Wir lernen deutsch / Almanca

Die Schreiberin hat eine neue Stelle : Yazarın yeni bir işi var..

Kızlar, bu "stelle" ne çok kullanılıyor. Sözlük konum, iş olarak çeviriyor
 
Mit einem gross(en) Koffer und zwei klein(en) Taschen steigen alle aus einem rot(en) Bus. Xenia hiilft ihrem müd(en) Bruder. Sie gehen zu einem grün(en) Haus mit gelb(en) Fenster un schliessen die Tür auf. Auf einem altmodisch(en) Tisch liegt schwarz(e) Katze. Im ersten Stock sind die Schlafzimmer, alle mit einem wundebar(en) Blick auf das Meer. Der Urlaub kann beginnen.

Kızlar, parantez içi kitapta boşluk bırakılan yerler. Ben bu boşlukları nasıl dolduracağımı bilemiyorum, hep çözüm kısmına bakıp ordan yazıyorum. Bir de dativ diye düşünüyorum akkusativ oluyor falan.
Mesela
Auf einem altmodischen Tisch liegt schwarze Katze: Eski bir masanın üzerinde bir kedi yatıyor. Burda der Tisch artikeli akkusativ, die Katze nin nominativ mi oluyor? anlayamıyorum ben bunu kızlar yaaa
 
Bunlar kitabımın gramer özetleri. Sizce burdan bakınmak yeterli mi bu konuya?
 

Eklentiler

  • 6FAB3877-0708-4010-B8C9-F935692289B7.jpeg
    6FAB3877-0708-4010-B8C9-F935692289B7.jpeg
    61,3 KB · Görüntüleme: 25
  • D4F7E9A2-0322-4E30-830B-DB0CD1894C7E.jpeg
    D4F7E9A2-0322-4E30-830B-DB0CD1894C7E.jpeg
    94,6 KB · Görüntüleme: 34
Sie steigt mit ihrem schwer(en) Koffer in den Zug ein.
Mesela burda ben nominativ olmalı diye düşündüm(schwer) ama akkusativmiş :/

Kızlar, topiğin canına okudum sabahın köründe :olamaz:
sabahtan akşama kadar iş ve bebeğim, bitkinlik sebebiyle hiçbirşey yapamıyorum, akşam erkenden uyuyakalmışım. Sabah da boncuğumu emzirmeye kalkınca fırsat bu fırsat dedim. Elimdeki kitap A2, şu kitabı bir özümseyerek bitirsem, güzel bir yol alıcam ama bakalım. Bulunduğum yer çok küçük, kurs yok. Bir hoca buldum, sadece bir saatimizi uydurabildik birbirimize haftalık, bir kız vardı yardım aldığım o da çoğunlukla meşgul . Dün bir anne-bebek buluşması ayarladım diye uçarak gittim, iki tane Türk teyze:KK34: kızının gözüne nolmuş dediler ilk muhabbet olarak. Türkçe tabi ki. Kaçasım geldi, zaten sürüş dersim vardı, kaçtım. İçimi de döktüm, dertli ben:cry: kusura bakmayın :KK42:

Çok sağolun yardımlarınız için.
 
Teşekkür ederim:KK200:
Bak ben wohl un anlamını translate den bakıp “iyi” olarak öğreniyorum,geçiyorum. Bu arada ders aldığım kıza da sordum yukardaki cümleyi..bir tek nerde olabilir dedi:/ hiç mantıklı gelmedi tabi..senin çevirin doğrudur da yine kendimi hayal kırıklığına uğramış hissettim,bir tek nerde olabilir diye çevirilir mi yaaa:/


Bir sey degil. Bazi cümleler birebir cevrilmiyor. Ama konunun bütünlügünden cikarilabilir. Dün kizin cümlesi dogru olabilir yaziyordum yine yarim kaldi. Gece esime sordum benim cevirim de hata olmadigini söyledi. Iyi olan wohl şöyle var. Wohl fühlen -iyi hissetmek. Bu kelimenin kökeni nedir. Hangisi mecazi kullanim bilmiyorum ama.
 
Sie steigt mit ihrem schwer(en) Koffer in den Zug ein.
Mesela burda ben nominativ olmalı diye düşündüm(schwer) ama akkusativmiş :/

Kızlar, topiğin canına okudum sabahın köründe :olamaz:
sabahtan akşama kadar iş ve bebeğim, bitkinlik sebebiyle hiçbirşey yapamıyorum, akşam erkenden uyuyakalmışım. Sabah da boncuğumu emzirmeye kalkınca fırsat bu fırsat dedim. Elimdeki kitap A2, şu kitabı bir özümseyerek bitirsem, güzel bir yol alıcam ama bakalım. Bulunduğum yer çok küçük, kurs yok. Bir hoca buldum, sadece bir saatimizi uydurabildik birbirimize haftalık, bir kız vardı yardım aldığım o da çoğunlukla meşgul . Dün bir anne-bebek buluşması ayarladım diye uçarak gittim, iki tane Türk teyze:KK34: kızının gözüne nolmuş dediler ilk muhabbet olarak. Türkçe tabi ki. Kaçasım geldi, zaten sürüş dersim vardı, kaçtım. İçimi de döktüm, dertli ben:cry: kusura bakmayın :KK42:

Çok sağolun yardımlarınız için.

Benle türkce konusanlara almanca cevap veriyorum ben. Mecbur kalmadikca da türk oldugumu söylemiyorum.
 
Bis jetzt hat es noch keine Probleme gegeben: Şimdiye kadar hiç sorun olmadı.
Ich glaube, die lieben Glückwünsche von den alten Kolleginnen wirklich geholfen: Sanırım eski çalışanların tebrikleri gerçekten yardımcı oldu.
Abends habe ich noch Marie und Valentin getroffen, wir haben einen film angeschaut: akşam Marie ve Valentin'le buluştum, bir film izledik.
Puh, war der schlecht! Kötüydü
Jetzt bin ich see..hr müde :şimdi uyuyacağım:/



Ich bin sehr müde : cok yorgunum.
Ben ceviri mi yoksa uyuyacak miydin anlamadim :)
 
Sie steigt mit ihrem schwer(en) Koffer in den Zug ein.
Mesela burda ben nominativ olmalı diye düşündüm(schwer) ama akkusativmiş :/

Kızlar, topiğin canına okudum sabahın köründe :olamaz:
sabahtan akşama kadar iş ve bebeğim, bitkinlik sebebiyle hiçbirşey yapamıyorum, akşam erkenden uyuyakalmışım. Sabah da boncuğumu emzirmeye kalkınca fırsat bu fırsat dedim. Elimdeki kitap A2, şu kitabı bir özümseyerek bitirsem, güzel bir yol alıcam ama bakalım. Bulunduğum yer çok küçük, kurs yok. Bir hoca buldum, sadece bir saatimizi uydurabildik birbirimize haftalık, bir kız vardı yardım aldığım o da çoğunlukla meşgul . Dün bir anne-bebek buluşması ayarladım diye uçarak gittim, iki tane Türk teyze:KK34: kızının gözüne nolmuş dediler ilk muhabbet olarak. Türkçe tabi ki. Kaçasım geldi, zaten sürüş dersim vardı, kaçtım. İçimi de döktüm, dertli ben:cry: kusura bakmayın :KK42:

Çok sağolun yardımlarınız için.

Mit ihrem schweren Koffer ' dogru olmasi lazim. Akkusativ oldugunu kim söyledi ? Dativ cünkü bence. Ben de unutmaya basliyordum bak iyi ki yaziyorsun. Sag ol :KK200:
 
Die Meisten Menschen sind nett und warten, wenn sie sehen, dass jemand den ersten Tag in einem Betrieb arbeitet.
insanların çoğu bir işte ilk gününü çalışan birini gördüklerinde kibardırlar ve beklerler.

Kızlar, biraz abuk oldu sanki çevirim. Düzeltme yapabilir misiniz lütfen:KK52:

İş yerinde ilk günü oldugunu gördükleri bir calişlan gördükleri zaman insanlarin çoğu beklerler ve (onlara karsi ) kibardirlar...( aslinda sabirlidirlar daha uygun özellikle de cevirince. )
 
Die Schreiberin hat eine neue Stelle : Yazarın yeni bir işi var..

Kızlar, bu "stelle" ne çok kullanılıyor. Sözlük konum, iş olarak çeviriyor


Evet ama ben Schreiberin 'i ilk defa duydum. Schriftsteller olarak biliyordum. Kitap cümlesi mi ?Bir de diger örnegindeki den ersten Tag kullanimini ögrendim :) güzel oldu.
 
Evet ama ben Schreiberin 'i ilk defa duydum. Schriftsteller olarak biliyordum. Kitap cümlesi mi ?Bir de diger örnegindeki den ersten Tag kullanimini ögrendim :) güzel oldu.
Kitap cümlesi kahve..
Muhtemelen schriftsteller bir iş,meslek olarak..schreiberin de konuda bahsi geçen kişi olarak “yazar” anlamında kullanılıyordur diye düşündüm. lingen lingen in bu konuda fikri vardır :KK52:
 
Kızlar şu iki tarafın farkını anlayamadım, bakabilir misiniz?

Ich wasche mir jeden Morgen die Haare. Ich wasche mich nie
Dann kämme ich mich Ich kämme mir nie die Haare.
Auserdem schminke ich mir die Augen und Mund Ich schminke mich natürlich nicht.
Ich ziehe mich gern schön an Ich ziehe mir am liebsten immer das Gleiche an
Ich fühle mich nur wohl, wenn ich eleganr-te Schuhe trage. Ich fühle mich in alten Kleidern am wohlsten.

TopraKahveBob TopraKahveBob bak burda "nur wohl ve wohlsten" yapıları kullanılmış,
 
Kitap cümlesi kahve..
Muhtemelen schriftsteller bir iş,meslek olarak..schreiberin de konuda bahsi geçen kişi olarak “yazar” anlamında kullanılıyordur diye düşündüm. lingen lingen in bu konuda fikri vardır :KK52:

achso :KK70:

Ich ärgere mich über den Lärm auf der Straße: sokaktaki gürültüden rahatsız oldum ya da sokaktaki gürültü beni rahatsız etti?


sich ärgern: sinirlenmek, kizmak gibi( sinirlendirmek) - stören: rahatsiz etmek
 
X