Anne babayi aramamak

En buyuk kk

Guru
Kayıtlı Üye
18 Mart 2013
3.767
12.151
Sevgili arkadaşlar forumda arada çocukken yaşadıklarından dolayı anne babalarını affedemeyenlerin açtıkları konuları görüyorum ve bu minvalde bir konu da ben açayım dedim. Telefondan yazıyorum imla hataları olabilir kusura bakmayın.

Şu aralar yeni bir psikiyatrist doktordan hem dikkat eksikligi bozuklugum için ilaç hem de isyerinde kendimi ezdirmem, aşırı endişelenme gibi dertlerim için konuşma tedavisi alıyorum. Bu terapi seansları süresince hep çocukluğumu soruyor, eski anılarımı hatırlatmami eski günlüklerimi okumami istiyor vs.

Benim anne babamla aram kötü değil hatta zaman zaman epey yakın ve güzel bir ilişkimiz var ama ben neredeyse 14 yaşından beri kendi isteğimle hep evden uzak yasadim. Bir tek üniversitede onlarla yasadim o dönemde de bunalıma girdim zaten onların davranışlarından dolayı. Şu an da 34 yaşındayim başka bir şehirdeyim arada arayıp sorar ziyaret ederdim ama şu terapiye başladığımdan beri içimden o bile gelmiyor. Sonuc olarak annem dün aradı dedi ki kızım sen beni neden aramıyorsun ben size ne yaptım bu kadar mı kötüyüm de çocuklarım beni aramıyor filan diye bir sürü yakındı. Ben de demedim tabi içimden gelmiyor aramak diye çünkü o zaman çok üzülüyor ve kavga ediyoruz. Dedim ki yok annecim işten güçten arıyorum ya vs.

Aramamanin başka bir sebebi daha var aslında o da kardeşimin bana anlattığı bir olay. Kardeşim bayramda bunların yanına gitmiş. Annem bir ara demiş ki "en büyük kk da küçükken ne deliydi kafasını taşa vuruyordu" (4 5 yaşındayken kafamı gidip özellikle hali olmayan yere taşa sert sert vurma gibi bir huyum varmış. 12 yaşında da intihara kalkıştım.) Halam da demis ki alinmazsan sana bisey diyeceğim (halamla annem birbirlerini çok sever gelin görümce ilişkisinden çok abla kardeş gibiler) aslında en büyük kk çok sakin çok neşeli mutlu bir çocuktu bir gün bir olay yasadi ondan sonra cok içine kapandı kafasını taşa vurmaya başladı. Neyse özetle kreste bir gün birini isirmisim beni şikayet etmişler (kendi çocukluğumu düşünüyorum da o kadar uyumlu ve sakindim ki aklıma şu geliyor, kreşte birkaç oğlan çocuğu kızları fırına atmak diye bir oyun uydurmuslardi ve kız çocuklarını masanın altına sıkıştırıp elleyip öpmeye çalışıyorlardı aklıma böyle bir şey için kendimi savunmusumdur diye geliyor). Annem de beni kusturana kadar dövmüş. Bu olaydan sonra cok içime kapanmisim. Annem de klasik savunmalarına geçmiş işte ben de 25 yaşındaydım kocam hiç yardım etmiyordu isim çok stresliydi iki günde bir 36 saat nöbet tutup bir de çocuk bakıyordum vs vs. Kardeşim de çok sinirlenmiş demiş ki bunların hepsi bana senin hatan gibi geliyor bak mesela biz dogurmuyoruz bakamayacagimiz çocuğu. Babam da demiş ki iyi de kaç yaşına geldiniz hala bizi mi suçluyorsunuz asin bunları vs.

Şimdi ben 34 yaşına gelmiş bir birey olarak anamı babamı suçlama peşinde zaten değilim yazık onlar da ne yapsın. Ama şu aralar çocukluğumu hatırladıkça cidden çok sinir oluyorum. Beni o kadar dovmuyorlardi ama yaptığım en ufak şey hayvan gibi bağırınca, eleştirilme, azarlanma, utandirilma bazen de dayak konusuydu. Okul birinciliginden ikinciligine düşmem suçtu resmen. Şimdi pek karışamiyorlar ve de degistiler iyilerdir ben kendi istediğim hayatı hiçbirine sormadan yaşarım ama evimin temizliğinden tut kiloma, erkek arkadaşımın işinin yeterince sabit olmamasına (ki 34 yasindayim şu yaşa kadar evlenmedim kafama göre bir aşk hayatım var buna da ses çıkaramıyorlar) kadar her şeyim yüzüme veya arkamdan elestiri konusu. Su an yaşadığım Gaziantep'e gelip yemekleri beğenmediler mesela geçen. Diyorlar ki of güneydoğuya gelmemek lazım. Ben sürekli bir kendimi ispatlama beğendirme peşindeyim. Bunu da sadece aileme yapmıyorum sürekli başkalarına da yapıyorum. Aman kimse kırılmasın aman herkes beni sevsin. En ufak hata yapınca kovulacagim gibi geliyor çok endişeleniyorum. En ufak eleştiride inanılmaz suçluluk duyuyorum. Geçen gün bölge sorumlumuz (mudurumun müdürünün müdürü) bana dedi ki "en büyük kk bizim sana daha ne yapmamız ne söylememiz gerek kendi değerini anlaman için? Nasıl ikna olacaksın hepimizin seni çok beğendiğine?" Gerçekten abartmıyorum yalan da söylemiyorum bunu dedi. Yüz kat el bunu derken kendi anam babamdan bir kere bile böyle şeyler duymamak ve bu tür güzel sözlere inanamamak da beni çok üzüyor. Bu tür şeyler olunca da ailemi aramak içimden gelmiyor ama sonra üzülüyorum. Onlarla yüzleşmek hatalarını söylemek filan da istemiyorum kalplerini kırmak da istemiyorum üzülüyorlar kaç yaşında insanlar ama arayıp rol yapmak için de artık enerjim yok.
 
Son düzenleme:
Maalesef Türkiyede çocuklar ailelerin malı olarak görüldüğü için psikolojik şiddeti ya da çocukken yediğimiz dayakları şiddetten saymıyorlar. Terapiye devam edin ben iyiye gideceğinize inanıyorum ama sanki kendinizden ödün veriyorsunuz onları kırmamak için. Anneniz sizi kusturana kadar döverken sizin kırılmamanızı önemsemiş miydi? Hayır. Kırmaktan da kırılmaktan da çekinmeyin hayat böyle çünkü.
 
Sadece sana karşı mı böyleler? Arkadaşlarına akrabalarına karşı nasıllar?

Çok çok iyiler. Dünya iyisi insanlar. Zaten gerçekten iyi insanlar herkesin her işine koşan yardım eden maddi manevi yardımcı, sosyal, şakacı, herkesin çok sevdiği insanlar. Kardeşimin dediğine göre herkes bizden öncelikliymis. Ben pek detaylandiramiyorum ama kardeşim diyor ki o küçükken arkadaşlarının çocuklarına karşı sürekli kardeşimi ezdiriyorlarmis. Bana da hep başkalarının çocuklarını bizden daha çok begeniyorlar gibi gelir. Bizim eğitimimize veya başka şeylere hiç para harcanmadi ikimiz de çok iyi okullarda okuduk (kardeşim ODTÜ ve Boğaziçi mezunu ben üniversite giriş sınavı Türkiye 47.siyim) ve ben 18 yaşımda ek iş yapmaya başladım kardeşim mezun olur olmaz çok güzel işler buldu onlardan ne para istedik bir şey. Annemlerin bir sürü evi 2 lüks arabası vs var durumumuz gayet iyi. Biz onlardan hiçbir destek istemiyoruz ihtiyacımız da yok zaten neden isteyelim. Ama isimizden en ufak şikayet edip istifa mı edelim desek hemen yok simariksiniz yok ne yapacaksınız her is böyle. Ben sırf işsiz kalma korkusu yüzünden 3 sene afrikada mülteci kampında çalıştım buraya yazıyordum. Bu yaştan sonra baba parası mı yiyeceksiniz. Sürekli is değiştirilmez. Yahu sakin ol senden bir şey isteyen yok. Bu arada annem kumarda para kaybeden dayısının işsiz oğluna 100 bin lira verdi geçen sene.
 
Anne babanız el iyisi demek ki.
 
Elalemi hoş tutacağız edeceğiz diye size tahammül ve enerji bırakmamışlar. Halbuki en büyük mesaiyi sizinle yapmaları gerekirdi. Açıkçası onlara da kızamıyorum. Eskiden çocuk yetiştirme ve toplumsal teamüller bambaşkaydı. Şimdiki gibi kendine ve çocuklarına en büyük özeni göstermelisin anlayışı yoktu. Biz çok zayıf büyüdük kardeşimle. Elalemin saçma sapan lafları yüzünden annem strese girerdi ve bize sarardı. Ama ben çocuklarımla ilgili öyle yorum yaptırtmam mesela yapsalar da cevabını veririm. Çocuklarım duyduklarını “ben” desteklersem üzülürler çünkü. Ama dediğim gibi biz çocukken evimizi elalem yönetirdi.
 

Evet o da var kizamamamin sebebi kendileri de öyle görmüşler insan en çok kendi çocuğuna kızar gibi yetistirilmisler o yüzden hatalı olduklarını da anlamıyorlar sanırım.
 
Evet o da var kizamamamin sebebi kendileri de öyle görmüşler insan en çok kendi çocuğuna kızar gibi yetistirilmisler o yüzden hatalı olduklarını da anlamıyorlar sanırım.
Aynen öyle. Başka türlüsünü bilmiyorlar. Bilselerdi yapmazlardı. Hangi ebeveyn çocuğunu kırmak ,üzmek, kendinden soğutmak ve hayatta özgüvensiz kılmak ister ki… bir de o zamanlar insanların sırtındaki yükler çok fazlaydı. Ayıp olur, laf söz olurla yaşayıp gidiyorlardı. Eve temiZlikçi çağırma adeti yoktu bizde mesela. Bunları düşününce ben ebeveynlerime kızamıyorum, onları affediyorum içimde. Belki böyle düşünmek sana iyi gelir
 
aşağı yukarı benzer şeyleri çoğu türk ailesi yapmıştır sanırım çocuklarına, en azından bizim kuşak için böyle. şimdilerde anne babalar daha bilinçli, daha çok okuyorlar. araştırıyorlar. psikolojiye ilgi duyuyorlar, gerekirse yardım almaktan çekinmiyorlar. en basitinden oğluma tuvalet alışkanlığı kazandırmaya başlamadan önce kaç kitap okudum, kaç uzman dinledim. yüzde yüz her şeyi kitabına göre uygulamak mümkün olmasa da sağlıklı bir bakış açısı kazandığımı, en azından bu sürecin oğlumun karakterini şekillendirmede ne kadar önemli bir yeri olduğunu görebildiğimi ve ona göre davrandığımı düşünüyorum. hangimizin anne babası bu kadar kafa yordu bu işlere bizi büyütürken? çok çocuklu ailelerde, ruhumuz örselenerek, belki dayak yiyerek, darbeler alarak büyüdük. şu anda farkındayız veya değiliz ama çocukluğumuzdan derin izler taşıyoruz hepimiz. hayatımızı etkileyen, kararlar almamızı etkileyen her şey çocukluğumuzda heybemize doldurduğumuz o iyi-kötü, acı tatlı anılarda gizli. ay bu kadar şiirsel yazmayı amaçlamamıştım ama yazını okurken kendi çocukluğuma dair pek çok şey buldum. çok kısa süre psikolojik destek aldım, o süreçte psikoloğum bende mükemmeliyet kaygısı olduğunu söylemişti. ben de gayet iyi eğitimli, kendi ayakları üstünde duran okumuş, çalışan bir kadınım ama baktığımda sürekli anne ve babamın eleştirilerine maruz kaldığımı, hayatımı çoğunlukla onların beklentilerine göre şekillendirdiğimi görüyorum. üstelik benim ailem benim yaptıklarımın yarısını bile yapmamış, başaramamış insanlar baktığında. ben kendi çocuğumu yetiştirirken adeta ruhumu iyileştiriyorum. yeni bir birey yetiştirmek, onu sadece o olduğu içi sevmek, koşulsuz sevgi ve değer vermek bana iyi geliyor. bazen bizimle benzer çocukluk yaşayanlar kendileri çocuk sahibi olmaktan korkarlar, çocuklarına da istemeden aynı şeyleri yaşatabileceklerini düşünürler ama bende tersi oldu. bana çok iyi geldi. sana da ilerde kendi yuvanı kurmak, çocuk sahibi olmak iyi gelebilir, kimbilir...
 
Eğitimci ana babanın iki çocuğundan küçük olanıyım. Ağbim gayet dışadönük ve girişken biri. Kulis yapmayı sever, ağzı laf yapar, hemen arkadaş edinir. Çocukluğum ve ergenliğim boyunca sessiz, sakin ve kendi halinde biriydim. Beni 7 sene boyunca babaannem büyüttü. Okula başladığımda yanımızdan ayrıldı ve memlekete temelli döndü. Sürekli "Neden böylesin?", "Ağbisi çok sosyal de kız böyle sessiz." hem arkamdan hem de elalem yanımdayken yüzüme karşı bunları söylediler. 90'lı yıllarda İstanbul'da anaokullarına kıran mı girmişti, yollasaydınız ben de sosyalleşeydim, babaannemden başka insan yüzü gördüğüm mü vardı yahu? Ha bir de eğitimcisiniz yani biriniz Matematik diğeriniz Sınıf öğretmeni. Ben de bunları sineye çektim, eyvallah dedim ama akraba çocuklarına beni bile bile ezdirmeleri ve zorbalığa maruz kalmama müdahale etmemelerini 31 yaşıma geldim hala aşamıyorum. Hatırladıkça modum düşüyor. Sizin anne babanız kadar ileri derecede olmasa da benimkilerin tavrını da toksik buluyorum.
 
Babam da demiş ki iyi de kaç yaşına geldiniz hala bizi mi suçluyorsunuz asin bunları vs.

Şimdi ben 34 yaşına gelmiş bir birey olarak anamı babamı suçlama peşinde zaten değilim yazık onlar da ne yapsın.

Geçmişteki hatalarına hala devam ediyorlar. Ya farkında değiller ya da pişmanlık duymuyorlar. Çocukları dışında herkese iyilik yapmaları ya da sadece çocuklarına iyilik yapmaları o kişileri iyi insan yapmaz.
annem dün aradı dedi ki kızım sen beni neden aramıyorsun ben size ne yaptım bu kadar mı kötüyüm de çocuklarım beni aramıyor
Annenizin dediği gibi tam olarak o kadar kötü birisi.

Ya geçmişi ve gelecekteki haksızlıkları boşverip kendinizi sıkıntıya sokmayacak seviyede iletişimde kalacaksınız ya da yüzleşeceksiniz. İçinizde kopan fırtınaları suçlayıcı dil kullanmadan size hissettirdiklerini kusacaksınız muhattabı olan kişilere.
Destek almayı boşlamayın. Yakın zamanda tüm yüklerinizden kurtulup, kuşlar gibi özgür kalabilmenizi diliyorum.
 
Terapi böyle birşey altta kalan herşey kusar verilmemesi gereken tüm tepkiler verilir ister 34 yaşında ol ister 4. şu sıralar en önemli şey sizsiniz içinizden gelmiyorsa bir süre aramayın dediğim gibi şuan ruh o irinleri kusuyor. Bazen terapiden neşeli bazen cin carpmış gibi çıkarız bu çok normal. Ne zaman ruh iyileşme evresine geçer o zaman isterseniz arayın. Aşın artık bunları demekle malesef aşılmıyor ana babalarda bunu anlamıyor.
 
çoğumuz benzer şeyleri yaşamış benzer yollardan geçmişiz. Bu başlıkta gördüğüm benzer örnekler genellikle kendi ayakları üzerinde durmuş kendilerini yetiştirmişler. dönüp kendime baktım.

Babam baskın/baskıcı bir karakter, bir taraftan manipülatör duygusal. Anlatamazsın, anlaşamazsın, küsüp kavga edemezsin. Annem sakin ağırbaşlı, alıngan... Onların kariyer hedefleri, tutunma çabaları, Elalem terör örgütüne yenik düşmeme savaşları arasında ben de ordan oraya sürüklendim. güzel ve ağır dayaklar yediğim de oldu, prensesler gibi sevildiğim de... hepsinden çok koyanı kendi hayat telaşları içinde beni nerdeyse tamamen unuttukları dönemdi. hayatımın en büyük yanlışları da aynı döneme tekabül eder. Kendimi duyurmak, göstermek, sevdirmek için çabaladım durdum... Önce aileme onlar görmeyince başkalarına. Sonunda onlar için her şeyde tek bir suçlu oldu ben! Babam için hiçbir zaman, hiçbir şeyde başarılı olamadım. Vasatın üstü belki... Hiçbir hobim, ilgi alanım, yeteneğim için desteklenmedim aksine hepsi boşa zaman kaybıydı. Bu yaşımda Evlendim, yuva kurdum hala tek bir derdim var babama kendimi kabul ettirmek beğendirmek. Ama onu da yapamıyorum artık. Yani istiyorum ama yapamıyorum. 30 yaşıma geldim yanlarında komik bir paraya çalışıp, markete çıkarken izin istiyorum. ofisin içinde kahve isteyip istemediğini babama soracak oldum mu ter basıyor. Kendime başarılı bir kariyer oluşturamadım sırf babam mtlu olsun diye ilk üniversitemi yarıda bırakıp onun istediği bölümü okumaya başladım ve güç bela mezun oldum. Hayattaki en büyük başarısızlığıymışım gibi bakıyor yüzüme. Sorsan saçmalıyorsun sen benim ilk göz ağrımsın, hayatta ne yaptıysam senin için yaptım der. Dışarıdan baksan öyle tatlı öyle hoş öyle güler yüzlü insanlar ki...

Konuna çökmüş gibi oldum, konu sahibi affet. Ben rol de yapamıyorum ne ileri ne geri. dayanamayacak oldum mu susuyorum... Uzakta olsam daha mı iyi olurdu diye çok düşünüyorum. Gnlük bir iki hoş beş muhabbet. atlatır giderdik. Yani bence ara yarın arayacak bir anne baba kalmadığında keşke arasaydım dememek için, ama derin konulara girmeden, içini dökmeden, dertleşmeden. komşu teyzeyle konuşacağın kadarını konuş. Hem aramıyorsun demezler hem eski yaralar açılmaz...
 

Yok estağfurullah çökmek gibi asla olmamış dediğiniz doğru öyle yapacağım. bence siz de evlenmişsiniz kendi yuvanizi kurmussunuz ne güzel kendi hayatınızı kurmussunuz aslında... İs konusunda da bağımsızlık adına adımlar atarsanız ilk seferde veya zamanla düşe kalka basaracaginiza inanıyorum
 
Bunları yüzlerine neden vurmuyorsunuz? Bazı insanlar söylemeyince hatasını anlamıyor.
 

Çok çok teşekkürler yorumunuz için 34 yaşındayim ama çocuk yapacak olgunluğa sahip olduğumu hala düşünmüyorum malesef. Ha şiddet uygulamam çocuğu olduğu gibi kabul ederim elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım o ayrı. Ama kendimi yeterli olgunlukla hissetmiyorum sanki daha büyümeden çocuk sahibi olacakmışım gibi geliyor. Şu an bir ilişkim var daha 5 ay oldu ama seviyorum. Arada ilerde evlenmek ve çocuktan bahsediyor ama benim biyolojik yaşım ve ruhsal yaşım çok uymuyor gibi. Ama bir iki seneye psikolojik problemlerimi de asarım gibi geliyor çocuğum olsun çok isterdim aslında bu şartlarda cesaret edebilseydim.
 
Bunları yüzlerine neden vurmuyorsunuz? Bazı insanlar söylemeyince hatasını anlamıyor.

Ya arada vuruyorum. Bir kere anneme dedim ki etrafına bir bak kimin çocuğu 12 yaşında intihara kalkismis acaba, bana laf söyleyene kadar kendi çocuk büyütmene bak dedim. Her şeyde anne babanızı suçlamayın biz de küçükken dayak yedik hala da anne babamızın despotluguyla uğraşıyoruz hem de çocuklarımıza yaranamıyoruz diyor. Her şeyde suçu bize bulmayın biz de böyle gördük diyor. Bizim hatalarımız oldu siz aynılarını yapmazsınız madem çok biliyorsunuz diyor. Haklı bu arada dedem çok despot biri hala anneme kök söktürüyor. Kendisi de öyle yetişmiş yani. O yüzden çok da kızamıyorum. Bazen de acaba babama mi benziyorum ben siz de beni öyle mi görüyorsunuz diye üzülüyor. Böyle şeyler söylediğimde tepkisi kızmak ve üzülmek arasında gidip geliyor yani. Ben de kaç yaşıma gelmişim bu saatten sonra 60 yaşında kadına beni küçükken neden dövdün filan diye hesap sormak komik geliyor ama terapide nedense bu öfke tekrar açığa çıktı.
 
Bunları yüzlerine neden vurmuyorsunuz? Bazı insanlar söylemeyince hatasını anlamıyor.
esas sorun ailelerin bunları hata olarak görmüyor, görse de gereğinden fazla ve ağır duygusal tepkiler verip sonunda daha ağır ve taze bir travma yaratıyor olmaları. yani en azından bende olay böyle ilerledi. Önce ağlama seansı, ardından kendini acındırma, devamında sen duygu sömürüsü/ajitasyon yapıyorsun çıkışı, konu hala kapanmadıysa böyle diyorsun ama sen de şöyle şöyleydin bak şimdi de böyle böylesin... konu haaaalllllaaaa kapanmadıysa kavga+sinir krizleri+ küslük.

Bunlar yaşanabildiği için yüzlerine vurmak bnce bir çözüm olmuyor.
 
Bunları yüzlerine neden vurmuyorsunuz? Bazı insanlar söylemeyince hatasını anlamıyor.

Ha bir de ona göre istifa etseydik bakarlarmis bir çocuklarına mi bakamayacaklarmis (eğer bir ay işsiz kalıp biraz para istesek sonradan 100 kere başımıza kakarlar) ama bunları inkar ediyorlar cidden siz yanlış anlamışsınız bizi yanlış anlıyorsunuz bizi canavar gibi gösteriyorsunuz diyorlar insan kendinden emin olamıyor cidden lan acaba ben mi uyduruyorum diyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…