Herkesin misafiri ağırlama şekli, görgüsü farklı.
Kayınvalidem yemekleri birbirine katar, çeşit çeşit pişirir, sofrayı donatır, yerken de diliyle ağırlar, ısrar eder, ‘sizin için pişirdim, hadi buyurun kuzum, iyi ki geldiniz yavrum, yiyin bal olsun’ vb gırla gider.
Et, köfte varsa kendi tabağındakini eşimin ya da kaynımın tabağına aktarır.
Eli hamarat, gönlü bonkör, dili tatlıdır.
Anam da ağırlar sağolsun ama daha minimal ölçüde…
Babacığım ‘hanım dolapta şu da vardı niye koymadın sofraya?’ diye sorar.
Cevap: Günler torbaya girmedi ya onu da yarın yerler
Babam ısrar eder, biraz daha alın, yiyin diye.
Annem: Hepsi önlerinde, yesinler diye yapıldı, ısrar edip durma diye ona da engel olur.
Annemi de böyle kabul ettik, bizi sevdiğinden de eminiz kardeşimle.
Kısacası sevginin ölçütü kabul etmeyin bu durumu.