Gelin gelin, ben de sizi bekliyordumNormal, sinirlariniza saygili anne baba ile dogup buyumussunuz, kucuklugunuzden beri belli ki konu sahibi gibi sorunlariniz olmamis, ana babaniz konu sahibininki gibi asiri kontrolcu korumaci baskici filan degilmis iste belli ki. Burda gelip "ben ailemin saygisini kazandim her seyi bana sorarlar sen kazanamadin cunku ben senden daha saygideger daha mantikli daha zekiyim" altmetnini vurgulamanin konu sahibine ne faydasi var????
Şimdi, sevilmeye ben de çok önem veririm. Ama bunu çok çaktırmam. Çünkü insanlar bunu kullanır. Bakın aileniz bile kullanıyor. Daha dik durup, daha soğukkanlı davranmaniz lazım. Tabii biraz yapı meselesi ama olmayacak şey değil inanın. Yani her aldığınız kararı anlatmayın mesela. Hayatinizdaki her ayrıntıyı bilmesinler. Bir insan biri hakkında ne kadar çok bilgiye sahipse, o kişiyi o kadar değersiz görür. Kolaydır çünkü. Açık kitap gibidir. Ama kapalı kitabı herkes merak eder, merak edince ilgi gösterir ve değer verir. Artık her şeyi anlatmamak yönünde karar alın önce. Sonra bu fark edilip sorulduğunda size, normal halinizmis gibi davranın. Mesela insanları güldürmek için çaba göstermeyin. Yeri gelince ufak bir espri, saatlerce süren güldürme çabasından daha etkili olur. Hep gülümser vaziyette dolaşmayın. Bırakın suratsız desinler gerekirse. Ciddiye alinmamaktan çok daha iyi emin olun. Ben bir ortamda ciddiye alınmadığımi düşünsem, kesinlikle susardim. Sustukca sorular gelir çünkü hele ki aileyse bu.Kesinlikle haklısınız. Ama siz bu saygınlığı kazanmak için başka neler yaptınız, biraz ipucu verebilir misiniz?
Yardıma ihtiyacım olduğu kesin! Ama telkin yoluyla nasıl önlenir ki bu durum?
Şimdi, sevilmeye ben de çok önem veririm. Ama bunu çok çaktırmam. Çünkü insanlar bunu kullanır. Bakın aileniz bile kullanıyor. Daha dik durup, daha soğukkanlı davranmaniz lazım. Tabii biraz yapı meselesi ama olmayacak şey değil inanın. Yani her aldığınız kararı anlatmayın mesela. Hayatinizdaki her ayrıntıyı bilmesinler. Bir insan biri hakkında ne kadar çok bilgiye sahipse, o kişiyi o kadar değersiz görür. Kolaydır çünkü. Açık kitap gibidir. Ama kapalı kitabı herkes merak eder, merak edince ilgi gösterir ve değer verir. Artık her şeyi anlatmamak yönünde karar alın önce. Sonra bu fark edilip sorulduğunda size, normal halinizmis gibi davranın. Mesela insanları güldürmek için çaba göstermeyin. Yeri gelince ufak bir espri, saatlerce süren güldürme çabasından daha etkili olur. Hep gülümser vaziyette dolaşmayın. Bırakın suratsız desinler gerekirse. Ciddiye alinmamaktan çok daha iyi emin olun. Ben bir ortamda ciddiye alınmadığımi düşünsem, kesinlikle susardim. Sustukca sorular gelir çünkü hele ki aileyse bu.
Bence çok şanslılar içten içe biliyorlar emin ol nazları sana çünkü sen tatlısınAslında onların görmezden gelmesi demeyelim de, ben aile bireylerinin moralinin hep bozuk olduğunu görüp onların yüzünde bir tebessüm belirtmeyi bir vazife bellemişim diyelim
Gerçekten maddi sıkıntı çekiyoruz.
O yüzden evde bir para bulma telaşıdır gidiyor bir yerden. Bunu ise çoğunlukla babam hallediyor, ama bazen ben de bir iki arkadaşımdan borç alıyorum. Sonra ödüyorum ama. Eve harcanıyor tum bu paralar tabii. Kendi cebimize girmiyor.
O yüzden evdeki herkesin morali bozuk, canı sıkkın. Afedersiniz ben de şebeklik yapıyorum bazen. Tabii bu plan tuttuğu kadar tutmayabiliyor da.
Yapmamam lazim, o ayri. Ama onları üzgün görmeye dayanamıyorum.
Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için...
bilmek zorunda mı?Belki şu anlattıklarım size şu an için oldukca komik gelebilir.
Olayın ciddiyetini anlamanız için, size şunu anlatayım. Da anlayın nasıl bir "girdap"ın içinde olduğumu...
Gittiğim iş mulakatlarina bile annem benimle geliyor. Tek başıma gitmeme izin vermiyor.
"Ben içeride otururum, sen de mülakat salonuna kendin çıkarsın" diyor. "Anne" diyorum, "özgüvenim nasıl gelişecek böyle?" O da "sen iş görüşmesine yoğunlaş, teferruatlara takılma" diyor.
"Anne" diyorum, "arkadaşım XXX de mulakatlar tek başına gidiyor", o zaman da ilk başta "Elalem bizi ilgilendirmez" deyip, ardından da "Arkadaşına söyle, o isterse onun mülakatına da eşlik ederim" diyor...
Zor bir vaka yani. Düşünün halimi.
ahaaha mesela benGenelde bu kadar baskı kurularak büyütülen çocuklar hep gizli saklı işler yapmaya çalışırlar daha çok atraksiyon sergilerler ama sizi nasıl bu kadar bastırmışlar şaşırdım
Küçük bir adım atarak bence değişebilirsiniz
Aileniz de biraz geç olsa da artık size göre şekil alırlar
şüphelenseler ne olacak gizli bir şey yapmıyorsunuz ki:)Sizce bunu nasıl yapabilirim?
Bir anda bambaşka bir insana dönüşüp, her davranisimda bir şekilde onlardan onay almayı birden kesmem mi gerek?
Peki, bu onların daha çok şüphelenmelerine yol açmaz mı?
nasıl bir hastalıktı bu?Aslında yaparım ama artık gücüm yok.
Hayat beni uysallaştırdı.
Savaşacak gücüm yok.
İçtiğim ilaçlar da duygu durumumu sabitliyor ve dinginlik veriyor zaten. Hastalığımın ilk zamanlarında her şeye parliyordum mesela. Evde gök oynuyordu.
Tabii annem koz olarak kullanabilir o günleri. "Bak sen eskiden böyle yapıyordun, hastayken yaptığın şeyleri yapma" diye.
Ya, aslında bir de onlara olan sevgim böyle davranmamin önüne geçiyor.
Kötü kız olmak istemiyorum onların gözünde.
Bir de, çirkefleşmenin onlara hiçbir etkisi yok, sinirlerini ziplatmaktan başka.
Başka bir çare bulmam lazım.
Boyle olduğum için ben de çok kolay bir hayat yaşamış sayılmam ki. Belki biraz da yaşadığım zorluklar beni böyle yaptı. Taciz (yıllarca) ve özgüven sorunu ben de yaşadım mesela. Ve kendimi bildim bileli süren bir sağlık sorunundan daha beş yıl önce kurtuldum. Ciddiyetim benim kalkanimdi. Böylelikle saygınlık kazandım. Ailem yaşadıklarımı bilmiyordu bile. Taciz kısmını hala bilmiyorlar. Yani bu işler dışarıdan göründüğü gibi olmuyor genelde.sizi ve bir uyeyi daha inanilmaz bir sekilde gommustum ama bu mesajinizi begendim.
tepki gosterme sebebim konu sahibininkine benzer bir hikayem var (12-13 yasinda intihar girisimi, mental hastaliklar, yeme bozukluluklari, ozguven eksikligi, cinsel hayatla ilgili sorunlar, tecavuz…) ve ailesi kendisine benimki gibi zorluklar yasatmayan arkadaslarim ayni sizin tarzinizda konusurdu. (Not: tuzu kurusunuz filan demiyorum sadece hayat bize farkli zorluklar yasatmis olabilir) Bana inanilmaz temelsiz ve anlayissiz gelirdi. Sizde o arkadaslarimi gordum yalan soyleyemeyecegim. Bu da beni tetikledi acikcasi, sinirlendirdi. Forum keyfini kisitladigimin farkindayim, sonucta dolayli da olsa ifade ozgurlugunu hedef alan bir yorum yaptim. Ama amacim polemik yaratmak degil. Siz de haklisiniz yani dusununce.
Boyle olduğum için ben de çok kolay bir hayat yaşamış sayılmam ki. Belki biraz da yaşadığım zorluklar beni böyle yaptı. Taciz (yıllarca) ve özgüven sorunu ben de yaşadım mesela. Ve kendimi bildim bileli süren bir sağlık sorunundan daha beş yıl önce kurtuldum. Ciddiyetim benim kalkanimdi. Böylelikle saygınlık kazandım. Ailem yaşadıklarımı bilmiyordu bile. Taciz kısmını hala bilmiyorlar. Yani bu işler dışarıdan göründüğü gibi olmuyor genelde.
Merhaba.
Başlıkta da anlaşıldığı gibi, ben 24 yaşındayım, ve kendi kararlarımı kendim vermekte çok zorlanıyorum. Başka şeyler de var tabii, aşağıda anlattım.
En küçük bir karar almada annemden (çoğunlukla) veya babamdan (bazen) akıl alma ihtiyacı hissediyorum.
Kendime ait bir kararım, neredeyse hiç yok. Saygı maygı da duyulmuyor tabii bana doğal olarak...
Örnek vermek gerekirse, evde en ezik, en aptalca, komik hareketleri yapan kişiyim. Bunları tamamen aile bireylerinin neşesini yerine getirmek ve modunu yükseltmek için yapsam da, genelde annemden hep "Çocuk gibi davranma" azarini işitip, küçük kız kardeşimin gözünde sayginligimi o an için kaybediyorum.
Özgüven falan da kalmadı bende doğal olarak.
Kimseye yaptığı haksızlıkları için karşı koyamıyorum evde. Babama karşı koyma gücüm zaten yok. Anında çirkefleşip üste çıkıyor. Kendini haklı çıkarıyor. Annem de "zeytinyağı gibi üste çıkma, ben ne yaptıysam senin iyiliğin için yapıyorum" diyor.
Kararlarımı alma durumuma ilişkin örnek vermek gerekirse... Mesela şu anda bir iş bulma sürecindeyim, ve gittiğim mülakatları hemen anneme anlatıp, ondan akıl alma ihtiyacı hissediyorum.
Veya en küçük arkadaşımın dediği bir lafı dahi ona anlatma ihtiyacı hissediyorum.
İçimde tutamıyorum hiçbir şeyi. En küçük şeyi kadıncağıza anlatıp kafasını şişiriyorum.
Belki de memnundur halinden, bilmiyorum. Benim hakkımdaki her şeyi bildiği için.
Diğer arkadaşlarımın anneleri ile ilişkisi daha farklı oysaki, kendilerine ait bir dünyası var.
Benim ise dünyam, 4 duvar arasından ibaret.
Zaten şu anda çalışmıyorum, yeni mezunum. Bütün gün evde oturuyorum, dış dünya denilen şey bende yok.
Ne arkadaşlarla kafeye gitme, ne de bir sinema,tiyatro,vb. yok.
Bir de, mesela giyim ve makyajımı annemin onayladığı şekilde yapmak durumundayım.
Yoksa, yani kendi bildiğimi okuduğum takdirde, hemen babamı bahane ediyor, veya bana yakışmadığını söylüyor, veyahut geçmişte psikolojik rahatsızlığımın had safhada olduğu dönemlerde de bu tip hareketleri sergilediğimi, o zamanlarda yaptığım şeylerin aynısını yaptığımı söyleyip beni korkutarak vazgeciriyor. Veya "bir gün annen olmayınca anlayacaksın" deyip ajitasyon yapıyor. Buna da "gerçeklerle yüzleş artık" diyor, gerçek adı altında ajitasyonunun üstünü kapatıyor.
(Sahi, sizin anneniz de böyle ajitasyonlarla dilediğini yaptırır mı size?)
Onların haklı çıkmasından nefret ediyorum çoğu kez. Belki de bu yüzden çoğu zaman onların dediklerini yapma ihtiyacı hissediyorum.
Şimdi bahse giriyorum ki cevaplar gelmeye başlar başlamaz anında anneme göstereceğim bu postu ve ondan azar işiteceğim. Elimde değil, kendimi huzursuz ve yanlış bir şey yapmış gibi hissediyorum anlatmazsam. Sanki gizli kapaklı bir iş yapmışım gibi.
O kadar ezik ve özgüvensizim ki, kendime saygı duymuyorum. Kendimden nefret ediyorum hatta.
Sizde de böyle bir sorun var mı(ydı) ; nasıl aştınız???
Ne mezunusun? İş arama sürecinde alanınla ilgili bir kursa başla bence. Hiçbirşey bulamazsan devletin açtığı ileri excel, hızlı klavye vs. kursları var inan işe başla
da ehliyet filan al. Bazı iş ilanlarında o da gerekiyor aileni ikna etmen kolay olur.
Son olarak doktorunla annenin tavrını konuş bir sonraki görüşmede. İş görüşmelerine bile seninle geldiğinden, en ufak uyuşmazlıkta hastalığının nüksettiğiyle ilgili seni korkuttuğundan bahset. Belki annenle de kısa bir görüşme yapar doktor.