Şöyle, annemin dediklerinden sonra + ben de uzaklaşınca ablam tek kaldı ister istemez kendi yapmak zorunda kaldı. Ona da hemen alışamadı zaten en az yarım sene sürdü. Bana (ve barıştıktan sonra anneme) sürekli ne kadar zorlandığını anlatırdı hep. İyileşmek zorunda kaldı gibi bir şey yani. Zaten benim bildiğim postpartum 1-2 seneden fazla süren bir şey değil.aksine zamanında benim annem hiç sesini çıkartamadığı için ben gereksiz yere bi sürü ezildim
anneniz yine akıllı kadınmış tatilde ablanız şımarıklığa devam edince şöyle bir silkelemiş, ablanız da kendine gelmiş.
benim anlamadığım şey şu durumda hala ablam mı haklı ben mi haksızım diye konu açıyor olmanız
velev ki ablanız depresyondaydı siz psikiyatrist misiniz? kaldı ki anneniz silkeleyince geçecek post portum depresyonu bilmiyorum ben (psikiyatrist değilim ama bir dönem üreme sağlığı çalıştım)...
belki ilk birkaç ay zordu evet, ama o bunu suistimal etmiş, bu da çok açık. sizin bu sorgulamadaki amacınız ne?
Gitmesinler diye agliyor. Zaman ilerledikce gelen kızların gitme vakitleri yaklaşıyor çünkü. Bebek 3-5 aylikken kizlarin varliklari tolere edilir ama atiyorum bebek 10 aylik olduğunda artik cocuguna kendin bak diye sesler çıkmaya baslar. Depresyon geçirmiş olabilir ama bakin tamamen yalniz kalinca depresyon falan kalmamış degil mi? Geciedigi depresyonu sizin farkettiginizden daha once atlatmis. Iyi niyetli tavriniz cok hos cunku her annenin belli bir dönem destege ihtiyaci oluyor ancak ablaniz bunu suistimal etmisSizin için çok üzüldüm ama ablam da depresyon geçirdi. Şımarıklık kesinlikle var ama depresyon geçirdiği gerçeğini değiştirmiyor. Yalnız kalmamak için ağlıyor ise neden evde o kadar insan varken bile sürekli ağlıyordu?
AminAllah daha da güç versin size çok güzel bir şekilde büyütürsünüz inşallah.. siz ilaç kullandınız mı onu merak ediyorum doktora gittiniz mi?
g.doğudayım hiç böyle bi şey yok kimse kimsenin çocuğuna bakmıyor 1 ay kv falan gelir o kadar görümce bile gelmez ki değil diğer kızlar..Ablanın ki prenses sendromu lohusa depresyonu ayrı bi şeyAlıntı seçeneğine bastım inşallah olmuştur. Güneydoğu kültürü. Evet maalesef kadınlar çok değersiz. Ve evet kızlar okumuyor. Bizim kültürümüze çok uzak bir kültür.
Cok uzunMerhaba herkese. İlk defa burada konu açıyorum. Yanlış bir yere yazmıyorum umarım. Uzun oldu, ama lütfen hepsini okumadan yorum yapmayın.
Ablam 3 sene önce evlenip eşinin memleketine taşındı. Bize çok uzak bir yer. Hiç tanıdığımız falan yok orada. Ben öğretmen olarak ablamın yaşadığı ile atandım. Pandemi olduğu için okullar arada bir açılıp kapanıyordu, o nedenle çalıştığım ilçeye taşınmak yerine ablamlarda kaldım. Ben onlarda kalmaya başladığımda ablam hamileydi. Neyse, doğum zamanı geldi, ablam sezaryen ile doğum yaptı. Doğumdan bir süre önce annem de geldi. Doğumdan hemen sonra ablamın kayınvalidesi ve eniştenin tarafından genç bir kız daha geldi yardım etmek için. Sezaryen dolayısı ile ablamın ağrıları vardı, meme uçları yara olmuştu vs, iki ay boyunca annem ve kayınvalide ablama yardım etti. Ev işlerini genç kız ile ben yaptık. Ablam sadece süt veriyordu o kadar başka bir şey yapmadı. Ben o süre zarfında uzaktan eğitim yapıyordum bir de.
Kayınvalide ile genç kız gittikten hemen sonra (doğumdan iki ay sonra) annem de gitti. Ablam ben enişte ve bebek dördümüz kaldık. Onlar gittikten sonra ablam bir boşluğa düştü. 2 ay boyunca onlar bebek konusunda çok yardımcı olmuştu, o nedenle onlar gidince ne yapacağını bilmiyor gibi bir durumda idi. Bebek bakmaktan ben de hiç anlamam, o yüzden ben ev işlerini hallederek yardımcı olmaya çalışıyordum. Enişte zaten hiçbir şey yapmıyordu yardım anlamında.
Ablam bebek bakımı konusunda çok zorlanınca eniştenin tarafından başka bir genç kız geldi yardım için. Bu sefer bebeğin işlerini o yapmaya başladı. Ben ev işleri + uzaktan eğitim devam yine. Ablam ne kadar bunu kabul etmese de ben dürüstçe gördüğümü söylüyorum; bebek bakımının çoğunluğunu o genç kız yaptı. Ben zaten ev işleri. Ama ablam yine çok mutsuzdu. Depresyonda olduğu aşikardı. O sıralar okullar açılmıştı, işten ne zaman dönsem eve geldiğimde ablam ağlıyordu. Bebek büyütmek çok zor, şunu nasıl yapsam bunu ne etsem vs bana sürekli anlatıp ağlıyordu. Genç kız zaten bebekle çok ilgileniyor, ben ev işlerini yapıyorum. Daha ne yapacağımızı bilemedik. Aylar geçmişti ablam bir türlü düzelmiyordu. Ben elimden geleni yapmıyormuşum gibi hissetmeye başladım. Bebek bakmaktan gerçekten hiç anlamam çok çocuk seven biri de değilimdir sıcakkanlı bir insan değilimdir, ama ablama yardım etmek için ucundan ucundan yapmaya başladım. Uyutmak, bebişi oyalamak vs. Zamanla öğrendim.
Biz bu kadar yardım ediyoruz, ama ablam hala aynı durumda idi. O sırada bebeğe bakan genç kız bizde çok bunalmıştı evine dönmek istedi. "Sanki bir şey yaptırdık sürekli yüzü asık aman gitsin evine" gibi şeyler söyledi ablam kızın arkasından. Kız lise çağında bu arada. Oranın kültüründe kızların böyle hizmet etmesi normalmiş ama kız gerçekten küçük. Bunalması, ailesini özlemesi normal. Ablam bunu asla anlamıyordu ve sanki bunca zaman kimse ona yardım etmemiş gibi davranıyordu.
O kız gidince başka bir genç kız geldi. 20 yaşında falandı bu seferki. Yine aynı şeyler oldu. Bebeğe çoğunlukla o baktı. Bu sefer bebek bakımına ben de yardımcı oldum. (Ev işler + uzaktan eğitim devam zaten). O sıralar okullar açılmıştı yine. Benim okulum ilçede, bir saat sürüyor yol. Sabah 6'da kalkacağım 4'e kadar uyumadığımı biliyorum bebeği uyutmaya çalışırken. Enişte zaten hiç yardım etmiyor. Ablam depresyonda, kimse yardım etmiyormuş gibi davranıyor. Ne yapsak yaranamıyoruz asla. Hiç unutmuyorum bir kere tatil sonrası memleketten geldim. 17 saat otobüs yolculuğu yapmışım. Yolculuk iğrenç geçmiş (tutuyor beni) sabahın 6'sında gelmişim ablamlara. Geldim yarım saat sonra ablam "bebişi uyutur musun ben çok yoruldum" dedi. İlk defa ablama karşı çıktım orada. "Ciddi misin şuan? 17 saatlik otobüs yolculuğundan geldim bana ilk söylediğin şey bu mu?" dedim. Ablam herkesin onun etrafında dört dönmesini bekliyordu. O genç kızı gecenin bir saati kaç kere uyandırdığını biliyorum bebişi uyutsun diye. Ben utanıyordum gördükçe. Kız bakıcı değil sonuçta eniştenin tarafından biri. Akraba... Şunu da ekleyeyim kız hiç yadırgamadı bu durumu. Onların kültüründe normal çünkü (diğer kız küçük olduğu için yapamamıştı). Hizmet etmeye çok alışıklar. Mesela kız yemek sofrasında erkeklerin tabağıydı peçetesiydi çayıydı şekeri idi her şeyini o yapıyordu. Ama ben öyle bir kültürde büyümedim. "O bile yadırgamıyor, benim teyze olarak çok daha fazla yardım etmem lazım" diye hep kıyaslama yaptım kendimi çok suçlu hissettim o kadar yardım etmeme rağmen.
Belki sizlere çok ayıp gelecek ama ben gerçekten çok bunalmaya başlamıştım. Oradan kaçacak yer arıyordum. Çünkü ablam asla ne kadar yardım ettiğimizi görmüyordu. Beni diğer sinir eden şey eniştenin hiçbir şey yapmaması idi. O yardımcı olsa ablam tek başına kalmış gibi hissetmezdi diye düşünüyorum..... O kadar bunalmıştım ki. Kocaman 4+1 ev temizliği (üstünkörü yapmam detaylı yaparım haftada iki kere, diğer günler günlük temizlik, toparlama) bebeği uyutma oyalama + uzak bir ilçede okula git gel... Yemekten anlamam, ama ona bile giriştim. Daha ne yapayım ben Allah aşkına? Ama ablam sürekli ağladığı için kendimi çok suçlu hissediyordum. Memlekete gidip nefes almak için tatilleri dört gözle bekliyordum. Ben memlekete giderken ablam arkamdan ağlıyordu bildiğiniz gitme diye. Kendimi o kadar suçlu hissediyordum ki ama çok bunalmıştım. Ablama göre hep en yorulan en bunalmış oydu. Halbuki çok az şey yapıyordu! Evde ona yardım eden iki tane genç kadın vardı ya. Kimin iki tane yardımcısı var evde? Varsa söyleyin.
Gel zaman git zaman yaz tatili geldi. Ablamlar bizim memlekete geldiler. Bir ay kalacaklardı. Yardım etsin diye o genç kızı da peşinde getirdi. Evet, tatil değil yine aynı şeyler olacak diye düşündüm ve düşündüğüm gibi oldu... Ablam bu sefer gerçekten hiçbir şey yapmıyordu. Bakın gördüğümü söylüyorum. Hiçbir şey. Evin temizliğini tamamen ben yapıyordum (evde 6 tane yetişkin insan vardı çıkan pisliği siz düşünün), yemek tamamen annemde, bebek bakımı tamamen genç kızda. Ablam hiçbir şey yapmamasına rağmen sürekli yorulduğunu söylüyordu.
20 gün falan geçti. Annem bunalmaya başladı bu durumdan. Hepimiz ablamın etrafında pervane olmuştuk çünkü. Ben bir şey desem kötü ben olacağım. Çünkü ablam hemen suçlama moduna geçiyor. Sen nasıl teyzesin diye... Sonunda annem patladı ve çok büyük bir kavga oldu. "O kadar yardım ediyoruz yeter artık gidin buradan" gibisinden şeyler söyledi annem sinirle. Ablam çok sinirlendi. "Ne yaptık size çok mu yük olduk yazıklar olsun" gibisinden şeyler söyledi. Ben ikisinin de söylediklerini hafifletip yazdım... İkisi de fazla ağır konuştu. Bunun üzerine ablamlar hemen geri döndüler evlerine.
Ne kadar bunalsam da ben hiçbir zaman taraf tutmadım. Ablam ile annem o olaydan sonra küstüler. Ben hep ikisini barıştırmaya çalıştım. ikisi arasında kalmaktan o kadar bunalmıştım ki.
Okullar açılınca ablamlara dönmeden önce dedim ki "yok ben bir sene daha burada kalamam. Okullar tamamen açıldı, hem tam zamanlı okula gidip hem de o kadar işi yapamam mümkün değil" diye düşündüm. Öğretmen olmak kolay bir meslek değil. Onun üzerine ablamın durumları... Orada kalmak istemememi anlayışla karşılayın lütfen... Neyse ben ilçeye taşındım böylelikle ablamdan uzaklaştım.
Ben ablamdan uzaklaşınca + o olaydan sonra ablamda sonunda bir şeyler dank etti. Yavaş yavaş düzeldi. Şuan kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan hayatını sürdürebiliyor. Bebişe de çok güzel bakıyor.
Bunları yazmamın nedeni içimde kalmış olmasıydı.. sizce ben haksız mıyım? Ablam mı haklı? Özellikle annelerin fikirlerini çok merak ediyorum. Bu olaylardan sonra postpartum depression (doğum sonrası depresyon)'u çok araştırdım. Ablamın kesinlikle bunu geçirdiğinden eminim. Bunu yaşamış olan annelerin fikirlerini de çok merak ediyorum.
Siz üstünüze düşenden cook daha fazlasını yapmışsınız,Ablanız da depresyona girmemiş içindeki bencil uyanmış,ben ağır olmasa da depresyona girmiştim lohusa depresyonu 40 gün boyunca 70m2 balkonsuz 2 oda evde 6 kişi kışın bir arada olunca öyle bunaldim öyle bunaldim ki onlar gidince de çok net hatırlıyorum bebeğim kucağımda hole çöküp ağlamıştım bağıra bağıra cunku wc bile gidemiyordum uyuyamiyordum yemek yapamiyordum nefes alacak bir balkon bile yoktu ..bebegime yetemem diye ağlamıştım cok şükür o günler gecti gitti ama o zamandan bana anksiyete kaldi :)Merhaba herkese. İlk defa burada konu açıyorum. Yanlış bir yere yazmıyorum umarım. Uzun oldu, ama lütfen hepsini okumadan yorum yapmayın.
Ablam 3 sene önce evlenip eşinin memleketine taşındı. Bize çok uzak bir yer. Hiç tanıdığımız falan yok orada. Ben öğretmen olarak ablamın yaşadığı ile atandım. Pandemi olduğu için okullar arada bir açılıp kapanıyordu, o nedenle çalıştığım ilçeye taşınmak yerine ablamlarda kaldım. Ben onlarda kalmaya başladığımda ablam hamileydi. Neyse, doğum zamanı geldi, ablam sezaryen ile doğum yaptı. Doğumdan bir süre önce annem de geldi. Doğumdan hemen sonra ablamın kayınvalidesi ve eniştenin tarafından genç bir kız daha geldi yardım etmek için. Sezaryen dolayısı ile ablamın ağrıları vardı, meme uçları yara olmuştu vs, iki ay boyunca annem ve kayınvalide ablama yardım etti. Ev işlerini genç kız ile ben yaptık. Ablam sadece süt veriyordu o kadar başka bir şey yapmadı. Ben o süre zarfında uzaktan eğitim yapıyordum bir de.
Kayınvalide ile genç kız gittikten hemen sonra (doğumdan iki ay sonra) annem de gitti. Ablam ben enişte ve bebek dördümüz kaldık. Onlar gittikten sonra ablam bir boşluğa düştü. 2 ay boyunca onlar bebek konusunda çok yardımcı olmuştu, o nedenle onlar gidince ne yapacağını bilmiyor gibi bir durumda idi. Bebek bakmaktan ben de hiç anlamam, o yüzden ben ev işlerini hallederek yardımcı olmaya çalışıyordum. Enişte zaten hiçbir şey yapmıyordu yardım anlamında.
Ablam bebek bakımı konusunda çok zorlanınca eniştenin tarafından başka bir genç kız geldi yardım için. Bu sefer bebeğin işlerini o yapmaya başladı. Ben ev işleri + uzaktan eğitim devam yine. Ablam ne kadar bunu kabul etmese de ben dürüstçe gördüğümü söylüyorum; bebek bakımının çoğunluğunu o genç kız yaptı. Ben zaten ev işleri. Ama ablam yine çok mutsuzdu. Depresyonda olduğu aşikardı. O sıralar okullar açılmıştı, işten ne zaman dönsem eve geldiğimde ablam ağlıyordu. Bebek büyütmek çok zor, şunu nasıl yapsam bunu ne etsem vs bana sürekli anlatıp ağlıyordu. Genç kız zaten bebekle çok ilgileniyor, ben ev işlerini yapıyorum. Daha ne yapacağımızı bilemedik. Aylar geçmişti ablam bir türlü düzelmiyordu. Ben elimden geleni yapmıyormuşum gibi hissetmeye başladım. Bebek bakmaktan gerçekten hiç anlamam çok çocuk seven biri de değilimdir sıcakkanlı bir insan değilimdir, ama ablama yardım etmek için ucundan ucundan yapmaya başladım. Uyutmak, bebişi oyalamak vs. Zamanla öğrendim.
Biz bu kadar yardım ediyoruz, ama ablam hala aynı durumda idi. O sırada bebeğe bakan genç kız bizde çok bunalmıştı evine dönmek istedi. "Sanki bir şey yaptırdık sürekli yüzü asık aman gitsin evine" gibi şeyler söyledi ablam kızın arkasından. Kız lise çağında bu arada. Oranın kültüründe kızların böyle hizmet etmesi normalmiş ama kız gerçekten küçük. Bunalması, ailesini özlemesi normal. Ablam bunu asla anlamıyordu ve sanki bunca zaman kimse ona yardım etmemiş gibi davranıyordu.
O kız gidince başka bir genç kız geldi. 20 yaşında falandı bu seferki. Yine aynı şeyler oldu. Bebeğe çoğunlukla o baktı. Bu sefer bebek bakımına ben de yardımcı oldum. (Ev işler + uzaktan eğitim devam zaten). O sıralar okullar açılmıştı yine. Benim okulum ilçede, bir saat sürüyor yol. Sabah 6'da kalkacağım 4'e kadar uyumadığımı biliyorum bebeği uyutmaya çalışırken. Enişte zaten hiç yardım etmiyor. Ablam depresyonda, kimse yardım etmiyormuş gibi davranıyor. Ne yapsak yaranamıyoruz asla. Hiç unutmuyorum bir kere tatil sonrası memleketten geldim. 17 saat otobüs yolculuğu yapmışım. Yolculuk iğrenç geçmiş (tutuyor beni) sabahın 6'sında gelmişim ablamlara. Geldim yarım saat sonra ablam "bebişi uyutur musun ben çok yoruldum" dedi. İlk defa ablama karşı çıktım orada. "Ciddi misin şuan? 17 saatlik otobüs yolculuğundan geldim bana ilk söylediğin şey bu mu?" dedim. Ablam herkesin onun etrafında dört dönmesini bekliyordu. O genç kızı gecenin bir saati kaç kere uyandırdığını biliyorum bebişi uyutsun diye. Ben utanıyordum gördükçe. Kız bakıcı değil sonuçta eniştenin tarafından biri. Akraba... Şunu da ekleyeyim kız hiç yadırgamadı bu durumu. Onların kültüründe normal çünkü (diğer kız küçük olduğu için yapamamıştı). Hizmet etmeye çok alışıklar. Mesela kız yemek sofrasında erkeklerin tabağıydı peçetesiydi çayıydı şekeri idi her şeyini o yapıyordu. Ama ben öyle bir kültürde büyümedim. "O bile yadırgamıyor, benim teyze olarak çok daha fazla yardım etmem lazım" diye hep kıyaslama yaptım kendimi çok suçlu hissettim o kadar yardım etmeme rağmen.
Belki sizlere çok ayıp gelecek ama ben gerçekten çok bunalmaya başlamıştım. Oradan kaçacak yer arıyordum. Çünkü ablam asla ne kadar yardım ettiğimizi görmüyordu. Beni diğer sinir eden şey eniştenin hiçbir şey yapmaması idi. O yardımcı olsa ablam tek başına kalmış gibi hissetmezdi diye düşünüyorum..... O kadar bunalmıştım ki. Kocaman 4+1 ev temizliği (üstünkörü yapmam detaylı yaparım haftada iki kere, diğer günler günlük temizlik, toparlama) bebeği uyutma oyalama + uzak bir ilçede okula git gel... Yemekten anlamam, ama ona bile giriştim. Daha ne yapayım ben Allah aşkına? Ama ablam sürekli ağladığı için kendimi çok suçlu hissediyordum. Memlekete gidip nefes almak için tatilleri dört gözle bekliyordum. Ben memlekete giderken ablam arkamdan ağlıyordu bildiğiniz gitme diye. Kendimi o kadar suçlu hissediyordum ki ama çok bunalmıştım. Ablama göre hep en yorulan en bunalmış oydu. Halbuki çok az şey yapıyordu! Evde ona yardım eden iki tane genç kadın vardı ya. Kimin iki tane yardımcısı var evde? Varsa söyleyin.
Gel zaman git zaman yaz tatili geldi. Ablamlar bizim memlekete geldiler. Bir ay kalacaklardı. Yardım etsin diye o genç kızı da peşinde getirdi. Evet, tatil değil yine aynı şeyler olacak diye düşündüm ve düşündüğüm gibi oldu... Ablam bu sefer gerçekten hiçbir şey yapmıyordu. Bakın gördüğümü söylüyorum. Hiçbir şey. Evin temizliğini tamamen ben yapıyordum (evde 6 tane yetişkin insan vardı çıkan pisliği siz düşünün), yemek tamamen annemde, bebek bakımı tamamen genç kızda. Ablam hiçbir şey yapmamasına rağmen sürekli yorulduğunu söylüyordu.
20 gün falan geçti. Annem bunalmaya başladı bu durumdan. Hepimiz ablamın etrafında pervane olmuştuk çünkü. Ben bir şey desem kötü ben olacağım. Çünkü ablam hemen suçlama moduna geçiyor. Sen nasıl teyzesin diye... Sonunda annem patladı ve çok büyük bir kavga oldu. "O kadar yardım ediyoruz yeter artık gidin buradan" gibisinden şeyler söyledi annem sinirle. Ablam çok sinirlendi. "Ne yaptık size çok mu yük olduk yazıklar olsun" gibisinden şeyler söyledi. Ben ikisinin de söylediklerini hafifletip yazdım... İkisi de fazla ağır konuştu. Bunun üzerine ablamlar hemen geri döndüler evlerine.
Ne kadar bunalsam da ben hiçbir zaman taraf tutmadım. Ablam ile annem o olaydan sonra küstüler. Ben hep ikisini barıştırmaya çalıştım. ikisi arasında kalmaktan o kadar bunalmıştım ki.
Okullar açılınca ablamlara dönmeden önce dedim ki "yok ben bir sene daha burada kalamam. Okullar tamamen açıldı, hem tam zamanlı okula gidip hem de o kadar işi yapamam mümkün değil" diye düşündüm. Öğretmen olmak kolay bir meslek değil. Onun üzerine ablamın durumları... Orada kalmak istemememi anlayışla karşılayın lütfen... Neyse ben ilçeye taşındım böylelikle ablamdan uzaklaştım.
Ben ablamdan uzaklaşınca + o olaydan sonra ablamda sonunda bir şeyler dank etti. Yavaş yavaş düzeldi. Şuan kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan hayatını sürdürebiliyor. Bebişe de çok güzel bakıyor.
Bunları yazmamın nedeni içimde kalmış olmasıydı.. sizce ben haksız mıyım? Ablam mı haklı? Özellikle annelerin fikirlerini çok merak ediyorum. Bu olaylardan sonra postpartum depression (doğum sonrası depresyon)'u çok araştırdım. Ablamın kesinlikle bunu geçirdiğinden eminim. Bunu yaşamış olan annelerin fikirlerini de çok merak ediyorum.
Onun acısıda zamanla çıkıyor beİkinciyi doğurup, hastaneden gelip, birinciye yemek yapanlar; birleşelim :)
Herkes zor bir dönemden geçti diyelim (eniştem hariç...) Ama burda hala beni suçlayanlar var inanır mısınız?
Siz niye ablanızda kaldınız diyorlar... Yahu üniversiteden yeni mezunum, dağın başına atanmışım. O kadar ücra bir yerde nasıl tek başıma kalayım? Ki o zaman zaten pandemi vardı uzaktan eğitim vardı. Orda kalmanın bir anlamı yoktu asla. Ablam zaten bizde kal diye bir yalvarmadığı kalmıştı. En fazla bir dönem kalıp taşınmaktı amacım; ama ablam çok kötü bir haldeydi, ev de bulamadım o yüzden kaldım orada. İnsanların beni suçladığına inanamıyorum.
Ne uyduruk işler bunlar ya. Biz kendi abalmızın evinde 3 günden fazla kalınca rahatsız olmaya başlayalım ama elin kızları ayları devirsin ve bu onların yaşadığı yerde normal karşılansın.Hayatımda böyle saçma bir sistem duymadım. Aileler milletin evine uzun süreliğine genç kızlarını nasıl gönderiyorlar yahu ne rahatlık bu? Eniştenin memleket neresi, aşağı Saksonya mı?
Hepsi de ayrı bir geniş. Abla sırf bebeğine bakıyor diye tanımadığı kızların evde fink atmasına bir şey demiyor. Kızların anne babaları ayrı bir alem zaten. Konuda tek normal kişi bebek.Ne uyduruk işler bunlar ya. Biz kendi abalmızın evinde 3 günden fazla kalınca rahatsız olmaya başlayalım ama elin kızları ayları devirsin ve bu onların yaşadığı yerde normal karşılansın.
O da böyle bir ortamda ne kadar normal kalabilirse.Hepsi de ayrı bir geniş. Abla sırf bebeğine bakıyor diye tanımadığı kızların evde fink atmasına bir şey demiyor. Kızların anne babaları ayrı bir alem zaten. Konuda tek normal kişi bebek.
Ben öyle bir şey istesem babam der kızım sen kafayı mı yedinO da böyle bir ortamda ne kadar normal kalabilirse.
Kızlar niye kabul ediyorsa.
Ablamı zaten suçluyorum yoksa bu başlığı açmazdım, fakat eniştemin hiç suçu yok öyle mi? En suçlu o benim gözümde. Bu çocuğun babası olarak ve ablamın eşi olarak insan hiç mi demez "ben bir şey yapmadan oturuyorum ayıptır o kadar kişi gelip yardım ediyor herkesin düzeni bozuldu herkesi bin türlü zahmete soktum" vs diye? Azıcık utanması olan insan buna izin vermez zaten. 1-2 ay sonra herkesi bütün yardımcıları evine yollardı oldu bitti (benim durumum ayrı ben ev bulunca gittim hemen zaten). Ablamın ne kadar zorlandığını görünce kendi o yükün altına girmek istemedi, elini hiçbir şeye sürmeden bebek büyüdü resmen.Niye hep enistenizi sucluyorsunuz anlamadım dikkatimi çekti de? Burda suclanacak tek kişi var öncelikle ablaniz .sonrada sizlersiniz; kv, anne, kardeş. Ablaniz yolunu bulmuş yan gelip yatıyor evde hizmetçiler dolu çünkü ne güzel ve siz hala bu durumda bile kendinizi sucluyorsunuz.ablaniz için yanlış mı yaptık hata bizdemi vs . Eg siz böyle yaparken elin oğlu ne diye elini taşın altına koysun adam. Ohh ne güzel evde dolu hizmetçi karım da rahat ne güzel ne ala memleket demiştir hele ki o kültürde olan erkekler hiç bir şeye karışmaz benim bildiğim (tabiki genelleme deil ama çoğunluk öyle) ve böyle bir ortam varken yapacağı varsada yapmaz adam .
Ben bile şu an gözümde canlandırıyorum evde kaç tane hizmetçi var bı elim yağda bı elim balda ohh bende yatarım valla ne güzel.siz bir an önce kendinizi ve enistenizi suclamayi bırakın .suclanacak tek kişi ablaniz!! Bunu anlayın artik. İki dogumumda da yalnızdım hastalıklar geçirdim yataktan kalkamaz oldum,korono oldum hamilelikte vb bir sürü şey sayarım malesef bı kişi kapımı çalmadı bu arada çalışıyorum yani ev hani deilim.(memur öğretmen vs de deilim)
O yüzden siz elinizden geleni ailecek ve enistenizin aileside sonuna kadar yapmış ama ablaniz nankör ,bencil bir sürü şey sayarım. Suclanacak birini arıyorsunuz ablaniza bakın.
İşte böyle bir şeyin olması için kafayı yemek gerekir. Kız yazın kuzenimin eşi beni aradı. Çocuk(3 aylık)dün gece uyumadı,ben çok yorgunum bu gece bende kalsan da çocukla sen ilgilensen olur mu dedi.Ben öyle bir şey istesem babam der kızım sen kafayı mı yedinKızlar da mecbur bırakılmışlar demek ki. Değişik hayatlar.