Yeniden, yepyeni bir insan olarak; farklı bir farkındalık seviyesinde hayata başlamak için en güzel noktalardan birindesin. Dalga geçmiyorum, ciddi söylüyorum, 27 yaşında bu kadar kör isen, gözün ancak böyle bir olayda açılırdı, bu gerekti ve bundan sonrası kademe kademe daha iyiye gidecek. Çok da emin söylüyorum çünkü benzerini yaşadım. Biz de bu akıllara, sürüne sürüne geldik, kurdunu gözünden tanıyıp parmakta döndürüp gerisin geri kuyruğunu kıstırtıp ormanına salmayı, ısırıla ısırıla öğrendik. :)
Anlatmazdım ya, konunu okuyunca aklıma geldi, anlatasım da var; sıkılıyorum zaten.
Zannedersem 20 yaşındayım, kendimden 8 yaş kadar büyük biri ile takılmaya başladım, okuduğum şehrin kafesinin tekinde tanıştık, sürekli gider gelirdim, bu tip de orada çalışırdı. Eğitimi yarım yamalak, ailesinden uzakta, orada burada kazandığı parayı ezen faydasız biri işte. Ben toyum daha; yüksekten yüksekten konuşmalar, eh biraz da bilen biriydi, o bilgili halleri beni etkiledi.
Öğrenciyim, tek başıma kalıyorum evde; bu vatandaş da kirasını ödeyemez haldeymiş, ev arkadaşları buna kazık atmış falan filan, nasıl mağdur... Ben de iyilik meleği, kelebek kafa bi şeyim, evimi açtım buna "Ya dert etme, benim kapısı kapalı kullanmadığım bi odam var fazladan, eşyalı da. Orada kalırsın kendine uygun bir yer bulana kadar" diye, oysa yani anası babası var, öyle düşkün de değil markasından sigarasından ödün vermez, salağım ama o sıralar, süzmeyim. Hiç "Ya olur mu olmaz mı?" demek de yok he "Yaaa sen nasıl mükemmel bir insansın" diyerek atladı zaten.
Geldi bir güzel yerleşti evime, kira derdi yok, alış-veriş derdi yok, fatura derdi yok. Adam full beleş takılıyor.
"Ev baktımdı bulamadımdı, yok şunla konuştumdu olmadıydı, ne yapacağım ben, maaşım kuş kadar kalıyor, sana da yük oluyorum böhüğğ" filan diye diye de beynime girdi, merhamet tuşuma bastı. "Lafı mı olur ya, duymayayım, zorunda hissetme kendini illa bi yer bulacağım diye, nasıl olsa öyle de böyle de ödeniyor buranın kirası" diyorum. Hee ödeniyor, babam ödüyor. Hayırsız evlatmıymışım neymişim, adam "Kızım biraz daha rahat etsin" diyerek dişini tırnağına takarak çalışsın para yollasın, ben elin züppelerine yedireyim.
Neyse, bu güya ev bulacak adam, işinden de ayrıldı. Sebep de neymiş "Bıkmış"... Maaşını alamamışmış. İyi de o yeni adidaslar, o saat nereden geldi? :)) Gördüm, ama görmemeyi tercih ettim. Çünkü "Gangsta canı kalmış almıştır boşver" dedim.
Sonra bu beyefendinin sigaralarını alır olmuşum haberim yok
Adamın canı bira çekmiş, beni aramış okul çıkışıma "Gelirken şunu şunu alsana" diye listelemiş.
Kontörünü yükleyivermişim.
E uyanacağım ya bi yerde, bana da bk gibi davranır olmuş, kredi kartı muamelesi görüyorum yetmiyor, bi de ota mka kıskanıp olay çıkarıyor. Birinde bi küfür etti ki işte en nefret ettiğim şeyle gözüm sonuna kadar açıldı, kimse bana karşı bazı hakaret cümlelerini-kelimelerini kullanamaz. Adamı yırtarım.
"Eşyalarını topla, 1 saat içinde evimden defolup gitmiş olmazsan polisi ararım!" dedim.
Direkt telefonumu elimden aldı, duvara attı parçaladı, bilgisayarımı da kırdı, kapıyı da kilitledi "Hadi şimdi ara polisi, seni burada kıtır kıtır keserim onlar gelene kadar" dedi.
Kafamdan tonlarca plan geçiyor, bir yandan kalbim küt küt atıyor; "Şimdi geldin mi annenin lafına" diye de giydiriyorum bir yandan kendime, sen tanımadığın elin herifini, bu kadar -ben güvenilir insan değilim- diye bağıran hareketlerine rağmen evine alır mısın? Ömürlük derstir bana.
Kendimi yere atıverdim "Başım dönüyor, niye böyle olduk biz, biz birbirimize aşıktık, çok kötüyüm" diyerekten bildiğin bırakıverdim kendimi olduğum yere... Adam bocaladı, anlamadı ne oluyor, "Tamam kendine gel, hadi kalk bi yüzünü yıkayalım" filan hallerinde... Ağır ağır kalktım, doğru zamanı bekledim, boşluğuna getirip mutfağa girip elime bıçağı almamla birlikte "Kim kimi keser laann!" diye bağıra bağıra, cam çerçeveyi indirerek, gözüm dönerekten... Sandalyeyi pencere camına sallayarak (Komşu mahalleli herkesi toplamaya garanti için)... Yanına alabildiğini alıp, bir kaçışı vardı ki evden...
Ama göze aldım ölmeyi, şok geçiriyordum sanırım, ya da "Nasılsa öleceğim, onu da öldürüp ölürüm, belki ona sapladığımda gücü kesilir, ben yaralı kurtulurum" filan böyle planlar ya... Sanırım bi çeşit şoktu yaşadığım.
Bu da böyle bir anımdır, bana hayatımın dersidir; ilk ve sondur. 20 yaşında gözümü açmayı geç, 5 duyumu sarsıp beni kendime getirmiştir.
Eh, böyle olması gerekiyormuş, yoksa anlamazdım, 27,28,29... Belki35,36 yaşlarımda bile parça parça sömürülen, saf kafa, yanlış tercihlerinden dönüş için cesaretsiz, kendini güçsüz hisseden "Kaderimse çekerimci" bi tip olup çıkacaktım belli mi olur? En ağır nasihatten daha ağır bir şey oldu, beni tazeledi, yeniledi, değiştirdi, öldürmeyen şey, güçlendirdi.
Sen de geçersin, merak etme. En zor kısmı geçmiş.