selam..
istememek başka yapmak başka...sahi; dağınıklığını toplamadığında red mi ediyorsunuz? itiyor musunuz ya da size gelmesini mi engelliyorsunuz...ben mi yanlış anladım yazınızı?
her halukarda başarılı oluyor musunuz toplamasında?
dağınık toplama konusunda bizim de sık yaşadığımız problemler var.ben sorumluluk alması gerektiğini(9 yaşında)ben topladığım takdirde benim yükümün fazlalaştığını bunun bana haksızlık olduğunu anlatıyorum.ve beni bu konuda önemsemediğini....
ve ben de artık onun gibi davranacağımı kendim için daha esnek davranacağımı söylüyorum..açayım;
mesela bu konuşma sırasında basketbol dersine gidecektik evden çıkmamız gerekiyordu.ve ben bilinçli olarak geciktirdim. kendimce onu önemsemedim.o gün geç gittik.tırstı elbette.
ancak geçici bir yöntemdi ve kabul ediyorum adil değildi.
siz dağınık toplama konusunda başarılı olduysanız sanırım ben bu yöntemi de gerçekleştiremem..sanki benim yöntem kadar adil değil.başka bir yöntem bulmalı..
herkese ayrıca selam.....sizler de ne yöntemler var?
Oğluna Allah uzun ömür versin. Öncelikle kendini suçlama. Öyle oldu böyle oldu diye. Benim kızım doğduğundan beri çok sakin bir çocuk olmasına rağmen 2 yaş civarında bana bayağı vuruyordu. Yani oğlunun davranışı bana garip gelmedi.Günaydınlar, tüm bu anne çocuk ilişkisi muhabbetinin üzerine benim oğlumla ciddi bir sorunum varbu aralar sürekli bana vuruyor sürekli biliyorum hastalık bulantı derken çok ilgilenemedim kendisiyle ve tepki veriyor bana ama nasıl davranacağımı şaşırmış durumdayım, başta görmezden geldim, konuşmaya çalıştım ama artık ciddi anlamda öfkeleniyorum çünkü alışkanlık haline getirdi, 27 aylık henüz ve çok çaresiz hissediyorum, herşeyiyle anneannesi ilgilendi bu süreçte ve ona da vuruyor, önerisi olan varsa sevinirim..
Teşekkür ederim cevabın için, gerçekten bu süreçte kendimi çok suçlu ve yetersiz hissediyorum Benim oğlumda çok yumuşak başlıydı böyle görünce ben mi bu hale getirdim diyordum ama söylediklerin gerçekten içime su serpti. Umarım geçici bi süreçtir ve hemen geçer :)Oğluna Allah uzun ömür versin. Öncelikle kendini suçlama. Öyle oldu böyle oldu diye. Benim kızım doğduğundan beri çok sakin bir çocuk olmasına rağmen 2 yaş civarında bana bayağı vuruyordu. Yani oğlunun davranışı bana garip gelmedi.
Napabilirsin peki? Sabırla bu hareketin yanlış olduğunu ona anlatmalısın, geçici bir dönem olduğunu bilirsen sen de rahatlarsın. İki yaş civarı onlar için zor dönemler. Hamileyken sabırlı olmak zorlaşsa da sabırlı olmalısın.
Bir annenin “adilliğinin” yazdığı bir cümle üzerinden sorgulanması çok üzücüÖncelikle selam son cümleden dolayı bende bir kaç cümle kurmak istedim.
Annelik çocuğun karakteri ve yapısıyla şekillendiğini düşünüyorum. Bazı konularda net ve kararlı olmak gerekiyor.
Şiddet ve sözlü şiddet dışında her yönteme açığım.
Konu genelini okumadan eleştiri yapmanızı geçtim, bu şekilde bir yaklaşımı doğru bulmadım.
Elecdanın anlatmak istediğini o kadar farklı yöne çekmişsiniz okurken anlam veremedim.
Ahhh canım ne demek.... biraz panik olmuşsun anladığım kadarıyla. Sakin ol bu konuda ki oğlun da bu konunun çok önemli olduğunu algılamadan geçip gitsin.Teşekkür ederim cevabın için, gerçekten bu süreçte kendimi çok suçlu ve yetersiz hissediyorum Benim oğlumda çok yumuşak başlıydı böyle görünce ben mi bu hale getirdim diyordum ama söylediklerin gerçekten içime su serpti. Umarım geçici bi süreçtir ve hemen geçer :)
Bizim de uzun sürecek gibi, kardeş faktörüyle nasıl bir hal alır hayal bile edemiyorum, iki tarafta da tek ve ilk torun. Bakalım bizi neler bekliyor, tekrar teşekkürlerAhhh canım ne demek.... biraz panik olmuşsun anladığım kadarıyla. Sakin ol bu konuda ki oğlun da bu konunun çok önemli olduğunu algılamadan geçip gitsin.
Bizim kızın iki yaş krizi uzun sürmüştü. Hiç yapmadığı ve daha sonra da yapmayacağı türlü rezillikleri hep o dönemde yaşadık. Sonra tekrar pamuk gibi oldu çok şükür. Önemli o kriz sürecini sakince kabullenip elecdanın söylediği gibi küreklere asılmaya devam etmek.
Günaydınlar, tüm bu anne çocuk ilişkisi muhabbetinin üzerine benim oğlumla ciddi bir sorunum varbu aralar sürekli bana vuruyor sürekli biliyorum hastalık bulantı derken çok ilgilenemedim kendisiyle ve tepki veriyor bana ama nasıl davranacağımı şaşırmış durumdayım, başta görmezden geldim, konuşmaya çalıştım ama artık ciddi anlamda öfkeleniyorum çünkü alışkanlık haline getirdi, 27 aylık henüz ve çok çaresiz hissediyorum, herşeyiyle anneannesi ilgilendi bu süreçte ve ona da vuruyor, önerisi olan varsa sevinirim..
selam...
pinky nin söylediklerini bir yerlerde okumuştum.olumsuz davranışta sarılma.rahatlatma.bu rutin hale geldiğinde çocuk sevgisini alıp yine eskisi gibi davranabiliyor.annenin fazla sevgi dolu yaklaşımında ya da bende diyeyim ben kendimde yetersizlik hissetmiyorum ancak hata yaptı sar hata yaptı sev sanki hep hata hep hataya sebep oluyor.çocuk değil mi bazen bu gibi durumları çok iyi kullanabiliyorlar.
sizin mecazi anlamda yazdığınız düşünmemiştim. normal düz yazı okuyunca..kafam çok dolu.anlam karışıklığı diyelim mi..duygusa lanlamda anladım ve bu bana hiç adil gelmedi.en sevdiğim ve tek en yakınım beni itse kendimi çok kötü hissederdim.benim yapmak istediğim şey bu değil,kendisini kötü hissetmesi değil.sorumluluklarının bilincine varması.
patron kelimesi? bu da mecaz mı? burada bir parmak sallama görüyorum.benimde höyyyt anlarım oluyor ancak iktidar meselesi değil yine söylediğim gibi sorumluluklarını yerine getirmesi...
doğruyu bulmaya çalışıyorum,yorumlara açığım.
akşamdan minik bir örnek:
her zaman,ama her zaman ders notlarını değerlendirme kağıtların oraya buraya bırakır.devaölı uyarır sahip çıkmasını söylerim.işi bittiğinde ortadan kaldırmasını dolabına ya da çantasına her nereye konması gerekiyorsa ya da çöpe,koymasını söylerim.ya toplar ya yarısı kalır.önceden uyarırırm,evi toplarken yanlışlıkla ya da bilerek çöpe gidebileceğini...her zaman.dün yine aferinli bir kağıdı kalmış,inceledim bir ara gündüz.hep ortalıktaydı.çöpe attığımı hatırlamıyorum ama akşam bulamadı.mini bşir krize dönüştü.bende ses yükseldi.eğer daha önce toplasaydı böyle bir şeyle karşlaşmayacağını anllattım,tabii sinirli.
baskın çıkma çabaları...öğretmeni istemişmiş o kağıdı nerden bilsinmiş.bunu bende bilemezdim dedim.
aynen öğretmeninin üslubuyla bana ne, hiçç umrumda değil..der bazı konularda.ben de öyle tavır takındım.öğretmenini dinliyor beni de dinlesin.
öğretmeni ile aramızdaki fark gözlemlediğim kadarıyla duygusallığa yer yok..disiplin.belki öğrenci eğitiminde.bense fazla duygusalım,otorite elbet biraz var ama patronluk derecesinde..noolur yanlış anlaşılmıyorum inşallah sevgilielecda
duygular törpülenir mi? istediğimiz oranda.....
sonuç:bulamadı tabii..kalktı dolabını boşalttı,mış yani sonradan gördüm.yazı tahtasını silmiş tebeşirlerini sıralamışfazlalıkları çöpe atmış..sonra karşıma geçti uzandı ,yatma saatiydi.parmağı ağzında.tek bir soru soracağım dedim.bunlar neden oldu biliyor musun?
söylemek istemiyorum du yanıt.tamam bilmen yeterli dedim.
fakat değişmiyor.ertesi güne kısık sesle vicdan azabıyla başlıyorum
yazım hatalı için özür,çabuk yazıyorum
İnsanların yanında uyarmamak ve davranışa odaklı konuşmak konusunda hemfikirim ancak benim katılmadığım bazı noktalar var. Mesela bir çocuk annesini inanılmaz kızdırabilir. Ben sakin yapılı bir insanım ve şimdiye kadar hiç kimse beni kızım kadar sinirlendirmeyi başaramadı:) Öfkelenmek, kızmak son derece insani duygulardır ve normaldir. "Hatalı davranış" kızgınlık hissetmek değil, kızgınlığımızı ifade etme biçimimizde olabilir ancak. Öfkelenince hiç tepki vermemeyi doğru bulmuyorum. Karşısındaki kişinin de insan olduğunu, bir bam teli ve sınırının olduğunu bilmeli çocuk. Elbette çocuğun kişiliğine saldırmak, fiziksel ya da psikolojik bir şiddet uygulamak kabul edilemez. Ben bu tarz durumlarda "Şu davranışına şu an çok kızdım ve sakinleşmek için yalnız kalmaya ihtiyacım var. Sonra konuşabiliriz" diyerek kızımdan uzaklaşıyorum. Bir süre yalnız kalıyorum ve sakinleştikten sonra davranışın beni niye sinirlendirdiği konusunda daha detaylı konuşuyorum. Bence bu tavır olumsuz duyguları hissetmenin de normal olduğunu ve bu duyguları hissedince nasıl yönetmesi gerektiğini öğretiyor.“Pinky, annenin çocuğu ne yaparsa yapsın mutlaka çocuğu kucaklayan tavırda olması ve çocuğun annenin kollarında teselli bulması gerektiğini söylemişti. Ben de bu düşünceye katılmadığımı, sürekli çocuğa sevgi dolu bir yaklaşım sergilemek zorunda hissettirilen annelerin kendini yetersiz hissettiğinden bahsetmiştim.“
günaydınlar… :)
lütfen yanlış anlaşılma olmasın:) ben de teselli bulmayı mecazi anlamda söylüyorum. oğlum hata yaptığında ödüllendirir gibi yüzümde gülücükle, kucağımı açıp onu sevgiyle sarmıyorum:) evet, çocuk ne yaparsa yapsın, annesini sığınılacak bir liman, teselli bulacağı bir kucak olarak görmeli, fakat bu demek değil ki, anneye (yada başkasına) her haksızlığı yapabilir, yada yaptığı herşeyde haklıdır, onu onaylamaktır. demek istediğim kısaca; çocuğun hatalı davranışını “bizim hatalı bir davranışımızla” örtemeyeceğimiz. bunun ona da, bize de bir yarar sağlamayacağı…
çocuk bir hata yapar, neden? ya bilmeden-istemsizce yada ailesinden gördüğü (nadiren başkalarından-dış çevreden)bazı uygulamaların “yansıyan” neticesinde hata yapar. görevimiz 1. şıkta; ona doğruyu göstermek ve incitmeden-ezmeden (hem ruhu hem bedeni demeye gerek duyuyorum ki, ruhu incitmek bir bakışla bile olur) bunu yapmaktır. 2. şıkta ise, o hata zaten bizim hatalarımızın sonucu olduğu için, sorumluluğumuzu kabullenmeli ve ona göre bir tavır belirlemektir. mantıklı düşününce de onurlu yolun bu olduğunu sanıyorum. kızmak-ters yapmak-olumsuz tavır, çocuğun davranışının değil, bizim içimizde çözemediğimiz durumların(bilhassa tahammülsüzlük-yıpranmışlık) sonucudur maalesef… hele ki bir çocuğa kızmak”tan söz ediyorsak.
oğlum hata yaptığında yüzümde gülücükle, kucağımı açıp onu sevgiyle sarmıyorum demiştim… ben ne yapıyorum peki. hata yaptığında;
kesinlikle hemen tepki vermiyorum. önce kendimi, onu ve davranışının boyutunu ölçüyorum kendi içimde. tepkilerim davranışa odaklanmalı, ona değil. uygun zaman, uygun zemin ve uygun şekilde “davranışını” vurgulayarak neden “yapılmaması” gerektiğini açıklıyorum, “yapmamasını” değil, çünkü bu genel bir kaide, bizim, diğerleri, ve onun için. özellikle “uygun” zamanını denk getirdiysem genelde olumlu sonuç almada sıkıntı yaşamıyorum. uygun zemin, yanımızda konuya müdahale edebilecek başka birinin yada birilerinin olmaması demek. uygun şekildeyi de artık biliyorsunuz; mottom kızmamak-suçlamamak-yargılamamak:)
ola ki çok acil karar verip, tavrımı belli etmem gereken bir durum mevzu bahis. o noktada “yapılması gerekeni” (onun yapmadığı) yapar, onun verdiği tepkiye (ve yüzüne) bakmadan ortadan çekilirim. düzenleyici devlet modeli:)) tabii ki çok önem verilmesi gereken bir konuysa sonrasında konuyu konuşuruz. anlık bir tepkiyse, alınması gereken dersi de zaten almış olur. burada dikkat edilmesi gereken “en önemli şey”, rolümü gerçekleştirirken de onu suçlamamak. “duyarsız” bir sabır. duygusuz bir ifadeyle robot gibi işi tamamlamak ve bırakmak:))
""bu şekilde davranmak işin özünde onu sevmek ve saymak oluyor. farketmeden yaptığı bir hataysa onu teselli etmek oluyor. bilerek yaptığı şey ise rehberlik etmek, yolunu aydınlatmak oluyor. “ne olursa sevgiyle oluyor işte…” seviyoruz ki tahammül ediyoruz, tahammül ediyoruz ki daha dingin, sevgi dolu, kendine ve dünyaya güvenen nesiller yetişsin…""
annedeki yetersizlik hissine gelirsek… bence her anne yetersizdir demek doğru olmasa da, hakkıyla annelik yapmak isteyen her anne zaten kendini yetersiz hissedecektir. çünkü tamamıyle kendin olmayan bir insana kendini adamak mümkün olmadığı için bir tamamlanmışlık hali olmaz. böylece anne kendini eksik hisseder, her anında onun koruyucu meleği olmak ister, onun ayağına taş, yüzüne yaş değsin istemez, olunca da kendinden bilir, kendini yetememiş hisseder, hisseder de der… ama temelde bu onun yetersizliğinden ayrı bir durumdur ve konu kendi içinde değerlendirilmelidir. ne var ki anne herşeyi üzerine alınmakta oldukça özverilidir ve kendini buna feda edebilir:) demek ki neymiş, fedai anne olmayacağızzz:))
fedai anne değil, özverili ama kendine de değer veren, çocuğuyla tattığı her anın her duygunun keyfini çıkaran bir anne olmak lazım. mutlu olmak, mutlu etmek lazım. kendi içinde mutsuz olan, kendini değersiz hisseden biri başka birini mutlu ve değerli hissettiremez.
elmasa çakıl gibi davranılmasın. elmas, elmas olduğunu bilsin, kararmasın, kırılmasın… benim derdim bu aslında. her çocuk bir cevher ve onun bunu bilmesi gerek… “biz gölge etmeyelim yeter”.
Benim kızım da o dönem çok vurmuştu. 2 yaş sendromu ile alakalı bir durum sanırım. Ben her seferinde bileklerinden tutup, gözlerinin içine bakıp "Bana vuramazsın" diyordum. Davranışını görmezden gelme ancak sinirlendiğini de çok belli etmemeye çalış bu sefer daha çok yapma davranışı gösterebiliyorlar. Bir süre sonra geçiyor.Günaydınlar, tüm bu anne çocuk ilişkisi muhabbetinin üzerine benim oğlumla ciddi bir sorunum varbu aralar sürekli bana vuruyor sürekli biliyorum hastalık bulantı derken çok ilgilenemedim kendisiyle ve tepki veriyor bana ama nasıl davranacağımı şaşırmış durumdayım, başta görmezden geldim, konuşmaya çalıştım ama artık ciddi anlamda öfkeleniyorum çünkü alışkanlık haline getirdi, 27 aylık henüz ve çok çaresiz hissediyorum, herşeyiyle anneannesi ilgilendi bu süreçte ve ona da vuruyor, önerisi olan varsa sevinirim..
Öncelikle selam son cümleden dolayı bende bir kaç cümle kurmak istedim.
Annelik çocuğun karakteri ve yapısıyla şekillendiğini düşünüyorum. Bazı konularda net ve kararlı olmak gerekiyor.
Şiddet ve sözlü şiddet dışında her yönteme açığım.
Konu genelini okumadan eleştiri yapmanızı geçtim, bu şekilde bir yaklaşımı doğru bulmadım.
Elecdanın anlatmak istediğini o kadar farklı yöne çekmişsiniz okurken anlam veremedim.
Bir annenin “adilliğinin” yazdığı bir cümle üzerinden sorgulanması çok üzücü
Seni çok tebrik ederimDün yatma hazırlığını yapan kızım tuvalet sonrası ellerini yıkamayı bir oyun haline getirdi. Ben dişlerini fırçalayacağım için başında bekliyordum. Süreç uzadı, uzadı. Üstümde günün yorgunluğu vardı. Kızım yatınca yapılacak işlere bi tik daha atılacaktı bu yüzden sabırsızdım. Acele etmek istiyordum.
Kendimi frenleyebildim. Aklıma elecda’nın yazdığı “çocukları hızlandırmak yerine siz kendinizi yavaşlatın” tavsiyesi aklıma geldi. O ellerini dakikalarca yıkarken uzun uzun ellerine baktım. Tombul tatlı ellerini inceledim, uzaktan sevdim. Büyüdüğünde unutmamak için beynime kazıdım.
CümlemDenizGeldi tarafından yanlış anlaşılmış. Kötü niyetli bir tavır olduğunu zannetmiyorum. Kendisi dönem dönem yazar bu konuya.
Bizde de var o. En sonunda mecburen kucaklayıp çıkarıyorum. Yoksa saatler sürüyor. Şimdi de mesela banyoda yemek yedi ellerini yıkıyor yarım saattir falanDün yatma hazırlığını yapan kızım tuvalet sonrası ellerini yıkamayı bir oyun haline getirdi. Ben dişlerini fırçalayacağım için başında bekliyordum. Süreç uzadı, uzadı. Üstümde günün yorgunluğu vardı. Kızım yatınca yapılacak işlere bi tik daha atılacaktı bu yüzden sabırsızdım. Acele etmek istiyordum.
Kendimi frenleyebildim. Aklıma elecda’nın yazdığı “çocukları hızlandırmak yerine siz kendinizi yavaşlatın” tavsiyesi geldi. O ellerini dakikalarca yıkarken uzun uzun ellerine baktım. Tombul tatlı ellerini inceledim, uzaktan sevdim. Büyüdüğünde unutmamak için beynime kazıdım.
Ay hadi inşallah, bunu da deniyim. Teşekkür ederimBenim kızım da o dönem çok vurmuştu. 2 yaş sendromu ile alakalı bir durum sanırım. Ben her seferinde bileklerinden tutup, gözlerinin içine bakıp "Bana vuramazsın" diyordum. Davranışını görmezden gelme ancak sinirlendiğini de çok belli etmemeye çalış bu sefer daha çok yapma davranışı gösterebiliyorlar. Bir süre sonra geçiyor.
Yaşa bağlı olduğunu duymak içimi rahatlattı baya, iki aydır bulantıdan ben yattığım için annem temel ihtiyaçlarını karşılıyordu acaba ondan bana tepki mi veriyor diye baya üzülüyordumBenim oğlum da bana vurmaya başladı ben de kardeşinden dolayı diye düşünüyordum. Demekki bu yaşlarda olabiliyor.
Öncelikle selam son cümleden dolayı bende bir kaç cümle kurmak istedim.
Annelik çocuğun karakteri ve yapısıyla şekillendiğini düşünüyorum. Bazı konularda net ve kararlı olmak gerekiyor.
Şiddet ve sözlü şiddet dışında her yönteme açığım.
Konu genelini okumadan eleştiri yapmanızı geçtim, bu şekilde bir yaklaşımı doğru bulmadım.
Elecdanın anlatmak istediğini o kadar farklı yöne çekmişsiniz okurken anlam veremedim.
Bir annenin “adilliğinin” yazdığı bir cümle üzerinden sorgulanması çok üzücü
Kendisini severim topiğini sayfalarca okumuştum.
Yazım tarzını hayata bakış açısını ve kalemini güçlü bulduğum kişilerden birisidir.
üzüldüm gerçekten ve tepkisiz kalamadım.
Düz yazıda yanlış anlamalar olabilir normaldir. Annelik konusunda elinden geleni yapmaya çalışan ve mümkün mertebe pedagoji okuyarak davranışlarını şeklillendirme gayretinde olan bir anneyim. Çocuğumu kötü hissetirmeye yönelik bir davranış biçimi sergilemem mümkün değil zaten. Benim de genel amacım çocuğumun sorumluluklarının bilincine varması.
Patron kelimesi size ne çağrıştıyor bilemiyorum ancak benim gözümde patron parmak sallayarak tehdit eden değil, her konuda son sözü söyleyen kişidir. Evdeki otoritenin her zaman ebeveynde olduğunu çocuk bilmelidir. Dönem dönem çocuklar sınırları zorlayarak bizleri ve otoritemizi teste tabi tutarlar. Buna "iktidar mücadelesi" denir. Her bir sınır zorlama durumunda çocuk sert olmayan ancak net ve kararlı bir otorite ile karşılaşmalıdır.
Ben sizin yerinizde olsam, odasını toplamanın kendi sorumluluğunda olduğunu ancak toplamadığı durumda dağınık olan her şeyin çöpe gideceğini ve kaybolan hiç bir eşya konusunda sorumluluk kabul etmediğimi kızıma sakin bir ses tonu ile söylerdim. Kararlı olup olmadığınızı ilk test ettiği durumda da gerçekten dediğimi yapar ve davranışının sonucu ile yüzleşmesini izlerdim. Bu tutum size sert gelebilir ancak çocuğunuz için faydalıdır. Çalışma hayatına atıldığında ve sorumluluğunda olan bir evrağı kaybettiğinde kimse gözünün yaşına bakmayacaktır.
CümlemDenizGeldi tarafından yanlış anlaşılmış. Kötü niyetli bir tavır olduğunu zannetmiyorum. Kendisi dönem dönem yazar bu konuya.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?