Annemin bana yaptığı haksızlık mı değil mi?

30 larında doğuranların enerjisi düşük olmuyor merak etme.19 20 lerinde doğuranlar asıl annelik bilincine zor sahip oluyorlar maddi manevi.
Ben tam idealini istedim 25 ve 28 yaş arası ki öyle de olacak inşallah. Sadece bedenen ve ruhen otuzdan sonra kimse 20 25 yaşındaki gibi genç ve diri olamaz bu bir gerçek.
 
Çok iyi demişsiniz. Ne olursa olsun ailenizle ilgili konularda yorum yaptırmayın. Haddi değil çünkü.
Kendi ailesi de emekli ve sadece bir evi var, onda da kendileri kalıyor. Bize ise bir makarna süzgeci bile almadılar inanır mısınız. O yüzden eşimin konuşmaya hakkı yok evet
 
Bir de sanırsın 10 senelik damat. Aileye gireli 5 dk olmuş daha, ama kim nerede oturmalı, kime ne verilmeli hepsinin hesabını yapmış maşallah.
Bizim bir tanıdığın damadı ağzını yaya yaya demiş ki eşinin annesine,yaaav nooolcak siz öldünúz mu bize kalmayacak mi,verin işte illa olummu beklicez Şaka da kaldirmiyorsunuz her demiş sonra da kimlerle muhatap olacağız Allah'ım önce evlatlarımıza akıl fikir versin
 
Ben tam idealini istedim 25 ve 28 yaş arası ki öyle de olacak inşallah. Sadece bedenen ve ruhen otuzdan sonra kimse 20 25 yaşındaki gibi genç ve diri olamaz bu bir gerçek.
ideali diye bir şey yok işte.hayat şartları insanlara çok farklı yaşamlar sunuyor.sitede okumuyor musunuz?20 lerinde boğazına kadar derde soruna batmış ruhu ölmüş kadınlar da var 40 larında cıvıl cıvıl enerjili pozitif mutlu üyelerde var.hayırlısı ne zamansa o zaman olur bebek.
 
Öyle tabi ama ben çok çektim annemden bizzat. Çocukluk travmam ise hep işten yorgun gelip arkasını dönüp uyuyan bir anne idi. 15 yaşına geldifikde annem 45 yaşındaydı ve sinemaya bile gelmek istemezdi hep ölü gibiydi tabiri caizse. Ben çocuğuma ve kendime bunları yaşatmak istemedim
 

Hayatın bir akışı vardır di mi? Mezun olursunuz, iş bulur çalışmaya başlarsınız, evlenirsiniz, sonra da çocuk yaparsınız.

Ama sıralamayı bozup, zora düşünce de annem bize para vermiyor oluyor.

Kendimizi, değil anneye kocaya bile muhtaç kalmayacak düzeye getirdikten sonra çocuk yaparak biz mi enayilik yapıyoruz, anlamıyorum ki.
 

Anlatayım size.
Bipolar duygu-durum bozuklukları skalasında, ölümcül neticeleri olabilecek bir hastalıktır. (%60 intihar oranı veriliyor)
Kendi içinde türlere ve tanımlara ayrılır.

Klasik bipolar tanımı vardır mesela, genetik geçişi daha temizdir (Çocukta, nesilde görülme oranı düşüktür), başka mental rahatsızlıklar eşlik etmez, tedaviye daha kolay cevap verir, atipik bipolar tanımı vardır, seyri içinde okb gibi rahatsızlıklarla birlikte ortaya çıkabilir, tedaviye daha dirençlidir.

Tip1 bipolar vardır, majör depresyon (-10) ile mani atağını yaşar (+10), mani atağının da şiddeti kişiye göre değişir ancak ortak özellikleri vardır hepsinin, teşhiste kullanılır. Tip 2 bipolar vardır, daha çok depresyon ağırlıklı seyreder, mani atağı yaşanmaz sadece hipomaniye kadar bir taşkınlık durumu görülür.

Kişinin bipolar olduğunun teşhisi, genellikle manik dönemde gerçekleştiriliyor. Eğer bu teşhis bir depresyon ile geliyorsa genellikle hastalar bir süre takibe alınıyor ki mani bulgusu gösterecek mi; ayrıca görülme sıklığı olarak belli yaş aralıkları var. (Klasik bipolarda) 19-23 yaş, (Atipik bipolarda) 14-17 yaş gibi. Daha ergenlik döneminde ortaya çıkabiliyor.

Belirtileri:
Öfke patlamaları, öfkede artış.
Sonu düşünülmeden hareket etme, risk alma, ani-dürtüsel karar verme vb.
İştah değişimleri (En çok rastlanan iştahın kapanması)
Uyuyamama, insomnia hali.
Enerjide artış, sürekli hareketlilik hali, duramama.
Cinsel faaliyetlerde artış, riskli cinsel ilişkilerde bulunma
Artan konuşkanlık, çok konuşma, hızlı konuşma, şiirsel konuşma/kafiyeli konuşma.
Düşünce sıçramaları, konuları hızlı geçme, alakasız konuları birbirine bağlama.
Aşırı harcamalar, sürekli alış-veriş para harcama, bağışlama vb. (Maddi hesap yapamama, yine sonucunu düşünmeden hareket etme hali, ortak olarak bu vardır çoğu bipolarda)
Sürekli fikirlerle dolu zihin, sanatsal vb. üretkenlik

Depresyon dönemi belirtileri de depresif dönem bipolar teşhisinde yer alabilir.

Şöyle söyleyeyim nasıl engel olabiliyor; çünkü konu içinde çok bilmiş bir yorum gördüm "Evlenmeyi bilmiş de okumayı mı bilememiş" gibi. Tabii insan şahit olmayınca, yaşamayınca sallaması kolay oluyor böyle, size cevap verirken o kişinin bu iddiasını da çürüteyim:

Hastalık her zaman aynı seyrinde giden bir hastalık değil ve dediğim gibi, tür tür.
Bazen alevli zamanları olur, bazen hastalık uykuya geçer, bazen düzenli tedavi anca yanıt verir ve iyileşme görülmeye başlar. Şöyle söyleyeyim, bu hastalık asla geçmiyor, bir bomba gibi düşünün siz ilaçlarınızı düzenli kullandığınız müddetçe o bombanın ateşi daha kontrol altında ilerliyor ancak tedavi istenilen şekilde gitmiyorsa, çevresel bir faktör etkilediyse tedavi sırasında (Üzücü bir olay mesela), ilaca rağmen doz arttırmak gerekebiliyor ve bombanın fitili ne kadar uzundur, patlar mı patlamaz mı bilemiyorsunuz. Patladığında zaten atak geliyor.

Misal, ben bu hastalığın belirtilerini üni. son sınıfta ağır yaşamaya başladım. Lisede de belirti gösteriyordu ancak idare edebiliyordum, okulumdan geri koyabilecek ağırlıkta bir depresyon-mani yaşamadım, yer yer zorlasa da okulumu rahat bir şekilde tamamladım. Ancak üni. sonda ağır bir mani atağı geçirdim ve devamında majör depresyona girdim. Bu süreçte çok ağır ilaçlar kullandım ve bu ilaçların yan etkileri, tedavi süreci hepsi dahil benim için daha büyük bir zorluk haline geldi. Kullandığım ilaçlar yüzünden uykudan kafamı kaldıramazdım. Ne zaman okula gidecektim?

Bir sene aktif tedavi sırasında üni. son sınıfta okulumu dondurdum. Sonraki dönem ise tedavimden olumlu yanıt aldıkça kalan senemi yavaş yavaş tamamladım. Bu tedavi süreci daha zorlu olsaydı, belki de tamamlayamazdım.

27 yaşında, tedavimin 6. senesinde evlendim ve o süreçte çok ilerleme kaydetmiştik. 6 sene boyunca çeşitli ilaçlara alıştım, düzenimi kurdum, ailem de destekçiydi. Aklım da gayet yerinde olduğu için evlendim.

Evliliğimin ilk senesi ufak bir atak geçirdim, düğün töreni-yeni ev hazırlığı-yeni yaşam düzeni gibi stresli ve aynı zamanda heyecanlı bu süreçte tetiklendim. İlaçlarımın dozu arttırıldı, hastalık tekrar dindi, üç sene kadar atak gelmedi, doktor gözetiminde çocuk yapmaya karar verdim. Doğumu gerçekleştirdim, lohusa dönemi hastalığım minik bir depresyon gelecek şekilde tetiklendi ki oğlumu 8 aylık sütten kesip ilaçlarıma tekrar başladım. Şimdi oğlum 5 yaşında, evliliğim 8. senesini bitirecek, kendi işimi kurdum mutluyum huzurluyum, hastalığım tekrar kontrol altında ve düzende.

Ama ilk teşhis dönemleri yaklaşık 6 senelik bir süreç, tedavi ve alışma konusunda oldukça zorlayıcıydı. Okulumu belki tamamlayamayabilirdim, hastalığımın en alevli, en yorucu, ilaçların en berbat hissettirdiği dönemlerdi, öyle ki 21 yaşında tecrübe ettiğim depresif dönemde hastalığım ve kullandığım ağır ilaçlar sebebi ile hafızam konuşmayı unutacak kadar geriledi, sanki anadilimi 2 ayda sıfırdan, yeniden öğrendiğim bir dönem yaşadım.

Yani zor. Yani neyin nereden geleceği belli değil. Zamanla içgörü geliştiriyor, tecrübe kazanıyor ve biraz da parlak bir zekanız varsa artık hastalığın kendinizdeki seyrini çözüyor, ona göre adımlar atmaya başlıyorsunuz.

Yani okul, evlilik, iş hayatı, pek çok şeyde zorlayıcı ve evet engel olabilen bir hastalık, aynı zamanda bunları yine de gerçekleştirebileceğiniz bir hastalık. Tedavi sürecinize, çevresel faktörlere, yaşınıza, teşhis zamanınıza her şeye göre fark eder.
 
ben 44 yaşına gireceğim sakatlanan kaburgamla çocuğumu avm de yemeğe de götürdüm atlıkarıncaya da bindirdim.evde ödev de yaptık oyunda oynadık.anneniz 20 yaşında da olsa gitmek istemezdi zatenn.karakter meselesi bu.barbie bebek koleksiyonu yapıyoruz ayol biz kızımla .oyuncakçı oyuncakçı gezip yıllardır topluyoruz.her 45 50 yaşındaki kadın enerjik değil her 20 lerindekid e çocuğunun peşinde değil.okula gönderip derslerinden durumundan bihaber veliler gördüm ben
 

Ben olsam evden kovarım böyle damadı.
 
Annem 23 24 yaşlarında bir gülümsemedi bile bize.
Ben 30 yaşlarda cocuklarimla yakantop voleybol oynuyordum,hamurdan çamurdan oyuncaklar yapıyorduk.
İnsanın yapasi olsun yeter ki..
 

Eşi öylece durup dinlememiştir umarum
Eşim şöyle bir şey söylese yerin dibine girerim, ben anamı babamı ne biçim insanlarla muhatap ediyorum diye.
Yüzsüzlük ve gevşeklikte zirve.
 
Öncelikle eşinizin kendi ailesi size oturmak için bir ev vermediğine göre sizin aileniz hakkında atıp tutma ve yorum yapma hakkı yok. Kira parasından kaçıyorsa evlenmeseymiş, annenizin vereceği eve mi güvenmiş? Çok hadisizce bir yorum bana göre. Kadın olsun erkek olsun karşı tarafın ailesinin malını diline dolmamak çok rezilce geliyor bana.. Ev konusuna gelirsek de madem haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsunuz ona göre davranırsınız bundan sonra.Ailenizin gözünde kız kardeşiniz kadar değerli değilsiniz, onlarda sizin gözünüzde o kadar değerli olmasın. Önceliğiniz hep kendiniz olsun. Kendi hayatınızı kurup kendi malınızı almaya bakın.
 
Eşi öylece durup dinlememiştir umarum
Eşim şöyle bir şey söylese yerin dibine girerim, ben anamı babamı ne biçim insanlarla muhatap ediyorum diye.
Yüzsüzlük ve gevşeklikte zirve.
Dinlemeyen boşanmış olurdu,boşanmaya kakti sonra oturdu ama başka sebeplerden..
 
Hakli oldugunuzdan okadar eminsinizki:) kira vermek zorunda degil oturmamak en dogrusu ama kendi basinizin caresine bakin evlendiginize göre. Anneniz vefat ederse sonrasinda esit paylasim talep edersiniz
 
Çok haklısın . Ebeveyn olamadılar ki benimkiler . Annem doğum günümü bile net bilmez . Ruhum yaralandı tabi ki, hatta bu yara bedenime de zarar verdi . Sol memede muhtemel kanser riskli tümörler var ve rahmim alındı . Artık değiştiremeyeceğim kesin . Babam beni 2 yıldır aramadı . Neymiş ona giderken gömlek almamışım . Cimrilik etmişim . Annemle de haftadan haftaya konuşuruz . 3-5 gündelik soru vs biter konuşmamız .
Para ödeme mevzusunda hakkımı helal etmem sana dedi . Yemedim içmedim seni okuttum dedi . Cahillik işte. Bugün olsa okutmasaydın der çıkardım .
 
Konudaki damat fena, hem kendi 0 malvarlığıyla geliyor, hem ailesinden katkı yok hem de kvnin kpnin evine göz dikiyor yetmiyor bipolar bir insanın payına düşen paraya göz dikiyor. Konu sahibesi, benim yaşadığım ülke de dahil pekçok ülkede bipolar insanlar engelli sayılıyor isterlerse devlet rapor veriyor. Dediğim gibi işarkadaşımın eşi kız almış. Sosyal yardım alanları var, engelli kontenjanından işe girenleri var. Kardeşinin geleceği belirsiz, ailenin garanti için fazla mal vermek istemesi normal. Kocan gelmiş 35 yaşına kendi para kazanmak yerine engelli bir insanın parasına göz dikiyorsa yazık. Sen o adamın dolduruşuna gelme.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…