- Konu Sahibi psikolojikdanismannisa
-
- #21
İlerleyecek daha başlayalı ne kadar oldu sanki. Öyle bir iki seansla olmaz bunlar. Sabırlı olmalısın. Doktoruna içini düşüncelerini utanmadan sıkılmadan anlatmalısın ki yardımcı olabilsin. Geçecek diye düşünün. Bu bir sendrom hastalik nasil degerlendirirseniz geçecek. Sabırla tedaviye devam etmeli. Olabildiğince bebek bakımında yardim almalısınız.Tedavi görüyorum ama daha fazla ilerleyemedim maalesef
Beni yargılamayıp anladığınız için teşekkür ederim. Tüm güzellikler sizi bulsun inşallahÇok yenisiniz daha ve inanın herkes bebeğini kucağına alır almaz aşktan ölmüyor, çok normal, alışamayabilirsiniz, size anlatılan-sizden beklenen duyguları duyumsamadığınız için kandırılmış hissedebilirsiniz ve evet eski rahat günlerinizin yasını tutabilirsiniz.
Ben kolik bebek büyüttüm, annem ve eşim destekçim olmasaydı, çok ama çok zorlanır, kafayı yerdim muhtemelen. Lohusalık depresyonum uzadı, 8 ay boyunca sürekli bebeğim ağladıkça ağladım, "Sen anne olmamalıydın, nasıl annesin, kendi bebeğini bile susturmayı beceremedin, yetemedin" diye kendime etmediğim eziyet kalmadı. 8. ayda oğlumu emzirmeden kesmek zorunda kaldık depresyon ilaçları kullanmaya başladım.
Burada seneler önce bir üye daha konu açmıştı aynen sizin gibi "Anne olduğum için pişmanım" diye, ısınamadı bebeğine bir süre, zorlandı. Ama seneler sonra foruma yazdı "Geçti, çok keyifliyim" diye. Olabilir. Kendinize zaman tanıyın.
Zamanla rayına oturacaktır.
Yapıcı yorumlarınız için çok teşekkür ediyorumİnsan bir problemin içindeyken asla bitmeyecekmiş gibi geliyor. Şu an geçecek diyen herkese sinirleniyorsunuzdur. Zaman ilaç, sabret falan hikaye geliyordur. Biri bir şey yapsa da her şey şak diye eski haline dönse diyorsunuzdur. Çok iyi anlıyorum. Öncelikle ben anne değilim o konuda size bir tavsiyem olamaz elbet ama kendini kötü hissedip belli bir zaman sonra içinde çıkma konusunda uzmanım :) ufak şeylerle başlayın. Eski hayatınızda çok sevdiğiniz şeylerin bir listesini yapın. Ama işte bir hafta deniz tatili tarzı şeyler olmasın. Daha günlük kısa şeyler. Sevdiğiniz bir komedi dizisi, bir fincan kahve, bir dilim tatlı vb. Her gün en az iki tanesini yapıp kendinizi iyi hissedince. Ve o beş dakikada bak eskisi gibi hissedebiliyorum demek ki kötü hissetmem kalıcı değil geçici deyin. Değişiklik beni de çok korkutur. Hele ki böyle köklü bir değişiklik. Ama insanoğlu adapte olabilen bir canlı. Şu an zor gelse de kendinize inanın. Başkası için değil kendiniz için iyi olun. Düşüncelerinizden de utanmayın asla. Yargılamayın kendinizi.
Niye yargılayayım, o kadar insani ki, olabilir. Bazı kadınlar, anne olduktan sonra, anne olmadan önceki hayatlarının yasını tutarlar. :) Yas sürecindesiniz, biraz isyan, biraz pazarlık ve sonra kabulleniş. O kadın geride kaldı, yeni bir siz de doğdu bebeğinizle beraber. Geçecek.Beni yargılamayıp anladığınız için teşekkür ederim. Tüm güzellikler sizi bulsun inşallah
İnsanlar korunsa bile hamile kalabiliyorKorunma yöntemlerinden haberdar değilsiniz sanırım psikolojik danışman hanım. Küçücük bebekten musibet diye bahsetmek "lohusa psikolojisi" masumiyetini aşar.
Ha ayrıca cocuk çok çok değerli birsey ama. Siz bakmayın öyle bir gülüşü yetiyor muhabbetlerine. Annelik zor gerçekten zor. Endişesi asla bitmiyor, sürekli kafanda daha iyisini yapabilme düşüncesi, hep eksik kalıyorum hissi, hep ya bisey olursa korkusu, uykusuzluğu her ayın, her yaşın zorluğu hiç hiç kolay değil. Ama ne olursa olsun tabiki gün sonunda kanın canın bitanen en değerlin . Senin buna adapte olamaman zor geçirmen de normal. Asla yalnız değilsin çok çok daha kötü gecirenler de var ama sonrasında bunu atlattılar.Beni yargılamayıp anladığınız için teşekkür ederim. Tüm güzellikler sizi bulsun inşallah
Kolik bebek çok zor gercekten ama sizin tepkileriniz de abartı,muhtemelen lohusa depresyonundasınız,zamanla geçecek evet 1 yaştan sonra birbirinize alışırsınız,sonrasında da sendeomlar falan var evet ama ilk bir yıl bana da daha zor gelmiştiBeni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.
Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)
Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...
Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!
Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.
İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.
Sormak istediğim bazı şeyler var:
*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.
Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...
Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...
Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.
Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Postpartum depresyonBeni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.
Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)
Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...
Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!
Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.
İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.
Sormak istediğim bazı şeyler var:
*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.
Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...
Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...
Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.
Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
canim daha 2 aylik annesin lohusa depresyonunun tavan zamanlari. emin ol cogu kadin senin gubi hissediyor ancaksu an uykusuzsun, hormonlarin eski haline donmeye calisiyor, hayatin aniden degisti. yani kafana tabi ki en kotu senaryolar gelecek. daha kimseseni elestirmeden kavgaya tutusmussun insanlarla. karamsarligini anliyorum ve ben de boyleydim. ancak hormonlarin normale donecek, bebegin su an sadece bir bebek. seni seven ve beraber vakit gecirirken keyif aldigin bir dosta donusecek. kolik zamanlari bitecek. cocuk bakmak zorlasiyor degil bence her ay daha da kolaylasacak ozellikle 6. aydan sonra. bebegi hemen nimet olarak gormemen de normal. bunu itiraf edemiyor sadece bazi kadinlar. ancak esine nasil asiksan asik olmaya baslayacaksin. sana guldukce, sarildikca, optukce... su an bunlari anlamazsin ve uzak gelir. bana da bir gun bir anda oldu. o yuzden akisina birak ve aklindaki karamsar dusunceleri sahiplenmeyi birak. her sey cok daha iyi olacak.Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.
Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)
Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...
Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!
Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.
İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.
Sormak istediğim bazı şeyler var:
*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.
Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...
Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...
Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.
Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?