Hafifçe Vurmak Ağır Sonuçlar Doğuruyor
**********
Günümüzde çocuk dövme...nin, , çocuklar üzerindeki negatif psikolojik etkileri artık bilinmekte. Psikolog ve Özel Eğitim Uzmanı Bihter Mutlu Gencer, bazı anne babalar tarafından “hafifçe vurma” olarak nitelendirilen disiplin uygulamalarının da çocuğun psikolojik gelişimi açısından ne kadar zararlı olduğunu anlatıyor.
Eskiden dayakla çocuğu disiplin etmek çocuk yetiştirmenin doğal bir parçasıydı. Gerek evlerde anne babalar tarafından uygulansın, gerekse okullarda öğretmenler tarafından uygulansın çocuğa atılan dayak “cennetten çıkma” kabul edilirdi. Günümüzde çocuk dövmenin, biz bunu “fiziksel istismar” olarak tanımlıyoruz ki, çocuklar (veya uygulanan herhangi bir kişi) üzerindeki negatif psikolojik etkileri artık bilinmekte. Ancak bazı anne babalar “hafifçe vurma” olarak nitelendirilen disiplin uygulamaları yoluna gidiyorlar. Gerçekten oldukça şaşırtıcı bir şekilde isteyerek ve planlayarak çocuk sahibi olmuş, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, kendileri eğitimli olan ve bazı insanlardan şu cümleleri duyabiliyoruz: “vallahi beni öyle çok kızdırdı ki poposuna şöyle bir tane indiriverdim”... veya “efendim bir yaramazlık yaptığı zaman, özellikle kendisine zarar verecek bir davranışta bulunduğu zaman bunun zararlı olduğunu anlatmak için şöyle eline bir iki kez vuruyorum ama acıtmadan” Psikolog ve Özel Eğitim Uzmanı Bihter Mutlu Gencer, “Belki de fiziksel olarak zarar vermediği için, psikolojik olarak ta negatif bir etkisi olmayacağı sanılan bu disiplin uygulamaları gerçekte ciddi anlamda hatalı anne baba tutumlarıdır.” diyerek anne ve babaları uyarıyor.
Yanlış mesaj vermeyin
Çocuklarımıza bu hayatta öğretmek istediğimiz şeylerden biri öfke dürtülerimizi nasıl kontrol etmemiz gerektiği olmalıdır. Vurma eylemini bizzat gerçekleştirerek bunu elbetteki öğretmek mümkün değil. Bihter Mutlu Gencer, “Çocuklarımıza bu davranışla öğrettiğimiz tek şey vurmanın kabul edilebilir bir davranış olduğudur.” Diyerek şöyle devam ediyor: “Onların algıladığı “büyükler çocuklara veya güçlüler zayıflara vurabilirler” mesajlarıdır. Çocuklar için büyükleri özellikle de doğruluk timsali olarak gördükleri anne babaları ne yaparsa doğrudur ve onlar anne babalarını taklit ederek büyür ve gelişirler. Bir kız çocuğu annesinin topuklu ayakkabılarını giymeye meraklıdır; bir erkek çocuğu babasını traş olurken görür ve kendisi de traş olma oyununu oynamaya başlar. Aynen bu örneklerde olduğu gibi çocuklar elbetteki vurma davranışlarını da taklit etmeye başlarlar. Bunu oyunlarında kullanır, sonra da gerçek hayata geçirerek arkadaşları veya kardeşleri, yani özellikle kendinden küçük veya zayıf olanlar üzerinde uygulamaya başlarlar, yani aynen anne babasının yaptığı gibi... Böylece davranış problemleri baş gösterebilir. “Bu çocuk kardeşiyle hiç geçinemiyor”lar başlar, yuvaya veya okula gidiyorsa “geçimsiz çocuk, uyumsuz çocuk” gibi etiketler edinmeye başlayabilir. Hayata yuva döneminden bu şekilde başlamış bir çocuk için sosyal güçlükler birbirini kovalayabilir. Bu senaryo elbetteki bütün “hafif derecede dayak yemiş” çocuklar için geçerlidir demek yanlış olur fakat bu tip bir risk her zaman hem de yüksek bir olasılıkla vardır.”
Ayrıca çocukların edindiği bir başka mesaj da problemlerin kaba kuvvetle çözülmesinin uygun olduğudur. Yapılan araştırmalara göre dayakla büyümüş çocuklar yetişkin olduklarında çocuklarını büyütürken bu yöntemi kullanıyorlar. Böylece bu döngü nesillerce devam edip duruyor.
Özgüvenini sarsmayın
Aileler çocuklarına sevgi göstermenin çocuğun özgüven gelişimi açısından ne kadar önemli olduğunu bilirler. Bu sevgiyi de gerçekten verebiliyor olabilirler. Fakat arada sırada belki bilinçli belki de kendilerine hakim olamayarak vurmalarına “ben çocuğumu seviyorum ve ona bu sevgimi gösteriyorum, arada sırada vurmalarım onu hiç etkilemez” derler. Bihter Mutlu Gencer “Biz buna psikolojide “rasyonalizasyon veya haklı çıkarma savunma mekanizması” diyoruz.” Diyerek şöyle devam ediyor: “Adı üstünde yaptıkları yanlışı rasyonalize ederler. Bu savunma bazı çocuklar için doğru olabilir. Fakat çocuklar kendilerini acıtan bir mesajı, bir de gerçekleşen vurma davranışı öfke doluysa sevgi mesajından daha fazla alırlar ve akıllarında daha fazla kalır. Hayatta en sevdiklerinden gelen böyle bir mesaj çocukların kafasını karıştırır, anne babaya karşı duydukları güveni sarsar. Dolayısıyla hayata ve insanlara karşı duydukları güven de sarsılır, artık dimdik durdukları zemin kayganlaşır, otorite karşısında korku duyan aciz çocuklar haline gelirler. Ne de olsa en sevdikleri böyle şeyler yapabiliyorsa herkes yapabilir.... Öte yandan özgüvenleri ve kendilerine olan saygıları da sarsılır. Çünkü bu tür bir davranış elbetteki gülümseyerek yapılmaz. Vurma davranışıyla birlikte çok muhtemel yapılan diğer yanlışlardan biri de kullanılan sözlerdir. Örneğin “seni yaramaz, başbelası çocuk” gibi yaftalar, “bak hemen doğru dürüst davranmaya başlamazsan seni bırakıp giderim”; “bak bir daha seni hiç sevmem, annen olmam” gibi sözler de vurmalara eklenince çocuk için çok daha fazla yıkıcı olur elbetteki. Çocuk anne babası başta olmak üzere etrafındaki kişiler onu nasıl algılıyorsa o da kendisini öyle algılar. Ayrıca çocuk yetiştirmedeki en büyük hatadır belki de “sadece iyi çocuk olduğu zaman sevilebileceği yoksa sevilmeye layık olmadığı” mesajı.... Çocuk anne babası tarafından her zaman ve her koşulda sevileceğini fakat bazı davranışlarının uygun olmayabileceği ve bu davranışlarının kabul görmeyeceği ama sevilmeye devam edileceği gerçeğini içine sindirerek büyümelidir.”
Psikolojik anlamda düşünüldüğünde dayağın hafifi ağırı olmaz. Fiziksel olarak da durum farklı değil. “Hafif dayak” yöntemi kullanılmaya devam edildiğinde artık çocuk sözel olarak kontrol edilemediği için gittikçe ağırlaşmaya başlayabilir. Hangi noktada artık elin ayarının kaçtığını anne baba kendisinin fark etmesi bile zor.
Bihter Mutlu “işin bir de etik yönü olduğunun” altını çizerek şöyle söylüyor: “İster yetişkin olsun, isterse de çocuk olsun bir insanın vücudu kendisine aittir. Anne baba olmak çocuğun vücudunun da sahibi olmak ve bu vücuda istediğini yapma hakkına sahip olmak anlamına gelmez. Çocuğun vücudu kendisine aittir. Onu en güzel şekilde kullanmak onun en doğal hakkıdır. Ufacık elleri, ayakları, ufacık vücutları vurulmak için değil keşfetmek için vardır.”
Dayak çözüm değil çözümsüzlük
Hiçbir çocuk, hiçbir davranış vurulmayı haketmez. Mutlaka ve mutlaka doğruları öğretmek için vurmaktan başka bir yöntem her zaman vardır. Bir doğru asla bir yanlışla öğretilemez. Bihter Mutlu “Eğer siz de vuran anne babalardan biri iseniz annelik babalık yöntemlerinizi gözden geçirmelisiniz.”diyor ve şöyle devam ediyor: “Öncelikle kişilik yapınızı, altta yatan nedenleri düşünebilirseniz: Dürtüsel yani dürtülerine hakim olamayarak bu davranışları sergileyen birer anne baba olabilirsiniz; çocuğun dönemsel gelişimlerini veya kapasitesini bilmiyor olabilirsiniz; eğer dayak hafifse zarar vermez diye düşünüyor olabilirsiniz; kendinizi çok çabuk kaybediyor olabilirsiniz, vb. O zaman yapacağınız şey basit: hemen dayakla çocuk yetiştirmeye bir son verip profesyonel yardım alarak annelik babalık becerilerinizi geliştirebilirsiniz. Siz de çocuklarınızla sorunları karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde çözebilirsiniz.”
kaynak : Elele Çocuk ve Aile Psikolojik Danışmanlık