Sevgili arkadaşlar forumda arada çocukken yaşadıklarından dolayı anne babalarını affedemeyenlerin açtıkları konuları görüyorum ve bu minvalde bir konu da ben açayım dedim. Telefondan yazıyorum imla hataları olabilir kusura bakmayın.
Şu aralar yeni bir psikiyatrist doktordan hem dikkat eksikligi bozuklugum için ilaç hem de isyerinde kendimi ezdirmem, aşırı endişelenme gibi dertlerim için konuşma tedavisi alıyorum. Bu terapi seansları süresince hep çocukluğumu soruyor, eski anılarımı hatırlatmami eski günlüklerimi okumami istiyor vs.
Benim anne babamla aram kötü değil hatta zaman zaman epey yakın ve güzel bir ilişkimiz var ama ben neredeyse 14 yaşından beri kendi isteğimle hep evden uzak yasadim. Bir tek üniversitede onlarla yasadim o dönemde de bunalıma girdim zaten onların davranışlarından dolayı. Şu an da 34 yaşındayim başka bir şehirdeyim arada arayıp sorar ziyaret ederdim ama şu terapiye başladığımdan beri içimden o bile gelmiyor. Sonuc olarak annem dün aradı dedi ki kızım sen beni neden aramıyorsun ben size ne yaptım bu kadar mı kötüyüm de çocuklarım beni aramıyor filan diye bir sürü yakındı. Ben de demedim tabi içimden gelmiyor aramak diye çünkü o zaman çok üzülüyor ve kavga ediyoruz. Dedim ki yok annecim işten güçten arıyorum ya vs.
Aramamanin başka bir sebebi daha var aslında o da kardeşimin bana anlattığı bir olay. Kardeşim bayramda bunların yanına gitmiş. Annem bir ara demiş ki "en büyük kk da küçükken ne deliydi kafasını taşa vuruyordu" (4 5 yaşındayken kafamı gidip özellikle hali olmayan yere taşa sert sert vurma gibi bir huyum varmış. 12 yaşında da intihara kalkıştım.) Halam da demis ki alinmazsan sana bisey diyeceğim (halamla annem birbirlerini çok sever gelin görümce ilişkisinden çok abla kardeş gibiler) aslında en büyük kk çok sakin çok neşeli mutlu bir çocuktu bir gün bir olay yasadi ondan sonra cok içine kapandı kafasını taşa vurmaya başladı. Neyse özetle kreste bir gün birini isirmisim beni şikayet etmişler (kendi çocukluğumu düşünüyorum da o kadar uyumlu ve sakindim ki aklıma şu geliyor, kreşte birkaç oğlan çocuğu kızları fırına atmak diye bir oyun uydurmuslardi ve kız çocuklarını masanın altına sıkıştırıp elleyip öpmeye çalışıyorlardı aklıma böyle bir şey için kendimi savunmusumdur diye geliyor). Annem de beni kusturana kadar dövmüş. Bu olaydan sonra cok içime kapanmisim. Annem de klasik savunmalarına geçmiş işte ben de 25 yaşındaydım kocam hiç yardım etmiyordu isim çok stresliydi iki günde bir 36 saat nöbet tutup bir de çocuk bakıyordum vs vs. Kardeşim de çok sinirlenmiş demiş ki bunların hepsi bana senin hatan gibi geliyor bak mesela biz dogurmuyoruz bakamayacagimiz çocuğu. Babam da demiş ki iyi de kaç yaşına geldiniz hala bizi mi suçluyorsunuz asin bunları vs.
Şimdi ben 34 yaşına gelmiş bir birey olarak anamı babamı suçlama peşinde zaten değilim yazık onlar da ne yapsın. Ama şu aralar çocukluğumu hatırladıkça cidden çok sinir oluyorum. Beni o kadar dovmuyorlardi ama yaptığım en ufak şey hayvan gibi bağırınca, eleştirilme, azarlanma, utandirilma bazen de dayak konusuydu. Okul birinciliginden ikinciligine düşmem suçtu resmen. Şimdi pek karışamiyorlar ve de degistiler iyilerdir ben kendi istediğim hayatı hiçbirine sormadan yaşarım ama evimin temizliğinden tut kiloma, erkek arkadaşımın işinin yeterince sabit olmamasına (ki 34 yasindayim şu yaşa kadar evlenmedim kafama göre bir aşk hayatım var buna da ses çıkaramıyorlar) kadar her şeyim yüzüme veya arkamdan elestiri konusu. Su an yaşadığım Gaziantep'e gelip yemekleri beğenmediler mesela geçen. Diyorlar ki of güneydoğuya gelmemek lazım. Ben sürekli bir kendimi ispatlama beğendirme peşindeyim. Bunu da sadece aileme yapmıyorum sürekli başkalarına da yapıyorum. Aman kimse kırılmasın aman herkes beni sevsin. En ufak hata yapınca kovulacagim gibi geliyor çok endişeleniyorum. En ufak eleştiride inanılmaz suçluluk duyuyorum. Geçen gün bölge sorumlumuz (mudurumun müdürünün müdürü) bana dedi ki "en büyük kk bizim sana daha ne yapmamız ne söylememiz gerek kendi değerini anlaman için? Nasıl ikna olacaksın hepimizin seni çok beğendiğine?" Gerçekten abartmıyorum yalan da söylemiyorum bunu dedi. Yüz kat el bunu derken kendi anam babamdan bir kere bile böyle şeyler duymamak ve bu tür güzel sözlere inanamamak da beni çok üzüyor. Bu tür şeyler olunca da ailemi aramak içimden gelmiyor ama sonra üzülüyorum. Onlarla yüzleşmek hatalarını söylemek filan da istemiyorum kalplerini kırmak da istemiyorum üzülüyorlar kaç yaşında insanlar ama arayıp rol yapmak için de artık enerjim yok.