Site uyarı vermiş olmasa özelden yazacaktım. Konuşmak isterseniz buradayım, kesinlikle buradaki insanlar gibi bakamıyorum. İnsanlar aldatılıp, şiddet görüp yine de karşısındaki insanı sevdiğini düşünebilirler. Çünkü insanız ve kimse yaşamadığı şeylerin masumu ya da günahkarı değil. Bir de buradaki kadınlara bakınca insan kendisini Avrupa ülkesinde sanıyor sorsak hiçbiri şiddete, aldatılmaya taviz vermez. Hepsi boşanır ancak haberlerde görüyoruz, bunları yaşayan çoğu kadın - özellikle kendi çapında prestijli biriyse bu yaşadıklarını itiraf bile edemiyor - ki böyle şeyler yaşadığını aklımın ucundan geçirmediğim bir arkadaşım, kendisini aldatan sevgilisinin aynı zamanda birkaç kez kendisine birkaç kez vurduğunu da bana donarak anlatmıştı. Sorsak herkes aşırı güçlü kadın, o zaman kim bu şiddete uğrayan, öldürülen kadınlar? Başta birbirimizi yargılamamayı öğrenmeliyiz.
Size çok teşekkür ediyorum. Umarım mesaj atabilirim konuşabiliriz. Şunu söylemek istiyorum. Ben annemden hiçbir şeyi saklamadım bu yaşıma kadar. Herkes gücü "boşanabilmek" ile eşleştiriyor, evet bu gerçekten büyük bir güç gerektiriyor. Ama ben kendimi güçsüz bir zavallı olarak görmüyorum. Siz salaklık dersiniz, ben güç derim. Eşim "kadın dediğin böyle olur" diye annesini gösterdiğinde de bunu söylemiştim: ben kendi başıma kurdum bu yuvayı. Ama iyi, ama kötü. Ben kimseye ihtiyaç duymadan evlenmeyi başardım. Sonu benim başıma bela da olsa yaptım bunu. Bu sadece parayı kazanıp düğün mekanının hesabına yatırmak değil. Bir kadın olarak bunu üstlenmiş olmanın manevi zorluğunu yaşadım. Bu kimse için bir şey ifade etmiyor. Ben eşime bunları söylediğimde de "anca para lafı yaparsın" lafını duydum hep. Ama mesele benim için para olsaydı zaten harcamazdım.
Yaşadıklarımı açıkça itiraf ediyorum, anlatıyorum. Burada kıvırmadan da konuşuyorum işte. Kim ister böyle olmasını? Ben de istemezdim. "İyi ki bunca emeği vermişim" diyebilmek isterdim. İstediğim şey evliliğime şu anki haliyle devam etmek değil. Düzgün ve hayalimdeki şekilde devam etmek.
Bunun imkansız olduğunu anladım. Ve bunda buradaki kadınların payı çok büyük. Bu konuyu açmamış olsaydım şu an yine düzelmesi için dualar ediyor, evliliğime bir şans daha vermekle gurur duyuyor olacaktım. Eşim ne derse desin ona inanmayacağım bundan emin olabilirsiniz. Babam devam etmem yönünde desteklese de kararımı değiştirmeyeceğim.
Döneklik yapmayacağım doğrudan. Ben hiç fiziksel şiddet görmedim bu arada. Böyle bir şey de mümkün değil. Konuma sık sık yazılıyor kadın cinayetine kurban gideceksin diye, gitmem. Bu da "eşim öyle biri değil!!11" zırvasından ötürü değil. Ailemi tanıyor, kimse cesaret etmez, yapamaz. Görmediğim fiziksel şiddetin psikolojik versiyonunu çok ağır şekilde gördüm ama. Zaten okudunuz.
Tabii, sizin evladınız uyuşturucu bağımlısı sevgilisinin bedelli askerliğinden annesinin hastanesine kadar ödediğinde aynı empatiyi gösterir, tatlı tatlı teselli edersiniz muhtemelen.
O kadına şiddet olaylarını işte böyle erkeklerfen ayrılamamayı meşrulaştırmak da sebep oluyor.
Yüzüne kezzap atan sevgilisine seviyorum diye geri dönüp davasını geri çeken kadına da anlayış göstermeliyiz tabii. Kusura bakmayın ama bu kadar bariz pislikleri olan bir adamdan ayrılamayan, hala aynı evde kalan bir kadına minnoş minnoi teselli vermeyenn kadınlar değil o şiddeti meşrulaştıranlar, her seferinde anlayış gösterip teselli edenler asıl meşrulaştırıyor. Çünkü ama seviyorsan şiddet, aldatma, maddi anlamda sömürmeye boyun eğlenilirsin diyenler çanak tutuyor, cesaretlerini kırıyor.
Beni tatlı tatlı teselli etmeyin, ama beni aşağılamaya da çalışmayın. Bu benim için sadece üzüntü verici olur. Ben yaptığım hataların farkındayım. Ama buraya kendimi affettirmeye gelmedim. Bu aileme ve kendime yapmam gereken bir şey. Ben buraya destek görmeye geldim. "Eski konuların da görünüyor he, haberin olsun", "sen kesin barıştın, bizi boşa uğraştırdın" mesajları sadece mobbing. Eşimin bana yaptıklarından bir farkı yok gözümde. Sadece daha da yalnızlaştırıyor beni.
Ben bu kadınlara hiç uyarıda bulunup, kızmayalım demiyorum. Ayrıca kızını öyle bir yetiştirirsin ki başkasının sevgisine ihtiyaç duymaz yahut böyle şeyler yaşasa bile geçip karşınıza anlatabilir. Ben ötekileştirmekten, dışlamaktan bahsediyorum. Bir kadın kendisine fiziksel, mental şiddet gösteren sevgilisine eşine dönüyorsa zaten çocukluktan gelen bir sevgi eksikliğine ya da baba figürü eksikliğine sahip demektir. Kezzap atan kişiyi ben de çok ayıpladım ama o psikolojiyle insanın neler yaptığını yadırgamak da bize düşmez kim bilir o kızcağız neler yaşamış.
Yarın bir gün kızım da benzer hatalara düşerse de minnoş minnoş değil, gayet kızarak tepkimi gösteririm ama siz bu kadının annesi değilsiniz. Kaç başlık görüyorum kadın "Şiddet gördüm" yazıyor çoğu üyenin ilk tepkisi "boşanmayacaksan bizi uğraştırma" bu ne çirkin bir üsluptur. Belki kadın boşanmayacak ancak çevresinden, arkadaşlarından sürekli destek görürse belki bir gün boşanacak ve ayakları üzerinde duracak. Siz toplumun çürümüş köklerine değil, yapraklarına kızıyorsunuz. Başta köklerine bakın, insanların çocuklarını nasıl yetiştirdiğine yetiştirdiğine bakın sonra iş bu kişilerin mağdurlarına da gelir.
Psikoloji, sosyoloji bilimleri de bunun için var zaten. İnsanları kızıp, ayıplamadan anlamaya çalışmak ve sorunun geçmişte neden kaynaklandığını görmek. Ki zaten önceki mesajımda öyle ya da böyle psikolojik tedavi görün demişim başlık sahibine.
Ben yetiştirilme tarzımla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Şunu bilmenizi isterim bir adam beni istemiyorsa acımdan ölsem de giderim, sıkıntım ben gittiğimde eşimin büyük umutlar vererek beni çok sevdiğini sayıklaması. Ona şu an bir katkım olmadığı için bunu neden yaptığını da anlamıyorum. İşi bitmiş olmalı benimle. Çünkü ona verebileceğim hiçbir şey yok.
Güçlü bir kadın tarafından yetiştirildim ben. Güçsüz bir kadın da olmadım. Eşime karşı hiçbir zaman boyun bükmedim. Konumda da defalarca anlattım, bence çok çok çok yanlıştı, ama tartışmalarımızda ne düşünüyorsam söyleyebildim. Bu da zaten benim hatam oldu. Ağır ve argo konuştum çoğu kez. Dün annesiyle konuşurken de ağır konuştum ama bundan pişman değilim. Sadece kavga ederken eşime söylediğim çirkin sözlerden pişmanım annesi hakkında. Burada eşim bana eziyet ederken "nolur yapma" diye ağlayan bir kadınmışım gibi yansıtılıyorum. Ama öyle değilim. Tek güçsüzlüğüm sevildiğimi duyduğumda ve mutluluk umutları verildiğinde gidemiyor olmaktı.