- Konu Sahibi psikolojikdanismannisa
-
- #601
Benim bebeğimde kolikti. Arada bir nasıl yapacağım, nasıl edeceğim, nasıl bu sorumluluğu alıp onu koruyacağım diye düşünür karamsarlığa kapılırdım, hatta eski hayatımı özlüyordum ama eski hayata dönmek için çok geçti. Bana gönderilmiş, benim bakımıma , sevgime, ilgime ihtiyacı olan küçük bir melek bu derdim, zamanla alışırsın derdim. Ama bebeğimi asla bir musibet olarak görmedim. Yavrunun ne musibetliği olabilir?Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.
Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)
Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...
Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!
Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.
İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.
Sormak istediğim bazı şeyler var:
*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.
Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...
Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...
Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.
Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Ben aşkla ağlayarak aldım kucağıma. 6. ayı dolduruyoruz. Zaman zaman deliriyorum. O bağ olmasa daha da zorlanabilirdim. Arkadaşımın kız kardeşi yakalayamamış o bağı çok uzun süre. Herkes aynı değil. Ben şanslıyım. Çok şükür. Büyük büyük konuşuyor bazıları. Bakalım onları neler bekliyor.Kesinlikle kucağına aldığında aman iyi ki doğurdum diye bir şey yok yani en azından bende öyle olmadı .. sevgi emek gerçekten emek harcadıkça zaman geçirdikçe o bağ oluşuyor bir anda oluşmuyor.
Kocam o lafı etse anında boşarım. Bu yorumlarınızdan anlaşılıyor ki asıl ne derse desin dönüp bir tarafını yalayacak olan sizsiniz.Yani bu kadar inancınız varsa Allah da bişeyleri benden iyi biliyor da nasip ediyor demeniz lazım. Size mi kaldı bunu sorgulamak?
Yıl olmuş 2025 daha lohusa sendromundan, günümüz çağı çocuk yetiştirmenin ananızın nenenizin zamanındakilere benzemediğinden bihaber kadınların olması okuma yazma bilmemeye benziyor.
Bir de hemen tek cümleyle dünya yakmalar falan. Neymiş efendim çocuğuna musibet demişmiş. Kocişleriniz bi sinirle o.u dese boşamaz döner ayaklarını yıkarsınız. Bi elaleme zaten şu büyük büyük laflarınız, hata kabul etmeyen burnu havadalıklarınız.
Karşınızda desteğe ihtiyacı olan bir lohusa var, kendinize gelin.
Bir haber değiliz bacım.fazla fazla biliyor herkes.buna rağmen niye yapıyorlar o zaman diyoruz? Bu kadar zor zor diye baş eti yiyeceğinize yapmayın o zaman? Zorunluluk değil ki? Herkes aynı şeyleri düşünmek zorunda mı?.evet öz evladına musibet demek çirkin bir hareket gerçekten.herşeyi hormonlara mi yıkacağız yani?.o zaman kavga edenlere falan da anlayış gösterelim erkeklik hormonlarına karşı koyamıyor ne yapsın yani diyelim? O kadar zorlaşmişsa yapmayın.insanlar da artık gıcık oluyor yani.boyundan büyük işlere kalkışmayın derler.yaşamak da çok güzel birşey değil zaten.ne siz çile çekin ne doğan kişi.ne gerek var?mutlu mu olacak sanki? 70, 80 sene acılar içinde oyalayıp ölüp gidecek o da.o da iyi ihtimalle.Yani bu kadar inancınız varsa Allah da bişeyleri benden iyi biliyor da nasip ediyor demeniz lazım. Size mi kaldı bunu sorgulamak?
Yıl olmuş 2025 daha lohusa sendromundan, günümüz çağı çocuk yetiştirmenin ananızın nenenizin zamanındakilere benzemediğinden bihaber kadınların olması okuma yazma bilmemeye benziyor.
Bir de hemen tek cümleyle dünya yakmalar falan. Neymiş efendim çocuğuna musibet demişmiş. Kocişleriniz bi sinirle o.u dese boşamaz döner ayaklarını yıkarsınız. Bi elaleme zaten şu büyük büyük laflarınız, hata kabul etmeyen burnu havadalıklarınız.
Karşınızda desteğe ihtiyacı olan bir lohusa var, kendinize gelin.
Birşey beklemiyor yapmayı düşünmüyoruz çünküBen aşkla ağlayarak aldım kucağıma. 6. ayı dolduruyoruz. Zaman zaman deliriyorum. O bağ olmasa daha da zorlanabilirdim. Arkadaşımın kız kardeşi yakalayamamış o bağı çok uzun süre. Herkes aynı değil. Ben şanslıyım. Çok şükür. Büyük büyük konuşuyor bazıları. Bakalım onları neler bekliyor.
Tam saldım çayıra mevlam kayıra mantığı.yap gitsin amann yaşar gider bir şekilde.Kocam o lafı etse anında boşarım. Bu yorumlarınızdan anlaşılıyor ki asıl ne derse desin dönüp bir tarafını yalayacak olan sizsiniz.
Dünyada geçmeyen şey yok ki.şu an nasil geçecek olay o zaten.Bunları yaşayan bir anne olarak sizi çok iyi anladığımı belirtmek isterim.
Bazılarına doğduğu an ‘ayyy hayatımın en güzel şeyi’ diye yükleniyor, bazılarına ise zamanla, emekle size boncuk boncuk bakıp dünyada kimsenin sizi aslında sevmediğini hissettirdiğinde yükleniyor o annelik.
Acele etmeyin, kendinizi hırpalamayın.
Robotik olarak bir süre devam edecek, bebiş büyüdükçe birbirinize alışacak ve elleriyle uzanıp saçınızı okşadığında ilk bağınız gerçekleşecek muhtemelen.
Zor bebek annelerinin yaşadığı bir pişmanlık bu, ve evet geçecek:)
Ne günler geçirdim, Allah beni cezalandırdığı dediğim anlar oldu, sevmiyorum ya işte anneliği diye tepindiğim…
Çok sevdim hatta kimlik tanımlamamda önce insan sonra annelik geldi
Bana güvenin, bem yaptıysam o döngüden çıktıysam her aklı başında mantıklı ve vicdanlı kadın çıkar.
Bir gülümsemesi yetiyordur.şimdi iyi ki olmuş diyorlardır.? Bu laflara da çok inanmıyorum ben.iyiki de olmuş demeyip ne yapacaksın yani? Atı alan Üsküdarı geçmiş.kanser olan insanlar bile bir süre sonra iyi ki kanser olmuşum gelişimime çok katkı sağladı falan diyorlar.5 paragraf trajedi anlatıp en son cümle şimdi iyiki de olmuş diyorum.yersen işte...Ben hayatimda kucagima bi cocuk alip sevmiş degilim. Nefret etmem ama cocuk sevmem ki hani öyle cocuk diye ölüp bitiyorken arastirip sonra cok zormuş diyip vazgecmek degil
Parasiz pulsuz, kotu kocaya cocuk yapana herkes kizar okey ama
bazilari bunlar disinda cok anaç oluyor zorluklariyla birlikte istiyor o cocugu ne yazik ki dogum sonrasi bambaska psikoloji oluşuyor cok isteyip sevenler de bunu ön göremiyor.
Bunu nerden biliyorum cook yakinimda benzer sorunlar gordum bu insanlar kotu annelik yapmiyorlar cocuga sorumluluklarini bi kenara atmis degiller sadece kendi içlerinde savaştiklari durumlar oluyor. Cocuk buyudukce alişiyorlar bir sekilde ya da geciyor o duygulari.
Her şeyi gectim cocuk konusunda toplum baskisi gercekten cok yuksek. Ölüp bitmeyen de bi cocuk sahibi olmak zorunda gibi hissediyor hissettiriliyor. Görev gibi yani...
Suan konu sahibine parmak sallayanlar cocuk istemiyorum diyene "aaaa olurr muggg dunyanin en guzel seyi" diye burun kivirirlar.
Hanimefendi, o is oyle olmuyor diyoruz ya. Erkeklik hormonlari hep var, erkeklerin vucudunda bu sekilde hormonlar roller coaster a biner gibi inip cikmiyor. buna adapte olmak cok buyuk bir zorluk.Bir haber değiliz bacım.fazla fazla biliyor herkes.buna rağmen niye yapıyorlar o zaman diyoruz? Bu kadar zor zor diye baş eti yiyeceğinize yapmayın o zaman? Zorunluluk değil ki? Herkes aynı şeyleri düşünmek zorunda mı?.evet öz evladına musibet demek çirkin bir hareket gerçekten.herşeyi hormonlara mi yıkacağız yani?.o zaman kavga edenlere falan da anlayış gösterelim erkeklik hormonlarına karşı koyamıyor ne yapsın yani diyelim? O kadar zorlaşmişsa yapmayın.insanlar da artık gıcık oluyor yani.boyundan büyük işlere kalkışmayın derler.yaşamak da çok güzel birşey değil zaten.ne siz çile çekin ne doğan kişi.ne gerek var?mutlu mu olacak sanki? 70, 80 sene acılar içinde oyalayıp ölüp gidecek o da.o da iyi ihtimalle.
İşte bunu anlamıyorlar. Biz söyleyince sabit fikirli oluyoruz. Her şeyi hormonları bağlarsak işimiz var. Hormon hormon diyen tipler kocaları erkeklik hormonları sebebiyle kendilerini aldatsa kezban gibi ne yapacaklarını şaşırırlar. Ee orada da hormon devrede. Ona niye itiraz ediyorsun o halde? Boynuzlu boynuzlu gezebilirsin di mi. Yok işlerine gelmeyince hormon oluyor sadece. Komikler.Benim bebeğimde kolikti. Arada bir nasıl yapacağım, nasıl edeceğim, nasıl bu sorumluluğu alıp onu koruyacağım diye düşünür karamsarlığa kapılırdım, hatta eski hayatımı özlüyordum ama eski hayata dönmek için çok geçti. Bana gönderilmiş, benim bakımıma , sevgime, ilgime ihtiyacı olan küçük bir melek bu derdim, zamanla alışırsın derdim. Ama bebeğimi asla bir musibet olarak görmedim. Yavrunun ne musibetliği olabilir?
Sürekli bakımını başkalarına yaptırırsan, bebeğinden kaçarsan, ona bir musibetmiş gibi bakarsan yarın bir gün bunun yan etkilerini , karmasını kötü yaşarsın. O bebeğin ahı seninle gelir mezara kadar.
offf bir buçuk yıl öncemi gördüm nerdeyse. Doğurmasaydın falan diye yorumlarda bulunmayın lütfen . Kimse kolik bebeği olacağını ya da bunun bu kadar zor olduğunu bilmiyor. Saatlerce , hiç durmadan bir yeri koparcasına ağlayan bir bebek. Bir de senin stresini hissediyor diye anneyi daha da strese sokarlar. Sanki kolik olması annenin suçu gibi.
Çok isteyerek hamile kaldım , çok sakin rahat bir hamilelik geçirdim ama bebeğim 4 ay durmadan ağladı. Ne uykum kaldı , ne psikolojim. Bir gün haberleri izlerken bebeği olup trafik kazasında vefat eden bir anneyi gördüm ve ne şanslı kadınmış dedim. İntihar etmeyi düşünmemiştim ama demek ki başka bir sebeple ölmeye tamammışım. Şimdi o günleri hatırlayınca neler düşünmüşüm diyorum ama uykusuzluk , hiç durmadan ağlayan bir bebek , sürekli nasihat veren tipler ( bebeklerinde ne gaz sancısı olmuş ne uyku problemi bana bu günlerin tadını çıkar diyorlardı. vallahi mi yaaa ?) . Neyse ben salaklık ettim psikolojik yardım almadım kendimi yıprattım durdum. Bi şansım kocam çok iyiydi , her krizimde çok destekçiydi.
Kolik ağlama krizleri bitti bu sefer de 20 dkda bir uyanmaları başladı. 6 aylıkken işe döndüm o bana çok iyi geldi. Tekrar hayat dönmüş gibi hissediyorum.
Şimdi köftem bir buçuk yaşında , uykusu hala kötü ama yuvarlanıp gidiyoruz. Bazen sanki ilk 6 aydaki bebekle şimdi yanımda olan bebek farklıymış gibi hissediyorum. İlk 6 ay annelik mi yaptım yoksa sadece bir bebek sakinleşsin ve hayatta kalması için gereksinimlerini sağlayayım diye mi uğraştım bilmiyorum. Ana kucağına bağlayıp zıplayarak gezdim aylarca , tuvalete gidememekten sindirim sorunlarım oluştu , geceleri uyanıp durmaktan sabaha kadar kafa karışıklıkları yaşadım . ( bebek kucağımdan düştü sanıp ağlamaya başlamak , ya da bebek kucağımda ssanıp kollarımı kavuşturup boşluğu sallamak gibi )
Allah aşkına sakin bebeği olanlar , uyuyan bebeği olanlar öneride bulunmasın. İki gece çocuğu uyumayınca işe perperişan geliyorlar . Ben bir buçuk yıldır kesintisiz 3 saat uyumamışım.
Konu sahibi bu bir süreç ve zamandan başka da çare yok. Ben koliği için milyon yol denedim bu durumu yaşayanlar yıpratma kendini zamanı gelince geçecek dedi aynen öyle oldu. Psikolojik yardım al , çocuktan ayrı bir iki saatlik de olsa aktiviteler planla. Anneliğini suçlama , suçlayanları da umursama . Zamanı gelince aranızdaki bağ da çok güzel olacak. Bunların hepsi bir sınav , bizim sınavımız da buymuş.
Hiç anlaşılmıyor mu yani yaşamadan sevip sevmeyeceğin?Hanimefendi, o is oyle olmuyor diyoruz ya. Erkeklik hormonlari hep var, erkeklerin vucudunda bu sekilde hormonlar roller coaster a biner gibi inip cikmiyor. buna adapte olmak cok buyuk bir zorluk.
Ayni durum seker hastalari icin de gecerli. Cevrenizde seker hastasi varsa bir takip edin davranislarini ve sekeri dustugunde nasil olduguna bakin. Kalkip seker hastasina da omo orkoklok hormonloro diyebiliyor musunuz?
Bazisi hayati boyunca cocuk ister dogdugu zaman bebegine yabancilasir, bazisi hic cocuk istemez ama cocuk sahibi olunca da evladim evladim diye gezer. Ne olacagini bilemiyorsunuz, bu is boyle bir is maalesef.
Topluluk olarak bu tarz durumda olanlara yardim etmemiz lazim. Herkes musibet lafina takilmis ama onun altinda intihar dusuncesini kafasindan atmaya calistigindan da bahsetmis.
Hayir bilemezsiniz. Basiniza ne gelecegini bilemezsiniz. Hormonlar ve uykusuzluk oyle kotu vuruyor ki insan felegini sasiriyor.Hiç anlaşılmıyor mu yani yaşamadan sevip sevmeyeceğin?
Sevip sevmemek değil aslında. Her çocuk birbirinden farklı . Uyumlu , rahat bir çocukla , rahat bir annelik geçirirsin. Sıkıntılı ve sürekli yoran bir çocukla rahat olamazsın. Çocuğunu sevmediğin anlamına gelmez sadece süreçle baş edemezsin. Hiç dinlenemediğini , sakince 10 dk duramadığını düşün. Böyle şikayet eden annelerin çocuklarını sevmediklerini düşünmüyorum. Sadece o kadar yıpranmışlar ki çocuğa sevgi ve ilgi verecek enerjileri yok. Hayatta kalmaya ve bebeği hayatta tutmaya çalışabiliyorlar sadece. Doğurmadan da neyle karşılaşacağını bilmiyorsun. Kardeşlerin huyları bile birbirinden farklı.Hiç anlaşılmıyor mu yani yaşamadan sevip sevmeyeceğin?
50 kisi bir bebege bakiyorlar, bebegi koyuyorsun, biraktigi yerde duruyor, sonra gelip sana bana akil veriyorlar.offf bir buçuk yıl öncemi gördüm nerdeyse. Doğurmasaydın falan diye yorumlarda bulunmayın lütfen . Kimse kolik bebeği olacağını ya da bunun bu kadar zor olduğunu bilmiyor. Saatlerce , hiç durmadan bir yeri koparcasına ağlayan bir bebek. Bir de senin stresini hissediyor diye anneyi daha da strese sokarlar. Sanki kolik olması annenin suçu gibi.
Çok isteyerek hamile kaldım , çok sakin rahat bir hamilelik geçirdim ama bebeğim 4 ay durmadan ağladı. Ne uykum kaldı , ne psikolojim. Bir gün haberleri izlerken bebeği olup trafik kazasında vefat eden bir anneyi gördüm ve ne şanslı kadınmış dedim. İntihar etmeyi düşünmemiştim ama demek ki başka bir sebeple ölmeye tamammışım. Şimdi o günleri hatırlayınca neler düşünmüşüm diyorum ama uykusuzluk , hiç durmadan ağlayan bir bebek , sürekli nasihat veren tipler ( bebeklerinde ne gaz sancısı olmuş ne uyku problemi bana bu günlerin tadını çıkar diyorlardı. vallahi mi yaaa ?) . Neyse ben salaklık ettim psikolojik yardım almadım kendimi yıprattım durdum. Bi şansım kocam çok iyiydi , her krizimde çok destekçiydi.
Kolik ağlama krizleri bitti bu sefer de 20 dkda bir uyanmaları başladı. 6 aylıkken işe döndüm o bana çok iyi geldi. Tekrar hayat dönmüş gibi hissediyorum.
Şimdi köftem bir buçuk yaşında , uykusu hala kötü ama yuvarlanıp gidiyoruz. Bazen sanki ilk 6 aydaki bebekle şimdi yanımda olan bebek farklıymış gibi hissediyorum. İlk 6 ay annelik mi yaptım yoksa sadece bir bebek sakinleşsin ve hayatta kalması için gereksinimlerini sağlayayım diye mi uğraştım bilmiyorum. Ana kucağına bağlayıp zıplayarak gezdim aylarca , tuvalete gidememekten sindirim sorunlarım oluştu , geceleri uyanıp durmaktan sabaha kadar kafa karışıklıkları yaşadım . ( bebek kucağımdan düştü sanıp ağlamaya başlamak , ya da bebek kucağımda ssanıp kollarımı kavuşturup boşluğu sallamak gibi )
Allah aşkına sakin bebeği olanlar , uyuyan bebeği olanlar öneride bulunmasın. İki gece çocuğu uyumayınca işe perperişan geliyorlar . Ben bir buçuk yıldır kesintisiz 3 saat uyumamışım.
Konu sahibi bu bir süreç ve zamandan başka da çare yok. Ben koliği için milyon yol denedim bu durumu yaşayanlar yıpratma kendini zamanı gelince geçecek dedi aynen öyle oldu. Psikolojik yardım al , çocuktan ayrı bir iki saatlik de olsa aktiviteler planla. Anneliğini suçlama , suçlayanları da umursama . Zamanı gelince aranızdaki bağ da çok güzel olacak. Bunların hepsi bir sınav , bizim sınavımız da buymuş.
Ben haftasonlari tuvalate gidemiyorum. Oyle bir luksum yok. Ancak uyuduklarinda ama onda da ancak cisimi falan yapabiliyorum hizlica. Pazartesi sabahi ise geldigimde ilk is tuvalete gitmek oluyor.Sevip sevmemek değil aslında. Her çocuk birbirinden farklı . Uyumlu , rahat bir çocukla , rahat bir annelik geçirirsin. Sıkıntılı ve sürekli yoran bir çocukla rahat olamazsın. Çocuğunu sevmediğin anlamına gelmez sadece süreçle baş edemezsin. Hiç dinlenemediğini , sakince 10 dk duramadığını düşün. Böyle şikayet eden annelerin çocuklarını sevmediklerini düşünmüyorum. Sadece o kadar yıpranmışlar ki çocuğa sevgi ve ilgi verecek enerjileri yok. Hayatta kalmaya ve bebeği hayatta tutmaya çalışabiliyorlar sadece. Doğurmadan da neyle karşılaşacağını bilmiyorsun. Kardeşlerin huyları bile birbirinden farklı.
Sadece zaman işte. Yargılamadan anneye destek olmak lazım.
Vallahi Allah yardım etsin , benim de uykularım düzelmedi. Bir iki gece annem falan baktı çocuğa rahat uyudum vay be insanlar her gün böyle uyuyorlar dedim. Sanki dünyayı değiştirecek enerji vardı içimde50 kisi bir bebege bakiyorlar, bebegi koyuyorsun, biraktigi yerde duruyor, sonra gelip sana bana akil veriyorlar.
Benim arkadasimin esinin de bebek kolikti. Kiz da tam bir hersey dogal olsuncuydu. 3 gunde dogurdu zaten inat edip sezeryan olmadi ve ilac almadi. Ayni zamanda hic emzik de vermedi cocuga ama en son delirip kafasini duvara falan vurmaya kalkmisti ilk baslarinda.
Benim ikizler 22 aylik ve 22 aylik surecteki uyku ortalamam 4.5 saat. Bu sekilde ise gidip geliyorum. 6 saat uyudugum gunler oha ne cok uyumusum ne guzel diyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?