10 aydır beraberiz fakat sanki 10 yıllık evliyiz


cimri olduğunu kabul etmek istemiyorum sanırım . inanın bu konuda kadın erkek eşitliğini savunan biriyim . hep yarı yarıya ödedik . o da öğrenci ben de öğrenciyim sonuçta. anlatmadığım , içimde ukte kalan çok şey var . 1 aydır bunu güzel bir dille anlatıyorum . neye kırıldığımı belirtiyorum . bu gibi durumlarda ne yapması gerektiğini bile söylüyorum fakat aynı . aynı zamanda çok aileci bir insan . çok düşkün . sanki bana gerçek yüzünü göstermiyor gibi düşünüyorum .
 

Neden devam ediyorsun peki?
Benim ruhum sıkıldı anlattıklarından. Cimriliğini, düşüncesizliğini bir tarafa bırakıyorum bu insan sana değer vermiyor, seni önemsemiyor.
Peki zor şartlarda mı okuyor, imkanları çok mu kötü?
 

alışkanlık mı desem bilmiyorum ki . onu seviyorum . iki sözü tav ediyor beni . fakat aşktan da gözü dönmüş birisi değilim .
 

çok zor durumda değil . aslında inanın babasının mesleğinin bile yeni öğrendim .parasal konuları konuşmayı sevmem. fakat gördüğüm kadarıyla çok zor şartlarda okumuyor.
 

belki garip gelecek belki ama hayatıma başka birisini girmesinden korkuyorum . yeniden tanımak , alışmak . ruhum mu çürüdü bilmiyorum
 

yetmediği kesin . ama bana senden daha kötü durumlarda olanlarda var diyor . kendimi nankör gibi hissediyorum
 

Sizin ilişkinizdeki problem mesafe değil ki. Hayat görüşleriniz, karakterleriniz uymuyor. Bir insanı ilişki yaşadığınız için değiştiremezsiniz. Zaten en büyük hatayı da değiştirmeye çalışarak yaparsınız. Kişi belli, huyu suyu belli, evlenince ya da aynı şehirde hergün görüşseniz de değişmez. Ya birbirinizi olduğunuz gibi kabulleneceksiniz, ya da yol yakınken geri döneceksiniz. Yoksa kendinizi sürekli onun her düşüncesizliğinde üzülüp ağlarken bulursunuz ya da içerlerken - kendi kendinize -
 

düşüncesizlik had safada . nasıl davranacağını bilmiyor . sonra söyledim . e sen gidelim deseydin ya diyor . o an gurur meselesi yaptım sanırım . korunup kollanmak istedim
 
belki garip gelecek belki ama hayatıma başka birisini girmesinden korkuyorum . yeniden tanımak , alışmak . ruhum mu çürüdü bilmiyorum

İlişkinin en güzel zamanıdır ama o başlama aşaması. Benim en sevdiğim dönemdir. Korkacak bişey yok.

Daha çok küçüksün, hayatına birileri girecek çıkacak, birileri daha girecek. Hayat böyle. Doğru adamı bulana kadar deneyeceksin. Ama korkuyorum diye doğru adamı aramaktan vazgeçer ve elindekilere mahkum edersen kendini hayatın boyunca mutsuz olacaksın.
Sevgilin senin için "o adam" değil...
 

şu an kabullenme aşamasındayım fakat ben ben değilim sanki. uzun süreceğini düşünmüyorum . fakat inanın cesaret edemiyorum ayrılık acısı yaşamaya . hadi karşıma kötü birisi çıkarsa diyorum güzel günlerimiz de oldu tabi ki . nankör müyüm diyorum bazen . ama ruhum aç gerçekten .
 
Ah cnm istisnalar haricinde detayları hep biz düşünürüz

Yıl dönümümüz ve doğum günü icin manevi bisey yapmak istedim,ayrı bi zarfta kutladim doğum gününü tuttuğu takımla ilgili atıfta bulunarak. sonra klasik albümlerden yaptım fotoğraflarımizla, arkasina da bizim yasadiklarimizi anlatan sipsevdileri çıkarıp yapistirdim. mesela ilk bulusmamizda islanmistik, sipsevdi de aşk beraber islanmaktir konulu resim vardi ellerinde şemsiye yağmur yagiyodu.yapistirdim o şirin cizgi kızla erkeğin resminini. Ne dese beğenirsin? "e bizde şemsiye yoktu ki"
Tamam canm sen bak öyle işte onlara dedim kapattık

Cidden cogu erkek beyni düz çalışıyo,(istisnalar varsa tenzih ederim) bizim dusuncelerin bu yuzden onlara karisik geldgini dusunurum.
 

o adam değil bunu fark ediyorum artık . görüşlerimiz farklı . ben çok okumayı seven bir insanım ama o kitaba verilen paraya acıyor. gezmek dolaşmak istiyorum . çok para harcarız diyor. hayallerimi hep erteliyorum . ve artık yorulduğumu hissediyorum
 

evet kesinlikle düz mantık . ve bu beni yoruyor . ne yapması gerektiğini hep ben diyorum . anne gibi hissediyorum kendimi
 

artık hep öyle oldu . ağlıyorum . ruhum çürüdü. kaçıp uzaklaşmak istiyorum her şeyden. neden seviyorum diyorum? çünkü sadakti var , bana güven veriyor , anılarımız alışkanlıklarımız var . belki düzelir diyorum . ama kafam kazan gibi
 
Uzun mesafe ilişkisi diye bir şey yoktur, telefon ilişkisi vardır.
Yani bir hayale aşık olmak, bir sese kapılmak.
O kadar.
Üstüne üstlük sendeki versiyon odun versiyon.
Kimse demiyor ki sürekli çiçek böcek ile uğraşsın, adam bildiğin sürprizlerden hoşlanmayan ya da iline gelmeyen adam modeli.
Değişir mi? Tabii ki hayır.
Ha senin 19 Yaşında Evliliği düşünmen normal mi? O da hayır.
Git hayatını yaşa be güzelim ya, yok evlilik yok ilişki diye giye erken yaşta ilişkilerden bezmenin anlamı ne?
 

evet telefon ilişkisi avutuyorum kendimi . bana göre pasif birisi . ben erkeğim o kız sanki . her şeyi benim dürtüklememle yapıyor . ben dedikten sonra bir şeyler yapması da canımı sıkıyor.
 

Bu nankörlükten ziyade iki yarı meselesi. Ben şuna çok inanıyorum her insanın bir yarısı var ve onu bulabilen gerçek mutluluğa erişiyor. Özünde iyi bir insan olabilir, dürüst olabilir ama sen onu iyi kötü odun kalas her haliyle içine sindiremiyorsan ya da o seni yağmurda iliklerine kadar ıslatacak kadar düşünemiyorsa bu işte bir yanlışlık var belli. Ben ve eşim üniversite döneminde tanıştık, istanbul ve kocaeli arası 5 sene mekik dokuduk. Bazen ayda 1 görüştük, bazen tren gelene kadar 5 dklık gar buluşması yaptık. O çiçek almayı sevmezdi ben ilk zamanlar beklerdim ama anladım ki o öyle biri değil sevdiğini sahiplenerek gösteriyor, bu beklentimden daha o ilk zamanlar vazgeçtim ama biliyordum ki o benim yarım. Çiçek almaması sevgililer gününü kutlamaması beni kırmıyordu çünkü onun bana verdiği değeri hayatımda kimse bana vermemişti, veremezdi de biliyordum. Bu yüzden çoğu şeyi içime atmaktansa arkama atıyorum bu da beni ona daha çok yaklaştırıyor, aynı şey onun için de geçerli tabi.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…