slm arkadaslar aranizda fallop yani kanal baktirma ameliyati olan varmi?bilgi veririseniz sevinirim
yorumları hayret içinde kalarak okudum ki okurken içimde parçalandı. çünkü yapılan yorumların çoğu cahilce, mantıksızca, "din", "inanç", bununla da yetinilmeyip "mezhep" temeline dayandırılarak yapılmış. allah inancı tam bir insanın önce "insanı insan olduğu için sevmesi gerekir. siyah-beyaz, alevi-sunni vs. olduğu için değil" bizi yaratan rabbim! inanmayanlara, doğrudan sapanlara dini gönderen de rabbim! lütfen bakış açınızı genişleterek, kısır döngülere saplanıp cahilce düşüncelerle beynimizi ve beyinleri yıkamayalım. burada allah inancı, din inancından bahsedip çoğu kişi gibi ajitasyon yapacak değilim. herkes kendi içinde yaşar rabbimin sevgisini, inancını ve dinimizin gerekliliklerini. hangi din çaresiz bir kadının ana olma, o duyguyu tadabilme duygusundan yoksun kalmasını ister... hangi inanç bu kadar saf ve bu kadar temiz bir sevgi, istek ve yoksunluk duygusuna çözümü yargılar... ailemde evlatlık çocuk sahibi olanda, donasyon yöntemiyle çocuk sahibi olanda var. evlatlık olan akrabam bir yetişkin şimdi kendi yuvasına ve çocuklarına sahip. evlatlık olduğu gerçeğini bilmesede çoğu ana-babanın kendi çocuğuna vermediği sevgi, ilgi ve alakayla büyüdü. çoğu akraba kendi yakınlarına atıp tutarken o ailemiz içinde nazlı bir çiçek gibi hepimizin gözbebeği oldu. çocuğa hasre bir ana-babanın herşeyiydi ve şimdi o aileye torun sevgisini de tattırdı. "bence" sevapların en büyüğü. yumurta donasyonu yoluyla çocuk sahibi olan akrabama gelince.. o evladını kaybetti ve acıların en büyüğünü yaşadı... hala yaşıyorda... ve o da donasyon yöntemiyle kendi evladını kendi karnında büyümesini hissederek dünyaya getirmek istiyor. bütün tıbbi yöntemleri denediler bu ise onlar için son çözümdü... şükürler olsun rabbime o şuan hamile... evlatlık diyorsunuz ama uzaktan davulun sesi hoş geliyor size... o kadar kolaymı o çocuğa başka bir ana-babasının, başka bir ailenin çocuğu olduğunu hissttirmeden onu büyütmek... öğrenirse öğrensin... diyenler olacak belki aranızda... sözüm ona donasyona "günah" diyeler varya... psikolojik travmalar ağırdır arkadaşlar, o travmalar bügünün yozlaşmış düzeninde insanları intihara kadar sürüklüyor... herşeyin kendi çapında zorlukları var, riskleri var. öyle "evlatlık al sevap işlersinle" olmuyor herşey. kaldı ki herkesin günahı da sevabı da kendine! donasyonda çocuğun babası sizin eşinizdir, bir kadına dünyanın en eşsiz duygusunu "hamileliği" tattırır... o küçücük embiryonun gün be gün karnınızda büyüdüğünü hissedersiniz... sizden bağ ile dünyaya gelirken onun dünyaya ilk gözaçısnın sebebi olursunuz... bu ne eşsiz bir duygudur... şunu da belirteyim ki ben ne evliyim ne de çocuk sahibiyim... bu "cahilce" yapılan yorumları bu duyguları yaşamış bir anaya yakıştıramayacak kadar "gaddarca" bulurken, çocuk sahibi olmayan ama bu kadar şuursuzca yorum yapmaktan kendini alamayan kadınlarımızı da üzgünüm ama kınıyorum. belki benim yaptığım yorumu da "at gözlüğüyle" dünyaya baktıkları için kınayacak olanlar olacaktır. AMA UMRUMDA BİLE DEĞİL İNANIN! ÇÜNKÜ GADDAR VE İNSAFSIZ DEĞİLİM! ülkemizde daha düne kadar organ nakline bile "günah" deniliyordu hatırlatırım. hala da tam olarak organ nakline, organ bağışına sıcak bakmayı becerebilen bir millet değiliz. "benim olsun, benimle ölsün" düşüncesiyle yine "cahilce" hareket ederken kaç can kurtararak belkide sevapların en büyüğünü işleyeceğimizden yoksun örümceklenmiş beyinlerimiz. ne kadar benciliz... ne kadar egoist ve ne kadar benciyiz...
her iki yoldanda dünyaya gelmiş dünyalar tatlısı akrabalara sahibim... her ikiside ailemizie mutlukların en büyüklerini yaşattı... her ikiside benim canım, benim kanım, benim gözbebeğim... kardeşimden farklı değil... olmayacaklarda... onlar ailemizin bir parçası ve o parçalarla da ailemiz gitgide büyüyor ve büyümeye devam edecekte... 30 yaşındayım ve evlendiğimde çocuk sahibi olamazsam "sus, ayıp, yasak, günah" diyenlere kulak asmadan ne ise çaresi, ne ise çözümü o yoldan çocuk sahibi olmaya çalışacağım. allah hepimize kalp iyiliği, kalp güzelliği versin, çaresiz dert vermesin! rabbim kimsenin umudunu kırmasın. ve isteyen her kadına dünyanın o en güzel duygusunu bağışlasın... bir diğer yandan derdine derman arayan bir insanın hele de çaresi varken umudunu kırmak ne acıdır... ne kötüdür...
ne geldiyse başımıza "sus, ayıp, yasak, günah"tan geldi. araştırmaktan, öğrenmekten, ilimden, fenden, bilimden kime zarar gelmiş sorarım... rabbim bizi dünyaya getirken kendi kimyamızla getirdi... ilimin, bilimin, fennin asıl var oluş sebebi rabbimken... bize iyiliği, vicdanı, bir olmayı, sevmeyi öğütlerken... bize düşmez bu gaddarlık... bize yakışmaz bu derece cahillik... dilerim sorusuna cevap arayan arkadaş şimdi bir anadır! ya da 1 tane bile olsun yorumu okuyup içine su serpilecek, "doğru" diyecek bir ana adayı vardır...
çocuk sahibi olmak istemenin ve buna bir çözüm aramanın "susu, ayıbı, günahı" olmaz.