Annem hayatı babama dar ediyor dayanamıyorum

Annenizin bilişsel bir geriliği var mı ? Ben pek normal gormedim bu durumunu. Belki bilmediğiniz psikolojik rahatsızlığı var . Eğer aksi bir durumsa Allah babanizi annenizden kurtarsin , adama yazık .
 
Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.

Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.

12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.

Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.

6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.

Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.

Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.

Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Annenin tahammülsüzlüğünün altinda derin hayal kiriklari var .Kimse bilemez kari koca arasindaki olaylari .
Demek ki baban bir nevi cektirmiş .
Belki maddi zorluklar yaşadiğiniz için öfkelidir
Kiş aylari başka yerde calişa bilir .
Yada tamanen yeni iş bula bilir .

 
Annenizde sosyopati ile narsisizm arasinda gidis gelişli kisilik bozuklugu var bu sebeple de muhtemelen ilac tedavisi gorecektir. Ciddi anlamda empati yoksunluğu yasiyor.

Ozel psikiyatra ihtiyaciniz var diye kendinizi kosullamayin, devlet universitesi hastanelerinin profesorleri oldukca uygun rakamlara çalışıyor. Bi arastirin, hangi sehirdesiniz?
 
Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.

Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.

12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.

Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.

6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.

Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.

Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.

Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Anneniz ağır hasta acilen psikolojik destek almalı hatta hastaneye yatırılmalı. Babanız boşanamam elalem ne der diyor sanırım kendisine psikolojik şiddet uygulayan annenize katlanmayı seçmiş. Adam kalp krizi geçiriyor anneniz ambulans aramıyor. Babanız böbrek taşı düşürmüş. Siz çocukken duvardan düşmüşsünüz gülerek tepki vermiş. Yani bunlar sağlıklı psikolojide olan insanın yapacağı şeyler değil. Annenizle babanız arasında kötü şey mi geçti? Sevmeden zorla mı evlendirildi? Babanız annenizi aldattı mı mesela? Yoksa ortada hiçbir sorun yokken mi hep böyleydi anneniz?
 
Annenizde antisosyal kişilik bozukluğu veya ona benzer bir hastalık var büyük ihtimalle. Sinirlendiğimde bıçak alıp bıçaklamayı düşünüyorum demişsiniz. Bence siz de o genetik metaryalden bir miktar almışsınız. İnsanlar ne manyaklarla karşılaşıyorlar, bunu düşünmüyorlar. Anneniz hasta ama siz de sağlıklı değilsiniz. Lütfen bir psikiyatriste gidin ve burada anlattığınız her şeyi anlatın.
 
Annen neyine güveniyor baban neden buna katlanıyor insan olan bu muameleyi kabul etmez
 
Belli ki psikolojisi bozuk ,isterse zemzemle yıkansın,7 kere hacca gitsin gelsin, ibadetlerini yerine getiren bir hristiyan yada yahudi olsun birşey farketmez.Size, insanlara karşı kötü davranışı değişmez.Muhtemelen beyninin empati, şefkat, merhamet,fikir vs bölümlerinde problem vardır.Ya da dümdüz kötü biri...bir dizi repliginde oyuncu, herkes hasta artık, her kötülük hastalık oldu.Sapıklık hastalik ,hırsızlık hastalık...herkes hastaysa kim kötü?der.
Bu durumda siz kendinizi annenizden koruma stratejileri gelistireceksiniz.
 
Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.

Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.

12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.

Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.

6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.

Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.

Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.

Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Anlattığınıza bakılırsa sağlıklı bir insan değil mümkünse hayatınızdan çıkarın, uzakta tutun yoksa sizi sadece üzecek yani yakınında durdukça anne olması bir şeyi değiştirmeyecek sizi canınızdan bezdirecek...
 
Anneniz sosyopati belirtileri gösteriyor gibi. Tabi bir ruh sağlığı uzmanı inceleyip doğru teşhisi koyacaktır. Maalesef bu tür durumlarda hastayı tedaviye ikna etmek işin en zor kısımlarından biri. Burada annenize babanız bir şey yapmıştır diyenleri de anlayamadım ben, her zaman hemcinslerimi savunurum ancak aynı durumda bir kadın olsa ona "adama ne yaptı ki çıldırdı" desek kıyamet kopar. Toksik bir yaklaşım bu. Kadın sadece hasta olabilir, insan olmasından mütevellit sadece kötü birisi de olabilir; kötü insanın cinsiyeti olmaz. Annenizi tedaviye ikna edemiyorsanız babanızı boşanmaya ikna etmeniz gerekiyor yoksa her zaman olduğu gibi bir kişi yüzünden bütün aile psikiyatriye gidecek, asıl hasta olan o bir kişi hayatına mutlu mesut devam edecek. Bence kardeşinizi de alıp babanızla güzel bir konuşma yapın ve bu böyle giderse annenizi görmemek için kendisinden de uzaklaşmak zorunda kalacağınızı söyleyin. Eğer hiçbiri işe yaramazsa kendi akıl sağlığınız için ikisinden de uzak durmanız gerekecek buna hazırlıklı olun, kendinize yazık etmeyin.
 
Anneniz psikiyatri hastası ve babanız da senelerce duygusal şiddet görmüş gibi anlıyorum. Bence zaten hasta olabileceğini kabul etmeyen annenizden ziyade babanızın psikolojik yardım almasını sağlarsanız kendisi için sağlıklı kararı o verecektir.
 
Babanız diyecekki ya ananın evine gidersin ya tedavi olursun .
Anne belliki hasta sizi bu şekle getiren kişi babanız. çocukluktan beri diyorsunuz yani genclerken erkenden karısının tedavisine bakmak yerine susup köşesinde oturmuş sizi de böyle bi annenin eline bırakıp işine gücüne gitmiş gelmiş babanıza kızmalısınız neden die
 
İyi olmayacak durumda olmalı babanız yetişkin adam hayatını böyle harcamayı seçmiş din dediğin 7 kat mana anlam bilmeden ibadet etmenin sadece vücuda faydası var neyse .Bence ayrılıp ayrılmamalari şu saatden sonra ne fark eder babanız husursuz olmaya alisiksa yapacak birşey yok bence .Hasta ise kliniğe yatırın yaptiklari hastalikmi kötü kalp mi ben anlayamadım herşeyi doktor iyi edemez herkes tedaviden düzelir çıkar iyi olur diye birşey de yok.Yarin babanizi uykuda doğarsa hapse girer .Babanız kendi bilir sonuçta
 
Babanizi boğar hiç belli olmaz böyle işler babanız ölür ve elalem de bişey demez sonu buna çıkar hic olmaz demeyin .Gerekiyorsa bence kliniğe yatmalı yada boşanıp babanız evden gitsin ihtiyaçlarini karsilasin elalem yani biz bişey demeyiz en azından biri hapse biri mezara yaşanmasın böyle psikolojik hastalıklar yaş ile kötüye gider
 
Annenizi tedavi ettirebileceğinizi sanmıyorum. Tanı koymak gibi olmasın ama sergilediği davranışlara bakılırsa (empatiden yoksun olması ve psikolojik şiddet uygulaması) anneniz ya B tipi kişiliğe sahip (en özet haliyle narsist, sosyopat, psikopat vs.) ya da ahlaktan uzak bir insan. Konuyla alakasız ama eskiler bu tür insanlar için içini şeytan kaplamış derlerdi.
Babanız ve ilişkisi onları ilgilendiren bir konu ama bir evlat olarak üzülmeniz ve sinirlenmeniz çok normal ve insani bir durum. Cinsiyetten bağımsız ikili ilişkilerinde bu tür muameleye maruz kalan insanlarda babanız gibi davranan birçok insan var. Fakat, siz bu durumdan rahatsızsınız. Bu anlamda mümkün olduğunca annenizin zehrinden kaçın. Mesafe koymak, pek çok aile ilişkisini düzeltiyor ve saygıyı artırıyor. Mümkünse kendinize ait bir eve çıkın yada evde kendinizi soyutlayın. Özel durumlarınızı annenize açmayın, yardım etmesini beklemeyin, onun için gereksiz fedakarlıklarda bulunmayın. Ona cevaplarınızı kısa ve duygu içermeyen türden verin. Dışarıda kendinize bir alan yaratmaya çalışın, okuyorsanız okuldan sonra kütüphaneye gidin. Çalışıyorsanız ve maddiyatınız mevcutsa işten sonra kız arkadaşlarınızla buluşun, bir derneğe-vakıfa üye olun. Bu arada dindarlığın bu dediğiniz şeylerle ilgisi yoktur, bu tür kişiliğe sahip insanlar normal insanlar gibi dini değerleri içselleştirmek yerine başkalarına gösteriş veya toplumsal bir statü olarak kullanır çoğu zaman.
 
Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.

Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.

12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.

Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.

6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.

Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.

Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.

Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Türk filmlerindeki kötü karakterler gibi annen
O sizi evden atacağına siz onu atın.
Biraz oraya buraya gitsinde burnu sürtünsün.
Hiç bir anneye bunu yazacağım aklima gelmezdi ama bu kadin hak ediyor anlatilana göre
 
Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.

Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.

12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.

Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.

6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.

Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.

Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.

Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Ayy korkunç gerçekten. Allah yardımcınız olsun.
 
Merhabalar. 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ailem başka şehirde ben başka şehirdeyim. Yaz tatillerinde veya ara tatillerde eve döndüğümde psikolojim inanılmaz bozuluyor. Annemin ne söylediklerini ne de yaptıklarını aklım almıyor artık.

Ben yaklaşık 7 8 yaşındayken babam böbrek taşı düşürüyordu. O zamanlar o kadar iyi hatırlıyorum ki annem sadece gülüyordu. Ben çocuk halimle babamın o eski model telefonunu kurcalayıp birilerini aramaya çalışmıştım.

12 yaşımdayken duvardan düşmüştüm ağlıyordum ve annem sadece camdan bakıp gülüyordu.

Korona zamanlarının sonunda beni evden atmıştı. Senin gibi bir evladım yok benim demişti. Tam üniversitelerin açılacağı zamanlardı. Bir hafta babaannemlerde kalıp sonra üniversite yurduna yerleşmiştim. Bir daha eve dönmek gibi bir niyetim yoktu ama babam telefonda yalvarınca eve dönmeye karar verdim.

6 şubat depremi zamanlarında babam kalp krizi geçirmişti. Ben ve kardeşim evde değildik. Annem bilerek ambulansı çağırmamış. Yengemler neden ambulansı çağırmadın diye sorduklarında gülerek "Ben o ambulansın siren sesini sevmiyorum" dedi. Babam kendi kendine hastaneye gitmiş. Öğrenir öğrenmez hemen döndüm eve. Birkaç gün sonra anjiyoya alındı. Anjiyodan sonra babam eve geldiğinde annem babama sen artık eksiksin sakatsın demişti. O gün sadece susmuştum. Çünkü annemin ne dediğini bilmeden konuşmasına çok alıştık. Sürekli he diyip geçiştiriyorduk. Ahlakının komple bozuk olduğuna emindik. Kafası gidip geliyor diyordu babam.

Şubat tatilinde yine eve geldim. 1 hafta evde kaldım. Bugün yurda geri dönüyorum. Çünkü annem bir kez daha babama sakat dedi. Bir defa değil birkaç defa dedi. Babama baktım. Sadece susuyordu. Alışmıştı. Ama ben cinnet geçirdim. Neden mutfakta keskin bir bıçak yoktu ki? Birkaç dakika onu o an öldürsem ne olur diye düşündüm. Mutfağa gitmek için ayağa kalktım ama geri oturdum. Ve kavga etmeye başladım. Çünkü biz sustukça daha çok babamın üzerine gidiyordu. Söyleminde hala ısrarcıydı. "Baban zaten sakat yalan mı" diyordu. Seni öldürürüm diyerek üzerine yürüdüm. Babam beni tuttu.

Bu arada annem dindar birisi. Bütün namazlarını kılar. Bütün kandillerde kuran okur. Ama içine şeytan kaçmış gibi hayatı bize zehir ediyor. Babanla problemi ne diyecek olursanız babam kamyon şoförü ve hava şartlarından dolayı kış aylarında çalışamıyor. Maddi olarak çok zorlanan bir aileyiz. Ben aldığım burslarla okuyorum. Annemi devlet hastanelerinde tedavi ettirmek istiyoruz ama ısrarla kendisinin değil bizim deli olduğumuzu söylüyor. Maalesef ki bi psikologa verebilecek paramız yok. Babama boşan diyoruz elalem ne der diye kabul etmiyor. Ama benim de kardeşimin de babamın da hayatını mahvediyor.

Bu kadar şeyden sonra merak ettiğim tek bir şey var. Rabbim senin adaletin yok mu?
Allah’ın adaleti felan ne alaka bu tarz dini söylemli konu açmak yasak.Babanız belli ki dayanamayacak durumda değil,alışmış elalem ne der diye boşanmıyorsa,”her koyun kendi bacağından”yapacak bir şey yok kendi yolunuza bakın.
 
Back
X