2010 Mart Anneleri Paylaşım Alanı

cuma günü sabah Gül bana doğru yürüyürken ,birden acı hissederek yere oturdu,ağlamaya başladı..aldım,susmadı..sonra ,emerek uyudu 1-2 saat..kalktık,baktım,hiç sağ ayağına basmıyor,bastığında ,ağlıyor..zaman geçti-basıyor,yürümek istediğinde acıyor..öğlen uykusu ,şu bu derken,saat oldu 16 -hastaneye götürdüm,doktor çıkmış ,siz en iyisi -ortopedist doktor varmış -E...fale götürün dediler..ama ayağında hala birşey yok..sadece yürüyemiyor..gittik ,orada kalabalık,durumlar içler acısı ,baygınlık geçirecektim manzaralardan..neyse,film çektirdiler(çocuk ortopedisti yok ,normal ortopedist var)..ayağında birşey yok
Sağlamcılık ve zamansızlık olsa gerek ,yarım alçı yapalım dediler..biz istemedik -ayakta bişey yok diye..eve döndük ...
Gece sabaha karşı Gül kusmaya başladı ..sabah halsızdı,öğlene doğru uykusuz,sinirli ..doktora götürdüm-Grip olmuş,ateş yok,boğaz çok kötü ,antibiyotik verdiler..
Bu arada ayak hala aynı vaziyet te -pazartesi bekliyoruz ,hastaneye görünmek için ..pazar günü arama motorlarında semptomları taradım ve ne olduğunu öğrendim -geçici sinovit.Bugün de bizim doktorumuz la onayladım (tecrübeli çocuk doktoru)-doğru teşhir etmiştim..2*7 günde geçermiş
Bir aklınızda bulunsun*
Geçici sinovit çocuklarda kalça ağrısının en sık nedenidir. Çocuk genellikle ebeveynler tarafından açıklanamayan bir nedenle aksamaya başlamıştır. Hastalığın kendisi iyi huylu olmasına ve zamanla kendini sınırlandırmasına karşın, belirtiler kalça ve çevresini ilgilendiren birçok ciddi hastalıkta da görülebildiğinden, önem kazanır.

1-13 yaş grubundaki 100 çocuktan üçü bu dönem içersinde bu hastalığı en az bir kere geçirmektedir. Her yıl çeşitli nedenlerle hekime başvuran 1-13 yaşları arasındaki her 1000 çocuktan ikisine geçici sinovit tanısı konmaktadır.

Erkek çocukları bu hastalığa kızlara oranla üç kat daha fazla yakalanır. Olgular 4-10 yaş grubunda toplanmakla birlikte, en sık 6 yaş civarında görülür.

Klinik Görünüm

Çocuğun her hangi bir nedene bağlı olmadan aniden aksamaya başladığı farkedilir. Çocuk kalçasını kıvrık pozisyonda (fleksiyonda) tutar; bu sıvı artışı nedeniyle gerilen kalça eklem kapsülünün alabildiği en rahat pozisyondur. Yatış pozisyonunda değişiklik gözlenir; çocuk bacaklarını kendine çekerek sürekli yan pozisyonunda yatmaya başlar. Yürümekde nazlanan çocuğun kalça eklemi spazm nedeniyle ağrılı ve kısıtlıdır. En erken kalçanın iç rotasyon hareketi, sonra da abdüksiyon ve ekstansiyon hareketi kısıtlanır. Hastada sistemik ateş yoktur.

Öyküde genellikle 10-20 gün önce geçirilmiş bir üst solunum yolu infeksiyonu, bademcik iltihabı, diş çıkarma, ya da hafif sistemik ateşin bulunduğu bir durum mevcuttur.

Hastalığın şiddetli dönemi 2-3 gün sürer. Daha sonra eklemdeki aşırı sıvının emilmeye başlamasıyla genellikle en geç 2 hafta içersinde kaybolur. Bu süre geçtiği halde hala aksayan ve kalça eklem hareket açıklığında kısıtlılığı bulunan çocuklarda muhakkak ileri tetkik yapılmalıdır.

Hastalığın çocukluk döneminde tekrarlayabileceği unutulmamalıdır. Bir çocuk, bir sinovit atağı geçirdiğinde bu çocuk için yıllık nüks riski yüzde 4’tür.

alıntı internet ten -http://tuncaycentel.com/trans_syn1.htm
 
cuma günü sabah Gül bana doğru yürüyürken ,birden acı hissederek yere oturdu,ağlamaya başladı..aldım,susmadı..sonra ,emerek uyudu 1-2 saat..kalktık,baktım,hiç sağ ayağına basmıyor,bastığında ,ağlıyor..zaman geçti-basıyor,yürümek istediğinde acıyor..öğlen uykusu ,şu bu derken,saat oldu 16 -hastaneye götürdüm,doktor çıkmış ,siz en iyisi -ortopedist doktor varmış -E...fale götürün dediler..ama ayağında hala birşey yok..sadece yürüyemiyor..gittik ,orada kalabalık,durumlar içler acısı ,baygınlık geçirecektim manzaralardan..neyse,film çektirdiler(çocuk ortopedisti yok ,normal ortopedist var)..ayağında birşey yok
Sağlamcılık ve zamansızlık olsa gerek ,yarım alçı yapalım dediler..biz istemedik -ayakta bişey yok diye..eve döndük ...
Gece sabaha karşı Gül kusmaya başladı ..sabah halsızdı,öğlene doğru uykusuz,sinirli ..doktora götürdüm-Grip olmuş,ateş yok,boğaz çok kötü ,antibiyotik verdiler..
Bu arada ayak hala aynı vaziyet te -pazartesi bekliyoruz ,hastaneye görünmek için ..pazar günü arama motorlarında semptomları taradım ve ne olduğunu öğrendim -geçici sinovit.Bugün de bizim doktorumuz la onayladım (tecrübeli çocuk doktoru)-doğru teşhir etmiştim..2*7 günde geçermiş
Bir aklınızda bulunsun

Aaaa, çok şaşırdım, daha neler öğreneceğiz bakalım, hiç duymamıştım bunu.. Sağol bilgilendirdiğin için..
Bu arada Gül e çok geçmiş olsun, şimdi nasıl peki, yine aynı durum devam ediyor mu, 2 hafta da uzun bir süre yani, inşallah çabucak geçer..
Bademcik iltihabının yada diş iltihabının eklem bölgelerine toplandığını ve o bölgede ağrı yaptığını duymuştum ama bebeklerde olduğunu ilk kez duyuyorum..
 
Son düzenleme:
Hadi gözünaydın, pıtırcık yürüdü demek, bundan sonrası daha zor bence, devamlı peşinde koşacan ama dediğin gibi dışarıda iken emeklemesi, yerleri süpürmesi kötü olurdu evet..
Ne anlatacaksın, merak ettim, hadi anlat..

tebrikler için teşekküler!bu kadar detaylı alatmak istedim ki,karşılaşırsanız bu tarz durum ile,panilenmeyin,çok duydum bir rahatsızlık değildir........ilginç ,güzel şeyler de anlatırım sonra:)
 
Aaaa, çok şaşırdım, daha neler öğreneceğiz bakalım, hiç duymamıştım bunu.. Sağol bilgilendirdiğin için..
Bu arada Gül e çok geçmiş olsun, şimdi nasıl peki, yine aynı durum devam ediyor mu, 2 hafta da uzun bir süre yani, inşallah çabucak geçer..
Bademcik iltihabının yada diş iltihabının eklem bölgelerine toplandığını ve o bölgede ağrı yaptığını duymuştum ama bebeklerde olduğunu ilk kez duyuyorum..

çok sağol !Gül 2 gün kedi gibi kucağımda oturdu-emeklemek istemedi,yürümek acı veriyordu..bugün grip etkisi de geçti,canlandı,emekliyor,ayağa kalkıyor ..2 güne kalmaz,toparlanır..doktor 2*7 gün maksimumdur..
şimdi uyuttum.dağıtmış olduğu etrafı tıparlayım:)
 
günaydınlar:KK16:
esmiragül çok geçmiş olsun gül kuzumuza, ayrıca gözünüz aydın yürümeye başlamış cimcime:KK61: yandın artık peşinde koşturmaya başlarsınız:KK1:
burda toz hala devam ediyor, nası bişey anlamadım 3. gün oldu çoktan geçmesi lazımdı yağmur da yağmıyoki toz aşağı insin:KK19:
sizler nasılsınız:KK16:
 
günaydınlar:KK16:
esmiragül çok geçmiş olsun gül kuzumuza, ayrıca gözünüz aydın yürümeye başlamış cimcime:KK61: yandın artık peşinde koşturmaya başlarsınız:KK1:
burda toz hala devam ediyor, nası bişey anlamadım 3. gün oldu çoktan geçmesi lazımdı yağmur da yağmıyoki toz aşağı insin:KK19:
sizler nasılsınız:KK16:

Gülşancım günaydın:KK3:
sana müjdeli haber, ebu c.ehil çalısı ekeceklermiş sizin oralara,tozu çekiyormuş,hadi gözün aydın,az kaldı :KK1:
Sıcak buraları da,yaz gelmedi derken bu sefer de böyle cayır cayır geldi, ne soğuğun ne sıcağın ortası yok ki anacım, gece gece evi topladık ki fenalık geçirmeyelim diye ama yine de kan ter içinde kaldık, bi de insanda nefes bile kalmıyor vallahi,kendimi iyice yorgun hissediyorum 7/24 :KK1:
 
Günaydın,
Sıcak, çok sıcak, uyuyamıyorum. Yaz gelsin de gezelim diyorduk, bu sefer de sıcaktan çıkamıyoruz, ancak akşam 6'dan sonra sahile inebiliyoruz, o da sırf Doruk hava alsın diye, yoksa kımıldayacak halim yok... Günlerdir midem ağrıyor, sanırım doktora gitmem lazım.
Aylin, o sıcakta ev toplamak ne zordur bilirim, Allah kolaylık versin.
Esmira, Gül'e çok geçmiş olsun, bilgilendirdiğin için de teşekkürler...
 
Gülşancım günaydın:KK3:
sana müjdeli haber, ebu c.ehil çalısı ekeceklermiş sizin oralara,tozu çekiyormuş,hadi gözün aydın,az kaldı :KK1:
Sıcak buraları da,yaz gelmedi derken bu sefer de böyle cayır cayır geldi, ne soğuğun ne sıcağın ortası yok ki anacım, gece gece evi topladık ki fenalık geçirmeyelim diye ama yine de kan ter içinde kaldık, bi de insanda nefes bile kalmıyor vallahi,kendimi iyice yorgun hissediyorum 7/24 :KK1:
anaaa bende istiyom o çalılardan evin pencerelerine dikecem:KK1: bizde dün akşam karyolamızı söktük tabi mertle birlikte yine:KK1: çok mutlu oluyo nedense böyle şeylerle.
gece rüyamda çok güzel şeyler gördüm ama anlatmıycam inşallah güzel şeyler olur:KK53:
 
Selam..
Sabahtan beri telefonda adamın biriyle didişiyorum. Rus.ya dan gelince evin tüm halılarını yıkatmaya vermiştim, hafta sonu getirin diye özellikle belirttiğim halde 2 gündür arayıp ''abla halıları araca yükledik getiriyoruz'' diye arıyorlar, kafayı yedirttiler, birde üste çıkıp beni azarlamaya çalışıyor, yine bir ton laf sayıp cumartesi getirin diye ikna edip kapattım telefonu, yarın tekrar aramazlar inşallah, ne laftan anlamaz insanlarmış yaa, ''evde kimse yok, nereye bırakacaksın halıları, paranı kimden alacaksın'' diyorum adama, ''e sen gel nerdeysen'' diyor rahat rahat, Allahım yaaa...
 
Gülşan, rüyan hayır olsun inşallah, bende son zamanlarda güzel şeyler görüyorum hep, Rabbim hepimize istediklerimizi versin hayırlısı ise, başta sağlık versin tabi.. Bende ne zaman etek-elbise giysem rüzgar çıkar, şans işte :))
 
Geçen haftalarda V.ı.n.n olmadan giriyordum ne güzel, bu hafta yine giremiyorum, sinir oldum.
Rüyalarınız hayır olsun inşallah...
Yasemin halıcıya sinir oldum, döverek öldüresim geliyor böylelerini.
Ben bu aralar sürekli elbise giyiyorum, 2-3 aydır pantolon hiç giymedim, büyük rahatlık elbise giymek, hem serin tutuyor hem de etek pantolon gibi üstüne bişi uydurma derdi yok. Bir de Doruk'un hatırası olan simidimi daha güzel gizliyor elbiseler. Arada etekler kafama geçiyor ama napim :)
 
Elbise giymek büyük rahatlık hakkaten, ama ben 2-3 vasıta değiştirerek işe geldiğim için her zaman giyemiyorum, minübüste yada otobüste yada metro da pek rahat edemiyorum, yobaz bakışlarda cabası..

İklim in son hallerini anlatayım size biraz, sürekli banyo da kendisi, banyodan çıkaramaz olduk, kaşla göz arasında duşun içine girip üzerindeki kıyafetlerle birlikte bıcı bıcı yapıyorum diye banyo kesesini kafasına ve üzerine sürüyor, gücü yetse musluğu açıp sulayacak birde kendini, duş başlığı elinde her daim :))

Annemin salonundaki simli süs mumlarını alıp baştan ayağa kadar her yerine sürmüş, simden görünmüyordu, bir tek gözleri açıkta kalmış, akşam sahneye çıkacak sanırsınız..

Bez bağlatmaz oldu küçük hanım, sadece kilotla gezecekmiş ama istediği an istediği yere fışşş diye çişini yapacakmış, yaptıktan sonra gelip birde ''anne çişşşş'' diyor, kakayı da banyoya gidiyor koşarak ve oturağa oturmadan ayakta olduğu yere yapıyor, güya wc ye yapmış oluyor...

Apartmanın içindeki merdivenleri kendi inip çıkmaya başladı, çok hoşuna gidiyor bu durum ve hızını alamayıp üst katlara kadar çıkıyor, asansöre bindiysekte, asansörün içinde zıplayıp düğmelere basmaya çalışıyor..

Ayakkabılarını kendi giyebiliyor, üzerindeki tişörtü çıkarabiliyor ve giyebiliyor, eskiden şapka durduramazdım kafasında şimdi dışarı çıkacağımız an kendisi gidip şapkasını alıp kafasına geçiriyor..

Büyüdüğünü görmek gözlerimi yaşartıyor, çok mutlu oluyorum kızımı izlerken, Allahım tüm çocuklarımızı kötülüklerden korusun, güzel gelecekler nasip etsin, yüzleri hep gülsün inşallah..
 
günaydınlarrrr
haftaya kardeşim geliyor çok mutlu oldum

ESMİRA güle çok geçmiş olsun neler duyucaz bakalım daha

bişiler dah yazıcaktım ama unuttum bu ara kafayı hiç toplayamıyorum:KK53:
 
Benim kıskanç kocam etek giymemden pek hoşlanmıyor ama daracık pantolondansa eteğe razı şimdilik:KK1:
Iklim kuzuma maaşallah:) mert üstünü değiştirirken kolunu uzatsa seviniyorum ben valla, nerde kalmış tşörtünü kendi giymek:KK1: şapkayı bizimki hala kafasında tutmuyo, gerçi güneş varken dışarı hiç çıkmıyoruz zaten oyüzden epey bi süre şapka takmayız biz:26:
Iklim tuvalet alışkanlığını çabuk kazanacak galiba:KK52:
 
Taşınacaz diye bu hafta sebze almadım, buzdolabını boşaltmak için, bu seferde merte ne yemek pişirsem diye debeleniyorum, kendimize tavuk kanat ve pilav yaptım ama o yermi bilmiyorum öğlen çorba içsinde akşama bizimle tavuk kanat ve yoğurtlu pilav yedireyim, yarın için kurufasulye ıslattım yarında ondan yesin bakalım:KK56: Offf bıktım yemek pişirmekten valla:KK19:
 
Sohbetinizede doyum olmuyor yani:KK19:
Esin gözün aydın canım, keşke benimde kardeşim gelse çok özledim:KK58: Ablam tüm avrupayı gezdi bu yaz ama bi mardine gelemedi onada çok kızıyorum yani:KK19:
 
Esincim gözünaydın, kardeşinle bol bol sohbet edip gezin eğlenin, kafa dağıtın..

Gülşancım, Mert tavuk kanat ve pilav yiyebilir bence, dert etme o kadar da, akşam ne pişirecem derdine bende gıcık oluyorum, tüm kadınların genel sorunu bu, birileri bizim yerimize liste yapsa da bizde uysak değil mi, yemeğin adı konduktan sonrası kolay da, adını koyana kadar bende kıvranıyorum..
 
Şunu bir okuyun mutlaka, bizim bebeklerde yavaş yavaş bu sendroma girmeye başladı sanırım..

İnatlaşma, söz dinlememe, hareketlilik ve sıklıkla karşılaşılan ağlamalar… İki yaşındaki çocuğunuzu; artık bir kaşif olarak tanımlayabilirsiniz. Nasıl mı?

Yürüme becerileri ile merak ettiği, dokunmak istediği her şeye rahatlıkla ulaşabilir. Bunun için büyük bir heyecan duyar, onu engellemek istediğinizde ise size büyük bir sinirle karşı çıkabilir. İstediğinin olması için sonuna kadar direnir. Çığlık çığlığa ağlayabilir ya da kendini yerlere atabilir. Bu ufacık olayda nasıl böyle büyük tepkiler verdiğine şaşırabilirsiniz. Bazı anneler bu durumda nasıl davranması gerektiği konusunda çözümsüz kalabiliyor.

İki yaş; anne babalar için zorlu bir dönemdir. Bu konuda binlerce aileden sorular alıyoruz. Tüm sorulara vermiş olduğumuz cevap aynı. “İnatlaşmaların, bu yaştaki bir çocuk için normal bir gelişim süreci ve davranış biçimi olduğudur.”

Bu Durumun Bir Sendrom Olarak Tanımlanmasının Nedeni Nedir?

İnatlaşmalar ve ağlamalar karşında anne ile çocuk arasında bir çatışma süreci başlar. Bu çatışma süreci; ailenin bu davranışlar karşısında nasıl davranacağını bilememesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin; çocuğun televizyon kumandası ile oynamak istemesi karşısında anne kumandayı elinden almaya çalışırsa çatışma başlar. Anne kumandayı neden alması gerektiğini anlatmaya devam eder ama ağlama bir türlü durmaz, hatta artarak devam eder. Bu süreçte artık anne daha sinirlidir ve ses tonu daha da yükselmiştir. Konu kumandayı almaktan çok anne ile çocuğun mücadelesi haline gelir. Sonuç; ağlayan bir çocuk, ağlayan, sinirli ve tükenmiş bir anne. Çocuğun yetişkin ile sık sık yaşamış olduğu bu uzun inatlaşma süreçleri sendrom olarak ifade edilmektedir.

Çocuğunuz Sizinle Neden İnatlaşıyor?

İki yaş döneminin genel özelliği olduğu için… Bu yaş; bilimsel kaynaklarda da inat dönem, özerklik dönemi olarak tanımlanır. Yani çocuğunuzun yaşamış olduğu bu davranış süreci gelişiminin doğal bir parçasıdır.

Özerklik dönemi; çocuğunuzun kendisini ortaya koyduğu, istediği her şeyin yapılması konusunda ısrar ettiği, her şeyin sahibi olduğunu düşündüğü, istediği kıyafeti giymek istediği dönemdir. Bu ısrarlı çabaları sizi ne kadar yorsa, sinirlendirse de tüm bunları bir geçiş dönemi olarak kabul etmek ve bu döneme her şekilde hazırlıklı olmak zorundasınız. Eğer bu dönemdeki abartılı tepkilerinin yaşının bir özelliği olduğunu ve neler yapılması gerektiğini bilirseniz bu dönemi daha rahat bir şekilde atlatabilirsiniz.

Gün içinde sık engellendiği için: İki yaş dönemindeki bir çocuğun sağlıklı gelişimi için keşfetme çalışmalarına izin verilmelidir. Karşılaştığı her şekil, her renk, her ses her farklı nesne onun yeni bir şey öğrenmesini sağlar. Algılarını güçlendirir ve zihinsel gelişimini destekler. Gün içerisinde çocuğunuza yönelttiğiniz her “HAYIR!” kelimesi onu yeni şeyler keşfetmek için engeller. Bu nedenle bu kelimeyi kullanmamaya özen göstermelisiniz. Koruyucu ve kollayıcı tutum sergileyen, titiz, düzenli, endişeli annelerin bu davranışı daha çok yaptığını gözlemliyoruz.

Gün içinde yapılan davranışları ile ilgili olarak sürekli engellenmesi çocuğunuzu sinirli yapar. Sinirli olan çocuğunuz ise sizinle daha çok inatlaşır.

Dil gelişimi henüz tam olarak tamamlanamadığı için: Çocuğunuzun dil gelişiminin yeterli düzeyde olmaması da çocuğunuzu size karşı daha inat yapabilir. Konuşarak kendisini ifade edemeyen, istek-duygu ve düşüncelerini paylaşamayan bir çocuk daha sinirli olabilir. İsteklerini davranışları ile göstermeye çabalayabilir. Kendisini yere atabilir, başına ya da size vurabilir. Böyle bir çocuk size karşı daha inat davranışlar sergileyebilir. Bu durumda çocuğunuza karşı daha anlayışlı ve sabırlı davranmalısınız. Konuşamadığı için ne istediğini anlamaya çalışın ve ona uyumlu davranın. Onunla inatlaşmamaya özen gösterin ki bu durum bir sendroma dönüşmesin.

Gün içerisinde yeterli düzeyde enerjisini boşaltamadığı için: İki yaş çocuğunun enerjisi oldukça fazladır. Her yere koşar, sürekli hareket halindedir hoplar,zıplar. Her yere dokunmak ister. Bu enerjinin kullanılması gelişimi için çok önemlidir. Bu nedenle gün içerisinde çocuğunuza enerjisini boşaltabileceği geniş oyun alanları yaratmalısınız. Parklar, oyun grupları, birlikte yapılan keyifli yürüyüşler çok işinize yarayacaktır. Enerjisini boşaltamayan bir çocuk daha huzursuz olur ve size her konuda daha çok direnir.

Siz gergin olduğunuz için: Evinin, eşinin , evliliğinin ,işinin , çocuklarının ya da yaşamın diğer alanlarının sorumluluğunu almak sizi bazen yorgun düşürebilir. Gün için gerekli enerjiye sahip olamadığınızda daha gergin ve sinirli olmanız çocuğunuzla iletişiminize yansıyacaktır. Sabrınız azalır ve en ufak bir olayda bile daha büyük tepkiler göstermenize neden olur. Bu tepkileri çocuklar kaç yaşında olursa olsun hissedebilir ve aynı tepkilerle size cevap verebilir.

İki yaşında bir çocuğa sahipseniz kendinize daha fazla zaman ayırmalısınız. Bir çok anne bu zamana bir türlü sahip olamadığını ifade ediyor ve üzülüyor. Kısa molalar bile çok işe yarayabilir. Öğlen uykusunda okuyacağınız bir moda dergisi, bir keyifli kahve veya sevdiğiniz bir müzik sizi dinlendirecektir. Bu molaları; evi toparlama zamanı olarak değil kendinizi toplarlama zamanı olarak kullanmalısınız.

Sizinle “İnatlaşan” Çocuğunuza Nasıl Davranmanız Gerekir?

1) O dirense de siz onunla inatlaşmayın. Siz yetişkinsiz o çocuk, siz ondan daha güçlüsünüz unutmayın.

2) Bu davranış biçiminin; yaşının ve gelişiminin bir özelliği olduğunu hatırlayın.

3) Yapmasını istemediğiniz bir davranışı var ise; kızma, engelleme,bağırma, cezalandırma gibi davranışlar göstermeyin. Bu davranışlar onun gün içerisinde size daha uyumsuz olması sonucunu yaratır.

4) Yapmasını istemediğiniz davranışla ilgili çok fazla açıklamalar yapmayın. Sizi anlamasını ve bir daha yapmamasını beklemeyin. Bu oto kontrolü kullanabilecek kadar henüz büyümedi. Birçok anne “Anlatıyorum, açıklıyorum, güzel güzel konuşuyorum ama hala yapmaya devam ediyor.” İfadelerinde bulunuyor. Bu güzel anlatımlarınıza daha büyük yaşlarda daha olumlu tepkiler verebilecektir.

5) Yapılmasını istemediğiniz bir davranış gösterdiğinde oyunla ilgisini başka bir yöne çekin. Bu yaş döneminin dikkat süresi çok kısa olduğundan eğer yaratıcı olabilirseniz dikkatini inatlaştığı olaydan hemen dağıtmayı başarabilirsiniz.

Örneğin: yemeğini yememek için size direniyorsa bir portakal ya da elmayı komik bir kukla haline getirerek – sevimli bir ismi de olsun–bu kuklaya yemeği yedirmek ya da göbeğine bir isim takarak onu konuşturmak . Oyunları kullanarak çocuğunuza istediğiniz birçok davranışı yaptırabilirsiniz. Bu oyunları yaratırken olaylara çocuk gözüyle bakmayı deneyin. Direnme devam ederse başka bir oyuna geçin.

6) Oyunlar işe yaramadığında açıklamaları ve ilgiyi kesin. Başka bir işle ilgilenin. Kısa bir süre sonra ağlamasının sonlandığını , sakinleştiğini göreceksiniz.

Çocuğunuzu bu dönemde uyumsuz, iyi yetiştirilmemiş ya da problemli bir çocuk olarak asla tanımlamayın. 3 yaş sonrasında size ve koymuş olduğunuz kurallara uyum sağlayabilecek gelişim düzeyine sahip olacaktır. Çocuğunuz büyürken içinde bulunduğu gelişim dönemini çok iyi tanımalısınız, çünkü bazen normal olan davranışlar anne-babalar tarafından problem olarak değerlendirilebiliyor.

İki yaş Sendromu ile başa çıkmakta zorlanan aile bir uzman desteği alabilir. Aksi halde çocukla iletişim gittikçe bozulur,çocuğun kişilik gelişimi olumsuz etkilenir, yemek-uyku gibi rutinlerde tepkiler artar, yemek yememe, uyku düzeninde bozulma ve sinirlilik görülebilir.

Psikolog Eda Gökduman

NOT: Hür.riyet Gaze.tesinden alıntıdır.
 
X