Tam boşanacağım bir gülme geliyor.

Ben hiç gülmedim gerçekten çok yazık. Canım bu adamı BOŞA. Bir halta yaramadığı gibi seni tüketiyor. İnan bana boşuna uğraşıyorsun ilerleyen yıllarda dahada kötü olucak. Ama bu adam senden boşanmamak için çok ağlar zırlar. Çünkü senin sırtına kambur...
 
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.

Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.

O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.

Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.

Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.

Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.

Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.

-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?

Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.

Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.

Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.

Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.
Senin anlattığının bazi kısımlarını bende yaşıyorum be kuzum ne desem bilemedim bunlar ancak kanser eder bizi...
Ayıralım diyoruz onuda istemiyorlar düzeltme de yok rabbim yardımcımız olsun demeye geldim...
 
Ben boğayım eşim kova oğlum yengeç kızım yay çocuklar anlaşamaz huysuzlanırlar ben çözmek için kendimi paralarım eşimde 20 yıl sonra ararsın bu günleri der o an nasıl olupta anı yasamayip bunu düşünüyor erkekler ya da biz annelikle mi bunu yapıyoruz bilmiyorum
 
Ayyynı 23 yıllık arkadaşımın bana kurduğu cümleler bunlar... zaten benim eşim “beni istemeyeni ben hiç istemem” evresine geçti :))
Aslında kimi sürekli ne yapmakla tehdit edersen , bir yerden sonra yapmakla tehdit ettigin şeyi yapman için seni kiskirtacak davranışlar içine girdiğini görürsün (okuldan atmakla tehdit ettigin öğrencinin her seferinde daha büyük sorunlara yol açması ve adeta "hadi atabiliyorsan atsana" diye sana meydan okuması) ben senin iliskini,hazır oluşunu,şartlarını bilmiyorum belki senin bosanman geleceğini daha mutlu inşaa edebilmenin tek yoludur onu da bilmiyorum...ama konu sahibi arkadas çocuğu ile daha zor bir hayata yelken açar bence
 
Mesajlarda yay burcu mu diye sorulmuş. Eşiniz yay burcuymuş.

Ben pek inanmazdım. Ama aynı özelliklerde, aynı burçtan mis gibi bir babam var. Annemi hastalık sahibi eden; kendi ana babasını bile tabiri caizse anacığıma kakalayan, müthiş bir enerji vampiri olan, bir o kadar da sevimli ( çok ilginç), bir babam var...Acaba tek erkek çocuk olduğu için mı babam böyle düşünüyorken sizin ellerinizdeki de aynı olduğunu görünce burçları takip etmeye karar verdim:KK70:

Sonuç mu? ASLA değişmezler. Boşanmayın. Neden mı? Yapısal olarak yük alan şahıssınız .

Başka biriyle evlenseniz aynı kumaşın laciverti olur. Şimdi en azından oğlunuz babasıyla büyüsün.

Boşansanız bu sefer kendi ailenizin bütün yükünü alacaksınız. Neden mı? Çünkü yapınız böyle. Yapacak bir şey yok. Şimdi tek kişi. Öteki türlü çok kişi.(sayıyı bilmiyorum)
 
Ben boğayım eşim kova oğlum yengeç kızım yay çocuklar anlaşamaz huysuzlanırlar ben çözmek için kendimi paralarım eşimde 20 yıl sonra ararsın bu günleri der o an nasıl olupta anı yasamayip bunu düşünüyor erkekler ya da biz annelikle mi bunu yapıyoruz bilmiyorum

Doğru , kendi hallerine bırakmak zorundasınız. Kendi aralarında cozecekler ya da kusecekler. Birbirlerine ciddi zarar vermedikleri sürece bende sorun görmüyorum disismeleri.

Bazen sofrada inanılmaz gürültü tantana olur, eşim huysuzlanir. Bu sofraları özleyeceksin diyorum bende. Hiç umursamam kavgalarını .

Uzaktan öylece takip ederim.
 
Başlığı gördüğüm an aha Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi konusu diyerek, hevesle okudum...
Yazdıklarını ne kadar tiye alarak anlatsan da aslında içinde bulunduğun kaos hiç iç açıcı değil.
Kıyamadım ben yine sizin o narin kalbinize.
Ama boşansanız da arkanız da hiç bir destek yok . Onu da iyi biliyorum.
Çocuğu psikoloğa götürecektiniz. O durum ne oldu?
 
Benim eşim de yay , bahsedilenlerle ilgisi yok.Bence bu burç meselesi değil kişilik meselesi.Bir de eşiniz sizin gidemeyeceğinizi veya boşanamayacağınızı düşündüğünden kendini iyice salmış gibi görünüyor.Bazen bazı şeyler göründüğü kadar basittir derler ya dışarıdan görünen bu.Çalışan ve kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olsanız ve ekonomik olarak ona muhtaç olmasanız böyle düşünmeyebilirdi.Oğlunuzu büyütünce çalışmaya başlasanız sizin için her yönden çok iyi olacağını düşünüyorum.
 
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.

Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.

O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.

Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.

Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.

Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.

Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.

-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?

Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.

Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.

Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.

Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.
yeni nesil gelin merhaba:)...böyle ufacık sorunları dert edip, boşanma lafını ağzına sakız yapanlara diyorum , yeni nesil gelin diye...
1- evlenirken söz vermiyormuyuz, iyi günde kötü günde diye...eşinin cinsel sorunu olabilir, hatta büyük ihtimal evdeki huzursuzluktan kaynaklanıyordur bu durum, değilse bile tedavisi vardır...
2-cep le seni aldatması, tüm türkiyenin sorunu, herkes bu dertten muzdarip...eşinin, çocuklarının telden ve pc den başını kaldırmadıklarını söyler herkes...bunu boşanmakla çözemessin, yeni gelecek eşinde öyle olacak çünkü....
3-boşanma konusunu burada yazdığın gibi, şakaya getirip söylüyosan, tabiki eşin seni ciddiye almaz....
sen bile daha ne yapacağını bilmezken...
4-eskiden babalarımız bizlerle çokmu ilgilenmiş acaba, noldu öldükmü, ruh hastasımı olduk...analarımızın ilgisi yettide arttı bile, ayrıca ilgilenmese bile, babanın varlığını bilmesi bile yeter çocuğa
5- çocuğunu iyi yetiştirmek adına boşanırsan, en büyük kötülüğü yapmış olursun ona,
6-kocandan boşanıp, onu cezlandırmak istiyorsun belkide, ama boşanmalarda mağdur olan erkek değil, genelde kadın olur, tüm yükü, çocuğun ağırlığını, kadın çeker...adam 2 güne bulur yeni bir eş, bakar keyfine...
7-kadınlar daha evlendiği ilk günden, boşanma yı aklının bir köşesinde hep tutuyor, yanlış olan bu işte...
8-eşinin mutlaka çok iyi yönleride vardır, bunlara odaklanmalı, artılar eksiler tartılıp buna göre karar verilmeli....
 
Muhakkak çok canlı bir şekilde o hisleri yaşadığın için rahatsızsın zaten, ama kestirip atamıyorsun çünkü eşinle olan emosyonel bağın kopmuş değil. Kopsaydı bu ilişkiyi hiçbir şey tolere edemezdi. Ona hala bağlısın ve onu seviyorsun. Eşin de aynı senin gibi. Siz sadece yönünüzü şaşırmışsınız. Elinizden tutup, "Bakın bu doğru yön" diyecek birisine ihtiyacınız var ama ilişkinize vakit ayırmak ikinize de zor geliyor. İnsanlar kendilerine emek harcıyorlar, çocuklarına emek harcıyorlar, eşlerine de emek harcıyorlar ama ilişkilerine emek harcamıyorlar. Sıkıntı burada başlıyor. Siz ilişkinizi güçlendirmek, ona emek harcamak yerine kolaya kaçıp birbirinizin zihnini okumaya çalışarak "Amaaaan o da nasılsa öyle düşünüyordur, o da istemiyordur nasılsa" diyorsunuz. En son ne zaman birlikte sevdiğiniz bir aktiviteyi yaptınız mesela? Bu her şey olabilir yani illa "Birlikte golf oynamak" gibi bir aktiviteden bahsetmiyorum. Flört dönemlerinizde birlikte yapmaktan hoşlandığınız aktiviteleriniz mutlaka vardır, en basiti mesela bu birlikte yemek yapmak olabilir. Ancak "Birlikte televizyon izlemek" gibi şeyler aktiviteden sayılmıyor bilesin. :) Literatürde de buna "Biz deposunu doldurmak" diyoruz. "Ben" deposu ayrı, "Biz" deposu ayrı, "Hepimiz" deposu ayrı.

Kimi zaman farklılıkları çözmek gerekir. Bizim sıkıntımız genelde farklılık yokmuş gibi davranıp karşı tarafı değiştirmeye çalışmak oluyor. Onun yerine doğru iletişim kurmayı bilerek, farklılıkları kabul edebilmek önemli. İletişim istek istiyor ve benim gördüğüm çiftler genelde iletişim kurmaya isteksiz olduklarından dolayı gerçekleştirmiyorlar, mıyıl mıyıl, enerjisiz, hevessiz bir ilişki oluyor. Tıpkı sizde gördüğüm gibi. İletişim kurmanın da belli yolları yöntemleri var elbette.

Dur bir düşüneyim flört döneminde saatlerce konuşurduk. Her şeyden. Siyaset, edebiyat, insanlar, gelecek ve geçmiş. Uzun uzun konuşurduk. O kadar konuştuk ki evliliğe bir şey kalmadı demek. Bir de sözlüklerde yazardık. Bazen trollük yapar eğlenirdik :)

Çocuktan sonra paylaşımlar azalarak bitti. Bak geçenlerde kayınvalidem lahmacun almış bize. Kalas eşim hepsini yemiş. Ben yemeğe çok düşkün bir model değilim zaten ama yaptığı eylemden rahatsız olduğumu söylediğimde "sipariş veririz ne var buna mı takıldın" gibi bir yanıt verdi. Gerçekten ya geri zekalı ya da anlamak istemiyor derdimi. Mevzu lahmacun yemek değil. Tıpkı benim yaptığım gibi "sen de yer misin" diye sormayı düşünmesi. Bunu akıl edebilmesi. Lahmacun ufak bir ayrıntıyı. Bu durum tüm hayatımızda geçerli mesela. Ben ne kadar incelik peşinde isem, o aksine zerre incelik göstermeyen bir model. Bu durumun değişeceğini de sanmıyorum.
 
Sevgili idrak, aşırı mantıklı bir kadınsın illa ki aklına gelmiştir ama yine de soracağım. Uzaklaşmayı düşündün mü? Hani belki biraz sensiz kalsa... Fazlasıyla rahat bir adam çünkü eşin, senin herşeyi halletmene aşırı alışmış. Acaba sen etrafta olmasan ne olurdu diye düşündüm.

Gideceğim bir yer yok. Ailemin evi buradan beter. Orada daha çok yoruluyorum. Bir de oğlum çok zor alışmışken okuldan mahrum bırakmak istemiyorum.
 
Ya senin anlatımlarını o kadar beğeniyorum ki çok güzel bir dilin var kitap yazmayı düşünmez misin piyasa da saçma sapan sürekli aynı kelimeleri tekrarlayan insanların çıkardığı Kitaplar bile satılıyor senin dilin beş basar onlara.evlilik konusuna gelince de yazının güzelliğinden ona konsantre olamadım haşlanmış pırasa favorim 😀😀

Piyasadaki yeni kitaplar o kadar kötü ki ben de yazıp hadsiz yazar tayfasına kendimi eklemek istemem efem. Teşekkür ederim :)
 
Daha önceki konularinizi da biliyorum.Tüm yazdiklarinizin bende uyandirdigi durumu yazayim size.Bosanmayin.Su durumda yapicaginiz en iyi sey kendinize is bulup baska seylere odaklanmaniz.Böyle olursa bir cok sorununuzun kendiliginden cözülecegine inaniyorum.Su anda o kadar sikismissiniz ki cirpinip duruyorsunuz bu da size cok zarar verir.Ayrilirsaniz pisman olacaginizi düsünüyorum.

Bilmiyorum artık çok emin değilim çalışırsam düzeleceğine. Çünkü bu adam hiç değişmeyecek. Ailenin hınzır çocuğu profilinden hiç vazgeçmeyecek. Bir de utanmadan bir kızımız olsun diyor.
 
yeni nesil gelin merhaba:)...böyle ufacık sorunları dert edip, boşanma lafını ağzına sakız yapanlara diyorum , yeni nesil gelin diye...
1- evlenirken söz vermiyormuyuz, iyi günde kötü günde diye...eşinin cinsel sorunu olabilir, hatta büyük ihtimal evdeki huzursuzluktan kaynaklanıyordur bu durum, değilse bile tedavisi vardır...
2-cep le seni aldatması, tüm türkiyenin sorunu, herkes bu dertten muzdarip...eşinin, çocuklarının telden ve pc den başını kaldırmadıklarını söyler herkes...bunu boşanmakla çözemessin, yeni gelecek eşinde öyle olacak çünkü....
3-boşanma konusunu burada yazdığın gibi, şakaya getirip söylüyosan, tabiki eşin seni ciddiye almaz....
sen bile daha ne yapacağını bilmezken...
4-eskiden babalarımız bizlerle çokmu ilgilenmiş acaba, noldu öldükmü, ruh hastasımı olduk...analarımızın ilgisi yettide arttı bile, ayrıca ilgilenmese bile, babanın varlığını bilmesi bile yeter çocuğa
5- çocuğunu iyi yetiştirmek adına boşanırsan, en büyük kötülüğü yapmış olursun ona,
6-kocandan boşanıp, onu cezlandırmak istiyorsun belkide, ama boşanmalarda mağdur olan erkek değil, genelde kadın olur, tüm yükü, çocuğun ağırlığını, kadın çeker...adam 2 güne bulur yeni bir eş, bakar keyfine...
7-kadınlar daha evlendiği ilk günden, boşanma yı aklının bir köşesinde hep tutuyor, yanlış olan bu işte...
8-eşinin mutlaka çok iyi yönleride vardır, bunlara odaklanmalı, artılar eksiler tartılıp buna göre karar verilmeli....
İdrak mı yeni nesil gelin???
Hey yavrum heyyy
Valla ben uzaktan takip ettiğim halde biliyorum konu sahibini de haleti-ruhiyesini de.
Ayrıca ne kadar da derde dermansız bir yorum.
 
X