- 1 Haziran 2022
- 4.045
- En iyi cevaplar
- 1
- 12.220
- 138
- 34
- Konu Sahibi aysima_yonca
-
- #21
Annenin tahammülsüzlüğünün altinda derin hayal kiriklari var .Kimse bilemez kari koca arasindaki olaylari .Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.
Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.
12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.
Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.
6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.
Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.
Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.
Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Anneniz ağır hasta acilen psikolojik destek almalı hatta hastaneye yatırılmalı. Babanız boşanamam elalem ne der diyor sanırım kendisine psikolojik şiddet uygulayan annenize katlanmayı seçmiş. Adam kalp krizi geçiriyor anneniz ambulans aramıyor. Babanız böbrek taşı düşürmüş. Siz çocukken duvardan düşmüşsünüz gülerek tepki vermiş. Yani bunlar sağlıklı psikolojide olan insanın yapacağı şeyler değil. Annenizle babanız arasında kötü şey mi geçti? Sevmeden zorla mı evlendirildi? Babanız annenizi aldattı mı mesela? Yoksa ortada hiçbir sorun yokken mi hep böyleydi anneniz?Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.
Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.
12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.
Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.
6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.
Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.
Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.
Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Anlattığınıza bakılırsa sağlıklı bir insan değil mümkünse hayatınızdan çıkarın, uzakta tutun yoksa sizi sadece üzecek yani yakınında durdukça anne olması bir şeyi değiştirmeyecek sizi canınızdan bezdirecek...Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.
Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.
12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.
Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.
6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.
Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.
Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.
Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Türk filmlerindeki kötü karakterler gibi annenMerhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.
Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.
12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.
Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.
6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.
Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.
Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.
Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Ayy korkunç gerçekten. Allah yardımcınız olsun.Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.
Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.
12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.
Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.
6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.
Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.
Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.
Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Allah’ın adaleti felan ne alaka bu tarz dini söylemli konu açmak yasak.Babanız belli ki dayanamayacak durumda değil,alışmış elalem ne der diye boşanmıyorsa,”her koyun kendi bacağından”yapacak bir şey yok kendi yolunuza bakın.Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.
Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.
12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.
Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.
6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.
Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.
Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.
Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?