Ya Evlenelim Ya Ayrılalım Dedim

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Size göre yanlış olabilir , bence o imzanın herhangi bir değeri yok .
Anlattığınız olayda ise dramatik* şey adamın ölmesi bence . Işıklar içinde uyusun.
Sonuçta baba hanesine yazılmış, yazilmayadabilirdi. Benim gözümde çok önemli şeyler değil bunlar .
Sizin için önemli olmayabilir ama bu ülkedeki çoğu insan için önemli. Kaldı ki avrupadaki gibi partner olan insanlara tanınan haklar bizde yok. Yıllarca birlikte yaşayıp 5 kuruşsuz kapıya konabilir, evlilik dışı anne olmak zorunda kalabilirsiniz. Aynı evde yaşayacaksam evlenir yaşarım mantığındayım bende, nitekimde öyle oldu. Ayrıca evlilikten korkan erkek falan hikaye, evlenmek istemeyen erkek var. Gerçekten aradığını bulduğuna inandıklarında kadınlardan kat kat istekli oluyorlar...
 
Ya gelecek hayalleri kurmak evlilikle mi oluyor boşananlar ne o zaman?
Ya ben kendi adıma konuşayım eğer ileride bebek istemezsem evlenmem ciddi anlamda ben zaten karşımdakini seviyorum...

Ha sadece bebek için mi diyeceksiniz bu ülkede yaşadığım içim belli yerde evet
Ama bu o kişiyle gelecek hayali kurmadığım anlamına gelmez özellikle de aynı evde yaşıyorsam...
Evet gelecek hayali sadece evlilikle oluyor. O sizin birbirinize verdiğiniz yemin. Bu Dünya'nın her yerinde böyledir. Eğer biri sizle evlenmek istemediğini düşünüyorsa veyahut siz biriyle evlilik düşünmüyorsanız o tamamen o kişiyle ilgilidir. Gerçekten hoşlandığın birini hayatına dahil etmek istersin. Boşanma da tükenme demektir onu da tahmin edemeyiz. İnşallah sevdiğimiz kişiyle birbirimizi tüketmeyiz ve hep hayatımda yer alır.
 
Ben gözümü ilk onunla açmadım ki, 16 yaşından beri aktif cinsel hayatım var, yaşamak istediğim herşeyi yaşadım bugüne kadar...

Peki 16 yasindaki erkeklerde aradigin ile, simdi erkeklerde aradigin ayni mi? Daha 23 yasinda "yasamak istedigim herseyimi yasadim" demen ile toylugun belli oluyor. O yasta kendini çok olgun görürsün fakat degilsin. Gerçekten ancak 30'a yaklastiginda karakterinde, isteklerinde, hayallerinde birçok sey oturmaya basliyor.
 
Sizin için önemli olmayabilir ama bu ülkedeki çoğu insan için önemli. Kaldı ki avrupadaki gibi partner olan insanlara tanınan haklar bizde yok. Yıllarca birlikte yaşayıp 5 kuruşsuz kapıya konabilir, evlilik dışı anne olmak zorunda kalabilirsiniz. Aynı evde yaşayacaksam evlenir yaşarım mantığındayım bende, nitekimde öyle oldu. Ayrıca evlilikten korkan erkek falan hikaye, evlenmek istemeyen erkek var. Gerçekten aradığını bulduğuna inandıklarında kadınlardan kat kat istekli oluyorlar...
Yıllarca birlikte yaşadıktan sonra ayrılınca neden para verilsin bize ?
 
Evet gelecek hayali sadece evlilikle oluyor. O sizin birbirinize verdiğiniz yemin. Bu Dünya'nın her yerinde böyledir. Eğer biri sizle evlenmek istemediğini düşünüyorsa veyahut siz biriyle evlilik düşünmüyorsanız o tamamen o kişiyle ilgilidir. Gerçekten hoşlandığın birini hayatına dahil etmek istersin. Boşanma da tükenme demektir onu da tahmin edemeyiz. İnşallah sevdiğimiz kişiyle birbirimizi tüketmeyiz ve hep hayatımda yer alır.
E evlenmeden de dahil edebiliyorum gordugunuz gibi biriyle yaşama fikri zaten çılgınca e yaşıyorumda .....
Yemin mi etmeliyiz sözler mi vermeliyiz?

Evlilik yemin değil bana göre meşru bir şekilde daha rahat istediklerini yapabilmek için bir sürü hengame....

Olay yemin etmekse söz vermekse sembolik törende yapılabilir madem öyle....
 
Sizin için önemli olmayabilir ama bu ülkedeki çoğu insan için önemli. Kaldı ki avrupadaki gibi partner olan insanlara tanınan haklar bizde yok. Yıllarca birlikte yaşayıp 5 kuruşsuz kapıya konabilir, evlilik dışı anne olmak zorunda kalabilirsiniz. Aynı evde yaşayacaksam evlenir yaşarım mantığındayım bende, nitekimde öyle oldu. Ayrıca evlilikten korkan erkek falan hikaye, evlenmek istemeyen erkek var. Gerçekten aradığını bulduğuna inandıklarında kadınlardan kat kat istekli oluyorlar...
Evlilikten korkan değil de istemeyen olabilir bence bence de korkmak değil istememek
 
Birlikte yaşıyorsunuz. Zaten şu anda yaşadığınız şey bir evlilik. Tek fark bir imza yok, kanunen bağlı değilsiniz. Alt tarafı akrabalarımızın ağzına laf vermeyeceğiz daha fazla, bir imza atalım gitsin deyin. Çok büyük bir karar gibi konuşmayın da kolay bir eylem olarak konuşun. Çünkü öbür türlü gözünde büyütür. Ne yalan söyleyeyim konu başlığını görünce ön yargılı bir şekilde " amaaan millet de ne evlilik meraklısı" diye düşünerek açtım ama konuyu okuyunca haklı olduğunuzu gördüm. Evlilik elbette kolay değil. Korkutabilir insanı. Endişelendirebilir. Ama sizin de evliden çok farkınız olduğunu düşünmüyorum. Bir imza atıp yine aynı şekilde yaşamaya devam edebilirsiniz.
 
O gitmemi istemeyince ben ona seçenek sundum sadece ve ekledim, ikimiz de kararlarımızın sonucunu yaşıycaz diye, ben evlilik istediğim için olmayınca gitmeyi seçiyorum, o da evlenmek yerine ayrılmayı ya da ayrılmamak için evlenmeyi seçerse bu onun kararı, bu konuda sorumluluk kabul etmiyorum
Peki sadece ayrılmamak için evlenmeyi seçmesi daha kötü değil mi? İnsanlar birbirini sevdiği, bir ömrü birlikte geçirmek istediği, bir aile kurmak için evlenir. Bence sırf ayrılmamak için evlenmek de karşındakini ayrılmamak için evlenmek durumunda bırakmak da çok çok çirkin.
 
Benim anlamadığım şuan yaşadığınız hayatın evlilikten farkı ne ki?
Hayır yani korkutan kısım ne?
Zaten hep yanında, hayatının içinde, hesap vermesi gereken bir kadın var.
Evlilik de tam olarak bu.
İşin içine aileler giriyor, öcü canavar falan mı sanıyor onları :)
 
Kapalı değilim söylenenlere cevap veriyorum sadece yanlış anlaşılma olmasın diye. Yoksa yazılan her yorumu düşünüyorum görmezden gelmiyorum

Eşimle 2,5 yıl birlikte yaşadıktan sonra evlendim; sevgilinin korkularını gayet iyi anlıyorum çünkü... birlikte yaşamakla evlilik aynı şey değil, nasılsa birlikte yaşıyorsunuz bir imza mı meselesi değil. Ortak yaşam alanımız, arabamız, ortak yatırımlarımız bile vardı önceden ama evlilik benim hadi gidiyorum özgürlüğümü aldı elimden, ailelere karşı sorumluluklar, gidip gelmeler vs hayatım kökünden değişti. Bu sebeplerle evliliğe olumsuz yaklaşan taraf bendim çünkü bir tarafım tepemin tası atarsa özgür olmak istiyordu hep. Hastalandığım bir gün hastanede yatarken resmen eşim olmadığı için gece içeri alınmadığında verdim evlenme kararını, 36 yaşında aklı başında düzeni oturmuş ve aşık bir kadın olarak köşeye sıkışmasaydım o an bu kararı verirmiydim bilmiyorum, asla pişman olmadım ama evlilik ritüeli yüzünden asla onaylamadığım gelinlik giymek, düğün yapmak, abuk sabuk bazı adetlere rıza göstermek gibi sancılı süreçler yaşadım. Bunları anlatma sebebim şu ki herkesin evliliğe bakış açısı farklı olabiliyor, sadece çok sevmek iyi bir evliliğe yetmiyor ya da evlilikten çekinmek sana değer vermediği anlamına gelmiyor. Bu kararı enine boyuna düşünüp verin, 23 yaş hayatın renklerinin hızlıca değişebileceği bir yaştır, onu evlilik yoluna sokmadan önce siz kendinizi de tartın
 
çok tuhaf . sana samimiyetle söylüyorum sende tuhafsın madem evlilik senin için önemli neden beraber yaşıyorsun ? 2. si o kişi seni seviyorsa güveniyorsa neden evlenmiyor . anlayamadım gerçekten .
 
Bakın 20 li yaşlarda aman birlikte yaşarım bir imza kafasında olabilirsiniz çok normal ama beraber yaşamak hayatı paylaşmaktır. İnsan yaşı ilerleyince birikim yapmak ister hayaline göre bir ev almak ister, pahalı bir tatile çıkmak, araba almak ister, arkadaş gibi her seferinde para hesabı yapmak, masraf paylaşmak çok irite edici. Evlilik gibi olsun ortak bütçe olsun dediğinde maddi olarak ilerde büyük sıkıntı yaşayan bayanlar oluyor. Bizim ülkemiz beraber yaşama halinde partnerlere hiçbir hak sağlamıyor. En basitinden sevgilinizin başına bir kaza gelse emniyete alınsa bilgi bile alamazsınız, acil bir tıbbi müdahile için onay bile veremezsiniz. Bir kavga etseniz bütün eşyalarını beraber aldığınız evde kira kontratı partnerinizin üstüneyse evden atsa tek laf edemezsiniz. Böyle konuşunca felaket kumkuması gibi göründüğümün farkındayım ama bunu yaşayan bir sürü insan var. Tamam avrupada bu çok yaygın ama avrupa bu durumun hukuki bir statüsü var. Mirasçı bile kabul edilen ülkeler var. Beraber yaşamayı sadece duygusal olarak düşünmemek lazım beraber yaşamanın hukuki, sosyal ve ekonomik bir sürü sorumluluğuda var.
 
Son düzenleme:
Zaten ayni evde yasiyorsunuz. Yani eksik olan tek bir imza onun disinda siz evlilik hayatini yasiyorsunuz zaten.. Yani buna dayanarak sunu soyleyebilirim ki erkek arkadasiniz mutlaka sizi seviyordur ama bence o evlilikten korkmuyor. Evliligin getirdigi kanuni bagliliktan korkuyor. Sıkıldıgı zaman elini kolunu sallayarak istedigi gibi gidemeyecek. Bence tek sorun bu.

Evlilik oncesi birlikte yasamaya karsi degilim ama bizim ulkemizin erkeklerine yaramiyor boyle seyler. Cunku mentaliteleri farkli. Hepsi ayni degildir mutlaka ama geneli boyle.

Yurt disinda insanlar evlilik oncesi karar vermek icin birlikte yasiyor. Eger hersey istedikleri gibi giderse yani uyum sorunu yasamazlarsa bir sure sonra erkek kendiliginden evlenme teklif ediyor. Iliskilerin cogu bu sekilde sonuclaniyor.

Bilmiyorum siz ne yaparsiniz ama ben olsam ceker giderdim sanirim. Cunku ayni evde yasarken evlilikten korkuyorum diye bir bahane olamaz.. Bu bahanenin altinda yatan sey bana gore cok cirkin..
 
Biz cocuk düşünmüyoruz o yuzden evlenmek yerine birlikte yaşasak eşimle daha iyiydi gibi geliyor ama hem çevrede, ailede kabul gormeyecektim hemde birlikte nikahsiz yaşamak eşime göre yanlış oldugundan evlendik biz.

Birlikte yaşamakla, evliligin farki ne diyeceksiniz. Eşimin ailesini hiç gormemis ve tanimamiş olurdum, aile ortamina filan hiç girmek istemezdim ama evli olunca illa ki insanlarla tanişiyorsun 😂😂 sirf bunun icin o imzayi atmayabilirdim imkan olsaydi.

Yani adam konu sahibinden korkmuyordur ama o hisim akraba, aile hengamesinden korkmakta hakli.
 
Eşimle 2,5 yıl birlikte yaşadıktan sonra evlendim; sevgilinin korkularını gayet iyi anlıyorum çünkü... birlikte yaşamakla evlilik aynı şey değil, nasılsa birlikte yaşıyorsunuz bir imza mı meselesi değil. Ortak yaşam alanımız, arabamız, ortak yatırımlarımız bile vardı önceden ama evlilik benim hadi gidiyorum özgürlüğümü aldı elimden, ailelere karşı sorumluluklar, gidip gelmeler vs hayatım kökünden değişti. Bu sebeplerle evliliğe olumsuz yaklaşan taraf bendim çünkü bir tarafım tepemin tası atarsa özgür olmak istiyordu hep. Hastalandığım bir gün hastanede yatarken resmen eşim olmadığı için gece içeri alınmadığında verdim evlenme kararını, 36 yaşında aklı başında düzeni oturmuş ve aşık bir kadın olarak köşeye sıkışmasaydım o an bu kararı verirmiydim bilmiyorum, asla pişman olmadım ama evlilik ritüeli yüzünden asla onaylamadığım gelinlik giymek, düğün yapmak, abuk sabuk bazı adetlere rıza göstermek gibi sancılı süreçler yaşadım. Bunları anlatma sebebim şu ki herkesin evliliğe bakış açısı farklı olabiliyor, sadece çok sevmek iyi bir evliliğe yetmiyor ya da evlilikten çekinmek sana değer vermediği anlamına gelmiyor. Bu kararı enine boyuna düşünüp verin, 23 yaş hayatın renklerinin hızlıca değişebileceği bir yaştır, onu evlilik yoluna sokmadan önce siz kendinizi de tartın

Kesinlikle aile ve cevrede kabul gormemeyi gectim devlet onunde de aile kabul edilmeme durumu var.
 
Bu kadar ağlamak nedir ya?
Zat-ı muhteremin evlilikle ilgili rol modeli kim acaba? Bu derece panik olduğuna göre baya baya hayatının biteceğini düşünüyor gibi..

Bence siz de bu kişiyle evlilik için iyi düşünün. Zira evlenince değişecek gibi..
 
İmzadan korkuyor özgürlüğünün kısıtlanmasından şimdi gitmek istese bağlayan bişey yok istediği her an gidebilme özgürlüğünü kaybetmekten korkuyor sanırım bi de tabi evlenince aileler akrabalar kısmı var ki o bile yeter korkmasına. Ben olsam evlilik konusunu açan taraf olmazdım sanırım bu işlerin peşine erkek düşmeli bu konuda biraz geleneksel düşünüyorum
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X