Anket Anayasa değişikliği için referandumda oyunuz ne olacak ?

Anayasa değişikliği için referandumda oyunuz ne olacak ?

  • Evet

    OY: 590 27,1%
  • Hayır

    OY: 1.587 72,9%

  • Ankete Katılan
    2.177

Bana sorarsanız bu anayasa
Sonu uçurumlu yola benziyor
Bu yasaya göre memleket ise
Meçhule yol alan sala benziyor

Taslağı yazanlar gökten mi inmiş?
Yavrular bu işi nerden öğrenmiş?
Bu devlet ne milli, ne değil denmiş
Çingenenin açtığı fala benziyor


Her zaman ensende bekliyor tokat
Huzur kalp hastası, hürriyet sakat
Toplanmak, yürümek izinsiz; fakat
Hovarda göğsünde güle benziyor

Hakimiyet kalktı milletten rafa
Firavun'da yoktu bu kadar sefa
Seçme hakkı beş senede bir defa
Ağıza çalınan bala benziyor
 
Senin gibi düşündüğüm dönemler oldu. O yüzden anlıyorum seni.


Ve şu minik paragrafta öyle ciddi şeyler söyledin ki. Öncelikle insanların söylediği kırıcı lafların seni hatalarıyla da olsa temsil edecek partiye yönlendirmesini inanılmaz anlıyorum. Ama bu referandumdaki hayır denilecek noktaları görmüşken evet diyebilme ihtimalini anlamıyorum. "Allah muhafaza bu kinle nefretle kazanırlar falan" kısmı ise benim de düşündüğüm ama yanlış bir düşünce. Bir kere "Allah muhafaza kazanırlar falan bunu engellemek için evet demeye itiyorlar insanı" o kadar benim başından beri anlatmaya çalıştığım bir şey ki. Evet bunu engellemek için evet denilmek istenebilir. Neyi engelliyoruz bazı insanların karar mekanızmadaki sesini. Neyi engelliyoruz ilerde Allah muhafaza falan seçilirlerse bunu. Ne düşündüğünü anlıyorum. Zamanında düşündüğüm şeyler. Ama ben şunu diyemiyorum. İlerde ben zor durumda kalmayayım diye başka insanları zor durumda bırakacak bir şeye evet diyemem.

Çok iyi ifade edemedim kendimi. Ama umarım anlatabilmişimdir.
 

Meclis tvnin yayına kapatılması bile başlı başına bir özgürlük kısıtlaması değildir de nedir.
 

Ah spring yapma. İşte tam da bu düşünce yüzünden şu an bu haldeyiz ve demek ki hala bir adım da ilerlememişiz.
Amerikada isteyen istediği gibi istediği yere giriyor daha da batmadı. Çok uluslu bir şirkette hintli bir yönetici kendi inanışları doğrultusunda adının ne olduğunu bilmediğim hint sarığını her yerde takıyordu ve kimse de ölmedi, şirket batmadı, saygısızlık olmadı.
İnanılmaz şekilci bir milletiz. Her kesimden herkes öyle. Ve bu yüzden de burnumuz b.ktan çıkmayacak ben bunu anladım.
 

Evet bence de okunmalı. Lütfen benim neredeyse yapacağım gibi ilk 3 maddeden sonra bırakmayın. Taraflı olduğunu düşünmeye başlamıştım, keşke gerekçelerini şu şu maddelerden yola çıkarak böyle düşünüyoruz deseler demiştim ama sonraki maddelerde bunu yapmışlar. İlk maddelerden kopmayın diye uyarmak istedim.
Bu arada ben akpnin açıklamalarına da bakmıştım. Herkes lütfen ikisini de okusun.
 
Akp'nin açıklamaları elinizde varsa ekleyebilirsiniz. Karşılaştırmalı daha güzel olur.
 

Katılıyorum. Bu milletin yumuşak karnıdır din. Sen laikliği insanların özel hayatının içine kadar sokmaya çalışırsan, din ve devlet işlerini birbirinden ayırırken dini yanlış bir şeymiş gibi lanse etmeye kalkarsan birileri de onu siyasete malzeme yapar oradan yürür gider. Başörtüsünü devleti yıkacak potansiyel bir güç gibi görürsen gerçekten yıkıcı bir güç haline sokarsın kendi elinle. Sağcısı solcusu kutuplaşır, ayrılır. Al sana birbirine zerre tahammül etmeyen bir toplum. Başımıza ne geldiyse uçlarda düşünmekten geldi.

Amerika ile bir kaç kıyaslama yapılmış. Yanından bile geçemeyiz. Başkanı ırkçı söylemlerde bulunuyor. Hristiyanı ateisti ya da başka inançta olanı eline müslüman örtülü bir kadının resmi olan bir pankart alıp We, the People diye protesto ediyor. Bence biz çok önceden bölündük.
 
bu konuda haklısın bişey diyemem kesinlikle başka ülkelerde örnekleri çok bende biliyorum ama bizim eğitim düzeyimiz çok düşük hiçbir şey ayırt edemiyoruz tarikatlar şeyhler şıhlar gibi faktörler var bakın feto örneği var en yakında...biz diğer toplumlar gibi değiliz o bilinçte değiliz...o yüzden yıllardır üniversiteler laikliği önemsedi şunun adamı bunun ablası üniversitelerde olmasın diye ama sonuç ortada...
 

Hiç bir şekilde anti demokratik bir şeyi kabul edemem. Nasıl ki evet diyenlerden bir kaç kişi kendince bazı şeyleri güvence altına almak için çok sesliliği öldürmeyi kabul edilebilir görüyorlarsa ve ben bunu kabul etmiyorsam başka bir şeyleri garanti altına almak için bu şeyler ne kadar önemli olursa olsun insanların haklarını yiyemem. Yenilmesini kabul edemem.

Bu tip düşünceler sadece bize zarar veriyor. Her iki taraf için de bu böyle. Bir görüş için verilen sert tepkiler insanları daha da fazla kutuplaştırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Orta noktada buluşmalıyız spring. Buluşmazsak emin ol en çok sen ben zarar göreeğiz. Bu yüzden en azından haksızlık yapmamaya özen gösterelim.
 
Yanlış anlaşıldım sanırım kutuplaştırıcı özelliği olan herşeyden nefret ederim bende yani bu konuyu anlatmak çok zor oluyo yanlış anlaşılmaya çok açık bi konu..Bu benim kişisel görüşüm şekilcilik bu ülkede zaten var maalesef...türban siyaseti erkekte bıyık siyaseti hepsi şekilcilik okadar konu var ki tartışılacak yüzyüze olmayıncada yanlış anlaşılıyoruz işte...
 
Kesinlikle.. mesela birisi bana 2019 da devreye girecek sistemin secimini neden simdi yaptigimizi aciklayabilir mi?

Çünkü;

1) Oyları düşmeye başladı. Çünkü her ne kadar orada burada reis diyenleri görseniz de artık soğuyan, şikayet eden bir kesim de var. Para çoğu insan için din söylemlerinden önce geliyor bu memlekette biliyoruz. Para bitti, destek de bitti. Tanıdığım çok yaşlı bir kadın var, bir kez AKPye atmış, meclis nedir bilmez. Bana sordu konuyla ilgili konuşuyorduk. Teyze dedim "meclis var ya"
"Meclis ne kızım ben bilmem meclis falan" dedi :)
Niye değiştiriyorlarmış bunlar ülkeyi, değişmesin böyle güzel işte diye ekledi bir de

Batan insanları düşün.

Suçlu mu suçsuz mu bakılmadan FETÖ adını ağzına aldığında atılan insanları düşün.
Ben bilmem mesela kim necidir, millet muhabbet ederken söyler o şucular, bu şunlardan.
Nereden biliyorsunuz yav diyorum

Yıllar önce bana da bir yurttan telefon geldi.
Bir öğretmenim vermiş liseden numaramı.
Böyle böyle bir yurdumuz var, fiyatları falan süper ucuz.
Dedim acaba gitsem mi sonra şartlarını beğenmedim, yurtta 6da olacaksın falan höh dedim
Benim ailem dindar olsa idi veya da beni 6da yurtta görmek istese idi pekala gidip kalmış olabilirdim o yurtta
Şimdi FETÖden yargılanıyor olabilirdim yani
Çünkü gördüm, kapatılmış. FETÖcülerden olduklarını nereden bilebilirdim?
İnsanları aslını astarını bilmeden işten attılar.

Ya çocuk ne bilsin kimin dersanesi nesi anası babası nereye dediyse oraya gider.
Bir sürü insan böyle mağdur edildi işte.

Belki bilmeden iş yaptı onlarla, ne bileceksin yani.
Sorgu sual yok, direkt içeri atma.
Kimisini kocası-karısı yüzünden de atıyorlar.
Kocası/karısı böyle bir eylem içerisinde ise bu kişinin böyle çirkin bir oluşuma katılıp katılmadığı neden sorgulanmıyor önce?


2) Zaman daralıyor. İlk maddeyle bağlantılı olarak yakın bir gelecek içinde yargının hesap sorması mümkün. Birileri bunu düşündükçe koltuğunda terliyor olsa gerek.

Ama ben yazıyorum bu adamlar yargıya falan kalmaz, öyle bir millet vatan bağlılığı yok.
%99 ihtimal veriyorum yakalanmadan kaçar, sığınırlar.
 

Katılıyorum.
Birilerinin kapalı olarak boy göstereceğiyle laikliğin elden gideceği düşüncesi abartıdır, histeriktir.
Ki Atatürk'ün hanımından tutun da köydeki Ayşe teyzeye kadar birçok kadın kapalı olagelmiştir bu ülkede.
Bunda anormal bir şey yok.

Yanlış biliyorsam düzeltin ancak bizde imamların (ve diğer din adamlarının ritüeller hariç) aslında toplum içerisinde din kıyafetleri ile gezmesi yasaktır. Çünkü diğer insanlara karşı bir üstünlüğü varmış gibi algılanabileceği, ayrıştırılabileceği düşünülür.
İlk kez Avrupaya gittiğimde rahip ve rahibeleri kıyafetleriyle, koca koca haçlarıyla metroda, kafede şurada burada görünce şok olmuştum.

Yurtdışında direkt kilisede evlenebilirsiniz ve evliliğinizi geçerli olur ancak bizde direkt camide evlenemezsiniz. (ki kadını korumak açısından iyi bir uygulama olduğunu düşünüyorum)

Mesela direkt Hristiyan üniversiteleri var. Sitelerinde de yazıyor "biz İsanın ışığı altında bilim yaparız" gibi şeyler. Bizde böyle bir şey kıyameti kopartır çünkü yanlış yönde kullanılır adım gibi eminim. Çünkü Hristiyan üniversitelerinde diğer dinden insanlar da okuyabilir, herhangi bir ritüele katılmak zorunda değillerdir. Kimse ezilmez yani.

Ne bileyim şekle bakıldığında bizden farklı uygulamaları var, gösteriş yapabiliyorlar bunu ama laikliğe ve cumhuriyete bizden iyi sahip çıkıyorlar. Bu biraz düşünce şeklinde bitiyor, kıyafette değil.
 
Son düzenleme:
Cok guzel bir link, aciklamis guzelce.. Anayasadan anlamadim diyenler okusun iste.. Inanmiyorlarsa degisiklik yapilan yerleri bulup karsi karsiya getirip tekrar okusun, o zaman anlarlar artik saniyorum.

AKP'nin yasayi gecirmek icin bahaneleri belli: Koalisyonlar bitecek, istedigimiz kanunu hic engelleme olmadan cikartabilecegiz, istedigimiz herseyi engellenmeden yapabilecegiz, Turkiye'nin ilerlemesinin onunde hic bir engel kalmayacak. Meydanlarda bunun ustune propogandalarini kuracaklar.

Peki yillardir bu ulkede zaten koalisyon mu var? Tek parti iktidari yok mu? Hangi kanunu isteyip geciremediniz? Kanuna aykiri olsa bile dinlediniz mi? Koskoca saray yaptiniz Ataturk Orman Ciftligi ustune kanunlara aykiri olarak, kim birsey diyebildi? Ergenekon ile 5 yil insanlari yargilamadan hucrelerde curutup, oldurdunuz kimini, sonra da pardon, paralel bizi kandirdi deyip muebbet hapisle cezalandirdiklarinizi bir gunde saldiniz, kimse birsey diyebildi mi? Muhterem Hoca hazretleri deyip Pensilvanya'ya selamlar yolladiniz, cagrilar yaptiniz bu hasretlik bitsin deyi, sonra da adami FETO teror orgutu ilan ettiniz, goz yumdugunuz sinav kopyalarini, yenen kul haklarini ancak kendi menfaatleriniz cakisinca suc saydiniz, kimse birsey diyebildi mi? Cozum surecini bizim itirazlarimiza ragmen baslatip, PKK bombalari doserken "mudahale edin" diyen sesimizi mi dinlediniz? Kendi kendi gucunuzle hareket edip sonra da kendi kendinize hata yapmis oldugunuzu itiraf etmediniz mi? Hatalarinizla kurban ettiginiz binlerce sehidin tekinin dahi hesabini mi verdiniz?

Halihazirda zaten uygulamada olan tek adam iktidarini kanunlastirmak istiyorlar, bu acik degil mi? Boylece kimse sen anayasaya aykiri davrandin, cumhurbaskaninin kararsizlik ilkesini bozdun, bir parti icin meydanlara cikip oy istedin, insanlari yargisiz sorgusuz hapislere attin, ellerinden mallarini mulklerini aldin diyemeyecek. Bugun teror orgutu dediklerini dun ordu da dahil devletin butun kademelerine tek tek sen doldurdun diye hesap soramayacak.. Isin kotusu, yarin baska bir tarikati da devletin butun kademelerine doldururken kimse buna engel olamayacak.. Bunlar icin meydana inecekler gene 7 Subattan itibaren, gene kandirmaya, gene kandirildik demeye.. Hayat tekerrurden ibarettir.
 
Tek adam açıklaması
Cumhurbaşkanı, yeni sistemde Türkiye’nin performansının artacağını savunarak, ‘tek adam’ eleştirilerine de yanıt verdi: “Biz idarede, her ne kadar birileri rejim diyorsa da bu bir sistem değişikliğidir. Bu sistem değişikliği de kısa süre önce başlamış değil, Cumhuriyetimizin kuruluşuna dayanır bu iş. Tek adam, tek adam diyorlar ya Cumhuriyet’in kuruluşunu bilmezlerse, bunu bilmezler.”
https://www.kadinlarkulubu.com/foru...ni-sisteme-ciddi-manada-sicak-bakiyor.983072/
 
Ben çok takip ettim özellşkle belli bir kesim var bu işi kişiselleştiriyorlar. rejım değişikliği değil deniyor belki öyle ama şu maddeleri iyice okuyunca vatanımın faydasına ne var?? yok ben okuduklarımda 18 maddede hayrına bır sey görmedim. tek bir kişi başkan kim olursa olsun o korunuyor yargı taarafsız olacak deniliyor nasıl olur bu maddelerle. Bazıları çıkmış chp hayır diyor sırf o yüzden evet demeliyiz yapmayın nolur vatan elden giderse daha da yaşanmaz hale gelse çocuklarımıza bunun hesabını kim verecek o maddelerde 1 tane bile vatan hayrına bir şey görmedim ben tek bir kişi korunuyor. bu referandum parti oylaması değil akp li olabılırssız chp lide olabilirsiniz ama bu vatan meselesı nolur okuyup iyi araştırın bu maddelerle nerede refah gelecek yargının önünde hesap soramayacaksınız başkan kim olursa olsun denetleme var ama şöyle 5 senede bir 5 senede neler olur zaten 2 yıldır var bu sistem ne güzel oldu 2 yıldır ?? nolur kendiniz için değil çocuklarınız için iyi karar verin
 
Murat Sevinc in dikendeki yazisindan http://www.diken.com.tr/eger-anayasa-degisikligi-kabul-edilirse-ne-mi-olacak-sunlar-olacak/

Eğer tümü, hem ikinci oylamada hem de son oylamada geçer ve halkoylamasında yüzde 50’den fazla oy alırsa, şunlar olacak:

* Önce olumlu değişiklikler ile başlayayım. Askeri yargı artık anayasal bir kurum olmayacak. Milletvekili seçilebilmek için 25 yaş koşulu 18 olacak. Sıkıyönetim yolu kalkacak. Ayrıca vekil sayısı 600’e çıkacak. Sonuncusunu boş verin. İlk üçü olumlu değişiklikler ancak bütün içinde, bir değer taşımıyor.

Asıl önemli ve rejim değişikliği tartışmasına neden olan değişiklikler, şu sonuçlara neden olacak:

* Cumhuriyet tarihi boyunca duymaya ve görmeye alıştığımız bazı kişi, makam ve kurumlar tarihe karışmış olacak. Artık bir ‘başbakan’ ve ‘bakanlar kurulu’ olmayacak. Onların yerine, ‘bir kişi’ göreceğiz.

* O ‘bir kişi’ (Türk tipi başkan), TBMM seçimleri ile birlikte seçilecek. Yani seçim zamanları birleştirilecek. Milletvekili için sandığa giden seçmen, o ‘bir kişiyi’ de seçecek. Yüzde 50’yi geçemezse ne olacak? la ikinci tur!

* Parlamenter sistem terk edildiği için, artık TBMM bakanları denetleyemeyecek. Bir tür sorumlulukları olacak, ancak bugünkü gibi değil. Diyeceksiniz ki, ‘Bugün denetliyor da ne oluyor?’ Siz de haklısınız.

* O ‘bir kişi,’ şimdi olduğu gibi, kabul edilen yasaları ‘geri gönderme’ yetkisine sahip olacak ancak bu geri gönderme, ‘veto’ya yaklaşmış olacak. Çünkü o ‘bir kişi’nin geri gönderdiği yasanın TBMM’den geçmesi, şimdikinden farklı olarak ancak üye tamsayısının yarısından bir fazlası ile mümkün olacak.

* Parlamenter sistem terk edildiği için, TBMM’nin yürütme organını denetlemesi, örneğin, artık bir bakanlar kurulu olmayacağı için ‘gensoru’ verilmesi mümkün olmayacak.

* Çünkü hem bakanlar hem de o ‘bir kişi’nin yardımcıları (cumhurbaşkanı yardımcıları) TBMM’ye değil, o ‘bir kişiye’ karşı sorumlu olacak. Söz konusu kişiler, görevleri sona erdikten sonra dahi ancak aynı usuller izlenerek yargılanabilecek (görevleriyle ilgili suçları nedeniyle).

* Devletin başındaki ‘bir kişi,’ kararname çıkarabilecek.

* Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görev ve yetkileri, teşkilat yapısı, merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması o ‘bir kişi’nin çıkaracağı kararname ile gerçekleşecek.

* Devlet başkanı olan ‘kişi,’ en fazla iki kez seçilebilecek. Yani 10 yıl. Öyle mi? Hayır şekerim, öyle değil: Eğer TBMM, seçimlerin yenilenmesine, yani ‘erken seçime’ karar verirse ve o esnada devlet başkanı olan kişi, örneğin ikinci döneminin sonundaysa, yeniden aday olabilecek. Bu da demektir ki o ‘bir kişi,’ koşullar uygun düşerse, 15 yıl görevde kalabilecek.

* Seçilen ‘bir kişi,’ yardımcılarını atayabilecek. Bakanlarını atayabilecek. Onların görevlerine son verebilecek. Sayıları filan belli mi? Ne gezer!

* Seçilen ‘bir kişi,’ üst kademe kamu görevlilerini atayabilecek. Tamamını. Görevlerine son verebilecek. Atanmalarına ilişkin esaslar da, o ‘bir kişi’nin çıkaracağı kararname ile belirlenecek.

* Seçilen ‘bir kişi,’ milli güvenlik siyasetini belirleyecek.

* Seçilen ‘bir kişi,’ TSK’nin başkomutanlığını temsil edecek ve TSK’nin kullanılmasına karar verecek.

* TSK’nin kullanılmasına karar verecek ve başkomutan sıfatını taşıyacak ‘bir kişi,’ aynı zamanda bir siyasal partinin genel başkanı olabilecek. Yani, partili başkomutan!

* Genelkurmay Başkanı, seçilen o ‘bir kişiye’ karşı sorumlu olacak.

* Seçilen ‘bir kişi,’ yukarıda da belirttiğim gibi, yürütme yetkisine ilişkin konularda ‘kararname’ çıkarabilecek.

* Seçilen ‘bir kişi,’ eğer yasayla düzenlenmiş bir alan varsa, o konuda kararname çıkaramayacak. Ya da eğer kararname ile yasa çatışırsa, yasa uygulanacak. İyi hoş da, yasa ile düzenlenmemiş bir alan söz konusuysa, çıkardığı kararname ile yasal boşluğu doldurabilecek. Oysa Anayasaya göre, yasama yetkisi devredilemez. Hâlihazırda Anayasa’da KHK’ler için öngörülmüş ‘yetki kanunu’ koşulu aranmayacak. Seçilen ‘bir kişi,’ bu yetkisini doğrudan anayasadan almış olacak.

* Seçilen ‘bir kişi’nin çıkaracağı kararnameler aleyhine AYM’ye başvurulabilecek. Kararnameye yasa gücü tanındığının bir göstergesi de bu kuşkusuz.

* Seçilen ‘bir kişi,’ yasalara aykırı olmayan yönetmelikler çıkarabilecek.

* Seçilen ‘bir kişi,’ yargılanabilecek. Ancak, ‘bir suç işlediği’ iddiasıyla 600 vekilin salt çoğunluğunun önerisi ve beşte üç ile kabul gerekecek. Türkçesi: Parlamentoda çoğunluğu ele geçiren parti istemediği sürece, soruşturma açılamayacak.

* Seçilen ‘bir kişi,’ görev süresi bittikten sonra da, ancak TBMM aynı çoğunlukla karar verirse yargılanabilecek. Yani, meclisin nitelikli çoğunluğu istemezse, hiçbir zaman yargılanmayacak.

* Seçilen ‘bir kişi,’ kendisine bir ya da daha fazla yardımcı atayabilecek. İstemezse, hiç kimseyi atamayacak. İsterse, canının istediği kadar atayabilecek.

* Yardımcılar ve bakanlar, seçilen ‘bir kişiye’ karşı sorumlu olacak. Bir suç işledikleri ile sürülürse, Yüce Divan’a sevk edilmeleri için yine üçte iki (400) oy gerekecek. Görevleri bittikten sonra yargılanmaları için de, aynı oran aranacak. Yani o meclis çoğunluğu kabul etmediği sürece yargılanamayacaklar.

* TBMM, şimdi olduğu gibi basit çoğunlukla erken seçim kararı alamayacak. Ancak beşte üç ile bu kararı verebilecek. Seçim kararı verdiğinde, devlet başkanı seçimi de birlikte yapılacak.

* Seçilen ‘bir kişi,’ TBMM seçimlerinin yenilenmesine gönlünce karar verebilecek. Yani TBMM’yi feshedebilecek. Tabii yine iki seçim birlikte yapılacak.

* Seçilen bir kişi, gerekli koşullar oluştuğunda OHAL ilan edebilecek. OHAL esnasında, o ‘bir kişi,’ OHAL kararnamesi çıkarabilecek. Bu kararnameler, ‘yasa’ hükmünde kabul edilecek.

* Seçilen ‘bir kişi,’ üye sayısı 15’e düşecek olan AYM’nin tüm üyelerini ‘bir biçimde’ kendisi belirleyecek. Üçünü TBMM seçecek (kim çoğunluksa!), üçünü YÖK’ün önerdiği (bir şey söylemeye gerek var mı!?) adaylar arasından o ‘bir kişi’ saptayacak. O ‘bir kişi,’ dört üyeyi bazı kategoriler içinden ‘doğrudan’ kendisi belirleyecek. Kalan beş üye, Danıştay ve Yargıtay’ın göstereceği adaylar arasından, yine o ‘bir kişi’ tarafından seçilecek. Eğer o ‘bir kişi’ ile meclis aynı siyasi eğilimde olursa (!) neredeyse tüm üyeler, aynı tornadan çıkacak.

* Seçilen ‘bir kişi,’ yeni adı HSK şeklinde değişecek olan HSYK’nin, neredeyse yarısını kendisi seçecek. HSK Başkanı, o ‘bir kişi’nin belirlediği Adalet Bakanı olacak. Kalan üyeleri TBMM, yani hâkim meclis çoğunluğu tarafından belirlenecek. Haliyle, o ‘bir kişi’ ile meclis aynı eğilimdeyse, HSK’nin tüm üyeleri, ‘bir kişi’ tarafından seçilmiş olacak. Ezcümle, yargı bağımsızlığı sorunu kökten çözülecek!

* Türkiye’nin ‘bütçesi’ artık seçilen ‘bir kişi’ tarafından hazırlanıp sunulacak, TBMM’ye.

* Seçilen ‘bir kişi,’ kanunla belirlenmiş sınırlar içinde, ‘vergi, resim, harç ve benzeri’ mali yükümlülüklerde değişiklik yapabilecek.

* Seçilen ‘bir kişi,’ Devlet Denetleme Kuruluna, diğer yetkileri yanında, ‘her türlü idari soruşturma’ emri verebilecek. Ayrıca TSK de, DDK denetimi kapsamına alınacak. Anlayacağınız, Türk tipi sivilleşme!

* MGK kararları, seçilen ‘bir kişi’ tarafından değerlendirilecek.

* Artık ‘tüzük’ olmayacak. Onun yerini, seçilen ‘kişinin’ kararnameleri alacak.

* YÖK, yani üniversiteler artık tümüyle, seçilen ‘bir kişinin’ takdirine bağlı olacak.

Bir iki şey daha var da, içim sıkıldı yazarken, yeter bu kadar.

Türkiye’de her tartışma gibi sistem tartışmaları da kişiselleştiriliyor. Başka türlü konuşmayı, tartışmayı başaramıyoruz. Herhangi bir şeyi derli toplu ve o alanın özelliklerini göz önünde bulundurarak ele almanın koşulları yok artık. Yukarıda alıntılar yaptığım değişiklik metnine güle oynaya ‘evet’ oyu vererek ‘Gazi Meclis’i yerle yeksan eden vekiller, biran olsun istedikleri ‘kişinin’ yerine, hiç istemedikleri bir adı koyuverse, emin olun endişeden uyuyamazlar.

Tabii şunu da düşünseler keşke. Hani deniyor ya, ‘Erken seçim istemedikleri için evet oyu veriyorlarmış.’ Ne gülünç! Muhtemelen metni okumadılar. Oysa değişiklik önerisi, her an ‘erken seçim’ yapılmasına bir engel koymuyor. Diyelim ki bu değişiklikleri kabul ettiler ve Nisan’da halkoylamasından geçti. Yazın yapılacak bir erken seçimde, iki seçim bir arada yapılacağı için hem TBMM hem Türk tipi başkan seçilmiş olacak ve seçilen ‘kişi,’ yetkilerini kullanmaya başlayacak. 2019’u beklemeden!

Ayrıca işler, bu güler yüzlü vekillerin istediği gibi gitmez de bir başkası seçilirse, kuşkunuz olmasın, şu anda kabin önlerinde poz veren o bıyıklı ve göbekli muhteremler, ‘eyvah’ diyecek. Tabii bir de, ‘Bu anayasa ile ülke yönetilmez,’ buyuracaklar!

Yapılan hakikaten akıl alır bir iş değil. Daha ne yazmalı, nasıl anlatmalı bilemiyorum ki. Adim Hidir """
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…