61
Çok korkunç şeyler geliyor aklına yaaa:////
Ben Allah korur diyorum,dua edip duruyorum. Yukardaki mesaja ekleme yapmıştım bak,onu da dikkate al.
Anneni biz bile tanıdık burdan walla. Sen Allah a dua et, O kolaylaştırsın işlerini
Bunu düşünemedim ya ben
Bakmam lazım, olabilir bu. Aynı binanın sanat katı altında çocuk gelişimciler var ve bir kreş de mevcuttu yanlış hatırlamıyorsam, yaş sınırı var mı sormam lazım ama olur mu olur, nasıl olsa benim yanımda olur. Ya yanımda olsan şaap diye öpmüştüm şimdi seni yanaklarından.
"Niye ince damarımdan tutuyor sürekli?
Niye aynı yeri deşiyor? Niçin bu kadar hafife alıyor? Anne bu. Anne." kısmından geçebildiğim an tamamen kabullenebilirim.
5 ay kabulleniyorum, 6. ay bir şey oluyor dokunuyor, sar tekrar başa, 4 ay kabulleniyorum, sonra yine bi şey, sar başa... 10 ay kabulleniyorum, sonra yine sar başa. Nasıl tamamen nötr durabilirim sevdiğim biri/annem karşısında İdrak?
100 kere "He he" desem, 101inciye beni yaralayacak şeyi bulur yapar, zaten dolmuş olurum taşarım.
"Söz verilip tutulmamasına alıştım" dedikten sonra "E işte onu diyorum alışkınsın sen" denilir mi?
Tek başımayım, hep gördüm; bu kadar insanın içinde tek başımayım dedim zaten hep.
Sadece saf mıyım neyim aileme karşı? Güvenip duruyorum sözlere. İnanmak mı istiyorum ki hala değiştiğine?
Ümidime mçayım. Ümidimi vaktinde kesememe sendromuna girmişim.
Eğer 14 yaşımdan sonra, birbirimizin hayatını güzelleştirmek/mutlu etmek konusunda emek, fedakarlık yarıştıracak olsaydık annemle; onu yenerdim. Tamam?
Ama yarıştırmıyorum çünkü "Aile"yiz
Burası konunun sonu
Umarım kısa süreli kreş işi olur zaten annen de bir ay sonra gelir gibi
Bu son yazdığından sonra düşündüm
Baban kalp hastası bari torun görsün modunda olan anneme kardeşinin yanına gideceğim deyince babam ne olacak derdim
Ben senin gibi bakamam en basiti gece yalnız kalacak vs sayardım
Tüm aileyi sırtlanma görevin yok ki evet ilgilenirsin babanla da evde eşi ile olmak ayrı senin yerin ayrı
Annenin hatalarını net söyleyin baban da kendine hayat kurmuş annen de birbirlerinin alanlarına girmiyorlar gibi yazınki sivrisinekli sular geldi aklıma
Sen ne kadar kızsan biz aileyiz desen de dünyaya yalnız geldik yalnız gideceğiz bu nedenle bu ülkede " babana bile güvenme" diye söz var
Annene güvenme zira zaten hem ona inanıp hem de beni yıldırmak için yapıyor diyorsun bırak o kendi Mutlu olsun senin hayatına da karışmasın
Bir de oğlanı da gönderirim senle dedin mi göndermeyeceğini ben de annen de biliyor da buna cevabı ne olurdu acaba
Konu kapanmadan başlık beni çok güldürdü Allah’da sizi güldürsün demeye geldim :)Mune konum kapanabilir;
İyi dileklerde bulunan, dertleşen, çözüm yolu göstermeye çalışan, doğru noktalardan eleştiren herkese teşekkür ederim.
wMasalw sana ekstradan teşekkür ediyorum, çünkü bi yol olabilir dediğin yerden ve bu beni daha rahat hissettirir.
Bu kısmı da genele yazıyorum; herkes alınmasın lütfen:
Konularıma belli aralıklarla "Uzun, destan, gerek var mıydı bu kadar ayrıntıya" vs diyorsunuz ya bakın kısa kesmeye çalışınca işte böyle oluyor; yarım yamalak anlıyorsunuz, konunun özünden çıkıp kafanızda kurduğunuz bir "Anne, Gangsta, ailesi" yorumlarına kayıyorsunuz, fayda sağlamaktan çok, mevcut sıkıntısı üzerine sadece fazladan can sıkıyor, insanı ekstradan açıklama yapmak zorunda bırakıyorsunuz. Farazi yazmadan önce bari sorun da cevaplayayım.
Sözünü çiğneyen birine hak verebiliyorsunuz mesela, çok ilginç. Gerekçeniz de "Yorulmuştur, bakmak istemiyordur" vs vs... Söz veremez o zaman ok? Yorgunsa "Yorgunum kızım bu sene ben bakamam" der bana vakitlice, beni de müşkül durumda bırakmaz.
Hayır öyle bir yazıyorsunuz ki, sanki ben annemin başına çökmüşüm 7-24 kadına çocuk baktırıyorum, kadın evden çıkamıyor, yılmış bıkmış, hastalıklar içinde çökmüş.
Sor bana, senin kurs haftada kaç gün, anneannesi kaç günlük kaç saat bakacak diye, al cevabını.
Sor "Acaba annen sıkılmış mıdır, açıkça söyleyemediği için mi böyle yapıyor" al cevabını.
Sor "Maddi olarak bir beklentisi mi vardı kendisinin acaba?" vb. al cevabını.
Ben işten çıktım ya çocuğuma bakmak için, niye anneme kilitleyeyim full? Mantık biraz ya.
Onun derdi oğlana bakıp-bakmamak değil ki bıraksam zaten çocuğu benim elimden "Bi de bunu yetiştireyim Gangstayı iyi yetiştiremedim" diyerek kapar. Onun derdi, beni yıldırmak. Sorun bana takıldığınız yeri, itham etmeden önce.
Eleştirecekseniz "Neden sana karşı sözünü çiğneyen birine hala inatla güvenmek istiyorsun" u eleştirin. Ok?
Çünkü konudaki tek hatam bu ve bunun da üzerine, sizin bana söylediğinizde banlanacağınız kelimeyi vura vura bastım, ben kendimin farkındayım arkadaşlar. Her daim de farkında biri oldum günahımla sevabımla.
Gelin eleştirin ok, açığım çünkü kendimi daha iyi görmem için gerekli.
Ama kafanızdan yazıp, bana dair bilmediğiniz şeylerle rastgele ders vermeye kalkmayın.
Bunu da neden böyle yazıyorum, nereme dokundu da böyle yazdım onu da söyleyivereyim:
Eğer 14 yaşımdan sonra, birbirimizin hayatını güzelleştirmek/mutlu etmek konusunda emek, fedakarlık yarıştıracak olsaydık annemle; onu yenerdim. Tamam?
Ama yarıştırmıyorum çünkü "Aile"yiz.
Damdan babamı evde tek koymayacağımı bilir.
Babamı getirip bizim eve yerleştireceğimi ya da annemlerin bu kez de merkezdeki evine geçici kalmaya gideceğimi.
Aklımın kalacağını.
Kıyamam adama, kullanır, öne sürer, arada bırakır annem de.
Babamın ayrıca ona sinir olduğum noktalar yok mu var, ama tamamen dönüp gidemem.
Zaten otomatik yaptığım bir şeyi, sormaya beynim kapalı.
Babama ne olacağı belli; "Yine planlarından feragat edip Gangsta bakacak" .
Buna da erinmiyorum adam düşkün değil bi şey değil zaten, babama da seve seve göz kulak olurum, sadece hiçe sayılıyorum, benim ne yapmaya çalıştığım umurunda değil kadının, söz verdiği halde. Sanki o değil ya, sanki konuştuğum annem değil yine.
Ayrıntı vereyim daha madem:
Babam kalp hastası ama kendini yorduğunu bilemez söz konusu bahçesi olunca.
Bahçesinden kopamaz kışın bile annemle arabaya atlar günübirlik bahçesini kontrole gelir haftanın iki günü, adamı "Otur eve bakiim annem de yok bana kaldın" diye terbiyeleyip oturtamam da dibime çünkü onun rutini o. Yalnız da bırakamam bahçeye gideceğinde.
Gitti buradan haftanın full iki günü babama tahsis mesela.
Zaten herkes kendi alanında, ben joker eleman gibi boşluk dolduruveriyorum ailede kimin neye ihtiyacı varsa "Onların planları işlesin,mutlu oluversinler" diye. Çünkü yaptığım şey ciddiye alınmıyor, destek görüyor, beğeniliyor ama önemsenmiyor. Kale alınma ve öncelik sıramız yazılı halde asılı olsaydı somut somut, bizim ailede ben sonuncu sırada olurdum. Ve burada bi zaafım var, söylenirim ederim ama başlarına bir iş gelecek diye ürker, annemin istediği oltaya gelirim.
"Oğlanı da gönderirim senle" tabi ki demedim. Desem herhalde "Ver yavrumu da götüreyim" derdi, ciddi ciddi götürebilirdi de. Ama ben gönderemem yani olacak iş mi? Deliririm ya burada.
Umarım şu kursta kreş işi olur, yaş sınırı yoktur, çocuk dibimde ben de huzurla kendi halimde devam edebilirim.
Ve dediğin gibi, anneme güvenmemeyi artık öğrenmem lazım.
Bi de böyle kendim neresinden tutup çözeceğim diye kara kara düşünürüm paylaşmam. Babam ve eşimle konuşabilirim aslında; belki onların da fikri vardır benim bu durumum için. Babam çoğunluk bana hak verir de, işte annemle karşı karşıya kalacağı noktada çekiliverir ben kalırım öyle.
Anlat anlat bitmez damdan bizim aile bi değişik, herkes ayrı ayrı hayatında ama bir müdahale halinde (Uzak-yakın fark etmez), koşa koşa birbirine yardımda ilgide gibi ki öyle de bir miktar, ama annem yönetimde olacak, onu hayatından çıkarıp atsan kadın hastalanır öyle bi şey. Beni de kendi psikolojik ve vicdani baskıları ciddi ciddi hasta etmiştir, bildiğin psikolojik olarak teşhisli durumum var ve annem birinci etken olarak görünüyor terapilerden çıkan. Senelerdir öyle bir düzen. Nasıl anlatsam bilemedim. Birazdan belki daha iyi cümlelerle toparlarım aklıma gelir de.
Haklısın da ne kadar daha yapacaksın bunu
O sana söz verip yapmıyor ama senin Nasıl olsa yapacağını biliyor
Nasıl olsa yapar dememeli
Bir şeyleri yapmamalısın yaş geldi geçiyor 10 yıl sonra oğlan büyüyünce pişmanlıkların artacak
Annen rahat yani kafası rahat Nasıl olsa koşarsın diye olmasın kafası rahat
Evet babanla tabii ilgilen ama babanla konuş ağız birliği edin şikayetlenin
Bakamadım gidemedim de ara anneni baban arasın evelesin gevelesin yalnız kaldım gelmedi desin
Yani madem annen yönetmeyi seviyor yönetemedi diye ortalığı katın birbirine çaktırmadan
Arasın eşin çocuk sefil oldu desin baban başka bir şey desin annem vicdan yapsın gelince de hayatınızın tıkırında olduğunu görsün rahatsız olur belki
Ama son sözüm ana baba tabii atsan atılmaz satsan satılmaz da hep bir elin üstlerinde olmasın sana güvenmesinler
Kardeşinin tayini çıktı gitti yarın sen de atıyorum Kanada ya gittin annene bu ihtimali hissettir yani sen ona muhtaç bağlı bağımlı değilsin ayrı hayatın var yarın eşinle konuşup gidebilirsin ona sormadan
Not bu arada annen bir yıl gidecekse sen bir yıl babanı size getirmemeli ya da gidip oraya yerleşmemelisin gerekirse o da annenle gitsin gitmiyorsa da annene sözünü geçirip evinde oturtsun
15 gün değil bir yıl çok uzun süre senin aile hayatın çok büyük yaralar alır
Ben de okula başlıyorum, kızlara eşim bakacak ama tedirginim.Değil de babama güvenemem. Ben ve annem kadar dikkati-algıları açık bi adam değil maalesef.
Çocuk da 2 yaşında, tam tehlikeye koşarak uçacak yaşta bildiğiniz gibi. Babam tek başına gezdirmeye çıkarsa, çocuğun kolu bacağı kırık getirir eve ancak. Evde dursun desem de Allah korusun bi pencere unutsa yeter (Ki unutur).
Annene bakıcı tutacağım, kurslarım var işe gireceğim, babamla ilgilenmek istesem de ilgilenemem desen.Akışa bırakmayı ve delirmemeyi.
Annene bakıcı tutacağım, kurslarım var işe gireceğim, babamla ilgilenmek istesem de ilgilenemem desen.
Belki kalır baban için.
O halde son çare kardeşin.Yemez, yalan söylediğimi anlar Grill. Bakıcı konusuna nasıl baktığımı, ne kadar pimpirikli olduğumu bilir. Ondan kıvranıyorum ya zaten, ona tamamen muhtaç hale getirecek kadar bekletmesi de bundan. Vaktinde söylese şimdiye çoktan bi bakıcıyı test etmiş, içime sindirmiş olur devam sorununa kaymadan kursa yetişebilirdim. Çünkü kardeşimin tayin durumu önceden geldi, güvenlik soruşturması, evrak, prosedür vs bekledi kız. O arada bile dese, "Ben gideceğim" diye, ayarlardım kendimi. Bekledi bekledi; kursun tarihleri belli oldu benim, ondan sonra cayıverdi.
Ama hata bende, ne halt etmeye güveniyorsun işte belli kadının huyu.
Kurs için olmasa bile, en azından bundan sonra kendimi garantiye almak için annemsiz/iknaya tamamen kapalı planlar yapmam gerektiğini anlıyorum.
O halde son çare kardeşin.
O annenin gitmesini engellemeli baskın davranarak.
1 sene gerçekten çok uzun.
Bundan sonra kendi göbeğini kendin kesersin.
Kardeşinle bir olup, bir hafta kalıp dönmesi için annenin zaaflarını kullanmanız lazım.Öyle olacak da işte, babamı da öylece köşeye atamam ki kadına rest çekiyorum diye.
Oyh şiştim valla... Güvenememesi de lazım bana annemin, sadece benim sözüne güvenip, ikna edilip ona dönük plan yapmam da değil, "Nasıl olsa Gangsta idare eder, mağdur etmez içim rahat" halinde olup öyle kafasına göre iş çıkaramamalı, emrivaki yapamamalı bana. Niye hep ben değişime zorlanıyorum ya? Valla sürekli bi benim değişmem lazım, anneme karşı, eşime karşı... Niye onlar sabit, ben kendimi korumak için vs. değişeceğim işte güzel güzel anlaşsak gitsek olmuyor mu? ... Böyle de düşününce ayrı gücüme gidiyor. Neyse.
Kardeşimde bitiyor olay evet. O annemi, sıkar yollar geri ancak.
Ki şu da var, bir seneliğine gidiyorum deyip gidiyor ya, bir sene kalacağını da sanmıyorum aslında. Beni devamdan yakacak kadar kalır döner. "Torunumu özledim" diye çıkagelir. Tanıdığım annem böyle.
Anneye aynı yerden güvenmenin bedeli de bir sene devamdan kalmak...
Kardeşinle bir olup, bir hafta kalıp dönmesi için annenin zaaflarını kullanmanız lazım.
O senin zaaflarını bilip sonuna kadar kullanıyor.
İlla ki annenin zayıf yönü vardır,.onu lehine çevirmeye odaklan, derim.
Annen gibi "amaan anne, şakaydı kız" dersin rahatça.Birinin hasta olduğunu söylesem uçar gelir.
Benim kronik bir rahatsızlığım var; kullanmadım bunu ama kullansam oradan girerim.
Ölümden döndüğüm bi zaman var, zaafı, önüme serildiği hali bu. Bunu da kullanmak.. Bilmiyorum yakıştıramam kendime, onu da anne olarak buradan korkutup yaralamak istemem.
hiç blog yazdınız mı bilmiyorum ama yazılarınızı okumak çok keyifli.Selamlar, nasılsınız kızlar? Nasıl gidiyor?
Benim şu ara her bir şey üst üste... Bi yandan abiye belirlemeye çalışırım, terzi şu bu halledilecek, bir yandan kurs kayıt işlemleri ile uğraşırım ona evrak götür, buna ön başvuru yap, şu tarihi takip et. Bir yandan kardeşimin tayin işlemleri tamamlamış onu yolculuyoruz, annemler peşine takılmış, netten gideceği şehirde, çalışacağı yere yakın eşyalı uygun daire bakın dur iletişime geç ayarla, öbür yanda oğlan kudurur canı sıkılır gezdir, arabanın marş moturunun başına çıkılmış (Sanırım çalışan arabaya marş basmış eşim, farkında olmadan, kıvırıyor dilime dolayacağım diye. "Alla alla bi anda olmuş haberim yok" filan hallerinde, ben de yemiş gibi yapıyorum, hiç uğraşacak modda değilim)... Kplerin tv sorun çıkarmış, onun servisine bakıverelim, yeni tv tarayalım uygun fiyatlı...
Bir hengame.
Her tarih, her harcama, her vakitsizlik, her şey bi üst üste gelir; benim için bir şeyler önemliyse.
Çünkü üst üste gelmezse, hayatın tadına varamam, eksikliğini çekeceğim şeyler olur, sıkıntıdan yeni sivilceler çıkaramam mesela, ya da gözümü kapar derin derin uyurum, mesela bi rahat filan ederim maazallah. Olacak şey mi?
Hadi hepsi çözümü basit şeyler, illa çözümlenecek öyle de böyle de.
Ama geleneksel olarak "Annemle delirmeceler" sezonuna da bugün itibariyle girdik. Esas sorun bu.
"Önce destek ol, sonra cay; önce tamam de, sonra yan çiz, önce önemse yük hafiflet, sonra geri çekil yığ" ... Bu annemle, konu resim olunca aramızdaki iletişim ve hayatlarımızı düzenleme biçimi.
Geçen sezon, kursa az zaman kala olay çıkardı, küsüştük; el mahkum yine kendimi çiğnetti bana.
Ben de işi pişkinliğe vurdum yeter ki işim görülsün "He he" diyivereyim aman, kendi anam nasılsa el mi dedim. (Konu uzun olacak zaten, bi de bunu yazmayayım)
Bu sene de tutturmuş "Ben de gidiyorum" diyor bana.
Kardeşimin peşinden gidecekmiş, şehre alışana kadar (Bir sene diyor bi de) onla yaşayacakmış, neden olmasınmış, zaten sıkılmışmış. Olsun da; yine bana söz verdikten sonra bari yapma değil mi?
Bi de gelmiş bana "Aaağğğ... Oğlana kim bakçak peki?" diyor. Sanki bizden haberi yok kadının, öyle bi şaşkınlıkla.
Hafif sinirliyim, bölük pörçük yazıyorum kusura bakmayın, şuraya yazıp rahatlayayım dedim, daha bi sinirlendim de aklıma geldikçe.
Olay şöyle gelişti:
Benim planlarımdan haberdar kendisi, bu sene daha ciddi çalışacağımı biliyor.
Bunu geçen sene yaptığım başlangıçta konuştuk; beni iki sene idare et anne evde delirmek üzereyim ve bu geç kalmışlık hissiyle baş edemiyorum diye. Tam destek hep destek olacağına dair sözlerini verdi, başta beni yokuşa sürdü ama sağ olsun oğlana, benim yokluğumda gayet iyi baktı. Ondan başkasına da çocuğu emanet konusunda güvenemem, bilir.
Bu sene okul hazırlığı ve bir başka sertifika için başlayacağımı biliyor, konuşuldu.
Kardeşim İzmir-Manisa tarafına gidiyor, çok istediği bir hastane vardı ve direkt oraya girdi.
Önceden şehri araştırdığı/gittiği için biliyor.
Zaten İzmir'de tanıdıklar da var.
Her şey yolunda.
Ama kadın tutturmuş "Kızım oralara alışana kadar yanında kalacağım" diyor.
Dedim "Allah aşkına anne, X üni.ye giderken bu kadar delirmedin, o zaman daha küçüktü, şimdi niye peşine takılıyorsun?" "Olsun, o zaman ev arkadaşları vardı yanında, hepsiyle de tanışmıştım, içim rahattı, yakındı, bildiğimiz yerdi zaten" diyor.
"E anne ben tek başıma gittim üni.ye, tek kaldım, niye benim peşime takılmadın?" diyorum. "Kardeşin senden daha duygusal sessiz, sen çaçaronsun, yalnızlık seversin zaten. Gelmemi de sen istememiştin hem" diyor. Kardeşim diyor oradan "Anne, ben de istemiyorum gelmeni, düzenini bozmanı, gerek yok koca kızım ya" "Yok olmaz içim rahat etmez" diyor. Vay arkadaş ya... Buna benzer bi konuşma yaşadık işte; kadının illa da gidesi var, tutamıyoruz.
"E ama benim kurs ne olacak, anne söz verdin" diyorum, "Hakikaten senin kurs ne olacak, oğlana kim bakacak?" diyor dalga geçer gibi. "Ben milletin keyfini beklemeye, ömrümün böyle çürütülmesine, söz verilip tutulmamasına alıştım zaten, sorun değil" diyorum sitemvari, "E işte alışkınsın sen. Zaten ben yokken babanı da yalnız bırakmazsın, babanla da ilgilenirsin. Bir sene daha bekleyiver" diyor oradan Allah'ım saçımı yolacaktım ya sinirden.
Hep tekerime çomak sokulsun, hep son anda dönülsün, hep ben bekleyivereyim, hep onların planı için ben ödün verip yolumdan sapayım... Senelerdir yaşanan bu; hevesim kursakta bırakılsın, son anda bi şeylerden cayılsın ben oturma organı gibi ortada kalayım... Bende de var az mallık, işte huyu belli kadının, niye anneni planın taşıyıcı ayaklarından biri yaparak plan kuruyorsun???
Anne diye niye her seferinde kanıyorsun ya?!
Konuştuk, sarıldık, ağlaştık, sözleştik, aylardır güllü ballı gidiyoruz diye eski annen niye değişti sanıyorsun hemen?!
Ya beni ciddiye almıyor ya bu kadın sanırım.
Ailem içinde ciddiye alınmıyorum ya.
Tülay'a bağladım yeminle, ezik miyim la ben diye geziyorum artık kendimi sorguluyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?