2.5 yıllık evliyiz. Önceden bu zamanlarda çocuk düşünürüz diye konuşmuştuk ama benim fikrim değişti.
ben de size hak veriyorum.
her şeyden önce kendim olmaktan vazgeçmek istemiyorum, yani çocuklu insanların hayatı tamamen ona odaklı haliyle. ama mevcut hayatını seven birinin bundan vazgeçmeye karar vermesi hiç kolay bir karar değil.
Acaba dediğiniz şeylerin cogusu çocuk olunca gayet olağan şeyler olacak yani ona yapacak bişey yok. İki tarafında isteği bana çok belli gibi geldi. Bu kadar istemedikten sonra bu şekilde çocuk olursa çocuk içinde sizin içinde kötü olur. Bence terapi almalısınız ama hala istemiyorsaniz bosanmalisiniz.Daha önce de konu açmıştım, konu iyice çıkmaza girdi...
Çocuk istemiyorum. Ne zaman isterim veya ister miyim onu da bilmiyorum. Eşim artık beklemek istemiyor. Ben ise assssla hazır değilim, deli gibi korkuyorum. Dün akşam baya baya bu konu yüzünden tartıştık. Biraz daha hazır değilim, istemiyorum dersen farklı şeyler yapmak zorunda kalıcam falan dedi. Boşanmayı mı kastetti anlamadım, sormadım da çok kötüydüm çünkü hatta ağlıyordum. Öyle geldi bana ama sanırım blöf yapıyor. Eşimi seviyorum, o da beni seviyor hissediyorum ama bu konu artık bizim çıkmazımız oldu. Ne yapıcam hiçbir fikrim yok. Deli gibi baba olmak istemesi bana çok saçma geliyor. Acımasız geliyor hatta. Çok bencilce, düşüncesizce. Şunu da düşünüyorum; çocuk istemediğim için boşanırsam, (27 yaşındayım şu an) ya sonra bu kararımdan pişman olursam? Belki de zaman geçtikçe anne olmak isteyeceğim? Açıkçası yaşlanınca yanımda birileri olsun isterim, ziyaretime gidip gelen, arayıp soran birilerini isterim. Yalnız kalmaktan korkuyorum. 3 yıllık evliyiz bu arada. Terapi mi alsam napsam? Asla istememe sebeplerim şöyle: işimi bir süre de olsa bırakmak zorunda olmak (belli bir zamana kadar annenin bakması gerektiğini düşünüyorum), bir bireye bağımlı olmak ve onun bana bağımlı olması, vücudumda meydana gelecek deformasyonlar, fiziksel ve psikolojik değişimler, lohusalık, bebek bakımı, bir birey yetiştirme sorumluluğu, maddi manevi yetebilme korkusu, uykusuzluk, sürekli yorgunluk hali, eşimle yaşanabilecek sıkıntılar (doğum sonrası ve çocuk bakımı konusunda), Allah korusun ama yarın bir gün eşimle başka bir konuda sıkıntı yaşarsam sırf çocuğum var diye katlanmak zorunda kalmak... He bir de kv sürekli ben gelip bakarım diyor olursa, o da ayrı bir problem. Yurtdışında yaşıyor, bakma bahanesiyle bize yerleşebilecek bir tip. Tabi buna müsaade etmem ama bunun için de stres yaşamak istemiyorum. Burada da okuyoruz, çevremde de görüyorum. Çocuk evliliğe atılan bomba gibi. Neden böylesine radikal bir değişim yaşayalım ki diyorum. Şu an kafama estiği gibi geziyorum, eğleniyorum. Eşimle gece yarısı çıkıyoruz esince. Anne olunca bebeğe göre hareket etmek zorunda kalıcaz. Bencil mi düşünüyorum? En korktuğum şeylerden biri de sağlıksız bir bebek dünyaya getirmek. Aşırı korkuyorum. Terapi fayda eder mi acaba. Ben anormal miyim? Benim gibi olup, anne olduktan sonra iyi ki diyen var mı?
Neden beğenmediğinizi yazar mısınız merak ettim."Deli gibi baba olmak istemesi bana çok saçma geliyor. Acımasız geliyor hatta. Çok bencilce, düşüncesizce. "
Sadece bu yazdığınız bu bakış için hemen bir uzman yardımı isteyin ne kadar haklısınız ne kadar haksızsınız belli olur.Büyüğünüz olarak yazmak istemeyim uzman değilim sonuçta.
Yazdıklarınız bana da yakın geldi üzerimde toplum eş ailesi baskısı var iki kızım var yaş 35 artık çocuk defterini kapatmak istiyorum özgür olmak kendim için bi şeyler yapmak istiyorum kendime gelmek istiyorum büyüğü 10 küçüğü 4 yaşında tam rahatlamışken başa dönmek istemiyorum ama maalesef bilinç altıma sanki erkek olur belki diye Allah’ın hakkı üçtür gibi kelimelerle bir çocuk daha doğurmak zorundaymışım gibi hissediyorumBu konularda en büyük karar anneye yani kadına düşüyor kimse kusura bakmasın. Eninde sonunda olan kadına oluyor. Erkeklere bir şey olduğu yok. Kadının hormonları değişiyor, fiziksel görünüşü değişiyor, psikolojisi değişiyor, doğuma kadar ayrı sorun doğum sonrası lohusa süreci, depresyonu ayrı bir sorun. Kadının işi bırakmasından bahsetmiyorum bile. Erkekler yine işe gidip iyi,kötü sosyalleşiyor. Kadınlar tüm gün bir bebekle dört duvar arasında kalıyor zaten böyle bir hayat yaşayan, bekleyen kadınlara bir şey olmaz. Öncesinde sosyal,işini seven kadınlar ilk iki yıl çok zorlanıyor ve depresyona giriyor. Erkekler iki çocuğu oyalar ve parka götürür sonra başımıza süper baba kesilir halbuki zaten yapması gerekeni yapıyordur. Anne 2 saat ekstra uyumak istese çevre annelik edebiyatı yapmaya başlar. Hamilelik,emzirme süreci, lohusalık bunları en yoğun yaşayan kadınlar oluyor. Hele de bizim ülkemizde kadınlara yönelik bakış açıları malum. O yüzden hazır hissetmiyorsanız, hissetmiyorsunuzdur. Kendinizi ikna etmek zorunda değilsiniz, en iyisini vücudunuz bilir ve açık açık istemediğine dair sinyal gösteriyor. Çocuğa hazır olmadığınız için niye psikologa gideceksiniz ki? Bu gayet normal bir süreç. Asıl çocuk istemiyorum,hazır değilim diyen kadına baskı yapmak anormaldir,manipülasyondur. Resmen çocuk üzerinden tehdit ediliyorsunuz.
İşte bu büyük hata bence. Eğer konu cocuksa isteyende istemeyende açıkça söylemeli. Diğer turlu sıkıntı. Yoksa iki tarafta ortak karar olduktan sonra istememekte gayet normal.Hayal kurmuyorduk çocuklu bir yuvamız olsun falan diye ama hayır da demedim.
Evet net bir tarih belirlemedik şu yılın şu ayı diye zaten nesini farklı söylemişim anlamadım? Birkaç sene sonra düşünürüz dedik zaten üstünkörü konuşuldu dedim.Bu eski konunuzdan bir alıntı yanlış mı hatırlıyorum diye gittim mesajımı buldum. Siz şimdiye denk gelen zamanlar için konuşmuşsunuz ama şimdi istemiyorum fikrim değişti demişsiniz. Bu konuda da zaman konuşmadık öyle geçiştirdik diyorsunuz.
Yani ortaklaşa alınan bir karar elbet kadın için daha önemli bir karar ama eşinize bencil, neden bu kadar baba olmak istiyor saçma gibi şeyler demeniz de haksız bence. Sonuçta birlikte karar vermişsiniz.
Allahın hakkı üçtür nedir? Allah mı söylemiş mesela hakkınız üçtür diye? Bunlar toplumsal mitlerdir. Örneğin: Türk mitolojisinde 40 sayısı çok önemlidir. 40 kişi, 40 gün,40 gece hatta birisi öldüğü zaman 40 gün yas tutmak bile Türk kültürüne özgüdür. Tam tersi açıdan bakacak olursak Avrupa ve Amerika'da 13 sayısı uğursuz olarak gözükür. 13. Cuma, 13.gün bu tarz 13 konseptli kitaplar ve filmler yazılır. Asya'da 4 rakamı uğursuzdur asansörlerde bile 4 rakamı yoktur. Bu sayılara bu misyonları yükleyen yine biz insanlarız. Tanrı,Allah,Yaratıcı artık ne olarak adlandırıyorsanız onun ağzından çıkan bir durum değil. Sayıları bulan,oluşturan yine insanlar yani bizim atalarımız. O yüzden lütfen dini ve yaratıcıyı bu işe karıştırmayın çünkü hiçbir semavi dinde "Allahın hakkı üçtür" gibi bir mesaj yok. Tamamen toplumun uydurması. Böyle uydurmalara dayanarak çocuk yaparsanız büyük hayal kırıklığı yaşarsınız zaten 2 kez o duyguyu yaşamışsınız. Ben 2 çocuğuma maddi, manevi olarak bakayım mottosu yerine 3 çocuk dayatması sağlıklı değil. Siz ister kabul edin ister kabul etmeyin var olan ilgiyi,mirası 3 çocuğa bölüştürmek zorunda kalacaksınız. Maddi,manevi hazır olmadan bu toplara girmek var olan 2 kız çocuğunuza yapacağınız en büyük haksızlıktır. Size 8.Henry'nin hayatını okumayı ve izlemeyi tavsiye ederim. O da erkek çocuk düşkünüydü. Onun da mevcut 2 güzel kızı vardı. ( Mary ve Elizabeth) 2 kız çocuğu olmasına rağmen erkek çocuk peşine düştüğü için kadınlara çektirmediği acı kalmadı. Kimi eşini iftira ile öldürdü, kimini sürgüne yolladı. En sonunda bir eşi ona erkek çocuk verdi ama kadın, erkek çocuğu doğurduktan kısa bir süre sonra öldü. Yetmedi doğurduğu erkek çocuk da çok yaşamadı o da genç yaşında öldü ve tahta kim çıktı biliyor musunuz? 8.Henry'nin iki kızı çıktı. Önce Mary sonra 1.Elizabeth çıktı. Özellikle 1.Elizabeth İngiltere'yi Britanya yapan sınırları genişleten büyük bir hükümdar olarak tarihe adını yazmıştır. Bu ya tutarsa felsefesiyle kız çocukların ardından erkek çocuk yapıp daha mutlu olan görmedim. Tarihte ibret vardır görebileneYazdıklarınız bana da yakın geldi üzerimde toplum eş ailesi baskısı var iki kızım var yaş 35 artık çocuk defterini kapatmak istiyorum özgür olmak kendim için bi şeyler yapmak istiyorum kendime gelmek istiyorum büyüğü 10 küçüğü 4 yaşında tam rahatlamışken başa dönmek istemiyorum ama maalesef bilinç altıma sanki erkek olur belki diye Allah’ın hakkı üçtür gibi kelimelerle bir çocuk daha doğurmak zorundaymışım gibi hissediyorum
Ay nerden bilsin yirmi yaşının başında isteyip istemediğini? Gayet bilmeyebilir. Düşüncesi sonradan şekillenmiş olabilir. O dönem üstünkörü konuşmuşlar işte. Şimdi de istemiyor. Adam karısını tehdit ediyo ama resmen çocuk konusundaAma bu konu geçiştirilecek bir konu değil ki.
Asla çocuk istemeyen,düşünmeyen erkek/kadın farketmeksizin evlenmeden önce bunu karşı tarafa söylemeli. Sonuçta siz istemeyebilirsiniz bu sizin hakkınız ama eşiniz baba olmayı istiyorsa çocuk istemek onun hakkı.
Karşı tarafa haksızlık olarak görüyorum ben bu durumu. Ben istemiyor olsam evlilik aşamasında ilk konuşacağım konu bu olurdu açıkçası. Eş adayıma uymuyorsa ayrılık bir seçenek pekala, òteki türlüsü bencillik zaten.
Ne demek nerden bilsin?Ay nerden bilsin yirmi yaşının başında isteyip istemediğini? Gayet bilmeyebilir. Düşüncesi sonradan şekillenmiş olabilir. O dönem üstünkörü konuşmuşlar işte. Şimdi de istemiyor. Adam karısını tehdit ediyo ama resmen çocuk konusunda
Bilmiyomus işte?Ne demek nerden bilsin?
Ne saçma bir argüman bu.
İnsan tabi ki bilir,hele bu kadar katı düşünceleri olan biri tabi ki bilir yani istemedigini. Sonradan ćocuk istememesine sebep olan bir durum olmadıysa şayet.
İstediğinizi düşünebilirsiniz tabiki..ama eşiniz de düşünebilir..yani ikiniz de düşüncelerinizde kararlıysanız illa boşanırsınız..yani eşinizin baba olmak istemesini anlamayıp ondan sizin anne olmak istemeniz anlamasını beklemek evet bencillikDaha önce de konu açmıştım, konu iyice çıkmaza girdi...
Çocuk istemiyorum. Ne zaman isterim veya ister miyim onu da bilmiyorum. Eşim artık beklemek istemiyor. Ben ise assssla hazır değilim, deli gibi korkuyorum. Dün akşam baya baya bu konu yüzünden tartıştık. Biraz daha hazır değilim, istemiyorum dersen farklı şeyler yapmak zorunda kalıcam falan dedi. Boşanmayı mı kastetti anlamadım, sormadım da çok kötüydüm çünkü hatta ağlıyordum. Öyle geldi bana ama sanırım blöf yapıyor. Eşimi seviyorum, o da beni seviyor hissediyorum ama bu konu artık bizim çıkmazımız oldu. Ne yapıcam hiçbir fikrim yok. Deli gibi baba olmak istemesi bana çok saçma geliyor. Acımasız geliyor hatta. Çok bencilce, düşüncesizce. Şunu da düşünüyorum; çocuk istemediğim için boşanırsam, (27 yaşındayım şu an) ya sonra bu kararımdan pişman olursam? Belki de zaman geçtikçe anne olmak isteyeceğim? Açıkçası yaşlanınca yanımda birileri olsun isterim, ziyaretime gidip gelen, arayıp soran birilerini isterim. Yalnız kalmaktan korkuyorum. 3 yıllık evliyiz bu arada. Terapi mi alsam napsam? Asla istememe sebeplerim şöyle: işimi bir süre de olsa bırakmak zorunda olmak (belli bir zamana kadar annenin bakması gerektiğini düşünüyorum), bir bireye bağımlı olmak ve onun bana bağımlı olması, vücudumda meydana gelecek deformasyonlar, fiziksel ve psikolojik değişimler, lohusalık, bebek bakımı, bir birey yetiştirme sorumluluğu, maddi manevi yetebilme korkusu, uykusuzluk, sürekli yorgunluk hali, eşimle yaşanabilecek sıkıntılar (doğum sonrası ve çocuk bakımı konusunda), Allah korusun ama yarın bir gün eşimle başka bir konuda sıkıntı yaşarsam sırf çocuğum var diye katlanmak zorunda kalmak... He bir de kv sürekli ben gelip bakarım diyor olursa, o da ayrı bir problem. Yurtdışında yaşıyor, bakma bahanesiyle bize yerleşebilecek bir tip. Tabi buna müsaade etmem ama bunun için de stres yaşamak istemiyorum. Burada da okuyoruz, çevremde de görüyorum. Çocuk evliliğe atılan bomba gibi. Neden böylesine radikal bir değişim yaşayalım ki diyorum. Şu an kafama estiği gibi geziyorum, eğleniyorum. Eşimle gece yarısı çıkıyoruz esince. Anne olunca bebeğe göre hareket etmek zorunda kalıcaz. Bencil mi düşünüyorum? En korktuğum şeylerden biri de sağlıksız bir bebek dünyaya getirmek. Aşırı korkuyorum. Terapi fayda eder mi acaba. Ben anormal miyim? Benim gibi olup, anne olduktan sonra iyi ki diyen var mı?
Mükemmel anlatmışsınız.Allahın hakkı üçtür nedir? Allah mı söylemiş mesela hakkınız üçtür diye? Bunlar toplumsal mitlerdir. Örneğin: Türk mitolojisinde 40 sayısı çok önemlidir. 40 kişi, 40 gün,40 gece hatta birisi öldüğü zaman 40 gün yas tutmak bile Türk kültürüne özgüdür. Tam tersi açıdan bakacak olursak Avrupa ve Amerika'da 13 sayısı uğursuz olarak gözükür. 13. Cuma, 13.gün bu tarz 13 konseptli kitaplar ve filmler yazılır. Asya'da 4 rakamı uğursuzdur asansörlerde bile 4 rakamı yoktur. Bu sayılara bu misyonları yükleyen yine biz insanlarız. Tanrı,Allah,Yaratıcı artık ne olarak adlandırıyorsanız onun ağzından çıkan bir durum değil. Sayıları bulan,oluşturan yine insanlar yani bizim atalarımız. O yüzden lütfen dini ve yaratıcıyı bu işe karıştırmayın çünkü hiçbir semavi dinde "Allahın hakkı üçtür" gibi bir mesaj yok. Tamamen toplumun uydurması. Böyle uydurmalara dayanarak çocuk yaparsanız büyük hayal kırıklığı yaşarsınız zaten 2 kez o duyguyu yaşamışsınız. Ben 2 çocuğuma maddi, manevi olarak bakayım mottosu yerine 3 çocuk dayatması sağlıklı değil. Siz ister kabul edin ister kabul etmeyin var olan ilgiyi,mirası 3 çocuğa bölüştürmek zorunda kalacaksınız. Maddi,manevi hazır olmadan bu toplara girmek var olan 2 kız çocuğunuza yapacağınız en büyük haksızlıktır. Size 8.Henry'nin hayatını okumayı ve izlemeyi tavsiye ederim. O da erkek çocuk düşkünüydü. Onun da mevcut 2 güzel kızı vardı. ( Mary ve Elizabeth) 2 kız çocuğu olmasına rağmen erkek çocuk peşine düştüğü için kadınlara çektirmediği acı kalmadı. Kimi eşini iftira ile öldürdü, kimini sürgüne yolladı. En sonunda bir eşi ona erkek çocuk verdi ama kadın, erkek çocuğu doğurduktan kısa bir süre sonra öldü. Yetmedi doğurduğu erkek çocuk da çok yaşamadı o da genç yaşında öldü ve tahta kim çıktı biliyor musunuz? 8.Henry'nin iki kızı çıktı. Önce Mary sonra 1.Elizabeth çıktı. Özellikle 1.Elizabeth İngiltere'yi Britanya yapan sınırları genişleten büyük bir hükümdar olarak tarihe adını yazmıştır. Bu ya tutarsa felsefesiyle kız çocukların ardından erkek çocuk yapıp daha mutlu olan görmedim. Tarihte ibret vardır görebilene
Daha önce de konu açmıştım, konu iyice çıkmaza girdi...
Çocuk istemiyorum. Ne zaman isterim veya ister miyim onu da bilmiyorum. Eşim artık beklemek istemiyor. Ben ise assssla hazır değilim, deli gibi korkuyorum. Dün akşam baya baya bu konu yüzünden tartıştık. Biraz daha hazır değilim, istemiyorum dersen farklı şeyler yapmak zorunda kalıcam falan dedi. Boşanmayı mı kastetti anlamadım, sormadım da çok kötüydüm çünkü hatta ağlıyordum. Öyle geldi bana ama sanırım blöf yapıyor. Eşimi seviyorum, o da beni seviyor hissediyorum ama bu konu artık bizim çıkmazımız oldu. Ne yapıcam hiçbir fikrim yok. Deli gibi baba olmak istemesi bana çok saçma geliyor. Acımasız geliyor hatta. Çok bencilce, düşüncesizce. Şunu da düşünüyorum; çocuk istemediğim için boşanırsam, (27 yaşındayım şu an) ya sonra bu kararımdan pişman olursam? Belki de zaman geçtikçe anne olmak isteyeceğim? Açıkçası yaşlanınca yanımda birileri olsun isterim, ziyaretime gidip gelen, arayıp soran birilerini isterim. Yalnız kalmaktan korkuyorum. 3 yıllık evliyiz bu arada. Terapi mi alsam napsam? Asla istememe sebeplerim şöyle: işimi bir süre de olsa bırakmak zorunda olmak (belli bir zamana kadar annenin bakması gerektiğini düşünüyorum), bir bireye bağımlı olmak ve onun bana bağımlı olması, vücudumda meydana gelecek deformasyonlar, fiziksel ve psikolojik değişimler, lohusalık, bebek bakımı, bir birey yetiştirme sorumluluğu, maddi manevi yetebilme korkusu, uykusuzluk, sürekli yorgunluk hali, eşimle yaşanabilecek sıkıntılar (doğum sonrası ve çocuk bakımı konusunda), Allah korusun ama yarın bir gün eşimle başka bir konuda sıkıntı yaşarsam sırf çocuğum var diye katlanmak zorunda kalmak... He bir de kv sürekli ben gelip bakarım diyor olursa, o da ayrı bir problem. Yurtdışında yaşıyor, bakma bahanesiyle bize yerleşebilecek bir tip. Tabi buna müsaade etmem ama bunun için de stres yaşamak istemiyorum. Burada da okuyoruz, çevremde de görüyorum. Çocuk evliliğe atılan bomba gibi. Neden böylesine radikal bir değişim yaşayalım ki diyorum. Şu an kafama estiği gibi geziyorum, eğleniyorum. Eşimle gece yarısı çıkıyoruz esince. Anne olunca bebeğe göre hareket etmek zorunda kalıcaz. Bencil mi düşünüyorum? En korktuğum şeylerden biri de sağlıksız bir bebek dünyaya getirmek. Aşırı korkuyorum. Terapi fayda eder mi acaba. Ben anormal miyim? Benim gibi olup, anne olduktan sonra iyi ki diyen var mı?
O zaman ömür boyu çocuk sahibi olmayacaksınız demektir. Ha elli yaşına gelince ayda kaç geceyarısı sokağa çıkmak isteyeceksin bilemiyorumbir bireye bağımlı olmak ve onun bana bağımlı olması, vücudumda meydana gelecek deformasyonlar, fiziksel ve psikolojik değişimler, lohusalık, bebek bakımı, bir birey yetiştirme sorumluluğu, maddi manevi yetebilme korkusu, uykusuzluk, sürekli yorgunluk hali, eşimle yaşanabilecek sıkıntılar (doğum sonrası ve çocuk bakımı konusunda), Allah korusun ama yarın bir gün eşimle başka bir konuda sıkıntı yaşarsam sırf çocuğum var diye katlanmak zorunda kalmak...