Kesinlikle olması gereken bu.
Aileler yasaklayarak birşey yaptiklarini sanıyorlar, hatta yorumları okudum 'buyuk kavga ettik,bir daha yapmadı' diyenler olmuş.
Bu kadar mi safsiniz demek istiyorum o insanlara.
İstediğin kadar izin verme, "okuldan kaçmak" diye bir gercek var. Benim zamanımda da vardı, annemlerin zamanında da vardı, eski türk filmlerinde de var.
Aile 'sıkı yönetimde-evden okula okuldan eve' zanneder ama o çocuk oraya gitmek istiyorsa gider, ya da o çocukla buluşmak istiyorsa sabahtan okuldan kaçar,bütün günü gönlünce geçirir. Öğlen 3te de eve gelir, dersinin başına oturur. Kimsenin ruhu bile duymaz. Ya da işe diye çıkar, gider sağlık ocağından sabahin 9unda bir günlük rapor alır-adet ağrısı diye. O gün sevgilisiyle buluşur yan şehre bile gider yani.
Üniversitede yurtta bir kız arkadaşım vardı. Babası kıza çok az bir para verirmiş ve yüksek limitli bir kredi kartı. Adam çakal ya, aklınca kontrol edecek tekel bayiine mi gidiyor, bara mi takılıyor, saat kaçta dışarıda yemek yiyor...
Kurt ebeveyn...
Ama her yasak kendi çarelerini doğurur. Yemekhanede sohbet ederken ertesi gün kırtasiyede yapacağım şeyi söylemiştim. Geçmiş zaman, kitap mı sipariş etmiştim, dokümanlarımi kitap haline mi getireceklerdi hatırlamıyorum. Ama o zamanın parasıyla 30 lira birseydi. Kız bana 'ben de gideceğim yarın, beni de çağırır misin giderken?' dedi. Gidince de 'ben karttan odeyeyim,sen bana nakit ver' diye emrivaki yaptı. Sonra bir sohbetten öğrendim ki kizin babası kartta kırtasiye parası görsün diye kız böyle çakal gibi insan kovalıyor, aldığı nakit parayi da extreye yansıyacak uygunsuz durumlarda, gece ciktiginda-ickili mekanlarda ya da başka şehre girmişse falan kullaniyormus
Öyle babaya böyle çocuk. Bence tam gerekeni yapıyor.
Kendinden emin emin 'kontrol bende' diyen analar, çok da emin olmayın isterseniz. O işler çok öyle degil
Para vermemek de bir çözüm değil. Eski erkek arkadaşım üni öğrencisiydi, uyuşturucu kullaniyordu. Annesi olacak insan korkudan çocuğa günde sadece 5 lira veriyordu, onda da hesabını yapıyordu, "2 lira akbil doldurdun,1iyle su aldın, kalan iki lira nerede" . Her adımını da kontrol etmeye calisirdi.
Sonuç?
Çocuk ot almak isteyen ama gidip almaya korkan arkadaşlarına resmen getir götür yapardı, karşılığında aldığını paylaşırdi. Annesi de sevinirdi iki aydır icmedi- 3 aydır temiz falan diye.
Telefonu almak da çözüm değil. Sanki senin benim ergenligimde cep telefonu mu vardı? Ben liseye geçince yaygınlaştı telefon. Yine de herkes kendi arasında planını yapardı.
Erkekle mi buluşacak? Asla yanyana gelmediklerine,etrafında erkek sinek olmadigina emin misin?
Çok tatlısın:)
O ikisi flört etmek istesin, birbirlerine kağıt yazar arkadaş aracılığıyla git-gel yapar yine iletişim kurarlar.
Ama eski olaylardan dolayı öyle temkinli davranır ki ailenin aklına bile gelmez bu olaylar...
Konuştuk, hiç o taraklarda bezi yok demek de safça bir düşünce.
Bir kız arkadaşım var, x şehrine gittiğimde onda kalmıştım. Şansima o gün annesi de memleketten gelmiş ondaydı. Annesi sigara içmek isteyince o soğukta balkona çıktı, geldi. Dedi 'ayse nefret eder sigara kokusundan. Küçükken de böyleydi, çok istiyor bırakmamızi,ama işte bagimliyim' falan dedi. Hesapta kızı sigaradan tiksiniyor
Oysa ben kızı tanıyorum, yaninda paket taşır
" Bizim zamanımızda yoktu" diyenlerin de çevresinden bihaber oldugunu düşünüyorum.. sen yapmamış olabilirsin ama senin zamanında da neler neler vardı. Hiç mi gözlem yapmadın? Benim ailemde- yakın akraba çevremde asla şiddet olmaz mesela. Ben şimdi bu kadar dar bir çevreyi baz alıp 'neeee aile ici şiddet miii! Bizim ülkemizde asla olmaz' desem ne kadar gercekdisi olacaksa o yazılanlar da o kadar gerçek dışı. Sen öyle değilin ama hiç mi sağında solunda etek kiviran- gizli sigara içen arkadaşın yoktu?
En basitinden 16sinda 17sinde evlenen nice yaşlı insan var etrafta. Çoğu da kaçarak evlenmiş. Benim teyzem bile ailesi istemediği halde aşık olduğu adamla ısrar kıyamet düğün yapmış mesela daha 16sinda yeni gitmisken.
Olayın olduğu tarih 1965...
Demek ki o zaman da varmış küçük yaşta flortler, cinsel arzular.
Başını kuma gömüp 'benim zamanimda' demenin kimseye bir yararı yok. Zaten bizim zaman geçti gitti.
Bence bir ergen herhangi birşey yapmak isterse kimse ona engel olamaz. Yapılması gereken iletişimi sağlam tutmak. Kendine güveni olan,kendi fikirleri olan bir çocuk yetiştirmek için elinden geleni yapmak.
Bir de çocuğu nereden sıkarsan oradan patlar. Ailem mesela çoğu konuda çok rahat ama annem onun etrafından uzaklaşınca çok panik oluyor. Saat konusunda da katı(ydi) bu mesela bende ters tepti ve ergenligimden beri dışarıda olmayı seven-gece gezmesine bayılan biri oldum. Şimdi 27 yaşındayım, annemin panik olacağı kamp gibi,yalnız seyehat gibi şeyler yaşam tarzım oldu resmen. Etkiye tepki olduğunu düşünüyorum..
Öte yandan ailemin başka konularda baskısı yok ve yanımdaki herkes içmesine ve bana kadeh uzatmalarına rağmen ilk içkimi üni son sınıfta kendi isteğimle alıp kendi odamda içtim. Sigara desen bunca sene toplam iki paket icmemisimdir, sadece ortam çok dumanaltiysa rahatsız olmamak için ve içkilerin yanında bir iki dal içiyorum. Uyusturucu desen o kadar kullanan insanla tanıştım, o kadar guzellemesini yaptılar. Asla merak etmedim.
Hatta mariuhananin yasal olduğu ve bir turiZm öğesi olarak kullanıldığı Amsterdam'a gittim. Bakkallarda bile otlu sigaralar satılıyordu, merak edip esrarli şeker bile almadım.
Ama birlikte gittiğim turdaki insanlar bir yasağı tatma mutluluğuyla - ve gruba uyma aşkıyla- içip öyle saçma hallere düştüler ki. Akan nehre düşenler,kusup kusup duranlar...
Yazdıklarını hiç inandırıcı değil. Peşpeşe birkaç anne 'ben çocuğumu kuaföre ağdaya götürürüm her ay' dedi diye birden sizin anneniz de agdaya götürür olmuş.
İyi de madem çocuk annenizle ağdaya gidiyor neden bacağında kıl var da jiletle ihtiyaç duymuş?