Anne Olduğuma Çok Pişmanım

güzel allahım mübarek günde evlat hasreti ile yanıp tutuşan kişilerin kucağını boş bırakma ay kusura bakmayında sizi anlayacak birisi değilim 1.5 yıldır bebek hasreti ile doktor doktor geziyorum ablamız eski hyatını özlüyormuş hasbammmmmmmmmmmmm keşke anne olmak için pskolojik test yapılsa eğitim verilsede herkes anne olamasa
Sana değil ona vermiş işte çatla da patla.🤣🤣
 
Sizi çok iyi anlıyorum. Bu süreçleri ben de yaşadım, çok zor bir lohusalık geçirdim. Aynı evde eşimi özlemiştim, eşim kışın soğuğunda işe giderdi ona o kadar imrenirdim ki evde durup bebek bakmıyor diye 🤗 en azından bebekten uzak kalma şansı var diyordum. Bebeği olmayan insanlara çok özenirdim her şeyi özlemiştim, temizlik yapmayı, bulaşık yıkamayı bile özlemiştim. Bir gün mastit oldum ateşlendim hastaneye gittim orda bi uyumuştum hiç eve gidesim yoktu öyle yorulmuştum bebekten. Çok normal böyle düşünmeniz, sürekli ağlayan bir bebekle çok zor insan akıl sağlığını yitiriyor ama zaman çok çabuk geçiyor. Sonra bebek büyüyüp size gülümseyip oyunlar oynayınca çok daha güzel oluyor. Bebeğini sağlıkla büyüt güzel anne 🥰
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Şunu hatırlıyorum ben..Kolık bebek annesi olarak yazıyorum...Sanırım bu ay da takılı kaldık ..Neden susturamıyorum deyıp kucagımda onunla beraber agladıgım gunlerden bugun mesela anne ya beraber senle alısverıse gıdelım bır yerlerde oturalım mı donemıne geldık...Nerden nereye...

Artık altını almıyorum..Artık tuvalete benı sokmuyor...Yemegını kendı yıyor...Kendı gıdıp yatıyor..Çoğu bana arkadas oluyor..Onuda yanıma alıp bır markete gıtmek ıyı hıssettırıyor cunku artık yalnız basına bısıler yapmaktan hoslanmıyorum..Arkadasımda hanı su bekarlıktakı gibi hadı gelsene deyıp gelebılecek durumda degıller herkes evlı,barklı ısı gucu var...

En yakın arkadasın olacagı gunlerı hayal et🌸🌸🌸
 
Kadın depresyonda, anneliğine laf etmişsiniz etmeyin yapmayın büyük konuşmayın. Depresyonda olduğu için, sağlıklı düşünemediği için zaten bu şekilde aşırı uçlarda düşünüyor. Evet bebekli hayat maalesef çok zor, eski hayatınız maalesef asla geri dönmeyecek sadece artık bebekli hayata evrilecek. Bekar gibi takılmak isteseniz dahi takılamazsınız sizin bakımınıza ihtiyacı olan bir minik yetiştiriyorsunuz.

Bu sürecin ne kadar zor olduğunu iyi biliyorum çevremden, ev arkadaşımın da yeni doğan bebeği var ve sürekli ağlayan geceleri uyanan bir bebek. Ben sanırsam hayatım boyunca böyle bir sorumluluğa cesaret edemem, zaten herkeste etmemeli bence. Ama artık olan olmuş bir bebek gelmiş dünyaya. Bu süreçte profesyonel desteğe devam etmeli, mümkün olduğunca ailenizden, eşinizden destek almalısınız. Umarım kendinize haksızlık etmeyi bırakır ve aslında bu yeni hayatın ne kadar zor olduğunu ve zamana ihtiyacınız olduğunu anlarsınız.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Merhaba, bir psikolog konusmasinda duymustum 40 gün asıl annenin önceki hayatinin yasini tuttugu donem diye. O kadar doğru ki. Sizi cok anliyorum benim de bebegim kolik bir bebekti huzursuz kolik. Hatta ilk eve geldigim gün anneme soyle söyledim. "ee bebek oldu ne yani bumuydu şimdi, ne var yani bunda sevine bilecegim". Ve hemin an kendimin gerçekten lohusa sendromu yaşadığımı fark ettim. Ve bebegini ilk gunden terk eden anneleri de kinamadim belki de bu depresyondan cikamadilar yani onlara empati yaptım. Artık 3 yıl gecti bebegim buyudu şimdi iyi ki onu doğurdum diyorum. Birazcik buyuduktden sonra Anne diyisi sana saf masum sarilmasi ve kosulsuz sevgisi olucak. Tum bunları düşün ve sabret. Bu hayatta hic bir şey kalici değil. Bu bir donem ve sabrederek atlatman lazım. Onceki hayatina hiç bir zaman donemiyiceksin. Ama bu hayatin da şimdi iskence gibi geliyor sana böyle gelmiyicek.
 
O bebeğimiz olmuyor diyenler, büyük büyük konuşanlar da anne olunca aynısını hissedecekler aslında. Sadece vaktinde zorbaladıkları aklına gelecek söyleyemeyecekler. Sonrasında onların söyleyemediği için mucize aşk diye bahsettiklerini hissedemeyen diğer kadınlar da kendilerinde suç arayacak. Döngü bu. Bunu kırmak da bizim elimizde aslında. Annelik zor. Çok akıllı işi değil. Herkes ama herkes çok zorlanıp ne yaptım ben diyor. Bu günleri unutmamak lazım aslında işte
Her anne ne yaptım ben demiyor, daha ilk günden iyi ki doğurmuşum diyen de var merak etmeyin. Siz öylesiniz diye herkesi öyle sanmayın.
 
3.5 yaşında oğlum.

Kolik bebekti. Ciddi alerjileri vardı. 6 ay sürekli meme reddi ile uğraştım. 1 sene diyet yaptım emzirmek için. Benim iltihaplı romatizmam var omurgamı etkileyen. hamileliğim ve doğum sonrası dönemimde hastalığım atak yaptı. Çok ilerledi. Gece emzirmeye kalkamıyordum tutulduğun için eşim kalkıp kucağıma veriyordu. Yine emzirdiğim için ilaçlarımı içemiyordum. Emzirmezsem dünyanın en kötü annesi olacağıma inanıyordum.
Çok sorguladım ben buna uygun bir insan değilmişim galiba dedim sürekli.
Bu tip süreçler geçiren herkes bu tarz duygular yaşıyor.

Birinin kendine bağımlı olmasını kabullenmek zor bir süreç ve bu zor süreçte ekstra problemler yaşayınca biraz kendini kaybediyorsun.

Bu arada ben bunlarla mücadele ederken birileri gelip sen çocuğunu sevmiyorsun. O çocuğu çok istemedin zaten. Anaç bir tip değilsin. Annelik sana yakışmadı ya. Gibi şeyler duyunca delleniyordum :)

Neyse benim sendrom geçti bitti şükürler olsun. Beybi 6-8 aylık olduğunda artık aşırı sevimli bir hale gelmişti ve karnımda kelebekler oluşmaya başladı. Geçti gitti.

Bu süreçte destek almaya devam edin. Lohusalık zor bir süreç. Tamamen bitmesi 2 seneyi bulabilir.
 
Niye kinayayim çok iyi anlıyorum keşke okulu olsa.Herkes yapıyor diye yapılmasa.Bence herkese göre değil çocuk sahibi olmak.Annelik kanimizda var kocaman bir yalan.Hayatini herkes birinin sorumluluğu ve endişesini yaşayarak tamamlamak istemeyebilir.Ayrica yetersiz anne olan çocuğuna bakamayan bir sürü çocuk doğuran ve o çocukları mahfeden anneler de var .Bu nedenle anne olmak herkese göre değil .Anne olanın olmayana hiçbir üstünlüğü yok.Nesil devam eder insan soyu bir nevi kemdimizden bir parça bırakıp ölüyoruz.Mantigi birazda bu .Sizi anlıyorum fakat anne olmadan önce her kadın bilinçli olarak bunu isteyip istemediğini artı ve eksilerini iyice sindire sindire düşünmeli.Fakat nasıl ki birçok kadın evlenirken bile bu muhasebeyi yapmayıp yanildığı gibi bu karardada yanilabiliyor.Hadi evlilikten dönülür fakat çocuk olunca o karar dönülmez bir karar .İkinciyi yapmayın başka tavsiye veremem.
Bir tek pişmanlığım olup geri dönüşü olmayan şey de bu hayatta.o da garip.
 
Niye kinayayim çok iyi anlıyorum keşke okulu olsa.Herkes yapıyor diye yapılmasa.Bence herkese göre değil çocuk sahibi olmak.Annelik kanimizda var kocaman bir yalan.Hayatini herkes birinin sorumluluğu ve endişesini yaşayarak tamamlamak istemeyebilir.Ayrica yetersiz anne olan çocuğuna bakamayan bir sürü çocuk doğuran ve o çocukları mahfeden anneler de var .Bu nedenle anne olmak herkese göre değil .Anne olanın olmayana hiçbir üstünlüğü yok.Nesil devam eder insan soyu bir nevi kemdimizden bir parça bırakıp ölüyoruz.Mantigi birazda bu .Sizi anlıyorum fakat anne olmadan önce her kadın bilinçli olarak bunu isteyip istemediğini artı ve eksilerini iyice sindire sindire düşünmeli.Fakat nasıl ki birçok kadın evlenirken bile bu muhasebeyi yapmayıp yanildığı gibi bu karardada yanilabiliyor.Hadi evlilikten dönülür fakat çocuk olunca o karar dönülmez bir karar .İkinciyi yapmayın başka tavsiye veremem.
Bir tek pişman olup geri dönüşü olmayan şey de bu hayatta.o da garip.
 
Hayır aslında herkes demiyor. Ama diyen var.
Yahu bu neyin yarışı!
Kimi yavaş adapte olur kimi hemen.
Kimi daha anaçtır kolay baş eder, kiminin bebeği daha kolay bebektir, pek çok ihtimal var.
Neticede ilk zamanlar zorlananlar da sonradan alışıyor seviyor iyi bir anne oluyor. Bir anne olarak başka bir anneyle empati yapmak bu kadar mı zor?
Zorlanan bir anneye ben destek olmayı tercih ediyorum. Sizin gibi eleştirerek kötü konuşarak daha kötü hissettirmek istemiyorum/
Çünkü doğurup büyüten herkes ilk altı ayın ne demek olduğunu iyi biliyor. Yorgunluk, uykusuzluk, meme yaralarıyla mücadele ederken bir kadının böyle hissetmesi normal.
Sizin gibi “mükemmel lohusalar” zorbalığı yapamayacağım kusura bakmayın.
Ben çok zorlandım, çok ağladım. Ama şimdi oğlum 7 yaşında ve iyi ki doğurdum diye seviyorum. Çok da iyi bir anne oldum. Sert bir lohusalık geçirdim diye yarışa girecek değilim kimseyle
 
Tüp bebekler tedavisi yazılarını okuyun aylarca yıllarca çocuk hasreti çeken insanlarla konuşun hep böyle devam etmeyeceğini bebeğinizin büyüyeceğini düşünün iyimser olun gerçekten çocuk sahibi olamayan insanlar sizin yerinizde olmayı çok isteyen insanlar
Yanlış düşünüyorsunuz. Tüp bebek annesiyim ben. Yıllarca gelmedi. Tüp bebekle doğdu oğlum. Bir yaşına kadar kolikti, sonra zor bir çocuk. Aynı yaş aralığında iş arkadaşım vardı onunda tüp bebekti. İkimin bebeleri de huysuz geceleri uyumazdı. Arkadaş çok istedik Allah alın uğraşın diye böyle yaptı galiba der gülerdik.

Özellikle ilk 6 ay çok zor oldu. Eşimle uzaklaştık, bebek kaynaklı ailevi sorunlar. Ya neden ben dediğim çok oldu. O zamanlar depresyondaydım. O dönemlerde kendi ailem destekçi olmasaydı ayağa kalkamazdım. Yemek yiyemedim diye ağladığımı bilirim. 46 kiloyu görünce şok olmuştum.

Arkadaşı da iyi anlıyorum. Depresyonda ve tedaviye ihtiyacı var, yargılamak olmaz. Nasıl kalp hastasına aaa hastalık olur mu böyle denmezse , depresyondakine de denmez.

Depresyonda olup tedaviyi reddederse o zaman yargılarım. Özellikle yakın çevresini….
 
Yanlış düşünüyorsunuz. Tüp bebek annesiyim ben. Yıllarca gelmedi. Tüp bebekle doğdu oğlum. Bir yaşına kadar kolikti, sonra zor bir çocuk. Aynı yaş aralığında iş arkadaşım vardı onunda tüp bebekti. İkimin bebeleri de huysuz geceleri uyumazdı. Arkadaş çok istedik Allah alın uğraşın diye böyle yaptı galiba der gülerdik.

Özellikle ilk 6 ay çok zor oldu. Eşimle uzaklaştık, bebek kaynaklı ailevi sorunlar. Ya neden ben dediğim çok oldu. O zamanlar depresyondaydım. O dönemlerde kendi ailem destekçi olmasaydı ayağa kalkamazdım. Yemek yiyemedim diye ağladığımı bilirim. 46 kiloyu görünce şok olmuştum.

Arkadaşı da iyi anlıyorum. Depresyonda ve tedaviye ihtiyacı var, yargılamak olmaz. Nasıl kalp hastasına aaa hastalık olur mu böyle denmezse , depresyondakine de denmez.

Depresyonda olup tedaviyi reddederse o zaman yargılarım. Özellikle yakın çevresini….
Ben yargılamadım arkadaşı sadece dedim belki iyi gelir benim bebeğim var der biraz rahatlar diye düşündüm
 
Ben zorlukları bir sis bulutuna benzetirim dünyayı ve güzellikleri daha net görebilmek için o sis bulutunun içinden geçerken sabretmem gerekir diye düşünüyorum. O minik meleğe gelince onun vücudu sizin etinizden kemiginizden sizin vücudunuzdan meydana geldi yani o sizin parcaniz. Bebeklerin gaz problemi 3 ay sonra geciyor genelde bir ayınız kalmış. Onu gerçekten sevip sevmediginizden emin olmak istiyorsanız o uyurken kokusunu çeke çeke onu izleyin muazzam bı duygu bunun üstesinden gelecek guctesiniz emin olun...
 
Diğer bütün yazılanları unutup sadece bu mesajımı düşünün. Benim de kızım çok ağladı ilk üç ay. Doğumdan sonra on gün sancı çektim ama yok böyle bi ağrı öyle şiddetli ki ağrı geldiğinde vücudum felç oluyordu. Doktora gittim gaz sıkışması dedi. Koskoca kadın gaz sancısına dayanamamış im yani.Ağlıyor dediğim bebeğim bu sancıyi mi çekiyormuş aman Allahım dedim. O andan sonra ne zaman ağlasa daha çok destek oldum daha çok bağrıma bastım onu rahatlatan şeyleri gücüm olmasa da yapmaya devam ettim her gün yıkadım bebegimi. Çünkü çektiği acınin ne demek olduğunu deneyimlemistim. Onu bu dünyaya ben getirdim o gelmek istemedi çektiği gaz sancısını da kendi istemedi... İstediği tek şey de biricik annesinin sıcacık kucağı
 
Back
X