sizce, bi kadın çalışmalı mı? çalışmamalı mı?

çalışan anneler;
evet cocuklarıyla "kaliteli" 1-2 saat geçirebiliyorlar.
ama çocukları uyuduktan sonra 2. mesaileri başlıyor, temizlik, çamaşır, ütü vs.
bir de hafta sonu genel temizlik yapıyorlar.
kendilerini harap ediyorlar kısacası.
kocaları yardım etse de aynı.
adam da kadın da işten gelmiş.
birlikte geçirecekleri 3-4 saat günlük.
onu da yemek, ev işi yaparak mı geçirsinler?
hayat yılda 1 -2 kez gittiğimiz 1 haftalık pahali tatillerden ve şanslıysanız arda kalan pazar günlerinden mi ibaret?
Herkes yurtdisinda okuyacak, her cocuk istedigini alacak, iyice materyalist oluyoruz insanlar olarak.
Oysa zar zor aldigin emek verdigin sey daha degerlidir, her istedigini elde eden cocuk kiymet bilir mi?
Ne kaliteli yasamakmis arkadas?
Ben bir kadinin hem kaliteli hem calisarak yasayacagina inanmiyorum.
Olsa olsa luks yasar ama yine perisan olan kadin olur.
 
Hem çalışan kadın olmak, hem çeşit çeşit yemek yapmak ,hem çocukla ilgilenmek


Bu erkekler baya akıllı neleri bize dayatmışlarda farkında değiliz.
 
Kadın dediğin ayaklarının üstünde duracak. Kimseye muhtaç olmayacak. Tabi ki çalışacak.
 
Ne bekarken evde oturdum, ne de evliyken. Yeni mezun olunca işsiz kaldım, onda da kurslara gittim, ders çalıştım zaten. Şuan bir işim var, 7 de eve varıyorum, fakat önce eşimin muhasebe bürosuna gidip yardım ediyorum, eve gelmemiz en erken akşam saat 9, bazen 11 - 12 leri buluyor. Zaman yarattıkça da sınavlara çalışıyorum (sonuçlar açıklanmadı büyük ihtimal kazandım). Boş zamanım olursa da ev işleri yapıyorum. Mecbur muyum bu kadar çalışmaya, tabi ki de değilim. Eşime yardım etmek ve üretken olmak beni mutlu ediyor. Ben de isterim güzel yemekler yapıp da eşimi beklemeyi, kim istemez ki. İyi bir gelecek için hayatta bazı şeylerden feragat etmek gerek. Şuan çocuk yok, çocuk olursa nasıl olur bilemiyorum.
Kimisinin çocuğu olur bakmak zorundadır, kimisi çalışmak ister iş bulamaz anlarım da hiçbir mazereti olmadan çalışmak istemeyen hem cinslerime anlam veremiyorum.
 

Bir önceki cevabınıza yorum yazmak istiyorum önce.

Önceki nesillerin çocuklarını örnek almanız yanlış çünkü zaten çoğu çalışmayan kadınlar. O dönemin koşulları böyle, eğitim imkanları eşit değil, aile yapısı farklı.

Bu nesilden bahsediyoruz. Kadınların erkekler kadar eğitim fırsatı bulduğu, hayattaki en önemli şeyin evlilik olmadığı, birey olarak yetişebilen çocuklardan.

Elbette belli bir oranda etkiler, ama eğer birinin ihtimali diğerinden daha çoksa çalışan annelerin çalışan kızlarının olma ihtimali daha yüksek.

Bu mesajınızda yazdığınız sızlanmalar ise ev işlerini eşiyle eşit bir biçimde bölüşmeyen kadınlar için geçerli, ve yaptıkları her şeyde çok haklılar. Hem evde hem işte çok çalışıyorlar ve genelde haftasonlarını da eşlerinin ailesi ile geçirmeye mecbur ediliyorlar, o nedenle sızlanıyorlar.

Çalışmamak tercihtir, mesajlarımı gördüyseniz evde çalışmanın dışarıda çalışmaktan çok daha ağır olduğunu düşündüğümü ve evde çalışmanın da çalışmak olduğunu belirttim.

Ama tüm sayfalarda en az 3 tane çalışmak evini eksik bırakmaktır diyen üye varken, çalışmamak kötüdür diyen üyeleri nerede gördünüz merak ediyorum.

Tartışma çalışan kadının aşağılanması ile başladı, refleks olarak çocuğa iyi bakmak yanında durmak değildir dendi. Yanlı bir bakış açınız var bana göre.
 

Bir erkek hem kaliteli hem de çalışarak yaşayabilir mi?

Peki eşi ile ev işlerini eşit derecede paylaşıyor iseler, veya yardımcı tutabilecek kadar durumları varsa, teziniz ne oluyor?
 

Burada da kötü bir düzeni değiştirilemez gibi sunmuşsunuz.

Buna bakarsanız aile içi şiddet oranları da çok yüksek, bunu da kabul mü etmeliyiz?

Kaçınız dayak yemiyor mu demeliyiz?

Eleştirmeniz gereken ev işlerinde gerekli sorumluluğu üstlenmeyen erkekler. Buna a veya b şeklinde tepki veren kadınlar değil.

Dışarıda eşi kadar çalışıp evde eşinden 10 kat fazla çalışan kadın da erdemli falan değildir bana göre. Zira sömürülmenin erdemli bir tarafı yok.
 
Bir erkek hem kaliteli hem de çalışarak yaşayabilir mi?

Peki eşi ile ev işlerini eşit derecede paylaşıyor iseler, veya yardımcı tutabilecek kadar durumları varsa, teziniz ne oluyor?
Valla erkekler icin de uzuluyorum, surekli calismak zorunda olduklari bir hayat. Isinden memnun olanlar neyse de, agir islerde calisanlar, isini sevmeyenler falan.
Calismama ozgurlugu olan kadinlar kadar rahat hayatlari asla olamayacak, ama en azindan esleri calismiyorsa, eve geldikten sonra kaliteli bir hayatlari olabilir. Kadin yorgun argin degil, gulumseyerek guzel yemek kokulariyla karsilayabilir, cayini kekini onune getirebilir. Izin gunlerinde eglenebilirler.
Bu kadini asagilamak degil bir nevi sorumluluk paylasimidir.
Ben esim kadar calisiyorsam asla ondan fazla ev isi yapmak istemem. Su an bile calismadigim halde esimin evde de gorevleri mevcut.
Ama isterdim ki yukarida bahsettigim gibi 4-4luk bir ev hanimi olayim esim isten arda kalan vaktinde huzurlu olsun.
Yardimci tutabilecek durumlari varsa demissin, zaten kadin calistigini cocugun kresine, temizlikciye falan vereceginden bir nevi ev hanimligiyla, calismayi degis tokus yapmis oluyor.
Bu da kendi kararidir. Dogrusu ben ev hanimligi konusunda mutsuz oldugumdan cocuklarim 3 yasina geldiginde bu degis tokusu yapmayi planliyorum. Hatta maasimin tumunu de buna harcayabilirim.
Tabi eger mutlu olacagim bir is bulabilirsem.
 
Evli bir kadının çalışması ayrı bir zorluktur mesela. Çoluk çocuk oluyor,ona buna bırakma derdine düşüyor anne. Bakıcı kadın tutsa olmuyor. Yani annenin yerini kimse tutamaz sonucta. Bulunduğu şartlara göre kadının çalışması değişebilir bence. Çocuk olana kadar çalışan bir kadın,çocuğu olduktan sonra kendini ona adamalı,çalışmamalı diye düşünüyorum.
 

Bakın ben de bunu anlatmaya çalışıyorum.

Ev işi kadının fıtratında var yazmak tam anlamıyla saçmalıktır. Bazı erkekler ev işlerine daha yatkın, bazı kadınlar iş makinesi kullanmakta daha yatkın. Böyle bir ayrım yapılamaz.

Bizim ülkemiz için erkeklerin çalışma zorunluluğunun daha yüksek olduğu doğrudur, ama ben bunu da tasvip etmiyorum.

Zengin insanlar hem çalışmayıp hem evde yardımcısıyla her şeyi hazırlıyor olabilir, kadın illa ki kendi yaptığı yemeğin ya da temizliğin kokusuyla eşini karşılamak zorunda değil ki.

Maddi durum şu kadın bunu yapmalıdır/bu kadının yapmasına gerek yok ayrımı yaptırıyorsa bu genellemeler başlı başına yanlıştır zaten.

Evlilik bir sözleşmedir, herkes kendine düşen sorumluluğu karşı tarafı sömürmeden üstlenmelidir. Ama eşine ev işi yaptıramayıp, ''Ben ona bilmemne yaptırmam, yapmaktan da gocunmam.'' demeyi çok komik buluyorum.
 
Türkiyede mi yaşıyorsun veya çocuğun varmı bilemiyorum fahri konsolos ,ama Türkiyedeki eğitim sistemi ve işsizliği gözönüne alırsan şu söylediklerin havada kalıyor.
Bu ülkede iyi yaşam istiyorsan ODTÜ,BOĞAZİÇİ veya o ayarda bir üniversiteden mezun olman şart artık.
Çocuklarımın geleceği için en iyisini istiyorsam o üniversiteleri kazanacak bir temelleri olmasını sağlamak bir anne olarak benim görevim.En iyi özel okulda okutup gerektiğinde özel ders aldırabilmek için çalışıyorum ben.
Ailemde benim için aynı imkanları sundu ve ben bugün onlar sayesinde güzel bir maaş alıp evimin işini yardımcıya yaptırıp eve gelince çocuklarımla ilgilenebiliyorum.Tamda senin bahsettiğin gibi çok iyi bir eğitim alamadıkları için 3 kuruşa ev geçindirmek zorunda kalıp perişan olmamaları için çabalıyorum.
 
Eger kadin zenginse calismiyorsa ev isi de yapmiyorsa olsa olsa ona sansli denir.
Sonucta adam eve gelip yemek yapmayacak, ahcinin pisirdigini yiyip karisiyla ailesiyle vakit gecirecek.
Sosyallik de bir ihtiyac.
Lakin kadin hem calismayip hem de evde de sorumlulugunu yerine getirmiyorsa bu adaletsizliktir.
Ben esime diyorum mesela sen ev beyi ol ben calisayim.
Ama boyle bir seyi hayatta kabul etmez.
Sadece bizim toplumumuzda degil, avrupada dahi, kadinlar hem calisir hem de yemegi yapan taraf olurlar.
Bu duzen kolay kolay degismez. O sebepten de kadinin calismasi ya hepten kadina, ya da kadina da erkege de eziyettir.
 

Avrupa'da birden fazla ülkede yaşadım, durum hiç de söylediğiniz gibi değil bana göre.

Birçok çalışan kadın, ev işleriyle ilgilenen erkek var. Çocuklarıyla annelerinden çok ilgilenen babalar var. Zaten Avrupa'yı bırakın şu an oturduğum yerde 2 adet çalışmayan erkek, çalışan kadın var.

Tanıdığım neredeyse bütün çiftler de ev işlerini eşit paylaşıyorlar.

Ama yine de tutup herkes böyle yapıyor diyemem. Çünkü her yeri kendi mahallemden ibaret zannetmiyorum.

Ama burada birçok kadın her erkeği kendi kocası, her mahalleyi kendi mahallesi, her konuyu da kendi çaresizliği ile aynı sanıyor.

 
ah ah bulamadık böyle biriniii..
 
Diğerlerine de katılmıyorum ancak son söylediklerinize yorum yapıyorum.
Çalışmak eziyettir, çalışan kadın kötü annedir, çalışan kadın aptaldır, çalışan kadının ailesi perişandır, çalışmak kadınların fıtratında yok vb. şeyler söylenirse çalışan kadınlara da aynı şekilde cevap verme hakkı doğar. Yapmayın allah aşkına, genellemeyin şu mevzuları. İsteyen çalışır istemeyen çalışmaz bu kadar basit. Ama bu kimseye eziyet değildir.
 

bence kesinlikle çalışmalı. şahsen ben kimseye bağlı olmayı sevmiyorum. bir kadın kesinlikle kendi ayaklarının üstünde durmayı bilmeli ki kadınlar bu konuda erkeklerden daha başarılılar. kız gibi yap ol kahraman !
 
Çok enteresan,sanki bizim yerimize işe gidiyor insanlar.
Çalışan kadın ''çocuğuyla ilgilenemez'',''kendini perişan eder'' genellemeleri hiç bitmiyor.
Çalışmak veya çalışmamak bir kadının tercihidir.Ben çocuklarım küçükken bıraktım işi,onlarla ilgilendim.Şimdi büyüdüler ve birilerine göre ''lüks'',bana göre ''ihtiyaç'' olan harcamalarımız arttı ve çalışmaya başladım.Çok şükür eziyet çektiğimide düşümüyorum.
 
çalışmak bazısı için gerek duyulmadığı halde ayaklarının üzerinde durmak bazısı için mecburşyetten
ben mecburiyetten çalışıyorum ama çok şükür yani eziyet olarak görmiyorum sonuçta bişeyler başarmak için çalışıyoruz
 
Onu diyorum ben de kaç sayfa önce de yazdım, insanların yaşam standartları, beklentileri farklı. Kimine göre özel okul lüks, kimine göre ihtiyaç. Bunu genelleyemeyiz ki. Kimi çocuğunun yanında olmayı yeterli görür, kimi daha iyi eğitim aldırmayı tercih eder. Çocuğu veren allah rızkını da verir mantığını benim aklım almıyor.

Hadi çocuğu da geçelim, kimine göre tatil lüks kimine göre ihtiyaç. Kimi senede bir akrabanın yazlığına giderek deşarj olur kimi 2 ayda bir yurt dışına çıkarak. Kimi bir çizmeyle koca kışı geçirir, kimi her gördüğünü almak ister. E bunlar da başkasından beklenmeyeceğine göre çalışmayı tercih eder.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…