biliyor musun şu an kendine en büyük kötülüğü yapıp onun iyi yönlerini hatırlatıyorsun?
kötü yönleri neydi peki...gerçekten nedir seni ondan iten birçok şey de vardır eminim neden onları da hatırlamıyorsun?
tabi ki kötü yönleri vardı. ama ne bileyim hiçbiri unutmak için bir bahane değil ki benim için. hiçbiri benim için ayrılmak için bir sebep değildi, olsa ayrılırdım zaten bu zamana kadar.
mesela çok tripliydi. hani iğrenç bir sterotip var ya "türk kızı kezban tribi" diye. benimkinde vardı bu. bu çok sinir ederdi beni ama o triplendiğinde bi şey yokmuş gibi davranırdım 2 dakika, sonra da "hadiii meymenetsiz düzel artık" derdim. düzelirdi.
ya da çok kıskanç birisine dönüşmüştü son zamanlarda. boğuyordu beni. ama kısa süreliydi bu da. yani oraya gitme onu giyme onla görüşme diye boğmazdı ama ufak tefek şeyleri kıskanırdı. kavga çıkarmak yerine nazlanırdı çoğu zaman. üzülür, suratıı düşünür ve sorularla beni boğardı. evet boğulurdum ama bu da en fazla yarım saatimizi alırdı sonra çözerdik. bunu yapması beni soğutmadı.
bir tane çok kötü özelliği vardı ki sinirlendiği an hakaret ediyordu. öyle büyük küfürler falan değil de "salak mısın?" ya da "salak salak konuşma" gibi. bunu düşünerek soğuyabilirim anca.
ama işte… aması var. hani hep yazıyorum ya "ayrılmadan 1 hafta önce peşimden koşup çok güzel laflar söyledi" diye. işte bunu hakaret meselesi için söylemişti.
ufak bir şeyden gerilip bana "salak salak davranma" demişti. ben de bunu duyunca direkt kalkıp gittim yanından. benim bir özsaygım var, kendime hakaret ettirmem dedim yeter artık.
peşimden koştu. ben blöf yapmıyordum, gerçekten bitirmiştim. sanırım 2 gün falan uğraştı. benim nerede olduğumu biliyordu, ertesi gün oraya geldi. ben uzaklaştıkça yanımdan ayrılmadı falan filan. amacım onu peşimden koşturmak değildi ama koştu. ve söylediği şeylerle ikna oldum. "psikolojim bozuk ve sana da yansıyor, farkındayım. amacım sana hakaret etmek değil. salak olduğunu düşünmediğimi ikimiz de biliyoruz. o sözleri hakaret etmek için söylemiyorum. ağzımdan kaçıyorlar. düzeltmeye çalışıyorum ama düzeltemedim. birbirimizi seviyoruz bunun için ayrılmayalım, psikoloğa gidicem öfke kontrolü vs için. söz veriyorum" dedi. hatta ben yüz vermeyince direkt telefonundan psikolog randevularına baktı. ben bu öneriyi kabul edince de beraber randevu almaya gittik.
bu yüzden soğumak için sebebim yoktu ki benim.
en büyük sebebim için de kendini affettirmişti.
fazlaca tartışıyorduk sadece.
o da bu yüzden soğudu benden. bu yüzden ayrılmak istedi. ama bu beni ondan soğutmadı.
o yüzden de şimdi soğuyamıyorum.
önceden büyük problemler yaşadık. arkadaşlarından dolayı.
o zaman çok yıprandık. ama hepsi geride kaldı. o büyük sorunları çözmüştük.
şimdi 4 ay önce çözdüğümüz büyük meseleleri düşünüp de soğuyamıyorum ki.
çok uzun yazdım farkındayım ama doluyum…