Sütü 1,5 lt'lik süt şişelerinde dondurup gönderiyorlar. Yanlarına da buzlu su şişeleri koyuyorlar. Geldiğinde süt daha çözünmemiş oluyor, gelir gelmez şişeyi kesip kaynatıyorum ve mayalıyorum. Şimdiye kadar sıkıntı olmadı.
Maile dönmeleri birkaç gün sürebilir, haftalık epey yoğun bir e-posta trafikleri var.
Ankara çok sıkıntılı hakikaten sebze meyve açısından. Memnun kalacağını düşünüyorum. Fiyatları market ve pazardan pahalı ama çok abartılı değil. Benim en çok beğendiğim kısmı, bu iş için 100 küsür köylü kadın, sigortalı olarak çiftlik için çalışıyorlar.Vallahi heyecanlandım :) ankaraya geldiğimden beri şöyle güzel bişeyler yiyemedim.
Önceden balıkesirdeydim, oranın da çok güzel bi pazarı vardı. Hem ucuz hem tazeydi.
Çiftliğin yerine baktım
Daha önce öğretmen olarak çalıştığım ilçeye çok yakınmış ya :)
Oralar öyle güzel öyle bereketli ki.
Mis gibi havası, tazecik meyve sebzeleri vardı
İnsanın ömrünü uzatacak bir yerdi
Öğrencilerim süt getirirlerdi kendi ineklerinden :)
İncir ve mantar getirirlerdi kendi bahçelerinden
Ankara çok sıkıntılı hakikaten sebze meyve açısından. Memnun kalacağını düşünüyorum. Fiyatları market ve pazardan pahalı ama çok abartılı değil. Benim en çok beğendiğim kısmı, bu iş için 100 küsür köylü kadın, sigortalı olarak çiftlik için çalışıyorlar.
Oralar çok güzel gerçekten. Keşke öyle bir yerde yaşama şansım olsaydı:)
Çok güzel anlatmışsın ben bile özlem duydum diyebilirimBen aslında oralara yerleşirdim öğretmenliğe devam etseydim. Hem benim iş değiştirmem hem de eşimin orada iş imkanı olmaması sebebiyle ayrıldık.
Düşünsene elecda benim evimin arka bahçesindeki ağaçta sincap yaşıyordu :)
Ön camdan baktığımda karşı komşum ineklerdi
Yemyeşil iklimi güzel, huzur dolu bir yerdi.
Perşembe günleri pazarı olurdu pazarı ilçedeki tüm hoparlörlerden yayınlanan pazar duası ile açalardı
Pazarımız hayırlı olsun falanherkes dururdu o sırada yollardayken dua ederdik :)
İlk duyduğumda şok olmuştum ne oluyor diye
Şimdi de hayalim balıkesir e döndüğümde körfeze doğru olan ilçelerden birinde küçük bir zeytin bahçesi ve ev sahibi olup işe oradan gidip gelmek...
Tam bir köy hayatı bana uygun değil, biraz konfor arıyorum açıkçası. Ama çocuğum ağaçlara falan tırmanarak büyüsün isterim.
Kendi memleketimde küçük bir konteynr ve zeytin tarlamız vardı. Yazları 3-5 günlüğüne giderdik her hafta. Kendi domates fidelerimiz vardı hemen 3-5 tane
Biber soğan falan
tarlalarda kardeşimle çamur oynardım
İncir ağacına babam oturabilmem için tahtalardan bi koltuk gibi bişey yapmıştı
Kitabımı alıp tahtıma kurulurdum. Rüzgar estikçe o ağaç sallanırdı o yazın sıcağında nasıl güzeldi. Kendi arı kovanlarımız vardı.
Sonra komşu tarlamızda zeytin sulamak için dinamo (belki adı başka bişeydir suyu pompalayan alet ama biz dinamo derdik) çalışınca hemen koşardım su içmeye. O su öyle soğuk öyle lezzetli olurdu ki. Uçurtmamı alırdım akşamüstleri uçururdum. Sonra taaa uzakta başka bi tarlaya düşerdi uçurtma kurtarmaya giderdik :)
Akşamları yıldızları izlerdik... Çok güzel anılarım oldu, tekrar yaşamak isterim böyle şeyler. Şu an yaşadığımız alanlar bana çok yapay geliyor artık.
Evet mantıklı:)Öyle yazıyor internet sitesinde :)
Zaten zeytin falan buralarda olmaz iklim yüzünden
Çok güzel anlatmışsın ben bile özlem duydum diyebilirim
Ben de küçük bir ilçede büyüdüm. Tipik bir köy hayatı değildi ama kesinlikle modern bir şehir hayatı da değildi. Biz de çok çamur oynadık, ağaçlardan erik topladık. Anneannemin inekleri vardı, kazları vardı kaz yumurtası yerdik:) bizimse tavuklarımız, kendi bahçemiz... tam bir mahalle hayatı yaşadık sobalı evlerde. Bilmiyorum insan o günleri çocukluğunu özlediği için mi özlüyor... geçmiş hep güzel hatıralarla anılır nedense. Oysa şu anki rahatlığımız paha biçilemez bir güzellik. Bunun da kıymetini bilmek gerek. Anın tadını çıkarmak gerek.:) yaşarken çok anlamıyorsun sanırım.
Küçüktüm ben de değerini pek bilememiş olabilirim.
Babamın organik ballarından bi kaşık belki yemişimdir
Sonra modern (!) şehirlerde yaşadıkça kendimi doğadan uzak hissetmeye başladım.
Bi rezidansta oturuyorum
Bahçesinde çocuk oyun parkı var plastik salıncaklar.
Benim salıncağım bir ceviz ağacına kurulmuştu, urganla :)
Onu özlüyorum mesela. Baharda komşu tarlalardaki erik ağaçlarından gizlice 3-5 erik toplamayı.. tulumbaya elimizi dayayıp su çıkarmak için dakikalarca tulumba çekmeyi ve önce sıcak sonra buz gibi tertemiz su gelmesini.
Hayatım boyunca öyle de yaşayamam :) ama en azından bunaldığımda kaçabilmeyi isterdim
Ben de küçük bir ilçede büyüdüm. Tipik bir köy hayatı değildi ama kesinlikle modern bir şehir hayatı da değildi. Biz de çok çamur oynadık, ağaçlardan erik topladık. Anneannemin inekleri vardı, kazları vardı kaz yumurtası yerdik:) bizimse tavuklarımız, kendi bahçemiz... tam bir mahalle hayatı yaşadık sobalı evlerde. Bilmiyorum insan o günleri çocukluğunu özlediği için mi özlüyor... geçmiş hep güzel hatıralarla anılır nedense. Oysa şu anki rahatlığımız paha biçilemez bir güzellik. Bunun da kıymetini bilmek gerek. Anın tadını çıkarmak gerek.
Ne kadar güzel bir çocukluk geçirmişsin. Benim çocukluğum şehirde geçti maalesef. Ankara bana da inanılmaz derecede yapay geliyor.Ben aslında oralara yerleşirdim öğretmenliğe devam etseydim. Hem benim iş değiştirmem hem de eşimin orada iş imkanı olmaması sebebiyle ayrıldık.
Düşünsene elecda benim evimin arka bahçesindeki ağaçta sincap yaşıyordu :)
Ön camdan baktığımda karşı komşum ineklerdi
Yemyeşil iklimi güzel, huzur dolu bir yerdi.
Perşembe günleri pazarı olurdu pazarı ilçedeki tüm hoparlörlerden yayınlanan pazar duası ile açalardı
Pazarımız hayırlı olsun falanherkes dururdu o sırada yollardayken dua ederdik :)
İlk duyduğumda şok olmuştum ne oluyor diye
Şimdi de hayalim balıkesir e döndüğümde körfeze doğru olan ilçelerden birinde küçük bir zeytin bahçesi ve ev sahibi olup işe oradan gidip gelmek...
Tam bir köy hayatı bana uygun değil, biraz konfor arıyorum açıkçası. Ama çocuğum ağaçlara falan tırmanarak büyüsün isterim.
Kendi memleketimde küçük bir konteynr ve zeytin tarlamız vardı. Yazları 3-5 günlüğüne giderdik her hafta. Kendi domates fidelerimiz vardı hemen 3-5 tane
Biber soğan falan
tarlalarda kardeşimle çamur oynardım
İncir ağacına babam oturabilmem için tahtalardan bi koltuk gibi bişey yapmıştı
Kitabımı alıp tahtıma kurulurdum. Rüzgar estikçe o ağaç sallanırdı o yazın sıcağında nasıl güzeldi. Kendi arı kovanlarımız vardı.
Sonra komşu tarlamızda zeytin sulamak için dinamo (belki adı başka bişeydir suyu pompalayan alet ama biz dinamo derdik) çalışınca hemen koşardım su içmeye. O su öyle soğuk öyle lezzetli olurdu ki. Uçurtmamı alırdım akşamüstleri uçururdum. Sonra taaa uzakta başka bi tarlaya düşerdi uçurtma kurtarmaya giderdik :)
Akşamları yıldızları izlerdik... Çok güzel anılarım oldu, tekrar yaşamak isterim böyle şeyler. Şu an yaşadığımız alanlar bana çok yapay geliyor artık.
Nazilli'ye bağlı Ocaklı köyünde canım. Kadın bildiğin dağı taşı almış, köyün hanım ağası olmuş, bütün köy ona çalışıyor. Biz gittik bir gece konuk köy evinde kaldık, ekim arazilerini gezdik. Bir kadının tek başına bir işi bu noktaya getirmesi çok gurur verici.
Elecda merhaba arada okuyorum topiğin çok güzel . Çok soran olmuştur belki ama çiftliğin adı ne acaba geçmiş syflarda göremedim belki çok geri gitmedim. Çocuk yok şimdilik iki kişilik haftalık biraz sebze meyve süt peynir az az sipariş verilebiliyor mu ürünler ?Nazilli'ye bağlı Ocaklı köyünde canım. Kadın bildiğin dağı taşı almış, köyün hanım ağası olmuş, bütün köy ona çalışıyor. Biz gittik bir gece konuk köy evinde kaldık, ekim arazilerini gezdik. Bir kadının tek başına bir işi bu noktaya getirmesi çok gurur verici.
Elecda merhaba arada okuyorum topiğin çok güzel . Çok soran olmuştur belki ama çiftliğin adı ne acaba geçmiş syflarda göremedim belki çok geri gitmedim. Çocuk yok şimdilik iki kişilik haftalık biraz sebze meyve süt peynir az az sipariş verilebiliyor mu ürünler ?
Biz de İstanbul da merkeze uzak bir ilçedeyiz şehire göre daha sakin havası temiz pazar ı bazen iyi bazen kötü siz sürekli burda bahsedince ben de niyetlendim :)
Çok teşekkür ederim :)Merhaba,
Çiftliğin adı İpek Hanım Çiftliği.
Öncelikle üyelik talebi için ipekhanim@ipekhanim.com adresine mail atmanız gerekiyor. Sonrasında haftalık olarak ürün içeriğinin yer aldığı bir excel listesi gönderiyorlar. Liste genelde Cumartesi gece gelmiş oluyor. Pazar günü sipariş talebi gönderince salı günü kargo gelmiş oluyor.
Rica ederimÇok teşekkür ederim :)
Selamlar,
Oldukça yoğun bir haftasonu geçirdim. Ev ile uğraşmak beni epey yoruyor. Cumartesi sabah evi sil süpür toz al işlerini hallettik. Oradan bakıcı ablamızı ziyarete gittik.
Pazar günü nevresimler değişti, yıkandı. Hafta içinü geçirmek üzere 3 çeşit yemek yapıldı.
Bugün kızımı yıkama işi var.
H&M'in internet sitesinden kızım için mevsimlik elbise, etek, bluz siparişi verdim. Hanıma bu sene tayt, pantolon giydiremiyoruz
Kızımla avm'ye gittiğimizde hem çok yorucu oluyor hem de gördüğü herşeyi istediği için bir sürü kriz atlatmak zorunda kalıyoruz. Bu yüzden mecbur kalmadıkça beraber markete ve avm'ye gitmemeye gayret ediyorum. İnternet alışverişi bu nedenle benim için faydalı.
Kızımın dolabında "Küçülenler", "Ela Yazlık", "Ela Kışlık" ve "Mevsimlik" şeklinde, üzerinde bu isimlerin yazılı olduğu 4 adet kutu var. Mesela 4 yaşın yazlıklarını kaldırırken, seneye de giyilebilecek olanları yazlık kutusuna, 2. çocuk için saklayacaklarımı da küçülenler kutusuna koydum. Aynı şeyi şu an kışlıklar için yapıyorum. Eskiyen fakat giyilebilir durumda olan ya da yeni olup giydiremediklerini Kızılay'ın giysi kumbarasına koyuyorum.
Bu düzene geçen yıl geçtim, oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Kutuların içerisindeki kıyafetleri de Konmari metodu ile katlayınca neyi var neyi yok rahatça sezon başında görüp, ona göre alışveriş yapıyorum.
Pijamalar olarak biz de ince yazlıklar var, kışın giydirdiğim tulumlar var. Öyle olunca yazlık-kışlık-mevsimlik ayrımı bana daha kolay geldi.Selamlarelecda ,
Dediğini bende yapmaya çalışıyorum avm-markete götürmek olay çıkması demek. Zaten burası küçük bir il o yüzden kıyafeti internetten almak zorundayım, hm bu konuda çok hızlı ve sorunsuz oluyor iade iptal. Ben kızımın kıyafetlerini üst kıyafetler, alt kıyafetler ve hırka yelek pijamalar diye dizmiştim ama yazlık-kışlık-mevsimlik te deneyebilirim. Geri kalan toka takı çorap iç çamaşırda en üstteki bölmeli çekmecede duruyor.
Elecda sana bir şey soracaktım bu tek tek porselen alışverişini nereden yapmıştın? Bende 13-14 adet üzerinden takım yapmak istiyorum ama nerden alınabilir ne kadar tutar meraktayım, bir de bir sorum daha var karartmalı perde yatak odama bende düşünüyorum ama tamizliği nasıl oluyor, evde temizlenebiliyor mu ve normal perdelere göre çok fiyat farkı var mı? yoğun olduğunu okudum müsait olduğunda bilgilendirirsen sevinirim.