- 18 Mart 2013
- 3.767
- 12.151
-
- Konu Sahibi En buyuk kk
- #21
esas sorun ailelerin bunları hata olarak görmüyor, görse de gereğinden fazla ve ağır duygusal tepkiler verip sonunda daha ağır ve taze bir travma yaratıyor olmaları. yani en azından bende olay böyle ilerledi. Önce ağlama seansı, ardından kendini acındırma, devamında sen duygu sömürüsü/ajitasyon yapıyorsun çıkışı, konu hala kapanmadıysa böyle diyorsun ama sen de şöyle şöyleydin bak şimdi de böyle böylesin... konu haaaalllllaaaa kapanmadıysa kavga+sinir krizleri+ küslük.
Bunlar yaşanabildiği için yüzlerine vurmak bnce bir çözüm olmuyor.
Ya arada vuruyorum. Bir kere anneme dedim ki etrafına bir bak kimin çocuğu 12 yaşında intihara kalkismis acaba, bana laf söyleyene kadar kendi çocuk büyütmene bak dedim. Her şeyde anne babanızı suçlamayın biz de küçükken dayak yedik hala da anne babamızın despotluguyla uğraşıyoruz hem de çocuklarımıza yaranamıyoruz diyor. Her şeyde suçu bize bulmayın biz de böyle gördük diyor. Bizim hatalarımız oldu siz aynılarını yapmazsınız madem çok biliyorsunuz diyor. Haklı bu arada dedem çok despot biri hala anneme kök söktürüyor. Kendisi de öyle yetişmiş yani. O yüzden çok da kızamıyorum. Bazen de acaba babama mi benziyorum ben siz de beni öyle mi görüyorsunuz diye üzülüyor. Böyle şeyler söylediğimde tepkisi kızmak ve üzülmek arasında gidip geliyor yani. Ben de kaç yaşıma gelmişim bu saatten sonra 60 yaşında kadına beni küçükken neden dövdün filan diye hesap sormak komik geliyor ama terapide nedense bu öfke tekrar açığa çıktı.
esas sorun ailelerin bunları hata olarak görmüyor, görse de gereğinden fazla ve ağır duygusal tepkiler verip sonunda daha ağır ve taze bir travma yaratıyor olmaları. yani en azından bende olay böyle ilerledi. Önce ağlama seansı, ardından kendini acındırma, devamında sen duygu sömürüsü/ajitasyon yapıyorsun çıkışı, konu hala kapanmadıysa böyle diyorsun ama sen de şöyle şöyleydin bak şimdi de böyle böylesin... konu haaaalllllaaaa kapanmadıysa kavga+sinir krizleri+ küslük.
Bunlar yaşanabildiği için yüzlerine vurmak bnce bir çözüm olmuyor.
Ha bir de ona göre istifa etseydik bakarlarmis bir çocuklarına mi bakamayacaklarmis (eğer bir ay işsiz kalıp biraz para istesek sonradan 100 kere başımıza kakarlar) ama bunları inkar ediyorlar cidden siz yanlış anlamışsınız bizi yanlış anlıyorsunuz bizi canavar gibi gösteriyorsunuz diyorlar insan kendinden emin olamıyor cidden lan acaba ben mi uyduruyorum diyor.
Uzun uzun yazıyordum ama bu yorumları görünce sildim, benimkiler de çok toksikti. Ne yapsam yetersiz bulmaları, beğenmemeleri, kıyaslamaları, maddi durumumuz iyi olmasına rağmen konuşmayı bilmemeleri nedeniyle iş bulamazsam sokakta kalıcam sanıyordum nerdeyse. Sonra bir cinnet geçirdim ve her şey çözüldü 180 derece değiştiler. Bende açıkça yüzüne vurmadığım her şey içimde öfke olarak birikiyor o yüzden söylüyorum artık. Umarım sizin de açıkça iletişim kurabileceğiniz günler gelir rahatlarsınız bir şekilde…Aynen ben ne zaman yüze vursam 100 kat ağır tepkiyle karşılaştım ve yüze vurmam da zamanında yüze vuruldu, acımasız, sert, anne babasını acımadan eleştiren... biri olduğumu söylediler ve bundan da mağduriyet çıkardılar.
terapi zaten bunun için var :) ilerleyiş akışınız çok normal seyirde bence inşallah şifalanacaksınız.Ya arada vuruyorum. Bir kere anneme dedim ki etrafına bir bak kimin çocuğu 12 yaşında intihara kalkismis acaba, bana laf söyleyene kadar kendi çocuk büyütmene bak dedim. Her şeyde anne babanızı suçlamayın biz de küçükken dayak yedik hala da anne babamızın despotluguyla uğraşıyoruz hem de çocuklarımıza yaranamıyoruz diyor. Her şeyde suçu bize bulmayın biz de böyle gördük diyor. Bizim hatalarımız oldu siz aynılarını yapmazsınız madem çok biliyorsunuz diyor. Haklı bu arada dedem çok despot biri hala anneme kök söktürüyor. Kendisi de öyle yetişmiş yani. O yüzden çok da kızamıyorum. Bazen de acaba babama mi benziyorum ben siz de beni öyle mi görüyorsunuz diye üzülüyor. Böyle şeyler söylediğimde tepkisi kızmak ve üzülmek arasında gidip geliyor yani. Ben de kaç yaşıma gelmişim bu saatten sonra 60 yaşında kadına beni küçükken neden dövdün filan diye hesap sormak komik geliyor ama terapide nedense bu öfke tekrar açığa çıktı.
80-90 doneminin cocuklugu cidden les.Ben de 35 yasindayim.Annemle hatirladifgim cocukluk anim;ayda 1-2 cmrtsileri atom yemege goturmesi.Ev hanimiydi.Olumune temizlik yapar annem.Kislari da sevmemm ,soguk sevmem.Kis gunu camlar acik camasir suyu kokusunu hatirliyorm cocuklugumda.Annemle aramm iyi ,bi sorunumuz yok.Ama bazen annem olmassydi napardm diye soruyorum kendime.Cok uzulurdum ,cok aglardim ama suanki durumdan farkli olmazdi herhlde.Yeni neslin guvenli baglanma dedigi sey bizim nesilde yok maalesef.Sevgili arkadaşlar forumda arada çocukken yaşadıklarından dolayı anne babalarını affedemeyenlerin açtıkları konuları görüyorum ve bu minvalde bir konu da ben açayım dedim. Telefondan yazıyorum imla hataları olabilir kusura bakmayın.
Şu aralar yeni bir psikiyatrist doktordan hem dikkat eksikligi bozuklugum için ilaç hem de isyerinde kendimi ezdirmem, aşırı endişelenme gibi dertlerim için konuşma tedavisi alıyorum. Bu terapi seansları süresince hep çocukluğumu soruyor, eski anılarımı hatırlatmami eski günlüklerimi okumami istiyor vs.
Benim anne babamla aram kötü değil hatta zaman zaman epey yakın ve güzel bir ilişkimiz var ama ben neredeyse 14 yaşından beri kendi isteğimle hep evden uzak yasadim. Bir tek üniversitede onlarla yasadim o dönemde de bunalıma girdim zaten onların davranışlarından dolayı. Şu an da 34 yaşındayim başka bir şehirdeyim arada arayıp sorar ziyaret ederdim ama şu terapiye başladığımdan beri içimden o bile gelmiyor. Sonuc olarak annem dün aradı dedi ki kızım sen beni neden aramıyorsun ben size ne yaptım bu kadar mı kötüyüm de çocuklarım beni aramıyor filan diye bir sürü yakındı. Ben de demedim tabi içimden gelmiyor aramak diye çünkü o zaman çok üzülüyor ve kavga ediyoruz. Dedim ki yok annecim işten güçten arıyorum ya vs.
Aramamanin başka bir sebebi daha var aslında o da kardeşimin bana anlattığı bir olay. Kardeşim bayramda bunların yanına gitmiş. Annem bir ara demiş ki "en büyük kk da küçükken ne deliydi kafasını taşa vuruyordu" (4 5 yaşındayken kafamı gidip özellikle hali olmayan yere taşa sert sert vurma gibi bir huyum varmış. 12 yaşında da intihara kalkıştım.) Halam da demis ki alinmazsan sana bisey diyeceğim (halamla annem birbirlerini çok sever gelin görümce ilişkisinden çok abla kardeş gibiler) aslında en büyük kk çok sakin çok neşeli mutlu bir çocuktu bir gün bir olay yasadi ondan sonra cok içine kapandı kafasını taşa vurmaya başladı. Neyse özetle kreste bir gün birini isirmisim beni şikayet etmişler (kendi çocukluğumu düşünüyorum da o kadar uyumlu ve sakindim ki aklıma şu geliyor, kreşte birkaç oğlan çocuğu kızları fırına atmak diye bir oyun uydurmuslardi ve kız çocuklarını masanın altına sıkıştırıp elleyip öpmeye çalışıyorlardı aklıma böyle bir şey için kendimi savunmusumdur diye geliyor). Annem de beni kusturana kadar dövmüş. Bu olaydan sonra cok içime kapanmisim. Annem de klasik savunmalarına geçmiş işte ben de 25 yaşındaydım kocam hiç yardım etmiyordu isim çok stresliydi iki günde bir 36 saat nöbet tutup bir de çocuk bakıyordum vs vs. Kardeşim de çok sinirlenmiş demiş ki bunların hepsi bana senin hatan gibi geliyor bak mesela biz dogurmuyoruz bakamayacagimiz çocuğu. Babam da demiş ki iyi de kaç yaşına geldiniz hala bizi mi suçluyorsunuz asin bunları vs.
Şimdi ben 34 yaşına gelmiş bir birey olarak anamı babamı suçlama peşinde zaten değilim yazık onlar da ne yapsın. Ama şu aralar çocukluğumu hatırladıkça cidden çok sinir oluyorum. Beni o kadar dovmuyorlardi ama yaptığım en ufak şey hayvan gibi bağırınca, eleştirilme, azarlanma, utandirilma bazen de dayak konusuydu. Okul birinciliginden ikinciligine düşmem suçtu resmen. Şimdi pek karışamiyorlar ve de degistiler iyilerdir ben kendi istediğim hayatı hiçbirine sormadan yaşarım ama evimin temizliğinden tut kiloma, erkek arkadaşımın işinin yeterince sabit olmamasına (ki 34 yasindayim şu yaşa kadar evlenmedim kafama göre bir aşk hayatım var buna da ses çıkaramıyorlar) kadar her şeyim yüzüme veya arkamdan elestiri konusu. Su an yaşadığım Gaziantep'e gelip yemekleri beğenmediler mesela geçen. Diyorlar ki of güneydoğuya gelmemek lazım. Ben sürekli bir kendimi ispatlama beğendirme peşindeyim. Bunu da sadece aileme yapmıyorum sürekli başkalarına da yapıyorum. Aman kimse kırılmasın aman herkes beni sevsin. En ufak hata yapınca kovulacagim gibi geliyor çok endişeleniyorum. En ufak eleştiride inanılmaz suçluluk duyuyorum. Geçen gün bölge sorumlumuz (mudurumun müdürünün müdürü) bana dedi ki "en büyük kk bizim sana daha ne yapmamız ne söylememiz gerek kendi değerini anlaman için? Nasıl ikna olacaksın hepimizin seni çok beğendiğine?" Gerçekten abartmıyorum yalan da söylemiyorum bunu dedi. Yüz kat el bunu derken kendi anam babamdan bir kere bile böyle şeyler duymamak ve bu tür güzel sözlere inanamamak da beni çok üzüyor. Bu tür şeyler olunca da ailemi aramak içimden gelmiyor ama sonra üzülüyorum. Onlarla yüzleşmek hatalarını söylemek filan da istemiyorum kalplerini kırmak da istemiyorum üzülüyorlar kaç yaşında insanlar ama arayıp rol yapmak için de artık enerjim yok.
Ne kadar gereksiz şeyler için kinlenmissinizSevgili arkadaşlar forumda arada çocukken yaşadıklarından dolayı anne babalarını affedemeyenlerin açtıkları konuları görüyorum ve bu minvalde bir konu da ben açayım dedim. Telefondan yazıyorum imla hataları olabilir kusura bakmayın.
Şu aralar yeni bir psikiyatrist doktordan hem dikkat eksikligi bozuklugum için ilaç hem de isyerinde kendimi ezdirmem, aşırı endişelenme gibi dertlerim için konuşma tedavisi alıyorum. Bu terapi seansları süresince hep çocukluğumu soruyor, eski anılarımı hatırlatmami eski günlüklerimi okumami istiyor vs.
Benim anne babamla aram kötü değil hatta zaman zaman epey yakın ve güzel bir ilişkimiz var ama ben neredeyse 14 yaşından beri kendi isteğimle hep evden uzak yasadim. Bir tek üniversitede onlarla yasadim o dönemde de bunalıma girdim zaten onların davranışlarından dolayı. Şu an da 34 yaşındayim başka bir şehirdeyim arada arayıp sorar ziyaret ederdim ama şu terapiye başladığımdan beri içimden o bile gelmiyor. Sonuc olarak annem dün aradı dedi ki kızım sen beni neden aramıyorsun ben size ne yaptım bu kadar mı kötüyüm de çocuklarım beni aramıyor filan diye bir sürü yakındı. Ben de demedim tabi içimden gelmiyor aramak diye çünkü o zaman çok üzülüyor ve kavga ediyoruz. Dedim ki yok annecim işten güçten arıyorum ya vs.
Aramamanin başka bir sebebi daha var aslında o da kardeşimin bana anlattığı bir olay. Kardeşim bayramda bunların yanına gitmiş. Annem bir ara demiş ki "en büyük kk da küçükken ne deliydi kafasını taşa vuruyordu" (4 5 yaşındayken kafamı gidip özellikle hali olmayan yere taşa sert sert vurma gibi bir huyum varmış. 12 yaşında da intihara kalkıştım.) Halam da demis ki alinmazsan sana bisey diyeceğim (halamla annem birbirlerini çok sever gelin görümce ilişkisinden çok abla kardeş gibiler) aslında en büyük kk çok sakin çok neşeli mutlu bir çocuktu bir gün bir olay yasadi ondan sonra cok içine kapandı kafasını taşa vurmaya başladı. Neyse özetle kreste bir gün birini isirmisim beni şikayet etmişler (kendi çocukluğumu düşünüyorum da o kadar uyumlu ve sakindim ki aklıma şu geliyor, kreşte birkaç oğlan çocuğu kızları fırına atmak diye bir oyun uydurmuslardi ve kız çocuklarını masanın altına sıkıştırıp elleyip öpmeye çalışıyorlardı aklıma böyle bir şey için kendimi savunmusumdur diye geliyor). Annem de beni kusturana kadar dövmüş. Bu olaydan sonra cok içime kapanmisim. Annem de klasik savunmalarına geçmiş işte ben de 25 yaşındaydım kocam hiç yardım etmiyordu isim çok stresliydi iki günde bir 36 saat nöbet tutup bir de çocuk bakıyordum vs vs. Kardeşim de çok sinirlenmiş demiş ki bunların hepsi bana senin hatan gibi geliyor bak mesela biz dogurmuyoruz bakamayacagimiz çocuğu. Babam da demiş ki iyi de kaç yaşına geldiniz hala bizi mi suçluyorsunuz asin bunları vs.
Şimdi ben 34 yaşına gelmiş bir birey olarak anamı babamı suçlama peşinde zaten değilim yazık onlar da ne yapsın. Ama şu aralar çocukluğumu hatırladıkça cidden çok sinir oluyorum. Beni o kadar dovmuyorlardi ama yaptığım en ufak şey hayvan gibi bağırınca, eleştirilme, azarlanma, utandirilma bazen de dayak konusuydu. Okul birinciliginden ikinciligine düşmem suçtu resmen. Şimdi pek karışamiyorlar ve de degistiler iyilerdir ben kendi istediğim hayatı hiçbirine sormadan yaşarım ama evimin temizliğinden tut kiloma, erkek arkadaşımın işinin yeterince sabit olmamasına (ki 34 yasindayim şu yaşa kadar evlenmedim kafama göre bir aşk hayatım var buna da ses çıkaramıyorlar) kadar her şeyim yüzüme veya arkamdan elestiri konusu. Su an yaşadığım Gaziantep'e gelip yemekleri beğenmediler mesela geçen. Diyorlar ki of güneydoğuya gelmemek lazım. Ben sürekli bir kendimi ispatlama beğendirme peşindeyim. Bunu da sadece aileme yapmıyorum sürekli başkalarına da yapıyorum. Aman kimse kırılmasın aman herkes beni sevsin. En ufak hata yapınca kovulacagim gibi geliyor çok endişeleniyorum. En ufak eleştiride inanılmaz suçluluk duyuyorum. Geçen gün bölge sorumlumuz (mudurumun müdürünün müdürü) bana dedi ki "en büyük kk bizim sana daha ne yapmamız ne söylememiz gerek kendi değerini anlaman için? Nasıl ikna olacaksın hepimizin seni çok beğendiğine?" Gerçekten abartmıyorum yalan da söylemiyorum bunu dedi. Yüz kat el bunu derken kendi anam babamdan bir kere bile böyle şeyler duymamak ve bu tür güzel sözlere inanamamak da beni çok üzüyor. Bu tür şeyler olunca da ailemi aramak içimden gelmiyor ama sonra üzülüyorum. Onlarla yüzleşmek hatalarını söylemek filan da istemiyorum kalplerini kırmak da istemiyorum üzülüyorlar kaç yaşında insanlar ama arayıp rol yapmak için de artık enerjim yok.
bence siz de kardesiniz de kendinizi cok guzel yetistirmissiniz ama bu tesaduf olamaz. yani anne babaniz mutlaka sizinle baya ilgilenmistir. o yuzden de terapiye gidip kendi icinizde cozmeye calisin. mutlaka yaptiklari hatalar kadar, cabalari da vardir. oyle dusununce insan daha barisik oluyor kendiyle. sizin konunuzda en cok kizdigim su akrabaya verilen 100 bin meselesi.Ya arada vuruyorum. Bir kere anneme dedim ki etrafına bir bak kimin çocuğu 12 yaşında intihara kalkismis acaba, bana laf söyleyene kadar kendi çocuk büyütmene bak dedim. Her şeyde anne babanızı suçlamayın biz de küçükken dayak yedik hala da anne babamızın despotluguyla uğraşıyoruz hem de çocuklarımıza yaranamıyoruz diyor. Her şeyde suçu bize bulmayın biz de böyle gördük diyor. Bizim hatalarımız oldu siz aynılarını yapmazsınız madem çok biliyorsunuz diyor. Haklı bu arada dedem çok despot biri hala anneme kök söktürüyor. Kendisi de öyle yetişmiş yani. O yüzden çok da kızamıyorum. Bazen de acaba babama mi benziyorum ben siz de beni öyle mi görüyorsunuz diye üzülüyor. Böyle şeyler söylediğimde tepkisi kızmak ve üzülmek arasında gidip geliyor yani. Ben de kaç yaşıma gelmişim bu saatten sonra 60 yaşında kadına beni küçükken neden dövdün filan diye hesap sormak komik geliyor ama terapide nedense bu öfke tekrar açığa çıktı.
Çok üzüldüm durumunuza ama bence artık sadece kendinizi düşünün terapinize devam edin.yüzleştiğinizde birşeylerin değişeceğine inanıyor musunuz?siz ailenizi daha iyi tanırsınız.ama kendınızı sevin ve değer verin bizim değer vermediğimize kimse değer vermezSevgili arkadaşlar forumda arada çocukken yaşadıklarından dolayı anne babalarını affedemeyenlerin açtıkları konuları görüyorum ve bu minvalde bir konu da ben açayım dedim. Telefondan yazıyorum imla hataları olabilir kusura bakmayın.
Şu aralar yeni bir psikiyatrist doktordan hem dikkat eksikligi bozuklugum için ilaç hem de isyerinde kendimi ezdirmem, aşırı endişelenme gibi dertlerim için konuşma tedavisi alıyorum. Bu terapi seansları süresince hep çocukluğumu soruyor, eski anılarımı hatırlatmami eski günlüklerimi okumami istiyor vs.
Benim anne babamla aram kötü değil hatta zaman zaman epey yakın ve güzel bir ilişkimiz var ama ben neredeyse 14 yaşından beri kendi isteğimle hep evden uzak yasadim. Bir tek üniversitede onlarla yasadim o dönemde de bunalıma girdim zaten onların davranışlarından dolayı. Şu an da 34 yaşındayim başka bir şehirdeyim arada arayıp sorar ziyaret ederdim ama şu terapiye başladığımdan beri içimden o bile gelmiyor. Sonuc olarak annem dün aradı dedi ki kızım sen beni neden aramıyorsun ben size ne yaptım bu kadar mı kötüyüm de çocuklarım beni aramıyor filan diye bir sürü yakındı. Ben de demedim tabi içimden gelmiyor aramak diye çünkü o zaman çok üzülüyor ve kavga ediyoruz. Dedim ki yok annecim işten güçten arıyorum ya vs.
Aramamanin başka bir sebebi daha var aslında o da kardeşimin bana anlattığı bir olay. Kardeşim bayramda bunların yanına gitmiş. Annem bir ara demiş ki "en büyük kk da küçükken ne deliydi kafasını taşa vuruyordu" (4 5 yaşındayken kafamı gidip özellikle hali olmayan yere taşa sert sert vurma gibi bir huyum varmış. 12 yaşında da intihara kalkıştım.) Halam da demis ki alinmazsan sana bisey diyeceğim (halamla annem birbirlerini çok sever gelin görümce ilişkisinden çok abla kardeş gibiler) aslında en büyük kk çok sakin çok neşeli mutlu bir çocuktu bir gün bir olay yasadi ondan sonra cok içine kapandı kafasını taşa vurmaya başladı. Neyse özetle kreste bir gün birini isirmisim beni şikayet etmişler (kendi çocukluğumu düşünüyorum da o kadar uyumlu ve sakindim ki aklıma şu geliyor, kreşte birkaç oğlan çocuğu kızları fırına atmak diye bir oyun uydurmuslardi ve kız çocuklarını masanın altına sıkıştırıp elleyip öpmeye çalışıyorlardı aklıma böyle bir şey için kendimi savunmusumdur diye geliyor). Annem de beni kusturana kadar dövmüş. Bu olaydan sonra cok içime kapanmisim. Annem de klasik savunmalarına geçmiş işte ben de 25 yaşındaydım kocam hiç yardım etmiyordu isim çok stresliydi iki günde bir 36 saat nöbet tutup bir de çocuk bakıyordum vs vs. Kardeşim de çok sinirlenmiş demiş ki bunların hepsi bana senin hatan gibi geliyor bak mesela biz dogurmuyoruz bakamayacagimiz çocuğu. Babam da demiş ki iyi de kaç yaşına geldiniz hala bizi mi suçluyorsunuz asin bunları vs.
Şimdi ben 34 yaşına gelmiş bir birey olarak anamı babamı suçlama peşinde zaten değilim yazık onlar da ne yapsın. Ama şu aralar çocukluğumu hatırladıkça cidden çok sinir oluyorum. Beni o kadar dovmuyorlardi ama yaptığım en ufak şey hayvan gibi bağırınca, eleştirilme, azarlanma, utandirilma bazen de dayak konusuydu. Okul birinciliginden ikinciligine düşmem suçtu resmen. Şimdi pek karışamiyorlar ve de degistiler iyilerdir ben kendi istediğim hayatı hiçbirine sormadan yaşarım ama evimin temizliğinden tut kiloma, erkek arkadaşımın işinin yeterince sabit olmamasına (ki 34 yasindayim şu yaşa kadar evlenmedim kafama göre bir aşk hayatım var buna da ses çıkaramıyorlar) kadar her şeyim yüzüme veya arkamdan elestiri konusu. Su an yaşadığım Gaziantep'e gelip yemekleri beğenmediler mesela geçen. Diyorlar ki of güneydoğuya gelmemek lazım. Ben sürekli bir kendimi ispatlama beğendirme peşindeyim. Bunu da sadece aileme yapmıyorum sürekli başkalarına da yapıyorum. Aman kimse kırılmasın aman herkes beni sevsin. En ufak hata yapınca kovulacagim gibi geliyor çok endişeleniyorum. En ufak eleştiride inanılmaz suçluluk duyuyorum. Geçen gün bölge sorumlumuz (mudurumun müdürünün müdürü) bana dedi ki "en büyük kk bizim sana daha ne yapmamız ne söylememiz gerek kendi değerini anlaman için? Nasıl ikna olacaksın hepimizin seni çok beğendiğine?" Gerçekten abartmıyorum yalan da söylemiyorum bunu dedi. Yüz kat el bunu derken kendi anam babamdan bir kere bile böyle şeyler duymamak ve bu tür güzel sözlere inanamamak da beni çok üzüyor. Bu tür şeyler olunca da ailemi aramak içimden gelmiyor ama sonra üzülüyorum. Onlarla yüzleşmek hatalarını söylemek filan da istemiyorum kalplerini kırmak da istemiyorum üzülüyorlar kaç yaşında insanlar ama arayıp rol yapmak için de artık enerjim yok.
Küçük bir çocuğu kusturana kadar dövmek normalse gereksizse adres verin gelelimNe kadar gereksiz şeyler için kinlenmissiniz
Sevgili arkadaşlar forumda arada çocukken yaşadıklarından dolayı anne babalarını affedemeyenlerin açtıkları konuları görüyorum ve bu minvalde bir konu da ben açayım dedim. Telefondan yazıyorum imla hataları olabilir kusura bakmayın.
Şu aralar yeni bir psikiyatrist doktordan hem dikkat eksikligi bozuklugum için ilaç hem de isyerinde kendimi ezdirmem, aşırı endişelenme gibi dertlerim için konuşma tedavisi alıyorum. Bu terapi seansları süresince hep çocukluğumu soruyor, eski anılarımı hatırlatmami eski günlüklerimi okumami istiyor vs.
Benim anne babamla aram kötü değil hatta zaman zaman epey yakın ve güzel bir ilişkimiz var ama ben neredeyse 14 yaşından beri kendi isteğimle hep evden uzak yasadim. Bir tek üniversitede onlarla yasadim o dönemde de bunalıma girdim zaten onların davranışlarından dolayı. Şu an da 34 yaşındayim başka bir şehirdeyim arada arayıp sorar ziyaret ederdim ama şu terapiye başladığımdan beri içimden o bile gelmiyor. Sonuc olarak annem dün aradı dedi ki kızım sen beni neden aramıyorsun ben size ne yaptım bu kadar mı kötüyüm de çocuklarım beni aramıyor filan diye bir sürü yakındı. Ben de demedim tabi içimden gelmiyor aramak diye çünkü o zaman çok üzülüyor ve kavga ediyoruz. Dedim ki yok annecim işten güçten arıyorum ya vs.
Aramamanin başka bir sebebi daha var aslında o da kardeşimin bana anlattığı bir olay. Kardeşim bayramda bunların yanına gitmiş. Annem bir ara demiş ki "en büyük kk da küçükken ne deliydi kafasını taşa vuruyordu" (4 5 yaşındayken kafamı gidip özellikle hali olmayan yere taşa sert sert vurma gibi bir huyum varmış. 12 yaşında da intihara kalkıştım.) Halam da demis ki alinmazsan sana bisey diyeceğim (halamla annem birbirlerini çok sever gelin görümce ilişkisinden çok abla kardeş gibiler) aslında en büyük kk çok sakin çok neşeli mutlu bir çocuktu bir gün bir olay yasadi ondan sonra cok içine kapandı kafasını taşa vurmaya başladı. Neyse özetle kreste bir gün birini isirmisim beni şikayet etmişler (kendi çocukluğumu düşünüyorum da o kadar uyumlu ve sakindim ki aklıma şu geliyor, kreşte birkaç oğlan çocuğu kızları fırına atmak diye bir oyun uydurmuslardi ve kız çocuklarını masanın altına sıkıştırıp elleyip öpmeye çalışıyorlardı aklıma böyle bir şey için kendimi savunmusumdur diye geliyor). Annem de beni kusturana kadar dövmüş. Bu olaydan sonra cok içime kapanmisim. Annem de klasik savunmalarına geçmiş işte ben de 25 yaşındaydım kocam hiç yardım etmiyordu isim çok stresliydi iki günde bir 36 saat nöbet tutup bir de çocuk bakıyordum vs vs. Kardeşim de çok sinirlenmiş demiş ki bunların hepsi bana senin hatan gibi geliyor bak mesela biz dogurmuyoruz bakamayacagimiz çocuğu. Babam da demiş ki iyi de kaç yaşına geldiniz hala bizi mi suçluyorsunuz asin bunları vs.
Şimdi ben 34 yaşına gelmiş bir birey olarak anamı babamı suçlama peşinde zaten değilim yazık onlar da ne yapsın. Ama şu aralar çocukluğumu hatırladıkça cidden çok sinir oluyorum. Beni o kadar dovmuyorlardi ama yaptığım en ufak şey hayvan gibi bağırınca, eleştirilme, azarlanma, utandirilma bazen de dayak konusuydu. Okul birinciliginden ikinciligine düşmem suçtu resmen. Şimdi pek karışamiyorlar ve de degistiler iyilerdir ben kendi istediğim hayatı hiçbirine sormadan yaşarım ama evimin temizliğinden tut kiloma, erkek arkadaşımın işinin yeterince sabit olmamasına (ki 34 yasindayim şu yaşa kadar evlenmedim kafama göre bir aşk hayatım var buna da ses çıkaramıyorlar) kadar her şeyim yüzüme veya arkamdan elestiri konusu. Su an yaşadığım Gaziantep'e gelip yemekleri beğenmediler mesela geçen. Diyorlar ki of güneydoğuya gelmemek lazım. Ben sürekli bir kendimi ispatlama beğendirme peşindeyim. Bunu da sadece aileme yapmıyorum sürekli başkalarına da yapıyorum. Aman kimse kırılmasın aman herkes beni sevsin. En ufak hata yapınca kovulacagim gibi geliyor çok endişeleniyorum. En ufak eleştiride inanılmaz suçluluk duyuyorum. Geçen gün bölge sorumlumuz (mudurumun müdürünün müdürü) bana dedi ki "en büyük kk bizim sana daha ne yapmamız ne söylememiz gerek kendi değerini anlaman için? Nasıl ikna olacaksın hepimizin seni çok beğendiğine?" Gerçekten abartmıyorum yalan da söylemiyorum bunu dedi. Yüz kat el bunu derken kendi anam babamdan bir kere bile böyle şeyler duymamak ve bu tür güzel sözlere inanamamak da beni çok üzüyor. Bu tür şeyler olunca da ailemi aramak içimden gelmiyor ama sonra üzülüyorum. Onlarla yüzleşmek hatalarını söylemek filan da istemiyorum kalplerini kırmak da istemiyorum üzülüyorlar kaç yaşında insanlar ama arayıp rol yapmak için de artık enerjim yok.
Aile dizimi seansına katılın bir terapilik..muhtelemelen fayda göreceksiniz,aileler çocuklarına bilinçli,bilinçsiz yaptıklarıvkoruluklerin farkında olsalar intihr etmeleri gerekirdi onlarda akla uyduruyor,yaşam zorluklari ile başa xikamayan çocuk yapmasın,gencliklerinde evliliği ağzına yüzüne bulaştıran karı kocalar ebeveynligi de beceremiyor,yazık xocuklara.Bence yetersizlik duygusu ancak istediğiniz gibi sevilirseniz aşılır,sizi mutlaka istediğiniz gibi seven bir büyük vardır sulalede.Yasiyorss onunla iletişime geçin sürekli.Vir süre aile ile görüşmeyi tstil etmek kötü değildir,anneniz uzulurse de uzulsun bir zahmet.Sevgi duygusu vicdan azabı duygusunu ve suçluluğu beraberinde getiriyor ,ama burada yüksek sesle suçlu olan anneniz geçmişte de kalsa bir bedel ödemesi gerekir o da çocuklarının kendisini çok sık aramamasi .Bende aynı durumdayim .çoğunuzun annesinden ailesinden daha toksik bir ailem vardı elalem ne der + doğu gelenek görenegi+ töre + adetler. Bu karmaşada ezilen bir kız çocuğu olarak büyüdüm kendi gücümle okudum destekleri çoğunlukla olmadı sorsanız biz seni okuttuk derler üni ikide çalışıyordum halbuki .okuyunca da zihniyet değişmedi bir tutam sevgi için gece gündüz çalışıp on sene boyunca ellerine para saydım ...üç yıl oldu gerçekleri göreli .şimdi görüşmuyorum.anneyim ve ruhumun içine ettiklerini çocuğumu buyuturken görüyorum hata yapıyorum elbet ama tek amacım çocuğum benim gibi büyümesin .
Yüze filan vurma defalarca vursan defalarca üste çıkarlar bu nesil böyle kabul et bence. Çünkü sen yüze vuracaksın onlar üste çıkacak üstüne anne baba duası diyecekler işin içinden çıkmana imkan yok. Kabul et sadece olduğu gibi. O zaman öyle düşünmüşler yanlış yapmışlar filan diye telkin et kendini.Aynen ben ne zaman yüze vursam 100 kat ağır tepkiyle karşılaştım ve yüze vurmam da zamanında yüze vuruldu, acımasız, sert, anne babasını acımadan eleştiren... biri olduğumu söylediler ve bundan da mağduriyet çıkardılar.