Ben bakarım. Her zaman başımın üstünde yeri vardır pamuk kayınvalidemin ve kayınpederimin. Saygı ve hizmette kusur etmem. Kendi anne ve babam ile nasıl ilgileneceksem onlara da öyle bakarım elimden geldiğince maddi manevi. Onlardan gelecek sevaba ve Allah razı olsun sözüne ihtiyacım var. Çünkü kayınvalidem bir gölge gibi takip ederek kendisine isyan ettirmiyor, zorla hürmet ettirmiyor. Her akşam kendisini ziyaret etmemiz için bizi zorlamıyor, bana laf sokup aşağılamıyor, işten eve geldiğimde sofrayı kurulu oluyor, kışlık yiyeceklerime kadar dondurucumu hazırlamış. Çocuğumuz yok henüz, bugün gelinim, yarın kayınvalide olmayacağım ne malum ? Hiçbirini yapmasa bile nankör gelemem. Onlar olmasa sevdiğim adam olmazdı, evlenemezdim. Gelinlerin eş ailesine bakma yükümlülüğü yok ne dini ne de hukuki açıdan buna itirazım yok ama ben asla sırtımı dönemem.
İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez” (Buhârî, “Edeb”, 18)
Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz” (Buhârî, Edeb 18; Müslim, Fezâil 65. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 145;Tirmizî, Birr 12
''...Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size rahmet etsinler. Rahim (akrabalık bağı) Rahmân'dan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah onunla (rahmet bağı) kurar, kim de koparırsa, Allah da ondan (rahmet bağını) koparır. '' (Ebû Dâvûd, Edeb 58; Tirmizî, Birr 16)