unutma günlüğüm

Sürekli böyle dersen bunu yaparsın biliyorsun değil mi?
O taksın kafasına ya antonie bensiz çıkıp gidiyor kimbilir kimlerle tanışacak ne yapacak vesaire diye.
Ayrıca eğer senin için çok sert bir sınır değilse bir instagram falan aç gezdiğin yerlerin fotoğraflarını koyarsın, hem biraz o da stalklayıp kuuuddduuursun diye düşündüm ama sen bilirsin :)
benim de bir ara içimden geçti instagram açmak ama sonra insanlar "görgüsüze bak sırf bunun için hesap açtı" derler diye düşündüm ve utandım:KK48:
bi de ben cidden sevmiyorum sosyal medya kullanmayı, şimdi sırf ona inat açsam eminim kısa bi süre sonra daha çok mutsuz ederdi o hesap beni…
 
benim de bir ara içimden geçti instagram açmak ama sonra insanlar "görgüsüze bak sırf bunun için hesap açtı" derler diye düşündüm ve utandım:KK48:
bi de ben cidden sevmiyorum sosyal medya kullanmayı, şimdi sırf ona inat açsam eminim kısa bi süre sonra daha çok mutsuz ederdi o hesap beni…

Mutsuz ederse kapatırsın ayrıca insanlar görgüsüzlük için kullanıyor instagramı genelde zaten kesinlikle dikkat çekeceğini düşünmüyorum. Bence aç, mutsuz ettiği noktada da kapat. Ya yurt dışına gidiyorsun en çok sevdiğim şey lütfen mutlu olur musun.
 
Mutsuz ederse kapatırsın ayrıca insanlar görgüsüzlük için kullanıyor instagramı genelde zaten kesinlikle dikkat çekeceğini düşünmüyorum. Bence aç, mutsuz ettiği noktada da kapat. Ya yurt dışına gidiyorsun en çok sevdiğim şey lütfen mutlu olur musun.
son cümleni o kadar tatlı kurmuşsun ki:KK200:
 
Mutsuz ederse kapatırsın ayrıca insanlar görgüsüzlük için kullanıyor instagramı genelde zaten kesinlikle dikkat çekeceğini düşünmüyorum. Bence aç, mutsuz ettiği noktada da kapat. Ya yurt dışına gidiyorsun en çok sevdiğim şey lütfen mutlu olur musun.

benden de +1.
antonie antonie yurtdışına gitmek gibi bir imkanın var ailenden uzaklaşıyosun kendi başınasın ne güzel şuan tam ihtiyacım olan tam hayal ettiğim şey. bırak o salak burda ne yaparsa yapsın.
 
unutamadım günlük.
kendime 3 hafta süre koymuştum. 3 hafta sonra tamamen kafamdan çıkacaktı.
bugün 4. hafta bitti. ama hala kafamdan çıkmadı.

ilk ayrıldığımız zaman o kadar emindim ki çok kısa süre içinde pişman olup bana döneceğine.
dönmezse de ben hemen bırakırım diyordum. yani atıyorum maksimum 2 hafta içinde pişman olup bana dönerse kabul ederim, yoksa fazlasını kabul etmem diyordum. bu kadar emindim kendimden.

ama yok. hiç de öyle olmadı.
tabi ki bu süre içerisinde ilerleme kaydettim. ama hiç tamamen bitmedi.

yurt dışına geldiğim ilk 2-3 gün hiç umrumda bile değildi. oha dedim direkt unuttum ben bu çocuğu.
ama sonra çok kötü hissetmeye başladım. hala daha kötü hissediyorum.

bugün tatile gitti. 2 haftalık tatile.
o nefret ettiğim kızla.
instagramdan hikayelerine bakmamak için kendimi tutmaya çalışacağım. ama ne kadar engel olabilirim bilmiyorum.

mutsuzum günlük. sevilmemek çok kötü bir hismiş.

ve ben bir insanı nasıl unutabileceğimi bilmiyorum.

ondan önce nasıl yaşıyordum onu düşünmeye çalışıyorum.
kendim için yaşıyordum. her şey kendime göreydi. yaptığım her şeyi kendimi mutlu etmek için yapıyordum. bireyseldim. kendim için vardım.

ama artık öyle değilim. nasıl bu hale geldim bilmiyorum ama o yoksa hiçbir şeyin anlamı yokmuş gibi geliyor. tek yaşamayı beceremiyorum. kendim için yaşayamıyorum. günün sonunda olanı biteni ona anlatamayacaksam niye yaşıyorum ki diyorum.

dönse hiçbir şey güzel olmayacak, bunun farkındayım.
biz birbirimizi çok tükettik. benim güvenim çok kırıldı.
daha önce de ayrıldı benden. 2 kere mi 3 kere mi ne. 2 senelik ilişkide bu 3. ayrılışı sanırım. ya da 4.

az mı ya?
çocuk beni 3 kere terk etmiş. dönse mesela. kabul etsem. yine gidecek. hiç kaybetme korkusu yok.

ben hiçbir zaman ona güvenemeyeceğim. çünkü peşimden koşup beni ne kadar sevdiğine dair, bensiz yapamayacağına dair muhteşem cümleler kurduktan sadece 7 gün sonra benden ayrıldı. ben onun sevgisine, sözlerine, çekip gitmeyeceğine nasıl güveneyim?

merak etmiyor beni. aklına gelmiyorum. nasıl ya. ben 7/24 düşünüyorum. yaptığım her şeyde o var. ona anlatamıyorum diye yaşadığım şeylerin bi önemi yok.

alışkanlık diyorlar. ben onu değil de biriyle sevgili olmayı özlüyormuşum. yalan.
ben onu özlüyorum. biriyle sevgili olmak zor bir şey değil ki. insanlar fıldır fıldır gözlerle etrafa bakıyorlar. millet sevgilisinden ayrıldıktan 3 gün sonra başkasını buluyor.
kolay ki sevgili bulmak. salt sevgili olmayı, biriyle flörtleşmeyi, ne bileyim öpüşmeyi sevişmeyi özlesem çok kolay hallederim ki bunu.

mesele bu değil ama. ben onu seviyorum. onu.
evet ona dokunmayı, öpmeyi özledim.
evet her şeyimi ona anlatabilmeyi özledim.
evet hep görüşmeyi, sıkılmadan vakit geçirmeyi, derdim oldu mu omzuna yaslanabilmeyi özledim.
bunları her sevgili yapıyor diye "sen ona aşık değilsin, sadece biriyle sevgili olmayı özlemişsin yeaaa" denmesinden nefret ediyorum. ben bunları herhangi biriyle yapmayı değil, onunla yapmayı özledim.
yoksa yaşadığım tüm zorlukları anlattığım arkadaşlarım var ki benim. öyle çok yalnız değilim. "sesin titriyor, ta oraya gelip sarılasım geldi" diyen arkadaşlarım var.
her gün yazışabileceğim arkadaşlarım var.
her şeyimi bilen arkadaşım var.

ama o yok.
farkı anlatabiliyor muyum.
herkesin yaptığı şeyleri özlemiş olmam bunların ona özel olmadığı anlamına gelmiyor.

ayrıca onun karakterine ait şeyleri de özledim.
mimiklerini kendi başıma taklit edip gülüyorum.
şapşal şapşal mimiklerini özledim.
garip yürüyüşünü özledim.
burnuma sanki ayrı bir varlıkmış gibi davranmasını özledim :)
esprilerini özledim.
kedi gibi mahsunlaşıp bana gelmesini özledim.
esnerken yaptığı saçma hareketi özledim.
gülüşünü özledim.
sesini deli gibi özledim.
kıskandığı zamanlarda çok boğulup sinirleniyordum evet, ama o zamanki hallerini düşündükçe şimdi o kıskanışlarını bile özlüyorum.

özledim işte.
çok seviyorum. ve de kıskanıyorum.
o kızla tatile gitmesini de kıskanıyorum.
ben git demiştim, gidemezsin diye cıngar çıkarsam gitmezdi dinlerdi ama tamam git demiştim. çünkü birlikteydik. çünkü sorun yoktu.
şimdi hayatında ben yokum ama o kız var. kıskanıyorum.

ben artık geceleri ona iyi geceler yazmadan uyumaktan sıkıldım

artık tek başıma hayal kurmak çok ağır geliyor
 
unutamadım günlük.
kendime 3 hafta süre koymuştum. 3 hafta sonra tamamen kafamdan çıkacaktı.
bugün 4. hafta bitti. ama hala kafamdan çıkmadı.

ilk ayrıldığımız zaman o kadar emindim ki çok kısa süre içinde pişman olup bana döneceğine.
dönmezse de ben hemen bırakırım diyordum. yani atıyorum maksimum 2 hafta içinde pişman olup bana dönerse kabul ederim, yoksa fazlasını kabul etmem diyordum. bu kadar emindim kendimden.

ama yok. hiç de öyle olmadı.
tabi ki bu süre içerisinde ilerleme kaydettim. ama hiç tamamen bitmedi.

yurt dışına geldiğim ilk 2-3 gün hiç umrumda bile değildi. oha dedim direkt unuttum ben bu çocuğu.
ama sonra çok kötü hissetmeye başladım. hala daha kötü hissediyorum.

bugün tatile gitti. 2 haftalık tatile.
o nefret ettiğim kızla.
instagramdan hikayelerine bakmamak için kendimi tutmaya çalışacağım. ama ne kadar engel olabilirim bilmiyorum.

mutsuzum günlük. sevilmemek çok kötü bir hismiş.

ve ben bir insanı nasıl unutabileceğimi bilmiyorum.

ondan önce nasıl yaşıyordum onu düşünmeye çalışıyorum.
kendim için yaşıyordum. her şey kendime göreydi. yaptığım her şeyi kendimi mutlu etmek için yapıyordum. bireyseldim. kendim için vardım.

ama artık öyle değilim. nasıl bu hale geldim bilmiyorum ama o yoksa hiçbir şeyin anlamı yokmuş gibi geliyor. tek yaşamayı beceremiyorum. kendim için yaşayamıyorum. günün sonunda olanı biteni ona anlatamayacaksam niye yaşıyorum ki diyorum.

dönse hiçbir şey güzel olmayacak, bunun farkındayım.
biz birbirimizi çok tükettik. benim güvenim çok kırıldı.
daha önce de ayrıldı benden. 2 kere mi 3 kere mi ne. 2 senelik ilişkide bu 3. ayrılışı sanırım. ya da 4.

az mı ya?
çocuk beni 3 kere terk etmiş. dönse mesela. kabul etsem. yine gidecek. hiç kaybetme korkusu yok.

ben hiçbir zaman ona güvenemeyeceğim. çünkü peşimden koşup beni ne kadar sevdiğine dair, bensiz yapamayacağına dair muhteşem cümleler kurduktan sadece 7 gün sonra benden ayrıldı. ben onun sevgisine, sözlerine, çekip gitmeyeceğine nasıl güveneyim?

merak etmiyor beni. aklına gelmiyorum. nasıl ya. ben 7/24 düşünüyorum. yaptığım her şeyde o var. ona anlatamıyorum diye yaşadığım şeylerin bi önemi yok.

alışkanlık diyorlar. ben onu değil de biriyle sevgili olmayı özlüyormuşum. yalan.
ben onu özlüyorum. biriyle sevgili olmak zor bir şey değil ki. insanlar fıldır fıldır gözlerle etrafa bakıyorlar. millet sevgilisinden ayrıldıktan 3 gün sonra başkasını buluyor.
kolay ki sevgili bulmak. salt sevgili olmayı, biriyle flörtleşmeyi, ne bileyim öpüşmeyi sevişmeyi özlesem çok kolay hallederim ki bunu.

mesele bu değil ama. ben onu seviyorum. onu.
evet ona dokunmayı, öpmeyi özledim.
evet her şeyimi ona anlatabilmeyi özledim.
evet hep görüşmeyi, sıkılmadan vakit geçirmeyi, derdim oldu mu omzuna yaslanabilmeyi özledim.
bunları her sevgili yapıyor diye "sen ona aşık değilsin, sadece biriyle sevgili olmayı özlemişsin yeaaa" denmesinden nefret ediyorum. ben bunları herhangi biriyle yapmayı değil, onunla yapmayı özledim.
yoksa yaşadığım tüm zorlukları anlattığım arkadaşlarım var ki benim. öyle çok yalnız değilim. "sesin titriyor, ta oraya gelip sarılasım geldi" diyen arkadaşlarım var.
her gün yazışabileceğim arkadaşlarım var.
her şeyimi bilen arkadaşım var.

ama o yok.
farkı anlatabiliyor muyum.
herkesin yaptığı şeyleri özlemiş olmam bunların ona özel olmadığı anlamına gelmiyor.

ayrıca onun karakterine ait şeyleri de özledim.
mimiklerini kendi başıma taklit edip gülüyorum.
şapşal şapşal mimiklerini özledim.
garip yürüyüşünü özledim.
burnuma sanki ayrı bir varlıkmış gibi davranmasını özledim :)
esprilerini özledim.
kedi gibi mahsunlaşıp bana gelmesini özledim.
esnerken yaptığı saçma hareketi özledim.
gülüşünü özledim.
sesini deli gibi özledim.
kıskandığı zamanlarda çok boğulup sinirleniyordum evet, ama o zamanki hallerini düşündükçe şimdi o kıskanışlarını bile özlüyorum.

özledim işte.
çok seviyorum. ve de kıskanıyorum.
o kızla tatile gitmesini de kıskanıyorum.
ben git demiştim, gidemezsin diye cıngar çıkarsam gitmezdi dinlerdi ama tamam git demiştim. çünkü birlikteydik. çünkü sorun yoktu.
şimdi hayatında ben yokum ama o kız var. kıskanıyorum.

ben artık geceleri ona iyi geceler yazmadan uyumaktan sıkıldım

artık tek başıma hayal kurmak çok ağır geliyor
biliyor musun şu an kendine en büyük kötülüğü yapıp onun iyi yönlerini hatırlatıyorsun?
kötü yönleri neydi peki...gerçekten nedir seni ondan iten birçok şey de vardır eminim neden onları da hatırlamıyorsun?
 
Unutmak oyle "hayir hayir ben ona gercekten asigim" diye dusunerek olmuyor. Senin psikolojini az cok anlayabiliyorum. Icten ice hala beraber olabilme ihtimalini dusunup aslinda gercekten unutmak istemiyor olabilirsin. Onu sevdikcd ve dusundukce aranizda her zaman bir bag varmis gibi geliyor olabilir. Insan yasamadan ogrenmiyor bazi seyleri...

Ama en buyuk asklar bile unutuluyor. Zaman herseyin ilaci
 
biliyor musun şu an kendine en büyük kötülüğü yapıp onun iyi yönlerini hatırlatıyorsun?
kötü yönleri neydi peki...gerçekten nedir seni ondan iten birçok şey de vardır eminim neden onları da hatırlamıyorsun?
tabi ki kötü yönleri vardı. ama ne bileyim hiçbiri unutmak için bir bahane değil ki benim için. hiçbiri benim için ayrılmak için bir sebep değildi, olsa ayrılırdım zaten bu zamana kadar.

mesela çok tripliydi. hani iğrenç bir sterotip var ya "türk kızı kezban tribi" diye. benimkinde vardı bu. bu çok sinir ederdi beni ama o triplendiğinde bi şey yokmuş gibi davranırdım 2 dakika, sonra da "hadiii meymenetsiz düzel artık" derdim. düzelirdi.

ya da çok kıskanç birisine dönüşmüştü son zamanlarda. boğuyordu beni. ama kısa süreliydi bu da. yani oraya gitme onu giyme onla görüşme diye boğmazdı ama ufak tefek şeyleri kıskanırdı. kavga çıkarmak yerine nazlanırdı çoğu zaman. üzülür, suratıı düşünür ve sorularla beni boğardı. evet boğulurdum ama bu da en fazla yarım saatimizi alırdı sonra çözerdik. bunu yapması beni soğutmadı.

bir tane çok kötü özelliği vardı ki sinirlendiği an hakaret ediyordu. öyle büyük küfürler falan değil de "salak mısın?" ya da "salak salak konuşma" gibi. bunu düşünerek soğuyabilirim anca.

ama işte… aması var. hani hep yazıyorum ya "ayrılmadan 1 hafta önce peşimden koşup çok güzel laflar söyledi" diye. işte bunu hakaret meselesi için söylemişti.
ufak bir şeyden gerilip bana "salak salak davranma" demişti. ben de bunu duyunca direkt kalkıp gittim yanından. benim bir özsaygım var, kendime hakaret ettirmem dedim yeter artık.

peşimden koştu. ben blöf yapmıyordum, gerçekten bitirmiştim. sanırım 2 gün falan uğraştı. benim nerede olduğumu biliyordu, ertesi gün oraya geldi. ben uzaklaştıkça yanımdan ayrılmadı falan filan. amacım onu peşimden koşturmak değildi ama koştu. ve söylediği şeylerle ikna oldum. "psikolojim bozuk ve sana da yansıyor, farkındayım. amacım sana hakaret etmek değil. salak olduğunu düşünmediğimi ikimiz de biliyoruz. o sözleri hakaret etmek için söylemiyorum. ağzımdan kaçıyorlar. düzeltmeye çalışıyorum ama düzeltemedim. birbirimizi seviyoruz bunun için ayrılmayalım, psikoloğa gidicem öfke kontrolü vs için. söz veriyorum" dedi. hatta ben yüz vermeyince direkt telefonundan psikolog randevularına baktı. ben bu öneriyi kabul edince de beraber randevu almaya gittik.

bu yüzden soğumak için sebebim yoktu ki benim.
en büyük sebebim için de kendini affettirmişti.

fazlaca tartışıyorduk sadece.
o da bu yüzden soğudu benden. bu yüzden ayrılmak istedi. ama bu beni ondan soğutmadı.
o yüzden de şimdi soğuyamıyorum.

önceden büyük problemler yaşadık. arkadaşlarından dolayı.
o zaman çok yıprandık. ama hepsi geride kaldı. o büyük sorunları çözmüştük.
şimdi 4 ay önce çözdüğümüz büyük meseleleri düşünüp de soğuyamıyorum ki.

çok uzun yazdım farkındayım ama doluyum…
 
Unutmak oyle "hayir hayir ben ona gercekten asigim" diye dusunerek olmuyor. Senin psikolojini az cok anlayabiliyorum. Icten ice hala beraber olabilme ihtimalini dusunup aslinda gercekten unutmak istemiyor olabilirsin. Onu sevdikcd ve dusundukce aranizda her zaman bir bag varmis gibi geliyor olabilir. Insan yasamadan ogrenmiyor bazi seyleri...

Ama en buyuk asklar bile unutuluyor. Zaman herseyin ilaci
evet haklısın. zaman her şeyin ilacı. zaten ben de hep kendime bunu tekrarlıyorum. zor olsa da unutacağım. ne büyük aşklar unutuluyor.

sadece arkadaşımın "ya sizinki artık alışkanlık olmuştur, bence sen aşık falan değilsin de bir sevgilin olmasını özlüyorsun" demesine sinirledim

o yüzden hayır gerçekten aşığım diyen bir yazı yazdım buraya
yoksa "aşığım ölüyorum asla unutamam" tribinde değilim

"aşık değilsindir yeaa" denmesine sinir oluyorum
hayır arkadaş, bal gibi aşığım. ama bal gibi de unutacağım. çok uzun sürse de.
 
tabi ki kötü yönleri vardı. ama ne bileyim hiçbiri unutmak için bir bahane değil ki benim için. hiçbiri benim için ayrılmak için bir sebep değildi, olsa ayrılırdım zaten bu zamana kadar.

mesela çok tripliydi. hani iğrenç bir sterotip var ya "türk kızı kezban tribi" diye. benimkinde vardı bu. bu çok sinir ederdi beni ama o triplendiğinde bi şey yokmuş gibi davranırdım 2 dakika, sonra da "hadiii meymenetsiz düzel artık" derdim. düzelirdi.

ya da çok kıskanç birisine dönüşmüştü son zamanlarda. boğuyordu beni. ama kısa süreliydi bu da. yani oraya gitme onu giyme onla görüşme diye boğmazdı ama ufak tefek şeyleri kıskanırdı. kavga çıkarmak yerine nazlanırdı çoğu zaman. üzülür, suratıı düşünür ve sorularla beni boğardı. evet boğulurdum ama bu da en fazla yarım saatimizi alırdı sonra çözerdik. bunu yapması beni soğutmadı.

bir tane çok kötü özelliği vardı ki sinirlendiği an hakaret ediyordu. öyle büyük küfürler falan değil de "salak mısın?" ya da "salak salak konuşma" gibi. bunu düşünerek soğuyabilirim anca.

ama işte… aması var. hani hep yazıyorum ya "ayrılmadan 1 hafta önce peşimden koşup çok güzel laflar söyledi" diye. işte bunu hakaret meselesi için söylemişti.
ufak bir şeyden gerilip bana "salak salak davranma" demişti. ben de bunu duyunca direkt kalkıp gittim yanından. benim bir özsaygım var, kendime hakaret ettirmem dedim yeter artık.

peşimden koştu. ben blöf yapmıyordum, gerçekten bitirmiştim. sanırım 2 gün falan uğraştı. benim nerede olduğumu biliyordu, ertesi gün oraya geldi. ben uzaklaştıkça yanımdan ayrılmadı falan filan. amacım onu peşimden koşturmak değildi ama koştu. ve söylediği şeylerle ikna oldum. "psikolojim bozuk ve sana da yansıyor, farkındayım. amacım sana hakaret etmek değil. salak olduğunu düşünmediğimi ikimiz de biliyoruz. o sözleri hakaret etmek için söylemiyorum. ağzımdan kaçıyorlar. düzeltmeye çalışıyorum ama düzeltemedim. birbirimizi seviyoruz bunun için ayrılmayalım, psikoloğa gidicem öfke kontrolü vs için. söz veriyorum" dedi. hatta ben yüz vermeyince direkt telefonundan psikolog randevularına baktı. ben bu öneriyi kabul edince de beraber randevu almaya gittik.

bu yüzden soğumak için sebebim yoktu ki benim.
en büyük sebebim için de kendini affettirmişti.

fazlaca tartışıyorduk sadece.
o da bu yüzden soğudu benden. bu yüzden ayrılmak istedi. ama bu beni ondan soğutmadı.
o yüzden de şimdi soğuyamıyorum.

önceden büyük problemler yaşadık. arkadaşlarından dolayı.
o zaman çok yıprandık. ama hepsi geride kaldı. o büyük sorunları çözmüştük.
şimdi 4 ay önce çözdüğümüz büyük meseleleri düşünüp de soğuyamıyorum ki.

çok uzun yazdım farkındayım ama doluyum…
yok anlıyorum
insanın birden içinden söküp atması zor
ama yerinde olsam kötü yönlerine ama'sız odaklanmayı denerim
onunla olsaydık şöyle olurdu böyle olurdulu kötü senaryolar yazarım
her şey bir beyin kandırmaca duygusal dünyamızda sebep o yani...
aşk da bir beyin kandırmacasıydı şimdi unutmak da öyle olacak o yüzden
aslında farketmesen de ipleri eline alabilrisin..
 
evet haklısın. zaman her şeyin ilacı. zaten ben de hep kendime bunu tekrarlıyorum. zor olsa da unutacağım. ne büyük aşklar unutuluyor.

sadece arkadaşımın "ya sizinki artık alışkanlık olmuştur, bence sen aşık falan değilsin de bir sevgilin olmasını özlüyorsun" demesine sinirledim

o yüzden hayır gerçekten aşığım diyen bir yazı yazdım buraya
yoksa "aşığım ölüyorum asla unutamam" tribinde değilim

"aşık değilsindir yeaa" denmesine sinir oluyorum
hayır arkadaş, bal gibi aşığım. ama bal gibi de unutacağım. çok uzun sürse de.
kıyamam kız onlar da seni teselliye etmeye çalışıyor aslında
kötü niyetlerinden değil
ama beceremiyorlar yerimki :)
kızma onlara ;)
 
2 buçuk yıllık ilişkim bugün karşılıklı şekilde deli divane severek bitti. Burası da benim "unutamama ve her geçen gün daha çok özleme günlüğüm" olsun mu acaba..
 
kıyamam kız onlar da seni teselliye etmeye çalışıyor aslında
kötü niyetlerinden değil
ama beceremiyorlar yerimki :)
kızma onlara :KK66:
ama böyle teselli etmeye çalışmasınlar yaaaaaa
böyle olunca ben "kimse beni anlamıyor" tribine girip eski sevgilimi daha çok özlüyorum :)
2 buçuk yıllık ilişkim bugün karşılıklı şekilde deli divane severek bitti. Burası da benim "unutamama ve her geçen gün daha çok özleme günlüğüm" olsun mu acaba..
olmasın çünkü burası unutma günlüğü :)
ben bu süreci ters v harfi gibi görüyorum aslında
şöyle bir şey yani /\
önce zorlanarak gittikçe daha çok özleyeceksin (benim 4. haftamın sonunda hala unutamamış olmam gibi :)). yokuş çıkacaksın bi nevi
sonra bi yerden sonra da yokuş inmek gibi gittikçe kolaylaşacak… gittikçe rahatlayacağız…
her geçen gün daha çok özleme kısmı da unutma sürecine dahil yani;)
 
ama böyle teselli etmeye çalışmasınlar yaaaaaa
böyle olunca ben "kimse beni anlamıyor" tribine girip eski sevgilimi daha çok özlüyorum :)

olmasın çünkü burası unutma günlüğü :)
ben bu süreci ters v harfi gibi görüyorum aslında
şöyle bir şey yani /\
önce zorlanarak gittikçe daha çok özleyeceksin (benim 4. haftamın sonunda hala unutamamış olmam gibi :)). yokuş çıkacaksın bi nevi
sonra bi yerden sonra da yokuş inmek gibi gittikçe kolaylaşacak… gittikçe rahatlayacağız…
her geçen gün daha çok özleme kısmı da unutma sürecine dahil yani:KK66:
Şu an sizin gibi 4 haftayı devirmiş olmayı canî gönülden isterdim... Umarım bir sonraki 4 haftanın sonunda, unutma günlügünüzü amaca ulaşmış vaziyette okurum :)
 
Şu an sizin gibi 4 haftayı devirmiş olmayı canî gönülden isterdim... Umarım bir sonraki 4 haftanın sonunda, unutma günlügünüzü amaca ulaşmış vaziyette okurum :)
benim ilk günümde 4 haftam arasında çok fazla fark yok maalesef ki…
pek ilerleyemedim :) umarım sen 1 ayda bitirebilirsin her şeyi.
ama zaman çok hızlı geçiyor merak etme.
bi gözünü açacaksın 1 ay olmuş olacak senin de.
kendini kötü hissettiğin her an konuşabiliriz. benim de ihtiyacım var çünkü :D
 
bir de bugün saçma bir şey oldu.

nasıl tarif edebilirim bunu bilmiyorum. telefonumdaki bir şeyi erkek arkadaşım sürekli yanlış yapıyordu. onun istediği bir özellik telefonumda yoktu desem daha doğru olur. ama o inatla her seferinde bunu unutup o özellik varmış gibi davranıyordu :) benimse aklımın ucundan bile geçmeyecek, asla "aa böyle bir şey yapabilirler" demeyeceğim bir özellikti.

telefona güncelleme gelmiş ve o özelliği eklemişler :)

görünce hüzünle gülümsedim resmen.

bunu da öylesine not düşmek istedim.
ufak bir şey. ama ne bileyim.
 
bir de bugün saçma bir şey oldu.

nasıl tarif edebilirim bunu bilmiyorum. telefonumdaki bir şeyi erkek arkadaşım sürekli yanlış yapıyordu. onun istediği bir özellik telefonumda yoktu desem daha doğru olur. ama o inatla her seferinde bunu unutup o özellik varmış gibi davranıyordu :) benimse aklımın ucundan bile geçmeyecek, asla "aa böyle bir şey yapabilirler" demeyeceğim bir özellikti.

telefona güncelleme gelmiş ve o özelliği eklemişler :)

görünce hüzünle gülümsedim resmen.

bunu da öylesine not düşmek istedim.
ufak bir şey. ama ne bileyim.
aşk ayrılınca ne kadar tutkuya dönüşüyor değil mi...
halbuki içindeyken bu kadar derin değil sanki ne bileyim daha yaşanır giderken ayrılık ona derin anlamlar yüklüyor sanki
yanılıyor muyum acaba? sadece merak ettim sen ne düşünüyorsun?
 
aşk ayrılınca ne kadar tutkuya dönüşüyor değil mi...
halbuki içindeyken bu kadar derin değil sanki ne bileyim daha yaşanır giderken ayrılık ona derin anlamlar yüklüyor sanki
yanılıyor muyum acaba? sadece merak ettim sen ne düşünüyorsun?
bu alıntı yaptığın şeyi birlikteyken yaşasam yine gülümser sonra da anında mesaj atardım aslında

sende de öyle mi merak ediyorum ama birlikteyken sevgilim sürekli aklımdaydı.
arkadaşlarımla birlikteyken bile kafamda arka planda hep o vardı. onu düşünürdüm.
senin de böyle miydi? çünkü diğer sevgililer de böyle mi yoksa ben mi takıntılıyım diye merak ettim hep :D

ama ayrılınca araya çok büyük özlem giriyor, tutkuya dönüşmesi ondan bence
düşünsene çocuğun sesini 1 aydır duymadım
sesine hasret kaldım. bu ne demek?!

bu özlem ve bir daha göremeyecek olma düşüncesiyle hisler yoğunlaşıypr

çünkü dediğim gibi, beni kıskanmasını bile özledim
normalde bundan nefret ediyorum:D
 
benim ilk günümde 4 haftam arasında çok fazla fark yok maalesef ki…
pek ilerleyemedim :) umarım sen 1 ayda bitirebilirsin her şeyi.
ama zaman çok hızlı geçiyor merak etme.
bi gözünü açacaksın 1 ay olmuş olacak senin de.
kendini kötü hissettiğin her an konuşabiliriz. benim de ihtiyacım var çünkü :KK70:
1 ayda sevgim bitsin istemezdim ama hissettigim üzüntünün hafiflemesini isterdim. Bu mesajı görünce gözlerim doldu resmen :) Dünden beri mide bulantısı yasıyorum, hicbir sey yiyemiyorum. Sende de böyle mi oldu mu ilk zamanlar, olduysa bu üzüntüye bağlı bulantının gecmesi icin nasıl bi yol izlemeliyim bilemiyorum :)
 
bu alıntı yaptığın şeyi birlikteyken yaşasam yine gülümser sonra da anında mesaj atardım aslında

sende de öyle mi merak ediyorum ama birlikteyken sevgilim sürekli aklımdaydı.
arkadaşlarımla birlikteyken bile kafamda arka planda hep o vardı. onu düşünürdüm.
senin de böyle miydi? çünkü diğer sevgililer de böyle mi yoksa ben mi takıntılıyım diye merak ettim hep :KK70:

ama ayrılınca araya çok büyük özlem giriyor, tutkuya dönüşmesi ondan bence
düşünsene çocuğun sesini 1 aydır duymadım
sesine hasret kaldım. bu ne demek?!

bu özlem ve bir daha göremeyecek olma düşüncesiyle hisler yoğunlaşıypr

çünkü dediğim gibi, beni kıskanmasını bile özledim
normalde bundan nefret ediyorum:KK70:
benimki şu an askerde o yüzden sağlıklı cevap veremicem
sürekli aklımda çünkü çok uzakta:(
birlikteyken nasıldı yani yine aklımdaydı ama ayrılık başka ya ayrılınca o sevgi daha zor daha ağır geliyor daha takıntılı bir hal alıyor hani söylediğin gibi sanki...
 
Back