- 17 Mayıs 2014
- 22
- 13
- 288
- 35
Merhaba herkese. Daha önce burada 1 konu açtım ve açtığıma pişman olup yazdıklarımı sildiğim için 2 hafta ceza aldım siteden. Üstelik en çok kadın dayanışmasına ihtiyaç duyduğum dönemdeyken bunu yaşamak üzdü.
Ama uslanmamışım ki tekrar konu açıyorum
Part1.
İçimi dökmek istedim. Yaklaşık 20 yıldır süren kaotik bir yaşam akışım var maalesef. İlk önce 17 yaşındayken kanserle mücadelem başladı. Tam iyileştim derken erkek kardeşimi aynı hastalıktan sebep kaybettik. Babam tüm bu yaşadıkları ve ekonomik olarak çöküşte olması sebebiyle bizi terk etti. Ablam evli ve yeni hamileydi o gittiğinde; evde annem ve küçük kız kardeşimle kaldık. Ben o sene üniversiteye başlayacaktım ki başladım da ama babamın kadını hem terk edip hem huzur vermeyen klasik ök*z hareketinden dolayı 1 ay sonra eve geri döndüm, annemin yanında olmak istedim.
Hepsi oldu yıllar geçti gitti, ben mezun oldum derken iş bulamadığım buhranlı bir döneme girdim. Son çare ablam doğuda bir ilde evliydi, onun yanında kaldım ve 2.5 sene kurumsal bir firmada çalıştım.
Orada bielikte çalıştığım birine aşık oldum ve evlendik. Bu sanırım yaptığım en büyük hataydı, tamam seversin de bu kadar kör olmazsın be kızım. O kadar kültür ve yetişme tarzı farkı vardı ki aramızda, birlikte olabilmemiz mümkün değildi.
Tabii aynı eve girene kadar anlamıyosun. Ailesinin maddi durumu çok kötüydü, kendi de 32 yaşındaydı ama hep yemiş içmiş harcamış yarın bir gün evlenirim diye kenara 5 kuruş koymamış. Olur dedim insanlık hali, siz masrafa girip kendinizi borca sokmayın ben altın falan istemem dedim. Anneme sordular o da ben kızıma paha biçemem, gücünüz neye yetiyorsa dedi. Bunu sıfır olarak algılamış olacaklar ki bommmmboş bir şekilde gelin oldum. Düğünde 2 saatliğine ablasının bileziklerini taktılar, ertesi gün geri verdim hemen. Sonuçta ben istemedim, altın da sevmem zaten diye kendimi teselli etsem de düğün dernek bir yere gidince kendimi çok değersiz hissettim. Yine de bir kere bile yüzüne vurmadım.
Ha sen çok mu varlıklıydın derseniz hayır, değildim ama o kadar yokluğun içinde annem temizliğe gidip bana bilezik yapmıştı
ben çalıştıklarımı biriktirip çeyizimi tamamlamıitım. Perdeden halıya ne varsa ben aldım. Mal mülk yalan, bunlar mutluluk getirmiyor evet ama zaten mevzu mal değil. Kendimi değersiz hissetmeme sebep oldular aile boyu.
Bardağı taşıran son damla ise 6 şubat depremi zamanında oldu. O kadar büyük bir felaketi yaşamışız, o kadar korkmuşuz ki onun ailesinin köydeki evine gittik en azından 1 katlı diye. Sobalı 1 göz evde 2 ay boyunca kaldım, o dönem çalışmıyordum. Depremin ilk haftası 3 gün onun ailesinde kaldıktan sonra korkuyu atlatamayınca aynı şehirdeki ablama gitmek istedim. Annem ve kardeşim de ablamdaydı deprem sırasında, aklım onlardaydı.3 gün de orada kalıp geri dönerken x kocamın bana tavırlı olduğunu fark ettim. Zaten orada kaldığım süre içinde de hiç arayıp sormamasından anlamıştım da...
Ay her neyse, 2 ay kadar zaman geçti evmize gittik. Bu gece yarısına kadar kahvede okey oynadığı için korkuyordum, kardeşimi çağırdım birkaç gün yanımda kalsın diye. Bunda bir suratlar bir tafralar.
Neyin var, noluyor sana dediğimde döküldü. Annenle ablanı sevmiyorum, bir daha bu eve gelmeyecekler dedi. Konu anam olunca ben deliririm tabii. Burası benim de evim, nasıl gelmeyecekler dedim. Ben istemiyorsam gelmeyecekler, işte o kadar dedi. E ailemin gelemediği evde benim ne işim var dedim, 3 gün içinde iğneden ipliğe parasını kendim verip aldığım her şeyi topladım ve ayrıldım o evden. 2 yıl bitecek ayrılalı.
Ama uslanmamışım ki tekrar konu açıyorum

Part1.
İçimi dökmek istedim. Yaklaşık 20 yıldır süren kaotik bir yaşam akışım var maalesef. İlk önce 17 yaşındayken kanserle mücadelem başladı. Tam iyileştim derken erkek kardeşimi aynı hastalıktan sebep kaybettik. Babam tüm bu yaşadıkları ve ekonomik olarak çöküşte olması sebebiyle bizi terk etti. Ablam evli ve yeni hamileydi o gittiğinde; evde annem ve küçük kız kardeşimle kaldık. Ben o sene üniversiteye başlayacaktım ki başladım da ama babamın kadını hem terk edip hem huzur vermeyen klasik ök*z hareketinden dolayı 1 ay sonra eve geri döndüm, annemin yanında olmak istedim.
Hepsi oldu yıllar geçti gitti, ben mezun oldum derken iş bulamadığım buhranlı bir döneme girdim. Son çare ablam doğuda bir ilde evliydi, onun yanında kaldım ve 2.5 sene kurumsal bir firmada çalıştım.
Orada bielikte çalıştığım birine aşık oldum ve evlendik. Bu sanırım yaptığım en büyük hataydı, tamam seversin de bu kadar kör olmazsın be kızım. O kadar kültür ve yetişme tarzı farkı vardı ki aramızda, birlikte olabilmemiz mümkün değildi.
Tabii aynı eve girene kadar anlamıyosun. Ailesinin maddi durumu çok kötüydü, kendi de 32 yaşındaydı ama hep yemiş içmiş harcamış yarın bir gün evlenirim diye kenara 5 kuruş koymamış. Olur dedim insanlık hali, siz masrafa girip kendinizi borca sokmayın ben altın falan istemem dedim. Anneme sordular o da ben kızıma paha biçemem, gücünüz neye yetiyorsa dedi. Bunu sıfır olarak algılamış olacaklar ki bommmmboş bir şekilde gelin oldum. Düğünde 2 saatliğine ablasının bileziklerini taktılar, ertesi gün geri verdim hemen. Sonuçta ben istemedim, altın da sevmem zaten diye kendimi teselli etsem de düğün dernek bir yere gidince kendimi çok değersiz hissettim. Yine de bir kere bile yüzüne vurmadım.
Ha sen çok mu varlıklıydın derseniz hayır, değildim ama o kadar yokluğun içinde annem temizliğe gidip bana bilezik yapmıştı

Bardağı taşıran son damla ise 6 şubat depremi zamanında oldu. O kadar büyük bir felaketi yaşamışız, o kadar korkmuşuz ki onun ailesinin köydeki evine gittik en azından 1 katlı diye. Sobalı 1 göz evde 2 ay boyunca kaldım, o dönem çalışmıyordum. Depremin ilk haftası 3 gün onun ailesinde kaldıktan sonra korkuyu atlatamayınca aynı şehirdeki ablama gitmek istedim. Annem ve kardeşim de ablamdaydı deprem sırasında, aklım onlardaydı.3 gün de orada kalıp geri dönerken x kocamın bana tavırlı olduğunu fark ettim. Zaten orada kaldığım süre içinde de hiç arayıp sormamasından anlamıştım da...
Ay her neyse, 2 ay kadar zaman geçti evmize gittik. Bu gece yarısına kadar kahvede okey oynadığı için korkuyordum, kardeşimi çağırdım birkaç gün yanımda kalsın diye. Bunda bir suratlar bir tafralar.
Neyin var, noluyor sana dediğimde döküldü. Annenle ablanı sevmiyorum, bir daha bu eve gelmeyecekler dedi. Konu anam olunca ben deliririm tabii. Burası benim de evim, nasıl gelmeyecekler dedim. Ben istemiyorsam gelmeyecekler, işte o kadar dedi. E ailemin gelemediği evde benim ne işim var dedim, 3 gün içinde iğneden ipliğe parasını kendim verip aldığım her şeyi topladım ve ayrıldım o evden. 2 yıl bitecek ayrılalı.